26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

^ kek, kadın, aşk... Kargalar, tırtıllar, salyangozlar...Sahte kâbuslar, sanal anlatılar, zaman yolculuklan... 1967 doğumlu Kevork Kirkoryan da înkılap '99 Öykü Ödülü'nü almış. Savaş Üzerine / C.V. Clausetvitz / Çeviren. H. Fahn Çeliker / Özne Yaytnlan/ 714 s u ... biz, savaşın, politikanın diğer araçlannın kanşmasıyla, devamından başka bir şey olmadığını iddia ediyoruz. Başka araçlar diyoruz, çünkü aynı zamanda şunu da iddia ediyoruz ki, bu politik ilişkiler savaş nedeniyle kendiliğinden sona eımez, tamamen değişmez, aksine, kullanılan araçlar ne olursa olsun ilişkiler özde aynı kalırlar. Savaş olaylarının izlediği ve bağlı olduğu ana hatlar, banşa kadar devam eden politikanın ana hatlarından başka bir şey değildir." Clausewitz, savaş nedir ve hangi politik ve toplumsal ilişkiler içerisindedir, savaş ve barış arasındaki ilişki nasıl düzenlenir, mümkün olduğu kadar çabuk banşa ulaşmak için askeri harekâtın hedefi ne olmalıdır gibi soruları savaş teorisi açısından inceüyor. Clausewitz "Savaş Üzerine"de Napoleon Savaşlan ve Fransız Devrimi'nin tarihsel deneyimlerinden yola çıkarak, stratejik ve taktiksel düzeylerde savaşın temel ilkelerini ortaya koyuyor. Bu ilkeleri sadece askeri harekât düzeyinde değil, savaş felsefesi açısından da yorumluyor. Kapitalizmin Kara Kitabı/ Çeviren: Kerem Kurtgözü/ Evrensel Bastm Yaytn/ 391 s. "Kapitalist ekonomi ve politikanın yönetim mekanizmalarında bulunanların yanı sıra tekelci sermayenin denetimindeki yazılı, ,'kıtabı görsel ve işitsel medyanın köşe başını tutan aydın ve gazeteciler de, sosyalizmin yenilgisinden aldıklan güvenle, kapitalizmin olabilecek en müreffeh, en özgürlükçü toplum olduğunu bir şarkı nakaratı gibi tekrarlıyorlar. Yaşananlan ve yaşanmakta olanlan gözlerden saklamaya çalışırken, kapitaüzmi yere göğe sığdıramıyorlar. Fransız yayınevi Le Temps Des Cerises'in girişimiyle bir araya gelen seçkin, ilerici Fransız aydınlan, gözalıcı bir parlaklık altına gizlenmek istenen kapitalizmin ortaya çıkışından bugüne, icraatlannın en genel hatlarıyla bir dökümünü çıkarmaya giriştiler... Ortaya kara, iğrenç bir tablo çıktı ve ona fazlasıyla uyan Kapitalizmin Kara Kitabı adını verdiler. Bu hacimli kitap, kapitalizmin, ortaya çıkışından,bugüne kadarki kötülük ve suç tarihinin küçük bir bilançosudur. "Bütün gözeneklerinde kan ve çirkef sızdırarak" doğup gelişen kapitalizm, özünde barındırdığı kötülük tohumusömürü ile, ortadan kaldırılmadıkça insanlığın ilerleyişine ket vurmaya ve insanlığa karşı suç içlemeye devam edecektir" deniyor kitabın arka kapağında lam dışında bir mezhebi adlandırmak üzere.Türkiye'de ortaya çıkışı ancak XIX. yüzyıla doğrudur... Aleviliği Anadolu'ya ve Anadolu insanma özgü bir akım saymak yerinde olur kanısındayız. Çağlara köprülük etmiş, değişik kültürleri bağrında büyütmüş, topraklarda yeşertmiş bir akımdır Alevilik. Görmüş geçirmiş insanm deneyimini ruhunda taşır. Yüzlerce yıldır acılarla yoğrulmuştur. Acı çekmiştir, baskı görmüştür. Bir halk türküsüne yansıdığı gibi 'Acı çekmeyenin yüreği bütündür'. Oysa Aleviliğin yüreği yaralıdır. Bu bakımdan onda katı, şoven bir ulusçuluk bulunmaz. Tüm dinleri hoşgörüyle karşılar. Bu kimliğiyle Aleviliği bir anlamda evrensel ulusçu saymak doğru olur. Alevi, kendi ulusunu yadsımaz, ama başkasının ulusuna da karışmaz. Kendi ulusuna saldın olduğu an, karşı çıkar. Nitekim, yakm dönemde KürtTürk aynşması ortaya çıkıncaya değin, ulus kavramının üstünde bir kültür bütünü çerçevesinde etkin olmuştur. Aleviler içinden çıkan bir kesim, onlar üzerinde baskı kurmak isteyince tartışma başlamıştır. 1980 öncesinde şoven Türk milliyetçiliğini nasıl Aleviliği karşısında bulduysa, bu tür şoven azınlık ulusçuluğu, Alevi çoğunluğu karşısında bulmuştur. Fuat Bozkurt'un kaleme aldığı kitap, Aleviliğin yeniden yapılanma sürecini ve çağdaşlaşmasını ele alıyor. Gelibolu/ Alan Moorehead/ Çeviren. Alt Cevat Akkoyunlu/ Doğan Kitapçthk A.Ş./ 342 s. Çanakkale Savaşı'nın amacı, Çanakkale Boğazı'nı geçip îstanbul'u ele geçirerek Batı Cephesi'nin çamurlu mevzüerindeki kilidi açmak, Osmanb împaratorluğu'nu savaş dışına iterek, Alman cephesinde savaşan Ruslara yivecek ve cephane sağlamaktı. Ancak sonuç, çok pahalıya mal olan bir yenilgi olacaktı. Alan Moorehead, özel mektuplar ve notlar kadar resmi kayıtlardan da yararlanarak, korkunç sonuçlar doğuran tereddütleri ve kaçınlan fırsatlarıyla Gelibolu dramını karşı tarafın gözüyle ele alıyor ve bütün yönleriyle yeniden canlandınyor; birkaç dönümlük bir kıyıya ve sarp yamaçlara sıkışarak top ateşi altında kalan Ingiliz ve Anzak askerlerinin çaresizliğini anlatıyor. Moorehead'in savaşa bu insanca yaklaşımı 1. Duff Cooper Edebiyat Odülü'ne layık görüldü ve Gelibolu filmine esin kaynağı oldu. Çanakkale Savaşı'na farklı bir cepheden bakmak isteyenler için. tstanbulPariststanbul/ PerihanSarıöz/Doğart Kıtapçıltk A.Ş./ 247 s. Gazeteci yazar Perihan Sarıöz, dünyanın en iyi fotoğrafçılarından biri olan Ara Güler'Ie evliliğini ve dünyanın en büyük fotoğraf ajansı olan SipaPress'te geçirdiği on bir yılını anlatıyor. IstanbulParisîstanbul'da Sanöz, aynı zamanda basın ve sanat dünyasının pek çok ünlüsünün yaşamından ipuçları verirken yakın tarihimizin sayfaları arasında gezdiriyor okuru. Köşeye Kıstırmak/ Paul Auster/ Çeviren: Seçkin Selvı/ Can Yaytnlan/ 224 s. Paul Auster hayranları için hoş bir sürpriz bu kitap: Alışılmışın dışında, şaşırtıcı, sürükleyici, büdik kalıpları tersine çevirerek yazılmış bir polisiye. Yazann yirmi yıl kadar önce, yazarlık yaşamının başlarında yazdığı ve o günlerde güçlükle yayımlattığı Köşeye Kıstırmak, bir süre önce Cebi Delik'le birlikte yeniden yayımlandı ve pek çok dile çevrildi. Paul Auster'dan beklenecek şaşırtmacalarla dolu, psikolojik öğeler içeren bir dedektiflik romanı. Ünlü bir beyzbol oyuncusu olan George Chapman bir kaza sonucu sakat kalınca sporculuk yaşamı sona erer. Ancak, dünyaya küsmez. Politikaya atılır, senatörlüğe adaylığını koyar. Kusursuz bir kahramandır; zarif bir eşi, mutlu bir yaşamı vardır. Bir gün eski bir arkadaşının, dedektif Max Klein'ın kapısını çalar ve ölümle tehdit edildiğini söyler; kanıt olarak da, aldığı tehdit mektubunu gösterir. Max Klein'ın işi kabul etmesinin üzerinden iki gün geçmeden Chapman'ın öldüğü haberi gelir. Sanık ise ne Max Klein'a, ne de Chapman'a yabancıdır. Max Klein, araştırmalannı derinleştirdikçe, bu öldürme olayının sandığı kadar basit olmadığını anlayacaktır. Usta bir yazann, bir söz büyücüsünün kaleminden çıkmış, sürükleyici bir polisiye, Köşeye Kıstırmak. Futbol Hayattır/ Ali Kırca/ Can Yaytnlan/ 179 s. Ali Kırca, usta bir televizyoncu olduğu kadar iyi bir gözlemci de. Halkın dilinden anlıyor, nabzını tutuyor, onlann dile getiremediklerini, gerek hazırladığı haber programlarında, gerekse köşe yazılannda, yumuşak bir üslupla gündeme getiriyor. Ali Kırca, televizyon ekranından insanlarla kurduğu sıcak ilişkiyi yazılarında sürdürüyor. Bu kez de politikacısından sanatçısına, küçüğünden büyüğüne herkesin en meraklı, en duyarlı olduğu konulardan birini, 'futbol'u ele alıyor. Bu başlık altındaki yazılannı Futbol Hayattır adlı kitabında derliyor. Kitapta Ali Kırca'nın, konusu futbol olan, ya da futbol penceresinden başka konulara göndermeler yapan yazılan var. Bu yazılar, birer kuru futbol yazısı değil; en önemlisi, koyu bir Galatasaraylmın görüşleri de değil, bir futbolseverin düşünceleri, gözlemleri. Ali Kırca,'futbol' kavramı altında, aslında insanı ele alıyor. 'Futbol'u hayata bağhyor; siyasete, demokrasimize, geleneklerimize, düşünce yapımıza, toplumsal olaylara 'futbol'un bakış açısından yaklaşıyor. Futbolun, farklı kesimlerden, çıkarlan çauşan sınıflardan, dünya görüşleri ve ideolojileri ayrı olan topluluklardan, liderleri kan davalı partilerden insanları, aynı takımın taraftarları arasında buluşturduğunu; aynı heyecanlan, acıları ve sevinçleri paylaştırdığını hatırlatıyor. Futbolu bir hayat felsefesi haline getirenlere, 'takım ruhu'nu bilenlere adanmış düşündürücü ve keyifli yazılar var Futbol Hayattır'da. Benden Bu Kadar/ RoaldDahl/ Çeviren: Ay\e Gül Güre/ Can Yaytnlan/ 213 s Olağanüstü yalın ve akıcı bir dille, şaşırtıcı bir kurguyla, tuhaf ve irkilticiyle gülünç arasmda gidip gelen konularıyla usta bir öykü yazan Roald Dahl. Bu kitabındaki öykülerinde, Ikinci Dünya Savası'nda görev alan pilotların yaşamlanndan eğlenceli kesitler var. Kendisi de bir savaş pilotu olan ve Libya Savaşı'nda ağır yaralanan yazar, kendisinin ve arkadaşlannın Libya'da, Yunanistan'da ve Suriye'de başlarından geçenleri trajik ama mizah dolu bir dille bu öykülerde dile getiriyor. Benden Bu Kadar adlı bu kitabını okurken, dehşet sahnelerine yer vermeden dehşeti anlatabilen Roald Dahl ile birlikte onlann hava üslerindeki yaşantılannın içine girecek, göklerde savaşan pilotlarla yerdeki sivillerin karabasanlannı yaşayacak, nem ürperecek, hem güleceksiniz. KoaldUahl 1)1 M)I.N Bl.' KAOAR kâ'ra" Fosforlu Cevriye/ Suat derviş/ Doğan Kitapçthk A.Ş./ 270 s. Köprü altında büyüyüp, Galata'nın en namlı orospusu olan Fosforlu Cevriye'nin gönlüne, kim olduğunu, neden polisten kaçıp gizlendiğini, kayıkla ne taşıdığını hatta adını bile bilmediği ve kendi dünyasının çok dışında bir adamın kara sevdası düşer. Gözünde ne en bitirim delikanlıların racon kesmeleri, ne Taşkışla altındaki rakılı, şaraplı âlemleri, ne de Barba'nın Meyhanesi'nde atılan göbekler vardır Cevriye'nin. Türk edebiyatının ilk kadın yazarlarından Suat Derviş'in ünlü Romanı Fosforlu Cevriye'de Tophane, Galata ve köprüaltı insanlarının gerçeküstü dünyasını farklı bir dille tanıyacak, 1930'ların Istanbul'unda unutulmaz bir geziye katılacaksınız. Çağdaşlaşma Sürecinde Alevilik/ Fuat Bozkurt/ Doğan KitapçılıkA.Ş./261 s. Alevi kimliğinin oluşumu için de belli koşullar geçerlidir. Alevi kimliğinin ilk belirişi oldukça eski dönemlere iner, Islamdan çok eskilere dayanır. O dönemlerde Alevi adıyla anılınmazdı elbette. Tarihsel açıdan 'Alevi', Ali soyundan gelen demektir. Bu söz îran'da söylendiğinde böyle bir anlam çıkar. Geleneksel IsSAYFA 22 Önce Ekmekler Bozuldu/ Oktay Akbal/Can Yaytnlan/ 140 s. öv:ı l.k.\UJ{lJJİ "Önce Ekmekler Bozuldu, IKV"!'!.!)!' 1946'da yayımlanan ilk kitabım. Annemin sattığı Tophane'deki evin parasıyla bastırmıştım. İki yüz liraya bin beş yüz tane. Her biri altmış kuruş. Kendim dağıtmıştım. Şehzadebaşı'ndaki tütüncü, altmış kuruş fiyatı çok görmüştü. "Kim alır bu paraya?" demişti; yine de haür için camın önüne koymuştu. Kapağını Fahir Onger çizmişti. Önce Ekmekler Bozuldu daha kalın olabilirdi, ama dergilerde çıkmış başka öyküleri, düzyazı parçalannı kitaba almamıştım. Kendime göre bir seçme yapmıştım. On sekiz, yirmi yaşlarındaki genç bir yazarlık heveslisinin duygusal seslenişleri. Tam altmış yıl önceden... Bilmem günümüz okurlarına bir şeyler duyurabilecek mi? Hiç değilse 4O'lı yılların bir belgesel anısı sayılsın isterim. O Ikinci Dünya Savaşı'na irdik gireceğiz kuşkuları içinde çırpınan bir Istanul'da yazmak, yaratmak tutkusuna kendini kaptırmış 1820 yaşlarındaki bir gencin yaşantıları, düşleri, aşkları, umutlan..." diyor Oktay Akbal. • Oku\ ALlı.ll İ CUMHURİYET KİTAP SAYI 535
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear