28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 Kıbrıs’ta, Rum Kesimi hedefine adım adım ilerliyor C S TRATEJİ Türk tarafının stratejisi yok Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası gyasin@tusam.net Ç D ünyanın çözüm bekleyen sorunlar listesinde en başlarda yer alan "Kıbrıs Sorunu" gün geçtikçe şekil değiştiriyor. Adanın her iki tarafında yaşayanlar ister Rum olsun ister Türk, son günlerde ortada bir "sorun yokmuş" gibi yaşamaya başladılar. Bu da, sorunun içeride ve dışarıda çok farklı anlamlar kazanmasına yol açıyor. Sorunun değişen şekli ve aldığı yeni biçim nedense Kıbrıslı Türklerin aleyhine bir durum yaratıyor. Kıbrıslı Rumlar da alışveriş için KKTC’ye geçiyorsa da açtıkları mülk ve mahrumiyet davalarını AHİM kapısına yığmış durumdalar. Güneyde mal ve mülkleri kalan Türklerin çoğununsa dava yoluna gitmemesi, açılan davaların da özellikle basın yoluyla takip edilmemesi, Türklerin böylesi bir sorununun bulunmadığı imajına sebep oluyor. Halbuki, kuzeyden güneye 120 bin kadar Rum geçerken, güneyden kuzeye de 65 bin Türk geçmişti; sayısal bir mantıkla Rumların açtığı iki bin davaya karşılık Türklerin de en az bin dava açmış olması gerekirdi. Dünyanın her tarafında çok iyi işleyen Rum lobisinin yanında Türk lobisinin yavaş ve sessiz kalmasında olduğu gibi mülk davalarının takibindeki farklılık da Kıbrıs’ın iki tarafındaki hükümetlerin farklı tutumlarından kaynaklanıyor. Rum yönetimi, yıllardır sürdürdüğü politikaya uygun biçimde, vatandaşlarını "hedef" doğrultusunda organize ediyor ve her türlü girişimin belirlenmiş "strateji"yle eşgüdümlü olacak şekilde devam etmesini sağlamaya çalışıyor. KKTC yönetiminin asıl sorunu da bu noktada ortaya çıkıyor; "hedef" ve "strateji" yoksunluğu. özüm bekleyen uluslararası sorunların başında Kıbrıs geliyor. Bu sorunun çözümü için uzun süredir BM ve diğer ilgili taraflar girişimlerini sürdürüyor. Türk tarafının politikası yıllar boyunca kalıcı barış, iki kesimlilik ve adalet üzerine oturtuldu. Rum kesiminin AB’ye tam üyeliğinin ardından Türk tarafı hemen hemen bütün kozlarını yitirdi. Bağımsızlık istenmediği bizzat en yetkili ağızlardan açıklanırken her alanda strateji yoksunluğu kendini gösteriyor. Rum kesimi ise uluslararası taraflı yaklaşımların da yardımıyla en küçük bir ödüne dahi yanaşmıyor. Papadopulos’u haklı çıkaran bir şekilde "uluslararası tanınma" bahsinin yetkili ağızlarca dile getirilmemesi ve izolasyonların kaldırılmasının yeterli olacağı yönündeki açıklamalar, KKTC yönetiminin "pes" etmişliğini ortaya koyuyor. Mehmet Ali Talat’ın ve (eski) partisinin, iktidara gelirken sözünü verdikleri "çözüm"ü, peşinen verilen tavizler neticesinde dahi Rum yönetiminin "taviz vermez" politikaları nedeniyle sağlayamayacakları anlaşılıyor. KKTC yönetimi için tek çıkış kapısı Papadopulos yönetiminin iktidardan uzaklaşması kalıyor. Bu bekleme sürecinde ise, zaten kaybetmeye alışmış Türklerin kayıpları daha da arttırılıyor. Hükümetlerin, devletlerin tamamının sahip olduğu makul "hedef"i belirlemediği ve vatandaşlarını bu hedefe giden "strateji"ye uygun çizgiye çekmediği durumlarda halkın bunu yapması beklenir. Ne var ki, dünyada yaygınlaşan etnik ayrımcılık sayesinde ayrılık talepleri ve bağımsızlık mücadeleleri hız kazanmışken Kıbrıslı Türklerin büyük bölümü ana temaya aykırı duruşlarını sürdürüyor. Ayrılık hareketlerinin kimi zaman açıktan kimi zaman örtülü biçimde bir takım güçlerin ya da devletlerin desteğini arkalarına aldıkları bir gerçekse de bu destek çoğunlukla içeriden yükselen çığlıkların ardından gelmiştir. Kıbrıs Türklerinin bölünmüşlüğün yarattığı statüyü dahi kullanmaktan imtina etmesi, açıkçası; sahibi oldukları devletin devamlılığını garanti altına almak ve geliştirmek yönünde çaba sarf etmemeleri oldukça düşündürücü bir hal almıştır. Şehitleri ve gazileriyle bugünü yaratmış olmalarına rağmen büründükleri "kurtarılmışlık" psikolojisi ve hatta kurtarılmışlığı sırtlarına vurulmuş bir yük gibi gören tutumları nedeniyle Kıbrıslı Türkler yarınlarını kaybedecek gibi görünüyor. vatandaşlığı kazandığından bahsetmişti. Papadopulos, buradan yola çıkarak, KKTC’nin uluslararası alanda tanınması durumunda Kıbrıslı Türklerin bu vatandaşlığı kaybedeceğini, bu nedenle de KKTC yönetiminin "tanınma" talep etmediğini dile getiriyor. Papadopulos’un açıklamaları, KKTC yönetiminin uyguladığı Papadopulos teslim alacağına emin Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos, Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşlığı uğruna her şeye razı olacağını açıkça ifade ediyor. Geçtiğimiz günlerde Haravgi gazetesine verdiği demeçte Papadopulos, (sözde) Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Rumların harcama ve fedakarlıklarıyla ve Kıbrıslı Türklerin hiçbir çabası ve mali katkısı olmaksızın AB üyesi olduğunu ve böylece Kıbrıslı Türklerin de otomatik olarak AB belirsiz siyasetin GKRY’nin soruna yaklaşım biçimine hizmet ettiğini gösteriyor. Sonuçta GKRY, KKTC sınırları dahilinde kalmış toprakları bütün getirileri ile birlikte istiyor ancak bunun kendi belirlediği şartlarla ve mümkün olan en az tavizle gerçekleşmesini arzuluyor. Bu nedenle Papadopulos yönetiminin çözümden yana olmadığını söylemek mümkün değil. Rum’un değişmez politikası KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın Papadopulos’a yönelttiği, politikasını değiştirme ve Kıbrıslı Türkleri azınlık olarak değil Kıbrıslı Rumlarla eşit görme daveti de yine KKTC yönetiminin genel tutumu nedeniyle karşılıksız kalacak gibi görünüyor. Nitekim, Talat’ın "Tüm izolasyonların kaldırılması karşılığında Maraş'ı vermeye hazırım. Başka bir şey istemiyorum'' şeklindeki sözleri, Papadopulos’un uluslararası bir çözüm olmaksızın Türkleri teslim alabileceği yönündeki inancını kuvvetlendirici niteliktedir. Papadopulos’un çözümün Annan Planı ile olmayacağını söyleyerek sorunun AB, daha doğrusu Rum perspektifine çekilmiş olduğunu dile getirdiği bir ortamda, BM çözüm planının ana noktalarını teşkil eden mülk sorunu, Maraş’ın iadesi, iki kesimliliğin korunması gibi konularda şimdiden geri adım atılması, KKTC’nin müzakere imkanını ortadan kaldırıyor. Tartışmalı konularda Türk tezi dışına çıkan tutumun yaratacağı en önemli sorun ise muhtemel bir birleşme halinde "azınlık" statüsünün peşinen –üstelik daha masa başına geçilmemişken kabulü olacaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear