23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Cervantes'ten öyküler Ömek alınacak hikâyeler Cervantes, örnekAlına- cak Hikâyeler \s\m\\ kita- bının önsözünde öyküle- ri için, "kendisinden fay- dalı bir örnek çıkarılma- yacak hiçbir hîkâyenin bulunmadığını" belirti- yor. Kitap. gerek kurgu- su gerekse anlatımıyla ince bir zekânın ürünü olduğunu belli ediyor. • Didem CÖRKAY I "W""^ debiyatın birçok alanında I • başarılı eserler vermiş ve I ' yüzyıllar boyunca beğeni- M J lerek okunmuş, cserleriy- le ölümsüzlüğe ulaşmış bir isim Miguel de Cervantes. Şüphesiz ki Cervantes dendiğinde akla ilk ge- len, modern romanın ilk örneği olan ve dünya edebiyatındaki kla- sikler içinde kendine sağlam bir yere sa- ı^ hip olan Don Quijote'âit. Cervantes, K bu romanında ezilen insanlan ve kahra- manının yel değirmenleriyle savaşmasını anlatır. Cervantes'in bu eseri birçok kez beyaz perdeye de uyarlanmıştır. İLKKISAROMAN Zorluklarla dolu bir hayau olan Cer- vantes, yazmaya genç yaşta başlar. 1571 yılında bir top güllesiyle sol elini kay- bettiği Inebahtı Deniz Savaşı'ndan son- ra, uzun yülar ülkesinden uzakta Ceza- yir'de esir olarak yaşar. Cervantes, ülke- sine döndükten sonra dolandıncılıkla suçlandığı ve hapishanede kaldığı uzun yıllar içinde Don Quijote'yi kaleme ahr. Yazarın yaşadığı yıllar, doğruluğun ve dürüstlüğün erdem olarak görülmediği, hiçbir manevi değerin yüceleştirilmedi- ği, haksızlıklann herkesi mağdur ettiği zamanlardır. 17. yüzyıl sonlannda Is- panya'da yaşanan haksızhklardan yola çıkan, Cervantes bu eseriyle şövalyeliliği çürütmek ister, bunu yaparken alaycı bir dil kullanır. Kimi zaman nüktedan üslubuyla, kimi zaman satır aralanndan göz kırpan romantik anlatımıyla hayal ile gerçeklerin birlikte an- latıldığı, bu eser modern romanın ilk örneği olarak da kabul edilir. Etkileyici bir üsluba ve kurgu yeteneğine sahip olan Cervantes'in adı, bir klasik olan Don Çuijote ile birlikte anılsa da yaza- rın mutlaka okunması ge- reken başka eserleri de var. Bunkrdan biri de Ör- nek Ahnacak Hikâyeler. Cervantes'in. orjinal adı "Novelas Ejemplares" olan Ömek Ahnacak Hi- kâyeler isimli eseri geçtiği- ! miz günlerde Kırmızı Yaymlan tarafından Türkçeye çevrilerek okuyucuyla buluştu. Cervantes, her biri kısa bir roman uzunluğun- da olan öyküleri kale- me aldığında otuz sekiz dile çevrilen büyük ese- ri Don Çuijote'yi he- nüz yazmamıştı. O yıl- larda Avrupa'da roman sanao henüz bilinme- mekteydi. Halk arasın- da anlatılan kimi kısa öyküler, anlatılar ano- nim olarak kulaktan kulağa yayılır ve yazıya geçirilirdi. Ömek Ahnacak Hi- kâyeler bu anlamda dünya edebiyatındaki ilk kısa roman özelliği taşıyan öykülerden olu- şan bir kitap. Okuyu- cu, Cervantes'in büyü- lü yazı dünyasında yol- culuk yaparken, kahra- manlık, macera ve aşk öyküleri içinde anlatı- lan dürüst insanlann erdemli düşüncelerin- den örnekler bulacak, kimi zaman hayatm pek çok yerinde gerekli olan öğütlere rastlayacak saürlarda. Ki- taptaki öyküler Cervantes'in ince zekâ- sının ve etkileyici üslubunun birer eseri olarak nitelendirilebilir adeta. Öyküler- deki kadın kalıramanlar, uğruna her şe- yin göze alınabileceği güzellikte. Kadin- lann güzelliğini gökyüzüne, ay ve yıldız- lara benzeten Cervantes'in kahramanla- n âşık olduklan kaduılar için yaşamla- rmdan vazgeçebilecek kadar tutkulu. YAŞAMINDAN KESİTLER Kitaptaki öyküleri yazarken, kendi ya- şanıından, yaşadığı sıkıntılardan, esir düştüğünde yaşadığı zorluklardan da yola çdcarak yaşadığı yüzyüa ışık tutan Cervantes öykülerinde tspanya'da yaşa- yan birçok topluluk hakkında belirle- mede bulunuyor. Örneğin Çingeneler için şöyle diyor: "Bizler tarlalann, ekin- lerin, ormanlann, dağla- rın, kaynaklann ve ırmak- lann efendileriyiz. Dağlar bize yakacak odun, ağaç- lar yenıiş, bağlar iizünı, bahçeler sebze, kaynaklar su, ırmaklar balık, giril- mesi yasak olan yerler av hayvanı, kayalar gölgelik, kuytular serinlik, mağara- lar ise yuva sağlar" (s. 53). ^ Cervaiîtes "Cönıert Âşık" isimli öyküsünde, güzeller güzeli Leoni- sa'nın onu gerçekten se- ven Ricardo'yu fark etme- yerek, Cornelio'nun aldatıcılığına kapıl- masını anlaurken okuyucuya hiç unu- tamayacağı öğütler verir: "Yaşı genç olan insanlarda ka- rarsızlık, zenginler- de gurur, küstahlar- da kibir, güzeller- deyse hor görme vardır. Bütün bun- lara sahip insanlardaysa bütün kötülük- lerin anası olan aptallık vardır" (s. 100). Cervantes, insanlığa yeni umutlarla ayduılanan bir yol çiziyor adeta öyküle- rindeki öğütleriyle. Kahramanlannı maceraperest, serseri ruhlu ve gezginlerden seçen Cervan- tes'in eseri bu yönüyle pikaresk romana da bir örnek olarak gösterilebilir. Pika- resk roman, tspanyolca'da maceracı, serseri anlamlarına gelen "picaro" söz- cüğünden gelir. Bu roman türünde, kahramanlar çeşitli yerleri gezen, serseri ruhlu, eğlenmeyi seven, maceraperest kişilerden oluşur. Pikaresk roman, öğüt vermekten, okuyucuyu ders çıkarmaya yöneltmekten çok eğlendirici amaçhdır. O yıUarda şövalye romanlanna tepki olarak ortaya çıkan bu roman türünün özelliklerini Cer\ r antes'in eserlerinde görmek mümkün. Ömek Ahnacak Hi- kâyeler'dc sıradan hayatları anlatırken özenle seçtiği keUmelerle, unutulmaya- cak kahramanlar yaratan Cervantes, "Çingene Kızı" adını taşıyan öyküsün- de, Preciosa'ya aşkını ispat etmek için, asilzade yaşantısım ve zengin bir hayat sürdüğü evini bırakıp Çingenelerin kervanına katılan An- dres'in karşılaşüğı zorlukları, azim- li davranışlarıyla her şeyin üstesin- den gelişini ve yaşadıklannm so- nunda Preciosa'ya kavuşmasını an- latır. Birbirinden güzel sönelerle süs- lenmiş öyküde, alü çizüecek güzel- likte öğütler yer ahyor: "Taze âşık- lann tutkulan, üısanın iradesini zorlayan delice hazlar gibidir. tra- de, uzak durulması gereken yasak- lan çiğneyip kendini kaybetmiş bir şekilde arzuladığı şeyin peşinden koşar. Gözleriyle cennete ulaşuğını zannederken kendini kederin ce- henneminde bulur. Arzu ettiği şeyi elde ettiğindeyse ona kavuşmanın verdiği rahatlıkla hevesi azalmaya başlar" (s. 35). Yoksulluk ile zcnginlik arasında- ki farklan ise ince bir üslupla işle- yen Cervantes, satırlarında şöyle diyor: "Zenginlik, ona sahip olma- ya alışık olmayan veya onu kullan- masını bilmeyen kimselere yoksul bir üısanın yoksulluğu hissettiği kadar ağır bir yüktür. Alunın varh- ğı dert, eksikliğiyse kaygı getirir; fakat eksikliğinin getirdiği dertlere az bir mal varlığıyla deva bulunur; oysa zenginliğin getirdiği kaygılar, servet arokça çoğalır" (s. 265). Dünyanın neresinde olursa olsun de- ğişmeyen bazı değerler ve ne yazık ki bazı insanlann doğduğu günden beri karakterinde var olan kötü özellikler vardır. Bu kötü huylar, uygun yatağı bulduğunda oraya yönelen bir nehir gi- bi yeri geldiğinde bir köşeden ortaya çı- kar. Cervantes "Çingene Kızı" isimli öy- küsünde şöyle diyor: "Hasetlik denilen şey prenslerin saraylarında nasıl varsa, barbarlann çadırlannda ve çobanlann saman kulübelerinde de vardır" (s. 58). Örnek Ahnacak Hikâyeler, isimli ki- tabını 1612 yılında tamamlayan Cervan- tes, kitabın önsözünde öyküleri için, "kendisinden faydah bir örnek çıkanl- mayacak hiçbir hikâyenin bulunmadığı- nı" yazmış. Yazarın ne kadar haklı ol- duğunu, kitabı bitirdikten sonra aklını- zın bir köşesine yer eden öğütleri, haya- ta dair çıkarılacak dersleri gerektiği za- man ve gerektiği yerde, kendinize tek- rar ettiğinizde göreceksiniz. Kırmızı Yayınlan'nın özenli çeyirisi sayesinde okuyucu ile buluşan Ömek Alınacak Hikâyeler gerek kurgusu, ge- rekse anlatımı ve ince bir zekânm ürünü olduğunu belli eden öğütleriyle bir ba- şucu kitabı olarak da mutlaka her oku- yucunun kütüphancsinde bulunması gereken bir eser. • ömek Alınacak Hikâyeler/ Miguel de Cervantes Saavedra/Çeviren: Nazh Hülya Soydan Kırmızı Yayınlan/ 540 s. SAYFA a C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 6
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear