26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 23 Ekim 2016 haber 4 EDİKÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Siyasetçilere silah Arkabahçeli: ‘Ver başkanlığı, al başkanlığı!’ Devlet Bahçeli’nin, Tayyip Bey’in “Başkanlık Sistemi” etiketli, “Anayasal Reis Rejimi” çabalarına payanda olma girişimi çoğu kimseyi şaşırttı. Kimileri, Devlet Bey’in manevrasındaki hikmeti anlamakta zorlandı. Kimileri bu politikanın ardında büyük devlet adamlığının, siyaset üstatlığının etkileri olduğunu iddia ettiler ve tabii ki, iddialarını kabul ettirmekte çok güçlük çektiler. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın cuma günü yaptığı açıklamada, “Türkiye’de rejimin hasta ve yaralı, sistemin krizde olduğunu, bu durumda MHP’nin AKP’nin değil, sistemin nefesini açmak için harekete geçtiğini” ileri sürdüğü açıklama da konuya herhangi bir açıklık getirmediği için gerekçe arayışları devam emektedir. Sanırım, MHP’nin son politik manevrasının püf noktası Sayın Devlet Bahçeli’nin adının ardında yatmaktaydı. Ama dilerseniz daha gerilere Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin Türkeş liderliğinde MHP olduğu dönemlere gidelim. HHH Türk milliyetçiliğinin önderi olmak savıyla siyaset sahnesinde boy gösteren MHP, efsanevi lideri Alparslan Türkeş döneminde, antikomünist ve her türlü sol karşıtı ideolojisiyle siyaset sahnemizin soğuk savaş ürünü markalarından birincisi olma konumundaydı. Hareketin antikomünist yanı, “milliyetçi” yanından her zaman daha baskın çıktı ve sol karşıtı cephenin silahlı vurucu gücünü oluşturan MHP, Türkiye’nin 12 Eylül’e gelişinde öncü rol oynadı. Daha Devlet Bahçeli partinin dizginlerini ele geçirmemişti, ama MHP için “ABD’nin arkabahçesi” nitelemesi o zaman da yaygındı. MHP’ye de darbe indirerek, çoğu çevreyi, “Fikirlerimiz iktidarda ama biz hapisteyiz, bu ne iştir?” şaşkınlığına iten 12 Eylül darbesinin Türkeş’i de uzun uzun düşündürdüğü, son dönemlerine tanık olanlar tarafından dile getirilmiştir. MHP, 21. yüzyıla, Türkeş’in karizmasına sahip olmasa da, otoritesini aratmayan Devlet Bahçeli liderliğinde girmiştir. Devlet Bey’in, partiyi silahlı milis gücü konumundan çıkarmadaki büyük etkisi bütün gözlemciler tarafından, tartışmasız kabul edilmektedir. Parti Devlet Bahçeli döneminde, antikomünist hareketin vurucu gücü görüntüsünden temizlenmiştir. Yine de, Ecevit’in koalisyon hükümetinden çekilmek ve ABD’nin Körfez Savaşı sırasında Türkiye’de BOP’a müzahir olacak yeni bir iktidar için dizayn ettiği Tayyip Erdoğan önderliğindeki AKP’nin kazandığı 2001 erken seçimlerinin önünü açan tutumu dolayısıyla, Devlet Bey’in “arkabahçe” işlevi güdeme gelmişti. O zaman ABD – Erdoğan zıtlığı olmadığından bu işlevin ABD’nin mi yoksa Tayyip Bey’in mi arkabahçeliği olduğu tartışması da yapılmamıştır. HHH AKP iktidarı sırasında Devlet Bahçeli’nin, söylemde muhalefet yaparken eylemde birçok vesileyle (Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi ve 2015 Haziran seçimleri ertesi tutumu) hep Tayyip Bey’in çıkarları doğrultusunda politikalar gütmesi Devlet Bey’in, arkabahçe işlevini yerine getirdiğinin ileri sürülmesine neden oldu. Artık bu kez tereddüt de yoktu: Devlet Bey Tayyip Bey’in arkabahçesiydi. MHP’nin bu konumu Devlet Bey’in durumunu sarstı ve parti içinde nöbet değişimini gündeme getirdi. Haziran 2015 seçimlerinde imdadına koştuğu Tayyip Bey’de idi, bu kez yardım sırası. O da yargı üzerindeki etkisi ve FETÖ operasyonlarının yarattığı ortam ile MHP içinde Bahçeli’nin devrilmesini önledi ve Devlet Bey’e MHP Genel Başkanlığı’na devam olanağını altın tabak içinde sundu. Devlet Bey bu hareketi karşılıksız bırakmayacaktı. Mademki Tayyip Bey ona MHP Başkanlığı’nı sunmuştu, Bahçeli de ona Devlet Başkanlığı’nı sunacaktı. Bir tür kazan kazan oyunuydu bu ve şu şekilde formüle edilmekteydi: Ver başkanlığı! Al başkanlığı! Bu durumda, Devlet Bahçeli için Tayyip Bey’in arkabahçesi nitelemesine kimsenin kızma hakkı olmasa gerek. ABD Konsolosluğundan terör saldırısı uyarısı ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu, aşırılıkçı grupların Türkiye’de bulunan Amerikalılara veya diğer yabancılara yönelik bir saldırı gerçekleştirebileceği yönünde vatandaşlarını uyardı. Söz konusu saldırının, kaçırma, bombalama, silahlı saldırı veya başka bir şiddet eylemi şeklinde vuku bulabileceğine dikkat çeken ABD Başkonsolosluğu, vatandaşlarının Batılıların sıklıkla bulunduğu veya ikamet ettiği alanlarda kişisel güvenlikleri konusunda daha dikkatli olmaları konusunda çağrıda bulundu. Başkonsolosluk, halka açık merkezi alanlarda da daha dikkatli bulunulması gerektiğini ifade etti. l Haber Merkezi Afyon kampında İçişleri Bakanı Soylu, Doğu’da siyaset yapan kişilere silah ruhsatı ve koruma verileceğini söyledi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, güvenlik güçlerinin olmasına rağmen Do ğu ve Güneydoğu’da il teşkilat larına kadar bölgede siyaset ya pan kişilere silah ruhsatı ve ko ruma verileceğini, korucuların koruma olarak gö revlendirilebile ceğini açıklaması dikkat çekti. Baş bakan Binali Yıldı EMİNE KAPLAN rım, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a darbeye karışan kişilerin bir an önce yargılan ması talimatı vererek “Teferru atla uğraşmayın” dedi. ‘Korucular koruma’ AKP’nin Afyon kampında iki oturum gerçekleştirildi. Bakan Soylu, Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütünün son dönemde siyasetçilere saldırılarını anlatırken, “Her parti yetkilisine silah ruhsatı vereceğiz. Güvenlik görevlisi, koruma da vereceğiz. Hatta korumayı koruculardan da verebiliriz. Uzun menzilli silahlarla korunacaklar” dedi. Adalet Bakanı Bozdağ, milletvekillerine yaptığı sunumda “Başsavcıların yüzde 79’u, ağır ceza mahkemesi başkanlarının yüzde 60’ı, Yargıtay Cumhuriyet başsavcılarının yüzde 50’si, başsavcı vekillerinin yüzde 40’ı görevden alınmış ve etkisiz gö revlere atanmıştır” dedi. ‘35 bin tutuklama’ Darbe girişiminin ardından 35 bin kişinin tutuklandığını, 26 bin kişinin adli kontrol ile serbest bırakıldığını, 82 bin kişi hakkında işlem yapıldığını anlatan Bozdağ, 3 bin 907 kişinin ise arandığını söyledi. 500 bin dijital veri ele geçirildiğini kaydeden Bozdağ, 2010’dan sonraki hâkim ve savcı sınavlarının incelemeye alındığını bildirdi. ‘Teferruatla uğraşma’ Araya giren Başbakan, “Bunları anladık da suçu sabit olanlar var. Darbeyi yapanlar, tankı uçağı kullananlar var. Bunlarla ilgili yargılamaların bir an önce bitmesi lazım. Neden hâlâ bunların yargılanmalarına başlanmadı. Teferruatla uğraşmayın, bir an önce yargılamalar başlasın. Vatandaşlar bunların biletlerinin kesilmesini istiyor” dedi. ‘ABD tekrar yazı istedi’ Gülen’in ABD’den iadesi ile ilgili Bozdağ, “İade için direniyorlar, işi uzatıyorlar. Bizden tekrar yazı istediler” dedi. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın Fırat Kalkanı Harekâtı ile ilgili bilgi verdiği sırada da araya giren Yıldırım, “Oraya girme, her şey yolunda gidiyor” dedi. l AFYONKARAHİSAR ‘Travmayı MHP’yi ‘takdir’ etti Başbakan Binali Yıldırım, MHP’nin anayasa değişikliği konusundaki tavrını “takdire şayan” olarak nitelendirdi. Bağdat hükümetinin yanlış yaptığını kaydeden Yıldırım, AB’ye de “Fazla naz âşık usandırır” diye seslendi. Yıldırım, partisinin Afyon kampının açılış konuşmasında özetle şunları söyledi: 30 Kasım’a kadar yürüyüş yasağı: Ankara Valiliği’nin 30 Kasım’a kadar toplantı gösteri ve yürüyüşlere kısıtlama getirmesinin tek nedeni milletin güvenliği. CHP’den bazıları ‘AK Parti, 29 Ekim kutlamaları ve 10 Kasım anmasını engellemek için böyle bir karar aldı’ diye milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyor. MHP takdire şayan: Anayasa değişikliği taslağını en kısa sürede Meclis’e getireceğiz. MHP’nin devletin ve ülkenin karşı karşıya olduğu sorunu görüp meseleye milletin son noktayı koyması yönündeki tavrı takdire şayan. Kararı millete bırakmak gibi son derece milli bir yaklaşım sergilemiştir. Atalarımız ne demiş, yiğit yarasına yiğit katlanır. Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Bir el eli yıkar, iki el yüzü yıkar. Fazla naz âşık usandırır: Pek çok Avrupa ülkesinden daha üstün standartla Davutoğlu yok sayıldı Kapta sinevizyon gösterisinde yalnızca bir iki karede görünen Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığına hiç değinilmezken “Binali Yıldırım ile 2016’da ikinci hamle döneminin başlatıldığı”na vurgu yapılması dikkat çekti. Yıldırım, Avrasya tünelinden söz ederken “Cumhurbaşkanımız Davos’ta one minute dedi, şimdi Avrasya’yla two munite diyoruz” dedi. ra sahibiz. AB için vizyonlu bir gelecek ancak Türkiye ile mümkündür. AB’deki önyargılarla donanmış bir bakış açısını asla kabul etmiyoruz. Türkiye’nin alternatifleri her zaman vardır, Avrupa unutmasın, fazla naz âşık usandırır. Bağdat hükümeti yanlış yapıyor: Birtakım yönlendirmelerle Türkiye’ye karşı kışkırtıcı beyanlarla Bağdat hükümeti çok büyük yanlış yapıyor. Biz buna aldırış edecek değiliz. Biz Başika kampını boşaltırsak ülkemize yönelik terör saldırılarının önünü açmış olacağız. Terör örgütlerinden başkasına yaramayacak bu talebi asla ve asla dikkate almayacağız. Kuzey Irak’a da güvenli bölge Başbakan Binali Yıldırım, Fırat Kalkanı benzeri bir operasyonun gerekirse PKK tehdidini önlemek için Kuzey Irak’ta da yapılabileceğini söyleyerek, “Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin kontrolündeki bölgede, güvenli bir alan oluşturmak daha akıllıca” dedi. Yıldırım, güvenli bölge için PKK’den rahatsız olan Barzani ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu söyledi. Afyonkarahisar’da ortak canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, Irak’ın açıklamalarının da kendilerini rahatsız ettiğini belirterek, “Irak bize laf edeceğine önce PKK terör örgütüne yataklık yapmasınlar. Ülkelerindeki terör örgütlerini zapturapta alamıyorlar Türkiye’ye kafa tutuyorlar” diye konuştu. Yıldırım, Başkanlık sistemiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Başkanlığın kapısı 15 Temmuz gecesi açılmıştır. Başkan seçimle gelecek, kendi başına kadrosunu kuracak, Meclis de denetim yapacak, önerilerini sunacak. Yasaları hazırlayacak. Seçimlerin 5 yılda bir olması gerektiğini düşünüyoruz. Yarı başkanlık veya partili başkanlığa ihtiyaç yok.” l Haber Merkezi anlıyoruz ama ihlallere dikkat’ İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimine karşı yeterli destek vermemek 15 Temmuz’un ardından gelen OHAL sürecini değerlendiren Batılı yetkili, ‘Darbecilerle mücadele sürmeli ancak le eleştirilen Batılı ülkelerden, “Darbe ile mücadelede ve Türk Gülen’le ilgisi olmayan çok insan mağdur ediliyor’ dedi halkının uğradığı travmalara TdnrkdbdğyytisdBkidrnliuiıieüeüiiiüauuaairlzşrlşsT1zeTirntrzreksmogeaeı”5rşrükaüeouılpliangiılkımeytkeryrneçTehveüvhiorklbalhedrşretetmaaaielneiikreiaaieamrlryvrrhrmçuimkMslakdnıeneaaedüeymstıyelciy’rşssvüruameulno,bae:öıkiauebğrrsnOndmliğüDnünılsecnzutuelüdüiHyinieacaaerızllnshsazeüu,allrmlriA.dgoieteednalbıSdknetZeeennLyşdkeaiekeundlsşaüğttrdamdlloriturdgtaaiesreeiieaii.rt,.ğrşnvasıiiemmöşvblvyieeauamelrEGühriyeeieryunadnncüdodşeealee mddGnzbb‘Geiiaaaüzltrnilepeeybecevoendirkerle’seçlueçtoryzueoyldkmodhtksbvniab.euntkuraoaaıiaarpkuinğanatarnrğrdkçuıgKksıcn.uçslıadolneiaıkialBaıützlrolğaainızgıngler.gurlluanegdbiıermıhtdMönsnblntailiirieızseideşllhaaanekueünidaaiceişykndlylbnlcirleilaavğvenotıialeiıaflvğıyareurncFrisrldniaıbnroeeuireeainnleadrrrluğuzttar’blgbeı.i.açhiae.llarnirieBuaibİzuasdYklsGlenelrıinuzeısielloyildnsüliarınimivnaeanglabtoeiedhunaniaşlre dı. 241 insan hayatını kaybetti. Yaralılar var. Bunlar gerçekten bir ülke halkı için büyük travmatik olaylar. Bu darbe girişiminin arkasındaki güçlerle mücadele etmek Türkiye’nin en tabii hakkı. Biz de Batılı dostlar olarak bu mücadeleye her türlü desteği vereceğiz. Ancak gelinen noktada mücadele yöntemi çerçevesinde (İşten çıkarma, gözaltı ve tutuklama rakamları konusunda) endişeler var. Mücadelede adaletin tam olarak sağlanamadığı şikâyetleri var. Bu endişeleri Türk yetkililerine bizzat iletiyoruz. Endişeleri görüşmelerimizde kendilerine söylüyoruz. İdama ilkesel olarak karşıyız: 15 Temmuz sonrası yeniden tartışılan idam cezasının ceza yasalarına yeniden getirileceğine dair Türk hükümet yetkililerinden bir söz duymadık. Ama böyle sesler de olduğunu duyuyoruz. Eğer Türkiye idam cezasını yeniden getirecekse bu Türkiye’ye kalmış bir karardır. Biz her ülke için idam cezasına ilkesel olarak karşıyız. ABD, Suudi Arabistan, İran, hangi ülkede idam varsa biz karşıyız. Üst akıl komplo teorisi: Darbenin arkasında üst akıl ve dış güçler bulunduğuna ilişkin tartışmaları Türk toplu Darbe, darbeye katılanlar, arkasındakiler tamamen Türkiye içinde doğup büyümüş güçlerdir. Türkiye’de darbecilerin arkasında dış güçlerin olmadığına kimse pek inanmak istemiyor ama Türkiye toplumunun bu tür üst akıl, dış güçler teorilerine itibar etmesini kendi sorunlarının gerçekçi çözümü açısından sağlıklı bulmuyoruz. Çünkü bu tür suçlamalar için elde delil olmasına ihtiyaç var. Delilsiz suçlamalar sağlıklı değil. Gülen de Türkiye’ye özgü: Gülen hareketinin bu darbeyi gerçekleştirip gerçekleştirmediği, darbenin içinde olup olmadığı, yine darbede Gülencilerle birlikte başka güçlerin olup olmadığı yargı tarafından ortaya çıkarılacak. Gülen hareketinin yıllar içinde devlet kurumlarına sızmış olan bu tür faaliyetler içinde oldukları görülüyor. Ancak yine de her şeyi ortaya çıkaracak olan yargıdır. Ama Gülen hareketi de Türkiye’de doğup büyümüş ve güçlenmiş bir hareket. 170 ülkede okullarından bahsediliyor. Ama Türk hükümet yetkilileri bu okullar için bizden yıllarca destek istedi. ‘Yargının işi’ Avrupa’ya kaçan darbeciler: Türk hükümeti 15 Temmuz darbe girişiminde yer aldığı iddia edilen Türkiye’den recek. Türkiye Irak’la konuşma lı: Biz Türkiye’nin güney sınırlarındaki güvenlik endişelerini ve buna yönelik önlemlerini saygıyla karşılıyoruz. Fırat Kalkanı çerçevesinde sınırlarının IŞİD’den temizlenmesine yönelik operasyonunu da destekliyoruz. Bağdat’la Ankara arasında gerginlik olduğu ortada. Türkiye’nin Musul konusundaki hassasiyetini de anlıyoruz. Ama biz Ankara ile Bağdat’ın karşılıklı konuşmasını, anlaşmaya çalışmasını istiyoruz ve teşvik ediyoruz. Her iki ülke de IŞİD’le mücadele hedefinden sapmamalıdır. Biz Türkiye’nin Musul’da da IŞİD’e karşı koalisyonda rol almasını istiyoruz. Ama bunun için Bağdat yönetiminin hassasiyetlerine saygılı olması da gerekir. Türkiye, Musul’da koalisyon içinde yer alacaksa bu Bağdat yönetiminin de onayıyla olmalıdır. ‘Ekonomik temelli’ ‘Türkiye Rusya ittifakı’ abartılı: Türkiye ile Rusya arasında girilen yeni süreç, bize göre Rus uçağının düşürülmesinin öncesine dönüşten ibarettir. Bunu yeni bir ittifak biçiminde ele almak abartılı bir değerlendirmedir. Daha çok ekonomik temelli bir yeni süreç var karşımızda. İki ülkenin ilişkilerinin normal ‘Gülen’le ilgileri yok’ mu açısından sağlıklı bulmuyorum. Çünkü bu tür tespit kaçmış olan bazı şüphelileri bizden de istedi. Türkiye’nin leşmesi bizim için memnuniyet verici ama Türk halkının Tutuklu gazeteciler: Türk ler daha çok komplo teorisi bu konudaki isteğini ciddiyet Ruslara karşı yüzyıllardır ta hükümetinin karşı karşıya ol ne yatkınlıktan kaynaklanı le inceliyoruz. Tabii ki delliler şıdıkları güven eksikliğinin duğu darbe girişimi çok ciddi yor. Sorunların çözümü konu çerçevesinde ve bizde bu ko bir gecede sona erdiğini de mücadeleyi gerektiriyor ama sunda gerçekçi tespitler değil. nuda kararı bağımsız yargı ve düşünmüyoruz. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Tarih dersi veriyorum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kerkük, Musul geçmişte bizimdi. Tarihe bakın. Misakı Milli dedim diye rahatsız oldular. Ben tarih dersi veriyorum, niye rahatsız oluyorsun” dedi. Erdoğan, Bursa’nın İnegöl ilçesinde işadamı Mehmet Yıldız ve eşi Sevim Yıldız tarafından yaptırılan eğitim kampusunun açılışında konuştu. Suriye’de Halep gibi İslam medeniyeti nin kadim şehirlerinin yıkıldığını belirten Erdoğan, “Aynı şekilde Irak’ın kadim şehirleri, Kerkük, Musul geçmişte bizimdi. Şimdi ben Misakı Milli deyince kızıyorlar. Ben tarih dersi veriyorum anlayın! Gazi Mustafa Kemal de istikamet olarak Misakı Milli’yi göstermişti. 2003’ten bu yana izlenen yanlış politikalar nedeniyle bölge ölüm tarlalarına dönüştü” diye konuştu. Fırat Kalkanı operasyonunda TSK’nin El Bab’a ineceğini söyleyen Erdoğan, “Ülkemizin güvenliğini ilgilendiren konuları tribünden izlemeyeceğiz. Terör koridoruna izin vermeyeceğiz” dedi. 90 yıldan ibaret değil Daha sonra Bursa 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda konuşan Erdoğan, “Bu devletin sınırlarını isteyerek kabul etmiş değiliz” diyerek şöyle konuştu: “Maalesef bir dönem bu büyük milleti kendi tarihinden, kendi geçmişinden koparmak için kasıtlı bir politika izlendi. Lisede okuduğu kadarıyla tarihinden haberdar olan bir genç bu ülkeyi 90 yıldan ibaret sanır.” İdam tartışmalarına değinen Erdoğan, “İdam konusunda düşüncemi biliyorsunuz. Parlamentoda bu konu gündeme gelip Genel Kurul’da geçtiği an da ben onayımı veririm. Batılılar bunu niye dillendiriyorsunuz diyorlar. Sizden mi izin alıyoruz?” ifadesini kullandı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear