Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
10 AĞUSTOS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
Körpecik ve ince dalların
arasından esen bir rüzgâr,
kardeşlik ve özgürlük üzerine
söylenen türküler.
Gün ışığı yaprakların üzerinden
süzülüp kirpiklerimizin arasından
gözlerimizi kamaştırırken nice
acıları, hüzünleri anımsarız.
Canım sıkılır, çeker giderim
yaşadığım kentten soluklanmak için!
Kimi zaman Kaçkarlar’da kimi
zaman Toroslar’da dolaşırım.
Malabadi Köprüsü’nde
çocuklarla konuşur, Kepoğlu
Mamut Ağa’nın özel barajını, on
binlerce dönümde bir çuval
bulgura çalıştırdığı Cenan’ları
düşünürüm.
Yıllar önce Mardin yöresinde
öğrencileriyle birlikte alan
araştırması yapan ve şimdi
Yeditepe Üniversitesi Antropoloji
Bölüm Başkan Yardımcılığı
görevini sürdüren Yrd. Doç. Dr.
Yaprak Civelek’in gönderdiği öykü
bende bu duyguları yaşattı...
Öykü, Mardin’in Kızıltepe
ilçesinde geçiyor.
Yaprak Civelek Kızıltepe’nin
sokaklarında dolaşıp sohbet
ederken, sekiz-dokuz yaşlarında
siyah saçlı, güzel gözlü bir kızın
hüzünlü yüzü, dikkatini çekiyor.
Kız çocuğunun elinde
parçalanmış bir aygıt...
Gözlerinden bir yağmur bulutu
gelip geçmiş.
Kara gözleri ıslak...
Elinde sımsıkı tuttuğu kırılmış
aygıt, bir müzik çalar, yani
volkmen...
Yaprak Hanım soruyor:
“Nedir elindeki, kırılmış galiba?..”
Başını sallıyor çocuk:
“Hayır kırdılar!”
Bir alacakaranlığın sesi gibi
konuşmayan tümceler birbiri
ardına geliyor...
Sanki bir pencere açılıyor
yeryüzünden yüreğine ulaşan bir
kuyu gibi. Parıldayan bir ışık
yayılıyor çevreye.
Yüreği paramparça olan öğretim
üyesi şöyle düşünüyor o sırada:
“Galiba soruyu yanlış sordum.
Sorum ‘Nasıl kırıldı o aygıt’ yerine,
‘Nasıl kırıldın, seni kim kırdı,
yüreğini delik deşik eden kimlerdi?’
olmalıydı.”
Sekiz-dokuz yaşlarındaki kız,
anlatmaya başlıyor. Okul
arkadaşlarının elindeki müzik çaları
görmüş ve babasına almasını
söylemiş. Babası da satın alıp
gelmiş... Kaset koymuş,
dinliyormuş..
Bir arada dört yaşındaki erkek
kardeşi istemiş volkmeni
ablasından. O vermemiş. Ama
annesi elinden zorla alıp erkek
kardeşine vermiş.
Dört yaşındaki erkek kardeş, bir
süre sonra müzik çaları bozmuş..
Yaprak Civelek, kızın gönlünü
almak istiyor:
“Erkek kardeşin senden çok
küçük, onun için bozmuştur.”
Kız çocuğu sözünü kesiyor:
“Hep böyle yapıyorlar. ‘O erkek
çocuk’ diyorlar. Önce o yemek
yesin, önce onlar her şeyi alsın,
önce onlar yapsın...”
Yaprak Civelek, elini omuzuna
atıyor kızın ve soruyor:
“Peki, kıran kardeşin mi?”
Kız çocuğu:
“Hayır kardeşim değil, aha
şurada duran amcamın oğlu kırdı,
ayaklarıyla çiğneyerek...”
Anlaşılıyor ki, kızın elindeki
volkmeni amcasının oğlu görüp
istiyor. Kız direniyor. Babası
gürültüyü duyunca volkmeni
kızından alıp yeğenine veriyor.
Birkaç ay kullanıyor amcaoğlu
volkmeni... Daha sonra kız müzik
çalarını istiyor.
13-14 yaşlarındaki amcaoğlu
vermiyor, yere atıp üzerine
basarak parçalıyor...
Öykünün sonunda kız, Yaprak
Hanım’a gözleri dolu dolu şöyle
diyor:
“Biliyor musunuz, biraz
büyüyünce beni volkmenimi kıran
amcamın oğluyla evlendirecekler...”
Yaprak Hanım o kıza bir volkmen
alıp göndereceğini söylüyor.
Kız istemiyor, kırık dökük şunları
söyleyebiliyor:
“Beni unutmayın yeter!”
Kızın küçük işaretparmağının
havada süzülüp amcasının oğlunu
göstermesi ve sonra kendini
salıvermesi...
İnsanı derinden vuran bir öykü
değil mi bu?
Feodal yapı, aşiret düzeni...
Geri kalmış, erkek egemen,
baskıcı bir düzene özgü
yapılanmayı gözler önüne seriyor
bu öykü.
Batman’da intihar eden kızlar...
Oraya psikolog yerine imam
gönderen anlayış.
Adına töre cinayetleri denilen o
vahşet...
Sıdıka’ların, Necla’ların,
Güldünya’ların, Gülistan’ların
bilindik acılı öyküleri...
Toplumun değer yargıları ve
bakışı! Çocuklarımızın,
kadınlarımızın hüzünlü ve acılı
yaşamı!
Biraz garip ve biraz da kederli.
Dört yapraklı bir yonca gibi
boyunları bükük onların!
Yürekleri kırılgan kız çocukları...
Bu öykü bence YAŞ
atamalarından daha önemli...
Çünkü bir Türkiye gerçeği.
Ya siz, sizler ne diyorsunuz?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Kırık Bir Öykü...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69
Kõlõçdaroğlu, anayasa değişikliğinin asõl hedefinin yargõya hesap vermekten kaçmak olduğunu söyledi
‘RecepBeygidici’BARIŞ YAMAN
KONYA - CHP Genel Baş-
kanõ Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu
anayasa, sadece ve sadece Re-
cep Bey’in kendisi için getiri-
liyor. Recep Bey, gidip hesap
vermesin diye getiriliyor. He-
sap vermekten korkulur mu?
Korkmanın ecele faydası yok.
Recep Bey gidicidir” dedi.
Konya’nõn Yunak ilçesi giri-
şinde partililer tarafõndan karşõ-
lanan Kõlõçdaroğlu, “Halka hiz-
met etmeyi namuslu gören
bir siyaset anlayışıyla yola
çıktık” diye konuştu. Bölgenin
geçim kaynağõnõn tarõm oldu-
ğunu vurgulayan Kõlõçdaroğlu,
son 3 yõldõr buğday fiyatõnda ar-
tõş olmadõğõna dikkat çekti.
“Mazotun, ilacın fiyatı artar-
ken buğday fiyatlarının niye
artmadığını” soran Kõlõçda-
roğlu, “O zaman kişi başına
düşen gelir 2 bin 500 dolardan,
10 bin dolara nasıl çıktı. Buğ-
day üreticisinin geliri artmı-
yor. Bu 10 bin dolar kimin ge-
liridir. Kim kazandı? Kim gö-
türdü? Onu sormamızın za-
manı değil mi? Onu soracağız.
Size söz veriyoruz” dedi. Bir ül-
kenin üretmeden, gelişmeden
istihdam yaratamayacağõnõ ifa-
de eden Kõlõçdaroğlu, “Bir ül-
ke üretmezse, onurlu bir dev-
let olmaz. Onun için üretece-
ğiz. Tarımda, hizmet sektö-
ründe, üreteceğiz ve kalkına-
cağız. Halkın iktidarında,
CHP iktidarında, mazot özel
tüketim vergisini kaldıracağız.
Mazotun fiyatını yarı yarıya
indireceğiz” diye konuştu.
Siyasete yõrtõk ayakkabõ ile
atõlõp sonradan havuzlu villa-
larda oturan siyasetçilerden ol-
mayacaklarõnõ belirten Kõlõç-
daroğlu, şunlarõ söyledi:
“Biz sizin gibi olacağız. Si-
zin gibi yaşacağız. Havuzlu
villada oturmayacağız. Siya-
set ile de zenginleşmeyece-
ğiz. Bunun sözünü veriyo-
rum. Siyaset zenginleşme ara-
cı değildir. Siyaset halka hiz-
met etme sanatıdır.”
Kul hakkõ yiyenlerden hesap
sormazlarsa inançlarõyla da ters
düşeceklerini ifade eden Kõlõç-
daroğlu, “Niye dokunmazlığı
getirmiyorlar. Bir adamın
boğazından aşağı haram lok-
ma inmiyorsa, dokunulmaz-
lığı getirir. Getirsinler doku-
nulmazlığı, neden korkuyo-
ruz, kimin hesabını veremi-
yoruz. Birileri dokunulmaz-
lığı getirmiyorsa bir şeylerden
korkuyor. Bilin ki kul hakkı
yemiştir. Bilin ki yolsuzluk
yapmıştır” şeklinde konuştu.
Kõlõçdaroğlu uzaktan kuman-
dayla yönetilmeyeceklerini söy-
leyerek “Birileri bize talimat
verecek, biz yapmayacağız.
Doğrusu ne ise halkın çıkarı
ne ise, halkın isteği ne ise
onu yapacağız” dedi.
Yunak’taki mitingin ardõn-
dan Tuzlukçu ilçesine geçen
Kõlçdaroğlu, anayasa değişikli-
ğinin çiftçinin derdini çözme-
Konya’nın
Yunak ilçesi
girişinde
partililer
tarafından
karşılanan CHP
Genel Başkanı
Kemal
Kılıçdaroğlu
burada yaptığı
konuşmada
tarımda
yaşanan
sorunlara
dikkat çekerek,
“Bir ülke
üretmezse,
onurlu bir
devlet olmaz”
diye konuştu.
(Fotoğraf: AA)
Anayasalarõn toplumsal uzlaşma metni olduğunu söyleyen CHP lideri
Kõlõçdaroğlu, “Bir anayasa, demokrasiye özgürlükler getirmek için hazõrlanõr.
Ama bu anayasa sadece ve sadece Recep Bey’in kendisi için getiriliyor. Recep
Bey gidip hesap vermesin diye getiriliyor. Ama size söz veriyorum, yetim hakkõ,
kul hakkõ yiyen kimse gidip hesabõnõ verecektir” dedi.
yeceğini belirterek şöyle de-
vam etti: “Siz de biliyorsu-
nuz, ben de biliyorum. Şimdi
Recep Bey diyecek ki, efendim
Tuzlukçu’ya gitmiş, buğday
demiş. ‘Buğday ile anayasanõn
ne ilgisi var’ der. Bir anayasa
toplumsal uzlaşma metnidir.
Bir anayasa toplumun bütün
kesimini kucaklamak ve barış
içinde olmak için hazırlanır.
Bir anayasa, demokrasiye öz-
gürlükler getirmek için ha-
zırlanır. Ama bu anayasa sa-
dece ve sadece Recep Bey’in,
kendisi için getiriliyor. Recep
Bey gidip hesap vermesin di-
ye getiriliyor. Ama size söz ve-
riyorum, yetim hakkı, kul
hakkı yiyen kimse gidip hak-
kını verecektir. Hesap vermek
olgun insanların onur duya-
cağı bir görevdir. Hesap ver-
mekten korkulur mu? He-
sap vermekten kaçınılır mı?
Niye korkuyorsun? Kork-
manın ecele faydası yok. Re-
cep Bey gidicidir.”
ÇİÇEK’TEN TARTIŞMALI DEMOKRASİ YORUMU
‘Kim sorumluysa
son sözü o söyler’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar-
dõmcõsõ Cemil Çiçek, “Eğer her şe-
yin hesabını ben veriyorsam, son sö-
zü de benim söylemem demokrasi-
nin özünde vardır. Her şeyin hesa-
bını sen ver, yeri gelince de sen ipe
çekil. Ama her şeye de sen karar ver-
me. Bu, demokrasi olmaz” dedi.
Ankara’nõn Gölbaşõ ilçesinde AKP
İlçe Teşkilatõ İstişare Toplantõsõ’ndaki
konuşmasõnda Çiçek, Yüksek As-
keri Şûra (YAŞ) toplantõsõ ile ilgili
olarak “Sabah YAŞ
ile kalktık, akşam
YAŞ ile yattık. Neti-
cede bir işlemdir bu”
ifadesini kullandõ.
Bu işlemin Batõ’da
da yapõldõğõnõ belir-
ten Çiçek, sözlerine
şöyle devam etti:
‘İpe çekil ama
karar verme’
“Ama siz İngilte-
re’de, Fransa’da ve-
ya Almanya’da gün-
lerce süren bir tartışmaya hiçbir
zaman şahit olmazsınız. Çünkü iş
kendi rayında devam eder gider.
Neden, çünkü orada demokrasi
kökleşmiştir. Orada esas olan va-
tandaşın seçtiğinin öne çıkmasıdır.
Vatandaşın seçtiği kişinin en yet-
kili olmasıdır. Her şeyin hesabını
sen ver, yeri gelince de sen ipe çe-
kil. Ama her şeye de sen karar ver-
me. Bu, demokrasi olmaz” dedi.
Çiçek, bir yerde gelişmiş bir de-
mokrasi varsa ve gelişmiş bir demok-
rasi hedefleniyorsa, kimin yakasõna va-
tandaş yapõşõyorsa yetkinin onda ol-
masõ gerektiğinin altõnõ çizerek, “Kim
sorumlu tutuluyorsa son sözü onun
söylemesi gerekir. Batı dediğimiz,
çağdaş demokrasi dediğimiz ülke-
lerde olan da budur. Kimin yakası-
na yapışılıyorsa vatandaş ondan he-
sap sorar. Vatandaş da yetkiyi ona
veriyor. Çok şükür Türkiye de-
mokrasiyi tercih etti” dedi.
‘Hükmetmede
sorun var’
Türkiye’de bir de-
mokrasi probleminin
bulunduğunu ve bunun
iyi görülmesi gerektiği-
ni dile getiren Çiçek,
şöyle devam etti: “Siz
birilerini seçiyorsu-
nuz. Seçiyorsunuz
ama bu seçtiğiniz in-
sanların sizin adınıza
hükmetmesi ve ülkeyi
yönetebilmesi nokta-
sında Türkiye’de bir
temel sorun var. Devlet yönetimi söz
konusu olduğunda halkın seçtikle-
rine tam yetkili bir devlet yönetimi
teslim etme noktasında Türkiye’nin
çok ciddi açıkları var. Buna de-
mokrasi açığı diyoruz, demokrasi
açlığı diyoruz. Yeri geliyor ki bir ge-
nel müdürdeki yetki, seçtiğiniz in-
sanlarda yok. Bir kaymakamdaki
yetki bir bakanda yok. Belli ku-
rumlar var ki, zaten oraya siyasetin
ve siyasetçinin girmesi yasak.”
Erdem CHP’den istifa etti
‘Evet’ kararõ nedeniyle disipline sevk edilen Eşref Erdem, dün düzenlediği basõn
toplantõsõyla siyaset yaşamõnõ bağõmsõz milletvekili olarak sürdüreceğini açõkladõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
yönetiminin, anayasa değişikliği ile ilgili re-
ferandumda “evet” oyu alacağõnõ açõklama-
sõnõn ardõndan 1 yõl ihraç istemiyle disipline
sevk ettiği Ankara Milletvekili Eşref Er-
dem, partisinden istifa etti.
CHP yönetiminin Yüksek Disiplin Kuru-
lu’na sevk kararõ aldõğõ ve sevk yazõsõnõ da dün
itibarõyla kurula gönderdiği Erdem, dün bir
basõn toplantõsõ düzenleyerek istifasõnõ açõkladõ.
Toplantõda, “siyasette ömrünün sonuna gel-
diğini” belirten Erdem, solun ve CHP’nin bu-
güne kadar kendisine çok şey verdiğini belirt-
ti. CHP’nin 37 yõldõr kayõtlõ üyesi olduğunu ve
40 yõla yakõn süredir de partiye hizmet ettiğini
belirten bundan pşmanlõk duşmadõğõnõ fakat böy-
le bir tabloyu haketmediğini belirtti.
Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Erdem,
CHP kökenli olan Kültür ve Turizm Bakanõ Er-
tuğrul Günay’õn “Aklı varsa peşimden ge-
lir” sözlerine de yanõt vererek böyle bir şeyin
olmayacağõnõ ifade etti. Erdem, “Yeniden
milletvekili olmak için kolları sıvamış, sağın,
solun kapısını aşındıran bir tavır içinde ol-
madım, olmam” dedi.
Kõlõçdaroğlu’nun, değişimi-dönüşümü gerçek-
leştirmesinin önündeki en büyük engellerden bi-
rinin “tertiple oluşturulan parti meclisi” oldu-
ğunu savunan Erdem, eski Genel Başkan Baykal’õ
da istifaya götüren görüntülerin ardõndan partide
bir ‘PM tertibi yaşandığını’ öne sürdü.
Basõn toplantõsõnda, CHP’nin, kendisinin de yö-
netimde bulunduğu son 8-9 yõldõr çizgisinin gi-
derek sağa ve şovenizme kaydõğõnõ da savunan
Erdem, “Cumhuriyet mitinglerinden sonra
bu toplum mühendisliğine soyunan bazı çev-
reler, CHP-MHP koalisyonu yoluyla AKP’den
kurtulabileceklerini ifade etmişlerdir” dedi.
Valilik, referandum çalõşmalarõnda kullanõlacak standa izin vermedi
TKP’nin halkõ etkilemesi yasak!
İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Valiliği, 12 Ey-
lül’de anayasa değişiklikle-
rinin oylanacağõ referan-
dumda “hayır” oyu kulla-
nõlmasõ için propaganda yap-
mak isteyen Türkiye Ko-
münist Partisi’ne (TKP) “va-
tandaşın oyunu etkileye-
ceği” gerekçesiyle stant kur-
ma yasağõ getirdi. TKP’den
yapõlan açõklama İstanbul
Valiliği’nin kararõ “yandaş
valiliğin yeni bir örneği”
olarak değerlendirilerek “Bu
komik, gayri ciddi ve gay-
ri hukuki kararın derhal
kaldırılmasını talep edi-
yor, görevi kötüye kulla-
nan ilgili bütün bürokrat-
ların bu seçim sürecinin ta-
rafsızlığına gölge düşürül-
memesi için görevden alın-
masını istiyoruz” denildi.
Anayasa değişikliklerinin
oylanacağõ referenduma 1
ay kala İstanbul Valiliği ve
Emniyet Müdürlüğü ilginç
bir karara imza attõ. TKP’nin
İstanbul il örgütünün İstan-
bul Valiliği’ne yaptõğõ stant
başvurusuna, “vatandaşın
oyunun etkileneceği” ge-
rekçe gösterilerek izin veril-
medi. TKP’den yapõlan açõk-
lamada TKP’nin “yurttaş-
ların oyunu yandaş med-
yanın, yandaş mahkeme-
lerin, yandaş cemaatlerin
ve yandaş bürokrasinin
baskısından kurtarmayı
görev olarak gördüğüne”
dikkat çekildi.
Adım adım diktatörlük
İstanbul Valiliği’nin ya-
sal siyasi partilere siyaset
yasağõ getiren kararõnõn, Tür-
kiye’nin nasõl bir tehlikeyle
karşõ karşõya olduğunu net
olarak ortaya koyduğu be-
lirtilen açõklamada, AKP’nin
adõm adõm diktatörlüğünü
gerçekleştirdiği vurgulandõ.
Eşref Erdem
Türkiye’de
halkõn seçtiklerinin
devlet yönetimini
temsilde ciddi
açõklarõ olduğunu
belirten Çiçek,
“Bir
kaymakamdaki
yetki bir bakanda
yok” dedi.
AKP’li BAŞKAN NİKÂHTA ANAYASAYA ‘EVET’ İSTEDİ
İstanbul Haber Servisi -
Referandum meydanlarõnda
kõzõşan “Evet-Hayır” kam-
panyasõ nikâh salonuna kadar
taşõndõ. AKP’li Beykoz Bele-
diye Başkanõ Yücel Çelikbi-
lek, AKP Beykoz Kadõn Kol-
larõ Yönetim Kurulu üyesi
Fatma Ormancı’nõn oğlunun
nikâh töreninde gelin ve da-
mattan “Evet” yanõtõnõ aldõk-
tan sonra,“İşte 12 Eylül’de
de sizlerden bu cevabı bek-
liyoruz. Evet diyeceksiniz
değil mi?” sözleri üzerine ge-
linin yakõnlarõnõn tepkisiyle
karşõlaştõ.Grubun Çelikbi-
lek’in üzerine yürümesi sonu-
cu büyüyen arbede nedeniyle
davetliler salondan çõkarõldõ.
AKP’li Çelikbilek ise “As-
lında ben oraya davetli git-
tim ve rica üzerine nikâhı
kıydım. Neticede, seçilmiş
bir kişi olan belediye başka-
nının mesaj vermesinden do-
ğal bir şey olamaz” dedi.
CHP İstanbul İl Yönetim Ku-
rulu üyesi Metin Kaya ise ya-
şananlarõ tasvip etmelerinin
mümkün olmadõğõnõ belirterek,
Belediye Meclisi’nde konuyu
gündeme getireceklerini ve
önerge vereceklerini söyledi.Çelikbilek
‘PKK hayõr
diyor, siz
evet deyin’
ÖMER ŞAN
RİZE - Devlet Bakanõ ve Başba-
kan Yardõmcõsõ Hayati Yazıcı,
anayasa referandumuyla ilgili,
“BDP’nin kimlerle bağlantılı
olduğunu biliyoruz. PKK ‘Ha-
yõr’ diyor. Bu millet hiçbir şey
bilmezse bile, hiçbir argümanı
dikkate almasa bile PKK’nin
‘Hayõr’ dediğine ‘Evet’ demesi
lazım. En basit ölçü budur” di-
ye konuştu.
Rize’de incelemelerde bulunan
Yazõcõ, anayasa değişikliklerine
ilişkin Meclis’te konsensüs ya-
põlmadõğõna ilişkin eleştirilere,
“Konsensüsün toplumla yapıl-
ması lazım. Bizim toplumun
her kesimi ile konsensüsümüz
var” dedi. Anayasa değişikliği-
ne CHP, MHP ve BDP’nin “Ha-
yır” dediğini öne süren Yazõcõ,
şunlarõ söyledi: “İnsafsızca as-
kerimizi, polisimizi, vatandaşı-
mızı öldüren PKK’nin ‘Hayõr’
dediğine ‘Evet’ denilmeli. Ama
milletimize bu değişikliklerin
ne getirdiği iyi anlatılabilirse,
neye ‘Evet’, neye ‘Hayõr’ dedi-
ğinin ayırdı iyi yapılabilirse
sandıktan muazzam şekilde
‘Evet’ çıkar. Örnekler itibarıy-
la kıyaslama yapıldığında ‘Ha-
yõr’ demenin yanlış olduğunu
herkes söyleyecek.”
Bakırcı’yı savundu
Rize Belediye Başkanõ Halil Ba-
kırcı’nõn Kürt sorununun çözü-
mü için Güneydoğu’dan kuma
alõnmasõyla ilgili sözlerinin
anõmsatõlmasõ üzerine Yazõcõ,
“Bakırcı’nın sözleri iyi niyetli,
ama yanlış oldu. Talihsiz, ama-
cını aşan, parti disiplinini aşan
bir konuşma oldu. Bir kusur
varsa gereği yapılır. Partimiz
de disiplin kuruluna sevk etti.
Savunmasını alıp gereğini ya-
pacaktır. Dar anlamda da olsa
yargılama yapacaktır. Bir ka-
rar verilecektir” dedi.
BAKAN YAZICI
COŞKULU
KARŞILAMA