25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B Aydınlanmanın çınarı, Başyazarımız İlhan Selçuk için bugün İstanbul’da tören düzenlenecek Hacıbektaş’a uğurluyoruz ürkiye’nin aydınlanma savaşçısı, başyazarımız, Cumhuriyet ile adı özdeş, gazetemiz imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’u bugün İstanbul’dan son yolculuğuna uğurluyoruz. İlhan Selçuk için ilk tören bugün saat 12.00’de Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek. Törende ünlü piyanist Fazıl Say’ın dinletisinden sonra İlhan Selçuk’la ilgili bir barkovizyon gösterisi sunulacak. Konuşmacılar İlhan Selçuk’u anlatacak. onrasında Selçuk, gazetemizin Şişli’deki merkez binası önüne getirilecek ve burada saat 14.00’te gerçekleştirilecek kısa bir törenden sonra toprağa verileceği Hacıbektaş’a uğurlanacak. İlhan Selçuk, yarın öğlen, Hacıbektaş’ta, ağabeyi Turhan Selçuk’un yanında, Mahsuni Şerif’in mezarı ile Âşık Veysel, Pir Sultan Abdal ve Yunus Emre’nin heykellerinin bulunduğu Çilehane bölgesindeki Yıldızlar Mezarlığı’nda defnedilecek. A ydõn, 1930’lar Bugün 23 Nisan, İlhan bu sabah mektebe heyecanla gitti. Ayşe de Ülfet’i götürdü. Ben evde kalmayõ tercih ettim. Burada mekteplerin şarkõlarõnõ işitiyorum, davullarõn gürültülerini, halkõn uğultusunu... Bu arada emirber çõkageldi. “İlhan şiirini nasıl okudu?” diye sordum. “Hepsinden güzel okudu” dedi. “Hiç çekinmedi. Diğer çocukların ellerinde kâğıt olduğu halde şaşırdılar. İlhan bağıra bağıra, coşkun coşkun söyledi, çok alkışlandı.” “Kalbimden doğdu, kalbimden doğdu mu yazarım” demişti bana... Ülfet hep onu taklit etmek ister. Büyük jestlerle, şarkõ gibi mõrõldanarak bir şeyler icad eder: “Atatürk öcüleri Akdeniz’e attı, Ülfet’i kurtardı, babasına getirdi, çok şeker verdi. O da babasıyla bunları yedi. Türk bayrağını tutarak yedi...” Sonra bana “Gördün mü çocuğun ne güzel söyledi. Çocuğunu sever misin?..” diyerek gözümün içine bakar. Dayanamam, onu okşar severim... Bu akşam yağmur tufana döndü, şimşekler çaktõ, gök gümbürdedi. Buraya çok yakõn bir kasabada dört kişinin ölmüş olduğunu duydum, gözümü kõrpmadõm... Bugün öğleden sonra ortalõk biraz aydõnlandõ. Bu akşam yalnõzõm. Kasım, Aydõn Palas’a davetli. İlhan erkenden uyudu, gün sonuna doğru daima biraz yorgundur. Ülfet yanõ başõmda, çok rahat uyuyor. Bu küçüğe tapõyoruz. Sanki bir hazineye sahipmişiz gibi geliyor... Ben iki büyükle akşam yemeği yedim. Orhan tam karşõmda. Yeni terleyen bõyõklarõ ve sağlam yapõsõyla küçük bir efendi... Turhan da yaşõna göre çok iyi. Bu çocuğu frenlemek icabediyor, hem de her zaman... Ama o kadar zeki ve çalõşkan ki, onu affetmeye hep meylim vardõr. Sõnõfõnõn birincisidir, tarihi çok iyi bilir, su gibi... Mõsõrlõlarõ, Hititlileri, Asurlularõ ve Yunanlõlarõ... Aritmetik ve coğrafyada kuvvetlidir. Mektepte bir temsil verildi, hâkim rolü oynadõ, çõlgõnca alkõşlandõ... Kendine güveni tamdõr. Bu da kusur mu sayõlõr?.. Boyuna “Ben bilirim, ben yaparım, çalışmak benim elimde değil mi? Öyleyse her şeyi yaparım” diyor... Bir gün, kahvaltõ etmek istemediği için Kasõm onu hõrpalamõştõ. Bağõrdõ ve ağladõ. Bir makine gibi konuşarak: “Tatlılıkla efendim, tatlılıkla insanı insan yaparlar...” Orhan’la başõma büyük şeyler gelmemişti. O çok daha saygõlõ ve çok daha uslu idi... Bu küçük yaramazla sonunda bir anlaşma yaptõk... Ona, çocuğum dedim: “Bundan sonra üç kere ihtar edeceğim, tatlılıkla... Baban da aynı şekilde hareket edecek ama, itaat etmezsen cezalandırılacaksın. Kabul ediyor musun?” “Olur...” “Bu çocuk hep kendi kafasına göre mi hareket edecek?...” diye düşünüyorum. Allaha şükür ki, kafasõ fena değil... Derleyen: Ülfet Ertel (Önce Çizgi Vardı) Anne Hikmet Selçuk oğlunu anlatõyor T S 23 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA İLHAN ABİ’Yİ YİTİRDİK 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear