25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

itrindekiler Şakir Paşa KöşküAhmet Bey ve Şakirler/ Nermtdıl Erner Bınark/ Remzı Kitabevi/ 207 s. + 30 s. Albüm Bu kitapta anlatılanlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemine ve Cumhuriyet'in kuruluş yıllarına tanık olmuş, ülkemize.Cevat Paşa, Şakir Paşa gibi devlet adamları ile, Fahrünnisa Zeyd, Aliye Berger, Füreya Koral, Cevat Şakir gibi sanatçılar armağan etmiş bir ailenüı, Şakir Paşa Ailesi'nin hikâyesi. Nermidil Erner Binark, Şakirler'in kızlarından Ayşe Erner ile, Osmanlı ordusu subaylarından Ahmet Faik Bey'in kızı olarak Şakir Paşa Köşkü'nde yaşadığı o muhteşem çocukluk günlerini anlatırken, bir dönemin de panoramasını çiziyor. Osmanlı kimliğini kaybetmeden Batı'ya açümayı temel prensip edinmiş bir aristokrat ailenin kültürüyle, Anadolu kökenli genç bir subay olan babasının kültürü arasında, gelgitlerle dolu bir çocukluk geçiren yazar, şimdi ailenin büyüklerinden biri olarak geriye bakarken, bir dönemi acı ve tatlı anılarıyla gözler önüne seriyor. Dünyanın Tozu/}acques Lacarriere/ Çeviren: Mükerrem Akdeniz/ Telos Yaytnaltk/ 181 s. Romanın adı "Dünyanın Tozu" ama baş kahramanı gerçekleri, düşleri ve mucizeleriyle Anadolu toprağı. XIII. yüzyıl Anadolusu. Selçuklu sultanları ve Moğol akınları zamanı. Gerçekliği, Tann'yı, kendi özünü aramakta olan gezgin derviş ve halk ozanı Yunus Emre. Ayrıca, Anadolu'nun insan dünyasının öteki iki mimarı: Hacı Bektaş Veli ve Mevlâna. tnsan yüreğine doğru hırpalayıcı bir yolculuk olan bu roman, gezgin Erenler'in mucize yaratma güçlerini anlatıp, akıl almaz kerametlerini sergilerken masalsı bir havaya bürünmekle birlikte, çağımıza yaptığı göndermeler sayesinde günümüzün dünyasından uzaklaşmamıza da engel oluyor. Gökbilimci/ Alexandre Najj'ar/ Çeviren: Sevim Akten/ Telos Yaytnalık/ 207 s. Gökbilimci,Lübnan edebiyatının"yeni yıldızı" Alexandre Najjar'ın tam anlamıyla bir tarihsel "aşk ve macera" romanı: XVII. yüzyıl başlannda Medicilerin Floransası; Parisli genç gökbilimci, romantik François; dinsel gericiliğin hedef tahtası olmuş aydınbilimadamı büyük Galileo Galilei; daha sonra, 1633 yılında Istanbul'da idam edilecek olan ve romanın geçtiği dönemde Toskana'da Medicilerin sarayında sürgünde bulunan Lübnan'ın Dürzî Emiri II. Fahreddin; ve Binbir Gece Masallan'ndan çıkmış güzeller güzeli Najla... François ile Najla'nın ölümsüz ama olanaksız aşklan... Galileo Galilei'nin ünlü duruşmasıyla sona eren Gökbilimci bir solukta okunan büyüleyici bir "fantastik ve trajik destan". Yirmi Yedinci Adam/ Nathan Englander/ Çeviren: ElifUras/ Dost Kitabevi Yayınları/ 198 s. Kudüs'ten Royal Hills'e kadar yaşam, inanç, tutku ve umudun her dilinde yakaran bir dünya. Soykırımın dehşetinden cemaat bilincinin karmaşık ve kapalı dünyasına uzanan bir Yiddiş ağıtı. Englander'in kaleminden neşeli, karanhk, tedirgin, patlamaya hazır Yahudi öyküleri. Normandiya Kıyısının Yosması/ Marguerite Duras/ Derleyen ve Çevirenler. Ali KarabayramSerhat Günaydın/ Dost Kitabevi Yaytnlart/85 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 3 5 Duras'ın sesi suların huzünlu çağrısına karışır yapıtlarında. Vietnam'dan Laos'a, Gabon'dan Fransa'ya hep aynı mırıldanışın izini sürer Duras. Bazen Nevers, bazen Loire, bazen de Seine o hüzünlü tanıklığı taşır yabancı kıyılara.Ve o, umutsuzluğuna kayıp sevgilinin adını verir: Benim ölü aşkım Fransa'nın düşmanı. Kâtip Bartleby/ Herman Melville/ Önsöz: Jorge Luis Borges/ Çeviren: YusufEradam/ Önsöz Çevıri: Mukadder Yayctoğlu/ Dost Kitabevi Yayınlan/ 79 s. "Yirminci yüzyılın ikinci on yıllık dilimini kapsayan dönemde Franz Kafka fantastik türün tanınmış bir biçiminin öncüsü oldu; bu unutulmaz sayfalarda inanılmaz olan, olaylardan çok kahramanların davranışlarıdır. Dava'da başkahraman saygınlıktan yoksun bir mahkeme tarafından yargılanır, ölüme mahkum edilir, ancak en ufak bir tepki göstermez. Melville, yarım yüzyılı aşkın bir süre önce, yalnızca tüm mantık kurallarına aykırı hareket etmekle kalmayıp aynı zamanda çevresindekileri şaşkın suç ortakları olmak zorunda bırakan Bartleby'nin tuhaf davasını işler. Bartleby, ustalığın ya da düşsel imgelemin uçarılığının ötesindedir; her şeyden önce evrenin gündelik ironilerinden biri olan gerçek faydasızhğı gösteren üzücü ve gerçek bir kitaptır" diyor Jorge Luis Borges. Dondurulmuş Şeftaliler/ Espido Freire/ Çeviren: Zeynep Önal Karaca/ Güncel Yaytnalık/ 272 s. r c ^ . ^ ^ Yaşamın her alanına değinen, güçlü betimlerinin yanı sıra dili mükemmel bir berraklıkla kullanan 1999 Planeta ödüllü genç yazar, üç kuşağın öyküsünü anlatırken, kronolojik bir yol izlemiyor, imgelerden yola çıkarak okura sözlü anlatımın hazzını yaşatıyor. Espido Freire, zamana bağlı anlatıyı parçalayarak, bireyin emsalsiz deneyimlerini öne çıkarıp duygu ile akıl arasındaki bilinmez bağlara dokunuyor... Toplumsal devinimler ve kendi öykümüzdeki kırılganlıklanmız, yanılgılanmız.iç hesaplaşmamız.. Acaba bilmeden başka bir hayatı mı yaşıyoruz? Tek ad, Elsa. Üç kadın: Biri gerçekçi ve sağduyulu. Diğeri yitik, bahtsız, mistik. Ve çocuk Elsa, diğer iki kadının halası, kırk beş yıl önce kaybolmuş. Üç erkek. Miguel, ilk evlat, ailenin gözdesi. Carlos, Miguel'in kardeşi, yaşamın dikenleriyle yüzleşmiş. Esteban, ikisinin babası, savaşa dayanmış ama aşk acısına dayanamamış. Üç öykü, erkeklerinki. Körleşmişler. Bir kanşıklık. Üç şehre kaçış. Üç öykü, kadınlarınki. erkeklerin suskunluğunun bedelini ödemişler.Ve unutmaya hayret eden bir halkın ve ailenin iç çatışmaları... Ilginç bir kitap okumak istiyorsanız hiç durmayın. tpucu Bırakma Sanatı/ küçük hkender/ OM Yayınevi/152 s. Ipucu Bırakma Sanatı, hayata dair sırlar fısıldıyor. Şairanelik kaygısı taşımamasının nedeni de bu. Zaman kaybetmemek. Kimi mısralarda görülen telaş, hepimizin bu çağda hissetmesi artık şart olan bir telaş. Sürekli aşağılandığımız ve sömürüldüğümüz bir dünyada yetişen nesle geçmişten kanıtlar sunan bir dost edasında. Çünkü susarak ve sinerek bütün suçlara biz de ortak oluyoruz. Itiraf etmeliyiz ki, hüzün genlerimize işledi. Aldığımız ilk nefesle vereceğimiz son nefesin arası boşaltıldı. lşte tam da bu noktada, Ipucu Bırakma Sanatı, sanat akımlannı reddedip kendi başına var olmayı seçiyor. Müebbet TürküsüV Nevzat Çelik/ Om Yaytnevı/ 144 s "Müebbet Türküsü" Nevzat Çelik'in ikinci şiir kitabı. 1987 Mayıs ayında yayımlandı ve aynı yıl, "Hasan Hüseyin §iir Odülü"nü ve "Rotterdam Şiir Formu Ödülü"nü aldı. Bu ödül, her yıl dünyanın değişik ülkelerinde politik baskı altında olan şairlerin şiirleri çevrilerek içlerinden birisine veriliyor. "Müebbet Türküsü" Nevzat Çelik'e, American Pen Clup Center Onur Üyeliği verilmesinde de etken oldu. "Şafak Türküsü" gibi "Müebbet Türküsü" de uzun süre çok okunanlar listesinin başında yer aldı. Kitap yeni baskısıyla okur karşısında. tki Şehir Arası Gece ve Şeyler/ Serkan \sın/ Inktlâp Kitabevi/110 s. Kitap, tam selciz yıl önce ortaya atılmış bir ütopyanın ikiye yarılmış/bölünmüş gecelerini anlatıIkl Şehlr Arası C*c« v« Şaylvr yor. Sokakların, odalann, ofislerin, trafiğin, arabaların, asansörlerin, kadın yüzlerinin, çelmelerin, burkulmaların, tatminsizliklerin, palyaçoların, telefon ahizelerinin, fesleğenlerin, martıların, kuş resitallerinin, yüzyıl sonunun... yani bütün bu şeylerin gecelerini. Onlara, onlarca bölünmüş bir Istanbul müptelâsının elyazmalan bu şiirler. Inkilap '99 Şiir Ödülü'nü kazanan Serkan Işın 1976 yılında Istanbul'da doğmuş. İlk şiiri 1997 yılında yayımlanmış, Ayrıca deneme ve öykü de yazan Işın'ın "Metropol Aşklan" adını taşıyan bir şiir kitabı daha var. Turayazı/ Ali Hikmet Eren/ Inktlâp Kitabevi/ 88 s. Kaybetmekle kazanmanın arasmdaki ince ayrımda yol alıyor bu şiirler. Şair anlamlan, yaşadıklannı turayazı gerçek görüntüleriyle yeniden tanımhyor; aynaya ayna tutuyor sanki. Katilini beslediği, doğru; reddedişlerle özgürleşen bir zihnin, gerçeklikle çarpıştığında çıkardığı gürültüyü çok sevdiği de. Üstelik her şeye 'iftira etmek' için bakmaktan da çekinmiyor. 1972 doğumlu Ali Hikmet Eren de lnkılap '99 Şiir Ödülü'nü kazanmış ve onun da daha önce yayımlanmış " Yağmura Içerden Bakmak" adında bir kitabı var. Adamıtn Davku/ Mehmet Batur/ Inktlâp Kitabevi/ 320 s. Adamım Davku, art arda mahkemelerden geçirilerek vanlmış bir noktanın romanı. Hangi sözün ne kadar doğru olduğu konusunda yazann kendisi de kuşkulu. Ama Karadeniz'in hırçınlığını Istanbul'un sükunetine yorarken, kendinden oldukça emin. Meselenin, yüzeye çıkabilmek olduğunun farkında tabii: Mümkün olduğunca az kirlenip ve gerekti| atlamaktan çekinmeden. Tıpkı roman kahramanı Mustafa'nın bir sanrıdüş Davku'yu o merdiven boşluğunda görmekle kalmayıp hiç çekinmeden, hatta arsızca kurguladığı gibi... 1976 doğumlu Mehmet Batur Inkılap'99 Roman Ödülü'nü almış. Kev'gir Oyküler/ Kevork Kirkoryan/ Inktlâp Kitabevi/208 s. Bir karnaval yaşanıyor bu öykülerde. Sürprizlere açıksanız, çekinecek bir şey yok; biraz şaşıracak, biraz eğlenecek, biraz da hüzünleneceksiniz. Yazar, düşlerin gerçeklerle örtüşürken çıkardığı hüzünlü sesi ironik bir zekâyla bastırmaya çalışırken, eğer düşünmek isterseniz bu size kalmış. Neler yok ki bu kitapta! Tanrı, Şeytan, Azrail... erSAYFA 21
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear