Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İstanbul Haber Servisi - Hukukçular, Ceza
Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) ağõr ceza
mahkemelerinin görev alanõna giren suçlarda tu-
tukluluk sürelerini düzenleyen 102. maddesi-
nin 31 Aralõk’ta yürürlüğe girmesiyle Ergene-
kon ve Balyoz davalarõndan yargõlanan ve tu-
tukluluk süreleri 3 yõlõ dolduran sanõklarõn
tahliye edilmeleri gerektiğini belirtti.
31 Aralõk’ta yürürlüğe girecek olan 102.
maddenin tutukluluk süresini azami 3 yõl ile
sõnõrladõğõnõ belirten Yeditepe Üniversitesi Öğ-
retim Üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar, “Tu-
tuklama, ‘ceza’ uygulaması değildir. Bu
madde kapsamında 3 yılı aşkın süredir tu-
tuklu bulunanlar hemen tahliye edilmeli-
dir. Mahkeme, üçüncü yılını doldurduğu
halde halen hakkında hüküm veremediği
diğer sanıkları da tahliye etmeli” dedi.
Prof. Dr. Bayraktar, 102. maddede düzenle-
nen tutukluluk süresinin azami 3 yõl olduğunu
belirterek kanun maddesinin yürürlüğe girme-
siyle, 3 yõl tutukluluk süresini dolduran sanõk-
larõn tahliye edilmesi gerektiğini vurguladõ.
CMK’nin 2005’te yürürlüğe girdiği günlerde tu-
tukluluk süresine ilişkin 102. maddenin yo-
rumlanmasõna ilişkin
çõkan tartõşmalarõ da anõmsatan
Bayraktar, “Kanunun ilgili maddesindeki
‘Ağõr ceza mahkemesinin görevine giren işlerde,
tutukluluk süresi en çok 2 yõldõr. Bu süre, zo-
runlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatõlabilir,
uzatma süresi toplam 3 yõlõ geçemez’ diyor.
CMK’nin dayandığı ileri sürülen ‘kişisel hak
ve özgürlüklerin önde gelmesi’ esası, bir ön-
ceki fıkrada düzenlenen ‘tutuklamanõn istis-
nai bir tedbir’ olması gerekçeleri göz önünde
bulundurulduğunda bu süre en fazla 3 yıl ola-
rak uygulanabilir. Ayrıca, aynı maddenin bir
üst fıkrasında, ‘6 aylõk tutukluluk süresi en faz-
la 4 ay uzatõlabilir’ diyor. Alt fıkradaki 3 yıl-
lık durum da azami uzatma süresini dü-
zenliyor. Hukuken, ‘uzatma süresi esasõ ge-
çemez.’ Yani 2 yıllık bir öngörüyü artı 3
yıl olarak uygulayıp tutukluluk süresini 5
yıla çıkaramazsınız. 2+3 yanlış bir yo-
rumdur. Tutuklama, ‘ceza’ uygulaması de-
ğildir. Bu madde kapsamında tutuklu
bulunanlar tahliye edilmelidir” dedi.
Serbest kalırlar
Avukat Uğur Poyraz ise kanunun yü-
rürlüğe girmesinin ardõndan Ergenekon
davasõndan tutuklu bulunan sanõklarõn,
yargõlama 3 yõlõ doldurunca ve hakla-
rõnda hüküm verilmemişse serbest bõ-
rakõlmalarõ gerektiğini söyledi. Tutuk-
luluk süresinin gereksiz yere uzamasõ
halinde telafisinin mümkün olmadõğõ-
nõ belirten Poyraz, “İşte bu gibi hal-
leri önlemek amacıyla 5271 sayılı Ce-
za Muhakemesi Kanunu yapılırken
Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İn-
san Hakları Sözleşmesi’nin ‘Özgür-
lük ve Güvenlik Hakkõ’ başlıklı 5.
maddesindeki makul süre içinde
yargılama kuralına uygun bir dü-
zenleme yapılmıştır” diye konuştu.
Özel yetki tuzağı
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi Öğretim Üyesi ve Ceza Hu-
kukçusu Prof. Dr. Ersan Şen de 2005 yõ-
lõnda yürürlüğe giren bir kanunun
2010’da uygulamaya girmesinin hukuk
devletine uygun bir uygulama olmadõğõnõ
söyledi. Prof. Şen, “uyum süreci” ola-
rak adlandõrõlan bu sürecin yargõlamada
mağduriyetlere yol açtõğõnõ belirtti. Ben-
zer uygulamalarõn ağõr ceza davalarõnõn
sonlandõrõlmasõnõ zorlaştõrdõğõnõ belirten
Prof. Şen, “Bu davalar, AİHM’ye gi-
diyor ve yargılama makul sürelerde
bitirilemediği için tazminat davala-
rıyla sonuçlanıyor” dedi. Prof. Şen, ağõr
ceza mahkemelerinin görevine giren
işlerde, tutukluluk süresinin en çok 2 yõl
olduğunu, zorunlu hallerde bu sürenin
asõl sürenin üzerinde uzatõlamayacağõnõ,
yani 1 yõl uzatma süresinin olabileceği-
ni belirterek “Esas süre 2 yıl ise istis-
nası asıl süreden uzun olamaz. Bu da
2+1 şeklinde yani toplamda 3 yıl ola-
bilir” dedi. Prof. Şen, özel yetkili mah-
kemelerde bu sürenin bazen 2 katõna çõ-
kabileceğini, yargõlamanõn 6 yõlda biti-
rilmesi gerektiğini söyledi.
5320 sayõlõ “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şek-
li Hakkõnda Kanun” 23 Mart 2005’te kabul edildi. 1 Haziran 2005 ta-
rihinde yürürlüğe giren kanunun 12. maddesinde “5271 sayõlõ
CMK’nin 102’nci maddesi, aynõ kanunun 250’nci maddesinin bi-
rinci fõkrasõnõn (c) bendinde yazõlõ suçlar ile ağõr ceza mahkemesinin
görev alanõna giren suçlar bakõmõndan, 31 Aralõk 2010 tarihin-
de yürürlüğe girer” ifadesine yer verilerek kanunun en önemli mad-
desinin yürürlülük tarihi 31 Aralõk 2010’a ertelendi. “Tutuklulukta
geçen süre” ise 5271 sayõlõ CMK’nin 102. maddesinde ise “Ağõr
ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok
2 yõldõr. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatõlabilir;
uzatma süresi toplam 3 yõlõ geçemez” olarak düzenlendi. CMK’de tutukluluk
sürelerinin kõsatõlmasõnõ düzenleyen değişikliğin 5 yõl gecikmeli olarak yü-
rürlüğe girmesiyle, uzun süren tutukluluk süreleri nedeniyle mağdur olan Erge-
nekon davasõ sanõklarõnõn da mağduriyeti giderilmiş olacak.
CMYB
C M Y B
2 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Şu kadar boyuyla bir şeyler söylüyor” diyen
Bülent Arınç’ı karikatüristlere havale etti.
ÖMER ŞAN
RİZE - CHP Genel Başkanõ Ke-
mal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn memleketi Rize’de de ik-
tidara yoğun eleştirilerde bulundu.
Kõlõçdaroğlu, mitingde aslen Rizeli
olan ve Ergenekon davasõnda tutuklu
bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal’õ
unutmayarak, “Binlerce hayat kur-
tardı, binlerce kişiyi ameliyat etti,
üniversite kurdu ve içeride. Kendi-
sine bir tek soru bile terörle ilgili so-
rulmadı. Yazık günah değil mi bu
insana? Yurt dışına mı kaçacak,
başka yere mi kaçacak? Hayır. Bu-
radan Rize Meydanı’ndan Habe-
ral’a selam gönderiyoruz” dedi.
Kõlõçdaroğlu parti otobüsünde be-
raberindeki gazetecilerin sorularõnõ
yanõtladõ. CHP lideri, 27 Nisan e-
muhtõrasõ ile ilgili sorular üzerine şöy-
le konuştu: “Muhtırayı veren belli.
‘Muhtõrayõ ben yazdõm, koydum’
diyor ve bugün öğreniyoruz. Ener-
ji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın
zaten önceden haberi varmış bun-
dan. ‘Haberimiz vardõ’ diyor. Şim-
di bu nedir? Muhtırayla darbe
çağrışımı yaptılar ve milletin temiz
duygularını sömürdüler. Muhtırayı
verdi, kendilerini iktidara taşıdı,
AKP’nin minnet borcu vardı ve
ona üstün hizmet madalyası verdi,
Bakanlar Kurulu kararıyla.”
Daha sonra Rize’ye geçen Kõlõç-
daroğlu, Tek Gõda-İş Sendikasõ Böl-
ge Başkanlõğõ’nõ ziyaret etti. Kõlõç-
daroğlu burada Başbakan Erdoğan’õn
TEKEL işçilerine “Kul hakkı yi-
yorsunuz” dediğini anõmsattõ.
‘Asıl kabahat bizde’
Kõlõçdaroğlu daha sonra Cumhu-
riyet Meydanõ’ndaki mitingde 10
bin kişiye seslendi. CHP’nin 10 yõl
aradan sonra ilk kez miting düzen-
lediği Rize’de, yurttaşlar 20 yõl ara-
dan sonra da ilk kez CHP Genel Baş-
kanõ’nõ gördü. Kõlõçdaroğlu “Ka-
bahat sizde değil, Rizelilerde değil.
Asıl kabahat bizde” dedi.
Kõlõçdaroğlu, burada da Erdo-
ğan’õn siyasette zenginleştiğini vur-
gulayarak “Eğer siyasete siz Tay-
yip Bey olarak girseydiniz ve öy-
le kalsaydınız bizim başımızın
üstünde yeri vardı. Ama siyaseti
zenginleşme aracı olarak görüp
köşeyi dönerseniz, Recep Bey
olursanız ben de sizi Rizelilere şi-
kâyet ederim” diye konuştu.
Yemek kitabı eleştirisi
Çay üreticisinin sorunlarõnõ bil-
diklerini belirten Kõlõçdaroğlu, Ulu-
sal Çay Konseyi’nõn başõnda AKP’li
Milletvekili Ali Bayramoğlu oldu-
ğuna dikkat çekerek “Bu milletvekili
dışardan çay getiriyor dışarıya
çöp gönderiyor ve ondan sonra
da ben ihracat yaptım diyor. So-
ruşturma dosyaları var. Kaçakçı-
lıkla, sahtecilikle suçlanıyor. Recep
Bey’e sesleniyorum, çaya sahip
çık yoksa çay üreticisi CHP’ye sa-
hip çıkacak!” diye konuştu.
Kõlõçdaroğu, “Söylemlerimizde-
ki ‘üretici’ kavramını çıkararak,
anayasayı yemek kitabı olarak
gördüğümüzü söylüyorlar. ‘Ana-
nõ da al git’ dediğinizi de unutma-
dık. Alınteri kutsaldır, biz alınte-
rinin hakkını vereceğiz” dedi.
Bülent Ecevit’e övgü
CHP lideri daha sonra Artvin Va-
liliği önünde düzenlenen mitingde,
yurttaşlara hitap etti. Anayasa deği-
şikliği paketinde YÖK’e ilişkin dü-
zenlemenin olmamasõnõ eleştiren Kõ-
lõçdaroğlu, “Çünkü YÖK’ü ele ge-
çirdiler” diye konuştu. Kõlõçdaroğ-
lu, sözlerini “Efsane bir liderimiz
vardı Ecevit, onun güzel bir sloganı
vardı ‘ne ezen ne ezilen, insanca hak-
ça bir düzen’ diye. Biz de aynısını
söylüyoruz” diyerek tamamladõ.
Mitingin ardõndan “Cemil Çi-
çek’in, CHP’nin ‘terörü biz bitiri-
riz’ söylemine karşı Madımak
olayını anımsatarak yaptığı açık-
lamanın” sorulmasõ üzerine, “Baş-
bakan bir şey söylediyse ona cevap
veririm. Cemil Çiçek’e cevabı
Muharrem Bey verir” dedi.
‘Hukuk
devleti ilkesini
zedeler’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, anayasa değişikliğinin kõsmi iptaline
ilişkin verdiği kararõn gerekçesini açõkladõ. HSYK
ve Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõnõ düzenleyen
diğer değişikliklerin iptal edilmemesine “iktidarın
takdir yetkisi” gösterildi. Resmi Gazete’de dün
yayõmlanan gerekçeli karara göre, anayasa paketi-
nin anayasanõn 4. maddesinde yer alan teklif edile-
mezlik yasağõ kapsamõndaki 8., 14., 16., 19., 20.,
22., 25 ve 26. maddelerinin incelenmesine oyçok-
luğuyla geçildi. Haşim Kılıç, Engin Yıldırım,
Nuri Necipoğlu ve Serruh Kaleli buna katõlmadõ.
Anayasa Mahkemesi’nin, kendi yapõsõnõ düzen-
leyen anayasanõn 146. maddesinin ilk 3 fõkrasõ yö-
nünden iptali isteminin reddi kararõnõn gerekçesin-
de, “Anayasa Mahkemesi üyelerinin hangi or-
ganlar tarafından ve hangi esaslara göre seçile-
ceğinin belirlenmesi önemli ölçüde ülkenin ta-
rihsel ve siyasal koşullarına göre kurucu iktida-
rın takdirinde olan bir durumdur. Bu düzenle-
mede öngörülen Anayasa Mahkemesi’nin üye
yapısı, üyelerin geldiği kaynaklar ve üyelerin
atanması usulüne ilişkin düzenlemeler tali ku-
rucu iktidarın takdir yetkisi içinde kaldığından
ve hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkelerini
anlamsızlaştıran ya da ortadan kaldıran deği-
şiklikler olmadığı” ifadelerini kullandõ.
‘Seçmen iradesini yansıtmıyor’
Mahkeme, anayasanõn değiştirilen 146. maddesi-
nin 4. fõkrasõnõn birinci tümcesinde yer alan “…
bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir; …”
ve 2. tümcesinde yer alan “… de her bir baro
başkanı ancak bir aday için oy kullanabilir ve
…” ibarelerini oybirliğiyle iptal etmişti. Kararõn
gerekçesinde, Yargõtay, Danõştay, Askeri Yargõtay,
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Sayõştay, Yük-
sek Öğretim Kurulu ve baro başkanlarõ tarafõndan
Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday seçiminde her
üyenin ya da her baro başkanõnõn yalnõzca bir aday
adayõna oy vermesinin öngörülmesinin, üç adayõn
belirleneceği seçimlerde her üyeye yalnõzca bir
aday adayõna oy verme hakkõ tanõnmasõ suretiyle
diğer iki adayõn seçiminde oy kullanõlamamasõ so-
nucunu doğurduğu belirtildi.“Buna göre, bazı
adaylar açısından seçmenlere oy kullanma hak-
kı tanınmayarak sonuçları seçmen iradesini
yansıtmaktan uzak olan bir seçim usulünün de-
mokratik olmadığında kuşku yoktur” ifadesi
kullanõlan kararda, oy kullananlarõn iradesini
olumsuz yönde etkileyen bu düzenlemenin hukuk
devletinin temel öğesi olan bağõmsõz ve tarafsõz bir
yargõnõn oluşmasõnõ da engelleyeceği vurgulandõ.
‘Yargı bağımsızlığını zedeler’
Mahkeme, paketin 22. maddesiyle anayasanõn
değiştirilen 159. maddesinin üçüncü fõkrasõnõn
üçüncü tümcesinde yer alan “…iktisat ve siyasal
bilimler …” ve “… üst kademe yöneticileri …”
ibarelerinin iptaline karar vermişti. İptal edilen
tümce, HSYK’nin dört üyesinin yükseköğretim
kurumlarõnõn hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dal-
larõnda görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe
yöneticileri ile avukatlar arasõndan cumhurbaşka-
nõnca seçilmesini öngörüyordu.
Mahkeme, gerekçesini şöyle açõkladõ: “Yargı
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı gibi ilkeler
hakkında yeterli ilgi, bilgi ve tecrübeye sahip ol-
mayan iktisat ve siyasal bilimler dallarında gö-
rev yapan öğretim üyeleri ile üst kademe yöne-
ticilerinin hâkim ve savcıların atama, tayin, ter-
fi disiplin gibi özlük işlerinden sorumlu bir ku-
rulda görev almaları yargı bağımsızlığı ve hâ-
kimlik teminatı ilkelerini ihlal edip hukuk dev-
leti ilkesini zedeler niteliktedir.”
HSYK’nin yapõsõnõ düzenleyen 159. maddesinin
2., 4., 6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 13. fõkralarõnõn ip-
tal isteminin reddi kararõnõn gerekçesinde ise “Ya-
sama organının tercihinin yerindeliğinin yargı-
sal denetim konusu olması mümkün değildir (..)
Kurul’un kararlarının kısmen de olsa yargı de-
netimine açılmasının hukuk devletinin güçlen-
dirilmesine yönelik bir adım olduğu görülmek-
tedir. Söz konusu hükümlerin yargı bağımsızlı-
ğını dolayısıyla hukuk devleti ilkesini ortadan
kaldırdığı ya da içini boşaltarak anlamsız hale
getirdiği söylenemez” görüşü savunuldu.
‘Yetki Anayasa Mahkemesi’nin’
İlgili maddenin 5. fõkrasõnõn 1. tümcesindeki “…
ancak bir aday için …” ibaresi iptal edilen 159.
maddede, Yargõtay, Danõştay ve Türkiye Adalet
Akademisi ile birinci sõnõf adli ve idari yargõ hâkim
ve savcõlarõ tarafõndan HSYK üyelerinin doğrudan
seçilmesini ve her seçmenin ancak bir aday için oy
kullanmasõ hükmü getirilmişti. İptal gerekçesinde
“Seçmen iradesinin gerçek anlamda oya yansı-
masını sınırlayan böylece oy kullananların ira-
desini olumsuz yönde etkileyen bu düzenleme-
nin hukuk devletinin temel öğesi olan bağımsız
ve tarafsız bir yargının oluşmasını da engelleye-
ceği açıktır” denildi. Anayasa paketindeki madde-
lere referdumda tek tek değil de, tümüne yönelik
oy verilmesi tartõşma yaratmõştõ. Yüksek Mahke-
me, CHP’nin iptal isteminin reddi kararõnda, “ana-
yasanın açıkça parlamentoya verdiği bir yetki-
nin somut kullanılış biçiminin yerinde olup ol-
madığının denetlenmesi, anayasanın 148. mad-
desinde Anayasa Mahkemesi’ne tanınan yetki-
ler arasındadır” değerlendirmesini yaptõ.
KISMİ İPTALİN GEREKÇESİ AÇIKLANDI
CHP lideri, Rize’de de iktidara yoğun eleştirilerde bulundu: Büyükanıt’a minnet borçları vardı
Kõlõçdaroğlu’ndan Haberal’a selam
Değişiklik tahliye getirir
Hukukçular, CMK’deki yeni düzenlemeyle Ergenekon ve Balyoz’da yargõlanan ve
tutukluluk süreleri 3 yõlõ dolduran sanõklarõn tahliye edilmeleri gerektiğini belirtti
‘Tutukluluk
süresi 5 yıl’
Ergün Poyraz 27 Temmuz 2007, Veli
Küçük 22 Ocak 2008, Muzaffer Tekin 15 Ha-
ziran 2007, Doğu Perinçek 21 Mart 2008,
Tuncay Özkan 23 Eylül 2008, Mustafa Öz-
bek 22 Ocak 2009, Levent Göktaş 7 Ocak
2009, Mustafa Balbay 6 Mart 2009,
Mehmet Haberal 17 Nisan 2009,
Serdar Öztürk 7 Haziran
2009.
Kim, ne zaman
tutuklandõ?
Rize mitinginin ardından bir çay bahçesine girerek ürün toplayan Kılıçda-
roğlu, iki çeşit çay filizinden düşük kaliteli olanını göstererek “Bu Ali Bay-
ramoğlu’nun çayı” dedi. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri gülüşmelerle karşılandı.
5 YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRİYOR
MustafaBalbay
ALİCAN ULUDAĞ
ANKARA - TBMM Adalet Ko-
misyonu Başkanvekili Hakkı
Köylü, DHKP-C, DEV-SOL ve
DEV-YOL davalarõnõn “siyasi da-
va” olmadõğõnõ iddia ederek, “Tür-
kiye’de daha önce de, şimdi de si-
yasi dava olmadı” dedi. Hakkõ
Köylü, 31 Aralõk’ta yürürlüğe gire-
cek olan CMK’nin 102. maddesinde-
ki tutukluluk süresinin de toplam 5
yõl olduğunu savundu.
Köylü, CMK’nin 102. maddesine
ilişkin, “Uzatma süresi toplam 5 yıl
olarak hesap edilmeli. Yani 2+3
olarak düşünülmeli” dedi. “Bir tu-
tukluluk süresinde 5 yıl fazla değil
mi” sorusuna Köylü, “Daha önce
15, 10, 8 vardı. Hiç süre yoktu. Biz
ona yine bir süre getirdik” yanõtõnõ
verdi. Köylü, sürenin uzun olduğuna
ilişkin olarak da “Devam eden da-
valar var. Onlarda süresi dolanlar
da vardı. Kanun 31 Aralık’tan
önce yürürlüğe girse bunların ço-
ğu tahliye olacaktı. O zaman çok
büyük sorunlar ortaya çıkacaktı.
O yüzden ileriye dönük bir tarih
koyduk. O zamana kadar herhal-
de biter dedik davalar. Bitmezse
de mahkemeler kendisi düşünsün
dedik” değerlendirmesinde bulundu.
Köylü, “Siyasi davaların uzun
sürdüğü oluyor” sözleri üzerine de
“Türkiye’de şimdi de daha önce de
siyasi dava hiç olmadı” dedi.
AKP’Lİ HAKKI KÖYLÜ