25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 ARALIK 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 CemaatAKP kavgası bir bir skandalları ortaya çıkarıyor Haber Merkezi 17 Aralık’ın ardından Gülen cemaatine yönelik AKP yanlısı medya organlarının yaptığı yayınlarla gelen itiraflar skandalları ortaya çıkardı. Dinci Akit gazetesine konuşan ve 2006’daki sınavla Kayseri Polis Meslek Yüksekokulu’na girdikten sonra vicdanen rahatsız olduğu için ayrıldığını belirten Mustafa Bozkurt, 2006’daki sınav sorularının “paralel devlet yapılanması” tarafından çalındığını, kendi dershanelerine giden öğrencilere servis edildiğini söyledi. Kendisi de dahil 17 kişilik bir grubun önceden alınmış 75 sınav sorularına çalışıp polis okuluna girmeyi başardığını söyleyen Bozkurt, grubundaki 14 kişinin şu an İstanbul’da görev yaptığını anlattı. Bayık: Paris katliamının arkasında cemaat var ANKARA (ANKA) Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki üst düzey yöneticisi Cemil Bayık, “Hareketimizi tasfiye etme politika ve planlamaları içine Fethullahçıların merkezinde yer aldığı paralel devlet fazlasıyla girmiştir. Paris katliamında da bunların esas rol oynaması en büyük olasılıktır” dedi. Zanlı Ömer Güney’in bağlantılarına da dikkat çeken Bayık, “Bu katliamı yapan kişinin izleri Fethullahçılarla ilişkili olabileceğini gösteriyor” iddiasında bulundu. Paris’teki cinayetlerin çözüm sürecinin başlangıcında yaşandığına dikkat çeken Bayık şu iddialarda bulundu: “AKP hükümeti hareketimizi tasfiye etmede Fethullahçıları ve onların polis ve yargı içindeki güçlerini kullanmaktadır.” O Çantanın Sahibi Yargılanıyor... “Tarih tekerrürden ibarettir” derler ya, işte bu söz Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Pakistan dönüşünde yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında tutuklanan operasyonun kilit isimleriden Rıza Sarraf’ı savunurken bir kez daha doğrulanmış oldu. Erdoğan, “AB Ofisi’ne çantayla girdi, çantasız çıktı diyorlar. Teslim edilirken bir görüntü var mı? Sadece çantayla girdi, çantasız çıktı diye yaklaşım olabilir mi? Böyle bir hukuk var mı? Belki o çantayla kitap falan götürülmüştür” diyor. Oysa bundan yaklaşık 3.5 yıl önce eski CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in başına “çanta”sı yüzünden gelmeyen kalmadı. 2010 yılında Ergenekon operasyonu kapsamında Erzincan’da yürütülen soruşturmada gizli tanık olan bir kişiye “ifadesini değiştirme karşılığı”nda “80 bin dolar vermekle” suçlandı. Ahmet Ersin, bu suçlama karşısında şoke oldu. Olay basına yansıdıktan sonra içinde “traş takımı, pijama”larının olduğu çantayı gösterip “Ben 80 bin doları nereden bulayım, bankaya zaten 20 bin lira kredi borcum var!” diye isyan etti. Kendisi TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesiydi ve dönemin Ezrincan Cumhuriyet Savcısı İlhan Cihaner’e yönelik operasyonla ilgili iddiaları incelemek için orada bulunuyordu. Ama Ersin’i dinleyen olmadı, hakkında, jet hızıyla “fezleke” hazırlandı, Meclis’e gönderildi. Ve 2011 seçimlerinde parlamento dışında kaldığı için de halen Erzincan’da yargılanıyor. Savcılığın iddiaya yönelik en büyük dayanağı, Ersin’in “çantayla” görüntülenmesi. “Gizli tanık” ifadesiyle sanık konumuna düşürülen Ahmet Ersin’in hâlâ hukuk mücadelesini sürdürüyor. “Çantayı suç aleti yaptılar” diye hayıflanan Erdoğan’a küçük bir anımsatma yapmak istedik. Erdoğan’ı intihara çağırdı TRABZON (Cumhuriyet) CHP Trabzon İl Başkanı Yavuz Karan, rüşvet ve yolsuzluk olaylarını değerlendirirken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın intihar etmesini istedi. Akçaabat Erol Günaydın Sanat Merkezi’nde Ali Türen Öztürk için yapılan aday tanıtım töreninde konuşan Karan, Erdoğan’ın 11 yıl önce bir işadamından kızının eğitimi için yardım istediğini belirterek, “Şimdi aynı Başbakan, 11 yıl sonra dünyanın en zengin, en kudretli başbakanı oluyor. Hırsızdan kahraman olmaz. İstifa ederek Türkiye rahatlamaz. Türkiye’nin rahatlaması için Sayın Başbakan’ın intihar etmesi gerekir” dedi. Başbakan Erdoğan yine savcı Muammer Akkaş ve HSYK’yi hedef aldı Seninle işimiz var OZAN YAYMAN Buldan ve Önder Kandil’e gitti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Başkanvekili Pervin Buldan ve HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder Kandil’e gitti. BDP’den yapılan açıklamada, “Buldan ve Önder, Öcalan’ın mektubuna KCK’nin yanıt mektubunu almak ve süreci değerlendirmek üzere Kandil’e geçtiler” denildi. BDP Erbil Temsilcisi Cemal Coşkun da heyetin, Öcalan’ın daha önce Kandil’e gönderdiği mektubun cevabını almak için bölgeye geldiklerini belirtti. AKHİSAR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Ana muhalefet ve yavru muhalefet şehit cenazesi gelsin diye bekliyor. Çünkü bunlar şehitlerden besleniyor” dedi. Erdoğan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu başlatan savcıyı hedef almayı sürdürdü. Başbakan Erdoğan, dün Manisa’daki programını Akhisar, Demirci ve Salihli’deki mitinglerle sürdürdü. İlk olarak Akhisar’da partililerle buluşan Erdoğan beklediği ilgiyi göremedi. Çoğunluğu Çanakkale, Bigadiç, Soma, Kırkağaç, Balıkesir ve diğer yerleşimlerdan otobüslerle taşınan yurttaşlarla doldurulmaya çalışılan Milli Egemenlik Meydanı’nda yaklaşık 4 bin kişilik kitle Erdoğan’ı izledi. Miting öncesi şehir dışından gelenler ile bazı Akhisarlılar “hırsızlık” üzerine küçük ölçekli tartışma yaşadı. Bazı Akhisarlıların AKP’li kitleye yönelik “hırsız var”, “kapılarınızı kilitleyin” diyerek laf attı. Başbakan’ın Akhisar ve Salihli ziyareti de yurt genelinden getirilen polisler tarafından korunurken, iki de TOMA sürekli konvoyun peşindeydi. Erdoğan konuşmasında muhalefet partilerine yüklendi. 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından CHP ve MHP’nin “ihanet” içinde olduğunu ileri süren Erdoğan, “Yolsuzlukla mücadelede prim vermeyiz. Babamın oğlu olsa, evladım olsa, kim olursa olsun biz yolsuzlukla mücadelede prim vermeyiz. Yolsuz Savcı Akkaş iş takip ediyor İzmir Adnan Menderes Havaalanı’nda konuşan Erdoğan, savcı Muammer Akkaş’ın iş takip etmekle suçladı. Erdoğan şöyle konuştu: “Benim Fatih Belediye Başkanıma iftira atıyorlar. Çünkü oradaki bir savcı iş takip ediyor iş. Belediyeye geliyor. Belediye başkanımız o savcının talebini yerine getirmedi diye kalkıyor ardından bu adımı atıyor. Bir şey daha iliştiriyorlar. TÜRGEV adıyla kurulmuş bir vakıf. Benim çocuklarım da var. Fatih Belediyesi bir yer kiralıyor.” Erdoğan’a kutu gösterdi, evi basılıp gözaltına alındı Erdoğan’ın konuşması sırasında miting meydanında evi olan Nurhan Gül, evinin balkonunda Başbakan Erdoğan’a ayakkabı kutusu gösterdi. Gül anında yakın korumalar başta olmak üzere çevik kuvvet ekiplerince evinden gözaltına alındı. Karakola götürülen Gül, ifadesinde 690 TL emekli maaşıyla yaşadığını belirterek: “Emekli maaşımın düşük olmasından dolayı ve bunun yolsuzluk ve hırsızlığın peşine düşülmektense savcının polisin peşine düşülmesinin sebep olduğunu düşündüğümden dolayı protesto ettim” dedi. ‘Evladım olsa...’ Şırnak’ta PKK operasyonu ŞIRNAK (DHA) Şırnak’ta PKK’nin gençlik yapılanması olarak bilinen Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDGH) üyelerine yönelik düzenlenen operasyonda 18 kişi gözaltına alındı. Önceki gün kent merkezinde cadde ve sokaklarda araçları durdurarak kimlik kontrolü yapan YDGH’lilere yönelik emniyet operasyon başlattı. Toplam 18 kişi gözaltına alındı. luklara bulaşmamış insanları onun içinde gibi gösterenleri de affetmeyiz” dedi. Bugüne kadar düzgün, dürüst yargı mensuplarını savunduğunu, ancak “CHP zihniyetinde olan savcıların mağduru” olduğunu söyleyen Erdoğan, “Başbakanınız milli eğitimin kitaplarında olan bir şiiri okumak suretiyle içeri girdi? Kimdi mahkum eden? İşte bu CHP zihniyetine mensup, genel başkanın meşrebinden olan kişilerin mağduruyum” dedi. 17 Aralık’tan bu yana devletin 120 milyar dolar zarar ettiğini belirten Erdoğan şöyle konuştu: “Bu bir çete olayı dır, bu bir örgüt olayıdır. Maalesef anamuhalefet de yavru muhalefet de el ele şu anda bu işi yapıyorlar. Lekelemeye hakkınız yok. Kimin kiminle işbirliği içinde olduğunu, bunları da deşifre edeceğiz. Hale bak. Savcı kalkıyor, ‘bana hemen bunları getireceksin’ diyor, ona getirmeden medyaya getiriyor. Bu savcı kimin savcısı? Öğrencilik yıllarımızda oldukları gibi o uç örgütlerin militanları gibi çıkıp adalet sarayının önünde bildiri dağıtıyor? Bir savcı böyle bir şey yapabilir mi? Bunlar nasıl adalet dağıtacak? Bunlar adil olabilir mi? Bu nasıl sav cı? Seninle işimiz var. Dur bakalım seninle işimiz var.” Erdoğan, Demirci ve Salihli’deki konuşmalarında da HSYK’yi hedef aldı. HSYK’yi denetleyen mekanizmayı kaldırdıkları için yanlış yaptıklarını anlatan Erdoğan, “HSYK onu da yargılayan, denetleyen mekanizma vardı. Adalet Bakanlığı’ndaki bu yetkiyi kalktık devrettik. Orada yanlış yapmışız. Şu anda anayasayı değiştirecek bir güce sahip olduğumuz anda bu değişikliği yapmak durumundayız. Bu beylerin de denetlenmesi gerekiyor” dedi. HSYK’de yanlış yaptık Ahmet Ersin geçen hafta başka bir konu için aradı. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda, Emniyet’in zanlıları 2 yıldır “kayıp” olduğu belirtilen “mobil dinleme cihazları” ile dinlediği haberlerine dikkat çekti... Kendisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde kurulan “telekulak alt komisyonu” üyeliği yapmıştı. O dönem komisyona bilgi veren bir TİB yetkilisinin, “Türkiye, son teknolojiyle donatılmış İsrail ve Kanada yapımı 11 mobil dinleme cihazı ithal etti. Ancak bunlar hangi kurumun elinde, bilgimiz yok” dediğini anlattı. Bu açıklama üzerine Ersin, bu olayın peşine düştü, gümrüklerden sorumlu bakanlık yetkililerinin ve Emniyet yetkililerinin komisyonda bilgisine başvurulmasını istedi. Ancak o dönemde komisyondaki AKP çoğunluğu buna izin vermedi... Ersin, daha sonra ilgili bakanlara soru önergeleri vererek, “11 kayıp cihaz nerede” diye sordu ama, soruları hep yanıtsız kadı. İşte Ersin bunları anımsattı ve ekledi: “O zaman benim çağrılarıma kulak verilip bu cihazların nerelerde kimler tarafından kullanıldığı ortaya çıkarılmadı. Ve şimdi o dinleme silahı geldi, hükümetin kendisini vurdu...” Doğru söze ne denir ki? ‘Dört Dörtlük’ Sorumsuzluk Hükümetin alelacele getirdiği 4+4+4 sistemiyle özellikle kız öğrencilerin okula gönderilmediği sık sık tartışma konusu oluyor. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, konuyu TBMM gündemine taşıyarak Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “4+4+4 yasası süresince ve okulların açıldığı dönemlerde okula kayıt olmayan çocuklar için ailelere yasadan kaynaklı ceza vereceğinizi söylemiştiniz. Okullar açıldıktan bugüne kadar geçen 7 ay sürede kaç aileye çocuğunu okula göndermedi diye ceza verilmiştir? Bu cezaların miktarı ve illere göre dağılımı nedir? İlkokul birinci sınıfta yaş grubunda olup da kayıt yaptırmayan ve okulu terk eden kaç öğrenci vardır” sorularını yöneltti. Erdoğan adına soru önergesine yanıt veren Aile ve Sosyal Politikalar Baklığı, konuyla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın yazısını Altay’a gönderdi. Bakanlığın yazısında zorunlu eğitim çağındaki çocukların okula kayıt ve devamlarında 222 sayılı yasa ve Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri kapsamında, veli, okul müdürü, il milli eğitim müdürlükleri, muhtarlar, eğitim denetmenleri ve mülki amirlerin müteselsilen sorumlu oldukları belirtildi. Yazıda, “Okula özürsüz devam etmeyen öğrenciler ile ilgili idari cezaların mülki amirliklerce verilmekte, muhasebe müdürlüklerince de tahsil edilmektedir” denildi. Bakanlık, çocuğunu okula göndermeyen kaç veliye ceza verildiği, kaç öğrencinin kayıt yaptırmadığı sorularını ise yanıtsız bıraktı. ‘Yargıtay’daki ‘imamı’ bir dosya için Gülen’e ‘ne karar verelim’ diye sordu’ Şahin’den çarpıcı iddia Yurt Haberleri Servisi AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Gülen cemaatinin Yargıtay’daki “imamının” bir dosyayı Gülen’in yaşadığı Pensilvanya’ya gönderdiğini söyledi. Karabük’te partisinin il başkanlığınca düzenlenen danışma meclisi toplantısında konuşan Şahin, “Şimdi o operasyonun amacını anladık mı? Halk Bankası’nı devreden çıkartarak bir ABD bankasının Irak petrollerinin gelirlerini ve dağıtımını üstlenmesiydi. Bu yolsuzluk iddiaları ise garnitürdü, hiç ilgisi olmadığı halde 3 dosya birleştirildi” dedi. “Tutuklanan bakan çocukları da evlerindeki paraların hesabını veremiyorlarsa, onlar da hesaplarını vereceklerdir” diyen Şahin, ilk defa açıklayacağı bir olayı şöyle aktardı: “Önemli bir holdingin başında bulunan bir kişi hakkında ceza davası var ve mahkum olmuş. Dosya, Yargıtay’a gelmiş. Yargıtay’da ‘cemaatin imamı’ diye nitelendirilen kişi, ismi bende saklı, kendisini tanıyorum, bir holdingin başında bulunan kişinin dosyası ile ilgili ne karar verilmesi gerektiği hususunu, dosyanın kısa özetiyle Pensilvanya’ya göndermiştir. Nasıl karar vermesi hususunu Pensilvanya’ya sormuştur. ‘Bir savcı, hâkim böyle bir şey yapabilir mi’ diye sordum kendime, kafam, hafızam kabul etmedi ama araştırdığımda maalesef bunun doğru olduğu kanaatine vardım. Hocaefendi, ‘adalet neyi gerektiriyorsa ona göre karar verin’ demiş. Oraya sempati duyan birtakım kamu görevlileri maalesef belki yaranmak için, belki başka nedenlerle bu tür yanlışlıklar yapabiliyor. Bu işin de öyle bir iş olduğunu düşünüyorum.” Ala: Her yerde çete kulağı var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni İçişleri Bakanı Efkan Ala, 17 Aralık operasyonunu, “hükümet darbesi” ve “seçimlere yönelik bir suikast girişimi” olarak nitelendirdi. İsim vermeden cemaati hedef alan Ala, “Bu tip yapıları kim olursa olsun ortaya çıkarır ve gereğini yaparız. Devlet içerisindeki örgütlü çetelere karşı mücadelenin gereği neyse yapılacaktır” dedi. Hükümetin yargıya müdahale ettiğini itiraf eden Ala, “Sanki yargı hiç yanlış yapmamış. Her şeyi doğru yapmış, siyaset de durup dururken oraya müdahale etmiş” derken yargıda meslek dışı hâkimliği, batıda olduğu gibi halk jürisi kavramlarını tartışmaya açtı. Bakan olduktan sonra ilk röportajını TRT’ye veren Ala, “Siyasete dizayn vermek, siyasete yön vermek için tam seçim takvimi başlar başlamaz mesele gündeme getiriliyor ve hareket başlıyor. Fotoğraflar çekilmiş, birtakım dosyalar hazırlanmış, birtakım insanların girişleri çıkışları kayıt altına alınmış” dedi. Güney’deki bir ilde, devlet içindeki bir çetenin, hâkim kararıyla başta vali olmak üzere emniyet müdürü ve bazı hâkimler ile tüm partilerin tamamını dinlediğini belirten Bakan Ala, bunun seçimde kullanılmak üzere yapıldığını belirterek “Vali başta olmak üzere altı ay boyunca, AK Parti, CHP, BDP diğerleri başa baş gidiyor. Devlet içindeki bir çete, tamamını hâkim kararıyla dinliyor. Orada kendi ittifaklarıyla siyasete dizayn vermek için bunu yapıyor. Zamanı geldiğinde aktaracağız bu dinlemeleri. Hedef sadece AK Parti değil, diğerleri de...” dedi. Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı parlamentokulisi@gmail.com Erbakan notları kitap oldu Gülerce: Aynı gemideyiz, hepimiz boğuluruz Haber Merkezi AKP ve Gülen cemaati arasındaki “savaş”ı sonlandırmak için çabalayan Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, her iki kesimin de zarar göreceğini belirterek “Aynı gemideyiz, batarsa hepimiz boğuluruz” dedi. Türkiye gazetesinde açıklamalarda bulunan Gülerce, “Bu, seyredilecek ayrışma değil. Hepimiz aynı gemideyiz. Gemi batarsa, bundan Türkiye zarar görecek. ‘Cemaat mi, hükümet mi haklı’ boyutunu aştım. Bu noktada Sayın Erdoğan’ın yapması gereken, yolsuzlukla mücadeleye çok net bir biçimde sahip çıkmasıdır. Erdoğan açık biçimde, ‘Bu yolsuzlukların üstü örtülmeyecek’ demeli. Ben bunu AK Parti için de bir fırsat olarak görüyorum” şeklinde konuştu. Gülerce, “Başbakan’ın bir çağrı yapması ve ‘Ben 75 milyonun başbakanıyım. Şimdiye kadar olan oldu; ama bu iş tehlikeli yere doğru tırmanıyor’ demesi lazım” diye konuştu. ANKARA (AA) Eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın geride bıraktığı notlar, “Davam” isimli eserde toplandı. Milli Gazete Ankara Kitap Kulübü tarafından kitaplaştırılan notlarda, Erbakan’ın mücadelesi ve hedefleri kendi kaleminden aktarılıyor. Eserdeki dikkati çeken anekdotlardan birisini “yerli otomobil” konusunda, Erbakan’ın karşılaştığı sıkıntılar oluşturuyor. Dikkati çeken karelerden birini ise Erbakan’ın kısa süre önce idam edilen Bangladeş Cemaati İslami Partisi Genel Sekreteri Yardımcısı Abdülkadir Molla ile çekilen fotoğrafı oluşturuyor. Davutoğlu’ndan ABD iması Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Kanal 7’de reddedilen 1 Mart tezkeresini anımsatarak ABD imasında bulundu ve “2003’te kimler ayakta durmamızdan korktuysa, bugün de çekiniyorlar” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon ve Balyoz davalarında mağduriyetleri gidermek için gerekirse yasal düzenleme yapabileceklerini belirterek yeniden yargılama sinyali veren AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, partinin gündeminde şu an için bir çalışma olmadığını söyledi. Sözleriyle ilgili dün bir açıklama yapan Elitaş, gazetecilerin sorularını yanıtlarken bazı önemli davalarda ceza almış olanların yeniden yargılanmasına yönelik bir yasal dü Elitaş: Yasal düzenleme çalışmamız yok zenleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin bir soruya verdiği “gerekirse yapılabilir” cevabının yeni bir düzenleme hazırlığı şeklinde algılanmaması gerektiğini bildirdi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, de “Twitter” hesabından “Mustafa Elitaş, Hürriyet’te yer alan beyanı, mevcut durum ve bugüne kadar yapılanlarla ilgilidir. Yeni bir şey yok. Yeni bir belge veya bulgu ortaya çıkarsa yeniden yargılamaya mahkemeler karar verir” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear