23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 EYLÜL 2010/SAY11277 PAZARI Kavlaklar köyü düşlerinin peşindeIŞIK KANSU K avlaklar, KazDağları'na vermişsırtını. Edremit Körfezi'ne bakar. Kavruktur, yalnızdır, içrektir. Varsa yoksa zeytinciliktir iş güç... Başka? Elde yok, avuçta yok. Oysa, onlar "tahtacı" soyundan geliyor. Şöyle ki: Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u alacağı zaman ormanı tanıyan köylüler istemiş. Fetihte kullanılacak gemiler için büyük ağaçlar gerekiyormuş. Toros Dagları'ndan orman köylüleri buraya getirtilip agaçlar sağlanmış. Ormanın emekçileri, işi hakkıyla yerine getitince padişah "Armağanımdır" diyerek Kaz Dagı eteklerini onlara vermiş. Kavlaklar'da, Kaz Daglan'nın efsanevi Sarıkız'ının adı Senem, neredeyse köyün kadınlarının yarısına isim olmuş durumda. Senemler ve diğer kadınlar, köylerine tutkunlar ama bugün doğanın verdikleri geçinmelerine yetmiyor. Ne yapmalı? Yazlıkçıların evlerinde temizliğe gitmekle, otel bahçelerinde çalışmakla ne çocukların okul masratları karşılanabiliyor ne de bir yeni düzen kuruluyor... Bu kısırdöngüyü değiştirmeli, ama nasıl? işte o sorunun yanıtı, taşımalı eğitime geçildikten sonra işlevi azalan, sadece düğün demekte kullanılan köy okulunun çatısı altında bulunmuş. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Dr. Şeyda Odabaşı, Türk Kültür Vakfı danışmanı Prof. Dr. Ozanay Omur, Gazi Üniversitesi iletişim Fakültesi'nden Prof. Dr. Nilgün Gürkan Pazarcı^nın <lşbirliğinde köy kadınlarıyla toplantılar yapmış, "Eldeki ürünlerden neler kazanç saglar" diye düşünmüşler. Okul binası işlik haline getirilmiş, dikiş makinesi eskiden sınıf olan odanın ortasına konmuş. Yere kilim serilmiş, minderler atılmış. Biri sabunlar için keseler dikmiş, digeri kenarına oya yapmış, öteki etiketlemiş. Güre Belediye Başkanı Kamil Saka da, yazın kıyıda turistik eşya şatılan standlardan birini köy kadınlarına ayırmış. Zeytin kavanozları, yağ şişeleri, sabunlar, Kaz Dağı'nın mis kokulu, hem de şifalı otları ile birlikle Kavlakların kadınlarının el işi, göz nuru gelmiş, serilmiş pazara. Bu imecenin başlatılmasına büyük katkı saglayan Prof. Dr. Nilgün Pazarcı'ya "Neden kooperatif kurmuyorsunuz?" diye soracak olduk. "Açıkçası" dedi, "paranın girdiği heryerde güvensizlik de oluyor. Herkesin birbirine güven duyacağı, ortaklaşa çalışmayla çabuk sonuca ulaşılan bir yol aranıyor". Sırtını Kaz Dağları'na vermiş Kavlaklar köyü el emeğinin büyüsünü keşfettî. Kapanmış okul işlik oldu, kadınlar el ele verdi, keseler dikildi, oyalar işlendi. Anneler çalışır da çocuklar durur mu? Bir zamanlar öğretmen lojmanı olan okul bahçesindeki küçük evi de boyayacak ve köye gelen misafirleri oraya yatıracaklar. O yol bulunmuş da. Köyün okumuş genç kızlarından Gül Elif ve ismihan basit bir muhasebe sistemiyle giren ve satılan ürünü kaydediyorlar. Ne salılırsa ertesi sabaha hem kaydedilmiş, hem de parâit sahibinin eline geçmiş • oluyor. Şimdi yeni projeler devrede: "Bir köy pazarı oluşturacağız. Ürünleri çeşitlendireceğiz... O gün keşkek de yapanz, yerel giysileri giyeriz." Akçay Kültür ve Turizm Müdürü Şakir Bey söz veriyor: "Otellere broşür dağıtırız, duyururuz." Anneler çalışır da, çocuklar durur mu? Pazarcı, onların da hayallerinin çeşitlendigini söylüyor: "Sınır tanımıyorlar. Boşalan köy okulu ve öğretmenin yokluğunu en çok onlar hissediyor. Hobileri olsun istiyorlar. Ah o büyükler dagın her yerine çöp atıyor. Traktörler getirip inşaat artıklarını güzelim yeşile boşaltıyor. Aralarında cam kırıkları var. Ama toplayabildikleri plastik poşetleri toplayacaklar. Köy renk renk boyanacak, temiz olacak. Okulun bahçesinde neler neler yapılacak..." Köyün yaşhlarından Sabriye ana, "Olur, olur hepsi olur yavaş yavaş" diyormuş, "Bizim kadınlar yapar". Nilgün Gürkan Pazarcı, Sabriye ananın özgüveninin Kaz Dağları'ndan geldiğine inanıyor: "Dogayı üzerinde taşıyor. Başına çiçekler takıyor. Tülbentinin kenarlarına serinletsin, koksun diye yapraklar sıkıştırıyor. Hatta fesleğenin yapragını burnuna sokup dolaşıyor, ceplerinden gül, fesleğen yaprakları taşıyor. Torunu küçük Sabriye cih gibi. Ne doktor, ne de mühendis olmak istiyor. Tasarımcı olacak. Tasarım zevkini aşılayan ögretmenini anlatıyor. Öyle bir saat olacak ki sabahları onu 'çiçeğini sula, çiçeğini sula' diye uyandıracak". Sabriye, arkadaşı Ahmet ve diğer çocuklar renk renk köy kapıları için boya istiyorlar. Bir zamanlar öğretmen lojmanı olan okul bahçesindeki küçük evi de boyayacak ve köye gelen misafirleri oraya yatıracaklar. Köyü pansiyonculuğa hazırlayan çalışmaları başlatacaklar. Broşür için bilgiler toplanacak. Yürüyüş yolları çizilecek. Kaz dağının çiçekleri resimlenecek. Kuşları da öyle. Burada her türlü hayvan yaşıyor, sayıyorlar birer birer... Köyde bir belgesel film yarışması olacak. Köy müzesi çalışmaları yapılacak. Düşler öyle zengin ki, onları en iyi anneleri anlıyor, hayallere katılıyorlar. Kadınlar, düşlerinin zenginliğini boyunlarında taşıyor gibi. Kolyeler bir boncuk, bir karanfil, bir boncuk, bir minik kozalak dizi dizi.... Renk, renk... Kavlaklar geçmişinden geleceğini buldu. Dizlerine dayandı, ayağa kalktı, yürüyor. Az kaldı, koşacak! • • P ^ l 1 ! PAZAR YAZILARI ^ ADNAN BİNYAZAR - Okurlaşma... \s itap fuarları, yalnızca kitabı ı \ okurun ayağına götürmekle kalmıyor; kentin yüzünü değiştiriyor, okurla yazarı bir araya getiriyor; daha da önemlisi, kişiyi okurlaşma sürecine sokuyor... Bu sürece giren okurun çevreni genişliyor, kendini değişik duyguların içinde buluyor. Dünyanın sayılı kitap fuarlarının temel amacı da budur zaten. Kitabı odak alıp yazarlan, yayıncıları, okurları birbirleriyle kaynaştırmak... Kitap ortamında yazar okuru aydınlatırken, okur da, bir bakıma sorularıyla, önerileriyle yazara kendini özeleştiriden geçirme olanağı veriyor. Fuarlar, zaman zaman konuşmalarla, gösterilerle, buluşlarla bir düşünce-duygu şenliğine dönüşüyor. Fuar mevsimi başladı başlayacak. Bu yazımda, ilk paragrafta verdiğim bilgilerle yetinip, bu yılın bahar aylarındaki bir fuarda tanıştığım genç bir okurdan, iyi bir okur olmasına karşın, çok kısa sürede nasıl gerçek bir okurlaşma sürecine girdiğinden söz edeceğim. Gençlerde kültürel bir doku yenilenmesi gözlemliyorum. Kamu üniversiteleri ödenekten yoksun bırakılıp darlıga sokulurken vakıf üniversitelerine el altından yardımların yapıldığı bir eğitim düzeninde; devlet, hükümet, , basın, yayınevleri, yazarlar, sanatçılar gençlerdeki bu birikimi .: ;.,I.Agörmezden gelmemel dirler. DiyarbakırTÜYAPKtap Fuan'ndatanıdığım birikimli bir gence, Osman Oğuz'a bırakalım sözü: "Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinde bulduğum mail adresinizin aktif olduğunu umuyorum. Size ulaşmayı çok istedim çünkü... Beni hatırlar mısınız bilmiyorum. Diyarbakır'daki TÜYAP Kitap Fuarı'nda, üstümde Albert Camus'nün Vaöanc/'sının tişörtüyle Can Yayınları Standında çalışıyordum. Bana, Yatoanc/yı okuyup okumadığımı sormuştunuz, okumad ğım cevabını alınca da, hemen o gece okumamı istemiştiniz. 0 anda yaşadığım utancı şimdi de iliklerime dek duyumsuyorum. Tişörtünü giyip tanıttığım, üstelik de dünya edebiyatının en önemli romanlarından biri olan Vabanc/'yı okumamış olmanın samimiyetsizliği değil de neydi bu? Şimdi okudum hocam. Sizin önerinizin hemen ardından, satın alacagım kitapların arasına Yabancfyı da ekledim. Aynen sizin söylediğiniz gibi, bir gecede, hayranlık duyarak okudum. (...) Bugün Vabanc/'yı okumuş haldeyken, kitabın içeriğindeki gerçek yabancılığın da, hiç değilse kıyıcığında olduğumu sezinliyorum. Kitabın beni derinden sarstığını söyleyemeyeceksem de, bugüne kadar kafamda dolaşıp duran önemli bir katkıda bulunduğunu söyleyebilirim. (...) Birkaç ay öncesinde ben de kendimi yaşama (evet, tümden yaşama!) yabancı hissediyordum. (...) iliklerime kadar işlenmeyi gerektiren bir duygu, bir sevda sayesinde sıyırdım yakayı! Ve bugün, yaşamla buluşmuş gibi hissediyorum kendimi. İçimdeki coşkuyu tarif edemem. Sizi ne kadar ilgilendirir, bilmiyorum ama, fuardan bir sonraki gün, Hevsel bahçelerine bakan bir çay bahçesine gittik onunla. Oradan bahçelere bakarken, önümde uzayıp giden orman., gözlerimi ... ,yaşartan bjr.poşk'u saldı yüreğime. 'Neierje uğraştım .ben!.\pl£dim kendi kendime, nelerle... Meğer akıp gidiyormuş dünya; bütün güzelliğiyle..." Kendi içinde sorumluluk yaratan, okuduklarıyla yeni bir benlik kazanan, sevdasını bulunca yalnızlığının karanlığından kurtulup gözünü güzelliğe açan böyle bir genç, ulusun varlığını bir kat daha güçlendirmez mi?.. Meydanlarda konuşanlann diline, tavrına bakın, bir de Osman Oğuz'un begenili anlatımına, duygusunu yüreğine yerleştiren sevdasına, erdemine... • binyazar@gmail.com — Ç %K Eğitimde aile katılımı şart FİGEN ATALAY A nne-babaların çocuklarının eğitimine evde destek vermeleri, başarıyı da 'beraberinde getiriyor. Ancak bu desteğin, "hadi ödevini yap", "uyku zamanı geldi hâlâ ödevini yapmadın mı?" uyarılarıyla ilgisi olmadığını akıldan çıkarmamakta yarar var! "Kalite gönüllüsü öğrenciler" için "Sürekli Ögrenen Ben" adlı bir kitap yazan Kalite Okulları Türkiye Merkezi Direktörü Dr. Hayal Köksal, "öğrenmeyi cesaretlendiren ev hayatı, çocukların başarısı için gelirden, eğitim düzeyinden veya kültürel arka plandan daha önemlidir" diyor. Dr. Köksal, bu kitapta, aile katılımının önemini şöyle anlatıyor: "Araştırmalar anne ve babaların, çocuklannın eğitimine katıtmalarının ne kadar çok önemli olduğunu gösteriyor. Aileler çocuklarının eğitimine evde de katkı sağladıkları zaman çocukları okulda daha başarılı oluyor. Ailelerin okul gelişimine de yararı dokunuyor. Aile, ana sınıfından üniversiteye kadar çocuğun başarısına dolaylı da olsa yapıcı katkılarda bulunuyor. Okuma başarısı, evde öğrenme aktivitelerine matematik veya fen ve teknolojiden daha çok bağlıdır. Çocuklara yüksek sesle okumak çok önemli bir etkinliktir. Böylece aileler çocuklarının okuma başarısını yükseltebilirler. Ayrıca çocuklarla kitaplar ve hikâyeler hakkında konuşmak, çocuklara bunları okurken verdiğiniz desteği de pekiştirmiş oluyor. Çocuklar ve aileler okul yaşamı hakkında düzenli olarak konuştuklarında, çocuklar akademik olarak daha başarılı oluyorlar. Öğrencinin yüksek başarılı olmasına katkı sağlayacak üç çeşit aile katılımı vardır: Aktif düzen desteği ve çocuğun zamanını denetleme, ödevlere yardım etme, okul konularını konuşma. Çocuğun eğitsel sürecine ailelerin katılımı ne kadar erken olursa etkileri de o kadar güçlü ve olumlu olur. Bazı anne-babalar okul dönüşlerinde çocuklarına; 'Bugün okulda günün nasıl geçti?' diye sorarak da çocuklarının egitimiyle ilgilendiğini düşünüyor olabllir. O zaman, lütfen bu soruyu her gün sorun. Bu soru çocuklarınıza şu açık mesajı verir: 'Çocuğunuzun eğitimi ve okulda yaşadıkları, yaptıkları sizin için önemli ve siz onların öğrenmelerini istiyorsunuz!' • figen_atalay@yahoo.com Neler yapabillrsiniz? - Öğretmenle buluşun. -Velitoplantılannagidln. - Başka veli grup ve toplantılarına katılın. - Güncellenmiş okul politikalannı, ders programını ve kurallantakipedin. - Çocuğunuzun öğrendiğinden emin olun. - Çocugunuz hakkında rahatça konuşabileceglniz öğretmen veya danışman bulun. - Düzenli olarak okulun ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın web sayfalarına bakın. - öğretmenle veya okulunuzun PDR uzmanıyla iletişim kurun. - Okul projelerine destek verin. - Evinizl çocuğunuzun arkadaşlanna açık tutun. Bu onda kendine ve size karşı güçlü bir güven duygusu geliştirecektir. - Okul, öğretmenler ve öğrenme konularında kesinlikle olumsuz konuşmayın. • Pakistan'da yağan şiddetli yağmurlardan sonra 4 milyon çocuk acil destek bekliyor. 80 bin çocuk ise bulaşıcı hastalık tehlikesiyle karşı karşıya. Çocuk Vakfı, gönüllü çocuk dostlarına ve çocuklara, Pakistan'daki çocuklara Kızılay aracılığıyla yardım etmek için çağrıda bulundu. Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, "Gönüllü çocuk dostları olarak Pakistan'a yardımlarımızı çoğaltmalıyız. Sevgili çocuklanmızın bir haftalık harçlıklannı Pakistanlı kardeşlerine göndermelerini öneriyorum" dedi. Pakistan'a yardım için Kızılay'ın hesap numaraları: SMS: Tüm operatörlerden 2868'e BOŞ bir kısa mesaj yollayarak 5 TL katkıda bulunabilirsiniz. Banka: Tüm bankalardaki Kızılay Hesabı internet: www.kizilay.org.tr PTT: 2868 Numaralı Kızılay Posta Çeki •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear