26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Uipten Ge\en P/ırıltı Izmlr Müzesl'nden seramlkler. yük. Benzeri yayınların artmasının çocuklara arkeolojiyi ve tarihi sevdireceği kuşkusuz. Taze beyinlerde belirecek bu sevgkıin tarihsel mirası koruma ve kollamada yaratacağı etki de unutulmamalı. Adı: Ilısu ve Kargamış Baraj Gölleri 1998 Kurtarma Çalışmaları Yazan. Numart Tuna Jean Özturk Yaytmlayan ODTÜTAÇDAM ISBN 9754291827 Sayfa367 Kalkınmanın bedelini ortaya koyan bir araştırma kitabı. Sulama ve elektrik sağlamak amacıyla yapılan baraiların Yukarı Mezopotamya'daki önemîi uygarlıkların yok olmasından önce girişiIen kurtarma çabaları anlatılıyor. Yöre'de Hallan Çemi, Çayönü, Nevali Çori, Göbekli Tepe kazılannın, insanlığın ilk büyük aşaması olan Neolitik Çağ kültürlerinin bilinen kronolojisini 4 bin yıl daha geriye götürdüğü anımsatılıyor. IÖ 10. bin ile 6. bin yılları arasında bölgede var olan kültürlerin önemi anlatılıyor.Türkçe ve Ingilizce olan kitapta GAP'ın tarihsel miras konusunda yarattığı sorunlara dikkat çeküiyor. Bu iki baraiın yapılması ile 250 arkeolojik yer su altında kalacak. Anadolu tarihinin mihenk taşlarından olan Karkamış yakınındaki baraja su verildi. Kurtarmaya geç başlandığı için bu yerler iki yıldan az bir sürede, Ilısu'da ise 7 ydda yok olup gidecek. Karkamış'ta 16 çok önemli merkez saptandı. Kitapta 1998 yılında yapılan 14 yıizey araştırmasının ön raporları Türkçe ve tngilizce olarak veriliyor. Ilısu için 4 rapor bulunuyor. Doç. Dr. Harun Taşkıran ve araştırma görevlisi Metin Kartal ile birlikte yörede saptadıkları "paleolitik (yontma taş)" dönemine ait buluntular, bugüne değin bilinenlerin dışına çıkan önemli bir olavdır. Insanların burada, benzerleri gibi mağarada değil iklim nedeniyle açık alanda yaşaaığı olgusu arkeolojide önemli bir sayfa açarken, sular altında kalıyor. Adı Gordion Ahşap Eserler (Wooden Furniture) Yazan Eltsabeth Stmpson Krysıa Sptrydouııcz Yaytmlayan Ankara Medenıyetlerı Muzaı Derneğı ISBN 9757558214 Sayfa 174 Friglerin başkenti Gordion'da IÖ 8. yy'da yapılmıs uç tümıiluste 1950'lenn ortalarındakı kazılarda ahşap mobilyaCUMHURİYET KİTAP SAYI 535 lar da bulunmuştu. Bunlardan biri Kral Midas'ın tümülüsüydü. Ahşap, arkeolojik kazılarda, topraktan genellikle çürümüş olarak ele geçer. Mezar odasından sağfama yakın bir biçimde çıkan bu kraliyet mobilyasının "konservasyon (koruma)" çalışmalarına 1981 yılında yazarlarca başlanmıstı. Titiz çalışma veuygulanan kimyasal bileşimler ile kendi şimsirden, kakmaları ardıç, tablası cevizden bir masa korunarak, onarıldı ve Anadolu Medeniyederi Müzesinde sergiye çıkarıldı. Aralannda çocuk tahtı, nayvan biçimli oyuncaklar, servis masalannın da bulunduğu ahşap eserlerin korıınmasında Müze uzmanları da dahil şimdiye değin yerli ve yabancı yüzu aşkın uzmanın katkısı sağlandı. TürkçeIngüizce birlikte basılan bu kitapta kraliyet ahşabının bulunuşundan sergiye kadar geçen 18 yıllık bilimsel onanm süreci anlatılıyor Bövlece, arkeolojide buluntular kadar, onların gelecek kuşaklara da korunmuş olarak bırakma mücadelesinin önemi de aktarıhyor. Adı Denizlerimizdeki Tarih Yazart Tufan Turanlı Çevıren Bahar ÖcalDuzgören Yayımlayan YKY ISBN 9753639325 Sayfal75 Türkiye kıyılanndaki araştırmalan ile denizaltı arkeolojisinin kurucusu olan Prof. Dr. Geoeree Bass'in bir sözü vardır: "Anadolu'da tekne yapımı günümüzden beş bin yıl öncesine dayanır. Her yıl bu kıyılarda bir tekne batmışsa Umyra'dakl Ptoiemalonun maketl. en azından beş bin batık var, demektir." Yıllardır Bass ile birlikte çalışan Turanlı, denizaltı arkeolojisinin 40 yüda Türkiye'ye ve tüm insanlığa kazandırdığı batıklar ve buluntuların yorumunu bir arkeologdan çok guncel bir röportajcı dili ile alctarıyor. Örneğin bu batıklardan bilinen en eskisi olan Kaş Ilçesi yanındaki Uluburun'da IÖ 1300 yıllarından kalma batık hakkında bılgı verilirken, yükünün bakır ve kalay olduğunu, bunfann birleşmesinden yaklaşık 11 ton bronz üretilebileceğını oöreniyoruz. Yazar bu kuru rakama şu açıklığı getiriyor:"Korsanlarelegeçirmış olsalardı, bu miktarda bronz Akdenız bölgesinde tarihi değiştirebilirdi. Ister çiftçilikte kullanılacak modern araçlar, ister gemi yapımı, ister büyük bir ordu için silah üretiminde kullanılsın; 11 ton bronz büyük bir kesinlikle tarihte iz bırakırdı." Bu gemideki buluntuları okuyunca Dogu Akdeniz'in "seyyar süpermarketi gıbı bir tekne" olgusu ile karşılaşıyoruz. Genelde batık kazıları 2 yıl sürer. Oysa bu batığın kazısının 11 yaz sürdüğünü, 18 bin buluntu ele geçirildiğini öğreniyoruz. Yazar, denizde her saatte bulunan bir malzemenin onarım ve bakımı için su üzerinde en azından 20 saat harcandığına da dikkat çekiyor. Uluburun batığının bu yıl Bodrum Müzesinde özel olarak hazırlanmış bir bölümde sergilenmesi söz konusu. Genelde batıkların yerlerini kazı heyetine Bodrumlu süngercilerin gösterdiğini anımsatan yazar, bu bilim dalının ortaya çıkış öyküsünü de Türkçe ve Ingilizce ayrı basımlarda anlatıyor. Işin ilginç yanı bir arkeolog olmayan yazar kitabındaki bilgilerin doğruluğunun yabancı uzmanlarca gözden geçirilmesi için alışdmışın dışında önce Ingilizce yazmış ve Türkçe'ye sonra çevrilmiş. Kitap, bilimsel raporlarda yer almayan, bu kazılann sorunları, güçlükleri, perde arkası, buluntuların tarihsel ve sanatsal önemi, geliştirilen denizaltı kazı aygıtlan konusunda okurun bilgi dağarcığına zengin katkılarda bulunarak, DU alanda sevgi yaratmanın önculüğunu de yükleniyor. Kitapta Uluburun Batığından üsmanlı Midilli zırhlısına ve Cumhuriyetin Atılay denizaltısına kadar Türkiye kıyılarında bulunan tum batıkların ayrıntılı öykülerıni veriyor. Yazar, bir arkeolog değil. Kaptan ve dalıcı. Yazarın en bü' SAYFA 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear