17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada onurlandırdıkları binlerce insanımızın katili oturuyor. Kamuoyuna basılan havaya göre “sayın cani”; Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi’nden huzuruna gelmesini saptadığı üç isme barışı sağlayacak yol haritasını açıklayacak(tı). İmralı’daki beş saat süren görüşmeden sonra açıklandığına göre beklenen yol haritası ortada yok! Devletle arasında demokratik anayasa ve demokratik Türkiye konusunda ayrılık olmadığını söylüyor. Demokratik bir anayasa konusunda devletle aynı görüşte olduğunun altını çizmekle yetiniyor. Kısa açıklamasında, örneğin PKK’nin ne zaman ülkeyi terk edeceği, silahları ne zaman bırakacağı  konularıyla ilgili ufak bir işaretin zerresi yok. Görüşmeden sonra heyete yaptırdığı kısa açıklama... .....vereceklerine karşılık alacaklarını içeren.. kısacası ilk günden öngördüğü pazarlığın işareti. HHH Öcalan’dan, PKK’den silah bırakmasını, ülkeyi hemen terk etmesini beklemek ve böyle bir umuda bu aşamada kapılmak ancak safdillere özgü bir yargı. Dayatacağı koşulları elde etmelerini sağlayacak silahı olan PKK’yi, bir kalemde karşı koşullar gerçekleşmeden yurtdışına neden göndersin? Bu nedenle PKK’nin silah bırakıp yurdu hemen terk etmesi söz konusu bile değil. Gider gibi olsa da PKK silah elde sınırın hemen ötesinde, içerideki gelişmelere göre harekete hazır bekleyecek! HHH Hükümetle (devletle) pazarlığın ilk işareti ilk kısa açıklamasında. Doğru veya yanlış, devletin yasalara dayanarak içeri attığı KCK’lilerle PKK’nin dağa kaçırıp aylardır esir tuttuklarını aynı kefeye koyuyor. Tarafların elindeki “ tutsakları ” serbest bırakmasını isterken bir de insanlık gösterisi yapıyor: Devlete de, PKK’ye de “tutsaklara iyi bakmalarını” öneriyor! Küstah tutsak tanımına, medyamızın yalaka yandaş cephesi bile tek bir yorum, tek bir demeçle karşı çıkmıyor. HHH Öcalan’ın öne sürdüğü koşul, elbette genelde kabul gören bir koşul: Yeni ve demokratik bir anayasa! Lakin İmralı’da yeni ve demokratik anayasayı masaya yatırarak hangi dayatmalarının bu anayasada yer almasını planladığı bilinmiyor... Üç mektup yazmış. İlkinde şayet demokratik bir anayasa yapılmazsa Türkiye Arap ülkelerinde yaşanan kaosun kucağına düşecekmiş. Hey gidi dünya. Sayın cani de oldu bir devlet adamı! Yol haritasının amacını ve içeriğini açıklayacağını söylediği diğer mektubu yeni anayasanın tabii Kürt amaçlarına  göre nasıl bir demokratik anayasa olması gerektiğini içerecekmiş. Heyet üyesi İslami kökenli Altan Tan, sözüm ona kamuoyunu aydınlatma gibi önemsedikleri bir görevi üstlenerek CNN Türk’te “Tarafsız Bölge”de konuştu. Uluslararası evrensel kural ve koşulların, örneğin anadilinde eğitimin de, demokratik özgürlüğün de, Türk sözcüğünün de yeni anayasada yer almasını elbette Öcalan’ın da doğal karşılayacağına değindi. Dikkati çeken nokta; Öcalan’ın bu mektubu Kandil’e de gönderiyor ve silahlı gücün ülkeyi terk etmesi koşuluna, Kandil’in karşı koşullarını açıklamasını ekliyor olması. İkinci mektupta yazdığı anayasal önerilerine iki üç hafta içinde BDP’den, hükümetten (devletten) ve Avrupa’dan olumlu yanıtlar almazsa Apo’nun şantaj, tehdit kokan tehdidini... ....Altan Tan, elbette yürekten katıldığını kanıtlayan ses tonuyla iftiharla açıkladı: “Benden bu kadar! Bundan sonra başınızın çaresine bakın” diyeceğini ve aradan çekileceğini iki kez yineledi! HHH Birleşik Arap Emirlikleri’nde hafta sonu tatili geçirirken BDP’nin İmralı ziyaretiyle ilgili arkadaşlarından dönünce bilgi alacağını söyleterek yorum yapmadı RTE. Oysa Ankara’ya dönmeyi beklemesine gerek yoktu. Görüşmeyi baştan sona izleyen MİT görevlisinden genel hatlarıyla görüşmenin özetini aldı RTE; beş aydır süregelen MİTİmralı sürecinde Öcalan’ın yeni demokratik anayasayla ilgili görüşlerini öğrenadiği için zaten önceden biliyor. Bu konulara değinmedi. Ama Öcalan’ın hiç değinmediği, PKK’nin ülkeyi terk etmesi koşulunu, görüşme sürecinin devam etmesindeki tek ve değişmeyen koşulu yeni koşullar ekleyerek bir kez daha ilan etti. Öcalan, Başbakan’ın öne sürdüğü PKK’nin silah bırakıp ülkeyi terk etmesi koşuluna önümüzdeki bir iki hafta sonra evet diyecek mi? Kuşkulu! Alttan, üstten, yandan koşullar öne sürecek mi? Olabilir! HHH Çözüm sürecinin devam etmesini her şeyin üstünde gördüğünü söyleyerek bugünlere gelen RTE... ....PKK’nin, ülkeyi terk etmesi yerine, örneğin ateşkes ilan ederek dağlarımızdaki, kentlerimizdeki varlığını muhafaza etmesine ses çıkarmayarak... ....halktan destek gören ilk ve son koşuldan vazgeçebilir mi? On yıldır o kadar çok döndü ki söylediklerinden... ...bir kez daha dönerse şaşıracak mısınız? Sıra sosyal tesislerde MUSTAFA ÇAKIR HABERLER TBMM’ye sunulan tasarıya göre kamuya ait sosyal tesisler satılacak, katarsa karşılığı TOKİ’ye verilecek TRT’DEN ‘REKLAM’ AÇIKLAMASI Savunma raporla ANKARA Kamuya ait sosyal tesislerin satılması, katarsa karşılığı inşaat yaptırılmasının önü açılıyor. Bu amaçla Toplu Konut İdaresi’ne de (TOKİ) yetki veriliyor. 27 Mayıs darbesinin ardından yargılamaların yapıldığı Yassıada kültürel ve turizm amaçlı yatırımlara açılıyor. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı TBMM’ye sunuldu. Tasarıya göre vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları kamu TALANA KAPI ARALANDI T asarıyla Hazine arazilerinin başka arazilerle değiştokuş yapılmasının da yolu açıldı. Kamu hizmetlerinin yerine getirilebilmesi veya Hazine taşınmazlarının daha etkin ve verimli şekilde yönetilmesi amacıyla, Hazine’nin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile mülkiyeti gerçek ve tüzelkişilere ait taşınmazlar “trampa” edilebilecek. Öte yandan mülkiyeti Hazine’ye veya kamu idaresine ait olan taşınmaz da “daha çok ihtiyacı olan” başka bir kamu idaresine tahsis edilebilecek. laştırma yoluyla taşınmaz edinemeyecek. 27 Mayıs darbesinin ardından başta dönemin başbakanı Adnan Menderes olmak üzere Demokrat Parti üyelerinin de yargılandıkları Yassıada ile Sivriada, kültürel ve turizm amaçlı yatırımlara açılacak. Bu kapsamda gerçekleştiri lecek yatırımlar yapişletdevret modeliyle yaptırılacak. Projenin amaçlanan süre ve şekilde gerçekleştirilebilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yetki verilecek. Proje kapsamında Yassıada ve Sivriada’da yapılacak olan planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile di ğer düzenlemeler Kıyı Yasası hükümlerine ve diğer mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlere tabi olmayacak. Tasarıyla kamuya ait sosyal tesislerin satılması, kat/ arsa karşılığı inşaat yaptırılmasının da yolu açıldı. Buna göre, kamu kurumlarının mülkiyetinde ve tasarrufunda bulunan sosyal tesislerin, bu tesislerin maliki idarelerin kendilerince, Maliye Bakanlığı’nca, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca veya TOKİ tarafından satılması, kat/arsa karşılığı inşaat yaptırılması veya diğer yöntemlerle değerlendirilmesine, Maliye Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu’nca karar verilecek. çelişti FIRAT KOZOK Eğitim Sen tepkili: Rapor hedef gösterdi MARDİN (Cumhuriyet) Mardin Eğitim Sen, Artuklu Üniversitesi’nde bir grup akademisyenin YÖK ve bazı devlet kurumlarına üniversite yönetimini şikâyet eden ve bazı akademisyenleri “İslami kesime uzak olmakla ve ateistlikle” suçlayan raporu kınadı. Eğitim Sen’den yapılan açıklamada, “Raporun içeriğine bakıldığında tekçi, sağcı, Sünniİslamcı, ötekileştirici, hedef gösterici bir dil kullanıldığı, bazı üniversite idarecileri gibi bazı öğretim üyelerinin açıkça jurnallendiği, üniversite kadrosuna dahil edilen birçok meslektaşımızın da raporu kaleme alanlarca tehlikeli olarak tanımlandıkları görülmektedir. ‘Belli önlemler alınmazsa bölgenin Tuncelilileşmeye doğru sürüklenmesi kaçınılmaz bir neticeyle sonuçlanacaktır’ cümlesinden de anlaşılabileceği gibi şeytanlaştırma üslubu kullanılmaktadır. Bu dil, bir ötekileştirme dili olmanın yanı sıra Sünnilik dışındaki bazı inanç ve ideoloji gruplarını açık bir şekilde tehlike olarak tanımlayan, dolayısıyla hedef gösteren bir dildir” denildi. Vehbi Koç Ödülü Hotamışlıgil’e verildi İstanbul Haber Servisi Vehbi Koç Vakfı tarafından her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanlarında verilen Vehbi Koç Ödülü bu yıl sağlık ve bilim alanında başarılı çalışmaları ile Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’e verildi. Vehbi Koç Ödülü’nün 12.’si dün Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç ve Koç ailesi üyeleri ile konukların katılımıyla verildi. Ödül, Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu, Prof. Dr. Turgay Dalkara’nın başkanlığını yaptığı “Seçici Kurul”un önerdiği 3 aday arasından sağlık ve bilim alanında başarılı çalışmalar yapan Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’e verildi. Hotamışlıgil’e ödülünü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç verdi. Hotamışlıgil, Vehbi Koç Ödülü ile birlikte para ödülü olan 100 bin doları da almaya hak kazandı. Törende konuşan Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, “Genç beyinlerin yaratıcı güçlerini ortaya çıkarabilecekleri, meraklarını özgürce takip edebilecekleri ortamları yaratmamız, gerekli eğitim ve araştırma sistemlerini yerleştirmemiz ve doğru stratejileri geliştirip uygulamamız gerekiyor. Vehbi Koç Vakfı da bu misyonu layıkıyla yerine getiriyor” dedi. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç da Vehbi Koç’un toplum sağlığını öncelikli sosyal sorumluluk alanlarından biri olarak gördüğünü ve bu alanda köklü yatırımlar hayata geçirdiğini vurguladı. ANKARA Reklam alım işini özelleştiren ve 3 yılda Sayıştay’ın saptamasıyla 89.2 milyon, kendi hesaplarına göre 150 milyon TL zarar eden TRT, “Sayıştay raporlarını gizlemedik ve gereken ihtarı zamanında çektik” açıklamasını yaptı. Oysa Sayıştay’ın 200 sayfalık raporunda net olarak “Firmanın, reklam ve sponsorluk süre satışlarını yapmaya başladığı 06.10.2009 tarihinden itibaren ödemelerini zamanında yapmadığı veya yapamadığı, kurumun bu konuda firmaya herhangi bir yazılı ihtarının da bulunmadığı görülmüştür” ifadeleri yer alıyor. Cumhuriyet’in TRT’de yaşanan reklam skandalına ilişkin haberi yankı uyandırdı. Sayıştay’ın reklam alım işinin özelleştirilmesi sonrasında yaşanan usulsüzlükleri saptadığı raporuna ilişkin önceki gün “Sayıştay’ın raporunda belirtilen hususta firmayla anlaşmazlığımız olduğu doğrudur. Ancak kurumun alacağı 89 milyon değil, faiz ve cezalarla birlikte bizim hesapladığımız şekliyle yaklaşık 150 milyon TL’dir” diyen TRT yöneticileri, skandalın ardından yazılı açıklama yapmak zorunda kaldılar. TRT’nin yaptığı yazılı açıklamada, kurumun 2009 yılında reklam alma hizmetlerini özelleştirdiği ve bu yöntemle reklam gelirlerini yüzde 350 artırdığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “TRT ile TRT adına reklam alan firma arasında hukuki bir ihtilaf çıktığı doğrudur. Ancak haberde yazıldığı gibi TRT’nin Sayıştay raporlarını gizlediği ve gereken ihtarı çekmediği kesinlikle yalandır. TRT reklam toplama hizmetlerini alan firmadan bugüne kadar 166 milyon lira tahsil etmiştir. İhtilaf konusu olan 81 milyon liraya da faiz ve ceza miktarını da eklemiştir. TRT, firma ile anlaşmazlığa düşünce gereken ihtarları göndermiş ve sonuç alamayınca da Ankara mahkemelerinde dava açmıştır. Konu yargıdadır ve yargılama sonucu beklenmektedir.” Sayıştay raporunun 105. sayfasında, firmaya karşı gereken refleksin hızlı bir şekilde gösterilemediği aynen şu cümlelerle ifade ediliyor: “Firmanın, reklam ve sponsorluk süre satışlarını yapmaya başladığı 06.10.2009 tarihinden itibaren ödemelerini zamanında yapmadığı veya yapamadığı, kurumun bu konuda firmaya herhangi bir yazılı ihtarının da bulunmadığı görülmüştür.” Öte yandan TRT yetkilileri, Sayıştay raporunda ve Cumhuriyet’in haberinde yer alan rakamların tamamının doğru olduğunu dün de doğruladı. İşte rapordaki o cümleler ET KOMBİNASINDA YOLSUZLUK ‘Yok sayılmışlar’ para gitti İstanbul Haber Servisi “Düşümdeki Uçurtma” belgeselinin gösterimi yapıldı. Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Başkanı ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, DMD hastalığının anneden yalnızca erkek çocuğa geçen, genetik ve ilerleyici bir kas hastalığı olduğunu belirterek hasta çocuk doğumunun önlenebilmesi için taşıyıcı olduğu tespit edilen annelerde doğum öncesi tanı yapılabileceğini, ailenin istemesi halinde hasta çocuk doğumunun engelenebileceğini kaydetti. Her 3 bin 500 erkek çocuk doğumundan birinde ortaya çıkan ve bir tür kas hastalığı olan “DMD’ye (Duchenne Muscular Distrofi)” dikkat çekmek amacıyla hazırlanan “Düşümdeki Uçurtma” adlı belgeselin galası önceki akşam Cemal Reşit Rey Salonu’nda gerçekleştirildi. Belgeselde, böyle bir hastalık karşısında ailelerin, aydınlanmadan ve bilimden habersiz, bilgisizliği, çaresizliği sergilenerek, yaşanan olanaksızlıklar dile getiriliyor. Ömrünün önemli bir bölümünü derneğin amaçlarına vakfeden Prof. Dr. Özdemir, derneğin zorluklar içeresinde, yeterli destekten yoksun bir şekilde kas hastalarına hizmet vermeye çalıştığını belirtti. Türkiye’de yaklaşık 100 bin kas hastası olduğunu tahmin ettiklerini anlatan Prof. Özdemir, derneklerinin yalnızca 810’u aşmayan gönüllü ve bazı dostların bağışlarıyla etkinliklerini sürdürebildiğini kaydetti. Çuvalla Türbana karşı çıktığı için cezalandırılan öğretim üyesine uluslararası destek ‘Pekünlü görevini yaptı’ HİCRAN ÖZDAMAR MİNİKLER CUMHURİYET’İ GEZDİ Özel Saklı Dünyam Anaokulu öğrencileri Cumhuriyet’i ziyaret ederek gazetemizi gezdi. Okul müdürü Hikmet Dolun Binzirger de Cumhuriyet’i yeni öğrencileriyle her yıl ziyaret ettiklerini belirterek “Cumhuriyetin bugüne kadar gelmesinde önemli bir payı olan gazeteyi öğrencilerim yakından görsünler istiyorum” dedi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) İZMİR Üniversitede türbana karşı çıktığı için 25 ay hapis cezasına çarptırılan emekli Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü’ye uluslararası destek geldi. Dünyaca ünlü bilim dergisi Science’nin bilim politikalarıyla ilgili en son haber ve analizleri içeren “ScienceInsider” bölümün de yer alan yazıda, akademi dünyasının endişelerine yer verildi. Dergide yer alan yazıda, çeşitli üniversitelerde öğretim üyelerinin oluşturduğu dernekler tarafından hazırlanan ortak metne yer verildi. Metinde, Pekünlü’nün Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda görevini yaptığı, buna karşılık “eğitim ve öğretimi engellemeyle” suçlandığı belirtildi. Dava nın, idari mahkeme yerine ceza mahkemesinde görüldüğü bildirilerek, bu uygulamanın uluslararası kabul görmüş standartlardan farklı olduğu vurgulandı. Metinde ayrıca mahkemenin 2 yıl 1 aylık cezayı üst sınıra çok yakın bir süre olarak takdir ettiğine de dikkat çekildi. Bu arada “Pakistan Academy of Sciences” internet sitesi de derneklerin Pekünlü’ye destek verdiğini duyurarak ortak metnin tamamını yayımladı.  DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır EtBalık Kombinası’ndaki “zincirleme dolandırıcılık” soruşturması tamamlandı. “Kombina askeriyenin ihalesini aldı. Angus hayvan satın alacağız” diyerek onlarca kişiden kâr payı vaadi ile milyonlarca lira toplayan aralarında Kombina Müdürü Mehmet Faruk Kahraman’ın da bulunduğu 8 sanık hakkında 287 yıla varan hapis istemi ile dava açıldı. İddianamede, kâr payı dağıtılacağı vaadi ile toplanan paranın 8.7 milyon TL olduğu kaydedilirken kombinanın eski müdür yardımcısı Hayati Altıntaş’ın ihbar ettiği para toplama olayının 2009’dan beri devam ettiği belirtildi. Para toplama faaliyeti için “Kombina yakında dışarıdan angus hayvanı satın alacak. Askeriyenin ihalesi alındı. 45 günlük süre için verdiğiniz paraya yüzde 8 vade farkı ödenecek” propagandasının dillendirildiği bilgisine yer verilen iddianamede, toplanan paranın sanık Faysal Karakoç aracılığı ile D. H. isimli bir şirketin yetkilisi Mehmet Durmaz’a aktarıldığı anlatıldı. Para toplama işlemlerinin kimi zaman Kombina Müdürü Kahraman’ın odasında yapıldığı belirtilen iddianamede “Kurum binasına deyim yerindeyse müştekilerin biri girip biri çıktı. Alınan paralar artık çuvallarla kuruma girdi. Kurum ve müdürlük kaşelerinin şüpheli Mehmet Kaymaz’ın elinden düşmemiş oluşu değerlendirildiğinde, kurum müdürü Mehmet Faruk Kahraman’ın, işçisi Mehmet Kaymaz’ın diğer şüphelilerle gerçekleştirdiği bu nitelikli dolandırıcılık eylemine asli olarak iştirak ettiğini göstermektedir” denildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear