14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 1 Mart 2016 hend‘eÇkalteışrmdaelakradlkuarucraska’‘S6UllRSD’EALeYMmÜiArRItÜRaÇYMşAÜA,ĞNK’R’TDIA:ENDİDA Diyarbakır Sur’da sokağa çıkma yasağı ve operasyonlar 90. gününü geride bıraktı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Halkımız ‘Bu saldırıya, ölüme izin vermeyeceğiz’ deyip çarşamba saat 16.00’da Sur’a doğru yürümelidir” dedi. DTK Eşbaşkanı Selma Irmak ise “Bu abluka kalkarsa barikatlar da hendekler de kalkacak” diye konuştu. HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, DBP Eş Genel Başkanı Kâmuran Yüksek, HDP Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, DTK Eşbaşkanları Hatip Dicle ve Selma Irmak, Dicle Fırat Kültür Merkezi’ndeki çözüm nöbetine katıl dı. Ortak basın açıklama şamını yitirmesini isteme sında konuşan Demirtaş, diklerini söyleyen Demir Sur’da mahsur kalan sivil taş, “100 metre ilerimizde lerin durumuna dikkat çe saldırılar devam ediyor. kerek “Çatışmalar durma Biz bu gidişata asla rıza lı, bir sivilin dahi ölümüne rıza gösteremeyiz. Di MAHMUT ORAL göstermedik. Diyarbakır halkı da, halkımız da rıza yarbakır, il ve ilçe herkes göstermedi. Katliamlar ta ayakta olmalıdır. Halkımı rihi kırılmalara neden olu za şu çağrıyı yapıyoruz. Çarşam yor. Biz de buna razı değiliz. Bu ba saat 16.00’da Sur’a doğru yü na halk rıza göstermiyor. Biz bu rümelidir. ‘Bu saldırıya, ölüme nu durdurmak istiyoruz. Sur’da izin vermeyeceğiz’ deyip yürüme çok sayıda kişi yaşamını yitir li. Abluka kaldırılana kadar mü di. Orada çocuklar, bebekler var. cadelemiz sürecek” dedi. Demir Orada direnen gençler, direnişçi taş, “Bugün sokağa çıkma yasağı ler de var” ifadelerini kullandı. kalksa yarın çatışma ve barikatlar olmayacak” diye konuştu. Tek ‘Sur, Cizre olmasın’ güvenlik gücünün ve sivilin ya DTK Eşbaşkanı Selma Irmak ise “Sur’da da, Cizre gibi bunlar da katledilmek isteniyor. İnsanlarımız bu katliama dur demek için direniyor. Demokratlara, kadınlara gençlere herkese çağrımızdır; Sur’da katliama izin vermeyelim. Abluka kalkar, çatışmalar durursa o zaman bu çatışmalar da sonlanacak. Bu abluka kalkarsa barikatlar da hendekler de kalkacak. Devlet güçleri ve özel birlikleri buna izin vermeyeceğiz diyor. Biz de bu abluka ve kuşatma kalkıncaya kadar geri adım atmayacağız. Kuşatma kalkana kadar direnişimiz sürecek. Bu abluka ve kuşatmayı kaldırın bir insan dahi ölmesin” diye konuştu. l DİYARBAKIR CİZRELİ AİLELER Dehşete düşüren iddialar MAHMUT ORAL Şırnak Cizre’de operasyonların tamamlanmasının ardından öldürülenlerin aileleri ilginç iddialarda bulundu. Aileler yanmış cenazelerin tanınmayacak halde olduğunu kimliklerinin DNA testiyle belirlendiğini söyledi. Azadiya Welat Gazetesi’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş’ın babası Fırat Aktaş, “Oğlumu ve diğer cenazeleri o halde, kül olmuş şekilde görünce gözlerime inanamadım... Gözlerini yuvalarından çıkarmışlar, kulaklarını kesmişler, burunlarını deşmişler cenazelerimizin. Hangi dinde, hangi kitapta, hangi hukukta böyle bir şey var bilen varsa söylesin?” diye konuştu. Cenazesinin yarısı Mardin’de, yarısı Gaziantep’te bulunan üniversite öğrencisi Veysi Bademkıran’ın babası Mehmet Bademkıran da “Hakkımı helal etmiyorum bu katillere. Davacıyım” dedi. HDP Milas İlçe Eşbaşkanı Derya Koç’un babası Kemal Koç ise “Parçalanmış, yakılmış, yıkılmış cenazeleri gördük. Bunu IŞİD’in bile yapabileceğini düşünmüyorum” ifadesini kullandı. l DİYARBAKIR CHP’DEN RAPOR 13 saniye kayıp CHP Grup Başkanvekili Levent Gök başkanlığında Diyarbakır ve Mardin’de ince lemelerde bulunan CHP heyeti tarafından hazırlanan raporda, Diyarbakır Barosu heyetinin Tahir Elçi suikastına yönelik olarak, “Tahir Elçi cinayeti ile ilgili olay yerine ait görüntüler de 13 saniyelik bir eksiklik var. Tüm taleplerimi ze rağmen uy durma sebepler le bu eksiklik gi derilmedi. Olay Tahir Elçi yerini tüm açık lığı ile görecek olan Mardin Kebap Evi’nde ki kamera görüntüleri, görün tü sisteminin eski ve kayıtların yetersiz olduğu gerekçesi ile iş leme alınmadı. Bizler Baro ola rak Mardin Kebap Evi görüntü lerinin Tahir Elçi cinayetini çö zecek olan tek görüntü oldu ğuna inanıyoruz” ifadeleri yer aldı. Heyetin görüştüğü Mar din Büyükşehir Belediye Baş kanı Ahmet Türk’ün CHP’den sürece müdahil olması talebin de bulunduğu belirtildi. l AN KARA/Cumhuriyet Nusaybin’de şehit olan Mustafa Çetin’i 3 yaşındaki kızı Fatma Sema da uğurladı. (DHA) Babaya son bakış Mardin’in Nusaybin ilçesinde önceki gün PKK’lilerin roketatarlı saldırısında şehit olan Özel Harekât polisi Mustafa Çetin (26) için Konya’nın Ilgın ilçesinde cenaze töreni düzendi. Devlet hastanesi morgundan alınan cenaze dün sabah helallik alınması için son kez evine getirildi. Eşi Ayşe Çetin de 3 yaşındaki kızı Fatma Sema ile cenaze aracıyla geldi. Baba Süleyman Çetin güçlükle ayakta dururken şehit eşi ve yakınları gözyaşlarına hâkim olamadı. Daha sonra mahalle meydanında yapılan töreni şehidin eşi Ayşe Çetin de kucağında kızıyla kendilerine ayrılan bölümde izledi. Ayşe Çetin, eşinin tabutuna sarılarak son kez vedalaştı. Minik Fatma Sema da bir yakınının kucağında sürekli babasının tabutuna baktı. 10 bin kişinin katıldığı törenin ardından Çalışkan Erseçen şehidin cenazesi mahalle mezarlığında toprağa verildi. En zor veda Diyarbakır Sur’da PKK’lilerin Kanas ile düzenlediği saldırıda şehit olan Astsubay Can Çalışkan (25) için Diyarbakır Asker Hastanesi’nde tören düzenlendi. Törene, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, Vali Hüseyin Aksoy, Cumhuriyet Baş savcısı Ramazan Solmaz, şehidin annesi Ayşe Çalışkan, babası Mustafa Çalışkan, Ankara Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görev yapan kardeşi Cem Çalışkan ve askeri erkân katıldı. Saygı duruşu ve duaların ardından şehidin cenazesi uçakla Ankara’nın Polatlı ilçesine gönderildi. l Yurt Haberler Buz sarkıtı düştü Erzurum Orduevi’nde ise askerlik görevini yapan er Ferhat Erseçen’in başına geçen hafta yolda yürürken çatıdan kopan buz parçası düştü. Ağır yaralanan ve hastanede yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınan Erseçen, önceki gece geç saatlerde kurtarılamayarak şehit oldu. Erseçen, memleketi Erzincan Tercan’da dün toprağa verildi. l ERZURUM/ERZİNCAN/DHA ‘Sur üstümüze yıkıldı’ Modern dans sanatçısı Tanbay Sur izlenimlerini paylaştı SEYHAN AVŞAR Diyarbakır Sur’da aylardır sokağa çıkma yasağının uygulandığı üç mahalledeki sivil halkın tahliye edilmesi için yaşam koridorunun açılması talebiyle bir grup arkadaşıyla ilçeye giden modern dans sanatçısı Zeynep Tanbay yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulundu. Tanbay, “Sur’da mahsur kalan insanların çığlıklarını duydum. Bu sesleri duymak bizi yerle bir etti. Sur sanki üstümüze yıkıldı” dedi. Halkın yaşadıklarını gözlemlemek için 2324 Şubat tarihleri arasında Bahri Belen, Lale Mansur, Ferhat Tunç, Ayşegül Devecioğlu, Dilek Gökçin ile birlikte Sur’a giden sanatçı Tanbay, izlenimlerini Cumhuriyet’le paylaştı. Tanbay, Şırnak Cizre’de sokağa çıkma yasağı ve kamuoyunda “Vahşet bodrumu” olarak gündeme gelen apartmanda yaşananların bir anne olarak kanını dondurduğunu, üzüldüğünü ve yaşanılan acılara artık dayanamadığını, ardından da Sur’a gitme kararı Tanbay, change.org’da başlatılan kampanyaya destek verilmesi çağrısı yaptı. aldıklarını söyledi. Diyarbakır Vali Yardımcısı Ta ner Bircan ile görüşmeye gittiklerini anlatan sanatçı Tanbay, “Sivillerin tahliyesi için yaşam koridorunun açılmasını talep ettik. Yaşam koridoru belirli aralıklarla açılıyor fakat insanlar sivil denetim olmadan çıkmak istemiyor. Topla, tüfekle, silahla kimse oradan çıkmaz. Ne de olsa karşımızda devlete güvenini yitirmiş bir halk var. Bizle aynı saatlerde Avrupa Yeşiller Partisi üyeleri de valilik yetkilileri ile görüşüyordu. Görüşmelerimizde fark ettik ki valilikte bu durumdan bıkmış gibiydi. Sivil bir denetimin mümkün olmadığını belirten valilik bu durumun Kolordu Komutanlığı’nın elinde olduğunu söyledi. Eğer bu böyleyse orada olağanüstü hal ilan edilmiş demektir.” Tanbay, valilikle yapılan görüşmeler sonucu o gün, yaşam koridorunun 16.0017.15 saatleri arasında açıldığını ancak koridorun açık olduğu saatlerde o bölgeye saldırının başladığına tanıklık ettiğini kaydetti. l İSTANBUL haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK İnce uzun anayasa yolculuğu ve mahkemeleri isyana çağırış Evet Cumhurbaşkanı Afrika’ya giderayak bombasını patlattı. Can ve Erdem’in serbest bırakılmasını sağlayan Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımadığını açıkladı. Önce, “Bu karara sadece sessiz kalırım, o kadar” dedi ama “o kararı tanımak durumunda değilim, verdiği karara da uymuyorum.. mahkeme kararında direnebilirdi.. direnebilseydi, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar boşa çıkacaktı..” diye devam etti. Dün bir grup dostla oturup bunu konuşurken, iş dünyamızın tanınmış bir siması “Bu, mahkemelere, açıkça Anayasa Mahkemesi’ne karşı direniş çağrısıdır” dedi. Anayasa Mahkemesi etkisiz bir süs Açık ve seçik. Anayasa Mahkemesini takmayın diyor adeta Cumhurbaşkanı.. Neden? Anayasa Mahkemesi istediği yönde karar almadı; anayasaya, hukuka, yasalara uygun davrandı diye. Anayasa Mahkemesi kendisinden yana değil, ama mahkemeleri dolaylı veya doğrudan, HSYK eliyle kontrol edebiliyor. Bu nedenle de kararı uygulama, tanıma diyerek, bu mahkemeleri Anayasa Mahkemesi’ne karşı adeta isyana teşvik ediyor. Elde etmek istediği sonuç, Anayasa Mahkemesi’ni işlevsiz, etkisiz bir süs organı olarak bırakmaktır. Anayasa Mahkemesi savaş örgütü değil Anayasa Mahkemesi’ne bağlı bir polis örgütü yok, savcılık yok, askerjandarma yok.. Yani bu anlamda bir doğrudan yaptırım gücü yok. Tutuklama kararı veren mahkeme uymuyorum kararına dese, başına bir şey gelmeyecek. En azından bugünkü koşullarda. Yarın hesabını verir, o başka. Ama bugün üyeleri iktidar ve hempaları tarafından kahraman bile ilan edilir, terfi ettirilir. Önemli kişiler olarak Türk büyükleri arasına katılır. Anayasa Mahkemesi bir savaş örgütü değil. Hukukun, anayasanın ve tüm sistemin en üst koruyucusu. Kararları kesin. Tüm kurumlar buna uymak zorunda. Yoksa sistem çöker. Aslında Cumhurbaşkanı tüm sistemi çökertme uğraşısı içinde bu çağrısı ile. Eğer bir tek mahkeme Anayasa Mahkemesi’ne uymazsa, sistem çökmüş demektir. Kaleyi ele geçirmiş isyancı rolü Cumhurbaşkanı adeta kaleyi ele geçirmiş bir isyancı gibi.. Oradan tüm ülkeye, tüm kurumlara, tüm sisteme meydan okuyor. Cumhurbaşkanı kargaşa yaratmayı seviyor. Zaten 7 Haziran seçimlerinden sonra, sandık sonuçlarını elinin tersiyle iteleyerek, yaşanan 5 aylık bir kaos süreci sonucu ülkeyi 1 Kasım’a götürmesi de bu sevgisinin bir sonucu! Şimdi de Afrika’ya giderken sarf ettiği sözler yeni bir kargaşa yarattı. İzlediği çizginin doğal sonucu Fakat, Cumhurbaşkanı’nın bugüne kadar, Anayasa Mahkemesi’ni bir kenara bırakın, anayasayı “rafa kaldırma” eğilimi çok kez görüldü. Parlamenter sistemi “bekleme odası”na aldı. Anayasanın emredici hükmüne rağmen, partili bir Cumhurbaşkanı olarak davrandı. AKP için meydanlara çıkıp oy istedi. Partinin iç işlerine karışıp durdu. Yani Cumhurbaşkanı aslında seçildiğinden bu yana anayasayı ve parlamenter sistemi istediği gibi eğip büküyor. Anayasa üzerine gerdiği ince ve kırılgan ipte yürümeye başladığından bu yana bugün vardığı yer, anayasayı yok sayma, mahkemeleri Anayasa Mahkemesi’ne karşı direnişe teşvik noktasıdır. Buraya varmasını, 1.5 yıllık pratiğinin doğal sonucu olarak görmek gerekir. Bilinçli davranıyor Cumhurbaşkanı’nın giderayak dile getirdiği bu görüşlerini acele ağzından kaçırmış delikanlı sözler olarak görmeyin. Tam tersine, Cumhurbaşkanı çok bilinçli, planlı hareket ediyor. Sistemi işlemez hale getiriyor. Çünkü yerine koymak istediği otoriter başkanlık rejimi var. Bu kendisi için hayat memat meselesi kadar önemlidir, Anayasa Mahkemesi’ni yok sayacak derecede. Bu sözleri veya politikası, içinde bulunduğumuz yeni anayasa sürecinde, ülkeyi götürmek istediği yönelişin bir parçasıdır. Kendisine yönelik hiçbir tehlikeli güç görmüyor. Hakkında kimse bir soruşturma açamaz. PKK’ye karşı savaşta hem halkla hem ordu ile önemli bir güçbirliği, ittifak içindedir. Ama ülkeyi yönetilemez bir duruma da sokmuştur. Dolayısıyla ülkeyi yönetme ehliyetini, meşruluğunu ortadan kaldıracak durumları yarattığı da bir gerçek. Erdoğan’dan Demirtaş hakkında suç duyurusu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, HDP’nin 27 Şubat Cumartesi Mersin’de düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada “Hırsızdan adaletsizden halife olmaz” sözleri nedeniyle kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdi. Dilekçede Demirtaş’ın mitingdeki konuşmasından şikaye te konu bölüm nakledildi ve bu açıklamaların, TCK’nın 299. maddesinde düzenlenen “Cumhurbaşkanlığına hakaret suçunun unsurlarını ihtiva ettiği” belirtildi. Demirtaş’ın açıklamalarının düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemeyeceğine yer verilen dilekçede, “Şikayet konusu açıklamaları onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar mahiyetinde olduğundan, hukuken himaye edilmesi mümkün değildir” ifadesi kullanıldı. l ANKARA 1 İngiliz ve 3 Finlandiyalı aktiviste gözaltı Suriye’de öldürülen YPG’li “Ruken Helin” kod adlı Dilan Çoban ve Irak’ta öldürülen “Firoz Agir” kod adlı Tekin Kurt için Van’da yapılan cenaze törenlerine katılan biri İngiltere, 3’ü Finlandiya uyruklu 4 kişi Van Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındı. Aktivist oldukları belirtilen ve Van Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 4 kişinin, Van’da cenaze ve taziyeye katılmaları nedeniyle sorgulandıkları belirtildi. Savcılık ifadelerinin ardından mahkemeye sevk edilen 4 aktivist serbest bırakıldı. Van Emniyet Müdürlüğü, 4 kişinin kimliğiyle ilgili açıklama yapmadı. l VAN/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear