16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 23 Aralık 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL / ASLAN YILDIZ TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘DenizK’ raahhraatmsıaznlı’ğınıTyabirnütetışçmteaargtyöılşarmübşaamyşllaealybeairtniti TBMM Başkanı Kahraman’ın Deniz Gezmiş’e yönelik sözleri tepki çekti TBMM Genel Kurulu’nda, 12 gün süren “Man Adası, Ataşehir Belediyesi, Rıza Sarraf” tartışmasıyla başlayan bütçe görüşmeleri dün “Deniz Gezmiş, taşeron ve Meclis’in tatile girmesi” tartışmasıyla sona erdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Devlet Bahçeli zaman zaman salona gelerek görüşmeleri izledi. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, kürsüden Meclis Başkanı’nın odası ve çöpten yiyecek arayan iki yurttaşın fotoğraflarını göstererek “İtibar bu fotoğrafta mı? Yoksa itibar Meclis Başkanı’nın odasını gösteren bu fotoğrafta mı ya da bu bin odalı sarayda mı?” diye konuştu. Harcamaları savundu Kerestecioğlu’nun konuşmasının ardından birleşimi yöneten TBMM Başkanı İsmail Kahraman, makam odasına yapılan harcamaları savundu. Kahraman, “Halı Hereke’de kendi elemanlarımız tarafından 6 aydan daha az bir sürede örüldü. ‘7 Dağın Çiçeği’ halının adı. Daha önce yine 52 metrekarelik bir halı vardı. Eskidi ve değişmesi gerekiyordu. Bunu olmaz bir iş gibi haber yapmak tuhafıma gidiyor. Aslan yatağından belli olur. Bize gelen misafirlerimiz var. Daha iyi bir yerde ağırlamamız gerekmez mi? Pişman değilim” dedi. ‘Deniz Gezmiş’ atışması AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Deniz Gezmiş’e benzetilmesini CHP’nin eleştirdiğini belirterek, “Deniz Gezmiş kahraman da niye astınız bu adamı, asan sizsiniz. Eğer 28 CHP’li vekil evet demeseydi belki bugün milletvekilinizdi. Bu cibilliyet meselesi. Haklarında DHKPC iddiası bulunun 2 kişi için her gün burada basın toplantısı yaptınız, İzmir’de açlık grevi var onlara niye sahip çıkmıyorsunuz. Ataşehir Belediye Başkanı, beraat etti dediler, yalan yalan yalan. Yeni seçilen kişinin de davası devam ediyor” dedi. Sataşma gerekçesiyle söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Deniz Gezmiş’in CHP’nin onuru olduğunu vurgulayarak, Gezmiş’in idamı yönünde oy veren 28 CHP’linin partiden ayrıldığını söyledi. Özel, o dönemin Meclis tutanaklarını göstererek, idama evet oyu verenlerin sayısının 270, hayır oyu verenlerin sayısının ise 42 olduğunu anımsattı. Özel, “Eğer o 28 milletvekili hayır oyu kullansaydı evet oyları 242 olacaktı” dedi. ‘Gezmiş’i aklamayın’ Tartışmalar üzerine TBMM Başkanı Kahraman’ın, Gezmiş’in idamının bir mahkeme kararı olduğunu belirterek, “Bu mevzuyu eşeleyip de bir kişiyi aklamak gibi bir hadiseye dökmeyiniz. Bu sefer ölen bir kişi hakkında menfi durumları ortaya çıkar. Türkiye aştı bunları. Onun için tırmandırıcı sözler söylemeyelim, tahrik etmeyelim. Ben o günleri yaşayan bir insanım. Onun için Tartışma yaratan oylamada bazı AKP’lilerin iki ellerini de kaldırdığı görüldü. ‘Taşeron ve tatil’ tartışması Bütçe görüşmelerine geçilmeden önce AKP’nin, Meclis’in 9 Ocak’a kadar çalışmalarına ara vermesine ilişkin grup önerisi tartışma yarattı. MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta, aranın “insani” olduğunu belirterek, “Şu anda gündemde taşeronla ilgili bir yasa çalışması var. Basına yansıdığı kadarıyla bunun KHK’yle yapılmasına yönelik de bir kısım işler gündeme geldi. Bu ara, taşeron çalışmalarını KHK’yle yapmaya bir bahane olmamalı. Bunu en adil şekilde, en kalıcı şekilde çözmemiz lazım” dedi. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ise “KHK’leri ve OHAL’i kalıcı bir rejim haline getirdiniz. Meclis tatile giriyor, ondan sonra KHK’yle çıkarıyoruz. O zaman diğer partileri kapatın arkadaşlar” ifadelerini kullandı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de 1 milyon, aileleriyle birlikte 45 milyon kişiyi etkileyecek taşeron düzenlemesinin bir an önce görüşülmesi gerektiğini söyleyerek, “OHAL KHK’si terörle mücadele için Meclis’ten alınmış bir yetkidir, taşeron işçilerinin umutlarını yok etmek üzere kesinlikle kullanılamaz” Kuliste ‘Cumhuriyet yok’ eleştirisi CHP’li Mahmut Tanal, Meclis muhalefet kulisine Cumhuriyet, Evrensel, Milli Gazete, BirGün gazetesinin gelmediği eleştirisinde bulundu. Diğer gazetelerden üçer, dörder tane geldiğini, iktidar kulisinde de aynı sıkıntının olduğunu belirten Tanal, “Bu ayrımcılığa sizin başkanlığınızda son verilmesi için ilgili yerlerle irtibata geçip bu mağduriyetin, bu ayrımcılığın giderilmesini talep ediyoruz” dedi. Kahraman’ın Tanal’a “İlgili yerler gereğini yapacaklardır” yanıtını vermesi üzerine genel kuruldan “İlgili yer neresi?” tepkisi geldi. dedi. Konuşmaların ardından öneriyi oylamaya sunan Kahraman’ın, oy çokluğuyla önerinin kabul edildiğini söylemesi üzerine tartışma başladı. CHP’nin muhalefetin daha kalabalık olduğu yönünde karşı çıkması üzerine Kahraman, “Siz toplu olduğu için öyle görüyorsunuz, dağınıklığı görmüyorsunuz. Ben buradan görüyorum” karşılığını verdi. Kahraman muhalefetin ısrarı üzerine tekrar sayım kararı verdi. Tekrar sayım yapılacağı sırada AKP’lilerin elleri havada içeri girdiği görüldü. İkinci sayım sırasında MHP’nin çekimser kalması dikkat çekti. CHP sıralarından MHP’ye “MHP Grubu”, “Erhan Usta sözlerinin arkasında dur” tepkileri geldi. Oylama sonucunda AKP’nin önerisi kabul edildi. CHP, Kahraman’ın 82 kabul oyuna karşılık 64 ret oyuyla grup önerisinin kabul edildiğini açıklaması üzerine CHP, toplantı yeter sayısının olmadığı itirazında bulundu. Kahraman, işleminin anayasa ve içtüzüğe uygun olduğunu söyledi. CHP, bunun üzerine usul tartışması yapılmasını istedi. Tartışmanın uzaması üzerine AKP’li Mustafa Elitaş, grup önerisinden Meclis çalışmalarına ara verilmesiyle ilgili bölümün çıkarılabileceğini ve Danışma Kurulu kararıyla yeni bir öneri getirilebileceğini söyledi. Kahraman, bunun üzerine oturuma ara vererek tüm partilerin grup başkanvekilleriyle toplantı yaptı. Ancak uzlaşma sağlanamaması üzerine Meclis çalışmalarına 9 Ocak’a kadar ara verildi. uzatmayalım, yanlışlara girmeyelim ve yanlış emsal yapmayalım” sözleri tartışma yarattı. CHP ve HDP sıralarından itirazlar yükseldi. CHP’li Özel, “Eşeleyerek aklama gayretine girmeyin dediyseniz bu felaket bir durum ama sürçülisan varsa lütfen düzeltin. Eğer yanlışlık yok, bizim Deniz Gezmiş’in hatırasına saygı duymamızı ifade etmemizi aklama olarak diyorsanız çok büyük bir felakete ve yanlışa dahil olmuşsunuz demektir” dedi. ‘Kınıyoruz’ Verilen aranın ardından söz alan CHP’li Özel, Kahraman’ın “mahkeme kararı” sözünü anımsatarak, “Öyle bakacak olursanız Menderes’in idamı da bir mahkeme kararıdır. Menderes’i asanların da Denizleri asanların da Allah belasını versin” dedi. Kahraman’dan “eşeleyerek Deniz’leri aklayamazsınız” sözlerine açıklık getirmesini isteyen Özel, “16 Şubat 1969’da Deniz’ler emperya lizme ve sömürüye son mitingi yaparken kanlı pazar yaşanmış, başkanlığını yaptığınız ve öncesinde bir konuşma yaptığınız bir ekip Deniz’lere saldırmış, Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan öldürülmüş, 200 kişi de yaralanmıştır. Şimdi, sizin Beyazıt Camisi’nde yaptığınız konuşmadan sonra aynı husumeti, hayatını kaybettikten yıllar sonra Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için sürdürmenizi CHP olarak kınıyoruz, telin ediyoruz” dedi. Kahraman ise, “O 16 Şubat’taki hadiseyle başkanlığını yaptığım teşkilatın bir alakası yoktur” dedi. CHP’li Tuncay Özkan’ın “6. Filo’ya kıble diye namaz kılanlar” ifadesine tepki gösteren Kahraman, “İstanbul Boğazı güneyde, gemiler de orada. Orada kılanlar kim bilmem. Caminin dışına cemaat demek ki taşmış. Yani bugün de yine Boğaz’a doğru oluyor, Kâbe o istikamette. Kıbleyi bilmeyenler bundan habersiz olabilirler, cehaletlerine veriyorum. Yoksa kimse 6. Filo’ya veya bir başkasına secde etmez” dedi. Tutuklu vekil’ tartışması CHP’li Bihlun Tamaylıgil ve Faik Öztrak’ın, Kahraman’a “Kesinleşmiş mahkeme kararı olmayan bir milletvekilinin hapiste tutulması milli iradenin tutsak olmasından başka birşey değildir. Halı hakkındaki gösterdiğiniz hukuku, milletvekillerinin hukuku için göstermediğinizi gördük” demesi tartışma yarattı. Bunun üzerine Kahraman, bu iddiayı kabul etmediğini belirterek “Demogog olmamak, o küstahlığı göstermemek lazım. Kuvvetler ayrılığına inanıyorum. Bunu dile getirip de toplumda gerginliğe sebep olmayın” dedi. Kahraman’ın ifadeleri üzerine CHP’li Özel, “Ancak ‘Ben bu AYM’nin kararını da kendisini de tanımıyorum’ dendiği bir ülkede, sizin Meclis Başkanı olarak ‘kuvvetler ayrılığı’ demeniz Türkiye’de ayaklar altına alınmış bu evrensel kavramlardan kaçmaktır” karşılığını verdi. HABERLER VE FOTOĞRAFLAR: EMİNE KAPLAN/MAHMUT LICALI/SELDA GÜNEYSU/İKLİM ÖNGEL/NECATİ SAVAŞ AYM, iktidar divanı oldu!HDP MYK’DEN AYM’YE ‘DEMİRTAŞ’ TEPKİSİ: HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın neredeyse bir yıl önce yaptığı bireysel başvuruyla ilgili kararı “Yüce Divan, iktidarın divanı haline gelmiştir” diye eleştirdi. HDP MYK’den yapılan yazılı açıklamada AYM’nin Demirtaş hakkında verdiği kararın iç hukukun en üst yargı organında tükendiğinin açık bir göstergesi olduğu belirtildi. Açıklamada, “Bu karar, kuvvetler ayrılığının en üst düzeyde de kuvvetler birliğine dönüş tüğünü açıkça ilan etmiştir. Yüce Divan, iktidarın divanı haline gelmiştir. Yargı bağımsız ve tarafsızdır deme imkânı hiç kimse için kalmamıştır” görüşü belirtildi. HDP MYK Demirtaş açıklamasında AYM’nin yetkisi ve görevi olmadığı halde esasa girdiği, Demirtaş hakkında yapılan yargılamaları anlamsızlaştırdığı ve masumiyet ilkesini yok saydığı, yerel mahkemelere ve Yargıtay’a talimat verdiği kaydedildi. Açıklamada, şunlar belirtildi: “AYM, kendi içtihatlarını ve referans aldığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını, evrensel hukuk ilkelerini, anayasanın 90. maddesini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ilkelerini çiğnemiştir. AYM, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile ilgili bireysel başvuru yolunu etkisiz hale getirmiştir. AYM, demokratik siyasetin tasfiyesine ve itibarsızlaştırılmasına aracı olmuştur. Bu karar ucubedir, ibretliktir. Bu karar iktidar yanlısı siyasi bir metindir. AYM, verdiği kararla hukuku değil, siyasi iktidarı korumuş ve kollamıştır. Bu kararla aslında kendini inkâr etmiş, siyasi iradenin sözcüsü konumunda olduğunu teyit etmiştir.” l ANKARA/Cumhuriyet haber 5 Tarikat çemberi... Biri 19, öteki 22 yaşında... Biri İstanbullu, öteki Sivaslı... İkisinin özelliği de ailelerinin yoksul oluşu... Onların öyküsü “ılımlı İslam” diyenlere, tarikat şeyhlerini koruyup kollayanlara ders olmalı. Özellikle MGK üyeleri, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Necmettin Erbakan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı bu öyküyü dinlemeli... 19 yaşındaki Eyüp Kayar, kendi deyişiyle “Bir gençliğin kırık sekiz yılını” şöyle anlatıyor: “Bunlarla ilk tanışmam Orta1’de Fatih’e taşındığımızda oldu. İlk tanıştıran Tamer Dokumacı adındaki sınıf arkadaşım oldu. Beni davetinde, ‘Tanıdığım abiler var, abimin arkadaşları. Onlarla ders çalışırız’ diyordu. İlk gidişimizde Özkan Bayraktar adındaki bir arkadaşı da Tamer çağırmış. Haberim yoktu. O akşam biraz Tamer’e kızdılar. ‘Böyle habersiz çocuk getirilmez. Her şeyin bir raconu vardır’ dediler. Bu ev, Fatih Merkez Polis Karakolu karşısındaydı. Bu böyle Orta3’e kadar gitti. Orta3’te Fatih’te daha nice evlerin olduğunu, Zaman’ın ne için kurulduğunu vb. öğrendim. Bu arada Fen Liseleri’ne hazırlık için bize haftalık ders programı çıkarmışlardı. Bu evlerin bizlere cazip hale getirilmesi için ellerinden geleni yapıyorlardı. Öğle ve akşam yemekleri Orta3 gibi çocukların ayaklarına sini içinde geliyordu. Bu ‘9 kişilik’ grubun içinden bir de özel grup seçmişlerdi. 23 kişiydik. Bize sene başında, başlamamızdan 23 hafta sonra ‘Fethullah Hoca’nın sesvaaz kasetlerini, önce kim olduğunu söylemeden dinlettiler. Bize başlık yapan Çapa Tıp’ta okuyan Faruk ile İstanbul Hukuk’ta okuyan Yavuz’du. Bir de Lise3’lü, şu an Azerbaycan’da okuyan İdris vardı. Fatih semtinin imamı (başı) Kemalettin adında biriydi. Bu kişi 1995’te Fatih Bayrambey Erkek Öğrenci Yurdu’nun müdürlüğünü de yaptı. Evet, Orta3’ün sonuna doğru görüntü vaaz ve sorucevap kasetlerine geçirdiler. Ben o zaman Fatih Neslişah Ortaokulu’na gidiyordum. Orta3’te bir akşam bunların evinde okul müdürümüz Mustafa Yüzer ile Remzi Tuncer ve Mustafa Yekebaş’ı gördüm. Şu an Remzi Tuncer Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi’ndedir. Mustafa Yekebaş ise Şehremini veya Çapa Lisesi’nde öğretmendir.” HHH Eyüp Kayar daha sonra Vatan Lisesi’nde okumaya başlıyor. Fethullahçılar kendisine şöyle diyor: “Artık siz İhvanı Resulullah Tarihe not düşmek için 10 oldunuz.” Eyüp, öyküsünü yazar ken neler yaptığını, Fethullah Hoca’nın elini nasıl öptüğünü anlatıp ekliyor: “Her yıl sömestr tatillerinde kamplar yapıyor, burada Fethullah Hoca’nın kasetlerini dinliyorduk. Artık biz rehber öğrenciydik. Risalei Nur, Nil, TÖV, Işık ve Timaş yayınlarını okuyorduk. İstanbul’u 6 bölgeye ayırmışlardı. 6 bölge de semtlere bölünmüştü. Her semtin başında bir imam bulunuyordu. Biz cemaate ve dershanelere adam kazandırmak için çalışırdık. Siyasete ve politikaya pek girmezlerdi ama aklımızda bazı şeyler şekillenmesi için Atatürk’ün annesinin fahişe, Süleyman Demirel’in ‘ahmak mason’, Alparslan Türkeş’in ‘kim olduğu belli olmayan’ kişi olduğundan söz edilirdi. Lise 3. sınıfta Fethullahçıların cemaatine iyice girdim. FEM Dershaneleri’nin tüm tatil kamplarına katıldım. Biz hep cemaatin gücünden söz eder, beyin yıkardık. Gazete, dergi, televizyon; poliste, istihbaratta, askeriyede ve halk tabanındaki gücümüzü anlatırdık. Bize ‘Kendinizi küçüğe almayın’ deniliyordu. Hocamız bize, ‘Bugün bir cunta kurun ve ihtilal yapın dense hazır 34 general var’ derdi...” HHH 19 yaşındaki Eyüp Kayar, öyküsünü kendi elyazısıyla yazıp imzaladı. Öykü çok uzun. Ben özetleyerek yayımlıyorum. Eyüp, kampların baskına karşı nasıl korunduğunu, buralarda laik, demokratik Cumhuriyete yönelik neler yapıldığını uzun uzun anlatıyor. Eyüp Kayar, ‘Serhat’ firmasıyla Orta Asya cumhuriyetlerine gönderilen Türk öğrencilerin başlarına gelenleri de apaçık sergiliyor... Eyüp’ün Sivaslı arkadaşı Nurettin Öztürk’ün öyküsünü de yarın birlikte anlatacağım. Nurettin, imam hatip lisesi mezunu. O da insana hüzün veren öyküyü kendi elyazısıyla yazıp bize verdi... Ben, yarınki yazımda Fethullahçıların Orta Asya cumhuriyetlerinde nasıl örgütlendikleri, öğrencilerden 450 doları nasıl topladıklarını anlatacağım... Bu iki öğrencinin tüylerinizi diken diken edecek açıklamaları, herhalde “ılımlı İslam” diyenlere ders olur... YÖK’ten izin almadan Orta Asya cumhuriyetlerine nasıl öğrenci gönderiliyor, her öğrenciden alınan 450 dolar bu yıl nasıl 650 dolara çıkarılıyor, niçin öğrencilerden ayrıca 500600 dolar alınıyor? Eyüp Kayar da anlatacak, Nurettin Öztürk de bu olupbitenleri... Tıpkı bir film gibi... Yarını bekleyin!.. Bu yazı 8.4.1997 tarihinde yayımlanmıştır. (H. Ç.) CHP’Lİ SALICI ÖNERGE VERDİ ‘Muhtar Hava Yolları’ Meclis’te Cumhuriyet’in Türk Hava Yolları’nın Saray’ın talimatı ile Ankara’ya gelecek muhtarlara indirim yapması ile ilgili haberi, Meclis’e taşındı. CHP İstanbul Milletvekili Salıcı, Cumhuriyet’in Muhtar Hava Yolları başlığı ile duyurduğu haberle ilgili Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Söz konusu uçak biletlerindeki indirim oranına tekabül eden meblağlar Cumhurbaşkanlığı bütçesinden mi karşılanacaktır; Cumhurbaşkanlığı bütçesi tarafından karşılanması halinde, bu durumun Cumhurbaşkanlığı bütçesine maliyetinin ne kadar olacağı öngörülmektedir” sorusunu yöneltti. Karayolu ile yapılan Ankara seyahati için de anlaşma yapılıp yapılmayacağını soran Salıcı, “Toplantıya Ankara’dan çok uzaktan gelen ve bir gece Ankara’da konaklama zorunda kalan muhtarların konaklamalarını gerçekleştirmek için Ankara’da kendilerinin kullanı mına tahsis edilmiş herhangi bir kamu kurum ya da kuruluşunun misarifhanesi veyahut özel işletme mevcut mudur, varsa bu tesislerde kendilerine herhangi bir indirim imkânı sağlanmakta mıdır” dedi. Sadece muhtarlara indirim sağlandığı için uygulamanın anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olup olmadığını soran Salıcı, asgari ücretli çalışanlara, öğretmenlere ve öğrencilere yönelik ulaşım imkânlarında herhangi bir kolaylık sağlanmasının hükümetinizin gündeminde olup olmadığı sorusunu da yöneltti. Salıcı, “Gerçekleştirilen muhtarlar toplantısında Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik ‘siyasi sapık, kanı bozuk’ gibi hakaretlerde bulunarak bu toplantıların birer siyasi propaganda haline gelmesi ve bu hakaretlerin devlet imkânı ile yapılması siyasi etikle, vicdanla ve cumhurbaşkanının tarafsızlık yemini ile bağdaşmakta mıdır.” l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear