28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

? Uzun yaşanmış yıllar, saklanmış sırlar, vazgeçilmiş özel yaşam, ölesiye kovalanan görevler, adı konmamış dayanışmalar ve geniş bilgi yolları,birbirinin ajanı olarak yaşamaya mahkum edilmeler, bu yaşlı insanların söyleşilerinde kimi zaman açık, kimi zaman örtülü olarak sergileniyor. Bizi düşündürüyor. Bu kişilerle ilgili bölümde ilgimi çeken açıklamalardan kısa kısa örnekler almak istiyorum: “Bazen de yanımızda, yöremizde ansızın büyük gemilerin çelik gövdeleri beliriyor, azgın denizlerin nice saldırılarını geri püskürtmüş olmanın dinginliği içinde, kocamış omurgalarıyla geçip gidiyorlardı. Birisini hiç unutmadım. Bu, Sutruma’ydı. Yırtık yelkenleri, delik deşik bordosuyla tam bir hayalet gemiydi. Partal giysileri içinde erkekler, saçları darmadağın kadınlar, sıska çocuklar. ...” Sutruma olayı, yazar tarafından doktorun karısının konuşmasına da konmuş. Kadın, annesini anlatırken bu olaya da değiniyor ve “Sutruma’nın, o limansız geminin, Karadeniz’in o soğuk, karanlık sularına gömüldüğü gecenin sabahında, gerçek matemini kimseden saklamadan, vaat edilmiş topraklara ulaşmadan hayata veda eden o zavallılar için hamursuz yapıp dağıttı” diyor. İlerleyen sayfalarda da “ İçimize bir korku düştüğünde, hep aynı şeyleri yineleriz. Romanya Büyükelçisi Hamdullah Bey’in soydaşlarımızı kurtarmak için neler yaptığını, Salahattin Ülkümen’in konsolosluk yetkilerini zorlayarak bizimkileri, gerektiğinde satın alarak Almanlardan kurtarması, Türk balıkçılarının Rodos kıyılarındaki bahtsız insanların canlarını, küçük teknelerini tehlikeye atarak Anadolu’ya kaçırmakta gösterdikleri kahramanlıkları hep anar, anlatırdık” demiş ten kitap bittiğinde, her bölümde farklı bir dil ustalığı yapıldığını daha iyi kavrıyorsunuz. Burada anlattığı erkekler ile kadının davranışlarından, geldikleri yörenin gelenek ve göreneklerini de öğrenebiliyoruz. Örneğin: “Buğulu bardaklarda gelen suyu, adeta saygı ile içtiler. Bunu, içlerinin yangınına yormuştum. Oysa bu adamlar, su kültünün mirasçısıydılar. Suyun kutsallığı, susuz topraklarını yarıp geçen, deli, durgun ırmaktan geliyor” cümleleri çok etkileyici. Doktora başvuranların derdini, beyaz sakallı, kehribar ağızlıklı adamdan öğreniriz: “Doktor Beğ,” dedi “bize bir yol gösteresen, yüzümüz yere düşmüştür, alıp elimize veresen. Taze gelin, erine erlik etmemiş, kız dilini öz dili yapmış, ocağımızı viran etmiştir.” Söylenenlerden, olayı kavramak mümkün, ama kız dilinin ne olduğunu bilmiyorsanız, neler olduğunu hayal etmeniz mümkün değil. İlginç bir anlatımla verilen bu bölümü dikkatlice okumanızı öneririm. Yazarın deyişiyle, ağızları birer çizgiyle kapatılmış kadınlar, Yesemek’te kara taşlarda suskun bekleşirken hayatı dillendirmenin bir yolunu bulmuşlardı. Yarenlik yolu denen şeyin ne olduğunu, töre diyerek sertleşen, kendi çektiklerini taze gelinlere, ince kızlara da çektirmeye çalışan kadınların açmazını bu bölümde yeniden görüyoruz. İçimiz yanıyor. ma görevlisiydi. Yani birkaç yıl öncesine kadar öyleydi. Amacı, Nikola Tesla’nın ‘Karasal Sabit Dalgalar’ kuramını geliştirerek, yeryüzünün belirli frekanstaki elektrik titreşimlerine duyarlılığından yararlanarak, iyonosferden bedava elektrik üretmekti.” Doktor, hastasını böyle tanıtıyor. Yani, bilime adanmış bir yaşam çıkıyor karşımıza. Boş inançların değil de bilimin müridi olmuş biri. Sorgucu da belki de ilk kez karşılaştığı bu durumu tam kavrayamadığı için, ‘Bırakın bu bilimsel şarlatanlıkları’ diyor. Ama doktorun anlattıkları ile olaya girmek kolaylaşıyor: “Tesla, adı kitaplardan silinecek kadar önemli bir mucittir. Sırbistan’da geçen yüzyılın sonunda doğdu. Sonra Amerika’ya göç etti. Alternatif akımları buldu. Elektrik transferini kablosuz olarak gerçekleştirdiği için, kendisine elektriğin tanrısı dendi. İşte bizim Tesla, bu tanrıya tapıyordu. Bütün amacı, iki yüz ampulü, arada kablo olmaksızın, en az yirmi beş mil uzaktan yakabilmekti. Ne ki, elektriğin tanrısına ulaşmak, Nirvana’ya ulaşmaktan zordu. Çünkü tüfek icat oldu, mertlik bozuldu. Kara bilim, bilimsel bilginin yüksek ideallerini yok ediyordu. Tesla’nın adı kitaplardan boşuna silinmemiştir. Çünkü onun patentini aldığı icatlar, keşifler, Pentagon’un Tesla teknolojisinden yarattığı Haarp Projesi’nin bir parçasıydı. Tesla’nın ak bilgileri, artık dünyaya hükmetmek manız kolaylaşan bir bölüm. Bu bölümden de bazı cümlelerin altını çizebiliriz: “Silah sahibini, devlet hizmetkârını tanımaz. Devlet her zaman alacaklıdır.” “Çekişme varsa, taraflardan birini tutmak zorundasın. Solon, karışıklık halinde taraf tutmayı yurttaşlıkla bir saydı. Taraf tutmayanı, tarafsızı, sürdü çıkardı yurdundan. Çünkü haksızlıklara en çok yol açanlar, taraf tutmayanlardır.” YAŞANMAMIŞ BİR ÖMÜR Kitabın sonunda doktorun karısı, yani kliniğin sahibi sorguya çekilmektedir. Kadın, bildiklerini anlatırken, ailesinden, ırkının yaşadıklarından, genel alışkanlıklarından, dinsel görüşlerinden de söz ediyor. Soyunu anlatırken söyledikleri ilginç: “Benim soyum denizci değildir. Hatta denilebilir ki denizden nefret ederler. Çünkü ta Kızıldeniz’in bölünmesinden, parçalanmasından beri denizler, onlara hep bölünmeleri, parçalanmaları getirmiştir. Kavuşmaları, birleşmeleri, barışı değil. Deniz demek sürgün demektir, açlık demektir, lanetlenmiş olmak, kovulmak demektir.” Yazar burada Yahudilerin bir söylencesine de değinerek daha önce söz ettiğim Sutruma olayıyla da desteklenen bir ruh yapısını açıklamaktadır. İlerleyen satırlarda, krematoryumlarda yakılma olayından da söz edilecektir. Sonunda kadın, durumunu şu cümlelerle özetliyor: “Şimdi elimde kül olmuş bir işletme, ödenmesi gereken borçlar, nice sıkıntılardan başka bir şey kalmadı. En önemlisi, kendime borçlu olduğum, yaşanmamış bir ömür. Benim zamanımın bana ait olduğunu, ben olduğum için de zamanın olduğunu unuttum. Sina çölünde Musa gibiyim. Yapayalnız. Ama yeniden başlamaya ne gücüm, ne de isteğim var.” Sorgucu ile konuşmalarının bir yerinde ona: “Beni acıtmak istiyorsanız, şunu sorabilirsiniz. ‘Ben hiç yaşadım mı, Aynı soruyu kendinize de sorun. Sizin şu küçük, karanlık odanızda azametle kurulmuş bir sorgucunun hayatına da denk düşer bu soru. Ne dersiniz?” diyor. Devamını okumadan, sorgucunun ne yapacağını düşünüyorsunuz ister istemez. Bunca sorudan, anlatılan olaylardan, öğrenilen sırlardan sonra sorgucu da kendine sorular sormalı mıdır? Aldığı yanıtlar ne olabilir? Şimdiye dek yaşadıklarını gözden geçirecek midir, yoksa dosya kapandığında her şey bitecek midir? İsterseniz, artık kendiniz araştırın devamını da. Gördüğü bir film hakkında fikrini sorduğum kişi, filmin can alıcı noktalarını söyleyiverince tüm merakım silinir giderdi. Ben de o anlatıcı gibi olmamaya çalıştım. Amacım kitabın güzelliklerinden ip uçları sergilemekti. Umarım başarmışımdır. Kitabı okuduğunuzda bu konuda da karar vereceksiniz. Beni yeterli bulmadıysanız; daha dikkatle siz de bir başkasına tanıtırsınız bu kitabı, olur biter. Öğretmen öğrencilere: “Evinizi anlattığınız bir kompozisyon yazınız” demiş. Bir öğrenci parmak kaldırıp: “Öğretmenim şu konuyu sınırlandırsanız iyi olur. Evi içten mi anlatayım, dıştan mı? Bizim ev gece başka, gündüz başka. Annem olunca başka, babam olunca başka. Kışın başka, yazın başka...” diye saymaya başlamış. Öğretmen şaşırmış ama çocuğa hak vermiş. “Seç seçebildiğini yavrum” demiş. “Kullanılmış Hayat” adlı kitabı da çok çeşitli açılardan alıp incelemek mümkün. İnceleme yazıları yazan çok usta yazarlarımız var. Onların kaleminden de ele alınmayı hak eden bir roman bu. Umarım yeni incelemeler okuruz. Alayın Kızları romanından sonra bizi bu romanla selamlayan sevgili Mucize Özünal’ı kutlarım. Bir okuyucu olarak da teşekkür ederim. Bol kitaplı günlere... ? İÇE DÖNÜŞLER Olayları inceleyen sorgucu ve ona bilgiler veren doktor zaman zaman birbirlerinin düşüncesini de soruyorlar. Sorgucu da yorumlardan etkilenerek içe dönüşlerle kendine de bakıyor ister istemez. Benim size sunmak için seçtiğim bu cümlelerin onu da düşündürdüğüne inanıyorum. “Cehaletle aptallık, gücünü güdüsel bağımlılıktan alır.” “İnsan kendine, doğaya, öteki insanlara kendi gözleri ile bakmalıdır. Gerçek bilinç, yetkin bilinç, kendi gözleri ile bakmasını bilendir.” “Gerçek şu ki, yaşam uzadıkça, hayat bizi teslim alır.” “Yaşadıkça gördüm ki kurtuluş, önderlerle değil, toplumu oluşturan bireylerin tek tek bilinçle, kararlılıkla bunu istemeleriyle mümkündür. Yoksa büyük devlet adamlarının yerini, İllüstrasyon: Ayşen Baloğlu açıkgöz politikacı esnafının, sanatın yerini gözbağcılığın, bilimin yerini şarlatanlığın almasını nasıl önleyebiliriz?” 23 Ocak 2006 Pazartesi günü, Cumhuri“İnsana ıstırap veren her şey şiddetin ta yet gazetesinin verdiği Strateji ekini okudukendisidir.” nuz mu bilmiyorum. Bu ekte, Ali Külebi’nin “Aşkın boş çerçevesi, insanın içini en çok bir yazısı var. Ali Külebi, büyük şair Cahit gençlikte acıtır.” Külebi’nin oğlu ve TUSAM Ulusal Güvenlik “Bir şey hakkında bilinçten çok inancınız Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili. varsa, inancınıza aykırı olgulara çabucak maTesla Silahları Başlığı ile yazdığı yazıda, Teszeretler bulursunuz. Hem de bilinçle.” la’dan söz ediyor. Yeni silah arayışında elekt“Kullanılmak üzere sunulmuş bir yaşam, romanyetik dalgaların kullanımı ve doğal insanı mistik bir ruh haline sokar. Özveriyi, olayların yönlendirilmesi üzerine dünya üzedayanışmayı, engin gönüllülüğü arttırır. Oyrindeki düşüncelerden söz ediyor. “Küresel sa insan haristir. Güçlü olmak, mutlu olmak, mücadelede, kritik dönemeçlerin bazı doğal sahip olmak ister. Bu nedenle kullanılmış hafelaketlerle çakışması, yeni iddiaları gündeyat, yaşanmış hayatın zilletlerinden pek azını me getiriyor. Elektromanyetik dalgalar kullataşır. Ama trajik olan şudur: Adanmış hayanılarak doğal olayların tetiklenmesi olarak tın içindeki kullanılmış hayat, bazen yaşanbilinen Tesla türü silahların, ABD ve diğer mış, gizli bir hayattır.” küresel güçler tarafından kullanıldığı savu“En köktenci söylevler, eski inanışlarını nuluyor” diyor. “Elektromanyetik dalgaların terk edenlerin ağızlarından çıkar.” kullanımıyla deprem oluşturulabileceği, ge“Ölümün bilincinde olan insanlar, ölüme lişmiş düşman silah ve iletişim sistemlerinin yaklaştıkça daha insan olurlar.” çökertilebileceği, insanın öldürülmeden fiGelelim Kız Dili’ne: ziksel anlamda etkisizleştirilebileceği iddialaYesemekli kadın, sorgucu için de, doktor rı gündeme getiriliyor” diyor. Yazıyı ilgi ile için de, okuyucu için de merak uyandıran okudum. Çünkü Mucize Özünal’ın Elektribiridir. Belli ki bu olay doktoru da çok etkiğin Müridi adlı bölümünde Tesla’dan söz lemiş ve şaşırtmıştır. Olayı çözerken yaşadığı ediliyordu. ilginç gelişmeyi bize de yaşatarak anlatır. Su“Elektriğin Müridi” bölümü de beni çok nuşta, “Kız Dili” adı ile duyurulan bölüm etkiledi. beni de çok etkiledi. Yazarın bu bölümde “Tesla, yani bu onun takma adıydı, elektkullandığı dil de hemen dikkati çekiyor. Zarik fakültelerinden birinde, genç bir araştırCUMHURİYET KİTAP SAYI 836 isteyenlerin elinde kapkara olmuştu. Ama bizim asistan ne pahasına olursa olsun, mutlaka tanrısına ulaşmak istiyordu. Bunun için her şeyi göze almaya hazırdı. Aldı da. Yaşamını kullandı. Denek olarak kullanılmayı kabul etti.” Doktorun sorgucuya, “Ben durup dururken Frankenştayn olmadım” dediği bu bölümü de ilgi ile okuyoruz. Romanda olaylara karışan bir sefir de var. Emekli bir diplomat olarak bu işlere niçin karıştığı sorulduğunda: “Devletlerin her zaman arka bahçeleri vardır. Bunu biliyorsunuz sanırım. Bu işin artık gizlisi saklısı kalmadı. Hatta açıkça ilan edilir oldu. Aslında ilan edilen, güçlünün meydan okumasıdır. İlan edilmeyense, devletin karanlık odalarıdır. Daha büyük işlerin, biriki devlete karşı değil, insanlığa karşı işlerin kotarıldığı karanlık odalar. Her şey karanlıkta olup biter. Gene de herkes, birbirinin karanlık işlerinden haberdardır. Bunun için kendi odalarına bakmaları yeterlidir. Kapıyı açmak, malumu ilan etmektir” diye açıklama getirmeye çalışıyor.Kendini de, “Ben, bütün meslek hayatım boyunca, arka odalardan geçmiş kral rolüne çıkan eski bir soytarıyım.” Diye tanıtıyor. Pentagon’un eli her zaman her yerde. Bugün de buna benzer yorumlarla olaylar açıklanmaya çalışılıyor. İlginiz dağılmadan oku Kullanılmış Hayat/ Mucize Özünal/ Can Yayınları/ 168 s. SAYFA 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear