26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Türkiye bilîmkurgusunda yeni bir soluk üzlem Kurdoğlu çok genç bir bilimkurgu yazan. Bu alandaki ilk îutabı "Son Cephede Şafak", düşünce ve duygu cimnastiğini bilimkurgu edebiyatıyla yapmayı daha önce denememiş olan okurları bile her durumda tatmin edecek bir yapıt... HAKAN ALPIN * lkemizde ve dünyada bilimkurgunutı yeşererek güçlenmesi ile, insanoğlunun gözlerini önce gökyüzüne, yıldızlara, ve sonra da ufuktaki geleceğe çevirişinin yeni bir aşamasını yaşamaktayız. Son yıllarda çeşitli yayınevlerinin Dİlimkurgu edebiyatına ağırlık vermesiyle ulkemizde de kaliteli ve yoğun bir yabancı kaynaklı literatür oluşmakta. Türk bilimkurgu edebiyatı ise genel olarak, eelişiminin önünde duran 'Türk yazar bilimkurgudan ne anlarmıs, beceremez' şeklindeki önyargıyı aşmak ve yerli yazarların da okunası eserler verdiğini okuyucumuza anlatabilme durumunda kaldı. Türk bilimkurgu edebiyatının tarihçesinde, 70'li ve 80'li yıllarda Gülten Dayoğlu, Selma Mine, Niyazi Ahmet Banoğlu, Refik Özdek, Rıza Zelyut gibi isimlerin bilhassa çocuklara yönelik eserlerinin oluşturduğu ilk ekolü görüyoruz. Böylece atılan temeli daha sonra Müfit özdes, Orhan Duru gibi isimlerin öyküleri izledi. Her ne kadar son ydlarda bu alanın tek tük birkaç girişim dısında oldukça öksüz kaldığını gözlemlediysek de, bir yerde hazırda var olanla beslenme aşamasının biteceğine ve kendimizin de üretim potansiyelini yakalayacağımıza dair çok umut verici gelişmeler ygşıyoruz. Bunların bir örneği olarak Dr. Özlem Kurdoğlu tarafından vazılan yeni bir eser, Us Yayınları tarafından "İ>on Lephede Şarak" başhuıyla okuyucunun beğenisine sunuldu: Oldukça lcalabalık bir 'esas kahraman' listesine sahip olan ve her bir karakterin içinde yer aldığı olaylar örgüsünün ustaca narmanlandığı "Son Cephede Şafak", okuyan herkese umut etmeye bile çekinebileceği pırıl pırıl bir geleceğin doyum olmayan kapılarını ardına kadar açıyor. Fox stüdyolan Ridley Scott'ın yönetmenliğinde 'Alien' adı altında bir filmi gösterime soktuğunda, tarihler 1979'u gösteriyordu. Işte ne olduysa ondan sonra oldu... Birdenbire dünyanm sinema salonu olan hemen her ülkesinde bir 'Alienmania' fırtınası başladı. Ara sıra yüksek dozda gerilim motifleri serpiştirilmiş, ustalıklı bir bilimkurgu filmiydi bu. Filmde Nostromo uzay gemisi personelinin başı, bilinmeyen bir ırka ait 'yaratıklarla' derde giriyordu, zira bu şeyler üreyebilmek için insan bedenlerini konak olarak kullanmaktaydılar. 1986 yılında James Cameron'un yönetmenliğinde 'Aliens1 geldi ve Nostromo'dan geriye kalan tek insan olan Teğmen Ellen Ripley adındaki kadın uçuş subayını yine karşımızda gördük. Bu aşamadan sonra inanılmaz bir mücadele başlıyordu: Doğanın baştan aşağı bir silah misali donattığı yaratiKİaı, gelişmiş teknolojik silahlardan çok aklını kullanan Ripley sayesinde insan ırkının hiç de sandıkları kadar çaresiz olmadığını öğreniyorlardı. 'Alien3' ise David Fincher tarafından 1991'de çekildi ve bir yıl sonra gösterime girdi. Ancak serinin hayranlan efsanenin doruğa ulaşmasına tanıklık etmeye hazırlanırlarken, filmin sonunda kahramanın ölümüyle karşılaştılar. Özlem Kurdoğlu'ndan "Son Cephede Şafak" DnnonHi taştanpcı U Yarattdar, Dr. ibtom Kurdoğlu ve SonCapaede Şafak Bu sırada Istanbul'un bir köşesinde üp fakültesine devam etmekte olan yazar Ozlem Kurdoğlu da, iflah olmaz bir bilimkurgusever olarak serinin hayranlan arasına katılmış ve üçüncü filmin sonunda Ripley'nin öldürülmesinikesinlikleuygunbulmadığına karar vermişti. Böylece klavyesinin başına oturdu; yıllardır okuduğu ve izlediği bilimkurgusal ürünlerin verdiği yakınlığı edebi eğüimiyle harmanlayarak ortaya bir roman prototipi çıkardı: 'Alien4 Alternatif Senaryo'. Bu konuda yalnız değildi, zira dünyanın dört bir yanındaki aynı fikri taşıyan Alien hayranları da benzer çabalara girişmiş, filmin ana karakteri Ripley'i nasıl geri getireceklerine dair ürettikleri fikirleri taslaklar halinde Internet'e taşımaya başlamışlardı. Henüz ortalıkta Ripley'i canlandıran Sigourncy Weaver'ın dordüncü film için hox'la ımzaladıgı bir anlaşnıa olmadığı günlerde, ulkemizde yayımlanan tek biRmkurgu edebiyatı dergisi olan Atılgan'ın da temeli atılmaktaydı. Bir bilimkurgusever olarak Atılgan mürettebatına katılan Özlem Kurdoğlu, derginin altıncı sayısı çıkana dek kendisinin de yazı yazdığından bahsetmemişti; ancak bir sonbet sırasında alternatif senaryonun varlığı öğrenildi. Atılgan'ın yedinci ve sekizinci sayılarında yayımlanan ilk bölümden sonra gelen devam talebi, senaryonun romanlaşmasının yolunu açmış oldu. Bu arada Fox stüdyolan da Alien4 için kolları sıvamış, Ripley'i geri getirmek için ortada uçuşan 'üçüncü bölümü bir rüyadan ibaret göstermek' veya 'kahramanın klonunu yaratmak' gibi fikirlerden ikincisini seçen Joss Whedon'un senaryosunun çekımine başlamıştı. Ellen Ripley ile dehşetli' Alien'ları buluşturan son film olan 'Alien Resurrection', 1998'de gösterime sunuldu. Bu kez yönetmen de Fransız'dı: JeanPierre Jeunet. Bu durum, Atılgan'da ilerleyerek romanlaşan tefrikaya da yansıdı. 'Alien Resurrection'ı izleyen Dr. Özlem Kurdoğlu, en az Ripley kadar benimsenebilir bulduğu yeni tiplemeyi de kurgunun içine yerleştirdi (ve bunu yaparken okuyucusuna, ilk kopyalanan koyun Dolly'den sonra akla talulan sorulara verilebilecek en elle tutulur yanıtlardan birini sunmuş oldu). Böylece ustalıklı bir metoda ölümden dönaürülen Ripley'nin maceralan ardı ardına dizildi. 7. sayıdan itibaren her Atılgan sayısında sekizer sayfalık tefrikalar halinde yayımlanan senaryo, kısa zamanda derginin lokomotifi oldu. Bu arada yazar, iki bilimkurgu romanının (Philip K. Dick'den Karanlığı Taramak ve William Gibson'dan Sıfır Noktası); artı J. R. R. Tolkien'in dünya çapında ünlü eseri Hobbit'in çizgiroman uyarlamasının çevirilerini gerçekleştirdi. Sonunda Dr. Özlem Kurdoğlu, böylece filizlenen ve kendi beyin ürünlerinin katılmasıyla gelişip büyüyen romanı "Son Cephede Şafak"ı, ülkemizin "ilk"lerinden biri olarak Türk okuyucusunun beğenisine sundu. Yazarın ıfadesine göre, hayatı boyunca okuduğu, izlediği, eğitimini aldığı her şeyin tuzu var çorbada. Ancak etkisini açıkça hissettiği ve yansıttığı en belirgin yazar, Isaac Asimov olmuş. Ifade hakimiyeti konusunda en sağlam ipuçlannı ise, ilk Asimov'larının çevirmeni olan Gönül Suveren'den almış. Daha sonra sırada Jules Verne, Alan Dean Foster, Gülten Dayıoğlu, Ursula K. LeGuin, Jack Vance, C. J. Mills ve hatta Dean R.Koontz gibi yazarların eserleri; ve bir ilkokul öğrencisiyken siyahbeyaz televizyonda izlediği zaman yolcusu Buck Rogers'dan, Star Trek, Star Wars ve Aliens gibi dizi ve sinema ürünlerine kadar uzanan geniş bir yelpaze var. Aslında "Son Cepnede Şafak ın oluşumunda etlci bırakan eserler listesi fazlasiyla kalabalık, zira buna yazarın pek içime dokunan bir Örümcek Adam macerası bile dahil.. Çünkü bu romanın içeriğinde başlı basına bir 'evren tasanmı var. Yurtdışındaki örneklerinı Isaac Asimov, Ursula LeCîuin gibi yazarların eserlerinde gördüğümüz bu kavıam, bilimkurgu edebi yatının temelini oluşturan 'ütopyalar'ı, yani ortaya yeni toplumsal ve sosyolojik yapı tasarımları koymayı iceriyor. Dr. Özlem Kurdoğlu, "Son Cepnede Şafak" ile ulkemizde ük defa böyle bir bilimkurgusal 'evren tasanmına' imza atmış buıunuyor. Bu durumun temeli, romanın yazılış sürecini yönlendiren iki ana etkene dayanmakta: Bunlardan biri Ripley'i yaşatmak, diğeri ise onun getirildiği toplumun yazarın çözüm anlayışını yansıtması. Zira yazara göre en temel sorunlanmızın kaynağını oluşturan etmen, milletlerin ve kültürlerin ötesinde, insanhk bazında bir şey. Yani dünya üzerinde yaşayan tüm insanların sosyal ve kültürel yapısına sızıp Afrikalı'yı da, Çinli'yi de, Türk'ü de, Amerikalı'yı da rahatsız etmeyi başaran ortak bir sorun. Çok geniş açıdan bakıldığında, edebi eserlerin insanhk sorunlarına karşı takındığı başlıca iki tür tavır görebiliyoruz: Biri 'ey insanlar, böyle devam ederseniz fena olacak, ona göre,' yaklaşımıyla soruna işaret eden tehditkâr bir parmak sallamak, diğeri ise o soruna bir de çözüm önerisi getirmeye çalışmak. Ve bildiğimiz kadarıyla, didaktizm tuzağına düşmeksizin ikincisini seçenler fazla kalabalık değil. "Son Cephede Şafak", toplumsal yapısı oldukça incelikli olan bif gezegen nalkını, Dawnianları bizlere tanıtıyor: Dawnianların hareket tarzı, galaksinin yaşam olan her noktasındaki doğal yapıyı sarsmaksızın evreni daha yaşanabılir hale getirmeye odaklı. Bunu yaparken eşsiz Dİr ekip ruhu sergiliyor, gelişmiş teknolojilerini gerekli noktalarda devreye sokuyorlar. Teğmen Ellen Ripley ve üç yol arkadaşı, Davvnian teknolojisinin yardımıyla tam üçüncü filmin final sahnesinden geleceğe taşınıyor. Nedeni ise gayet basit... Yaratıklar!.. Kapaktaki illustrasyonda tehditkâr bir edayla yer alan yaratıklar, aslında romana yalnızca Ripley'nin düşmanı oldukları için sızmışlar. Ancak insanın yenmesi gereken en amansız düşmanın kendi içinde olduğu düşünülürse, yaratığın taşıdığı sem bolizm de doğrusu epeyce "cuk" oturmuş. Son derece gelişmiş yaşam standartlan olan Dawne gezegeni, bize Isaac Asimov'un Gaia'sını hatırlatıyor. Gezegen halkı, bağımsız bireylerden oluşmasına rağmen oldukça koordine biçimde hareket etmekte. Evreni ele geçirebilecek teknolojik imkâna sahip olmâlanna karşın, onlar her ırkın ve herkesin birbirine saygı duyarak yaşayabileceği bir ortamı oluşturmak için çalışmayı tercih ediyorlar. Böylece bir gelecekte kendilerini bulan Ripley ve Hicks, yaşamlanna birlikte devam ediyor ve bir evlatları oluyor. Işte asıl macera ve edebi karizma da bundan sonra başüyor... Çocuğun önünde kocaman, efsanevi isme sahip bir dağ gibi yükselen annesi Ellen Ripley; artık galaksinin o bölümünü tehdit etmeye başlayan ve hatta Dawne'a kadar sızan yaratıklar; çocuğun eğitim gördüğü Yeşil Departmanda uyuşturucu tacirlerinin alışkanlık yayma girişimlerine maruz kalışı; ve en önemlisi, kendisini bulmada ve kendisi olmada mücadele etmesiyle belirginleşen kişilik oluşturma savaşımı, romanın ana hatları arasında yer alıyor. Kimin asıl karakter olduğunu zaman zaman unutturmayı başaran yazar, okurunu kurguladığı pozitif yönelimli toplum yapısının içine çekerek, hayal gücünün keyifli parendeler atmasını sağlıyor. NedenmlblP'IDC'T "Son Cephede Şafak", düşünce ve duygu cimnastiğini bilimkurgu edebiyatıyla yapmayı daha önce dememiş olan okurları bile her durumda tatmin edecek bir eser... ı (*) Atılgan bilimkurgu dergtst sahıbı Son Cephede Şafak / Özlem KurJoğlu / Us Kıtapları / 2X7 f SAYFA 15 CUMHURİYET KİTAP SAYI 535
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear