23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 EYLÜL 2010/ SAY11277 PAZARI NASA radyosu ârabeskçal NASA, uzaydaki astronotları hangi şarkı ile uyandıracağını internet sitesinde yaptığı bir anketle seçiyor. Şimdilik kırk şarkılık bir liste var, zirve "Star Trek" filminin müziğine ait. Aynca şarkı önerebiliyorsunuz, besteniz varsa onu da yollamanız mümkün. Oylama için sontarihiO Ocak 2011. Peki ya en damar arabesk parçaları uzayda yankılansa fena mı olur? Orhan Gencebay'dan "Batsın Bu Dünya" benim listemin başında. Yazılar: ALİ DENİZ USLU N ASA'dan gelen haberler ya da NASA ile ilgili okuduğumuztüm metinler bilimsel. Böyle olması doğal ama NASA bir yandan da enteresan işler çeviriyor. İşte bunlardan en ilginci uzaydaki astronotları uyandırmak için şarkı seçme çabaları. Adamlar bu iş için ciddi çalışıyorlar. Hem de bunu dünyalıların seçmesi için biranket de hazı.rlanmış. Kırk şarkılık bir liste, NASA'nın internet sayfasından oylanabiliyor. Hatta şarkı da önerebiliyorsunuz, besteniz varsa onu da yollamanız mümkün. Oylama tarihi için son tarih 10 Ocak 2011. NASA bundan iki yıl önce de The Beatles'ın "Across The Universe" şarkısını uzaya dinletmişti. Beatles'ın "Across the Universe-Evrenin Dört Bir Yanı" isimli parçası, bestelenişinin kırkıncı yılında uzayda yankılanmıştı ama karşılık veren olmadı. Bu fikrin yaratıcısı ise Beatles hayranı, yazarı ve müzik tarihçisi Martin Lewis'ti. Lewis aslında parçanın 40. yıl kutlamaları için önce, dünyanın dört bir yanındaki Beatles hayranlarının şarkıyı aynı anda çalması için çağrı yapmayı düşündüğünü söylemişti. Ama şarkının da sözlerine bakıp, "Biz niçin kendimizi dünyayla sınırlayalım" deyip rotasını uzaya çevirmişti. Nasıl yapıp ettiyse NASA yetkililerini de ikna etmeyi başarmıştı. Bu yaratıcı fikri çok seven NASA işi adım adım yukarıya taşımaya kararlı. Şimdi güncel listeye bir bakalım. Frank Sinatra'dan "Fly Me to the Moon", Train'den "Drops of Jupiter" gibi sözlerinde kozmik kerametlere göndermeler yapan şarkılar epey popüler. Ama U2'dan "Beautiful Day" ve Metallica"dan "Enter Sandman" de listenin ön sıralarında. Tarz ve kulvar farkı gözetmeksizin seçilmiş şarkılar. Hangisinin iyi uyandırıcı olduguna bakılmaksızın, "Uzayda ne gider?" mantığıyla oluşmuş bir liste var önümüzde. Belki de o yüzden zirve şu an "Star Trek" filminin müziğine ait. Oyların yüzde 31'ini almış. Bu da yaklaşık 400 bin oy demek. ikinci sırada Steppen Wolfdan "Magic Carpet Ride" var. Metallica'nın "Enter Sandman"i beşinci, U2'nun "Beautiful Day"i sekizinci. Kim bilir belki de U2 Boğaz Köprüsü'nde volta attıktan sonra oylarında bir artış olabilir! Listeye devam; Lois Armstrongtan "What a VVonderful VVorld", John Lennon'dan "Imagine", Elton John'dan "Rocket Man", Foo Fighters'tan "Learn To Fly", Rolling Stones'tan "Start Me Up", Bruce Springsteenten "Rendezvous", Electric Light Orchestra'dan Mr. Blue Sky tanıdık ve "gideri olan" melodiler... internet sitesinde bilgiye göre şarkılar NASA'nın kuracağı komite tarafından değerlendirilecek. En çok oyu alan iki şarkı da NASA'nın 26 Şubat 2011 'deki görevinde uzay semalarında yankılanacak. Gelelim işin Türkiye boyutuna. Neden buralardan bir şarkı yok o listedel Her şeyde ilk olmak gibi bir derdimiz yok mu? Var. O zaman Eurovision'a gösterilen ilgi ve desteğin bir kısmını da NASA'ya gösterebiliriz. Zira liste paylaşıma ve katkıya açık. Hatta son günlerdeki en zevkli ve "seviyeli" tartışmaların odagı arabesk kültürün en damar parçalarından blri uzayın * sonsuzluğunda yankılansa nasıl olur? Her türlü internet faaliyetini içselleştirmesiyle ünlü Türkiye'deki internet kullanıcıları bence bu işe hemen el atmalı. Benim önereceğim üç arabesk klasiği var; Orhan Gencabay'dan "Batsın Bu Dünya" ki bu uzayda yankılanınca hafif buruk bir tat yaratacaktır diye düşünüyorum. ibrahim Tatlıses'ten "Yalnızım Dostlarım" da uzaydaki yalnızlığa iyi bir gönderme ve Ali Tekintüre'nin "Kalbini Mahşere Götür" parçası da güne iyi başlamak için birebir. Ben oylama için gereken başvurulan zaman kaybetmeden yapıyorum. Eğer oy listesine girersek gerisi kolay! Sonuçtâ NASA, astronotları hangi şarkıyla, türküyle uyandırırsa uyandırsın, sanat ve müzik sosyolojisine dair bizim uyanmamız gereken noktalar var. Şimdi biri çıkıp "Uzaya da mı arabesk yollatacak bu zihniyet?" diyebilir, bundan utanabilir. Biz bunları bırakalım da NASA için harekete geçelim en iyisi. Bu eglenceli bir iş zira. http://www.nasa.gov/ adresinden listeye ve güncel oynama sonuçlarına bakabilirsiniz. Buralardan bir şarkının oradaki listede zirveye oynaması yakın zamanda kuvvetle muhtemel. Ben favorilerimi sıraladım, bakalım listeye ilk kim girecek? • alidenizuslu@yahoo.com • • - * Lady Gaga MTV Müzik Ödülleri'nde 13 dalda aday a: Düş mü? Kâbus mu? L ady Gaga'yı müzisyen mi, şarkıcı mı, modacı mı, magazin medyasının elinde büyüttüğü bir pazar oyuncağı mı, kadın mı, erkek mi sorularına yanıt arayarak tanıdık. Sonra hepsi oluverdi. Geçen yıl da MTV müzik ödülleri töreninde en iyi yeni şarkıcı ödülünü aldı. Dokuz dalda adaydı, yalnızca üç ödülü götürdü. Bu yanıltmasın, kazandığı ödüllerden çok daha fazlasını o gece aldı. Öyle bir sahne performansı sergiledi ki törenin önüne geçti. Eminem'den ödülünü alırken "tanrı ve eşcinseller için" deyince de kıyamet koptu. Çünkü Eminem koyu bir homofobikti. Törenin en keyifli anları da onlardı zaten. Şimdi ikili bu geceki ödül töreninde yine karşı karşıya gelecekler. Lady Gaga, En iyi Kadın Şarkıcı Videosu, En İyi Dans Müzigi Videosu, En iyi Pop Videosu dalları da dahil 13 dalda ödüle aday. Eminem de En İyi Erkek Şarkıcı Videosu, Yılın Videosu ve En iyi Hip-Hop Video adaylığı da dahil sekiz adaylığa sahip. Ödüller için diger öne çıkan isimlere bakarsak üç dalda aday Kesha ve beş dalda aday gösterilen Bobby Ray. En merak vericisi ise Lady Gaga'nın sahnede neler yapmayı planladığı? Beklentiler elbette çok fazla. Ama hayal kırıklığı yaratmayı beceremiyor bu kadın! Oldukça rahat ve umursamaz. Böyle olunca da ne yapsa çekici geliyor. Evet, bugün referandum sonuçlarını ve arkası kesilmeyecek referandum geyiklerini izlemekten sıkılırsanız bence bu ödül töreni epey rahatlatıcı olacaktır. Hem zaten sonuçlarını bildiginiz bir maçı izlemek nasıl heyecanlı olabilir ki? Neyse biz konumuza dönelim. Lady Gaga'nın ilk albümü "The Fame", "en iyi ilk albümler" diye bir kategori olsa listede zirveyi kimseye kaptırmaz. Tek albümden bu kadar mı klasik parça çıkar? "Just Dance" ve "Poker Face" gerçekten taktiri hak eden parçalar. Sanınm Lady Gaga'nın müziğinin altyapısı onu çekici kılıyor. Elektronik dans, nostaljik pop, hair ve glam rock çok belirgin. Konserlerine de rock grubu düzeniyle çıktığında tadına doyum olmuyor. Hem söz yazan hem de besteci olması farkını yaratmasında ona büyük kolaylık sağlıyor. Lady Gaga ilk çıktığında onu sevmemek, anlamamak belki de "müzik faşistliği" yapıp kadro dışı bırakmakla büyük hata etmişim, neyse ki bu yanlıştan çabuk döndüm. Çünkü onu ve anlatmak istediklerini, çılgın popüler magazinin dışında tutmak gerektiğini düşünüyorum. Zaten o da umursamazlığı ve aymazlığı ile içinde bulunduğu kazanın suyunu taşırmak istiyor. Lady Gaga ilk zamanlarda Beyonce, Britney Spears, Christina Agulera ve Kylie Minogue gibi dünya yıldızlarıyla karşılaştırılıyordu. Ama bence o Madonna'nın kulvarında. Böyle giderse tahtını da elinden alacak gibi. Artık o özendiği, esinlendigi David Bowie, Freddie Mercury ve Michael Jackson pop ve glam efsenelerinin arasında anılıyor. Esinlendigi su götürmez bir gerçek ama Lady Gaga onların hiçbiri değil. Şair William Blake şöyle diyordu; "bugün kanıtlanmış olan, bir zamanlar yalnızca hayal edilmişti". Her zaman için değil ama istisnalar kaideyi bozmuyor işte. Lady Gaga katolik bir okulda eğitim görüp, yolunu New York'a düşürdüğünde, müzik kulüpleri ilk zamanlar onu kovmuştu. Dans, striptiz ve seksle istediği müziğini yapmasına giden yolda neler yaşadığını kimse bilemez. işte o yüzden görmekle bakmak ayrı şeyler. Lady Gaga her ne kadar bedeni, seksi ve kışkırtıcı modasıyla göz önünde olsa da onu izleyenler gözlerini göğüslerinden ve bacaklarından alabilirlerse vucüdundaki dövmeleri rahatlıkla görebilirler. Belki de hasbelkader onların ne anlama geldiğini merak ederler. Ben ettim, biri John Lennon'ın son dönemlerinde yaptırdığı banş sembolü, diğeri sol kolundaki Rainer Maria Rilke'nin yalnızlık felsefesinden bir yazı. Şöyle yazıyor; "Gecenin derinliğinde, yazmaya yasaklanman durumunda öleceğini itiraf et. Sonra da köklerini, yani cevabı salan kalbinin derinliklerine bak ve kendine sor, yazmalı mıyım?" Peki, sizin cevabınız ne? Onun ki yeterince açık... •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear