26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

üslere (Cooperative Security Locations) ve kullanım kolaylıklarına sahip olmayı amaçlıyor. ABD, giriştiği her savaştan sonra üslerinin sayısını ve çapını artırıyor. 1991’den sonra Körfez bölgesinde, 1999’dan sonra Balkanlar’da, 2001’den sonra Afganistan, Pakistan ve Kırgızistan’da ve nihayet 2003 den sonra Irak’ta kalıcı üs ve kolaylıklar elde etti. Üsleri yeniden düzenlerken, Karadeniz bölgesinde yukarıda sayılan çıkarlarını korumak için yeni üslere gereksinim duydu. Ukrayna ve Gürcistan’daki istikrarsızlık ve belirsizlikler ve 1 Mart’ta Türkiye’den aldığı yanıt dikkate alınırsa, Karadeniz’de yeni üsler için en uygun ülkeler olarak Romanya ve Bulgaristan kalıyor. Romanya ile 7 Kasım 2005’de yapılan anlaşma ile Köstence’de liman kolaylıkları ve deniz üssü, Köstence civarında Michael KOGALNICANAU hava alanı, Bükreş’in 200 kilometre kuzeyinde FETESTİ hava üssü, DOBROGEA ve BABADAĞ’DA atış alanlarını elde etti. Bulgaristan’da ise BEZMER hava alanı ve NOVO SELO atış alanından yararlanmak için anlaşma aşamasında. Bölgede egemenlik kurmanın diğer bir yolu olan "renkli devrimler" ise son yıllarda sıkça başvurulan bir yöntem olmaya başladı. Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan’dan sonra Azerbaycan’da da denenmiş, Annan Planı referandumunda KKTC’de benzer yöntemler uygulanmıştı. Ülkelerinde kendi ulusal çıkarları yerine emperyalistlerin çıkarları ile birleştirdikleri kişisel çıkarlarını ön plana çıkartan satılık insanlar oldukça, Soros ve yandaşlarının "renkli devrimleri" sürecektir. Bulgar askerleri NATO tatbikatında. C S TRATEJİ 7 Karadeniz’de bulunacak bölge dışı ülkelerin deniz güçlerini 45000 ton ve 21 günle sınırlayan Montrö sözleşmesi hükümlerine aykırıdır. Bu talepler Montrö’nün değiştirilmesini gündeme getiriyor. Montrö sözleşmesinin değiştirilmesi veya yürürlükten kaldırılmasının nasıl yapılacağı sözleşmenin 28 ve 29. maddelerinde açıklanıyor. Buna göre Boğazlardan serbest geçiş özgürlüğü tanıyan 1. madde, her hangi bir zaman sınırlamasına bağlı olmaksızın yürürlükte bulunuyor. Diğer maddeler imzacı devletlerin biri tarafından yapılacak bildirimden iki yıl sonra yürürlükten kaldırılabilir. Ancak bu durumda taraf devletler yeni bir sözleşme yapmak için toplanmayı taahhüt ediyorlar. Sözleşmede değişiklik ise, imzacı devletler tarafından sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıllık periyotlarda önerilebilir. Önerinin geçerli olması için en az iki imzacı ülke tarafından daha desteklenmesi gerekiyor. (Boğazlardan geçecek ve Karadeniz’de bulunacak yabancı gemilerin tonajlarını düzenleyen 14 ve 18. maddeler için değişiklik önerisinin, öneri sahibi dışında bir imzacı devlet tarafından desteklenmesi yeterlidir.) Değişiklik önerisi üzerinde anlaşma sağlanamazsa, bir konferans düzenlenecek ve bu konferansta kararlar oybirliği ile alınacak, (Yukarıda değinilen, tonajlarla ilgili 14 ve 18. maddeler için çoğunluk yeterli olacaktır. Bu 3/4 içerisinde Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin ’ü ve Türkiye mutlaka olacaktır.) Bu maddelere göre Türkiye’nin rızası olmadan Montrö Sözleşmesi değiştirilemez. AKTİF ÇABA HAREKATİ Son günlerde Karadeniz’le ilgili olarak gündemde olan bir diğer konu da, Akdeniz’de NATO’nun sürdürdüğü Aktif Gayret Harekatı’nın Karadeniz’e yaygılaştırılmak istenmesi. Akdeniz’deki NATO gemileri, terörizm ve kaçakçılıkla ilgili olduklarından şüphelendikleri gemileri bu harekat kapsamında arıyorlar. Oysa Karadeniz kapalı bir denizdir, kıyısı olan ülkelerin bu tür trafiği kontrol etmeye yeterli güçleri ve organizasyonları mevcuttur ve NATO/ABD’den bu yönde talepleri yoktur. Bu gerçekler karşısında ABD taleplerinin yukarıda sayılan ABD çıkarlarını gerçekleştirmeye yönelik olduğu, terörizm ve kaçakçılık gibi tehditlerin bahane olarak kullanıldığı açıktır. Bu tür girişimler en çok kuzey komşumuz Rusya’yı rahatsız ediyor. Rusya, arka bahçesi olarak gördüğü bölgeye ABD’nin egemen olmasını ve sıcak denizlerle irtibatının kesilmesini istemiyor, Karadeniz güvenliğinin Karadeniz ülkelerince sağlanabileceğini ileri sürüyor, bu maksatla Aktif Gayret Harekatı’na benzer bir harekatın Karadeniz ülkelerince yapılmasını öneriyor. Konu, Türkiye’yi en çok Montrö Sözleşmesi bakımından ilgilendiriyor. Türkiye’nin Boğazlardaki ABD’nin Karadeniz hedefi, Rusya gibi kıyıdaş ülkelerle yaşanacak sorunlar nedeniyle Türkiye için sıkıntı kaynağı oluyor. Türkiye, boğazlardaki egemenliğini elinden kaçırmak ve en uzun kıyısının olduğu Karadeniz’de gerginlik istemiyor. TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARI egemenliği ile birlikte Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin güvenliğini sağlayan Montrö Sözleşmesi’ni Türkiye 70 yıldır titizlikle koruyor. Karadeniz’de ABD’nin üs elde etmesi, NATO’nun büyük çaplı ve uzun süreli harekat icra etmesi, Türkiye’nin Karadeniz’deki çıkarları; Bu denizin bir barış ve istikrar denizi olmasını sağlamayı, Buradan Türkiye’ye veya müttefiklerine yönelecek klasik ve asimetrik tehditleri önlemeyi, Kıyısı olan ülkelerle ekonomik siyasi ve askeri işbirliğini artırmayı, Türkiye ile birlikte diğer kıyısı olan ülkelerin de güvenlik kaygılarını anlayışla karşılamayı, Hiçbir gücün (özellikle bölge dışı bir gücün) tek başına veya birleşerek Karadeniz’e egemen olmamasını sağlamayı gerektiriyor. ABD’nin yukarıda değinilen bölgesel çıkarları ve buna bağlı olarak Montrö’nün değiştirilmesini gündeme getiren talepleri, Türkiye’nin ulusal çıkarları ile çelişiyor. Bir ülke ile ittifak veya stratejik işbirliği ancak ortak çıkarlar çerçevesinde olur. Çıkarların uyuşmadığı alanlarda (Irak bunlardan bir diğeridir), her ülke kendi çıkarlarına göre hareket eder. Gücünü iyi kullanan ortak çıkarlara sahip diğer devletlerle (Karadeniz için TürkiyeRusya gibi) gücünü birleştiren, ulusal çıkarlarını kararlılıkla savunan devletler bu mücadeleyi kazanırlar. Bunun olmazsa olmaz koşulu ise tam bağımsızlıktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear