Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2015 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Kılıçdaroğlu, son dönemin en sert konuşmasında 4 bakanı aklayan komisyon üyelerine yüklendi: ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 4 eski bakanı aklayan TBMM Soruşturma Komisyonu’nun AKP’li üyelerine, son dönemin en ağır konuşmasıyla tepki gösterdi. Üyeleri ve seçim bölgelerini tek tek okuyan Kılıçdaroğlu, “Vicdanınızı, ahlakınızı, inancınızı, imanınızı sattınız. Siz satılık insansınız. Size acıyorsam namerdim, çocuklarınıza acıyorum” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerinin ağırlığının nedenini de “Kimse kusura bakmasın, her şeye tahammül ederim, kul hakkını yiyene asla etmem” ifadeleriyle açıkladı. CHP grup toplantısında Kılıçdaroğlu, Meclis Soruşturma Komisyonu’nun verdiği kararı değerlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun sözleri CHP’li vekilleri bile şaşırtacak kadar sert oldu. İşte o sözlerden satırbaşları: Senin elin, kolun, bacağın kalmadı, maskotsun: Davutoğlu’nun da güzel sözleri var. ‘Milletin hakkına uzanacak eli kardeşimiz olsa koparırız.’ Breh, breh, breh. Elin kalmadı, kolun kalmadı, bacağın kalmadı. Maskotsun, maskot. Arkanda seni kuran bir el var, sen farkında mısın? Sana boşuna mı dedim, ‘Davulu boynuna asmışlar, tokmak ağabeyinin elinde’ diye. Vicdanınızı sattınız Fotoğraf: Necati Savaş 2014 Yılında Zengin, Yoksul, Ünlü Geçen yılın en çok tartışılan konularından biri “gelir dağılımı ve kapitalizm” ilişkisiydi. Yılın ünlüler arasına katılan yeni ismi de “bir türlü okumayı başaramadım” dediği Marx’ın, “Das Kapital”ini çağrıştıran bir kapak tasarımıyla yayımlanan kitabın yazarı Thomas Piketty idi. Piketty, eşitsizliğin kapitalizmin ürünü olduğunu gösterip, “malumu ilan ederek” üne kavuştu. Piketty’nin ileri sürdüğü en önemli çözüm önerisine de, dünyanın en zengin adamı Bill Gates’in “kitaptaki her şeyi çok sevdim ama daha fazla vergi vermek istemiyorum” tepkisi de madalyonun öbür tarafındaki malumu ilan etmiş oluyordu. Piketty ilgisi devam ederken mali sermaye 2007 krizinde yaklaşık 12 triyon dolarlık devlet yardımlarına karşılık verdiği tavizlerle kaybettiği gücünü yeniden kazanıyor, spekülatif etkinliklerine getirilen risk sınırlayıcı kısıtlamaları kaldırtıyor (The Observer, 04/01/05), zenginler zenginleşmeye devam ediyor, bu durumun yarattığı jeopolitik sonuçlar, bir “büyük savaş” olur mu (işte gerçekten önemli bir tartışma) sorusunu gündeme getirerek güçlenmeye devam ediyordu. Bloomberg’in yayımladığı “Milyarderler İndeksi”ne göre dünyanın en zengin 400 milyarderi 2014 yılında servetlerine 92 milyar dolar eklemişler. Servetine servet katma listesinin başında Ali Baba isimli eticaret şirketinin ana ortağı Çinli işadamı Jack Ma geliyor. Ma 2014 yılında servetine 25.1 milyar dolar eklemiş. Dikkati çeken diğer iki isim mali spekülatör Buffet ve Facebook’un kurucusu Zuckerberg. Çin’in en zengin 10 milyarderinin, bu 92 milyar dolarlık artışa katkısı yaklaşık 48 milyar dolar. Demek ki en zengin 400 milyarderin 2014 yılında servetlerine kattıkları servetin yarısını 10 Çin milyarderleri edinmiş. Diğer bir deyişle, son yıllarda “dünya ekonomisinin merkezi doğuya kayıyor” biçimde tanımlanan gelişme devam ediyor. Buradan jeopolitik konusuna geçebiliriz. ABD hegemonyasının gerilemesi, Çin’in ekonomik ve siyasi, giderek de askeri bir güç olarak yükselmekte olması, 2007 yılından bu yana, “Depresyon ve savaş”, “hegemonya değişimi ve savaş” ilişkilerine yönelik tartışmaları yoğunlaştırıyor. Bu iki tartışma alanını kapsayan bir diğer teorik çalışma alanı da “kapitalizmin uzun devreleri” içindeki “savaş devreleri” (War Cycles) araştırmaları. İlgilenenler için bu alandaki gelişmeleri toparlayan iki makale: Arno Tausch’un, “War Cycles” (Social Evolution & History, Eylül 2007), “Towards yet another age of creative destruction?” (Journal of Globalization Studies, Mayıs 2010). Bu çalışmalarda, uzun devrelerle büyük savaşlar arasındaki ilişkiyi, kendi çalışmalarımdaki bulguları da parantez içinde ekleyerek kısaca şöyle özetleyebilirim sanıyorum: Küresel savaş > egemen gücün küresel hegemonyası (bir egemen “Sermaye Birikim Rejiminin” ve “Düzenleme Sisteminin” oluşması) >(Yapısal ekonomik kriz) Hegemonyacının liderliğinde kurulan küresel düzenin meşrutiyetini kaybetmesi > (Krizi yönetme/düzenleme sisteminin etkisini kaybetmesi mali buhran) > Küresel sistemde merkezkaç eğilimlerin artması (yeni güçlerin yükselmesi) > Küresel savaş... Peki bu modele göre acaba neredeyiz? Benim de olumlu baktığım bir yaklaşıma göre, zamanımız, kapitalizmin ilk büyük bunalımını ve İngiliz hegemonyasının aşınmaya başlamasını kapsayan 18501878 dönemini anımsatıyor. Bu dönemin ardından uluslararası düzenin meşruiyetini kaybetmesi, 18781914 arasında yeni koalisyonların oluşması (finansallaşma, uluslararası pazarların, sömürgelerin yeniden bölüşülmesine ilişkin gerginliklerEY) geldi. “1815 Napolyon savaşları 1915 Büyük Savaş” gibi yüz yıllık devreleri düşünerek 2015’e ulaşmaya çalışanlar ve 2020 yılına korkuyla bakanlar da var. Bu iyice kötümser yaklaşımın arkasında yalnızca uluslararası gerginliklerin değil, ülkelerin içindeki huzursuzlukların da artmaya, dolayısıyla iki farklı devrenin kesişmeye başlamış olması var. Neresinden baksak 2015, 2014 yılından daha ilginç tartışmalar getirecek gibi görünüyor. Emekliye: Bu para dilenciye verilmez, uyan ARTIK Kılıçdaroğlu, grup konuşmasında emekli aylıklarına yapılan zam oranına değinirken de şunları söyledi: “Emeklilere olağanüstü bir zam verildi. 14 ile 24 TL arasında. 10 milyon emekli kardeşime sesleniyorum. Aldığın para yetiyorsa, söyleyecek sözüm yoktur. Ama ‘bu para dilenciye bile verilmez’ diyorsan, artık uyan ve düşün. Neden sana para verilmiyor. Hırsızların sarayları var, köşkleri, villaları var, senin başını sokacak evin bile yok. O zaman bütün emekli kardeşlerime sesleniyorum: Oturacaksınız ve düşüneceksiniz. Senin hakkını en çok savunan siyasi parti genel başkanı benim.” Hırsızlarla sivil dayanışma platformu: (Komisyon kararı öncesi gazetelere ilan veren Sivil Dayanışma Platformu hakkında) Geçen gün gazetelerde bir ilan gördünüz. Sivil Dayanışma Platformu. Hırsızların hamisi herhalde bu platform. Hırsızlarla sivil dayanışma diyorum ben onlara. Davutoğlu’na birinci sorum: Bu ilanların parasını kim ödedi? Güzel bir cümlesi var. ‘Anayasa Mahkemesi aklanma yeri değildir’ diyor. Peki, biz bu mahkemeleri niye kuruyoruz, bir insan mahkemede aklanmayacak da nerede aklanacak? Hırsızlar koalisyonu toplanacak, aklayacak... Size acıyorsam namerdim (Komisyonun AKP’li üyelerini tek tek sayarak): Bu milletvekilleri hırsızların hamiliğine soyunmuş milletvekilleridir. Hadi kuldan utanmadınız, Allah’tan Fotoğraf: AA da mı korkmadınız. Nasıl bir vicdan var sizde? Vicdanınızı nasıl satarsınız? Hırsızların hamisi olmak bu kadar kolay mı? Siz kimsiniz ki bu kadar açıkça ortaya çıkmış yolsuzluk dosyalarını kapatıyorsunuz, milletin vicdanı kabul eder mi? Akşam eve gittiğinizde eşinizin yüzüne nasıl baktınız siz? Onların çocukları, onların torunları ne diyecekler? ‘Bizim anne ve babamız bir dönem hırsızların hamiliğini yapmıştı’ diyecekler. Size acıyorsam namerdim, çocuklarınıza acıyorum. Sizde ahlak, vicdan var mı: Bir bakana 700 bin liralık kol saati veriliyor. Siz bunu bile sormadınız. Sizde ahlak var mı, din var mı, vicdan var mı? Sizde ne var? Çikolata kutularının içinde 500500 dolar gönderiyor. ‘Her cuma bakara makara deyip bir ayet sallıyorum’ diyor, hiç rahatsız etmedi mi sizi? Zarrab’ın önüne yatan Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı sizin onurunuza dokunmadı mı? Ne yaptıysam Başbakan’ın talimatı üzerine yaptım diyen kabine arkadaşı, senin milletvekilin. Milletin vekili nasıl oluyorsunuz siz? Hırsıza sahip çıkmak daha büyük bir hırsızlıktır, siz bunu bilmiyor musunuz? Böyle bir din, inanç var mı: En son MASAK raporu geldi, rapor bu hükümet dönemindeki rapor. ‘Bakanların mal varlıkları ile gelirleri orantılı değil’ diyor. Böyle bir ahlaksızlığa dünya tarihi şahit olmamıştır. Bunların inancı şu: Rüşveti hediye olarak, hırsızlığı helal, israfı itibar olarak görüyorlar. Rüşveti hediye, hırsızlığı helal, israfı itibar olarak kabul eden bir din, gelenek, kitap, mezhep, inanç var mı? Adamsanız ‘Yüce Divan’a bizi gönderin’ dersiniz. Toplam yeni servetin yarısı... BAHÇELİ’DEN DAVUTOĞLU’NA: Sarayın oyuncağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 4 eski bakanla ilgili olarak önceki gün TBMM Soruşturma Komisyonu’ndaki Yüce Divan oylamasından “ret” kararı çıkmasını “Türk siyasi tarihinin en utanç verici kararı” olarak nitelendirdi. Bahçeli, komisyonun AKP’li üyelerinin “hukuk cinayeti işlediğini” de belirterek haklarında yığınla iddia bulunan eski bakanların korunmasıyla “milli vicdanın iğfal edildiğini” vurguladı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı için “Beştepe” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın benzetmesine “Beştepe Hanedanlığı” ironisiyle yanıt veren Bahçeli, Erdoğan’ın 19 Ocak’ta Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğini de anımsatarak Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “Kürek mahkumları bile senden daha hür ve omurgalı” diye seslendi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı “Beştepe” olarak adlandıran ve 19 Ocak’ta Bakanlar Kurulu’na başkanlık yapacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da sert sözlerle eleştirdi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı “Tıpkı barbar kavimlere benzer şekilde 28 Ağustos 2014’te kurulan Beştepe Hanedanlığı” olarak nitelendiren Bahçeli, “Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı olduğundan beri Türkiye’nin soluğunu daha fazla kesmeye, hayat damarlarını daha da kurutmaya, değer ve kabullerini daha da küflendirmeye gayret ettiğini” kaydetti. “İşin bir başka hazin yanı da Davutoğlu’nun sarayın oyuncağı olmaya peşinen gönüllü olmasıdır” diyen Bahçeli, “Bundan sonra Sayın Davutoğlu, hançeresi yırtılırcasına nasıl bağıracak, kurulmuş plak gibi nasıl ses çıkaracak, dahası başbakanım diye ortalıkta nasıl gezecektir” diye sordu. Davutoğlu’nu “eski devirlerdeki kürek mahkumlarına” benzeten Davutoğlu, “o mahkumların bile Davutoğlu’na göre daha hür ve daha omurgalı” olduğunun altını çizdi. “Davutoğlu’nun Erdoğan’ın vasiliği altında zincirli olduğunu” kaydeden Bahçeli, “Davutoğlu’nun iradesini çaldırdığına” da işaret etti. Haklarında yığınla iddia bulunan eski bakanların korunmasıyla “milli vicdanın iğfal edildiğini” vurgulayan Bahçeli, “AKP’li 9 üyenin eli rüşvet ve yolsuzluğu onaylamak için kalkmış, 9 üye hukuk cinayeti işlemiş, isimlerini arınmayacak şekilde lekelemişlerdir” dedi. Bahçeli, “Yüce Divan’a gitmemek için yüce vicdan istismarı yapan eski bakanların önünde sonunda adaletin huzuruna çıkacaklarını” kaydetti. Son yolculuğuna uğurlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tedavi gördüğü hastanede önceki gün yaşamını yitiren HDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi’nde düzenlenen törenin ardından Şereflikoçhisar’ın Aktaş köyünde toprağa verildi. DBP Genel Merkez binasına üzerinde Kürtçe “Seni unutmayacağız” yazılı Bozlak’ın posteriyle daha önce genel başkanlığını yaptığı HADEP’in flaması asıldı. Bozlak’ın eşi Zeycan Bozlak, oğulları, aile yakınları ve DTK Eş Genel Başkanı Hatip Dicle ile HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Bozlak’ın oğlu Rukan Bozlak törende yaptığı konuşmada, “Ne göğsündeki 5 kurşun onu caydırdı, ne gözaltılar. Doğru bildiğinden ayrılmadı, bize bıraktığı mirasa sahip çıkacağız” dedi. Hatip Dicle de partinin büyük bir evladını son yolculuğuna uğurladıklarını ifade etti. Abdullah Öcalan’ın yeğeni Dilek Öcalan da Kürtçe olarak Öcalan ailesinin taziye mesajını okudu. TBMM Genel Kurulu’nda milletvekilleri Bozlak’ı saygı duruşuyla andı. HDP’nin en ön sırasına, Bozlak’ın büyük boy fotoğrafı konuldu. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve birçok milletvekili HDP sırasına giderek, Grup Başkanvekili İdris Baluken ve diğer HDP milletvekillerine başsağlığı dileklerini iletti. Başkanvekili Mumcu, AKP Grup Başkanvekili Belma Satır, MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de Bozlak’ın ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileklerini iletti. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken özetle şöyle dedi: “Kürt özgürlük hareketinde ve Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde ezilenlerin sesi olma adına en ağır bedelleri ödemekte bir an bile tereddüt etmemiş, halklarımızın bugünkü kazanımlarının açığa çıkmasında eşsiz katkılar sunmuş olan Murat Ağabeyimizin mücadelesini buradan bir kez daha şükranla ve saygıyla anıyoruz. Türk’ü, Kürt’ü, kadını, genci, Alevisi, işsizi, emekçisi, yani Türkiye’deki tüm ezilenlerin yürüttüğü mücadelenin, sonuç alıncaya kadar her tarafında bulunacağımızı, Murat Başkan’ın yaşam pratiğinde hepimize bir görev olarak tanımlanmış olarak değerlendiriyoruz.” 4 eski bakanın katılmadığı grup , toplantısında Davutoğlu i Kılıçdaroğlu’na yüklend Üstü kapalı tehdit “Toplantı salonunun ziyaretçi bölümüne geçin” mesajı gönderdiği öğrenildi. Başbakan Davutoğlu da Meclis Soruşturma Komisyonu kararı ile ilgili olarak, yasal ve anayasal olarak komisyona herhangi bir şekilde etkide bulunmanın suç olduğunu dile getirdi. Davutoğlu, komisyonların mahkemelerde savcıların yürüttüğü bir fonksiyon yürüttüklerini ve nihai hükmü vermediklerini belirterek, “hiçbir komisyon üyesine şu veya bu şekilde bir telkinde bulunmadıklarını” ileri sürdü. “Ama CHP ve diğer muhalefete baktığınızda her gün ihsası reyde bulundular. Bu konu bu kadar açık idiyse niçin Soruşturma Komisyonu’na ihtiyaç hissedildi. Soruşturma Komisyonu çalışırken ihsası reyde bulunmak bir suçtur” diyen Davutoğlu, komisyonun “kendi vicdanıyla, kendi hukuk anlayışı içinde bir karar verdiğini” iddia etti. Davutoğlu, komisyon sonucunu 4. Murat benzetmesiyle de açıklamaya çalışarak şunları söyledi: “4. Murat’a atfedilen güzel bir söz vardır. ‘Geçme namert köprüsünden ko götürsün su seni, yatma tilki gölgesinde ko yesin aslan seni.’ Tilki hesabı içinde küçük hesaplarla Ak Parti kadroları üzerinde birtakım yönlendirmelerde bulunmak isteyenler bilsinler ki biz namerdin köprüsünden hiç geçmedik. Kendi mücadelemizi kendimiz veririz. Neyi ne zaman yapacağımıza biz karar veririz. Hangi tedbiri ne zaman alacağımıza biz karar veririz. Hiç kimsenin küçük tilki hesaplarıyla yönümüzü değiştirmeyiz. Soruşturma Komisyonu’nun objektif raporuna saygı duyarız. Meclis’imizin takdirine saygı duyarız. Bu süreçte ve bundan sonra kaldığımız yerden yolumuza kesin bir kararlılıkla devam ederiz.” Suriye sınırında alıkonulduğu açıklanan ve önceki gün MİT’in operasyonuyla Türkiye’ye getirildiği belirtilen astsubaya geçmiş olsun dileklerini de ileten Davutoğlu, MİT’i çalışmalarından ötürü tebrik etti. Tam o sırada salondan “İşte ordu işte komutan” sloganları yükseldi. Davutoğlu da bu sloganlara, “İşte millet işte hizmetkârınız” yanıtını verdi. Davutoğlu, CHP’yi “paralel yapı ile işbirliği yapmakla suçlayan” CHP’li vekil Birgül Ayman Güler’in sözlerine de atıfta bulunarak, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “hesap verme makamında bulunduğunu” ileri sürdü. Davutoğlu, “Bu paralel çetenin iç ve dış odaklarla yürüttüğü darbe teşebbüsünün de içinde yer aldınız. Hiçbir gelişme bu gerçeği örtemez” diye konuştu. CHP’li Şişli Belediyesi’nde yaşanan olayları da anımsatan Davutoğlu, “burada demokrasiden önce pazarlık kültürü yürütüldüğünü, babadan oğula geçen bir saltanat kültürü olduğunu” ileri sürdü. Davutoğlu, “Pazarlıktan, şantajdan, şiddetten, saltanattan demokrasi ve cumhuriyet çıkar mı? Çıkmaz. Şişli ölçeğinde bile bunu başaramayanlar Türkiye ölçeğinde hangi iddiada bulunabilirler? Bunların hiçbir zaman demokratik zihniyeti olmadı” ifadelerini kullandı. sorunu var’ ‘Sağlık Bakanı’nın sağlık Bahçeli, çıkışta gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun “Yüce Divan’a güvenmiyoruz” şeklindeki açıklamasının da sorulması üzerine Bahçeli, “Sağlık Bakanı’nın sağlık sorunu vardır. Bu sorunu Anayasa Mahkemesi’nde değil Sağlık Bakanlığı’na bağlı güzide hastanelerden bir tanesinde aramalıdır” yanıtını verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis Soruşturma Komisyonu’nun 4 eski bakanla ilgili verdiği “Yüce Divan’a gitmelerine gerek yok” kararını “4. Murat’a atfedilen sözle” savundu. “4. Murat’a atfedilen güzel bir söz vardır. ‘Geçme namert köprüsünden ko götürsün su seni, yatma tilki gölgesinde ko yesin aslan seni.’ Tilki hesabı içinde küçük hesaplarla Ak Parti kadroları üzerinde birtakım yönlendirmelerde bulunmak isteyenler bilsinler ki biz namerdin köprüsünden hiç geçmedik” diyen Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da “Kılıçdaroğlu hesap verme makamında” diyerek, üstü kapalı şekilde “tehdit etti”. Davutoğlu, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu. Meclis Soruşturma Komisyonu’nda alınan kararla Yüce Divan’a sevk edilmeyen eski bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler ve Erdoğan Bayraktar’ın grup toplantısında yer almamaları dikkat çekerken, izleyici locasındakilerin azlığı nedeniyle AKP yönetiminin vekil danışmanları ve sekreterlerine ‘Burada vesayet kültürü var’ n Haber Merkezi Gezi Direnişi sırasında attığı tweet’lerle hayran kitlesini dönüştüren şarkıcı Atilla Taş, 4 eski AKP’li bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesini attığı mesajla “ti”ye aldı. AKP’ye yakın mesajlarıyla dikkat çeken manken Tuğçe Kazaz da dün tüm ülkeyi etkisi altına alan kar yağışına ilişkin tepki çeken Twitter mesajı attı. Twitter’da kendine has üslubuyla fenomen haline gelen şarkıcı Atilla Taş, Meclis Soruşturma Komisyonu’nun, yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan 4 eski bakanın Yüce Divan’a sevk edilmemesi yönündeki kararı sonrası attığı tweet’le yine sosyal medyada gündem oldu. Taş, kişisel Twitter hesabından “İş lafa gelince perdelik kefen giyenler, yüce divan’ı görünce, gömülmekten vazgeçtiler. :))” diye yazdı. Ünlü şarkıcının bu tweet’i pek çok kullanıcı tarafından saniyeler içinde retweetlenirken bazı kullanıcılar da sanatçıya eleştirilerde bulundu. Son dönemde yaptığı açıklamalarla dikkat çeken manken Tuğçe Kazaz’ın da kar yağışı ile ilgili mesajına sosyal medyadan çok sayıda tepki geldi. Kazaz’ın “İstanbul da çok güzel kar yağıyor. Karın mikropları temizledigi malumumuz. Keske paralelcilerin ve anti demokratik laiklerin üzerine de yağsa” şeklindeki tweeti’ne kısa sürede yorum yağdı. Taş’tan aklama, Kazaz’dan paralel tweet’leri C M Y B