23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
PERİHAN ERGUN Kıbrıslı soydaşlarımıza reva görülen zulüm ve dışlanmalar 1950’lerde boy göstermeye başlamıştı. Oysa Garantörlük Anlaşması kapsamında Türkiye, İngiltere ve Yunanistan, Kıbrıs halkının asayişinden eş değerde sorumluydular. Buna karşın 1960’tan başlayarak soydaşlarımızın can ve mal güvenliği sık sık ortadan kaldırılmaya çalışılıyordu. İngilizlerin atamasıyla cumhurbaşkanı olan Ortodoks papazı Makarios’un oluşturduğu EOKA çetelerince Kıbrıslı Türklere yaşam hakkını yok etmeye vardıracak kadar mezalim giderek yaygınlaşıyordu. Tek güvenceleri Türkiye olan soydaşlarımızın başvurularını değerlendirerek girişim düşünen ve de garantörlük hakkıyla bunu ortaya koymak isteyen merhum İsmet İnönü, ABD Başkanı Johnson’dan aldığı ünlü mektupla susturulmuştu. 1960’ta başlayan giderek hızlanan Makarios’un öncülüğünde Yunan askerlerinin de katılmalarıyla güçlendirdiği EOKA milis çetelerinin cinayetleri 21 Aralık 1963’te Binbaşı Nihat İlhan görevdeyken yalnız kalan ailesine yapılan katliamda 3 ve 6 aylık çocuklarının hunharca öldürülüp banyo küvetine atılması, müdahalenin alevlendirici ateşi oldu. Kıbrıs Türk halkını yok etmeyi amaçlayan saldırılara son verilmesi amacıyla 20 Temmuz 1974’te Şafak Harekâtı adını taşıyan çıkarmanın zorunluluğunu görerek, bunu yüreklice sağlayan o günlerin başbakanı Bülent Ecevit’e “Kıbrıs Fatihi” unvanını verdirmişti. Onu tüm Kıbrıslı soydaşlarımız hâlâ borçlulukla rahmetler dileyerek anarlar. Nasıl anmasınlar ki ben zaferden sonra Kıbrıs’a gidebildiğimde, Binbaşı İlhan’ın evinde hâlâ banyo küvetinden dışarıya taşan, tavana kadar sıçrayan yavrularının kan izlerini gördüğümde içim ezilirken Ecevit’e borçlulukla dualar etmiştim. Şehitliği ziyaretimde de Beşparmak Dağları’nda can pahasına karadan hiç de kolay olmayan kara harekâtıyla EOKA’yı silip süpürerek, hava ve deniz güçlerimizin de katılımıyla başarılan çıkarmaya borçluluk duymamak olası mı? Bu zaferin hemen ertesi günü BM’ce haklı olduğumuz konu aleyhimize beyanlarla kınanmıştı. Hâlâ da bu haklı çıkarma, başta ABD olmak üzere AB ülkelerince de karıştırılıp durmuyor mu? AKP iktidarının da birçok kez acizle onların yanında görünmeleri doğrusu hiç içe sinmiyor!.. İçinin kofluğu giderek görünen Silivri’deki Ergenekon duruşmalarında suçları saptanamadığı halde aylar yıllardır tutukluluk uygulanan yurtsever gazeteciler başta Balbay’la T. Özkan, Perinçek dışında onlarca aydın, bilim adamı ve askere reva görülen zulüm izlendiğinde iç karartıcılığı yaşamamak olanaksızlaşıyor. Şimdi bir de bunlar yetmezcesine yüzlerce yıldır ülkemizi bölüp yutma politikası güden dış güçlerin korkulu rüyası TSK’mize indirilmek istenen “Balyoz” insanda yaşama sevincini yitirici oluyor. Sonucu Yaradan’a sığınarak bekleyip göreceğiz. Referandum olayına gelince: 12 Eylül 2010’da halkoyuna sunulacak, AKP’nin tek başına sözde 12 Eylül Anayasası’nı yok etmeyi amaçladığı anayasaya -DİSK Başkanı Çelebi’nin tanımıyla Anayasak’a- aklı başında yasa bilen yurtseverlerin “Evet” diyebileceğini var saymıyorum. Buna karşın Başbakan’ın, kendini yırtarcasına ölüm kalım sorunu haline getirdiği kanunla ilgili söylemlerinde, elindeki medya gücünü, özellikle de TRT’yi kullanarak konuyu kavrayamayanları, bilmeyenleri epeyi kandırabileceği kuşkusunu da taşıyorum. Bu nedenle laik demokratik sosyal cumhuriyete gönül veren vatandaşları, canla başla tanıdık tanımadık her yurttaşa tek tek bu konuyu gerçeğiyle anlatmakla görevli sayıyorum. Aksi halde birçok yönüyle zaten yıpratılan Atatürk’ün emaneti Cumhuriyetimizle yaşam hakkımız sabun köpüğü gibi elimizden kayıp gidecektır. Bu biline!.. CMYB C M Y B DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Gözleri Yaşlı Faşizm!.. Gözlerim yaşardı vallahi... Burnumu fırt fırt çekiyorum olmuyor, yutkunuyorum hiç olmuyor, hani dokunsanız salya sümük hüngürdemeye başlayacağım… Kolay değil tabii; karşımda koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ağlıyor!.. Karşılıklı ağlaşırken aniden aklıma geliverdi, Tayyip Bey niçin gözyaşlarına boğulmuştu acaba? İyice dikkat kesildim, baktım Nevzat Çelik’in, 12 Eylül hapishanelerinde yıllarca çürümeye terk edilen, açlık grevlerinden, kanla, ateşle bastırılan direnişlerden süzülüp gelen sevgili Nevzat’ın “Şafak Türküsü” şiirinden dizeler okuyor... Ne oluyor dememe kalmadan, daha 17’sinde yaşı büyütülüp ipe çekilen Erdal Eren’in adı çalındı kulağıma... Tayyip Bey, 12 Eylül karşıdevriminin “Asmayalım da besleyelim mi?” şeklinde özetlenebilecek alçakça mantığı sonucu idama gönderilen isimleri sayıyor ve ekliyordu: - Tam 30 yıl sonra, yine bir 12 Eylül günü, gencecik ölümlerle, zamansız vedalarla, 17 yaşındaki çocukları yağlı urgana taşıyan zihniyetle hesaplaşacağız… Acı acı güldüm… Daha doğrusu ürperdim… Sırf Anayasa Mahkemesi ile Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu, yani yüksek yargıyı ele geçirmek için 30 yıl önce asılmış çocukları bile kullanmayı göze alan pervasızlık gerçekten yüreğimi sıkıştırdı… Ekranlardan milyonlarca insanın gözünün içine baka baka gerçekleri saptıran siyasetçinin, şayet amaçladığı hedefe ulaşabilirse neler yapabileceğini düşününce, bu ülke adına, çocuklarımız adına korktum… Şimdi, sormak lazım; madem 12 Eylül rejimine bu kadar öfkeli, bu denli hınç doluydunuz, bu dönemin simgesi olan, o idamların emrini veren Kenan Evren’i niçin Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde ağırladınız?.. Tayyip Bey defalarca yemek sofralarında bu darbeciyle kahkahalar attı!.. Bülent Arınç niçin bu diktatörle, hem de kendi seçim bölgesi Manisa’da açılışlar yapıp kurdeleler kesti? Madem 12 Eylül darbecilerinin ve yardakçılarının yargılanmasını bu denli istiyordunuz; niçin TBMM’de görüşmeler yapılırken CHP’nin “Geçici 15. maddeyi kaldırmak darbecilerin yargılanmasını sağlamaz. Gelin özel madde koyalım, yargı yolunu açalım” önergesini reddettiniz?!. Madem darbelere, darbecilere bu denli karşısınız; gazetecileri, bilim insanlarını, bu topraklar için canını ortaya koyan askerleri daha suçlarını bile bilmeden yıllarca hapiste çürüteceğinize, niçin 27 Nisan muhtırasını yazan Yaşar Büyükanıt’tan hesap sormadınız? Bırakın hesap sormayı, göğsüne “üstün hizmet” madalyası takıp, altına trilyonluk Audi’yi hangi vicdan kriterlerine dayanarak çektiniz?.. Bu soruların yanıtı yok!.. Bu sorulara ve benzeri binlerce soruya ne Tayyip Bey, ne de şürekası tek bir yanıt veremez. Defalarca yazdım, bir kez daha üstüne basa basa yazıyorum; amaç 12 Eylül faşizmiyle hesaplaşmak filan değil, ülkeyi demir yumrukla yönetmenin önündeki son engelleri kaldırmaktır... - Bunun adı da dinci faşizmdir!.. Bir Yurtsevere Mektup (71) Sevgili kardeşim Balbay, Silivri Tutsak Kampı’nda 500 günü devirdin… Sözcü gazetesinde sevgili Mehmet Türker’in “Mustafa Balbay ve 12 bin 48 saat” başlıklı yazısını okurken, İlhan Abi’nin sıklıkla tekrarladığı “zaman, mekân, uzam” kavramlarını düşündüm. 500 gün, 12 bin saat… Türker, yazısında, “Münevver Karabulut’u testereyle doğrayan sadistin babası cinayete iştirakten yargılanıyor ama dışarıda.. kalpazanlık, yolsuzluk, sahtecilik yapanlar Meclis’te, Atatürkçü yurtseverler içeride” diyordu... Hukukun böylesine katledildiği bir dönem yaşanmadığını söylüyordu... Madem hukuk böylesine ayaklar altına alınmış durumda, acaba diyorum, kendimize özgü bu “hukuk kurallarına” yeni bir madde ekleyemez miyiz?.. Örneğin “Vekâleten Tutukluluk” olamaz mı?.. Gönüllü kişi, içerdeki tutuklunun yerine geçer, böylece insanlar çoluk çocuğunu haftada yalnızca 75 dakika görmekten kurtulur, babasının cenazesine katılabilir… Baksana Tayyip Bey gözyaşları içinde, Ertuğrul Günay’ın 12 Eylül’de babasının cenazesine katılamayışını anlatıyor, burnunun dibinde Mehmet Haberal dururken!.. Bu önerimi ilgililerin takdirine sunuyorum... Seni ve tüm yurtseverleri sevgi ve özlemle kucaklıyorum. e-posta: umitzileli@gmail.com Kıbrıs’ta ‘Şafak Harekâtı’nın 36. Yılı ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com 22 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Recep’le Emin’anım birlikte ağlamışlar... Birlikte ağladık biz bu yollarda! Üzüm E. Uç: “Recep alkol almak yerine üzüm yenmesini istemiş. Memleket için üzüm üzüm üzülmezsiniz de!” Bıyık yılı Anıl Öçal: “Yukarıya tükürsen bıyık, aşağıya tükürsen bıyık; bıyık siyasetinin 2010 yılı görünümü. Sahi işsizliğin bıyığı ne; bıyıklı özel harekât mı?” Müneccim Faruk Yıldız: “AKP'nin anayasa paketini destekleyen bazı ‘sol’cular doğrudan evet demekten utandıkları için referandumu boykot edeceklerini söylüyorlar!” YağmurDeniz Küçükten Büyüğe GSM Modasına! KADIKÖY Moda’da bir şey olsa Küçük Moda’dan Büyük Moda’ya bütün Modalıların haberi olur ve herkes gereğini yapardı. Bir GSM şirketi, geçenlerde Moda İlköğretim Okulu’nun da bulunduğu sokağa kadar girdi. Yargıtay baz istasyonunun sökülmesi kararı aldı. İnşaat mühendisi Ahmet Şerifoğlu, bir GSM firmasını dize getirdi. Şerifoğlu'nun evine dört metre mesafede bulunan baz istasyonu Yargıtay kararıyla söküldü. Yargıtay, GSM şirketlerini zora sokacak bir karara imza attı. İnşaat mühendisi Şerifoğlu, Kadıköy Moda'daki bir baz istasyonunun kaldırılması için açtığı davayı kazandı. Kadıköy Moda İlköğretim Okulu'nun bulunduğu sokakta oturan ve 2008 yılında kurulan baz istasyonunun zararlı etkilerinden rahatsız olan inşaat mühendisi Ahmet Şerifoğlu, başlattığı hukuk mücadelesini kazandı. Oturduğu binanın baz istasyonuna uzaklığının dört metre olduğunu söyleyen Şerifoğlu, savcılığa verdiği dilekçesinde baz istasyonlarının insan sağlığını ciddi anlamda tehdit ettiğini, kişi nezdinde oluşan psikolojik tedirginlik neticesinde birey sağlığının olumsuz yönde etkilendiğini savundu. Şerifoğlu, baz istasyonlarının uzun süreli etkilerinin yok edilemeyeceği yönünde mahkemeye 14 sayfa rapor sundu. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Şerifoğlu'nu haklı buldu ve dava konusu yerdeki baz istasyonunun kaldırılmasına karar verdi. Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” AYRILIKÇI teröristlerin Hakkâri Çukurca’da altı askerimizi ve Van Gürpınar’da bir askerimizi şehit etmesinin üzerinden dikkat buyurunuz şimdilik altı askerimiz şehit oldu. Hiç kimse asker cenazesi üzerinden hesap hatası yapılmasına izin vermediğimizi çok iyi bilmelidir. Bilmeden konuşmayalım. Aynı günde yedi şehidimiz oldu. Yedinci şehidimiz Gürpınar’daydı. Bilerek konuşalım: Cıvan padişahımız Fatih Sultan Recep bilerek konuşur ve aynı zamanda son İslam Halifesi adayıdır. Aynı günde yedi şehidimiz olduğunu söylemişse yedi şehidimiz vardır demektir. Fatih Sultan Recep aynı zamanda Arap âleminin ahali yani halk kahramanıdır. Yahudilerin korkulu rüyasıdır. Arapların biricik lideridir. Kendisinin en güçlü devri iktidarının sekizinci yılında her yeni evli aileden en az üç çocuk ve tabii ki erkek velet bekliyordu ki sağduyu sahibi milletimiz mesajı ve anında en az birkaç okkalık pardon mesajı deftere yazmak üzere kaptı ve kaçtı: Son bir haftadır tarihin mağaralarının gizemli derinliklerinde yürütülen araştırmalarda son aşamaya gelindiği öğrenilmişti. Eurovision’a inat olsun diye... “Ortadoğu”ya şan olsun diye Midleastvision”u kurmamıza ramak kalmıştı. Bugünlerde üç okka çok acı pilavlık bulgur, beş okka acı pilavlık ince bulgur, yarım okka felaket acı biber salçasından yapılacak pilav türü yemek, Şanlıurfa bölgesinden bir uzman şarkıcı tarafından canlı yayında resmen ve alenen seslendirilecektir: “İsot kattım bulguruna. Oh bulgura bak bulgura. Sen de gel kat bir tutam daha. İsot benim, bulgur senin. Canım çekerse bir bakmışsın. Vallah, billah! Seni bile yerim Kız bakma bana öyle! Bulgurlu HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ İnce kabuklu, yu- varlak ve beyaz ta- neli bir üzüm cinsi. 2/ Belirteç olarak kullanõlan eylem soylu sözcük... Yön- tem. 3/ Hizmet hay- vanlarõnõn ayağõna çakõlan demir... Bo- zukluk, aksaklõk. 4/ Bir ilimiz. 5/ Fas’õn başkenti... Fütüvvet şeyhi. 6/ “Kimine bir --- vermez giyesi / Ki- minin atõna atlas çul eyler” (Yunus Emre)... Eski dil- de göz. 7/ Ekvator bölge- lerinde yetişen bir meyve ağacõ... Tantal elementinin simgesi. 8/ Ateş... Pulu yapõştõrõlmadan gönderi- len mektup için, alõcõnõn cezalõ olarak ödediği ücret. 9/ “Dalkavuk, yağcõ” an- lamõnda argo sözcük... İnsan bedeni çevresindeki manyetik alan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bozcaada’da yetiştirilen ve kaliteli bir şarap veren si- yah üzüm cinsi... Trabzon’un bir ilçesi. 2/ Karõşõk renkli... Kalõnca ve açõk samanrenginde bir kâğõt türü. 3/ Batak- lõklarda yaşayan iri bir kuş, 4/ “Doğar --- midelerden nur topu ihtilaller” (F. N. Çamlõbel)... Akõm şiddeti birimi ki- loamperin kõsa yazõlõşõ... Yapõsõna girdiği sözcüğe “ken- di kendine” anlamõ katan yabancõ önek. 5/ Kazakistan’õn başkenti. 6/ Bir tür küçük atmaca... Kõyõ, kenar. 7/ Tek- nelerdeki hamuru kazõmaya yarayan araç... Kenar süsü. 8/ Bulutlarla ilgili işlere baktõğõna inanõlan melek... Azerbaycan ve Kars yöresine özgü telli bir çalgõ. 9/ Tasarõ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Ç Ö P Ş İ Ş H U E R A R A F A T V E R M İ Y O N İ N İ K A K A Ç R A R A K A A M A O R L A P E L E M A N S U A Z A İ D İ L A Y A N İ K O L A 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 DÜZELTME İLANI 10. 07. 2010 tarihli gazetemizde 47052 Basõn ilan no ile çõkmõş bulunan, Gaziantep 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/ 56 Tal. sayõlõ dosyasõndan gayrimenkul satõşõ ile ilgili ilanõn “satõş şartlarõ” başlõklõ bölümünün 1. satõrõnda taşõn- mazõn birinci satõşõ 17/08/2010 Sah günü saat: 10:15 den 10:30 a kadar Gaziantep Adliyesi Mezat Salonunda açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr” olarak yayõnlanmõş olup, “taşõnmazõn birinci satõşõ 17/08/2010 Salõ günü saat: 10.15’ten 10.30’a kadar Gaziantep Adliyesi Mezat Salonunda açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr.” Düzeltilerek ilan olunur. (Basõn: Tashih) TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ELELE VAKFI “Gazilerimiz için ne yapsak azdır.” TC Ziraat Bankası Ankara Kızılay Ş. 39025990-5002 TL Tel: 0312 431 99 36 www.elele.org.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear