Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 Günümüzün en korkulan saldırı türü… C S TRATEJİ Nükleer terör ve savunma Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Arş. Mrk. Başkanvekili akulebi@tusam.net erörizmin teknolojik yeniliklerin tümünden azami şekilde yararlanmak istemesi, kitlesel korku salmak ve zarar yaratarak propaganda yapmak bakımından terörizmin amaçlarına oldukça uygun olan Kitle İmha Silahlarının (KİS) da terör faaliyetlerinde kullanılabileceğini akla getiriyor. Biyolojik, kimyasal, radyolojik silahlar ve bunları taşıyabilecek araçların yaygınlaşması da insanlık için, dünyanın her yerinde, her ırk ve dinden insan için bir tehdit oluşturuyor. Bu bağlamda, geçtiğimiz yıllarda terör gruplarının Japonya’da kimyasal madde, ABD’de ise şarbon kullanmış oldukları hala hatırlardadır. Güvenlik güçlerinin bu konuda önleyici önlemler aldığı bilinse de, terörün karakteri icabı hiç beklenmeyen yerlerde ortaya çıkıyor olması her an tetikte bulunmayı gerektirir. Bu konuda yapılan önleyici çalışmalar dengeli, uyumlu ve etkin yöntemlerle bir arada yürütülmesi gereken dört ana politika üzerinden yürütülüyor; caydırıcılık, savunma, karşı taarruz harekâtları ve içinde ihraç kontrolü de bulunan silahlandırma kontrolüdür. Kitle İmha Silahları’nın (KİS) hepsi birbirinden tehlikeliyse de, kimyasal ve biyolojik silahların teröristlerce kullanımı konusu ele alındığında, daha geniş kitlelere zarar vermesi, vereceği zararın kalıcı, yaratacağı psikolojik etkinin ağır olması nedeniyle radyolojik ve nükleer maddeler, günümüzde en korkulan terör silahı olarak kabul ediliyor. Böylesi bir saldırının engellenmesi, saldırıdan sonra alınacak önlemler konusu ve çıkabilecek sorunlarla mücadele, özel bir uzmanlık ve hazırlık gerektiriyor. Bu uzmanlık alanının şüphesiz teknolojik konuları da kapsaması gerekiyor. T İkinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren Soğuk Savaş Dönemi’nde caydırıcılık ve dengeleyicilik özelliği ile önem kazanan nükleer güç, günümüzde terör saldırılarının malzemesi olabilir. Birçok ülkede bulunan nükleer silahların teröristlerin eline geçmesi ve radyolojik malzemeyle kirletilmiş bombalarla yapılabilecek saldırılar da gündemde. eline geçmesi ihtimali batılı ülkeleri en fazla tedirgin eden konu olma özelliğini koruyor. Ayrıca eskiden askeri kapasite açısından yalnız küresel güç olan ülkelerin kullanabildiği bu silahlar bugün daha kolaylıkla kullanılabilecek ve insanlığı tehdit edebilecek düzeye erişmişlerdir. Ancak konu terörizm olunca tehlike nükleer bomba ile sınırlı kalmayabilir. Kirli bomba denilen ve patlatıldığı zaman içine katılmış radyoaktif maddelerin kendi içinde füzyona uğraması ile değil de klasik patlayıcıların patlamasıyla, bunların etrafa radyoaktif yayılmayla saçılarak insanları ve doğayı belli süre içinde ve belli etkinlik derecelerinde etkileyecek bombaların kullanılması da ciddi tehditleri söz konusu edebilir. Çünkü bu tür bombaların yapımı, malzemesinin sağlanması, birleştirilmesi ve kullanılmasının daha kolay olması nedeniyle bunların güvenlik güçlerince tespit edilmesi ve önlenmesi zorlaşıyor, sorunun boyutlarını büyütüyor. Bu tür bombaların, uranyum, plütonyum gibi maddelerin yanı sıra, temin edilmesi daha kolay olan Kobalt60, Stronsiyum90, Sezyum137, Iridyum192 ve Amerikyum241 gibi radyoaktif maddeler kullanılarak yapılabileceği söyleniyor. Özellikle dağılan Sovyetler Birliği’nde kurulan yeni cumhuriyetlerin kuruluş aşamalarında ve Rusya Federasyonu’nda bugün de süregelen gevşek süreçte, bu tür maddelerin kolayca sağlanabilmesinin ve satılabilmesinin belli ölçülerde söz konusu olması, tedbirli olunmasını gerektiren bir husus. Yine radyoaktif maddelerin çalınabileceği gerçeği de bu noktada üzerinde durulması gereken bir diğer konu. Ayrıca bu ülkelerden, dağılma sürecinden sonra işsiz kalan teknisyenleri toplayabilecek terör örgütlerinin bu konulardaki heveslerinden ve mali kaynaklarının bunun için yeterli olduğundan da söz ediliyor. Bu tür bombaların yapımı için gerekli bilginin de birçok yerden ve özellikle internetten bile kolaylıkla sağlanabilir olması da tehlikelerin boyutlarını arttırıyor. KİRLİ BOMBA NEDİR? Genelde konvansiyonel bir bombanın radyolojik bir madde ile karışımı olarak basitçe ifade edilebilecek olan kirli bombada yaratılan infilak, temelde nükleer malzemenin değil de, bizatihi konvansiyonel mühimmatın patlamasından elde edilir. Ancak daha sonra ortaya çıkacak radyolojik etki, radyoaktif malzemenin miktarı ve cinsi ile ilgili olacaktır. Eski tip Sovyet Nükleer Elektrik Santrallerinde kullanılan Stronsium90, zenginleştirilmiş uranyum veya nükleer elektrik santrallerinde kullanım ömrünü tamamlamış yakıtlar kirli bombada kullanılırsa, bunun etkisi zayıf radyolojik maddelere göre, çok daha geniş bir alanda, büyük insan kitlelerine tesir edecek şekilde ve uzun süreli olabilir. Bu bağlamda, örnek olarak, 200 kilogramlık bir patlayıcı taşıyan araç bombasına, eğer yaklaşık 50 kilogramlık, bir yıl nükleer santrallerde kullanılmış nükleer yakıt çubuğu KİRLİ BOMBALAR İkinci Dünya Savaşı’nı yarattığı büyük korku şokuyla sona erdiren, Soğuk Savaş Dönemi’nin büyük çatışmalar ve bir Üçüncü Dünya Savaşı’na dönüşmeden bitmesini sağlayarak bir anlamda başarılı bir denge ve caydırma ortamı yaratan nükleer silahlar bugün çok fazla dile getirilmese de insanlık için en korkutucu kâbustur. Soğuk Savaş Dönemi’nde küresel iki güç, birbirlerinin yalnız askeri tesislerini değil, sivil ve endüstri tesislerini de hedef almıştı. Bugün için maalesef bütün bu tesisler, teröristlerce de aynı şekilde ve ürkütücü boyutlarda tehdit altına sokulmuştur. Geçmişte, batı dünyası için en büyük tehlike, nükleer güç olan SSCB iken bugün sayıları giderek artan bölgesel güçlerin nükleer silahlara ve bunları taşıyacak sistemlere sahip olmaları başka boyutlarda tehditler yaratıyor. Çünkü bir kısmı istikrarsız olan ve bir kısmı da diktatörlerce yönetilen bu ülkelerde KİS’lerin terör örgütlerinin Biyolojik saldırı tatbikatından...