28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

? dece 18’i kadın, 3207’si erkektir, büyük şehirlerde kadın belediye başkanı yoktur. 34.477 belediye meclis üyesinin 834’ü kadın, 33.643 erkek (% 2,4). 3.208 il genel meclisi üyesi’nin 58’i kadın, 3.150 erkek (% 1,8). Yukarıdaki sayılar göstermektedir ki, Türkiye’de siyasette kadının adı yok. Kadının siyasal yaşamda yer almasını engelleyen başlıca nedenler ? Eğitimsizlik sorunu: 36 milyon kadınımızın 4 milyon 625 bini okumayazma bilmiyor; 25 yaş üstü kadın nüfusu: 16.897.656; bunun 13.871.060’ı en çok ilkokulu bitirmişler, 25 yaş üstü üniversite eğitimli kadın nüfusu sadece 910.885’dir. ? Toplumsal ve kültürel yapı: Siyaset erkek işi olarak görülüyor. ? Ekonomik bağımsızlık: Kadınların eğitim durumuna bağlı olarak ev dışında çalışma olanakları da sınırlı olduğundan, siyaset yapmak için ekonomik bağımsızlıkları yok veya çok sınırlıdır. ? Siyasi sistem ve parti yapısı: Parti içi demokrasinin olmadığı; siyasetin daha çok kahvehane, meyhane, otel lobilerinde yapıldığı bir sistem kadınların girişini zorlamaktadır. ? Kadınların siyasete ilgisizliği: Yapılan araştırmalarda kadınların % 65’inin siyasete ilgi duymadığı görülmüştür. Ancak, kadınların siyasete ilgisi, eğitim durumları ve ekonomik bağımsızlıkları, bunu bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Kadının eğitimli olması ve ekonomik bagımsızlığının olması siyasal yaşama katılabilmesi için genellikle yeterli olmamakta, bu nedenle seçim sisteminin ve siyasi partilerin yapısının değiştirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde kadınların siyasal yaşamda yer alamamaları siyasette cinsiyet ayrımcılığının kökleşerek kısırdöngü halinde devam etmesine ve geniş açıdan baktığımızda da gerçek demokrasinin yaşama geçirilememesine yol açmaktadır. Bu bakımdan, seçim sistemimizin temel ilkesi olan "temsilde adalet (Anayasa 68. md) yaşama geçirilememiş olmaktadır. Kadının siyasette eksik temsili "kadın sorunu" olmaktan öte bir demokrasi sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Bugün parlamentolarında %40’ların üzerinde kadınların yer aldığı ülkeler, bu eksikliğin telafisi için kararlı bir eşitlik politikası uygulayan ülkelerdir. Son on beş yıldan beri birçok ülkede, üzerinde önemle durulup, gerçek demokrasinin gereği olarak değerlendirilen "kadınların siyasete eşit katılımı" özel önlemlerle ve yöntemlerle desteklenmiş, yerel ve merkezi yönetimlerde belli oranlarda yer almaları sağlanmıştır. Örneğin, Belçika, Arjantin, Uganda, Brezilya, Fransa, İspanya kadınların siyasete (kritik eşik olan en az %30 veya) eşit katılımını sağlayacak "eşit haklara sahip olma ilkesi", olumlu ayrımcılık", "kota" gibi özel önlemleri anayasalarına veya yasalarına koymuşlardır. Bazı ülkelerde de siyasi partiler tüzük değişikliğiyle belli oranda cinsiyet kotası kabul etmişlerdir, örneğin Almanya’da Hıristiyan Demokrat Partisi %30; Türkiye’de CHP %25 (Parti Meclisiyle sınırlı olarak). Son yıllarda "kota" veya "özel önlemler" uygulaması giderek yaygınlaşmaktadır. Bangladeş’te de 2004 yılında parlamentodaki sandalye sayısı 300’den CUMHURİYET KİTAP SAYI 345’e artırılarak, 2005 seçimlerinde bu 45 sandalye sadece kadınlara ayrıldı, bu uygulama CEDAVJ 4. madde kapsamında yasa değişikliğiyle yapıldı. Kota uygulaması=Haksızlığın telafisi Siyasete katılımın artırılması için uygulanan cinsiyet kotası çok tartışılmış ve tartışılmaktadır; ayrımcılığın giderilmesinde bir anahtar mı, yoksa kadınlara tanınan bir ayrıcalık mı? Siyasette "cinsiyet kotası", kanımca en doğru ifadesiyle, yüzyıllardır süren haksızlığın telafisidir. Türkiye’de 5 Aralık 1934’te seçme ve seçilme hakkına sahip olan kadınların siyasete katılımı açısından sonraki yıllarda bir ilerleme olmamış, hatta geri gitmiştir. Nitekim, 1935’te yapılan seçimlerde parlamentoda 395 milletvekili arasında kadınların oranı % 4.6 iken, 67 yıl sonra 2002’de yapılan seçimlerde TBMM’de 550 milletvekilinden 24’ü kadın olup bu oran % 4.4’e düşmüştür. Kadınların siyasette eşit ve etkin temsilinin önündeki en büyük engel, geleneksel işbölümünün yarattığı toplumsal eşitsizlik ve erkek egemen siyasi kültür olduğuna göre; bu engellerin "kadınlar yasalar önünde eşittir, siyaset kapısı kadınlara açık, isteyen katılsın" anlayışıyla aşılabilmesi mümkün değildir. Seçim kampanyalarında ve söylemde ön planda tutulan kadınlar, aday listelerinde en alt sıralara konulmaktadır. Kadınlara "aday olmaya cesaret edin erkekler gibi mücadele edin rekabetten kaçınmayın elinizi taşın altına koyun" denilerek siyasete girmelerini önermek, yaşam gerçeğiyle bağdaşmamaktadır. Tek çare "cinsiyet kotasının" bir an önce parti tüzüklerine konulması, Seçim Kanununda ve Siyasi Partiler Kanununda bu yolda değişiklik yapılmasıdır. Türkiye ne yazık ki bu tür önlemleri almakta çok gecikmiştir,bu önlemlerin alınması gerekir. Türkiye’nin 1985 yılında onaylayarak taraf olduğu “BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nde (CEDAW)" kadınerkek eşitliğini fiilen sağlamak ve bu süreci hızlandırmak için anayasa ve yasalarla geçici özel önlemler alınmasının zorunlu olduğu ve bunun "yasa önünde eşitlik" ilkesiyle çelişmediği kabul edilmiştir. Aslında özel önlem olarak siyasette "kota" uygulanması uluslararası taahhütlerin yerine getirilmesi anlamına gelecektir. Her şeyden önce ülkemizde demokrasinin sağlıklı işlemesi açısından ve Türkiye’nin çağdaşlaşma, değişim ve kalkınması bakımından kadınların katkısına ve bakış açısına gereksinimi vardır. Ne yazık ki, Türkiye eğitimli, donanımlı ve konularında yetkin kadın potansiyelinden yararlanmamaktadır. TBMM 2007 seçimlerine, Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında her bir cinsiyete en az %30 temsil ve katılım hakkı getiren değişiklikleri yaparak gitmeli, Siyasi Partiler de anayasanın 67. maddesinin "Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz" hükmüne sığınmadan listeleri hazırlarken bu kararlılığı göstermeli, böylece en az 165 kadın milletvekilinin bulunduğu bir meclisle yoluna devam etmelidir. ? * İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordinatörü. 880 SAYFA 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear