28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 14 Aralık 2015 söyleşi SELİN ONGUN TUNCER selinongun@cumhuriyet.com.tr TasaRım: ZARİFE SELÇUK 7 Bİ soRmak lazım Eskİ BİRlEşmİş mİllETlER mülTEcİlER YüksEk komİsERlİğİ sözcüsü mETİn ÇoRaBaTıR: ylan bebeğin sahile vuran fotoğrafına yakılan ağıtlar şurada dursun, yanına da “AB zirvesindeki pazarlık sonucu 3 milyar Avro’ya Türkiye’yi mülteci kampı yapacaklar!” diyenlerin öfkelerini ekleyelim. Söyleşi konuğumuz Metin Çorabatır’ı da bu mülteci kutuplaşmasının ekvator çizgisine koyalım. Müktesebatı ve mültecilerle hasbihal olan onlarca yıllık deneyimi ile Çorabatır, Türkiye’nin mülteci karnesini en iyi bilen isimlerden biri. Eski Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Sözcüsü, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Çorabatır’a sorduk. n İşin o kısmıyla başlayalım. Suriye’den ne kadar mülteci çıktı şu ana dek? Yaklaşık 5 milyon demek mümkün. n Bunun ne kadarı Türkiye’de? Türkiye, halihazırda 2.2 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Bu 2.2 milyonun sadece 270 bini kamplarda kalıyor. Kayıt dışı olanların sayısını ise bilmiyoruz. Suriyelilerin dışında Afganistan, İran, Irak başta olmak üzere 60 ayrı ülkeden gelen kayıtlı 270 bin mültecimiz daha var. n 2.2 milyona bir anda ulaşmadık... Elbette. Örneğin Sayın Ahmet Davutoğlu “Türkiye için eşik 100 bindir” dediğinde tarih 2012 idi. 2013 yılındaki gelişmelerden sonra bu sayı hızla arttı. Bu yaz aylarında ise mesele bölgesel olmaktan çıktı ve bir Avrupa krizine dönüştü. ‘kâbus belli; entegrasyon olmazsa toplum patlar!’ A nEcaTİ saVaş almamasının veya yardım almaya istekli olmamasının sebeplerinden biri de “Ben ihtiyaçları bilen bir ülkeyim, parayı cebime koy, ben ihtiyaçlar doğrultusunda harcayacağım” tutumuydu. n Ya o soru: “2.2 milyon Suriyeli zaten Türkiye’de, üç milyar yeter mi?” Yetmez. Yeterli rakam nedir, derseniz onun da sonu yok. Türkiye bugüne kadar 7 milyar harcadığını söylüyor. O bakımdan bu 3 milyar da önemli bir katkıdır. Fakat ben şuna inanıyorum: Her iki taraf da anlaşmayı iyi niyetle uygularsa, o rakamın üzerine çıkılır, bu paralar artabilir. n Büyük harflerle de soralım: Türkiye için hangi şık daha büyük bir kâbus? Kâbus belli. Entegrasyonu yapmazsak çok büyük sosyal patlamalar olacak. Açlık düzeyinde yaşayarak kaçak yollarla çalışanlar, okulsuz çocuklar, hijyen yoksunluğundan hastalananlar, her türlü sosyal hizmetten, çalışma izninden, eğitimsağlıkbarınma hakkından yoksun, kendi gettolarını kurmaya çalışan 2.2 milyonluk böylesi bir nüfus. Ve sinirleri gerilmiş bir Türkiye toplumu. Entegrasyon olmazsa bu fokurdayan düdüklü tencere patlar. Nihayetinde mesele dönüp dolaşıyor, hep aynı yere geliyor: 1951 Cenevre Sözleşmesi! suriyelilere kotalı çalışma izinleri planlanıyor n Entegrasyondaki en önemli parçalardan biri de çalışma izinleri. Coğrafi kısıtlama kalkmasa da “çalışma izinleri” diyerek soralım... Çalışma izinleri meselesi siyaseten hassas bir konu. Türkiye 2014 yılında Geçici Koruma Yönetmeliği çıkardı. Orada çalışma izinleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’yla ve onun önermesiyle İçişleri Bakanlığı üzerinden Bakanlar Kurulu’na gidecekti, Bakanlar Kurulu kararıyla da çalışma hayatları düzenlenecekti. Bu bir türlü gelmedi. Şimdi önümüzdeki günlerde gelecek. Suriyelilerin Türkiye’de çalışma hayatını düzenleyecek bir gelişmeye de hazırlıklı olun. n Türkiye’de yasadışı çalışan Suriyeli sayısını biliyor muyuz? 400 bin civarında. n Bu nasıl yasallaşacak? Duyduğumuz kadarıyla şu andaki eğilim işverenlerle ve sanayi çevreleriyle müzakere edilip, hangi ilde ne tür bir iş açığı olduğunu saptandığı yönünde. Bununla eşzamanlı olarak Türkiye’deki kayıt altındaki Suriyelilerin vasıflarının ve mesleki becerilerinin karşılaştırıldığını biliyoruz. Yani iller bazında izinlerle kotalar oluşturulması düşünülüyor. Meslek gruplarına göre ve illerdeki işgücü ihtiyacına göre parça parça izinler planlanıyor. n “Bencil değilim, ülkemde onurla yaşayan insanlar isterim” deyip, ama “ben işsizken 2.2 milyona hangi istihdam, lütfen!” diye soranlara A, B, C’nizi nasıl anlatırsınız? Bu doğal bir tepki. Her toplumda karşılaşılabilen bir reaksiyon. Ancak, mülteciler zaten yaşamlarını sürdürebilmek için kayıt dışı çalışıyorlar. Hem kendileri sömürülüyor, hem de ücretleri aşağı çekiyorlar, haksız bir rekabet yaratıyorlar. Burada marifet, hem vatandaşların hem de mültecilerin çalışma ihtiyaç ve haklarını gözeten düzenlemeler yapabilmek. Mülteciler, hakları teslim edilirse, statü sahibi olurlarsa orta ve uzun vadede Türk ekonomisine ve toplumuna olağanüstü olumlu katkılar sağlayacaklardır. Almanya, İngiltere, İsveç, ABD, Kanada gibi ülkeler bunun güzel örnekleri. C M Y B ‘ n Avrupa’ya ulaşanların sayısı nedir? Burada Avrupa Birliği ile Türkiye araBu yıl Türkiye üzerinden Avrupa’ya gi sında ortak bir eylem planı anlaşması var. denlerin sayısı 700 bin kadar. Suriye Teklif aslında üç ana unsurdan oluşuyor. mülteci krizinin arka planında bu yılın 1) Geri Kabul Anlaşması’nın hayata geçiilk 10 ayında yarım milyondan fazla mül rilmesinin öne çekilmesi. Belirtelim; Avteci ve göçmenin Yunanistan’a gidişi var. rupa Birliği’nin Geri Kabul Anlaşması’nı Mülteciler Macaristan’ın, Slovenya’nın, sadece Türkiye ile imzalamadı. AB, bu anHırvatistan’ın engellelaşmayı eski aday ülkemelerine, büyük zorluklerin tümüyle ve ayrıÜç milyar lara rağmen Kuzey Avca AB’ye komşu pek çok Avro’yu kirupa ülkelerine ulaşmak ülkeyle de imzaladı. Aviçin halen çabalıyorlar. rupa Birliği bu düzenmin vereceği ben Bu yolculukta lemeyi komşuluk polilirsiz. AB meseleyi Ege’de yaşamını yititikası olarak ele alıyor. renlerin sayısını biliTürkiye’ye ayrılan 2) Türkiye’den AB’ye yor muyuz? gerçekleşen düzensiz katılım bütçesin Bu yılın ilk 10 ayında göçün önlenmesi, meşden çözmek istiyor, ru yolla mülteci gönderen az 3 bin 135 kişi Ege denizinde boğularak yamenin hayata geçmesi, Türkiye ‘Bize taze şamını yitirdi. bu nedenle kota artırıpara, yeni üç miln Hemen burada soramının uygulanması. 3) lım: “Mültecilere karşı yar lazım’ diyor. Türkiye’deki mültecilelık AB’den Türkiye’ye 3 rin yaşam standartlarımilyar Avro” diyerek öfnın yükseltilmesi. kelenenler çok. “Rüşvet, ahlaksız teklif” n Dikkatimizi çekti. “Kaçak geçişkısmı kulağınıza nasıl geliyor? ler” yerine “düzensiz göç” gibi kelimeAhlaksız teklif, rüşvet vs., bu tip sözler leri kullanıyorsunuz. Neden? doğru değil. İnsani anlamda dünyanın en Çünkü kaçak ifadesi ile (Aylan bebeğin büyük krizlerinden birini yaşıyoruz. Sev kıyıya vuran resmini göstererek) o bebeği gili mültecilerimiz, “Hem kendi hayatla“yasadışı” ilan ediyorsunuz. Oysa onu orarımızı hem de bebeklerimizin hayatlarını ya götüren yasaların yetersizliği en çok. riske atarak bu yollara devam edeceğiz” Yasadışı diyerek o çocuğun alnına “suçlu” dediler. Bu durum da en sonunda diplodamgasını koyuyorsunuz. Onun için “dümatları, politikacıları işbirliği yapmaya, zensiz göç, dokümansız gidişler” diyoruz. bir masada buluşturmaya zorladı. n Peki, devam edelim: Geri Kabul n O kadar tozpembe mi? Anlaşması’nın uygulanması Ege’deki Değil tabii. AB bu büyük mülteci krizibu dokümansız geçişleri ne kadar etkiler? ne önce, insan kaçakçılarıyla daha sert Aylan bebeğin babası ailesi için birikmücadele, denizde kontrollerin artırılma tirdiği beş bin doları neden bir kaçakçısı şeklinde yanıt verdi. Kriz başta Kuzey ya verdi, neden o güzel bebeğini kaybetAfrika ülkelerinden İtalya’ya düzensiz ge ti? O Yunan adasına adımını attığında, çişler boyutuyla ele alındı. Mesele Ege geri döndürülmeyeceğini biliyordu. Bu Denizi krizine dönüşünce, Almanya’nın noktada caydırıcı bir etkisi olacaktır. başı çektiği üye ülkeler, çözümü Yunanisn Bu anlaşma ne zaman imzalandı? tan ve İtalya’ya yığılan mültecileri tüm 2013’te imzalandı ve 2017’de yürürlüğe giüye ülkeler arasında dağıtmada gördü. Bu recekti. Şimdi ise 2016 yılının Haziranı’nda noktada Türkiye’nin de Avrupa’nın da bu yürürülüğe girmesine karar verildi. güne kadar yerine getirmediği sorumlun Dolayısıyla Türkiye’den yasadılukları vardı. Şimdi bu sorumlulukları na şı yollarla Avrupa’ya giden mültecisıl paylaşırız kısmında masadalar. ler, 2016 Haziran itibari ile Türkiye’ye n AB’nin teklifi nedir? gönderilebilecek, öyle mi? Ege'de 10 ayda üç bin ölüm Türkiye, sadece Avrupa’dan gelenlere mülteci statüsü veriyor. Çorabatır, “Mesele dönüp dolaşıp buraya geliyor” diyerek ekliyor: “2016 yılının sonuna doğru Türkiye’nin coğrafi sınırlandırmayı kaldıracağı kanaatindeyim. Gidişat bu.” İşin o kısmı biraz flu. Düzenlemenin kimi kapsayacağı konusunda belirsizlikler var. Geri Kabul Anlaşması’nın uygulanması AB hukuku açısından şuna bağlı: Geri göndereceği insanın o gönderildiği ülkede bireysel sığınma hakkına başvurabilmesi gerekli. Türkiye ise Suriyelileri geçici koruma altında görüyor. Geçici koruma altında olanların da bireysel sığınma başvuru imkânı yok. AB hukuku açısından Türkiye Suriyeliler için güvenli üçüncü ülke değil. Bu birinci belirsizlik. ‘ Geri kabulün koşulları n Diğeri nedir? Geri Kabul Anlaşması 2013’te imzalandı ama geçmişi daha önceki yıllara dayanan bir müzakere sürecinin sonunda ortaya çıktı. O dönemde Suriye krizi bu boyutlarda değildi. Düzensiz geçişler daha çok Afrika ülkeleri vatandaşları, İran, Irak ve Afganlılar tarafından gerçekleşiyordu. Bu kişiler genellikle ya Türkiye’de sığınma talebinde bulunmuyorlardı veya mülteci belirleme süreçleri çok uzun sürdüğünden ve bu süre içinde hiçbir yardım alamadıklarından düzensiz olarak Avrupa’ya gitmeye çalışıyorlardı. Geri Kabul Anlaşması Türkiye’de veya AB’de ülkeye giriş, ülkede bulunma ve ikamet etme koşullarını sağlayamayan kişilerin geri gönderilmesini kapsıyor. Başka bir deyişle, düzensiz yollarla AB ülkelerine giden veya bu ülkede bulundukları sırada yasadışı duruma düşen, örneğin vize süresini geçiren TC vatandaşları ile Türkiye üzerinden anlaşmaya taraf bir AB ülkesinde geçiş yapmış üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye’ye geri alınmasını içeriyor. n Yani ikinci belirsizlik tam olarak neyden kaynaklanıyor? Sayın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, son açıklamalarında “AB ile yaptığımız Geri Kabul Anlaşması Suriyelileri kapsamıyor, can güvenliği nedeniyle ülkelerini terk eden insanları da kapsamıyor. Ekonomik sebeplerle o ülkelere giden insanları kapsıyor ama Türkiye’den gittiği ispatlanırsa” dedi. Yani ekonomik n Türkiye, Cenevre Sözleşmesi’ne göre sadece Avrupa’dan gelenlere mülteci statüsü veriyor. Coğrafi kısıtlamayı kaldırma konusunda Ankara’da ışık sebeple gidenlerin kapsandığını söyledi. Suriyeliler elbette ekonomik göçmen görüyor musunuz? Birleşmiş Milletler’in öngörülerine göre sayılamaz. Benim edindiğim izlenim şu: Türkiye, geri gönderilecek insan sayısın 2015 yılının sonunda Türkiye’deki mülteci sayısının iki buçuk milyonu bulmao eski anlaşmanın hükümlerinden kaynaklanan bir yorumla daraltmaya çalışı sı bekleniyor. Bütüncül bir çözümün gereği olarak 2016 yılının sonlarına doğru yor gibi gözüküyor. Bir de şöyle bir duTürkiye’nin coğrafi sırum var: Geri Kabul nırlandırmayı kaldıracaAnlaşması, bütün hüAçlık düzeyinğı kanaatindeyim. Konukümleriyle TBMM tade yaşayan, nun ilgililerinin gördüğü rafından kabul edildi. ama resmen telaffuz etHerhangi bir değişiklieğitim, sağlık, bamediği, gidişat bu. ğin, örneğin uygulamarınma haklarından n “Türkiye’nin coğranın öne alınmasının yifi kısıtlamayı kaldırayoksun 2.2 milyonne TBMM onayı ile olrak sığınmacılara mülması gerekir. Suriyeli ve sinirleteci statüsü vermesi, n Bu muğlaklıklar ri gerilmiş bir TürTürkiye’yi dev bir mülkonuşulmuş olmalı? teci kampına dönüştüŞimdi bu teknik muğ kiye. Entegrasyon rür” fikrinde olanlara laklıklar için müzakere olmazsa bu düdükpankartı nereden açarediliyordur. sınız? n Üç milyar Avro’yu lü tencere patlar. Coğrafi kısıtlama sadekim verecek; orada bece Suriyeliler için değil lirsizlik var mı? tüm Avrupa Konseyi üyesi olmayan ülkeEvet, orada da belirsizlik var. Bu da lerden gelen sığınmacı ve mülteciler için Avrupa Birliği’nin kendi içinde çözeTürkiye’nin sağlamak zorunda olduğu ceği bir sorun. AB kendi mekanizmauluslararası korumayı sulandırıyor. Ulusları içinde birlik olarak, üye ülkelerin lararası koruma da sadece açık kapı pokatkılarıyla belki de büyük bölümünü Almanya’nın katılımıyla bir havuzda to litikası ve geri göndermeme ilkesiyle sıparlayacak. Ya da Türkiye’ye verdiği bü nırlı değildir. Ev sahibi ülkenin mültecilere çok geniş haklar tanımasını da öngöyük bütçeli katılım yardımlarının içine rür. Türkiye bu hakları tanımaktan kaçındahil edecek bunu. Taze para olarak dedığı için coğrafi kısıtlama uyguluyor. Yağil Türkiye’ye ayrılan bütçe ile de buni mültecilere bir statü tanımıyor. Ama nu çözmek istiyorlar. Türkiye’nin yorumu ise: “O zaten Türkiye’nin AB’ye katı artık karşı karşıya kaldığımız mülteci sayılarını dikkate aldığımızda ne Suriyeliler lımını teşvik eden, var olan bir kaynak. ne de AB Konseyi olmayan ülkelerden kaOnu saymayın, bize taze para, yeniden çarak Türkiye’ye sığınanlar için üçüncü 3 milyar lazım.” Bu açıdan da bir müzabir ülkeye yerleştirme kapısı kapandı. Bukere var. n Peki, tek seferlik bir üç milyar Av gün eğer bir mülteci kampından söz edersek, bu zaten gerçekleşti. İki milyonun ro mu bu? Söz edilen üç milyar Avro en az iki se üzerinde mülteci var. Soru şu: Bu insanları sokakta, aç mı bırakacağız, sadece yarneyi kapsıyor. Tek seferde üç milyar ya dımlarla mı ayakta tutacağız ya da onlada iki taksit gibi bir durum da yok gibi. ra mülteci statüsünün öngördüğü haklaYine belirsizlikler var ancak verilen derı bir bütün olarak tanıyıp, toplumumumeçlerden anladığımız kadarıyla bu paza mı kazandıracağız? Coğrafi kısıtlamara kademe kademe, yani projeler bazınnın sürdürülmesi gerektiği yönündeki da verilecek. Proje bazında, “yap ve al” şiarıyla ve daha denetimli olması isteni tüm görüşlerin bugün pratikte artık hiçbir geçerliliği kalmamıştır. yor. Türkiye’nin bugüne kadar yardım Coğrafi kısıtlamaya son ‘ ‘
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear