Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Obezite Araştırmaları Obezite tehdidi balon mu? Sayılan giderek artan birgrup bilim adamı, hükümeti, tıp otoritelerini ve medyayı, aşırı kilolann zararlan konusunda abartıya kaçtıklan gerekçesiyle suçluyor. Son yıllarda obezitenin halk sağlığını tehdit eden bir salgın olarak tamtılmasına karşı çıkan muhalifler, "Zayıflama sanayi tarafından doğrudan beslenen doktor ve bilim adamlanndan oluşan görece olarak küçiik bir gnıp, aşın kilolu olmanın ve obezitenin bilimsellikten uzak, keyfi bir tanımmı yaptılar.Bunlar istatistiklerle oynadılar, verileri şişirdiler. Bu arada şişmanlıkla ilgili gerçekleri büyiik ölçüde göz ardı ettiler diyor. bir A BD'de 10 kişiden 6'sı obez kategorisine giriyor. Bu durumda obezitenin ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturduğunu söyleyebilir miyiz? Hafıf obez kişilerin kalori kısıtlamasına giderek kilo vermeleri yarardan çok zarar mı veriyor? Bu sorular, aşırı yağlanmanın ABD'de yılda 300.000 kişinin ölümüne yol açtığı ve diyabet, kalpdamar hastalıkları, kanser ve daha pek çok hastalığa zemin hazırladığı yönündeki yaygın görüşe meydan okuyor. Gerçekten de New England Journal of Medicine isimli tıp dergisinin mart sayısındaki, S. Jay Olshansky, David B. Allison ve diğer yazarların kaleme aldığı "Özel Rapor" bu korkuları pekiştirir nitelikteydi. Raporu yazanlar, obezitenin yaygınlaşmasıyla insan ömrünün kısalacağı endişesini taşıyorlardı. Bu raporla ilgili New York Times, The Washington Post ve diğer haber kaynaklarında yer alan diğer yazılar, bu kötümser bakışı desteklemekle kalmayıp, önümüzdeki 10 yıl içinde insan ömrünün 5 yıl kısalacağı öngörüsüne katılıyorlardı. Ne var ki son yıllarda sayıları giderek artan bazı bilim adamları, aşırı yağlanma konusunu gündemin ilk sırasına taşıyan obezite uzmanlarını, halk sağlığı yetkililerini ve medyayı aşırı kilolann ve obezitenin tehlikeleri konusunda abartıya kaçmakla suçluyor. Aslında bu insanlar, 1980'li yıllardan bu yana ABD ve Avrupa'da obeze insan nüfusunun ikiye katlandığını ortaya çıkartan istatistikleri yadsımıyor. Bunlar, ayrıca, obezitenin özellikle aşırıya vardırıldığında bazı hastalıklara, hâttâ erken ölütnlere yol açtığını da kabul ediyor. adamlanndan oluşan görece olarak küçük bir grup, aşırı kilolu olmanın ve obezitenin bilimsellikten uzak, keyfı bir tanımını yaptılar.Bunlar istatistiklerle oynadılar, verileri şişirdiler. Bu arada şişmanlıkla ilgili gerçekleri büyük ölçüde göz ardı ettiler." Colorado Üniversitesi'nden hukuk profesörü Paul F.Campos, göz ardı edilen gerçeklere örnek olarak, şişmanlığın yüzde 5080 oranında genetik kökenli olmasını gösteriyor. Campos bu konuda şöyle konuşuyor: "Uzun vadede vücut ağırlığının yüzde 5'ni garantili ve güvenilir bir şekilde yitirmemizi sağlayacak herhangi bir pratik yöntem olmadığı için, sağlık otoriteleri insanlara bazı tavsiyelerde bulunur. Bu tavsiyeler vücutkütle endeksini 'sağlıklı ağırlık' aralığı içinde tutmamız yönündedir. Oysa bu tavsiyeler pratikte yerine getirilmesi mümkün olmayan katı kurallardır" Vücutkütle endeksi veya VKEağırlığın boya oranıdır. (Bknz şekil 1) Campos ve Oliver, Dünya sağlık Örgütü'nü (WH0), Hastahk Kontrolü Merkezi'ni (CDC) ve ABD Sağlık Bakanlığı'nı şişmanlığın tehlikelerini abarttığı; kilo vermeyi kolay bir şeymiş gibi gösterdiği için eleştiriyor. Bu kurumların, halihazırdaki tutumlarıyla şişmanlama tehlikesini engelleyecek yerde, daha artırdıklannı düşünen Campos ve Oliver, "Burada hastalıklı bir ironi söz konusu. Aslında olmayan bir hastalığı yaratıyoruz" diyor. MUHALİFLERİN İDDİALARI Bunların kabul etmediği, uzmanların giderek kötüleşen bir sağlık krizi ile karşı karşıya kaldığımız yönündeki uyarıları. Muhalifler, kısaca, uzmanların obezite tehlikesini abarttığı kanısında. Sözgelimi Chicago Oniversitesi'nden politik bilimci J. Eric Oliver, bu tehlikenin yapay olarak yaratıldığını iddia ediyor: "Zayıflama sanayi tarafından doğrudan beslenen doktor ve bilim ELEŞTİRİLERE ELEŞTİRİ Obezitenin abartıldığını düşünenlerin yerleşik kurumlann tutumlarına yönelttiği eleştiriler, ilk bakışta aykırı gelebilir. "Eğer tıbbi literatüre bir göz atıp, obezite nin o kadar da kötü bir şey olmadığını düşünüyorsanız, başka bir gezegende yaşıyorsunuz demektir" diye konuşan Colorado Üniversitesi Sağlık bilimleri Merkezi'nden obezite uzmanı James Q.Hill, geçen ocak ayında ABD Tarım Bakanlığı'nın yayınladığı beslenme şartnamesinin dikkate alınmasını öneriyor. Bu şartnameye göre "Yüksek oranda seyreden şişmanlık ve obezite halk sağlığı açısından büyük bir tehlike oluşturuyor. Çünkü aşırı yağlar erken ölüm, Tip II diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolestrol, kalpdamar hastalıkları, inme, safra ke sesi hastalıkları , solunum bozuklukları, gut, osteoarterit ve bazı kanser türlerine yol açar." Buradan çıkan sonuç, aşırı kilolann tehlikeli olduğu ve yüksek VKE'nin yalnızca risk belirtisi değil, aynı zamanda bir neden olduğu yönündedir. Diğer taraftan Campos, sağlık kurumlarının obezite ile ilgili görüşlerinin yalnızca abartılı değil, aynı zamanda klişe özelliği taşıdığını savunuyor. Şaşırtıcı olan, son yapılan epidemiyolojik çalışmalara ve klinik deneylere bir göz atınca muhaliflerin pek de haksız sayılmadıklarının anlaşılma