24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 6 Aralık 2017 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN / BURAK YURTTAŞ TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘ATİLLA’YI SEVMEZDİM’ Vah Reis, tükürdüğünü yalattılar mı sana? AKP Reis’i dinle, çok değil birkaç gün önce bir Tırmık yazdım, seni “Reis, sen ekonomiden anlamıyorsun, danışmanlarınsa senden de berbat” diye uyardım. Dinlemedin. Ekonomiden birazcık anlasaydın Muş’ta meydanı boş bulup naralanmazdın. Taparcasına bağlandığınız “Serbest Piyasa Tanrısı”nın ne kadar acımasız, ne kadar ödünsüz olduğunu bilmiyorsun. Serbest Piyasa Tanrısı gazaba gelirse neler yapabileceğini öğrenmemişsin. Birkaç gün önce Muş’ta, AKP il kongresinde baktın önünde bir kürsü var, üstünde de bir mikrofon, boşalttın zembereği, kâh kükredin, kâh naralandın: “Bazı haberler alıyorum, bazı sinyaller alıyorum. Bazı işadamlarının varlıklarını yurtdışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğunu duyuyorum. Buradan sesleniyorum, önce kabinemize sesleniyorum, bunların hiçbirine çıkış için asla izin vermemelisiniz. Çünkü bu adımlar ihaneti vataniyedir…”  Yav Reis, denecek laflar mı bunlar? Serbest Piyasa Tanrısı hiç bunu senin yanına bırakır mı? Bırakmadı nitekim. Önceki gün bir mikrofon daha bulur bulmaz tükürdüğünü yaladın. Bunu elbette gönüllü yapmadın. Ama dedim a, Serbest Piyasa Tanrısı’nın şakası da yoktur, acıması da. Adama tükürdüğünü anında yalatır, Hatırla, şu sözler de önceki gün senden çıktı: “Benim söylediğim ülkemizin diğer saldırıların yanı sıra ekonomik olarak da baskı altına alınmaya çalışıldığı şu dönemde işadamlarımızın yerli ve milli duruş sergilemeleri gerektiğidir… Bu duygularla….. varlıklarının bir bölümünü yurtdışına çıkartma gayreti içinde olduğunu duyduğum bir kısım işadamlarına sitemimi dile getirdim…” Yemezler Reis. Sitem en kestirme tanımıyla “dostça çıkışma”dır. Oysa sen “bu adımlar ihaneti vataniyedir…” dedin. Hükümet’e “Sakın bu adamlara yurtdışına çıkış izni vermeyin” diye emrettin. Şimdi “sitem ettim” diye lafı çevirme Reis. Yemezler. Serbest Piyasa Tanrısı işte böyle çarpar adamı. Bak şu cümleler senin: “… Ülkemizdeki yerli yabancı tüm firmalar küresel finans sistemine entegre bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyorlar. Aksi yönde atılacak adımlara önce biz karşı çıkarız. Benim sermaye hareketlerinin sınırlandırılmasıyla ilgili bir talebim veya talimatım söz konusu değildir.” Ama tükürdüğünü yalama konuşmanda şu cümle de senin: “… Benim söylediğim şu dönemde işadamlarımızın yerli ve milli duruş sergilemeleri gerektiğidir...” Gördün mü? Sana “Ekonomiden hiç anlamıyorsun Reis” dediğimde ne kadar haklı olduğumu gördün mü ? Hem küresel finans sistemine entegre olmak hem de milli ve yerli duruş sergilemek mümkün değildir Reis. Buna literatürde oksimoron diyorlar. Köşeli daire, sıcak buz, yüzme bilmeyen balık filan gibi yani… Senin o bağlılığını ve tam bütünleşmeyi (=entegrasyon) bir kez daha ilan ettiğin küresel finans sistemi sadece ve sadece “Kâr, daha çok kâr, mümkün olduğunca yüksek kâr” der, başka da bir şey demez. En küçük bir risk, en belli belirsiz tehlike bulutu onun tası tarağı toplayıp tüymesine yol açar. Kimse de engelleyemez. Engelleyeceğini sanıp tehdit edenlere de tez vakitte tükürdüğünü yalatılır. “Peki, bir çaresi var mı” diye sorarsan, var tabii!.. Ha bire oraya buraya tükürüp durma. Bir kürsü gördün, bir mikrofon buldun mu hemen oraya buraya tükürük yapıştırıyorsun. Yapma. Küresel finans sistemi ile mutlu mesut yaşamana bak. Ha bir de, durmadan “Vatan, vatan” diye naralanıp bizi salak yerine koyma. Küresel finans sistemi için Türkiye de vatandır, Amerika da, Rusya da, Çin de, Man Adası da, Malta Adası da… ABD’li yetkiliden takas iddiasına yanıt ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşleri Müsteşar Yardımcısı Jonathan Cohen, Washington’da Middle East Institute adlı kuruluşun 8’inci Yıllık Türkiye Konferansı’ndaki konuşmasında Türk hükümetinin Rıza Sarraf’la Türkiye’deki Amerikalı tutuklular arasında bir takas önerisinde bulunup bulunmadığıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kendisinin bulunduğu görüşmelerde böyle bir talep olmadığını söyleyen Cohen, “Türkiye’de Amerikalılar ve Amerikan hükümet çalışanlarının hapiste olmasını gündeme getirdiklerinde Türklerin de sıkça Amerika’da hapiste olan Türklerden söz açtıklarını” belirtti. Konferansta konuşan Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri de Türkiye’yle AB arasındaki ilişkilerin dibe vurduğu görüşünü dile getirdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet ABD’deki davada Sarraf, Hakan Atilla’nın avukatı tarafından çapraz sorguya alındı ŞEBNEM ARSU İran’a yaptırımları ihlal ettiği gerekçesiyle yedi kişinin New York’ta yargılandığı davada birebir sorgusu tamamlanan İran asıllı Türk vatandaşı altın tüccarı Rıza Sarraf’ın çapraz sorgusu dün başladı. Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın savunma avukatlarından Cathy Fleming’in üstlendiği çapraz sorgunun davanın seyrinde ve paylaşılacak bilgilerde belirleyici rol oynaması bekleniyor. Daha suçlamaların içeriğine dair sorgu başlamamakla birlikte sorulan kısa soru ve cevaplarda ilgi çeken Sarraf’ın oldukça dikkatli ve cevabından emin olmadan yanıt vermemesi oldu. Cezaevinde kaldığı zaman süresince ABD yargı sistemini iyi analiz ettiği izlenimini veren ve en ufak detaylarda dahi uzun açıklamalar getiren Sarraf’ı daha kısa cevaplar vermesi için uyaran Fleming, tanığa müvekkili Atilla ile ilişkisinin son derece sınırlı olduğu hatta birbirlerinden hoşlanmadıklarını teyid ettirdi. ‘Atilla’yı şikâyet ettim’ “İfadenizde Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’a Hakan Atilla hakkında şikayette bulunduğunuzu söylediniz, doğru mudur?” diye soran Fleming’e Sarraf, “Doğrudur” diye cevap verdi. Süleyman Aslan’la aralarında 49 sayfalık dökümde 1000’den fazla mesaj alışverişi olduğu halde Atilla ile mesaj sayısının ne olduğu sorulan Sarraf, sayılar konusunda kesin ifade vermekten kaçındı, “Çok sınırlıydı” demekle yetindi. Görüşmeleri konusunda da aynı sayısal belirsizlik üzerine uzunca bir soru trafiği yaşandı. “Bir elin parmakları kadar, yani 5 kez mi?” diye açıklama isteyen Fleming’e Sarraf’ın verdiği “Ben iki elin parmaklarını saymıştım” yanıtı salonda gülüşmelere neden oldu. ‘Zencani ortağım değil’ Başladıktan kısa bir süre sonra öğle tatili arası ile bölünen çapraz sorgunun en can alıcı bölümü Sarraf’ın İran’da idam cezasına çarptırılmış olan Babek Zencani ile ortaklığını kesin bir dille reddetmesi oldu. “Babek Zencani ile hiçbir zaman hiç bir ortaklığım olmamıştır” diyen Sarraf’ın cevabından tatmin olmayan Fleming, ticaret yapıp yapmadıklarını sorduğunda, “Ticaretim diğer İranlılar gibi o da benim hesabıma para gönderdi” yanıtını aldı. Bir başka alışverişe de atıf yapan Sarraf, “Babek Zencani’nin Gana’dan 1.5 ton altını satılması için benim şirketime gönderdiği doğrudur” dedi. Sarraf’ın İran’a Babek Zencani ile ilişkilerinden doğan yasal problemler yüzünden girmeye endişe ettiğini ima eden Fleming’e Sarraf’ın cevabı, “Tabii ki yaşam tarzımdan dolayı İran’a girmeye endişelerim olmuştur” oldu. Fleming, “Zencani yüzünden değil mi?” diyerek ısrar ettiğinde Sarraf, “Normal şartlarda olmaması gerekir” dedi ve ekledi; “Benim İran’a gidişim konusundaki endişem hiçbir şekilde Babek Zencani ile ilgili değil.” Cezaevini anlattı Fleming tanığın cezaevinden çıkabilmek için büyük bir istek duydu SARRAF SİYASİ ÇÖZÜM ARAYIŞINI DOĞRULADI Çapraz sorguyu gerçekleştiren Hakan Attilla’nın avukatı Fleming Sarraf’a eski New York Belediye Başkanı Rudy Guiliani ve eski ABD Başsavcısı Michael Mukasey’nin kendisinin Türkiye’ye iadesi için Türkiye ve ABD arasında siyasi bir çözüm arayışında rol aldıkları hatırlattı. “Hukuki çerçevede çalışmaları olmuştur, doğrudur” diyen Sarraf’a bu kişilerin hatta kendisinin serbest bırakılması için tutulmuş olduklarını, zamanında bu yönde bir beklenti taşıyıp taşımadığını soran Fleming’e Sarraf’ın cevabı, “Olabilme ihtimalini düşündüm” oldu. ‘Kimseye kızgın değilim’ “Türkiye’deki şahıslara bu çabalar sonuç vermediği için kızgınsınız, doğru değil mi?” sorusuna ise Sarraf’ın kelimeler üzerine basarak cevabı “Benim kimseye kızgınlığım yok hanımefendi” şeklinde oldu. Etkin pişmanlık hakkını kullandıktan sonra Sarraf’ın savcılık ve FBI yetkilileri ile yaklaşık 35 kez görüştüğü ve makamları işbirliğine değer bilgiler taşıdığına ikna ettiğini de Fleming kendi soruları içinde mahkeme ile paylaştı. O sözlerini kabul etti Önceki günkü duruşmaya damgasını vuran Sarraf’ın Amerika’da tutuklu olduğu dönemde yaptığı iddia edilen bir telefon konuşmasında cezaevinden çıkabilmek için yalan söylemeye hazır olduğunu ima etmesi avukat Fleming tarafından Sarraf’a soruldu. Sarraf, 2016 yılında yapıldığı söylenen görüşmede “Böyle bir ülkede hapisten çıkmak ya da indirimli ceza almak istiyorsan işlemediğin suçları kabul edeceksin” dediğini onayladı. Serbest kalmak için başvuru yapacak Sorguda ilgi çeken bir başka konu da Sarraf’ın avukatlarının davanın bitiminde kefaletle serbest bırakılması için bir talepte bulunacağı oldu. Sarraf, bu başvurunun kendisine özel olmadığı ve genel kurallar çerçevesinde yapılabileceğine atıf yaptı. Sarraf’ın imzaladığı işbirliği anlaşması oldukça kapsamlı bir bilgi akışını gerektiriyor. Savcılığa bir ya da birden fazla dava ve soruşturmada katkı yapmasi beklenen tanık bu süreçten önce hâkime atfen yazılacak “5K1” adı verilen mazeret mektubuna sahip olamıyor. Bu mektupla ki şinin kefaletle serbest bırakılması tavsiye edilmeyecek olsa da cezasında ciddi bir indirim beklenebiliyor. Bu hususları da çapraz sorguda gündeme getiren Fleming’in Sarraf’ın savcılık tarafından sunulan bütün delilleri sesli ve yazılı tapeleri incelediğini öngördüğü sorulardan anlaşıldı. Beklenenin aksine delillerin hepsini dinlemediğini ya da okumadığını belirten Sarraf, bir kısmına zaten Türkiye’de tutuklanmasına neden olan 17 Aralık tarihindeki yolsuzluk soruşturmasından aşina olduğunu vurguladı. SARRAF SORUŞTURMASI Gözaltı sayısı 17’ye yükseldi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tara fından Rıza Sarraf hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 14 kişi daha gözaltına alındı. Soruşturmada gözaltına alınanların sayısı 17’ye yükseldi. Soruşturma kapsamında Sarraf’ın yanında çalışan ve ABD’deki davaya evrak yolladığı iddia edilen şüpheliler Sinem A, Regaip A. ve Mustafa H, gözaltına alınmıştı. Üç şüphelinin Emniyet’teki işlemleri devam ederken dün 14 kişi daha gözaltına alındı. l İSTANBUL / Cumhuriyet ğunu vurgulamayı hedeflediği sorularda pek de beklediği cevapları alamadı. Savcılıkla işbirliğinden beri hayat standartlarının değişip değişmediği sorusuna, “hayat standartından kasıt nedir?” diyerek dava başından beri adli makamların sunumlarında gösterilen detaycılıkla karşılık verdi. Sarraf, Brooklyn’de kaldığı MDC cezaevinin çok da hoş olmadığı yönünde Fleming’in yaptığı yoruma, “MDC’nin çok da hakkını yememek gerek” dediğinde salonda gülüşmeler oldu. “MDC’de önüne ne konursa yemek zorundasınız, değil mi?” sorusunda da olumsuz yanıt veren Sarraf’a “Sipariş mi veriyorsunuz?” sorusunu yönelten Fleming’e Sarraf, “Hayır, kendimiz pişirebiliyoruz” dedi. Dünkü duruşmada ABD’li hukuk öğrencilerinin yoğun ilgisi dikkat çekti. Davaya büyük ilgi gösteren öğrenciler ana salonu doldurunca duruşmayı takip etmek isteyenler ek salonlarda yapılan yayın ile davayı izlediler. DURUŞMA SALONUNDAN İZLENİMLER / ŞEBNEM ARSU Göz teması kurmuyorlar l 12 jüri üyesine A4 büyüklüğünde sarı not defterleri dağıtıldı. Jüri üyeleri, neredeyse Sarraf’ın her söylediğini not etmeye çalışıyor. Not defterlerinin altı günlük dava boyunca dolmak üzere olduğunu gördük. Jürinin not aldığı defterleri dahi yanlarında götürmelerine izin verilmiyor. Yargıç Berman’in her duruşma sonrası hiç kimseyle davayı tartışmamaları, haberleri izlememeleri, sorulan sorulara yanıt vermemeleri konusunda uyardığı jüri üyeleri, üye numaraları üzerlerinde yazılı olan defterleri mahkeme binasından dışarı çıkaramıyor. l Hakan Atilla’nın avukatı Cathy Fleming çapraz sorguyu da yapıyor. Dava duruşmalarında şimdiye kadar iki kez giyindiği koyu lacivert üzerine parlak kırmızı ile ejderha işlemeli ceketinden dolayı “dragon lady” yakıştırması da yapılan avukat, her sunulan delile yargıç reddetse de prosedür gereği itiraz ediyor. Yanında DAVAYI FİLM GİBİ İZLİYORLAR Davayı takip edenlerin kim olduğu, hangi kurum ya da örgütlerle ilişkili olabileceğinin sorgulandığı meraklı bakışlardan anlaşılan bir ortamda New York’a farklı nedenlerle gelip “meraktan” duruşmayı takip edenler de var. Kentte gerçekleşen bir film festivaline katılan sinemaseverler duruşma salonunda kendilerini gerçek bir filmin içinde bulduklarından bahsettiler. “Filmlerde gördüğümüz kalpazan hikâyesi gibi, onlarcasını gördüğümüz, duyduğumuz dolandırıcılık sermaye ilişkileri, her şey var” dedi ismini vermek is temeyen erkek seyirci. “Uzaktan insan daha farklı anlamlar yüklüyor davaya, burada olmak çok ilginç.” Bir diğer seyirci 4 senedir New York’ta yaşayan ve finansla uğraşan genç bir erkekti: “Sarraf’ı bizzat kendi ifadeleri ile görerek dinlemek, uluslararası medyada yer alan haberleri takip etmekten daha ilginç. Mahkemede anı yaşıyorum. Tarihi bir an çünkü ciddi sonuçları olabilecek bir dava. Sarraf’ı dinliyoruz ama yargılanan bir ülke var, Türk ekonomisine ciddi etkileri olabilir. Sırf Türkiye de değil, Çin, İran, Dubai konuşuluyor.” ki genç asistanı savcı delil numarasını verdiğinde el arabasıyla salona getirdikleri dosyalar arasından belgeyi bulup Fleming’in önüne koyuyor. l Onlarca renkli postit ile işaretlenmiş belgeler çapraz sorgunun son derece detaylı yapılacağının göster gesi. Fleming dava başında Mehmet Hakan Atilla’nın sağında otururken, Sarraf’ın sorgusu başlar başlamaz savcının yanına denk gelecek şekilde Atilla’nın sağına geçti. Sarraf’ın ifadesi esnasında not aldığı gözlenen Atilla bazen küçük kâğıtlara da not alarak, bunları Fleming ile paylaşıyor. l Jürinin ardından korumalar eşliğinde salondan çıkarılırken Atilla’nın önünden geçmek durumunda kalan Sarraf da Atilla da karşılıklı göz temasından kaçınıyorlar. l Salona girebilmek için duruşma başlama saati öncesinden kuyruk oluşmaya başlıyor. İki kişiden oluşan mahkeme güvenlik ekibi ise içerideki kalabalığı kontrol etmekte oldukça hassas. l Atilla aynı kareli gri takımıyla geldi. Atilla, savcının Sarraf’tan bazı sözlerini yinelemesini istemesini başını sallayarak hoşnutsuzlukla karşıladı. l Sarraf da eski elbisesiyle geldi. Sakalı hafif uzamıştı. Sarraf duruşma sonunda korumalar eşliğinde salondan çıkarılırken davayı izleyenleri dikkatlice incelemeye çalıştı. Ve elinden geldiğince tek tek yüzlere baktı. l NEW YORK C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear