25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2010 SALI 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Bundan iki yıl önceydi... Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı uçaklar PKK’nin merkez üssü Kandil Dağı’na bomba yağdırdılar. PKK ile mücadele tarihinin bu en büyük bombardımanı 2008 yılının Aralık ayında yaşanmıştı... O dönemde Genelkurmay Başkanlığı örgütün 600 yaşam alanının vurulduğunu duyurmuştu!.. Anlaşılıyordu ki, bombardıman sırasında sayıları açıklanmayan oranda terörist de yaşamını yitirmişti... İnanamayacaksınız ama bu bombardımanın yapıldığı dönemde PKK yurtiçi ve yurtdışından 300 kadar militanı Kandil Dağı’ndaki bir mağarada bir araya getirmişti!.. Yani örgütün “10. kongre”si bombardıman sürerken yapılmıştı!.. Bu kongre PKK’nin siyasal açıdan hedefini büyüttüğü bir dönüm noktasıydı. Örgüt bu toplantıda ilk kez 8 maddelik talebini belirledi. PKK, Kandil’deki o mağarada hem siyasal hedefini belirledi hem de eylem stratejisinin bu talepler doğrultusunda şekillendirilmesi kararını aldı... Şiddeti dayatarak kazanım elde etme stratejisini yoğunlaştıran örgüt ilk kez siyasallaşmanın altyapısını oluşturacak bu talepleri dile getirerek Kürt meselesini de tamamen çıkmaza soktu! Düşünebiliyor musunuz, örgüt bir yandan karakol basarak onlarca askeri şehit ederken aynı zamanda ülke içinde kaos yaratacak siyasi taleplerini de dayatmaya başladı!.. PKK iki yıl boyunca genellikle Kürt dili ve kimliğinin tanınmasını içeren bu talepleri dayatırken aslında asıl hedefine, yani Öcalan’ın özgürlüğünü esas alan 8. maddeye odaklanmıştı. Yani son iki yıl boyunca sıkılan her kurşun, patlatılan her bomba Öcalan’ın İmralı’daki hücresinin kilidini kırmayı hedeflemişti... PKK, Öcalan’ın önce “yarı açık cezaevi statüsü” sonra “ev hapsi”, üçüncü etapta da “serbest” bırakılmasını içeren beklentiye yanıt alamayacağını anlayınca iki ay önce taleplerini çok radikal bir çizgiye çekti!.. Örgüt bir yandan şiddeti dayatırken diğer yandan politik kaos yaratarak hedefini büyüttü ve son dönemde “demokratik özerklik” adı verilen çok tehlikeli bir planı gündeme getirdi... PKK aslında bu planın yaşama geçemeyeceğini biliyor!.. Örgüt şiddet ve siyasal kaosu aynı potada tutarak toplumsal gerginliği tırmandırmak ve bu şekilde kitlelerde bir bıkkınlık ve yılgınlık yaratmak istiyor... BDP’lilerin “demokratik özerklik”ten söz etmesi, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in belediye binaları önüne PKK flamaları çekme düşü, örgüt milislerinin, özellikle Hakkâri’nin ilçelerinde özerklik oyunu oynamalarının tek nedeni, ayrışmayı keskinleştirmek!.. Geçtiğimiz hafta sonu Diyarbakır’da “Demokratik Toplum Kongresi”ni toplayarak “özerklik” planını açıklayan BDP de toplumsal gerginliğin yükseldiği bu dönemde çok radikal beklentileri dillendirerek büyük hata yapıyor... “Barış” söylemini terörün kanlı bayrağı kadar yüksekte tutmaya çalışan Kürt siyaseti, kültürel haklar ve politik beklentilerini ülke bütünlüğünü tehlikeye düşürecek bir çizgiye çekerek aslında şiddet yorgunu kitleleri de bunalıma sürüklüyor... Evet, PKK kitleleri siyasallaştırdı... Evet, PKK çizgisinde faaliyet gösteren BDP’nin yerel yönetimlerde etkinliği artıyor. Evet, Kürt kökenli yurttaşların kimi kültürel beklentilerinin bir an önce yanıtlanması gerekiyor ama, tüm bunlara şiddeti ve gerilimi yükselterek ulaşılabilir mi?.. Siz en iyisi 200 kişilik bir grupla 15 Ağustos’ta 1984’te ilk eylemini yapan PKK’nin, 26 yıl sonra, yani 15 Ağustos 2010’da neyi açıklayacağını lütfen çok dikkatle izleyiniz!.. 15 Ağustos’ta Neyi Duyacağız?!.. Dolaştığım kentlerde görüyorum ki, toplumun büyük bölümü 12 Eylül’de neyi oylayacağını bilmiyor!.. Açıkça söylemek gerekirse, kitlelerin önemli bölümü neyi oyladığını bilmek de istemiyor!.. Daha doğrusu AKP’nin neyi dayatmaya çalıştığı yurttaşın umurunda bile değil... Çünkü toplumun beklentisi anayasanın değil, iktidarın değişmesine odaklanmıştır... Halkımız, 12 Eylül’de anayasa manayasa değil AKP’ye “hayır” diyeceğini çok iyi biliyor... Çünkü 12 Eylül oylamasının tek maddesi vardır: AKP gitsin mi kalsın mı? Evet, bu bir referandum değil güven oylamasıdır... Yurttaşlar, Türkiye’nin şu an en önemli sorunun AKP’nin dayattığı anayasa değişikliği olmadığına inanıyor... AKP ülkenin dengeleriyle öylesine oynadı ki, gidişin hiç de iyi olmadığını artık herkes görüyor. Bu yüzden mürit değil birey olan yurttaşların 12 Eylül’de neyi oylayacağını ben buradan özetlemeye çalışayım: 12 Eylül tek parti faşizminin çakma yasalarını oylama günü olmayacaktır!.. 12 Eylül; gericilikle ilericiliğin, karanlıkla aydınlığın, laiklikle dinciliğin, hırsızlıkla dürüstlüğün, yağmacılıkla vatanseverliğin saflarını netleştireceği gün olacaktır!.. 12 Eylül; Cumhuriyetçilerle liboşların, döneklerle dik duranların, bireylerle müritlerin, hilafetçilerle aydınlanmacıların, takıyyecilerle dobraların, Hikmetyar’ın dizinin dibinde oturanlarla Atatürk’ün peşinden gidenlerin mücadele günüdür!.. 12 Eylül; çıkar çevreleriyle yağında kavrulan garibanların, AKP’den nemalananlarla AKP’den kan kusanların, rant peşindekilerle huzur arayanların, işbirlikçilerle yurtseverlerin gelecek kavgasına sahne olacaktır!.. 12 Eylül; bu ülkeyi karanlığa götürmek isteyenlerle aydınlığa, yani muasır medeniyet hedefine taşımak isteyenlerin bayraklarını göndere çekme yarışıdır!.. Traktörüne mazot alamayan, ürününü yok pahasına elden çıkaran çiftçiler, evine ekmek götürmek için hamallık yapan öğretmenler, çocuklarını okutabilmek için seyyar satıcılığa mahkûm olan memurlar, AKP’nin taşeronlaştırma projesinde mağdur olan işçiler, üniversiteye giremeyen gençler, mutfağında tencere kaynatamayan ev kadınları, üç kuruş maaşla yaşamak için can çekişen emekliler 12 Eylül oylamasına işte bunları düşünerek gitsinler... Onlar iyice bilsinler ki, 12 Eylül, 8 yıldır ülkeye ve yurttaşa kan kusturan takıyyeci, dayatmacı, baskıcı bir iktidarın gidiş günüdür... OKURLARA DUYURU: Mehmet Faraç 13 Ağustos Cuma günü Datça’da... Özbel Kapı Cafe Restaurant’ta saat 18.00’de düzenlenecek, “Dünden Bugüne: Basın Nereye” konulu etkinliğe Özgen Acar ve Ahmet Abakay da katılacak. 12 Eylül’de Neyi Oylayacağız?... ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Milli İstihba- rat Teşkilatõ’na (MİT) elek- tronik posta yoluyla mesaj gönderenlerin büyük çoğun- luğunu “yardımcı olmak isteyenlerin” oluşturmasõ dikkat çekiyor. Geçen ay teşkilata 1464 kişi mail attõ. Bunlarõn 1075’i yani yüzde 73’ü MİT’e yardõmcõ olmak istedi. 2009 yõlõnda da kuru- mun sitesini bir milyona ya- kõn kişi ziyaret etti. Halka açõk bir ihbar hattõ bulunmayan MİT’e ulaşmak isteyenler teşkilatõn “www.mit.gov.tr” adlõ sitesini kul- lanõyor. Geçen yõl MİT’in sitesini 982 bin 475 kişi ziyaret etti. Bu ki- şilerin 11 bin 922’i e-posta gönder- di. Bunlarõn yalnõzca 2 bin 556’sõ- na yanõt verildi. 2009’da mail atan 5 bin 796 kişiyi “yardımcı olmak isteyenler” oluşturdu. 6 bin 126 ki- şi ise “bilgi almak” amacõyla mail gönderdi. Söz konusu yõlda mail atanlarõn yüzde 49’u “yardımcı ol- mak isterken” yüzde 51’i ise “bil- gi” talebinde bulundu. Ancak Temmuz 2010’da ihbarda bulunmak isteyen- lerin sayõsõnda yaşanan ar- tõş dikkat çekti. Geçen ay e- posta gönderen 1464 kişinin yüzde 73’ü yardõmcõ ol- mak isteyenlerden meyda- na geldi. Yani bu amaçla, 1075 kişi teşkilata mail at- tõ. Mesaj gönderenlerin ise sadece yüzde 27’si yani 389’u bilgi almak istedi. Bu arada mail atanlarõn ancak 231’ine yanõt verildi. Geçen ay, 56 bin 678 kişi de ku- rumun sitesine girdi. Mesaj atanlara verilen yanõtlarõn sayõsõnõn oldukça düşük olduğu gözlendi. Bu durum da asõlsõz ihbar mesajlarõnõ akõllara getirdi. Özel okullara ön kayıtlar başladı Eğitim Servisi - Seviye Belirleme Sõnavõ (SBS) so- nuçlarõna göre öğrenci alacak özel okullarõn, birinci ön kayõt dönemi başladõ. İlköğretim 8. sõnõf öğ- rencilerinin elde ettikleri taban puanlarõna göre okul- lara başvurabilecekleri ilk ön kayõt dönemi, 13 Ağustos 2010 tarihine kadar devam edecek. Bu ta- rihlerde ön kayõt yaptõran öğrencilerin kesin kayõtlarõ 16-17 Ağustos 2010’da yapõlacak. Türkiye Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu Başkanõ Cem Gülan, öğrencilere ve velilere önerilerde bu- lundu. Gülan, “Özel okullardan çok fen ve Ana- dolu liselerinde parasız okumak isteyen öğren- ciler, bu yönde yaptıkları tercihlerin sonuçlarını beklesinler, bu arada puanlarının yettiği ve gö- nüllerinden geçen özel okullara da ön kayıtla- rını yaptırsınlar. Kesin kayıtlar için ücretsiz oku- yabilecekleri kurumların yerleştirme sonuçla- rını beklesinler. Eğer Anadolu ve fen liselerine kayıt yaptıramıyorlarsa, özel okula kesin ka- yıtlarını yaptırmak için zamanları var” dedi. Özel okullarõn kontenjanlarõnda ve öğrenci kabul- lerinde, tam puan alan ve aynõ okula kayõt yap- tõran öğrenciler ile ilgili herhangi bir problem ol- madõğõnõ belirten Gülan, bu öğrencilerin zaten 2010 Özel Okullar Başvuru Kõlavuzu’nda be- lirtilen esaslara göre sõralanmõş olduğunun da al- tõnõ çizdi. Özel okullara ikinci ön kayõtlar 18- 20 Ağustos, ikinci kesin kayõtlar ise 23 Ağustos tarihinde yapõlacak. Üçüncü ön kayõtlar 24-27 Ağustos’ta, bunun ardõndan kesin kayõtlar 31 Ağustos’ta yapõlacak. Son kayõt dönemi ise Sõ- nav Yürütme Komisyonu’nca alõnacak karara gö- re 1 Eylül 2010’dan itibaren uygulanacak. 6 1 B İ N 5 5 1 Ü C R E T L İ Ö Ğ R E T M E N V A R , A Y D A 5 8 7 . 2 6 T L A L I Y O R L A R 10 öğretmenden 1’i ücretliMAHMUT LICALI ANKARA - Tekirdağ’da ha- mallõk yaparken geçirdiği kalp kriziyle yaşamõnõ yitiren ücretli öğretmen Ahmet Fazlı Elçi, Tür- kiye’deki ücretli öğretmenlerin durumunu gözler önüne serdi. Türkiye’de toplam 61 bin 551 üc- retli öğretmen bulunuyor. Ücret- li öğretmenlere ayda 587.26 TL ücret verilirken, en fazla ücretli öğretmen, sõnõf öğretmenliği bran- şõnda bulunuyor. Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn (MEB) resmi verileri de bakanlõ- ğõn ücretli öğretmenliği temel is- tihdam politikasõ haline getirdiğini doğruluyor. Yalnõzca okullarda eğitim-öğretimin devam ettiği süre içinde maaş alabilen öğret- menler, girdikleri ders saatine göre ücret alõyorlar. Ücretli öğ- retmenlerin birçoğu, pazarcõ, gar- son, taksi şoförü gibi ikinci bir ek işte çalõşmak zorunda kalõyor. MEB Personel Genel Müdürlü- ğü’nün resmi verilerine göre Mart 2010 tarihi itibarõyla Türkiye’de toplam 61 bin 551 ücretli öğretmen okullarda görev yapõyor. Türki- ye’de kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin toplamõnõn 678 bin 551 olduğu göz önüne alõndõğõnda ücretli öğretmenlerin bütün öğ- retmenlerin içindeki oranõ yüzde 9.06 olarak hesaplanõyor. Buna göre Türkiye’de her 10 öğret- menden biri ücretli öğretmen sta- tüsünde görev yapõyor. Sõnõf öğretmenliği branşõ ücret- li öğretmenlerin en fazla çalõştõğõ braşlarõn başõnda geliyor. Sõnõf öğretmenliği branşõnda toplam 17 bin 353 ücretli öğretmen görev ya- parken, sõnõf öğretmenliğini 5 bin 939 ücretli öğretmenin görev yap- tõğõ okulöncesi öğretmenliği bran- şõ izliyor. İngilizce öğretmenliği branşõnda 5 bin 329, Türk dili ve edebiyatõ branşõnda ise 3 bin 660 ücretli öğretmen çalõşõyor. El- çi’nin de ücretli olarak çalõştõğõ din kültürü ve ahlak bilgisi öğret- menliği branşõnda ise toplam 1745 ücretli öğretmen bulunuyor. 107 branşta ücretli öğretmen var MEB’in verileri bakanlõğõn ma- tematikten beden eğitimine, fel- sefeden kimyaya kadar hemen he- men bütün branşlarda ücretli öğ- retmen çalõştõrdõğõnõ ortaya koyu- yor. Genel liselerdeki bütün ders branşlarõnda ücretli öğretmen ça- lõştõrõlõrken, meslek liselerindeki teknik ve mesleki derslerin de bü- yük bir kõsmõnda ücretli öğret- men istihdam ediliyor. MEB’in ve- rilerine göre 145 farklõ branşõn 107’sinde ücretli öğretmen çalõş- tõrõlõyor. Bu da branşlarõn yüzde 73’ünde ücretli öğretmen istih- dam edildiği anlamõna geliyor. Kadroluların 3’te biri MEB’in verilerine göre, ek ders ücreti ile birlikte kadrolu öğret- mene aylõk net 1.610.74 TL ma- aş verilirken, ücretli öğretmenle- re verilen ücret hemen hemen asgari ücrete denk geliyor. Ayda 25 saate kadar derse giren, dola- yõsõyla günde 5 saat ders anlatan ücretli bir öğretmen ayda net 587.26 TL ücret alõyor. B ilgi almak veya ihbarda bulunmak isteyenler sitede “Nasıl yardım edebilirsin” başlõklõ bö- lümü kullanõyor. Linkin üzerinde tõk- landõğõnda ortaya çõkan bilgi notunda, “MİT, sınırlarımız dahilinde ve dün- ya genelinde ulusal güvenliğe yönelik tehditlere karşı ülkenin bölünmez bü- tünlüğünü ve halkımızı bu tehditlere karşı koymayı görev saymaktadır” de- niliyor. Mesajlarla ilgili kriterlere de yer verilen notta, “Ülke bütünlüğü, ayrıca halkı- mızın güvenliği adına çaba sarf eden MİT için hayali olmayan, husumet içermeyen gerçek bulgulara/delillere dayanan her bilgi önem arz etmekte ve kıymetlendirmeye alınmaktadır. Eğer ulusal güvenliğimize zarar verebilecek, tehdit oluşturabilecek herhangi bir bil- giye sahipseniz bunu bizimle paylaş- manızı isteriz” ifadesi kullanõlõyor. “Bizim işimize yarayacağını dü- şündüğünüz bir bilgiye mi sahipsiniz” sorusuyla devam eden notta, mesajlarõn isim vermeden de gönderilebileceği bil- diriliyor. Ancak, her- hangi bir araştõrmaya yönelmek için mail ata- na ulaşõlmasõna vurgu yapõlan notta, bunu sağlamak üzere ad-soyad ve adres detaylarõnõn belirtilmesi vurgulanõyor. Bilgi notu, “Bu kapsamda bize yar- dımcı olduğunuz, ulusal güvenliğimi- ze gerekli hassasiyeti gösterdiğiniz, biz- leri yoğun iş tempomuz sırasında asıl- sız ihbar ve önerilerle gereksiz şekil- de meşgul etmediğiniz, aldatmaya yö- nelik teşebbüslerde bulunmadığınız için teşekekkür ederiz” diyerek son bu- luyor. ‘HUSUMET İÇERMESİN’ Geçen ay mail atanlarõn yüzde 73’ü teşkilata ‘yardõmcõ olmak’ istedi. 2009’da oran yüzde 49’du MİT’e ‘muhbir’ ilgisi Müdür yardımcısına suçlama İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafõndan 18. Milli Eğitim Şû- rasõ’nõn Ege Bölge Çalõştayõ’ndaki kõz ve erkek öğ- rencilerin ayrõ okullarda okutulmasõ önerisinin, İl Müdür Yardõmcõsõ Mustafa Çakal başkanlõğõndaki komisyon tarafõndan yapõldõğõ belirtildi. Eğitim-Sen İzmir Şubeleri adõna açõklamada bulunan Dönem Sözcüsü Özcan Çetin, konunun milli eği- tim müdürlüğünde kadrosu bulunan bir eğitimci ta- rafõndan önerilmesinin manidar olduğunu belirtti. Çetin, “Bu, eğitim sistemine egemen olan zihniyetin dışavurumudur. Ege Bölge Çalıştayı, hem dü- zenleniş biçimi, katılımcıların belirlenmesi hem de sunulan raporlarla eğitim sistemine ege- men olan gerici, çağdışı, antidemokratik an- layışı gözler önüne sermiştir” dedi. Öneriyi sunan yetkililerin görevden alõnmasõ ge- rektiğini kaydeden Çetin, bu durumda Milli Eği- tim Bakanõ Nimet Çubukçu’nun da istifa etme- sini beklediklerini söyledi. Çalõştay öncesi İzmir’in sorunlarõnõ içeren raporu oluşturmak için müdürlük tarafõndan sendikala- ra davet gönderildiğinin açõklandõğõnõ anõmsatan Çetin, “Çalıştaya çağrı yazısı çalıştay sonra- sında bize ulaştırıldı. Daha önce bu toplantı- ya katılacağımızı belirtmiş ve sendikamızın gö- rüş ve önerilerini içeren bir rapor hazırlamıştık. Ancak davet yazısı çalıştay başladıktan iki gün sonra elimize ulaştı” diye konuştu. KIZ VE ERKEKLER İÇİN AYRI OKUL THK’DEN ATILIM SBS’YE GÖRE ÖĞRENCİ ALIYORLAR Havacõlõk üniversitesi kuruluyor ANKARA (AA) - Türk Hava Kurumu (THK) tarafõndan “THK Sabiha Gökçen Havacılık ve Uzay Üniversitesi” kurulacak. YÖK’ten izin alõnma aşamasõnda olan üniversite, 3 yõl içerisinde faa- liyete geçecek. Açõklama yapan THK Genel Başkanõ emekli Tümgeneral Os- man Yıldırım, üniversiteyi hayata geçirebilmek için vakõf kurduk- larõnõ, üniversitenin vakfa bağlõ olarak açõlacağõnõ anlattõ. İzin başvurusunda bulunduklarõ YÖK’ün, konuya çok sõcak bak- tõğõnõ belirten Yõldõrõm, üniversi- te ile THK’ye bağlõ havacõlõk eği- tim merkezlerini akademi statü- süne kavuşturacaklarõnõ söyledi. Ankara Etimesgut’ta kurula- cak üniversitenin “THK Sabiha Gökçen Havacılık ve Uzay Üni- versitesi” adõnõ alacağõnõ kayde- den Yõldõrõm, üniversitenin rek- törlük binasõnõn hazõr olduğunu söyledi. Yõldõrõm, THK’nin, böl- ge ülkelerdeki eğitim uçaklarõ ve iş jetlerinin bakõmõna talip oldu- ğunu ifade ederek, kurumun An- kara’da olduğu gibi İstanbul, İz- mir, Antalya ve Samsun’da da uçak bakõm merkezi kuracağõnõ bildirdi. Yüksekokullarõn İzmir ve Ankara’da hizmete gireceğini kaydeden Yõldõrõm, gelecek yõl üniversite yerleştirme sõnavlarõ- na yönelik kõlavuzlarda yer ala- cak bu okullardan mezun olan gençlerin, dünyanõn her yerinde iş bulabileceklerini vurguladõ. Ücretli olarak çalışan ve ataması yapılmayan öğretmenler sık sık eylem düzenleyerek taleplerini dile getiriyor ve seslerini duyurmaya çalışıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear