17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 BDP’ye ulaşan mektubunda Öcalan ‘Süreç kesilirse Suriye’ye, Irak’a döneriz’ dedi Üç aşamalı plan AYŞE SAYIN İslam Şovenizmi: Öpme, Sansürle Biraz! Bulanık akan bir ırmak düşünürüm, intikam duygusuyla yaşayan yaratıkları... Kendi halkını işkenceden geçiren canileri! Bombalı, mayınlı tuzaklarda ölen Mehmetlerimizi... Uçurumun kıyısına bırakılmış yarı uyanık çocuklar, faili meçhuller, kayıplar, PKK, Hizbullah. 90’lı yılları düşündüm yazıma başlarken... O kan, gözyaşı, ölümler! Bunları anımsadım... Karanlığın kapkara taneleriydi o yıllar... Yollar tutulmuş, kentler korkuya yenik düşmüştü! Kim kimi vuruyor, öldürüyordu? Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Süryani, Ermeni, Yahudi, Rum... Olup bitenleri Susurluk’ta kamyona çarpan Mercedes’in içinden çıkanları görünce anladık. Çok şaşırdık, çok! Kelle avcısı, siyasetçi, polis bir aradaydı! Neler oluyordu? Adına ister devlet içinde örgütlü çete, ister gladyo, ne derseniz deyin, giz perdesi aralanmıştı. Sonrası malum! Bir kez daha anlatmaya gerek yok! Sadece iki ad vereyim yeter: Musa Anter ve Uğur Mumcu... Farklı ideolojilerin iki saygın insanı! Neden öldürüldüler? Bu sorunun yanıtını zaten biliyoruz... ??? Son 3040 yıla baktığımızda, gelmiş geçmiş tüm iktidarlar, devlet içinde örgütlenen “derin yapıyı” nedense ortaya çıkaramadılar. Daha açıkçası üstüne gidemediler. Sakın Ergenekon ve Balyoz’u gösterip “cambaza bak” diye kimseyi kandırmasınlar. Birkaç kişi var, onlara da bu “derin yapı” pek sorulmadı. Sorulsa bile şu yanıtı verdiler: “Her şey vatan için!” Her gelen siyasi iktidar, o derin güçlerin tutsağı oldu. ANKARA Abdullah Öcalan’ın, BDP, PKK ve örgütün Avrupa ayağına iletilmek üzere hazırladığı 21 sayfalık mektup dün sabah Adalet Bakanlığı’nın bilgisi dahilinde BDP Genel Merkezi’ne ulaştı. Öcalan’ın mektupta, örgütün Türkiye sınırı dışına çıkarılması için PKK’nin ilk eylemi olan 1984’teki Eruh saldırısının yıldönümü olan 15 Ağustos tarihini verdiği belirtildi. Mektupta 3 aşamalı plana yer veren ve bunları çatışmasızlık süreci ve PKK unsurlarının Kuzey Irak’a çekilmesi, yeni anayasa ve demokratik adımların atılması olarak öngören Öcalan, “karşılıklı mutaba kat olursa, silah bırakmaya yönelik eylemsizlik çağrısının Nevruz’da yapabileceğini” ifade etti. Öcalan’ın BDP heyetiyle görüşmesinde birkaç gün içinde tamamlayıp göndereceğini söylediği mektup dün BDP’ye ulaştı. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, beyaz bir zarfa konulmuş olan tek bir mektubun kendilerine ulaştığını; BDP, Kandil ve örgütün Avrupa kanadına iletilmek üzere 3 ayrı üst yazı bulunduğunu söyledi. Demirtaş, kamu görevlisinin mektubu herhangi bir imza karşılığı vermediğini, üzerinde gönderici ya da alıcı ismi olmadığını söyledi. Mektubun BDP’ye ulaşmasının ardından BDP’de parti meclisi, MYK ve milletvekilleri ile üst üste toplantı yapılarak durum değerlendirmesi yapıldı. Mektubun kamuoyuna sızmasının “süreci tıkayabileceği” gerekçesiyle, parti yönetimi içeriği kamuoyuna açıklama yapmama kararı aldı. Mektubun milletvekilleriyle pazartesi günü paylaşılacağı belirtildi. Demirtaş, mektubun 12 gün içinde muhataplarına ulaştırılacağı bilgisini verdi. BDP yönetimi mektupları partinin yetkili kurullarında değerlendirirken, Öcalan’la yapılan görüşmelerin ve mektubun ayrıntıları da netleşmeye başladı. Edinilen bilgiye göre Öcalan mektupta, “Demokratik Yeni Türkiye” adını verdiği planının açıklanma tarihi olarak Nevruz’u belirlerken, silahların bırakılıp, PKK unsurlarının yurtdışına çıkarılması için de Eruh saldırısının yıldönümü olan 15 Ağustos’u gösterdi. Öcalan’ın mektubunda şu ana unsurların yer aldığı öğrenildi: Türkiye’deki PKK’liler mart sonundan itibaren kademeli olarak önce Kuzey Irak’a çekilmeli. Şartlar uygun olursa PKK unsurları 15 Ağustos’a kadar tamamen sınır dışına çıkmalı. Yeni anayasa ve demokratikleşme konularında çalışma yapmak için Meclis’te bir komisyon oluşturulmalı. Anayasada etnik kimliklere vurgu yapmayan, anayasal yurttaşlık yolu açılmalı. Millet kavramı içinde Kürt, Türk, Arap gibi birçok etnik unsur vardır. Biz millete aitiz, milletin içindeyiz. Ama Türk ulusçuluğuna ait değiliz. Resmi dil Türkçe olmalı. Federasyon talebimiz yoktur, üniter yapı korunmalı. İlla demoratik özerklik talebimiz yoktur. Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki çekinceler kaldırılabilir.. Toplumu kırıp dökmeden ifade etmek lazım. Dünya değişiyor, Ortadoğu’da bir değişim var. Bu süreçte Kürtler de değişiyor. Kürtler de Türkler de değişirse, demokratik bir değişim olursa PKK’nin silahlı eylemleri durur. Bunun için yeni bir anayasa ve demokratikleşme gerekli. Eğer süreç kesilirse, biz de Irak, Suriye gibi oluruz. Türkiye’de sürecin anlatılması için sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir ‘akil adamlar’ heyeti oluşturulmalı. Karşılıklı mutabakat olursa, silah bırakmaya yönelik eylemsizlik çağrısı yapabilirim. Suça karışmayan PKK’lilerin ailelerinin yanına dönmeleri sağlanmalı. Sınır dışına çıkışlar için gerekli koşullar sağlanmalı. TBMM’de bir grup gazeteciye değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, mektuplara 2 haftada yanıt verilmesi gerektiğini söyledi. Demirtaş, Öcalan’ın buna göre yol haritası niteliğinde taslak metin hazırlayacağını belirterek “İki haftada görüşler gelirse kendisi süreci hızlandıracağını belirtiyor” dedi. Demirtaş, “kritik” olarak nitelendirdiği 2 haftada hükümetten beklentilerinin sorulması üzerine de “Örneğin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitinglerine yaklaşım bizim için bir parametredir. İki hafta içinde dil ve üslup değişiyor mu?” karşılığını verdi. Demirtaş, Öcalan’ın “Bu süreçten biz de devlet de vazgeçemez” sözleriyle sürece kendini kilitlediğini belirterek, süreci “pamuk ipliğinde görmediklerini” ifade etti. Öne çıkan unsurlar Simge tarihleri seçti PKK’NİN KAÇIRDIĞI KİŞİLER açıklamasında ALİCAN ULUDAĞ Heyet hazır, gözler örgüt ANKARA BDP’li üç vekil ile İmralı’da görüşen Abdullah Öcalan’ın örgütün elindeki “tutsakları” bırakması yönündeki mesajının ardından İHD, Mazlumder ve Diyarbakır Barosu, örgütün kaçırdığı kişileri almak için hazırlık yapıyor. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da İmralı görüşmesine katılan BDP’li Pervin Buldan ile görüşerek süreç konusunda bilgi alırken, PKK’nin açıklama yapmasını beklediklerini söyledi. Öcalan’ın kendisiyle görüşen BDP’li vekiller üzerinden yaptığı açıklamanın ardından örgütün, kaçırdığı kişileri 10 gün içerisinde bırakacağı belirtiliyor. Dün ise tarih olarak cumartesi gününe işaret edildi. Ancak PKK’den henüz konuya ilişkin bir açıklama gelmedi. İHD, Mazlumder ve Diyarbakır Barosu, örgüt tarafından kaçırılan 16 kişiyi almak için girişim başlattı. İHD Genel Başkanı Türkdoğan, örgütün bir açıklama yapmadan şimdilik yapabilecekleri bir şeyin olmadığını söyleyerek “Açıklama yapıldıktan sanra insan hakları heyeti oluşturacağız. Bunu değerlendireceğiz. Mazlumder, Diyarbakır Barosu bir de bize destek veren insanlar; Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, Tanju Çolak, Ferhat Tunç, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kemal Bülbül, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez. KESK, DİSK, TMMOB de bize destek olacağını söyledi” dedi. Öcalan’dan ‘hatıra imza’ Hafta sonu İmralı’ya giden ikinci BDP heyetinin İmralı ziyaretinden ilginç ayrıntılar da ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre Öcalan, görüşmenin tamamlanmasının ardından heyettekilerin ricası üzerine bir anlamda “imza da dağıttı”. Pervin Buldan’a “Sevgi ve saygılarımla, Abdullah Öcalan” imzalı kâğıt ve kalemini veren Öcalan, Altan Tan’a da “Tarihsel geleneğimizin büyük takipçisi Altan Tan, saygı ve sevgiyle, Abdullah Öcalan” yazılı bir kâğıt imzaladı. Heyet uzunca bir süre MİT görevlilerinin adaya gelmesini bekledi. Bu sırada heyet üyelerine kuru fasulye, pilav, salata ve yoğurttan oluşan öğle yemeği ikram edildi. Heyet yemeği yedikten sonra BDP’li Tan, salonda bulunan küçük mescitte öğle namazını kıldı. Buldan’ın Twitter üzerinden verdiği bilgiye göre Öcalan, heyetin karşısına üzerinde gri kadife pantolon, fermuarlı gri bir hırka ve beyaz spor ayakkabı giyerek çıktı. Öcalan’ın saçlarının ve bıyıklarının beyazladığı, hafif göbekli olduğu gözlendi. Görüşme boyunca BDP’liler ve MİT görevlisi elle not tuttu. Heyet üyelerinden Sırrı Süreyya Önder’in yanında götürdüğü kâğıtlar kullanıldı. Heyet üyesi Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder, hediye olarak götürdükleri tespih ve karşılaştırmalı anayasa çalışmalarıyla ilgili dokümanları doğrudan Öcalan’a veremedi. Hediyeler daha sonra Öcalan’a verilmek üzere cezaevi yönetimince teslim alındı. Demirtaş: İp kopmaz Bu güçlerin içinde sivil bürokrasinin ve askerlerin kolları vardı. Onlara hiç ama hiç dokunulmadı. Gelmiş geçmiş iktidarlar demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını geliştirmedi... 12 Eylül’ün getirdiği Seçim Yasası ve Partiler Yasası var olduğu sürece demokrasi ve özgürlükler yaşam biçimi olamaz. ??? Bakın, laik demokratik, özgürlükçü, çağdaş bir sivil anayasa yapamıyoruz... AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan ders kitabında, Cahit Külebi’nin “Hikâye” adlı şiirinin dizelerindeki “Öp biraz” sansürleniyor. Şiirin bir bölümünü aktarayım: “Benim doğduğum köyleri / Akşamları eşkıyalar basardı. / Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem / Konuş biraz! Benim doğduğum köylerde / Kuzey rüzgârları eserdi. / Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır / Öp biraz! Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin! / Benim doğduğum köyler de güzeldi. / Sen de anlat doğduğun yerleri / Anlat biraz!” Bu haber Cumhuriyet’te bir ay önce yayımlandı ama kimse önemsemedi... Ve ben şöyle dedim: “Demokrasi ve özgürlükleri daha çok bekleriz...” Zaten hayatımız beklemekle geçiyor... PKK tarafından kaçırılan Astsubay Abdullah Söpçeler, kaymakam adayı Kenan Erenoğlu, uzman çavuşlar Zihni Koç, Kemal Ekinci ve sağlık memuru Aytekin Turhan, terör örgütünün Kuzey Irak’ta bulunan kamplarında... Analar, babalar, eşler, çocuklar onları bekliyor! Hepsinin gözleri yaşlı! Kaçırılan 30 yaşındaki polis memuru Nadir Özgen’in Sökeli babası ve annesi çığlık çığlığa: “Barış gelsin, çocuğumuz dönsün... 18 aydır onun kokusu burnumuzda tütüyor...” ??? Hayatlar yıkılmış 30 yıl boyunca! Son 10 yılda Aydınlanma Devrimi’nin kökleri kurutulmuş. Yaşama hakkı elimizden alınmış... Halk sindirilmiş! İslam şovenizmi dal budak sarmış! Zaten altyapısı çoktan hazır, bekliyordu! DURAN KALKAN SÜRECE MESAFELİ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki yöneticilerinden Duran Kalkan, İmralı’da Öcalan ile başlatılan sürece mesafeli yaklaştı. ANF’ye konuşan Kalkan, “Serbest bırakma hangi koşullarda olur; bir boyutu süreçle bağlantılı olur. İyi niyet yaklaşımları olarak karşılıklı bu tür adımlar gündeme gelebilir. Bu kadar siyasi soykırım operasyonu sürerken, KCK operasyonu adı altında binlerce insan sorgusuz sualsiz yıllarca bu biçimde tutulurken, hangi barıştan, hangi demokratik çözümden, hangi demokratik siyasetin işlerliğinden söz edebiliriz? Apo’nun çağrısını da tek yanlı anlamadık. Karşılıklı olmasını temenni ettiğini anladık. Öyle bir arayış gelişirse biz kapalı değiliz, açığız. Tek taraflı olarak da kimse bizden bunları beklemesin” dedi. ‘Terörle mücadele kararlılıkla sürecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) PKK lideri Abdullah Öcalan’ın terör sorununa ilişkin çözüm mektubunun Ankara’ya ulaştığı gün yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, terörle mücadelede kararlığın sürdürüleceği mesajı verildi. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada “Meydana gelen terör eylemleri ile baharyaz döneminde yürütülecek faaliyetler gözden geçirilmiştir” denildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında yapılan MGK toplantısı 5 buçuk saat sürdü. İçişleri Bakanı Muammer Güler toplantıya ilk kez katılırken toplantıda, hükümetin PKK lideri Öcalan’la BDP aracılığıyla yaptığı görüşmelerin tersine, terörle mücadelede kararlılık mesajı verildi. İmralı’ya giden BDP heyetinin verdiği ateşkes mesajları ve Öcalan’ın çözüme ilişkin gönderdiği mektubun Ankara’ya ulaştığı gün toplanan MGK sonrasında yapılan açıklamada, “Ülkemizde meydana gelen terör eylemleri ile bunlara karşı güvenlik güçlerimizce başarıyla gerçekleştirilen operasyonlar görüşülmüş, baharyaz döneminde yürütülecek faaliyetler gözden geçirilmiştir” ifadeleri kullanıldı. Toplantı sonrasında açıklanan bildiride Irak’ta artan terör eylemleri ve Suriye’de yaşanan çatışmaların da konuşulduğu belirtildi. Ayrıca Türkiye’ye gelen 180 bini aşan Suriyelinin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yürütülen çalışmaların da görüşüldüğü kaydedildi. 4. yargı paketi ‘terör örgütüyle pazarlık yapılıyor’ izlenimi vermemek için bekletiliyor AKP’de ‘takas’ sıkıntısı ERDEM GÜL ANKARA Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cuma günkü Bakalar Kurulu toplantısının ardından “İmzalar tamam. Meclis’e gönderildi” açıklamasına karşın 4. yargı paketinin bekletilmesinin, “İmralı süreciyle çakışmaması ve kamuoyuna ‘PKK’lilerin ellerindeki kamu görevlileriyle KCK’liler takas yapılıyor’ görüntüsü verilmemesi” için zamanlama taktiği yürütülmesinden kaynaklandığı belirtildi. Bakanlar Kurulu’nda daha önce görüşmesi yapılan ve hukukçu bakan ve kurmaylarca Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunumu iki hafta önce yapılan 4. yargı paketinin Meclis’e gönderilip yasalaşması takvimi, 2. BDP heyetinin İmralı ziyaretiyle çakışınca, tam bir belirsizliğe büründü. Önce cuma günü hükümet sözcüsü Arınç, paketin imzalarının tamamlanıp Meclis’e gönderildiğini açıkladı. Ancak açıklamanın üzerinden geçen 3. günde de paket Meclis’e ulaşmadı. Bunun üzerine dün Arınç’a yeniden paketin ne zaman Meclis’e geleceği soruldu. Arınç bu soruya önce, Necip Fazıl’ın, “Hasretle beklenen gelir mutlaka Sultan fikir şanlı otağa gelir” dizeleriyle yanıt verdi. Arınç, “Bu şiirin tabii 4. yargı paketiyle ilgisi yok. Kimin neye hasret olduğunu da üstat başka bir şiirinde çok güzel anlatır” dedikten sonra 4. yargı paketinin Bakanlar Kurulu’nun tüm üyelerince imzalandığını yineledi. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise gazetecilerin paketin neden Meclis’e gelmediği sorusuna, “Sanırım bir yanlış anlama olmuş. Paket imzaya açıldı ama anladığım kadarıyla tüm imzalar tamamlanmadı, ama pakete ilişkin görüşmeler tamamlandı, herhalde yoldadır” yanıtını verdi. AKP grup yönetimine de 4. yargı paketinin içeriğinin netleştiği, imzaların da tamamlandığı ve Meclis Atalay: Paket yolda aşamasının başlamasının kararlaştırıldığı bilgisi iletildi. Ancak, Başbakanlık’tan çıkıp Meclis sürecinin başladığı bilgisi verilmesine karşın daha önceki tasarılardaki uygulamaların tersine paketin komisyon ve Genel Kurul aşamalarına ilişkin bir takvimlendirmeye gidilmemesi dikkat çekti. Edinilen bilgilere göre 4. yargı paketinin net açıklamalara karşın bir Meclis takvimi yapılmayıp bekletiliyor olmasında “BDP’li ikinci heyetin İmralı ziyaretiyle çakışması” etkili oldu. AKP’de yapılan değerlendirmelerde, paketin Adalet Bakanlığı’nca AİHM kararları nedeniyle Türkiye’nin karşılaştığı sorunların çözümü noktasında bir yıl geriye doğru bir hazırlık süreci olduğuna vurgu yapılarak “İmralı’da başlayan süreçle ilintilendirilmesinin doğru olmayacağı” belirtiliyor. Özellikle BDP heyetinin ziyaretinden sonra açıklanan Abdullah Öcalan’ın PKK’ye yönelik “Elle Hızlı hareket edilmeyecek rindeki tutsakları bırakması” mesajıyla paket arasında kurulacak bir paralellik AKP’de sıkıntı yaratıyor. AKP içinde, Öcalan’ın “Devletin de PKK’nin de elindeki tutsaklar” ifadesinin de doğrudan 4. yargı paketiyle KCK’lilerin tahliye edilmesini çağrıştırdığına ilişkin kaygılar seslendiriliyor. Bu sıkıntılar nedeniyle AKP yönetimi, PKK’nin elindeki esirleri bırakmasından önce 4. yargı paketiyle ilgili bir yasalaşma takvimini planlamaktan kaçınıyor. Parti içinde süreci “mesafeli bir yaklaşımla” izleyen milletvekillerinin de bulunduğundan hareketle 4. yargı paketinin, “PKK’nin elindeki esirlerle takas düzenlemesi” olarak algılanmasını doğuracak gelişmeler istenmiyor. Paketin çok daha fazla gecikmeden Meclis’e gelmesi bekleniyor. Ancak Meclis’e gelmesi durumunda da çok hızlı hareket edilmeyecek. 4. yargı paketinin Genel Kurul’a gelip yasalaşmasının PKK’nin elindekileri bırakmasının ardından gerçekleşebileceği belirtiliyor. 10 DERNEĞE KAPATMA DAVASI VAN (Cumhuriyet) Van Cumhuriyet Savcısı Canip Cihangir, emniyetin yaptığı araştırmalar ve gizli tanık beyanlarına dayandırarak hazırladığı iddianame ile 10 derneğin terör örgütü PKK ile bağlantılı faaliyette bulundukları iddiasıyla kapatılmasını istedi. Savcılığın iddianamesi mahkemece kabul edildi. Kapatılması istenen dernekler arasında Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Demokratik Hukuk ve Yardımlaşma Derneği (TUYADDER), Van Göç Sorunlarını Bilimsel Araştırma ve Kültür Derneği (Van GÖÇDER), Van Kadın Derneği (VAKAD), Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğrenci Derneği (YÖDER), Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KURDİDER) Van Şubesi de bulunuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear