25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2015 ÇARŞAMBA 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK İktidarın baskıları sonuç verdi; Anayasa Mahkemesi başvuruları reddetti n Baştarafı 1. Sayfada ... yolsuzluk ve rüşvet gibi suçlarla halkı dolandıranların suçsuz olduğunu söylüyor ve bu gibi suçların amansız savaşçısıyım, diyor... O kişi cumhurbaşkanı, başbakan da olsa yalancının kralıdır. Bu karakter ve tipte olanların, hukuk devletini katlederek ve yolsuzluk ve rüşvet sanığı dört AKP’li bakanla ilgili, üstelik adaleti arayacaklarını söyleyerek kurdukları komisyon, bu 4 bakanı Yüce Divan’a göndermeyerek bir de beraat ettirme fiilini eklediler. HHH Bu ülkede neymiş hukuk devleti? Hukuku da kimin yolsuzluk yaptığına ve rüşvet aldığına ancak ben karar veririm diyen.. ne çare halkın oylarıyla tepemize yerleştirdiği ve yıllardır bir türlü kurtulamadığımız Saray’daki diktatör bozuntusu yukarıdan emrediyor. AKP’li 9 komisyon üyesinin vicdanı mı? Vicdanlarını ruhsatıyla Saray’a devretmiş oldukları, komisyondaki oylamada 9 AKP’li üyenin tek tek ayağa kalkarak yukarıdan gelen emre uymalarıyla kanıtlandı. HHH Ne hukuk devleti ne yolsuzluğun amansız düşmanı bu iktidar ve ama basit kurnazlıkların peşinde bir Başbakan. Kendini ziyaret eden eski yolsuzluk sanığı bakanlara Yüce Divan’a gitmelerini salık verdiğini önce medyaya sızdırdı. Bu, komisyonda çoğunlukta olan partili üyelerin daha sonra 4 bakanı suçsuz ilan etmesinin kılıfıydı. Şimdi çıkıp halkın önüne; ben Yüce Divan’a gitmeyi istemelerini 4 bakana söyledim ama dinletemedim, ben komisyonun bu adamları aklayacağını nereden bilebilir, üstelik bir hukuk devletinin başbakanı olarak komisyonu nasıl etkiyebilirdim, diyecek. Hiç kuşkunuz olmasın! Ya adeta zırhlı duvarlarla çevrili Saray’ına kim geliyor. Kime; komisyona söyleyin, 4 bakan 17 Aralık darbe girişiminin kurbanıdır, kararlarını buna göre ayarlasınlar, dediğini kim bilebilir? HHH Muhalefetin üç suçtan şüpheli Egemen Bağış, 4 suçlamadan şüpheli Muammer Güler, iki ayrı suçtan sanık Zafer Çağlayan’ın mutlaka Yüce Divan’da hesap vermeleri için uğraşıları boşuna. Tepeden gelen emirle bu 4 bakanın darbe mağduru olduğuna AKP bir kez inandı. Ocak ayı sonunda Meclis’teki gizli oylamada da ne Yüce Divan ne bu bakanların suçlu olduğunu kabul edecek bir karar çıkar! Hukuk, adalet AKP çoğunluğuna teslim olmuş, ötesi lafı güzaf! Adamların suç izleri bile yok ediliyor. Dört eski bakanın yakınlarıyla görüşmelerinin tapeleri bile yok ediliyor. Örneğin Başbakan iken Bay RTE’nin, operasyon sabahı oğlu Bilal’le evdeki milyarlarca doları kız kardeşi ile göndereceği adreslere derhal dağıtmasını emrettiğini içeren, akşama dek süren telefon konuşmaları da herhalde yok ediliyor. Ya da eski İçişleri Bakanı Güler’in, oğluna, dağıttıktan sonra daha ne kadar para kaldığını sormasıyla ilgili tapeler... HHH Ve bu ülkede oğulları, onların babalarını ayakkabı veya çikolata kutularında dolarlarla besleyen Rıza Sarraf’lar; operasyonda el konulan paralarını faiziyle geri aldılar. Bir savcının bunlar hakkında takipsizlik kararı vermesinden sonra... Sarraf 58 milyon dolara yeni bir uçak almış. Artık şarkıcı karısı Ebru ile oh be, dünyanın tadını çıkarırlar! HHH Bu ülke RTE’nin söylediği gibi galiba gerçekten dünyanın sayılı büyük ülkelerinden başlıcası. Zira hukuku ayaklar altına alan, tepeden verdiği direktif veya emirlerle yolsuzluk, rüşvet olaylarının bir günde yok edildiği.... ...dünyada hukukun guguk olduğu, sosyal devletin gayri sosyal, laikliğin antilaik bir devlete dönüştüğü ve içeride dışarıda Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal ve laik hukuk devletidir, diye yutturan, hukukun Saray’ın emrinde olduğu ve... ...bu yönlerine karşın böyle bir partiye, başındaki badem bıyıklıya hâlâ oy veren halkın bulunduğu bir başka devlet yok! Seçim barajı kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, yüzde 10’luk seçim barajına ilişkin yapılan bireysel başvuruları, “konu bakımından yetkisizlik” gerekçesiyle reddetti. Yüksek Mahkeme, oyçokluğuyla alınan kararda işin esasına girmedi. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada çukurlaşmış bir zeminde yapılıyor. CHP’nin 5, MHP’nin 1 üyesine karşılık AKP’nin 9 üyesiyle alınan karar sadece 4 eski bakanın aklanmasından ibaret değil. Komisyon, bakanları ve bakanlarla bağlantılı her şeyi akladığı gibi, dosyaya ilişkin delillerin de yok edilmesine karar verdi. Mahkeme kararı olmaksızın yapılan telefon dinlemeleri delil kabul edilemez. Bu, evrensel hukukun kabul ettiği, bizim de doğal olarak savunduğumuz bir gerçek. Ancak 4 bakana ve onlara tepeden bakana ilişkin dosyada bulunan telefon tapelerinin yasadışı değil, mahkeme kararıyla dinlendiğine dair belge var. Velev ki, bu dinlemeler yasadışı. Bu durumda yapılması gereken ilk iş şudur; yasadışı dinlemenin faillerini bulmak ve gereğini yapmak. Bunun için de eldeki sahte delilleri gerçek suçun delili olarak saklamak. TBMM Soruşturma Komisyonu, bunu yapmak yerine tüm tapelerin imha edilmesine karar verdi. Bunun Türkçesi şudur: Dosyayı tümüyle ortadan kaldır ki ileride yeniden açmak isteyen olursa içinde bir şey bulamasın. HHH 5 Ocak oylamasından neyin çıkacağını bir gün önce Erdoğan’a Bakanlar Kurulu’nun Sağlık Bakanı söylemişti. “Biz Yüce Divan’a güvenmiyoruz” demişti. Bu demeç Kaçak Saray’ın oylamadan tulum çıkmasını, tüm eski bakanların aklanmasını istediğini gösteriyordu. Oylama günü de Kaçak Saray, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) savaş “ilan” etti. Erdoğan’ın tam resmi yayın organlarının arka sayfasında 5 Ocak günü yayımlanan, sarayın önüne montajlanmış yığınlarla dolu tam sayfa ilanın anlamı savaş ilanından başka bir şey değildir. Kimlerin üye olduğu belirsiz Sivil Dayanışma Platformu adı altında verilen ilanda AYM bir darbe kurumu olarak sunuluyor. Oysa AYM’nin geleneksel yapısını bozup bugünkü hale getiren kendileri. AYM’ye 2012 yılından itibaren “iç hukuk yollarının en üst organı” ilan edip bireysel başvuru hakkı veren kendileri. AYM’nin bugünkü 17 üyesinden 10’unu atayan kardeşleri Abdullah Gül. Tarimizde ilk kez cumhurbaşkanının oturduğu makamın fotoğrafı kullanılarak Anayasa Mahkemesi’ne hakaret ediliyor. Bu cumhurbaşkanı mı, anayasanın 104. maddesine göre devlet kurumları arasındaki dengeyi ve uyumu gözetecek? HHH Soruşturma Komisyonu’nun kararı elbette son değil. Komisyon raporunu 9 Ocak’a dek tamamlayacak, ardından genel kurulda gizli oylama yapacak. 4 eski bakanın Yüce Divan’a gidip gitmemesi burada kesinleşecek. Genel kuruldan nasıl bir karar çıkar? Bugünkü iklimde komisyondaki tablonun benzeri çıkar. CHP ve MHP Yüce Divan yönünde oy kullanır. HDP benzer havadaymış gibi görünüp çekimser kalır. AKP’nin çok büyük bir dilimi hayır der, dosyanın TBMM’deki aşaması kapanır. Sonra ne olur? Dosya kapanmaz... Devlet geleneğimizde tümüyle imha edilmesi için kesin karar verilen belgenin bir kopyası alınır, ondan sonra imha edilir. Dosyanın yargısal yanı, günü gelince açılır. Siyasal yanı ise 2015 seçimleriyle şekillenir. Sarayına kadar yolsuzluğa bulaşmış bu iktidarı sandığa gömmek artık muhalefetin boynunun borcudur. Hakkındaki tüm tapeleri imha etme kararı alan bu hükümeti “tape”taklak götürmek için ortam oluşmaktadır. Gerisi bu topluma daha iyi bir iktidar vaat edip, bunu inandırıcı biçimde haykırmaya kalmıştır. Haşim Kılıç toplantıya katılmadı Anayasa Mahkemesi, DSP ve BBP’nin arasında bulunduğu üç partinin yüzde 10’luk seçim barajının hak ihlaline neden olduğu gerekçesiyle kaldırılması talebini içeren başvurularını dün ele aldı. Genel Kurul şeklinde toplanan O kadar özgürüz ki... DUYGU GÜVENÇ ANKARA Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl düzenlenen Büyükelçiler Konferansı’na katılmak üzere gelen Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink’in gözaltına alındığı haberiyle şok oldu. Geerdink’in gözaltına alındığı saatlerde, 7. Büyükelçiler Konferansı kapsamında büyükelçilere Sarayı’nda yemek veren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Ne Avrupa’da ne diğer ülkelerde, Türkiye’deki basın kadar özgür bir medya yoktur” sözleri yaşananlarla tam bir çelişki oluşturdu. Bakan Koenders, gazeteci Geerdink gibi tepkisini Twitter’dan gösterdi ve “Şok oldum” dedi. Terör örgütü PKK’nin propagandasını yaptığı suçlamasıyla gözaltına alınan Geerdink, Hollandalı bakan Türkiye’yi ziyaret ettiği için 3 saatte serbest bırakıldı. Bakan Koenders’in Başbakan Ahmet Davutoğlu ile öğlen yapacağı görüşme ise gözaltı krizi sırasında ertelendi. Krizin çözülmesinin ardından görüşme dün akşam geç saatlerde gerçekleşti. Davutoğlu’nun Koenders ile görüşmesi program yoğunluğu gerekçesiyle ertelense de krizin tam anlamıyla çözülmesi beklendi. Koenders de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile programı yerine Davutoğlu ile görüşmeye gitmek zorunda kaldı. Koenders’in Davutoğlu ile görüşmede basın özgürlüğünün demokrasiler için vazgeçilmez olduğunu vurguladığı öğrenildi. Geerdink’in gözaltında olduğu saatlerde, Bakan, Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın twitter sayfasından “Geerdink’in gözaltına alınmasından dolayı şok oldum. Bu konuyu, burada, Ankara’da, Türk meslektaşım Çavuşoğlu ile kişisel olarak görüşeceğim” dedi. Hollandalı Bakan Koenders, kısa süre önce bir soru önergesine verdiği yanıtta Türkiye’yi basın özgürlüğüne duyarlı olması için “Türkiye’deki son gelişmeler endişe verici. Gazetecilerin tutuklanması, polisin medya merkezlerine baskınları açıkça AB’nin temel değerlerini ihlal ediyor” ifadeleriyle uyarmıştı. Geerdink’in Diyarbakır’da gözaltına alındığı saatlerde, Ankara’da, Hollandalı Bakan’ın konuşmacı olduğu Büyükelçiler konferansı kapsamında, Türk Büyükelçilere Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir yemek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye’deki basın özgürlüğüne ayrı bir vurgu yaptı. Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Basın özgürlüğü üzerinden teröre karşı alınan tedbirler üzerinden, terör örgütleri üzerinden Türkiye kötülenmek isteniyor. Bakıyorsunuz bir tahşiye olayı çıkıyor bu olaydan dolayı bir operasyon. Hemen olay basın özgürlüğü, basın özgür değilmiş. İddia ile konuşuyorum. Ne Avrupa’sında ne diğer ülkelerinde, Türkiye’deki basın kadar özgür bir medya yoktur. İddia ile konuşuyorum. Ne Avrupa’sında ne diğer ülkelerinde, Türkiye’deki basın kadar özgür bir medya yoktur. Bunların hepsini gördük. Sıkıysa siz oralarda kalkın, cumhurbaşkanına başbakana saldırın, saldıramazsınız. Amerika’da almanya’da Rusya’da yapamazsınız. Bunların yüzüne yüzüne, onların görsel medyada çıkan şeylerini önlerine koymanız lazım.” Geerdink’in önceki gün yayınladığı son yazısının başlığı ise şöyleydi: “Yılın ilk bebek ve ilk cenazesi ortadayken Erdoğan’ı kim ciddiye alır?” Türkçe ve İngilizce yayınlanan yazısında Geerdink, Lütfi Taş’ın cenazesini aktarıyordu. O yazısınnda ise şu ifadeleri kullanmıştı: “Erdoğan, 2015’te yoğunlaşacağı konulardan birinin Kürt sorununun çözümü olacağını söyledi. Ama, yılın ilk cenazasi ve ilk bebeğinin acı biçimde açık ettiği üzere, bu lafın pek de ciddiye alınacak bir tarafı yok.” Yüksek Mahkeme, oy çokluğuyla başvuruları reddetti. Başkan Haşim Kılıç’ın katılmadığı toplantıda karar, 2’ye karşı 14 oyla alındı. Gerekçe olarak seçim barajına ilişkin başvuruların mahkemenin yetkisinde olmadığı oldu. Ret kararı, Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa’nın 45/3. maddesindeki “Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı” hükmüne dayandırıldı. Seçim barajı konusu, Avrupa Konseyi ve Anayasa Mahkemesi tarafından kasım ayı sonunda Antalya’da düzenlenen bireysel başvuru seminerinde gündeme gelmişti. Başkan Haşim Kılıç’ın bir gazeteye yaptığı “Raportör arkadaşlar çalışmalarını tamamladı, raporda önemli tartışmalar var. Konu hassas olduğu için ‘bireysel’de değil de ‘genel kurul’da görüşüp 23 hafta içinde karara bağlayacağız” açıklaması, kamuoyunda heyecan uyandırmıştı. Muhalefet partileri Kılıç’a destek verirken, iktidar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AYM Başkanı’nı darbecilikle suçlamıştı. Haşim Kılıç ise tepkiler karşısında gazetelere “Üyelerimiz üzerinde müthiş bir baskı var” demişti. Erdoğan büyükelçilere Türkiye’deki basın özgürlüğünü överken Diyarbakır’da Hollandalı gazeteci Geerdink gözaltına alınıyordu Hollandalı gazeteciye ‘terör’ gözaltısı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR diken. com.tr internet sitesine yazılar yazan ve 2006’dan bu yana Türkiye’de yaşayan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, attığı tweet’ler nedeniyle “terör örgütü propagandası” yapmak suçlamasıyla dün Diyarbakır’daki evine polis tarafından düzenlenen baskınla gözaltına alındı. Geerdink, birkaç saat sonra serbest bırakıldı. Diyarbakır’da ekim ayında Kobani eylemlerin takip eden 5 Alman gazeteci “eylemleri provoke ettikleri” iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Diken internet sitesine, Kürt sorunu, insan hakları ihlalleri ve kadın konusunda yazılar yazan, 2006’dan beri Türkiye’de yaşayan ve 2012 yılında Diyarbakır’a yerleşen Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, attığı tweet’ler nedeniye dün öğle saatlerinde “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan evinde gözaltına alındı. Geerdink, saat 13.30 sularında Twitter’da Terörle Mücadele ekiplerinin evini aradığını, sekiz kişiden oluşan ekibin kendisini Emniyet’e götürmekte olduğunu, “terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlandığını yazdı. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, “Yetkililerden edindiğimiz bilgilere göre, Hollandalı gazeteci Frederike, Twitter’daki ifade ve paylaşımları nedeniyle örgüt propagandası suçlamasıyla gözaltına alınmış. Bir gazetecinin salt Twitter üzerindeki yazı ve paylaşımları nedeniyle soruşturulması, ifade özgürlüğü bakımından hayli sorunlu” dedi. Geerdink, Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadesinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı ‘Erdoğan’ı kim ciddiye alır?’ Genel seçimler 7 Haziran’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu (YSK) milletvekili genel seçimlerinin “öne çekilebileceği” tartışmalarına noktayı seçim tarihini açıklayarak koydu. YSK, 2015 milletvekili genel seçimlerine ilişkin takvimi açıkladı. YSK’nin 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ilişkin yaptığı toplantıya ilişkin kararlar dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Kurulun oybirliğiyle aldığı kararda, bir önceki milletvekili seçiminin 12 Haziran 2011 Pazar günü gerçekleştirilmesi nedeniyle 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nin 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılması gerektiği kaydedildi. Açıklamada, milletvekili adayı olmak isteyen kamu görevlilerinin de 10 Şubat’a kadar istifa etmesi gerektiği belirtildi. O sokağın adı Berkin Elvan n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Narlıdere Belediye Meclisi, daha önce CHP meclis grubunun aldığı karar doğrultusunda, ilçedeki Yavuz Bingöl Sokağı’nın adını Berkin Elvan Sokağı olarak değiştirdi. Oyçokluğuyla alınan kararın ardından değerlendirme yapan Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Narlıdere’de sokaklara, parklara isimleri verirken, davranış biçimi ile hayata bakışı ile insanların saygısını kazanmış isimlerin verilmesine dikkat ettiklerini söyledi. Erdoğan, 4 eski bakanların aklanmasıyla ilgili ‘Parlamento oylamada Türkiye’nin spekülasyon yapılacak bir ülke olmadığını gösterecek’ dedi. (Fotoğraf: AA) Pekünlü desteğine soruşturma n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Prof. Dr. Rennan Pekünlü için, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü önünde 26 Kasım’da basın açıklaması yapan Eczacılık Fakültesi öğrencisi ve Türkiye Gençlik Birliği (TGB) İzmir İl Başkanı Meltem Ayvalı’ya, rektörlük tarafından disiplin soruşturması açıldı. Meclis’e de ‘akla’ emri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleşen Büyükelçiler Konferansı’nda, 1725 Aralık iddialarının, 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerinde millet tarafından yargılandığını söyledi. Erdoğan, milletin kararını sandıkta verdiğini belirterek “Şimdi bir başka oyunun kurgulanmasına, yargı içindeki birtakım odakların siyaseti dizayn etme girişimlerine öyle umuyorum ki izin verilmeyecektir” diye konuştu. Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle: Tarihin doğru okunması için çalışacağız: 2015, 1915 Olayları’nın yüzüncü yılı. Bu belli çevrelerce yoğun şekilde gündeme taşınacağının idraki içindeyiz. Ülkemizin dışarıya açık tüm pencereleriyle, yeryüzüne dağılmış tüm iman gücümüzle, araçlarımızla gerçeklerin anlaşılması, tarihin doğru okunması için bu yıl ve sonrasında azami gayret içinde olacağız. Ermenistan enerjisini sözde soykırıma harcıyor: Ermenistan, Türkiye’nin kendisiyle ilişkileri normalleştirme yönünde sergilediği tüm iradeye rağmen, enerjisini sözde soykırım meselesine odaklanarak harcamayı tercih ediyor. 2015 boyunca, gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek ilgili tüm kurumlarımız koordinasyon içinde, son derece aktif biçimde, inanıyorum ki bu iddiaların üzerine gidecektir. Sevr’in gölgesi olamaz: Biz yenilmiş millet değiliz, muzaffer bir milletiz. Büyükelçilerimizin böyle bir duyguyla, özgüvenle hareket etmeleri gerekmektedir. Bizim hiçbirimizin üzerinde Mondros Anlaşması’nın, Sevr Anlaşması’nın izi, gölgesi, baskısı olamaz. İç ve dış maşalar var: Son dönemde yaşadığımız badirelerin hiçbiri Türkiye’nin kendi için dinamikleriyle ortaya çıkmış hadiseler değildir. Bölücü terör, Gezi olayları, 17 25 Aralık darbe girişimi, diğer bazı teşebbüsler Türkiye’ye istikamet çizmek amacıyla kurgulanmış, gerek dışarıdan gerek içerideki maşalar tarafından sergilenmiş olaylardır. Bütün bu hadiselerdeki yegâne amaç o eski Türkiye’yi, o kontrol altındaki, bağımlı, ezik, özgüveni eksik, gündemi belirlenebilir Türkiye’yi geri getirmek... Maliyeti 120 milyar dolar: 17 25 Aralık darbe girişimi, yolsuzluk iftirası üzerine kurgulandı. Bu girişimin Türkiye’ye maliyeti 120 milyar dolar. Eğer başarılı olsaydılar, inanın bu maliyet kat kat fazla olacaktı. Çünkü o zaman arzuladıkları, özledikleri eski Türkiye’yi inşa etmiş, o eski faiz yükünü, enflasyon yükünü, daralan ekonominin, küçülen ihracatın yükünü yeniden Türkiye’ye, yeniden millete yüklemiş olacaklardı. Eskiden olduğu gibi Türkiye faiz lobilerinin, kan lobilerinin, savaş lobilerinin servetlerine servet kattıkları bir ülke olacaktı. Komisyon tamam, sıra Meclis’te: Komisyon kararı bir ara karar. Sonraki süreç Genel Kurul’da. Nihai kararı orası verecek. Ama dert bu mu? Dert başka... Ben inanıyorum ki parlamento Soruşturma Komisyonu’nun almış olduğu, üzerinde çalışılmış bu karar neticesinde nihai kararını en adil şekilde verecektir. Türkiye spekülasyonların yapılacağı bir ülke olmayacaktır. Olmadığını da parlamento gösterecektir. Uçak kazasında 7 yıl sonra karar ISPARTA (DHA) Isparta’da, 7 yıl önce 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasıyla ilgili bugün yapılan 29’uncu duruşmada karar çıktı. Tutuksuz yargılanan 20 sanıktan 12’si beraat ederken, 8 sanığa ise 1 yıl 8 ay ile 11 yıl 8 ay arasında hapis cezaları verildi. 30 Kasım 2007 günü Atlasjet’in İstanbul Isparta seferini yapan World Focus’tan kiraladığı yolcu uçağı, Süleyman Demirel Havalimanı’na inişe geçtiği sırada, Keçiborlu Türbetepe Mevkii’nde düştü. Kazada 7’si mürettebat 57 kişi yaşamını yitirdi. Kazayla ilgili Atlasjet’e karşı açılan dava ile kamu davasının birleştirilmesiyle birlikte bugün 29. duruşma, Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 20 sanığın yargılandığı ve 6 saat süren duruşma sonunda mahkeme heyeti kararı açıkladı. World Focus Havayolları Genel Müdürü Aydın Kızıltan, Atlas Jet yöneticisi Yavuz Çizmeci ve World Focus Havayolları çalışanı İsmail Taşdelen ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme’ suçundan önce 14’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların cezası 11’er yıl 8’er aya indirildi. World Focus Havayolları teknisyeni Fikri Zafer Dinçer, aynı suçtan 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Dinçer’in cezası 5 yıl 10 aya düşürüldü. Dönemin Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru ve Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan 2’şer yıl hapis cezası aldı. İki sanığın cezası 1’er yıl 8’er aya indirildi. Davaya sonradan eklenen iki sanıktan Recep Değirmencioğlu ile Vedat Örs ‘yalancı tanıklık’ suçundan 3’er yıl hapis cezasına çarpıtırıldı. İki sanığın cezası 2’şer yıl 6’şar aya düşürüldü. Diğer 12 sanık ise beraat etti. Savcı Kara’dan HSYK’ye itiraz n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HSYK 2. Dairesi’nce açığa alınan 17 Aralık yolsuzluk soruşturması savcılarından Celal Kara, hakkında yürütülen soruşturmaya avukatı aracılığıyla itiraz etti. T24’ün haberine göre, dilekçesinde şüpheli avukatlarının soruşturmada tanık olarak dinlenmemesine karşı çıkıldı. Şüphelilerin avukatlarının “savcının savunma hakkını ‘3 dakikan var, anlat çık’ şeklinde sözler sarf ettiği iddiası ile kısıtladığı” suçlamasına yanıt verilen dilekçede, “Avukat hakları izleme merkezinden gözlemci istemedikleri ve mahkemede de bu durumu dile getirmedikleri” anlatıldı. Kara’nın avukatı, sanıkların “Savcı, rahatsız edici davrandı” şikâyetiyle ilgili, “Sorgu yapılan yer SPA merkezi, müvekkil ise halkla ilişkiler sorumlusu değildir” dedi. Alman gazeteci gözaltına alınmıştı Kobani’ye destek eylemleri sırasında çıkan olayların ardından Diyarbakır’da 5 Alman gazeteci 11 Ekim’de eylemleri izlerken “eylemleri provoke ettikleri” iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülen 5 Alman gazeteci, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü ve Alman basınının tepkilerinin ardından serbest bırakılmış ve ülkelerine dönmüştü. 5 Bir metro hattı için daha ihale n İstanbul Haber Servisi Mecidiyeköy’ü Kabataş’a bağlayacak 6.5 kilometrelik yeni metronun ihalesi bu ay yapılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, Kabataş bağlantısıyla 24.5 kilometreye ulaşacak olan hat daha sonra Halkalı Toplu KonutlarAltınşehirBaşakşehir hattı ile birleşecek. Hattın 2018’de açılması planlanıyor. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear