Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 OCAK 2015 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Bu ne yaman çelişki açıklaması): Çağlayan’ın ek beyan yazılaEK BİLİRKİŞİ ği rında, Ahmet Çağan Çağlayan ve Salih Kaan Çağlayan’ın düğünlerinde takılan altın, döANKARA TBMM Soruşturma KomisRAPORU viz ve TL’nin toplam tutarı ile ilgili olarak heryonu’nunda görevli bilirkişinin, AKP’lilerin hangi bir bilginin komisyona sunulmadığı, saaklama kararı verdiği bakanların mal vardece taşınmaz alımlarının kaynağının düğünde takılıklarıyla ilgili itirazları üzerine hazırladığı ek raporda, Zalan altın, döviz ve TL olarak ifade edildiği, avukatın kayfer Çağlayan’ın oğullarının taşınmaz alımında finansnak olarak gösterdiği düğünlerde takılan altın, döman kaynağı olarak gösterdiği Salih Kaan Çağlayan’ın viz ve TL’ye de raporun değerlendirme ve sonuç bölü2.5 milyon TL’lik altın parasına 17 Aralık operasyonunmünün ilgili yerlerinde yer verildiği, ancak Salih Kaan da el konulduğunu, söz konusu paranın kullanımının Çağlayan’ın düğünden hemen 2 ay sonra altın bozmümkün olmadığı saptamasına yer verdi. Ek raporda, durma karşılığında Altınbaş AŞ tarafından kendisiEgemen Bağış’ın İstinye Hillpark’ta taksitle satın ne gönderilen 2 milyon 537 bin TL tutarındaki paaldığı evin alım belgesinin 26 Aralık 2014’te düranın kullanılmadığı, söz konusu paraya İstanbul zenlendiği, evin ödemelerinin nasıl yapıldığına ilişCumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturkin bir bilginin komisyona sunulmadığı kaydedildi. ma kapsamında 17 Aralık 2013 tarihinde el koKomisyonun bilirkişisi Ali Demir’in, 3 eski banulduğu, söz konusu para üzerinden herhankanın mal varlıklarıyla ilgili “orantısız” saptamasıgi bir tasarrufta bulunamadığı, Ahmet Çanın yapıldığı 18 Aralık tarihli rapora itirazları üzerine ğan Çağlayan’ın altın bozdurduhazırladığı raporda, şu görüşlere yer verildi: ğuna dair gider pusulası sunulZAFER ÇAĞLAYAN madığı hususları birlikte değerPiyano mal bildiriminde gösterilmeliydi lendirildiğinde düğünlerde ta(Çağlayan’ın piyanonun ev eşyası olduğu kılan altın, döviz ve TL’nin tave 3628 sayılı Yasa gereği aylık net tutarışınmaz alımlarının finansman nın 5 katından fazla olan mal varlığındaki kaynağı olarak dikkate alınmadeğişikliğin bildirilmesinin zorunlu olmamış olup söz konusu taşınmaz dığı açıklaması): 40 bin Avro’ya alındığı alımlarının kaynağının düğünifade edilen piyanonun 27 Eylül 2013 tarilerde takılan altın, döviz ve hinde teslim alındığı anlaşıldığından, bu TL olup olmadığına dair taktarihte TCMB Avro alış kuru ile değerinin dirin soruşturma komisyoyaklaşık 109 bin 900 TL’ye tekabül ettiği, nuna ait olduğu değerlendidolayısıyla piyanonun değerinin kendisine rilmektedir. (Çağlayan, ko2013 yılı eylül ayında ödenen net aylık tutamisyona gönderdiği belgelerrının beş katından fazla olduğu hesaplanmış de Kaan Çağlayan’ın 12 Nisan olup, 18 Aralık tarihli rapordaki kanaatimizin mu2013’te evlendiğini, düğün tahafaza edilerek, konunun takdirinin komisyona kılarının bir kısmının 25 Haziait olduğu değerlendirilmektedir. ran 2013’te bozdurulduğunu bilEl konan parayla taşınmaz alımı dirmişti. Belgelere göre oğulları(Çağlayan’ın oğulları Çağan ve Kaan’ın tanın 3 evi ise 1 Ağustos 2013 taşınmaz alımlarının düğünlerinde takılan alrihinde alınmış gözüküyor) tınların bozdurulması yoluyla finanse edildiEMİNE KAPLAN Çağlayan’ın taşınmaz alımında kaynak gösterdiği paralara 17 Aralık’ta el konulduğu ortaya çıktı l Köylü’nün ‘imha’ planı ‘Komisyon toplanmaz’ Konuşan Suçlu, Malı Götüren Özgür!.. Milletin özgür iradesi mi yoksa milletvekilinin özgür iradesi mi? Ne fark eder! Atanmış milletvekili adaylarını milletin seçmesiyle milletin vekili olunuyor... Zaten böylesine bir düzen 12 Eylül darbesiyle birlikte gelip iktidar koltuğuna oturdu yıllar önce. İsterseniz yazıya şöyle başlayayım: “Bir varmış bir yokmuş, eski zamanlarda darbeci Kenan Evren Paşa varmış...” Seçim ve Partiler Yasası çıkarılmış, liderler çıkmış, siyaset yerle bir olmuş... Yıl kaçmış acaba? 1983! Seçimler yapılmış, darbecilerin partisi onca parasal olanağa karşın, sandıktan üçüncü parti olarak çıkmış... Partinin lideri emekli Orgeneral Turgut Sunalp mı neymiş? Acaba yaşı 32 olan kaç kişi bu adı anımsıyor 2015 yılında? 1983 yılından bugüne dek kaç iktidar gelip geçmiş bilen var mı? Belki vardır! Tarih dersi verecek değilim... Hayali ihracat! Kıyıların yağmalanması! 12 yıldır iktidarda olan AKP iktidarı... Baskı! Ayrımcılık! Siyasal İslamcı inanç değerleri üzerinden yapılan, çıkara dönük öyküler... Üstelik tümü gerçek! Karşımızda temiz Türkiye değil kirli bir Türkiye var ey milletim, milletin vekili kardeşim, Sultanım... Ben senin Sarayına kurban olayım! HHH Dörtbeş gün önce Yüce Divan’ın kapısını gösteren işaret verilmiş, anlı şanlı “havuz medyası” kalemşorları, kimi milletvekilleri televizyon ekranlarında boy göstermişti... Kapı kapatılınca yolsuzluklar nasıl olsa bir süre sonra unutulup giderdi. Toplum unutkandı! Eh “İrade” ve “milletin vekili” tüm yolsuzlukların kapısını bir daha aralamazdı... Elbet Meclis’te kıyamet kopar, muhalefet “Yüce Divan”ın kapısını aralayıp dört bakanımızı “Yüce Divan”a götürmek için çaba harcardı Belge oylamadan önce EGEMEN BAĞIŞ Çankaya’daki evle ilgili ödeme belli değil: 26 Aralık 2014 tarihli yazısında, 2011 yılında Ankara Çankaya’daki taşınmazın 2013 yılında satışı yapılan taşınmaz ile alındığını, 2013 yılında satılan taşınmazın aslında 2011 yılında satıldığı, tapu devrinin 2013 yılında gerçekleştiği, 2011 yılında evi boşalttığını telefon ve elektrik faturalarının bunu teyit ettiğini ve yeni satın alınan eve taşındığı ifade edilmiştir. 2011 tarihinde kendi adına satın alınan söz konusu taşınmazın tapu harç matrahı 500 bin TL’ye satın alınan dubleks mesken olduğu, 20 Mart 2013 tarihinde satışı yapılan taşınmaz ile ilgili işlemlerin 18 Aralık tarihli raporda ayrıntılı olarak belirtildiği, 2013 yılında yapılan satış ile ilgili olarak 2011 yılında herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının bilinmediği, 2011 yılında fiilen satıldığı, ancak tapu tescilinin 2013 yılında gerçekleştirildiğine dair beyan ve sunulan belgelerin mahiyetinin takdirinin komisyona ait olduğu değerlendirilmektedir. Hillpark’taki evin satış belgesi oylamadan önce düzenlenmiş: Bağış, 26 Aralık 2014 tarihli ek beyanında, İstanbul İstinye Hillpark’taki kayıtlı taşınmazın 29 Kasım 2010 tarihinde taksitle satın alındığı, söz konusu taşınmazın Beyhan Nilser Bağış tarafından taksitle satın alındığına dair Bay İnşaat Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı’nın imzaladığı 26 Aralık 2014 tarihli yazının komisyona sunulduğu, söz konusu taşınmazın inşaatın başından beri taksitle satın alındığının ifade edildiği, ödemenin ne zaman başladığı, taksit tutarının ne kadar olduğu ve taksit ödemelerinin ne zaman sona erdiğine dair bir bilgiye yer verilmediği anlaşılmıştır. Bir garip şirket alışverişi: Bağış’ın gönderdiği belgeler doğrultusunda hazırlanan ek rapora göre, Beyhan Nilser Bağış, BNB Hazır Giyim Şirketi’ndeki yüzde 95 hissesini 30 Ekim 2012 tarihinde Amrullah Alevcan’a, Amrullah Alevcan da Dekorname Şirketi’ndeki hisselerinin yüzde 98’ini 14 Temmuz 2011 tarihinde tüm alacak ve borçları ile birlikte Beyhan Bağış’a devretti. Dekorname Şirketi’nin son 3 yılda zarar beyan ettiği, şirketin faaliyet gelirlerinin genel yönetim, pazarlama ve diğer işletme giderlerini karşılamadığı, bu nedenle ortaklar ve BNB Şirketi’nden alınan borçlar ile finansman ihtiyacının giderildiği, BNB Şirketi’nin de 2011 ve 2012 yılında zarar ettiği, 2013 yılında 49 bin TL kâr ettiği, finansman ihtiyacını banka kredisi kullanarak ve şirket ortağı Amrullah Alevcan’dan alınan borç ile karşıladığı anlaşılmıştır. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü, Ceza Muhakemesi Yasası (CMY) uyarınca tapeler içinde imha edilmesi gerekenler olduğunu belirterek bunun için komisyonun toplanmayacağını söyledi. Köylü, “Muhalefetten bir arkadaşla tespit eder, imha ederiz” dedi. Köylü, CMY’nin “iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması”nı düzenleyen 135. maddesinde “Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekilebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması halinde, alınan kayıtlar derhal yok edilir” hükmünün yer aldığını belirterek “Tapelerin içinde imha edilmesi gerekenler var” dedi.Bunun için komisyonun toplanmasına gerek olmadığını belirten Köylü, “Komisyonda arkadaşlar ‘Neyi imha ettiğinizi nereden bileceğiz?’ dedi. Ben de ‘İmha etmeden önce size haber veririm’ dedim. Bunu komisyon üyesi CHP İstanbul Milletvekili Osman Bey (Korutürk) ile konuştuk. Kendisine, ‘birlikte oturur, imha ederiz’ dedim. Bunun için toplantı yapmaya gerek yok. Bir kişi yeter, isteyenler gelebilir” diye konuştu. İmha işlemini Soruşturma Komisyonu raporunu TBMM Başkanlığı’na vermeden önce yapacaklarını ifade eden Köylü, raporu en geç 9 Ocak Cuma günü vereceklerini, ancak yetiştirmeleri halinde 8 Ocak’ta da verebileceklerini söyledi. İmha kapsamına baba, oğul ve kardeş görüşmelerinin girdiğini kaydeden Köylü, imha edilecek tape sayısıyla ilgili soru üzerine “Tam bilmiyorum, ama 1015 civarında bir şeydir” diye konuştu. İmha yönteminin nasıl olacağına ilişkin soru üzerine Köylü, “CD’leri nasıl imha edeceğimizi bilmiyorum. Kâğıtları yırtarız. Nasıl imha ediliyorsa öyle ederiz” dedi. AKP’den fire önlemi EMİNE KAPLAN ANKARA – AKP, 4 eski bakanla ilgili aklama kararı veren TBMM Soruşturma Komisyonu’nun raporunu, Yüce Divan tartışmalarının gündemden düşürülmesi için en kısa sürede TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesini planlıyor. Bunun için raporun en son görüşme tarihi olan 29 Ocak’a kadar beklenmeyecek. Eski bakanlardan polemik yaşanmaması için basından uzak durmaları istenirken, genel kuruldaki oylamada partiden fire yaşanmaması için tepkili olan milletvekilleri ikna edilmeye çalışılacak. AKP Grup Yönetimi Kurulu, dün Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun grup konuşmasından önce toplanarak süreci değerlendirdi. Toplantıda, Yüce Divan tartışmalarının bitirilmesi ve muhalefetin seçim öncesi bunu kullanmasını engellemek için raporun hızla TBMM’de görüşülmesi eğilimi öne çıktı. Parti yöneticileri, komisyonun raporunu 9 Ocak’ta TBMM Başkanlığı’na sunacağına dikkat çekti. AKP, genel kurulda muhalefetin Yüce Divan’a sevk önergesi vereceği raporun görüşmelerinin Meclis TV’nin yayın yapmadığı pazartesi ya da cuma yapılmasını planlıyor. Milletvekillerinin polemikten kaçınması ve grup disiplininde hareket etmesi istenecek. Mal bildiriminde eksiklik MUAMMER GÜLER Eşine ait evin mal bildiriminde gösterilmemesi: Çanakkale Mıhlı köyünde kayıtlı taşınmazın eşi ve iki kız kardeşi adına satın alındığını, eşine ait payın bedelinin kız kardeşi tarafından ödendiği, borcu bittikten sonra 2015 yılında beyan edileceği ifade edilmiştir. 3628 sayılı Kanun’da edinme tarihinin esas alındığı, sözkonusu yasanın 5. maddesinde mal varlıklarındaki artışın borçları, sebepleri ve kaynaklarının bildirime konu edileceği ifade edilmiştir. Barış Güler’in gelir beyanı yok: Barış Güler’in tespit edilen kayıtlı gelirler (kira ve ücret gelirleri ile şirket ortaklığı) dikkate alınarak mevcut malvarlıklarının karşılaştırılması neticesinde mal varlıklarının gelirleri ile orantısız olduğu kanaatine varıldığı, şahsın ortağı olduğu şirketlerin kurumlar vergisi beyannameleri ve eklerinde yer alan belgeler çerçevesinde söz konusu şirketlerden gelir elde ettiğine dair bir bilgiye rastlanılmadığı anlaşılmıştır. ama nasıl olsa milletvekilinin değil Saray’ın iradesi o sorunu da çözümlerdi, parmağını dokundurarak... Oturum gizliydi ama olsun! Bal gibi yapılırdı! Milletin vekilinin “iradesi”nin olur olmaz biçimde hem var hem yok sayıldığı bir ülkede demokrasimiz bir arpa boyu yol gitmediği için “yalan dolan” geçerliydi... Böyle gelmiş, böyle yürüyor hukuk devletinde işler... Çünkü! Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! Gülüyorsunuz değil mi şimdi bana? Haklısınız! Ben de kendime gülüyorum zaten! HHH Dayatma merkez eksenli AKP iktidarında geçerlidir hep... 12 yıldır böyle... Birlikte yürüyüp, yağmurda ıslandılar... Ne istedilerse verdiler, 17/25 Aralık’tan sonra birbirlerine girdiler. Şimdi düşman kardeşler... Yolsuzluğun üzerini örtmek, “haşhaşiler” diyerek saldırmak, Fethullah Gülen için kırmızı bülten çıkarmak... 2002 yılından 17 Aralık 2013 yılına dek kaç AKP’li bakan, milletvekili, işadamı, sanayici, gazeteci, medya patronu, CHP’li milletvekili ve belediye başkanı gitti Pensilvanya’ya? Gidenlerin çoğunun adının gizlendiği bir gerçek... Demek ki birlikte yürüyenlerin arasına CHP’liler bile sızmış... Bunları geçelim, bugüne bakalım! Yüce Divan’ın kapısı AKP’li milletvekillerinin “güçlü iradesi”yle, baskı altında kalmadan, özgürce kapatıldı... Şimdi hep birlikte bu mutlu günü kutlayalım: “Yaşasın demokrasi, yaşasın hukuk devleti!” İçimiz rahat artık! Dört eski bakanımız mutlu! HHH Saray, kendilerine muhalefet eden medyayı, muhalefet eden emekçiyi, üniversite öğrencisini, “hırsız var” diyen, çocuğu, kadını, erkeği gözaltına aldırıyor, polis evleri basıyor, gazetecitelevizyoncu Sedef Kabaş’ı iki kez savcılığa götürüyor... Götürür! Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink gözaltına alınıyor... Alınır... Burası bir hukuk devleti... Konuşmak suçtur, AKP iktidarına muhalefet suçtur! Malı götürmek özgürlük! l İşte bu konuşmaları imha edecekler ‘35 kuruş’ silmeye değer mi? İstanbul Haber Servisi TBMM Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu ‘delillerin hukuksuz elde edildiği’ gerekçesiyle tanıklıktan çekilme hakkı bulunan kişilerin dosyalarda bulunan tapelerini imha edecek. Buna göre Zafer Çağlayan ile Kaan Çağlayan, Erdoğan Bayraktar ile oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Muammer Güler ile oğlu Barış Güler arasındaki tapelerle Ceza Muhakeme Yasası’na göre tanıklıktan çekilme hakkı bulunan isimlerin tapeleri de silinecek. Söz konusu dinleme kayıtlarında dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’le 17 Aralık 2013 tarihinde operasyon sabahı yaptığı ve dinlemeye takılan konuşma dikkat çekmişti. Güler’le oğlu arasında geçen konuşmada şu diyalog kamuoyuna yansımıştı: Muammer Güler: Ne var oğlum senin evinde. Barış Güler: Hiçbir şey yok baba. Muammer Güler: Para ne var. Barış Güler: Kendi param, üç beş kuruş kalan param. Muammer Güler: Kaç para? Barış Güler: Sen biliyorsun Muammer Güler: Kaç lira oğlum? Barış Güler: 1 trilyon civarı param var o kadar. Muammer Güler: Evet evet. Tamam oğlum. El koydular mı paraya? Barış Güler: Yok, arama yapıyorlar. Muammer Güler: Senin şimdi anladığım kadarıyla Rıza Zarrab ile bir rüşvet ilişkisinden bahsediyorlar. Diyeceksin ki bir danışmanlık ilişkim var. Gayri resmi danışmanlık yapıyorum. Benim alacaklı olduğum dayımın oğlu bunların yanında çalışıyor. Onun bana borcu var, senetlerimiz de var. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın, operasyon sabahı oğluyla yaptığı görüşme de dinlemeye takılmıştı. Oğul Bayraktar, babasına “Polisler bastı, birini ara” demişti. Öne alınmazsa Haziran 2015’te genel seçim var mı? Var!.. AKP, dördüncü kez seçim kazanıp tek başına iktidar olabilmenin doyulmaz tadını sürdürmek istiyor mu? Hem de nasıl!.. Öyleyse Meclis Soruşturma Komisyonu’nda dört bakanın aklanıp paklanıp, Yüce Divan’dan saklanması niye şaşırtıcı olsun? Komisyon, “Bakanlar Yüce Divan’a gitsin” deseydi, bakanlar değil AKP’nin son bir yıldır sürdürdüğü amansız ve imansız politika çökerdi. Hatırlayın, 2013’ün 17 Aralık ’ı patladığı günden bugüne AKP’nin tepelerinden kesin, açık seçik bir “Hayır bu arkadaşlar çalmadı, çırpmadı, rüşvet almadı, Rıza Sarraf yaşadışı işler yapmadı” gibi bir açıklama gelmedi. Keza ses kayıtları ile ilgili olarak birkaç utangaç “montajdır, dublajdır, trikotajdır, averajdır, falandır filandır” yavesi dışında da ciddi bir itiraz sesi yükselmedi. Buna karşılık benzeri çok az görülmüş bir propaganda saldırısı örgütlendi: Hükümete karşı darbe!.. Tam bir yıldır AKP medyası yer yer okurların, seyircilerin zekâlarıyla alay eder duruma düşmek pahasına darbe edebiyatını yayın politikalarının ana Önümüzde Tuzaklarla Dolu Bir 6 Ay Var... ekseni olarak benimsediler ve bıkıp usanmadan sürdürdüler. Şimdi bakanlara Yüce Divan yolu göstermek darbe edebiyatının bütünüyle çökmesi anlamına gelir. Elin oğlunun ağzı torba değil ki büzesin. Tutar “Hani her şey darbe içindi, asılsızdı. Bakanları yargıya yolladığınıza göre işin içinde bir pislik varmış. O zaman darbe iddiası da kuyruklu bir yalan, katıksız palavraymış” der ve haklı olur. Öyleyse kendileri dahi inanmasa bile darbe propagandasına ara vermeksizin, hatta dozunu artırarak sarılmak gerek. Yapılan da bu... 2015 seçimine hazırlanırken yani topu topu altı ay boyunca AKP darbe iddiasından kesinlikle vazgeçmeyecek. Cemaat’in ciddi bir seçmen kitlesini temsil etmediği cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında görüldü. Ancak psikolojik savaş sınırında bir propaganda için gerekli ve yeterli aygıtlar ağına sahip oldukları da gerçek. O yüzden AKP’nin eli mahkum, darbe edebiyatı daha en az altı ay kafamızı şişirecek. Bununla da yetinmeyecek. 2015 Haziranı’nda Meclis’te yine tek başına hükümet kurabilecek gücü elde etmek için başka siyasal manevralara da ihtiyacı var. Mesela Kürt sorununda “süreç” denen görüşme trafiğini mümkün olduğu kadar ağırlaştırmak; seçim gününe kadar milliyetçi seçmen kitlesinin “Bak bak, Kürtlerle anlaştılar, bizim milli hislerimizi çiğnediler” demelerinin önüne geçmek zorunda. Bunun bir yolu 2015 genel seçimlerine kadar süreç üstüne adım atmak yerine “adım atar gibi yapmak”tan geçiyor. Bu da yetmeyebilir. HDP seçime parti olarak katılma kararını değiştirmez ve seçim yaklaşırken yüzde 10 barajını aşma olasılığı ciddiyet kazanırsa, “süreç masası”nı bir tekme ile devirmek dahil, AKP, Kürt seçmeni HDP çizgisinden uzaklaştıracak her türlü kışkırtıcı yöntemi gözünü kırpmadan deneyecektir. Çünkü barajı aşan bir HDP, 5060 milletvekilinden oluşan bir Meclis gücü demek. Bu ise AKP için bırakın Erdoğan’ın başkanlık sistemi filan gibi düşlerinde gereksindiği anaya sayı değiştirebilecek bir çoğunluğu, tek başına hükümet kurmasını bile engelleyebilecek bir Meclis aritmetiği demek. Erdoğan, Davutoğlu ve öteki AKP elebaşıları bunu rüyalarında görseler, sabah uçuklamış dudaklarla yataktan kalkarlar. Haziran seçimlerine giderken AKP cephesinden gelecek siyasal manevra ve siyaset bezirganlığına ilişkin “kehanetler”de bulunuyorum ya, “Ermeni soykırımının 100. yılı” tartışmasını da atlamamak gerek. Bunu salt biz değil, hemen hemen bütün dünya tartışacak ve Türkiye’deki siyasalideolojik kamplaşma daha da keskinleşecek. Milliyetçilik (=Ulusalcılık) Ermeni sorunu ve 1915 bağlamında şaha kalkacak. AKP bu alanda da seçim öncesinde meydanı MHP’ye ve sanki MHP’den farklıymışlar gibi kendilerini milliyetçi değil ulusalcı olarak tanımlayan kesimlere bırakmaz. O yüzden devletin bütün olanakları ile 2015’i Çanakkale Savaşı üstüne kurmak, AKP’nin milliyetçilik yarışındaki kozlarından biri. Bunların yanı sıra... Yok, bu kadarı bugünlük yetsin. 2015 Haziranı’na kadar başını AKP elebaşılarının çekeceği zor, tuzaklarla dolu bir dönemin bizi beklediğini görmek için bu kadar “kehanet” yeter. ‘Polisler bastı, birini ara’ CHP o kayıtları yeniden yayımladı Haber Merkezi Eski dört bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesi ve tapelerin silinmesi için AKP’nin harekete geçmesi sonrasında CHP 17 ve 25 Aralık sonrası internette yayımlanan ses kayıtlarını resmi Facebook sayfasından tekrar yayımladı. Videoların üzerinde, “Asrın yolsuzluğuna dair tüm kanıtları yok etmeye çalışsanız da, bu kayıtlar ne hafızalardan ne de vicdanlardan silinecek!” yazıldı. Yeşiller: Şüpheler kuvvetleniyor Haber Merkezi Avrupa Parlamentosu (AP) Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Rebecca Harms, AKP’li Soruşturma Komisyonu üyelerinin oylarıyla eski dört bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesine tepki gösterdi. Harms, “Bu karar, açık şekilde siyasi gücün istismar edildiği bir başka vakadır” derken Erdoğan ve iktidarın yolsuzluk iddialarına yönelik tepkilerinin bütün şüpheleri daha da kuvvetlendirdiğini kaydetti. C M Y B