23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 ŞUBAT 2014 CUMA CUMHURİYET ekonomi@cumhuriyet.com.tr SAYFA EKONOMİ 13 Tüketici güveni endeksi şubat ayında 69.2 ile 2010’dan bu yana en düşük seviyesine indi Güven yerle bir 17 Aralık’tan sonra tüketicilerin geleceğe bakışı iyiden iyiye karamsarlaştı. 100’ün üzerinde “iyimserliği”, 100’ün altındaki değerlerde “karamsarlığı” gösteren endeksteki sonuçlar karamsar bir gelecek gösteriyor. Beklentilere göre harcamalar kısılıyor, satışlar daralıyor, işsizlik artıyor. Ekonomi Servisi Yolsuzluk operasyonunun patladığı 17 Aralık’tan sonra düşmeye başlayan tüketici güveni, daha sonraki zaman içinde adım adım gerileyerek şubat ayında yerle bir oldu. Endeks, şubatta 69.2 ile Şubat 2010’dan bu yana en düşük seviyesine indi. Bir önceki aya göre yüzde 4.3 düşen tüketici güveni, 17 Aralık’tan bu yana 8.3 puan geriledi. Endeksin her geçen ay biraz daha düşmesi, yolsuzlukların üstüne gidilmesi yerine, “paralel yapıya karşı” olduğu söylenen sürgünler ile HSYK, MİT ve internet yasa değişikliklerinin “yolsuzlukların üzerini külleme” olarak algılanmasından kaynaklandı. Bilindiği gibi tüketici güven endeksi, tüketicilerin mali durumlarını, ileriye bakışlarını ve beklentilerini ölçerek yakın gelecekteki harcama niyetlerini belirlemeye ilişkin verileceki aya göre 3.2 oranında (16.8) azalıyor. Tüketici kredisi kullanma olasılığında yüzde 2.8 gerileme var. Tasarruflarda yüzde 2.6 azalma olasılığı görünüyor. İş bulma olanaklarında yüzde 1.2 daha daralma olasılığı güçlü. Tablo, dayanıklı tüketim malı satışları için de alarm veriyor. Endeksin alt kalemlerine göre tüketicilerin geleceğe ilişkin umutları daha da kararıyor. Genel ekonomik durum beklentisinde geçen aya göre yüzde 3.9’luk kötüleşme var. Bir ay içinde önümüzdeki 12 aya ilişkin işsizlikteki artış beklentisinde yüzde 2.8, gelecek 12 aylık döneme ilişkin maddi durum beklentisinde yüzde 2.7, tasarruf etme ihtimalinde yüzde 15.8 oranında kötüleşme görünüyor. Ekonominin diğer göstergeleri de tüketici güvenindeki bozulmayı doğruluyor. 17 Aralık’tan bu yana TL, dolar karşısında yüzde 10 değer yitirmiş durumda. Bu süreçte Merkez Bankası politika faizini 5.5 puan artırarak yüzde 10’a çıkardı. Yüzde 4 hedeflenen büyüme oranı üzerine yapılan tahminler yüzde 3’lere ve altına doğru geriliyor. Tüketici güveninde geçen yıl Gezi protestolarının başlaması ile sert düşüşler görülmüş, Haziran’da 78.5 olan Eylül’de 72.1’e gerilemişti. Hakan Bayman Brisa 2013 sonuçlarından memnun la kıyasla yüzde 12.6 artış kaydederek 20.3 milyon adet seviyelerinde gerçekleşti. Artış özellikle binek ve hafif ticari araç lastikleri segmentinden geldi. Yurtiçi ciromuz yüzde 9, şirket genelinde ciromuz yüzde 5 arttı. Yılın ikinci yarısında finansal piyasalarda baş gösteren olumsuzluklara karşın, daha kârlı ürünlere yöneliş, maliyetlerde iyileşme, disiplinli masraf yönetimi, kur riskine karşı alınan hedging önlemleri sayesinde şirket kârlılığı önemli seviyede ” dedi. OcakAralık 2013 döneminde kuruluşun satış gelirleri, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artışla 1 milyar 489 milyon liraya çıkardı. Ekonomi Servisi Türkiye lastik sektörü lideri Brisa, büyüyen iç pazarda, pazar payıyla birlikte brüt kâr, faiz ve vergi öncesi kâr, faaliyet kârı ve net kâr marjlarının tamamını 3 ila 4 puan civarında artırdı. Buna göre şirketin satış geliri 1 milyar 489 milyon TL olurken, net dönem kârı ise yüzde 51’lik artışla 144 milyon TL olarak gerçekleşti. 2013 yılı finansal sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman, “2013’te Türkiye’de toplam lastik satış miktarı bir önceki yı ri içeriyor. Endeks 100’ün üzerinde “iyimserliği”, 100’ün altındaki değerlerde de “karamsarlığı” gösteriyor. Endeksteki düşüş, tüketicilerin gelecek 6 ay içerisinde satın alma gücünün düşeceğini, genel ekonomik durumun olumsuz değişim göstereceğini, iş bulma olanaklarının zayıflayacağını ve bir dayanıklı tüketim malı almak için ortamın pek uygun olmadığını düşündükleri anlamına geliyor. TÜİK’in Merkez Bankası işbirliği ile her ayın sonunda açıkladığı bu endeks şubat ayında tüketici güveninin yüzde 4.3 daha düştüğünü gösteriyor. Açıklanan endekse göre tüketicilerin gelecek 6 ay içinde dayanıklı tüketim malı satın alma ihtimali bir ön Denizbank’ın kârı yüzde 40 arttı Ekonomi Servisi Denizbank, 2013 yılı finansal sonuçlarını açıkladı. Bankanın konsolide net kârı, 2012’ye göre yüzde 40 artarak 1 milyar 11 milyon liraya yükseldi. 2013’te aktiflerinin konsolide bazda 80 milyar TL’ye dayandığını ifade eden Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, özkaynaklarının yüzde 29 büyüdüğünü, ana fon kaynağı olan mevduatın ise yüzde 42 artırarak 49 milyar 702 milyon liraya ulaştığını söyledi. DenizBank’ın 2013 konsolide net kârı, 2012’ye göre yüzde 40 oranında artarak 1 milyar TL’y 1 milyar TL’yi aştı. Citibank Bireysel Bankacılık Bölümü’nün satın alımının performanslarına katkı sağladığına dikkat çeken Ateş, “Satın alımla aramıza katılan 1340 arkadaşımıza ek olarak 3 bin 400 işe alım gerçekleştirdik. Çalışan sayımızı yüzde 24 artırdık. Hissedarımız Sberbank’tan aldığımız destekle de 2014’te enerji, inşaat, altyapı, turizm ve eğitim başta olmak üzere, pek çok sektörde yeni yatırım planlarımız var” dedi. TÜİK’ten TÜİK’in, sanayi sektöründeki üreticilerin yurtdışına sattıkları ürünlerin fiyat değişimini yansıtan yeni verisi YDÜFE’de ocak itibarıyla yüzde 5.73 artış görünüyor. yeni endeks ‘Sebep siyasi gerilim’ TİSK, yılın ilk iki ayında ekonominin yönünü ekonomik gerçekleşmelerden çok, siyasi gelişmelerin belirlediğini vurgulayarak bu tehditin devam ettiğini vurguladı Ekonomi Servisi Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), 2014’ün ilk iki ayında ekonominin yönünü ekonomik gerçekleşmelerden çok, siyasi gelişmelerin belirlediğini vurgulayarak, “Türkiye’deki siyasi gerilimler ekonomiyi tehdit etmeye devam ediyor. Siyasi çalkantıların sona ermesi, ekonominin sağlığı için ön şart niteliği taşıyor” dedi. TİSK’in Şubat 2014 Ekonomi Bülteni’ninde, Hindistan ve Türkiye, dış dengenin en riskli görüldüğü ülkeler arasında yer aldı. TİSK şu değerlendirmelerde bulundu: * Dayanıklı tüketim malı üretimi zayıfladı. 2014 yılı için ihracata ümit bağlandı. * Sanayi ciro endeksi aralıkta yıllık bazda yüzde 17.3 arttı, 2013’te sanayide ciro 2012’ye kıyasla yüzde 9.3 yükseldi. Ancak dayanıklı tüketim malı sektörü yüzde 3.6 kayıp yaşadı. * Kasımda işgücü ne katılma ve istihdam oranı geriledi. İşsizlik oranı yüzde 9.9’a, kentlerdeki genç işsizlik yüzde 2.1’e çıktı. Yapısal önlemler alınmazsa 2014’te işsizliğin yaygınlaşması sürpriz olmayacak. * Aralık 2013 dış ticaret verileri, dış denge açısından bu yılın iyi bir noktada bitirilmediğinin göstergesi. Dış ticaret açığı yüzde 18.7 büyüdü. Cari açık 2013’te üçte bir genişledi. 2013’te TL’nin kaybına rağmen ihracatın azalmış olması, sanayinin ara malı imalatına yöneltilmesi gerekliliğini ifade ediyor. * Yükselen kur, TCMB’nin 2014 enflasyon hedeflerini geçersiz kıldı. Türkiye 1980’den bu yana kurfaizenflasyon kısır döngüsü içinde. Bu kısırdöngünün kırılması, kamuözel işbirliği ile sanayi sektöründe yapısal dönüşüm sağlanmasına bağlı; ancak siyasi gerilimin sona erdirilmesi öncelik oluşturuyor. Ekonomi Servisi Türkiye İstatistik Kurumu /TÜİK) ocak ayına ilişkin “Yurtdışı Üretici Fiyat Endeksi” (YDÜFE) verilerini dün ilk kez açıkladı. Yeni endeks, yurt dışına ihraç edilen ürünlerin üretici fiyat değişimlerini ölçüyor. Sanayi sektöründeki üreticilerin yurtdışına sattıkları ürünlerin fiyat değişimini yansıtan endeks, ocakta aylık bazda yüzde 5.73, yıllık bazda ise yüzde 22.48 artış gösterdi. Ocakta bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörler, yüzde 8.73 ile temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları, yüzde 8.34 ile kauçuk ve plastik ürünler, yüzde 8.26 ile de tütün ürünleri olurken en az artış görülen sektörler ise yüzde 1.96 ile deri ve ilgili ürünler, yüzde 4.15 ile ana metaller, yüzde 4.26 ile tekstil ürünleri olarak gerçekleşti. Las Vegas’tan 3 ödülle döndü Ekonomi Servisi Dijital Signage (Dijital Bilgi Ekranları) Federasyonu tarafından Las Vegas’ta düzenlenen, Dijital Bilgi Ekranları Fuarı’nda (DSE) ödüller sahiplerini buldu. Marka iletişimi, reklam ve deneyim tasarımı alanlarında hizmet veren Dreambox (İstanbul) DSE’den 3 büyük ödülle döndü. 30’un üzerinde ülkeden BMW, Adidas, AT&T gibi önemli markalara ait 100’ün üzerinde projenin katıldığı DSE ödüllerinde Dreambox, Samsung Smart TV projesiyle altın APEX ve Content (İçerik) ödüllerini aldı. Kurucusu Çağrı Öztoksoy olan Dreambox’un, 4D Video Mapping projesiyle altın APEX ödülüne layık görüldü. Akıllı TV fikrinden yola çıkan projede, davetlilerin mekâna adım attıkları andan itibaren Smart TV dünyasına girdikleri bir ortam yaratılmıştı. Ekonomi Ekonomi Servisi Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Osman Zeki Özger, Türkiye’deki siyasi belirsizliklerin ekonomiyi de olumsuz etkilediğini vurgulayarak ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz yükselteceği de düşünüldüğünde en az iki yılın sıkıntılı geçeceğini söyledi. Çok dikkatli olunması gereken bir dönemden geçildiğini ifade eden Özger “İçinde yaşadığımız genel siyasi endişeler birtakım zigzaglara neden oluyor. ABD’de faiz artışı gelecek yıldan itibaren bir tehdit. Dış kaynakların maliyeti yükselecek. Banka dışı finansal sektörde borcunu geri ödemeyenlerin oranı şu anda yüzde 1. Ancak bu oran artacak” dedi. ‘Finansal Kiralama, Faktoring ve Türkiye’deki siyasi belirsizliklerin ekonomiyi de etkilediğini söyleyen Özger, “Çok dikkatli olmamız gereken bir dönemdeyiz. Fed kararı da buna eklenince 2 yılı sıkıntılı geçireceğiz” dedi. Finansman Şirketleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından kurulan Finansal Kurumlar Birliği, toplam aktif büyüklüğü 66 milyar lira olan finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerini tek çatı altında topladı. Birlik, Türkiye finans sistemindeki aktiflerini bu yıl yüzde 25 civarı artırmayı hedefliyor. Özger, birlik olarak banka dışı finansal sektörün toplam ekonomideki payının artırılması için çalışacak 2 yıl daha düzelmez larını; bu yıl sonunda aktif toplamını 81 milyar liraya çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Özger, “Üyelerimizin toplamda 119 milyar liranın üstünde finansal işlem hacmi var. Üç sektör reel sektöre toplamda yaklaşık 60 milyar liralık kısa ve orta vadeli ticari ve tüketici finansmanı ile uzun vadeli yatırım finansmanı sağlıyor. Bu yıl sonunda krediler toplamını 73 milyar liraya, toplam işlem hacmini de 143 milyar liraya çıkarmayı hedefOsman liyoruz” diye Zeki Özger konuştu. AB’de bölgesel gelir farkı 11 kat BRÜKSEL (AA) Avrupa Birliği’nde (AB) kişi basına düşen milli gelir, en zengin ve en fakir bölge arasında 11 kat fark gösteriyor. AB’nin en zengin bölgesi Londra’da kişi başına gelir AB ortalamasının yüzde 321’ine karşılık gelirken en fakir bölgeler olan Bulgaristan’ın kuzeybatısındaki Severozapaden ve Romanya’nın kuzeydoğusundaki Nordest’te kişi başına gelir AB ortalamasının yüzde 29’una iniyor. AB’nin en zengin diğer bölgeleri, kişi başına gayri safi milli hasılası AB ortalamasının yüzde 266’sına denk gelen Lüksemburg, yüzde 222’sine denk gelen Brüksel ve yüzde 202’sine denk gelen Hamburg. En zengin 20 bölgenin 5’i Almanya’da, en fakir 20 bölgenin ise 6’sı Romanya, 5’i Bulgaristan, 5’i Polonya, 4’ü Macaristan’da. Topçu, mayıs ayında Lufthansa’ya gelecek yeni yönetimle tekrar masaya oturup görüşeceklerini söyledi. THY’nin, Bank Asya’daki hesaplarını sıfırladığını açıkladı. Ekonomi Servisi Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Lufthansa ile görüşmelerde kesilme olmadığını belirterek mayısta tekrar masaya oturacaklarını söyledi. CNN Türk’te katıldığı programda soruları yanıtlayana Topçu, “Biz Lufthansa ile aramızda belki uzlaşamayacağımız konular var ama ortada da bir SunExpress gerçeği var. Yüzde 5050 ortaklığımız çok iyi devam ediyor. Lufthansa’da mayısta yeni CEO geliyor. Yeni yönetimle tekrar masaya oturup yeni bir sinerji oluşturabilir miyiz, yeni ortaklıklar kurabilir miyiz görüşeceğiz” dedi. Topçu, geçen hafta itibarıyla Bank Asya’da hiç bir hesaplarının kalmadığını söyledi. Söz konusu hesapların geri çekilmesi hükümet cemaat geriliminde gündeme gelmişti. THY, Lufthansa ile yeniden görüşecek Dolar iki ateş arasında Ekonomi Servisi Yaklaşan seçimler öncesi devam eden iç siyasi endişeler ve Ukrayna’daki jeopolitik risklerle önceki gece 2.2525’e kadar yükselerek üç haftanın en yüksek seviyesini test eden dolar/ TL dün de 2.2403’e kadar yükseldi, sepet bazında TL ise 2.65’in üzerine çıktı. Lira dört gündür değer yitiriyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci bir ses kaydının ortaya çıkması piyasalarda endişeleri alevlendirdi. AKP’nin seçim mitinglerini iptal ettiği ve Erdoğan’ın sağlığı konusunda ortaya atılan iddialar belirsizliği daha da artırdı. Erdoğan’ın planlandığı üzere Burdur mitinginde konuşmaya başlamasının ardından piyasalar da sakinleşti. Gün içinde görülen en düşük seviye olan 2.2260’ya kadar gerileyen dolar/TL, serbest piyasada 2.2320 TL’den kapandı. Kur, Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ilk kasetin yayımlanması öncesi pazartesi akşam saatlerinde 2.1763 seviyesindeydi. Dolar/TL iç siyasi endişeler ve Ukrayna’daki jeopolitik risklerle 2.24’ün üzerine çıktı. Başbakan Erdoğan’ın planladığı gibi Burdur mitinginde konuşması sonrası piyasalar az da olsa sakinleşti Bankacılar yaklaşan seçimler öncesi siyasi gelişmelerin ve siyasilerin söylemlerinin önümüzdeki dönemde de kur ve faiz üzerinde zaman zaman belirleyici olabileceğini ve yakından takip edilmeye devam edeceğini belirtti. Dolar hafta başından bu yana lira karşısında yüzde 3.24 değer kazandı. Gelişen piyasalar içinde son dönemde en çok değer kaybı yaşayan lira, dolar karşısında son bir yılda yüzde 20, yıl başından bu yana yüzde 3.7 değer kaybetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear