25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Kitaba konu olan soyutkavramlarve matematiksel mantık çok bildiğim konular değildi. Fakat genç bir bilim adamının Avusturyalı büyük bir çuğdaşmatematikçi, bir klasikmüzikdehası, resme matematikselkavramlarla yaklaşan bir grafik sanatçı ve Uzakdoğu felsefesinibuluşturan bir bilimsel ve felsefi vizyonudile getiren yapıtı üslubu,diyaloglanile ilgi idi. Yazarınkarmaşık ınatematiksel kuramları anlaşılabilirve okunabilir bir format’asokmasıda çok ha- şanlı idi. Taoizm’eve Zen Budizmi’neduyduğum ilginino zamankitabı almamaneden olduğunusanıyorum. Kitap bugünkü Türkiye’yeyabancı bir kültür ortamınıyansıtan yaratıcı bir düşünce ürünüdür. Bilimsel, felsefikavramları genel okuyucuyasunmak için sade- — leştiren pek çok yazar okudum.Türkiye’debelkibazı tanıtıcı,geneldeNı-bilgialanını sunan yazarlar da var. Fakat evrensel bir kamuoyuna bu nitelikte bir sentez sunacak insanlar yeriştirdiğimizi sanmıyorum.Ve bunu gerçek— lcştirenwycn bu kültür ortamınınbaşka alanlarda cılız kaldığınıbiliyorum.Butür yapıtlarıüretebilen Amerikan ya Avrupa kültür ortamlarınınbi:irnkinden farkını irdelemeninyararlı olacağını daima düşünürüm. Burada Hofstacdtcr’in yapıtı bağLı— mında aklımagelen bazısorularıvurgulamayaçalıştım. Türk aydınıdediğimizokumuşlariçinde Bach’ı dinleyençoktur. Fakat matcnıatikçi Avusturyalı Kurt Gödel’i (1906-78) ve Hollandalı grafik sanatçısı M. Escher’i(1898-1978) bilen herhalde çok değildir.Adını işitsebile ne yaptıklarınıbilen de parmakla gösterilecek kadar azdır. Birbaşka Avrupa üçlüsü için de olasılıkla aynı sonuca yatırdık. Orneğin Gauss, Michelangelo, Brahms da deseydik,durum pek değişmezdi. AydınlarımızabizeOsmanlı tarihinden birbirleriyle düşünsel ilişkikuracağınızbir matematikçi, bir ressam, bir müzisyensayın,ama bunların dünya kültüründe bir yerleri olsun deseydik, bu olanaksız olurdu. Çünkü Osmanlının dünya hatta Islam uygarlığınahediye ettiğibir matematikçi, bir ressam ve bir müzisyenyok. Türk kültür tarihini yazanlarüç ad bulupçıkarırlar,ama bunların hiç biri ne matematik, ne resim, ne de musikitarihine geçmemiştir. Mürekkepyalamış,yani eğitimliolanların en üst düzeydeolanlarıyla bir iki soruyudaha paylaşmaktayarar var: Osmanlı, 19. yüzyıla kadar Avrupa’nın doğu yakasınayerleşmişbir toplumdur. Avrupa ile kavgalıdır. Avrupa’ya paralel bir kültür ürerir. Fakat bu kültürün Avrupa kültürü ile ilgisi yoktu. Bu kültürün evrensel konumunu Türkler doğrudürüst da tartışmıyorlar. Islam dünyast için ortak değer taşıyan bir kültür de değil. Omeğin Islam kültür tarihine hediyeettiğimiz bir matematikçi ya da bilim adamı söz konusu olmadı. Resim ya da musiki ise zaten söz konusudeğil. ÖyleyseTürkler 1300’den1920’yearasındanasılbir kültürle yetindiler? Dünyadan izoleolmanın düşünsel koşulları neydi? Aslında bu sorular çorap söküğügibi uzargider; sonundaayağımızageçireceğiniizçorapkalmaz.Onun için Türk toplumu bunun çuresini bulmuştur: Soru sormamak. Osmanlı’dave onun çocuğuolan Türkiye’deGödel, Escher,Bach’ınhiçyetişınemesişimdideyetişmekre zorlannınsıolgusunun sorgulanması gerekmezmi? Şimdilerde Türkiye’yibırakıp yurtdışına yerleşenlerarasında uluslararası övgü alan birkaç kişi çıkıyor, gazetelerneredeysezaferilan ediyorlar.Ne var ki bunlarınTürk kültürüileilgisi gibiuluslararası platformlardahilmi adan-tımız,düşünürümüz,yazarımız, sanatçımı:da çok az. Aslında Gödel, Escher, Bach’ı bir araya getiren Hofstaedter’in bu sorularlahiç ilgisiyoktu. Onun vurgulamakistediği şey, Batı kültürünün çok değişik alanlardaki performanslarının paralel ve kendi içinde tutarlı karakterini vurgulamak ve bunun olası evrenselboyutlarını ve yabancı kültürlerle ilişkisini göstermekri. Yirmibölüme ayrılmış 777 sayfalıkbu büyük kitabınbazıbölümlerinin adlarını ve içeriklerini, bizim,işi maga:inciliğe, dedikoduya ve kahve sohbetine indirgemişaydınlara değil, fakat Türkiye kültürünü irdelemekisteyen aydınların ilgisine sunınak istiyorum. KİTAI3JN İÇERİOINDEN Hofstaedter, Zenon’un ünlü Aşil ve Kaplumbağa paradoksuylabaşlayarak düşünmek,düşünmek üzerine düşünmek, düşünmek üzerinedüşünmek üzerine düşünmekdiye bir düşünme dizisikuruyor. Kitabın zorluğubirazbundan kaynaklanıyor.Türkiye bildiğimiz gibi düşünme özürlüsü. Bir başka bölümde Hofstüdter, sanatta bir zeminüzerindekibiçim olgusunu,kuranı - kuramsızlık ilişkisi ile karşılaştırılıyor. Başkabir bölümde,biçimselbir sistemdebiçimlerin nasılanlam kazandığı üzerinde bir tartışma var. Bir başkabölümde, Zen Budizm’indekiKoan (bilmece) aracılığıile doğru ve yanlışkavramlarını tartışıyor. Birdi— ğerinde, düşüncenin beynin nöronal yapısıiçinde oluşumuüzerindebir spekülasyonvar. Sonra, Gödel’in ‘tamamlanamama’kuramı üzerine bir tartışma. Birçokbölüm,matematikçiolan Hofstaedter’in matematikve bilgisayarkarışımı konularda tartışmalarınıiçeriyor. En sonunda kitaptaki bütün tartışılan sorunlarınhepsine değinen bir bölüm yaznıış,Türk kültürübağlarnındainsanıdüşündürenböylebirsentezi üretengenç bilim adamı. Kuşkusuzbu kitabın Batılı okuyucuları da özel bir gruptur. Vurgulamak istediğimsorun şu:Rönesarıs’tan bu yana bizimokumuşlar,Batının bilimselvefelsefi açılımlannıizlemediler.Bugünde üniversitelerdekibirkaç genç ve dil bilen gerçekentelektüel dışında, öğretimin hiç±ıirkademesindebilgiyebütünleyicibirmantıkla yaklaşanakademisyenlermnvarlığı, elli yıllık öğretim deneyimimedayalı, ciddi kuşkularım var. Gödel, Escher ve Bach’ı bilmeden yaşanabilir. Fakat Türk toplumunun yüzyıllarcabu tür düşünsel çuhalaraneden sırt çevinniş olduğu ve uygar insanların ilgi duyduğu konularda hiçbir katkı yapamamış olması,irdelenmesi gereken bir temel sorun değil mi? Bu toplum çağdaş düşüncenin neredeyse süprüntüleriniTürkçeyeçevirerekpapağangibiyineliyor.Fakat kendine ilişkinyeni bir düşünce yaratacakkendine dönükeleştirel aklı gelişıneıniş. Toplumu ve onu yönlendirenlerbir şeyistemediğiiçin düşünenler de bir şey ürermiyorlar.Butoplum sadecekendine sunulanıyiyor. Bir şeypişirmiyor. Çağdaş sömürücü Batı kapitaliznıininistediğide tam bu davranış. Tao Te Ching de dendiğigibi,bizehükmeden güçlerkamımızıdoyuruyor,ya da doyurmamış gibi yapıyor, fakat beynimizi boşakıyorlar. Batı böyle bir kültürel meraka ve kültürel bütünlüğesahip olduğu için dünyaya egemen. Bizkendi geleceğimizeegemen olmak için Batı’nınulaştığıbu ana- lizdüzeyineulaşmadan ve çağdaşkültürün sanatı, mutemariğive musikiyibütünleştirdiğinihiç bilmeden nasılyaratıcı olacağız? Gerçi toplumda Batı uygarlığınm merak, düşünce ve estetikstandartlarınaulaşanvecumhuriyetinyarattığı potansiyeli temsil eden insanlarımızvar. Fakat bu oran Türkiye’yi kurtarmaz. Ve bir Hofstacdter yeriştiremiyor.Çağdaşa katılmak, yani bu yüzyıldabağımsız yaşayabilmekiçin bu entelektüel düzeydedüşünenleri yaı-atınakve onların toplum düşüncesini doğru yönlendirmesinisağlamakzorundayız.Cahil bir toplumun gideceğiyer 21. yüzyılçöplüğüdür. r .. KULTUR Gödel,Escher,Bach Televizyondabirkonserizledim.AlmanlarBerlin’inWaldbühne(OrmanSahnesi)denen büyükoditoryumunudoldurmuşlardı.GençVenezuela’IıorkestraşefiGustavioDudamel ArturoMarkez’inbiryapıtınıçaldırıyordu.Uluslararasıbirkültürziyafetiveriliyordu. Türkiye’deneyazıkkiolanaksızbirmusikiatmosferivardı.Insanlarınortakolabileceği barışçılkültürdeğerlerininneredeysesonsuzolduğunudüşünürken,aklıma1979yılında bilgisayarbilimiuzmanıDouglasR.Hofstaedteradlıgençbirmatematikçininbilimadamlarınca çokövülen‘Gödel,Escher,Bach,SonsuzBirAltınÖrgü’kitabıgeldi. + Türktoplumunun yüzyıllarcabutür düşünselçabalara nedensırtçevirmiş olduğuveuygar insanların ilgiduyduğu konulardahiçbir katkıyapamamış olması,irdelenmesi gerekenbirtemel sorundeğilmi? c’,l 0, Q t,, C%J c-’J 1-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear