25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 ARALIK 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER l Hedef gösterilen hâkime karakolun telefon numarasını verdiler 7 ÖDP’lilere bıçaklı saldırı İstanbul Haber Servisi ÖDP’nin 17 Aralık olaylarıyla ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet iddialarını protesto etmek için düzenlediği yürüyüşte, 3 kişi döner bıçağıyla göstericilere saldırdı. Beşiktaş’ta saat 14.00 sıralarında toplanan ÖDP üyesi yaklaşık 150 kişi, “Yolsuzluk düzenine son” yazılı pankart açtı. Grup Kartal heykeli önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama okunurken eylemcilere saldıran bir kişinin bıçak kullandığı iddia edildi. İsmi öğrenilemeyen bu kişi protestocular tarafından dövüldü. Olaya polis müdahale etti. Dövülen kişiyi eylemcilerin elinden aldı. Bu sırada bir kişi daha döner bıçağıyla ortaya çıktı. Döner bıçağıyla protestocu gruba yönelmeye çalışan bu kişiye de polis engel oldu, elindeki bıçağı aldı. Döner bıçağı kullanan dahil 3 kişi gözaltına alındı. Bıçağıyla ortaya çıkan kişinin, dövülen kişinin kardeşi olduğu için böyle bir şey yaptığını ileri sürdüğü öğrenildi. eder gibi koruma ALİCAN ULUDAĞ Alay Hayatımızdan çalma artık! ANKARA SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın avukat eşi Zübeyde Kamalak’ı türbalı olduğu gerekçesiyle duruşmaya almaması üzerine Akit gazetesi başta olmak üzere bazı çevrelerin hedefi haline gelen Yargıç Mustafa Karadağ, koruma talebinde bulunduğu Ankara Valiliği’nden ilginç bir yanıt aldı. Valilik, yargıca koruma tahsis etmek yerine, karakolun telefon numarasını gönderdi. Ankara 11. Aile Mahkemesi Yargıcı Mustafa Karadağ, Ankara Valiliği’ne verdiği dilekçede, Akit gazetesinin kendisiyle ilgili yayınlarına dikkat çeki. Gazetenin sürekli olarak “Militan hâkim”, “Hem zorba hem küstah”, “O hâkim germeye devam ediyor”, “Zorba hâkimden başörtüsü zulmü”, “Bu zorbalara hadleri bildirilsin” şeklinde yayınlar yaparak kendisini hedef gösterdiğini belirten Karadağ, katledilen gazetemiz yazarı Ahmet Taner Kışlalı ile Danıştay Üyesi Mustafa Özbilgin’in daha önce Akit tarafından hedef gösterildiğini anımsattı. Talebi inceleyen Ankara Valiliği, yargıç Karadağ’ın “tehdit” başvurusunu kabul etti. Ancak valilik, acil durumlarda Karadağ’ın 155 Polis İmdat veya mahalli karakolu araması durumunda kendisine yardımcı olunacağını bildiren bir tebligat gönderdi. Adliye karakolundan gelen bir görevli de Karadağ’a, “Adliye içeresinde sürekli gezen devriye polislerimiz bulunmaktadır. Koridorlarda devriye geziyor. Ancak olmadığımız zaman bir şey olursa kusura bakmayın. Yazılı emir verilmediği süreci kapınızda bekleyemeyiz” dedi. Fotoğraflar: REUTERS Kadı’yı çağıran kılıfı hazırlamış CANAN COŞKUN El Kaide’nin Türkiye finansörü olduğu iddia edilen Yasin el Kadı’nın, hakkında soruşturma yürütülen Şubat 2012’den, BM terör listesinden çıkarıldığı 5 Ekim 2012 tarihine kadar geçen 8 aylık sürede 8 aylık sürede 4 kez yasadışı yollardan Türkiye’ye geldiği ortaya çıktı. Başbakanlık korumalarının eskortluk yaptığı Yasin el Kadı’nın, Boshporus360’ın yanı sıra Al Baraka Türk ve BİM gibi şirketlerin yönetim toplantılarına katıldığı öne sürüldü. Yasin el Kadı’nın bir işadamının özel uçağıyla Türkiye’ye girip çıktığı tespit edildi. Yasin el Kadı, Türkiye’ye geldiğinde havalimanlarındaki kameralar kapatılarak VIP’den geçirilmek suretiyle pasaport vize gibi prosedür uygulanmadan yurda sokulduğu iddia edildi. Yasin el Kadı’yı karşılama işlemlerini de Başbakanlık koruması İ.Y. isimli polis memurunun yaptığı belirtildi. Teknik takip bilgilerine göre, 18 Nisan 2012 tarihinde Yasin el Kadı, BİM Genel Merkezi’ndeki toplantıya katıldı. Çıkışta Başbakanlık korumada görevli bir komiser ve özel uçağıyla Türkiye’ye geldiği iş adamıyla birlikte ayrılan El Kadı’yı yine Başbakanlık koruma aracı taşıdı. Yasin el Kadı’nın aracına, kutular içinde para nakledildiği ve Kadı’nın bu parayı uçakla, yine yasadışı yollardan yurtdışına kaçırdığı tespit edildi. l Dört kez yasa dışı yollardan Türkiye’ye gelen Yasin El Kadı’ya Başbakanlık korumalarının eşlik ettiği öne sürüldü. Kadı için havalimanındaki kameralar da kapatılmış İstanbul Haber Servisi İstanbul Kadın Dayanışması’ndan kadınlar dün Şişli’deki Cevahir Alışveriş Merkezi önünde eylem yaparak hükümetin istifasını istedi. Kadınlar, yolsuzluk ve rüşvete karşı şemsiyeler, ayakkabı kutularıyla yaptıkları eylemde “Emeğimizden, bedenimizden, hayatımızdan çalan hükümet istifa” yazılı pankart açtı. Protestocu kadınlar “Dikkat yolsuzluk çıkabilir” yazılı ayakkabı kutularının yanı sıra “Bilal’i bırak kadınları korumak için çabala”, “Korunmak için illa rüşvet mi gerek” yazılı dövizler taşıdı. AKP Şişli İlçe Örgütü’ne doğru yürüyüşe geçen kadınlar, yoğun güvenlik önlemleri üzerine “Kadınlara değil hırsızlara barikat” sloganları attı. (Fotoğraf: FATİH ERDOĞDU) Selek için iade başvurusu Şiir Cumhuriyet’e yakışır Sayın Öz, Oktay Akbal Ağabey’in köşesindeki hüznüne dair bir elektronik posta göndermiştim ve şahsınızdan aldığım teşekkür, beni çok mutlu etmişti. Bu sefer sizi, izninizle, okur köşesinde yer verebileceğiniz veya ilgili bölüme sorabileceğiniz bir öneriyle rahatsız edeceğim. Nâzım’ı ne kadar beğendiğinizi, Mustafa Balbay’ı “Hoş geldin” ile karşılamanızı, yazılarınızdaki havanın “kurşunî ağırlığını” çok beğeniyorum. Bir köşe yazarının şiirle beslediği yazı, muhakkak ki gündelik olmaktan çıkar ancak şiirin hakkını vermez! Pazar ekleri ve kitap eklerinin dışında, Cumhuriyet gazetesinde “her gün bir şiir” yayımlayabilmeniz mümkün müdür? Belki haftada bir, Cumhuriyet’te bir şiir köşesi! Köşe yazılarına hapsedilmiş, kıtalarından koparılmış satırlarla yetinmemek, onları destekleyici bir söz unsurundan farklı görmek, dönemin aktif gazeteleri arasında sizi farklı kılacaktır! Fikrimi genişletebilir, şiir konusundaki önerilerimi çoğaltabilirim. Yeter ki Sayın Öz, siz bana, tüm şiir severlere ve şiire destek çıkın! Şiiri kitaplardan çıkarıp sokağa taşıyan Gezi gibi, şiiri manşetlere, sütunlara, köşelere taşıyalım! “Varlık dergisinin” ruhuna sahip çıkalım, en azından bunu yapalım. Son söz olarak Cemal Süreya’yı, Edip Cansever’i, Attilâ İlhan’ı, Nâzım’ı, Necip Fazıl’ı, Özdemir Asaf’ı, Ahmet Erhan’ı, Sezai Karakoç’u, Tevfik Fikret’i, Behçet Necatigil’i ve sayamadığım tüm şairlerimizi bütün şiiriyle yayımlamak isteyen Cumhuriyet gazetesine, şiirin iyelik haklarını ihlal ettiği için yaşayan bir yakınından dava açılacağını sanmıyorum, sanmak istemiyorum desem daha doğru olacaktır. Sayın Öz, “şiir yazana değil, ihtiyacı olana aittir” ve bizim şiire ihtiyacımız var. İlginiz için şimdiden teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Can Kumlu Balbay Röportajı Sayın Öz, ben size arada bir kısa iletiler gönderiyorum. Siz de yayımlıyorsunuz. Teşekkür ederim. Bugünkü yakınmam, Sayın Mustafa Balbay’la yapılan röportajın, 17 Aralık olayları ile deprem geçiren zamana rastlaması. Sayın Balbay’ın yaşantısıyla dile getirdiği yürekler acısı, göz yaşartıcı acı gerçekler, sanki zamansız rastlantı ile kamufle edilmiş gibi hissedilmesinden kaynaklanıyor. Bir kitap gibi olan Cumhuriyet gazetesindeki yoğun haberler arasında gerekli ilginin azalacağını düşündüğüm için ki keşke başka bir uygun zamanda yayımlansaydı diye düşünüyorum. Umarım ki yanılmış olurum. Eğer daha sonra kitap olarak yayımlanırsa bu eksik giderilir ve de kalıcı bir belge olur diyorum. Saygılarımla. Esat Yavuztürk Bu Sınavı da Geçemediler önceden hemen herkesin ve özellikle de haber merkezlerinin elinde, arşivindeydi. Hem olup bitenler bu bilgileri, arşivdeki malzemeyi doğruluyordu hem de halkın haber alma hakkına saygı bu gerçeklerin olduğu gibi gözler önüne serilmesini gerektiriyordu. Olmadı. Yine penguenler göreve çağrıldı. Neyse ki bu kez “sosyal medya” geçmişin fısıltı gazetesinin yerini aldı ve açık söylemek gerekirse fısıltı gazetesi yerine halka en azından eğriyi doğruyu karmaşık da olsa duyurma Geçen günlerde Hürriyet gazetesi görevini yerine getirdi. Nesnel yazarı Vahap Munyar’ın köşesinde yer olma konusunda ısrarlı medya alan bir haber ilgi çekti. Yazıda Çukurova da sosyal medyadaki kargaşanın grubuna ait olan TMSF’nin el koyduğu içinden gerçeklerin süzülüp ve satışa çıkardığı T Medya’nın yeni çıkmasına hizmet etti. TV sahibi Ethem Sancak’ın artık Cumhuriyet dünyasında yandaşlık ve nesnellik gazetesinin ortağı olduğu ve yönetim programlar arasında paylaşılırken kurulu toplantılarına katılmak için her şeye karşın gerçeğin yanında başvurduğu belirtiliyordu. Okurlarımız durmaya çalışanlar yüz akı olmayı da bu habere ilgi gösterdiler. Telefonla, sürdürdüler. eposta yoluyla gerçeği öğrenmek Ekonomi ile ilgili haberlerde istediklerini bildirdiler. yazılarda da nesnelliğin evvel Cumhuriyet yöneticileri de konuyu eski korunamadığı bir gerçektir. açıklığa kavuşturan bir açıklamayı internet Yine de yolsuzlukların açığa sitesinde ve gazetede yayımladılar. çıkmasından rahatsız olanların, Yinelemek gereksiz ama kısaca “gördünüz mü işte ekonomiyi söyleyelim: Cumhuriyet gazetesinin batırdınız” diye feveran etmesi “patronu”, imtiyaz sahibi Cumhuriyet ekonomiyi kimin ve nasıl Vakfı’dır. Açıklamada da net bir şekilde batırdığını, krize sürüklediğini belirtilmiş, Cumhuriyet Vakfı’nda hiçbir bilenleri güldürdü. İşin doğrusu kişi ya da kurumun hissesi yok ve olamaz. yolsuzluk ekonomisinin Ama bize tuhaf gelen Ethem Sancak’ın inşaat ve ticarete dayalı, dış Cumhuriyet’e olan ilgisi. Acaba diye rüzgârlara dayanıksız yapısının düşündüm, çok eskide kalmış ve altı ayda yüzde 20 dolayında derin Erdoğan aşkıyla yer değiştirmiş devalüasyonla karşılaşmasının “solculuk” günlerinin nostaljisi mi gerçek nedenlerini aramayanlar, Sancak’ı böyle konuşturan. Şakacı biri cari açık konusunda “aldırmayın herhalde Ethem Sancak! Yoksa aklı idare ederiz” diyenlerin şimdi başında bir sermayedar özellikle de suçu yolsuzluğun açığa çıkmasına medya alanında at koşturuyorsa ve yüklemesi doğrusu ibretlikti. düzgün yayıncılık yapma iddiasındaysa Ekonominin yapısal sorunlarını başına gelecekleri hesaba katmadan böyle ve işin önünde sonunda sistemin bir işe girişmez. Hele de Cumhuriyet gibi kendisinden kaynaklandığını bir gazetenin yönetim kuruluna girmenin anlayamayanlar, yolsuzlukların şakasını yapmaya bile kalkışmaz. Ama açığa çıkartılmasının ekonominin zararına değil yararına olduğunu Sancak yapmış işte, ne diyelim... da kavrayamadılar. Yandaş medya iktidar blokundaki son kapışmayı gerçekleri aktarma yerine bir tarafın gözüyle görme alışkanlığından kurtulamadığı için önemli bir fırsat olarak değerlendiremedi, bu önemli sınavı da geçemedi. Oysa gerçekler gün gibi ortadaydı. Bilgisi, belgesi çok İstanbul Haber Servisi Adalet Bakanlığı, Fransa’ya başvurarak Mısır Çarşısı patlaması davasında ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan sosyolog Pınar Selek’in iadesini istedi. Selek, 9 Temmuz 1998’deki patlamaya ilişkin davada “patlamanın kaynağı tespit edilemediği için” iki kez beraat ettikten sonra ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. 16 yıllık davanın dosyasında Adli Tıp 1. İhtisas Dairesi’nin hazırladığı “Patlamanın orijininin tespiti tıbben mümkün değildir” görüşünün yer aldığı bilirkişi raporu bulunuyor. Mısır Çarşısı’nda 9 Temmuz 1998’deki patlamaya ilişkin davada, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Selek hakkında, patlamaya bombanın mı yoksa LPG’nin mi neden olduğunun kesin tespiti yapılamadığı gerekçesiyle beraat kararı verdi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin bu kararı bozması üzerine mahkeme, patlamanın nedeninin belirlenemediği görüşünü yineledi ve yine Selek’in beraatına karar verdi. Ancak Yargıtay Selek için “müebbet hapis istemiyle yeniden yargılanmasına” hükmetti. Selek’i üçüncü kez yargılayan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, direnme kararından vazgeçerek Selek’i 24 Ocak 2013’te ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme Selek hakkında yakalama kararı çıkarırken, bu karara Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu muhalefet etti. Mahkemenin yakalama kararını gönderdiği Adalet Bakanlığı, Selek’in yurtdışında olduğuna dair mahkemeye yazı gönderdi. Mahkeme, Selek hakkında kırmızı bülten çıkarılmasını istedi. Kırmızı bülten çıkarılan Pınar Selek için Adalet Bakanlığı, Fransa’dan iade talebinde bulundu. Cumhuriyet’e ortak olmak... O deyişin kaynağı Cüneyt Bey’e doğrudan ulaşamadım, yardımcı olursanız sevinirim. 26 Aralık günkü yazısında eğer yanlış anlamıyorsam RTE’ye atfettiği deyişin (“Bir memlekette ... kurtuluş yolu yoktur”) aslı iki değişik kaynağa hamlediliyor. Birincisi 18. yüzyıl İrlandalı siyasetçi ve düşünür Edmund Burke: “All there is necessary for the forces of evil to win the world is for enough good men to do nothingKötülük kuvvetlerinin dünyayı ele geçirmesi için bütün gereken yeterince iyi insanın hiçbir şey yapmamasıdır.” İkincisi ise Tolstoy’un Harp ve Sulh’undan “Kötülüğün zaferi için bütün gereken iyi insanların hiçbir şey yapmamasıdır.” Saygılarımla. Prof. Dr. R. Ömür Akyüz İstanbul’da Önder Ankara’da Salman KAYHAN AYHAN Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), “Rojava’dan Gezi’ye Demokratik Özerk Yönetimlerle Özgür Yaşama Yürüyoruz” sloganıyla şölen düzenledi. İstanbul’dan Sırrı Süreyya Önder, Ankara’dan Salman Kaya’nın adaylığını açıklayan HDP, seçim startını da vermiş oldu. Sinan Erdem Spor Salonu’nda dün akşam gerçekleştirilen şölene birçok sivil toplum kuruluşu, siyasi parti, Alevi kurum ve kuruluşları üyeleri ile binlerce yurttaş katıldı. Salona “Roboskiden, Reyhanlı’ya unutursak kalbimiz kurusun”, “Rojava devrimini selamlıyoruz”, “Zindanlar boşalsın siyasi tutsaklara özgürlük”, “Sosyal güvence, sendika, grev her emekçinin hakkıdır” pankartları asıldı. HDP Eş Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü ile İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, salonda büyük coşkuyla karşılandı. Tuncel, konuşmasında hakkındaki hapis cezasına değinerek, “Sizin mahkemeleriniz, Kürt kadınlarının özgürlük yürüyüşünü engelleyemez” diye konuştu. Kürkçü de Tuncel’e verilen cezayı kınadı. Şölende Suavi, Ferhat Tunç, Rojda, Taylan Yıldız, Agire Jiyan sahne alarak şarkılarını binlerce kişiyle birlikte söyledi. MKM Dans Topluluğu ise Roboski katliamıyla ilgili gösteri sahneledi. Kitap Eki’nden bir dilek Merhaba, ekleriniz arasında bence en iyisi Kitap eki. Tek bir önerim olacak. Yabancı yazarların kitapları tanıtılırken bir iki satır da olsa ne zaman, nerede ve nereli olduklarına dair bilgiler vermeniz. Saygılarımla, A. Tarık Emre
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear