Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Özgürlüklerin önündeki en büyük engellerden
biri olarak ilan edildi. “DGM’lere hayır” toplumsal,
siyasal muhalefetin başlıca sloganlarından biri oldu.
DGM’ler 2004 yılında kaldırıldı.
Böyle, özel amaçlı mahkeme kurulamazdı.
Anayasaya aykırıydı.
Yerine ne kondu?
2005 yılında yürürlüğe giren Ceza Muhakemeleri
Kanunu (CMK) uyarınca Özel Ağır Ceza
Mahkemeleri (ÖACM) getirildi.
Bu mahkemelerin DGM’lerden farkı ne?
Daha demokratik bir yargılama sistemi mi geldi,
yoksa ciddi bir karmaşa mı var?
Prof. Köksal Bayraktar, Güncel Hukuk dergisinin
mayıs sayısında bu konuyu ele almış. Prof.
Bayraktar yazısında özellikle Erzurum-Erzincan
hattında yaşananları da özetliyor ve şu saptamayı
yapıyor:
“Son iki yılda çok önemli nitelikteki suçlar
karşısında ÖACM’lerin işlemleri, soruşturma
kovuşturma biçimleri tıpkı DGM döneminde olduğu
gibi tartışmalara ve eleştirilere neden olmaktadır.
Yaşanan görev ve yetki anlaşmazlıkları, dava
dosyaları hakkında verilen gizlilik kararları.. tepkileri
yoğunlaştırmaktadır. Acaba yargı sistemi içerisinde
sadece ve sadece belirli suçlara bakmakla görevli
mahkemelerin kurulması uygun mudur? Olağan ve
demokratik sistem içerisinde olağandışı ve hukuku
zorlayıcı kuralları ile yargı birliği ve bütünlüğü
bozulmakta mıdır? Yaşanan somut olaylar ve
sorunlar bizi bu sorularla karşı karşıya
bırakmaktadır.”
Konu çok sorunlu olunca doğal olarak çok sorulu.
Köksal Hoca’nın hukuk dilini tam kullanarak
ÖACM diye kısalttığı bu yargı organı, özel yetkili
mahkemeler olarak da biliniyor. Akılda kalıcılık
bakımından ÖYM olarak da kısaltılabilir.
Başta Silivri’deki yargılamalar olmak üzere
ÖYM’lerin yapısını, hukuk ve demokrasi merceğine
yatırmak kaçınılmaz görünüyor.
Bize göre konunun iki ayağı var:
1- ÖYM’lerin işleme biçimi.
2- Baktıkları davaların özellikleri.
Prof. Bayraktar’ın vurguladığı gibi ayrıcalıklı bir
mahkeme yaratmanın sonuçlarını tartışmanın
zamanı geldi. Başta yargı kurumları olmak üzere
Türkiye’nin tam bir hukuk devleti olmasını isteyen
her kesime sorumluluk düşüyor.
ÖYM’lerin baktığı davaların özellikleri konusunda
söylenecek çok şey var. DGM’lerle karşılaştırmak
gerekirse, DGM’ler devletin güvenliği diyor başka
bir şey söylemiyordu. ÖYM’lerin ise tek söylemi şu:
Hükümetin güvenliği diyor, başka bir şey
söylemiyor.
Siyasal iktidarın hukuka bakışıyla örtüşen bir
tablo. Türkiye neredeyse şu çizgiye geldi:
Devletin güvenliğine ilişkin suçlar azaltılıyor,
hükümetin güvenliğine ilişkin suçlar arttırılıyor!
Silivri’deki iddianamelerde bu anlamda
dikkatimizi çeken pek çok nokta var.
Bu anlayış, Türkiye’nin temeli olarak özetlediğimiz
“laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti” ilkesini
nereye götürür?
İyi bir yere götürmez.
Bu yolun devamında belki de bu mahkemelere şu
ad verilecek:
Hükümet güvenlik mahkemeleri (HGM)!
Böylesi yasal zorlamalar hükümetleri
güçlendirmez, demokrasiyi daraltmaktan başka bir
işe yaramaz...
İleride hesap dönünce de en çok yakınan
bugünün iktidarı olur...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Medya ayakta. Devlet ayakta.
“Kaderci” Başbakan Zonguldak’ta.
İşçi haklarını savunarak sol parti olduğunu
yıllardır kanıtlamaya çalışan “halkçı” CHP’den tek
bir kişi yok göçük bölgesinde!
30 can gitmiş, aileleri, Türkiye yasta.
Parti kimler gidiyor, kimler geliyor telaşı içinde.
Bir yandan “eskileri” darıltmadan partide barış
içinde yaşama çabası, bir yandan da “eskilerin
tasfiye etme” hazırlıkları.
Kılıçdaroğlu’nun zor günleri. İki ayağını bir
pabuca sığdırmaya çalışıyor.
Kurultayda aday olarak bir konuşma yapacak.
Lakin bu konuşmanın, ikinci derecede sorumlu
olduğu günlerdeki konuşmalara benzememesi
gerekiyor.
Bu konuşma tek başına iktidar umutlarının canlı
simgesi olan birinci derecede sorumlu bir insanın
konuşması olacak.
Bu konuşmayla Kılıçdaroğlu; CHP gibi köklü
partinin önümüzdeki duyarlı süreçte partiye
vereceği -herhalde- yön ve yöntemleri
açıklayacak.
CHP ne kadar soldur? CHP düne kadar izlediği
kimi politikaları ne ölçüde değiştirecektir?
Göreceğiz.
Örneğin laiklik konusuna nasıl bakıyor, Kürt
sorununa nasıl yaklaşıyor veya uzaklaşıyor?
İşsizliğe çare nedir? Yolsuzluklar uğraşı, zaten
Kılıçdaroğlu’nun temel uğraşı. Ama yoksulluğu
yenmek için bulduğu -buldu ise- çare nedir?
Acaba Kılıçdaroğlu umutları güçlendirecek
söylemlerle mi bu konulara değinecek…
... yoksa işsizlik, yolsuzluk, yoksulluk, Kürt
sorunu vs. gibi temel sorunlarda kurmay heyetinin
bulduğu sloganlarla mı yola çıkacak?
Sloganların çekiciliği yadsınamaz. Ecevit’i
Karaoğlan yapan ünlü sloganlarıydı; ne çare
başbakanlığa geldiği 1970-80 arasında bu
sloganların hemen hiçbirini gerçekleştiremedi. Ne
toprak işleyenin ne de su kullananın oldu!
Köykent projesi gereği 1999’larda son
başbakanlığında Karadeniz’in bir ilinde üç beş
köyü bir araya getirdi. Büyük küçük baş hayvanları
köykente gönderdi.
İlk seçimde köykentte Ecevit’in DSP’si ancak üç
beş oy alabildi.
Cumartesi günü Kemal Kılıçdaroğlu’nun düşleri
gıcıklayan sloganlarla vaatlerde mi bulanacağını
veya sorunlara bakış açısını somut, inandırıcı
verilerle mi yaklaştığını öğreneceğiz.
Parti politikalarını irdeleyen konuşması kadar
yeni dönemde CHP yönetimini nasıl kuracağı
sorunu da önemli.
Bir habere göre parti meclisi seçimlerini çarşaf
liste ile yapmaktan vazgeçmiş.
Şayet bu haber doğruysa çarşaf listeyle
yapılacak seçimle parti meclisine Baykal’cı diye
bilinen kimilerinin ağırlıklı biçimde girmesinden
(kendisi veya çok yakın çevresi) kaygılanıyor,
demektir
Zaten Kılıçdaroğlu ne kadar birlik beraberlik,
parti içinde barışı savunursa savunsun... CHP’de
şimdilik görünmeyen, ama gelişmelerden
hissedilen ayrışma olasılığı, hatta olanağı parti
bünyesinde alt kademelerden Meclis grubuna
kadar hemen her kesimde varlığını duyumsatıyor.
Bir başka haber siyasetçi karakterini
sergileyecek içerikte bir haber.
Baykal’ın parti tüzüğünde yaptığı genel sekreteri
(Önder Sav’ı) sıradan bir yönetici durumuna
getiren değişiklik donduruldu.
Haber doğru çıkarsa kimi çevre, Kılıçdaroğlu,
beklemediği bir anda adaylığını destekleyen Sav’a
diyet ödüyor diye yorumlayacak... kimileri de 53
yıllık yoldaşı Baykal’ı bir hamlede dönüp bırakan
genel sekreteri daha güçlü konuma gelmesini
olumsuz davranış olarak değerlendirecek.
Yorum ve değerlendirmeler nasıl olursa olsun
Kılıçdaroğlu-Sav ittifakının temelinde tüzük
değişikliğinin uygulanmaması yattığı veya Önder
Sav’ı tatmin edecek biçimsellik alması
olasılığından söz ediliyor.
Söylendiğine göre Sav, genel başkan birinci
yardımcısı olacak, genel sekreterin etkinliği çok
azaltılacak... ama örgütten bir numaralı sorumlu
eski genel sekreter Bay Sav, birinci başkan
yardımcısı olarak örgütten sorumlu olacak!
Bu haber gerçekleşirse Önder Sav’ın birden
Kılıçdaroğlu’na dönüşünün gerçek nedeni bütün
çıplaklığıyla ortaya çıkacak, demektir.
Yazıyı yazarken CHP Genel Merkezi’nden
Baykal döneminde, herhalde Genel Sekreteri
Önder Sav’ın nezaretinde hazırlanan kimi broşürler
geldi: Parti meclisi çalışmaları... Baykal’ın Kutlu
Doğum Haftası’nda yaptığı konuşmanın CD’si...
Çeşitli konuşmaları ve broşürlerin birinin başlığı,
bir siyaset adamını tarif ediyor:
“...Kimlik, Kişinin Şerefidir!”
SAYFA 23 MAYIS 2010 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Mayıs
Oslo Y 20
Helsinki PB 16
Stockholm Y 19
Londra B 22
AmsterdamPB 18
Brüksel PB 20
Paris B 22
Bonn PB 22
Münih Y 21
Berlin Y 23
Budapeşte Y 22
Madrid B 27
Viyana Y 20
Belgrad Y 20
Sofya Y 18
Roma Y 21
Atina Y 23
Zürih B 22
Moskova PB 24
Aşkabat PB 27
Taşkent PB 28
Bakû Y 25
Bişkek PB 22
Tiflis Y 21
Kahire B 27
Şam PB 27
İstanbul Y 22
Edirne B 23
Kocaeli Y 20
Çanakkale Y 19
İzmir Y 23
Manisa Y 23
Denizli Y 23
Zonguldak Y 18
Sinop Y 20
Samsun Y 18
Trabzon Y 16
Giresun Y 16
Ankara Y 19
Eskişehir Y 19
Konya Y 17
Sıvas Y 15
Antalya PB 24
Adana Y 26
Mersin Y 26
Diyarbakır B 26
Şanlıurfa B 26
Mardin B 23
Siirt B 26
Hakkâri Y 19
Van Y 19
Kars Y 14
Yurt geneli par-
çalı ve çok bulutlu,
Trakya, Güneydoğu
Anadolu bölgesi ile
Antalya ve Muğla
çevreleri dışında
kalan yurt geneli
sağanak ve gök gü-
rültülü sağanak ge-
çecek.Yağışların
Karadeniz, Doğu
Anadolu’nun kuze-
yi ile Adana, Ha-
tay, Kahramanma-
raş, Ankara ve
Çankırı çevrelerinde
kuvvetli olması bek-
leniyor.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
CHP kurultayına yeni Genel
Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun
dışında üç isim damgasını vurdu.
CHP’nin efsane ismi Bülent
Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit,
kurultaya gelerek geç de olsa bir
kucaklaşmanın önünü açtı.
Kurultayın ikinci sürprizini ise
Eşber Yağmurdereli yaptı. 12
Eylül öncesi ve sonrası sosyalist
hareketin önemli isimlerinden, bir dönem
adı düşünce suçlarıyla özdeş hale gelen
Eşber Yağmurdereli de dün Kılıçdaroğlu
rüzgârıyla Atatürk Spor Salonu’ndaydı.
Kurultayın en çok alkış alan ismi Kamer
Genç ile yan yana oturan ‘Eşber Abi’ye
“Sizi burada görmek sürpriz oldu” diye
sorduk. O da “CHP’deki gelişmeler de bizim
için sürpriz oldu” diyerek yanıt verdi.
Yağmurdereli ile aramızda şu diyalog
yaşandı:
- CHP’deki gelişmeleri nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Türkiye’nin demokrasi sorunu, birikmiş
diğer sorunları var. Bu sorunların artık
çözüm yoluna girmesi gerekiyor. Bu
kurultay ve yarattığı gelişmeler
demokrasinin geleceği için umut vaat
ediyor.
- İlk kez mi bir CHP kurultayı izliyorsunuz?
- Evet, ilk defa geliyorum.
- Kılıçdaroğlu ile CHP’nin şansını nasıl
görüyorsunuz?
- Yerel seçimler döneminde İstanbul
adaylığında çizdiği profille toplum nezdinde
iyi bir avantaj elde etti. Psikolojik bir
eşikteyiz. Uzun süredir statik bir durum
vardı. Birdenbire heyecan yarattı.
Beklentileri tetikledi.
- Yeni CHP solda bütün renkleri
birleştirebilecek mi?
- Gelişmelere bağlı.
- CHP Güneydoğu’da yoktu. Kılıçdaroğlu
ile bu portre değişir mi?
- Türkiye’deki demokrasi meselesinden
bahsederken elbette ki etnik kökenler
üzerindeki blokaj kaldırılmadır. Demokrasi
varsa tüm unsurları katmak lazım. Elbette
bu alandaki açılımlar o muhatap kitlelere de
ulaşacaktır.
- Siz de CHP’ye katılacak mısınız?
- Bir iki gün içinde belli olur.
Yağmurdereli’nin siyasi hayatı uzun
olmasına karşın sürekli sosyal demokrasinin
solunda bulunduğu için dünkü kurultay
onun için bir ilk niteliği taşıyordu.
Yağmurdereli sosyalist hareketin içinde
bayrak haline gelmiş etkili bir isim. Bu
açıdan Yağmurdereli’nin de yeni CHP’ye
dönüş sinyali vermesi,
Kılıçdaroğlu rüzgârının
sosyalistlere de ulaştığını
gösteriyor.
Eşber Yağmurdereli’nin iki
koltuk ötesinde ise Rahşan
Ecevit oturuyordu. Kurultayın
‘onur konuğu’ ilan edilen Rahşan
Hanım’la CHP delegelerinin
sevgi gösterileri arasında görüştük. “Bülent
Bey yaşasaydı o da burada olur muydu”
sorumuza şu karşılığı verdi:
“Bülent’le kafalarımız aynı şekilde
çalışıyordu. Yaşasaydı o da bugün burada
olurdu. Bülent, solda birlikte olmak ve güç
birliği yapmak konusunda özellikle son
dönemlerinde istekliydi. AKP’nin yarattığı
ciddi tehlikeden rahatsızdı. Hatta o hasta
yatağındayken ben başta Süleyman
Demirel’i ve diğer parti liderlerini ziyaret
ettim. O dönem yapamadık bu birleşmeyi.
Şimdi atılan önemli bir adım.”
Rahşan Hanım bu hafta Zonguldak’a
gidiyor. Bülent Ecevit yıllarca Zonguldak
milletvekilliği yaptığı için bu şehir ve oradaki
madenciler Rahşan Hanım için önemli.
Eşber Yağmurdereli’nin sağında ise
kurultayda en fazla alkışı alan Kamer Genç
oturuyordu. Kendisine gösterilen ilgiyi
hatırlattığımızda, “Herkes beni tanıyor.
Bugün hangi partinin kurultayına gidersem
gideyim aynı tepkiyi alırım” dedi.
Kõlõçdaroğlu, bürokrasideki başarõlõ çalõşma döneminden sonra siyasete atõldõ
Yolsuzluk savaşçısı
CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Ateş’ten yeni yönetime sert tepki
Ateş’ten‘tüzük’eleştirisi
ALİ ÖZTÜRK
ANKARA - Deniz Bay-
kal’õn “dönmesi” için mü-
cadele eden isimlerin başõnda
gelen Ankara Milletvekili
Yılmaz Ateş, tüzük değişik-
liğinin bir kez daha ertelen-
mesini eleştirerek “Daha çağ-
daş bir tüzük hazırlamak is-
tedik. Herkes bunun farkı-
na varmalı” dedi.
Yõlmaz Ateş, kurultayõn
şenlik havasõ içinde geçtiğini,
ancak dikkat çekilmesi gere-
ken bir nokta olduğunu söy-
ledi.
Kemal Kõlõçdaroğlu’nun
halkõn önünde çok iyi oldu-
ğunu, yüzde 40 gibi bir hedef
koyduğunu anõmsatan Anka-
ra Milletvekili Yõlmaz Ateş,
“Ama bugün (dün) çok in-
ce bir operasyonla parti-
nin yeniden yapılanmasını
sağlayacak olan tüzüğün
yürürlüğe girmesi ertelendi.
Bu erteleme hem hukuka
hem CHP tüzüğüne hem
de siyasete aykırı bir işlem-
dir, gizli ve çok ince bir
operasyonla bu geçirildi.
Bu kurultay, yüzde 40 id-
diasını sakatlamış oldu. Par-
tinin yeniden yapılanması
bir şekilde engellenmiş oldu.
Bu şekilde partinin ilerle-
mesinin önü tıkandı” dedi.
CHP’yi iktidar haline ge-
tirmek için yeni çağdaş ve de-
mokratik bir tüzük önerdik-
lerini kaydeden Ateş, “Hem
yüzde 40 hedefini koyacak-
sınız, hem partiyi ilerlete-
ceğinizi söyleyeceksiniz hem
de bunu hayata geçirmede
kullanılacak en büyük ara-
cı ortadan kaldıracaksınız.
Bu büyük bir çelişkidir.
Önemli olan kurumsal ya-
pılanmadır. 87 yıllık CHP,
bugüne kadar hep aynı tü-
züğü kullanmıştır. Biz şim-
de yepyeni, günün koşulla-
rına uygun bir yapılanma-
yı öngörüyorduk. Ama bu
maalesef yürürlükten kal-
dırıldı. Ahmet’in kalkıp ye-
rine Mehmet’in gelmesiyle
yeniden yapılanma olmaz.
Partinin ilerleme hedefi ha-
yata geçirilmez. Önemli
olan partiyi geleceğe taşı-
maktı. Ama bu olanak par-
tinin elinden alınmış oldu”
görüşünü dile getirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Tunceli’nin Nazimiye il-
çesinde 1948 yõlõnda doğan Ke-
mal Kılıçdaroğlu, bürokraside
başarõlõ bir çalõşma döneminin ar-
dõndan siyasete atõldõ. 2 dönem
CHP’den milletvekili seçilen
Kõlõçdaroğlu’nun, yolsuzluklara
karşõ yürüttüğü savaşla yõldõzõ
parladõ. Gündeme getirdiği yol-
suzluk dosyalarõyla AKP genel
başkan yardõmcõlarõ Şaban Diş-
li ve Dengir Mir Mehmet Fı-
rat’õn istifa etmesini sağladõ.
Kõlõçdaroğlu, 17 Aralõk
1948’de Tunceli’nin Nazimiye il-
çesinde, tapu memuru Kamer
Bey ve ev hanõmõ Yemuş Ha-
nım’õn yedi çocuğundan dör-
düncüsü olarak dünyaya geldi. .
1971’de Ankara İktisadi ve Ti-
cari İlimler Akademisi’nden me-
zun oldu.
Üniversite yõllarõnda ‘sol dün-
ya görüşü’ ile tanõşan Kõlõçdar-
oğlu, eylemci kimliği ile öne çõk-
tõ. Sosyal Demokrasi Dernekle-
ri Federasyonu Bilim Kuru-
lu’nda görev aldõ. Toplumsal ve
Kültürel Eylemler Derneği Baş-
kanlõğõ yaptõ. 1971’de mezun
olduktan sonra Maliye Bakanlõ-
ğõ’nda hesap uzman yardõmcõsõ
olarak göreve başladõ. Daha son-
ra, hesap uzmanõ oldu ve bir yõl
Fransa’da kaldõ. 1983’te Gelirler
Genel Müdür Yardõmcõlõğõ’na
atandõ. 1991’de Bağ-Kur Genel
Müdürlüğü’ne atandõ, 1992 yõ-
lõnda da Sosyal Sigortalar Ku-
rumu Genel Müdürü oldu.
1994 yõlõnda Ekonomik
Trend dergisi, Kõlõçdaroğlu’nu
‘yılın bürokratı’ seçti. Kõsa sü-
re Çalõşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlõğõ’nda müsteşar yar-
dõmcõlõğõ yaptõ. Ocak 1999’da
emekli oldu. 8. Beş Yõllõk Kal-
kõnma Planõ çalõşmalarõnda ‘Ka-
yıtdışı Ekonomi Özel İhtisas
Komisyonu’nun başkanlõğõnõ
yaptõ. Bir süre Hacettepe Üni-
versitesi’nde öğretim görevlisi
olarak çalõştõ. Türkiye İş Bankasõ
Yönetim Kurulu üyeliği göre-
vinde bulundu. 18 Nisan
1999’daki seçimde DSP’den
milletvekili aday adayõ oldu, an-
cak listeye giremedi. Vatandaşõn
Vergisini Koruma Derneği Baş-
kanlõğõ’nõ yaptõğõ sõrada Deniz
Baykal tarafõndan CHP’ye davet
edildi. Önce parti meclisine, ar-
dõndan merkez yürütme kurulu-
na girdi. 3 Kasõm 2002 genel se-
çiminde CHP’den İstanbul mil-
letvekili olarak Meclis’e girdi.
2007 yõlõnda yeniden milletvekili
seçilirken, CHP Grup Başkan-
vekilliği görevini yürüttü.
Yolsuzluklarla yaptõğõ müca-
dele ve ortaya çõkardõğõ dosyalar
yõldõzõnõ parlattõ. Ankara Bü-
yükşehir Belediye Başkanõ Me-
lih Gökçek’le girdiği tartõşma-
da da dikkati çekti. Almanya’nõn
Frankfurt kentinde görülen De-
niz Feneri davasõnõn Türkiye
ayağõna ilişkin açõkladõğõ belge-
lerle de kendinden söz ettirdi.
Dış Haberler Servisi - CHP’nin ta-
rihi kurultayõ, dünya basõnõnda da ilgi
yarattõ. İngiliz Financial Times gazete-
si, “Türkiye’nin Gandi’si muhalefet
liderliğini devralıyor” başlõklõ habe-
rinde, yolsuzluk karşõtõ çalõşmalarõyla ta-
nõnan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, fiziki
özellikleri ve yumuşak tavrõ nedeniyle
Türkiye’nin Gandi’si olarak tanõmlan-
dõğõnõ bildirdi. Delphine Strauss im-
zasõyla yayõmlanan haberde, Kõlõçda-
roğlu’nun CHP’nin başõna geçmesi-
nin, iktidardaki AKP’ye alternatif ya-
ratacak bir parti olmak üzere reform
yapma umutlarõnõ arttõrdõğõ belirtilerek,
uzun süredir CHP’nin başkanõ olan
Deniz Baykal’õn görevinden ayrõlma-
sõnõn, Türkiye siyasi tarihinde çok bü-
yük bir yapõsal değişiklik olarak gös-
terildiği kaydedildi.
Reuters haber ajansõ, “Türkiye’de
Laikler Yeni Vizyon Peşinde” başlõklõ
haberde, CHP’nin gelecek yõl yapõlmasõ
planlanan seçimlerde AKP’nin üçüncü
dönemde de iktidarõ kazanmasõnõ en-
gellemeyi amaçladõğõnõ kaydetti.
AFP haber ajansõ ise, Baykal için “71
yaşındaki karizmatik ve tecrübeli
politikacı partisi içinde güçlü bir li-
derlik sürmenin keyfini çıkardı ve
hiçbir zaman karşısında ciddi bir ra-
kip bulmadı” ifadesini kullandõ.
Türk basõnõnõn Kõlõçdaroğlu’na “Tür-
kiye’nin Gandi’si” lakabõnõ taktõğõnõ
aktaran ajans, “Yolsuzlukla karalan-
mış bir politik sınıfın içinde alçak-
gönüllülük ve dürüstlüğün sembolü
olarak kabul edilen Kılıçdaroğlu’nun
memleketi, ılımlı Müslüman bir top-
luluk olan Alevilerin çoğunlukta ol-
duğu Tunceli” ifadesini kullandõ.
TRT’de kurultay yerine çizgi film
Haber Merkezi - Tüm televizyon kanallarõ
CHP kurultayõndan canlõ yayõn yaparken TRT,
çizgi film yayõmladõ. CHP genel başkan adayõ
Kemal Kõlõçdaroğlu’nun salona gelişi sõrasõn-
da kurultay salonu ve çevresinde izdiham ya-
şanõrken TRT 1, “7 Cüceler” çizgi filmini ya-
yõnladõ. TRT 1’in çizgi filmden sonra da ma-
gazin programõ yayõna aldõğõ görüldü. Hedefi
BBC olmak şeklinde belirleyen TRT Haber ise
canlõ yayõn yapmadõ, kurultaya sadece haber
bültenlerinde bağlantõ gerçekleştirdi.
IŞIL ÖZGENTÜRK
Baştarafı Arka Sayfada
sömürünün gerçeklerini göstermeye başladı ve bir aris-
tokrat olmasına rağmen bir “dokunulmaz” gibi yaşa-
yarak, sadece ekmek, su ve sütle beslenerek...
İngiltere böyle dize getirildi.. “Dokunulmazlar” sa-
yesinde.
Şimdi bizim de bir Gandimiz var ve zamanlar, du-
rumlar çok değişti. Şimdi o ölümleri kader kabul edi-
len kömür işçilerinin, patır patır ölen ve işten çıkarı-
lan tersane işçilerinin, taşeronluk denilen ve bu ülke-
yi yok edecek sistemin kurbanlarının, okuyamayan bin-
lerce kız çocuğunun, toprağını süremeyen çiftçinin, ger-
çek dindarların, bu ülkede dürüstçe yaşamaya ve ha-
yatın tadına varmaya çalışanların Gandi’si olmak zo-
runda.
İş zor yani, ama bu ülkede dürüst ve vatansever ma-
den mühendisleri, dürüst ve vatansever denetçiler, bu
ülkede evde oturmaktansa örgütlendiklerinde gönül-
lü öğretmenlik yapacak binlerce emekli öğretmen var.
Elde hazır kapı gibi bir Güneydoğu projesi var. İnsanlar
yapılanları gördüklerinde, kendilerini mutlu ve huzur-
lu hissederler, ben de bir şeyler yapabilirim güveni-
ne kavuşurlar.
Gandi Kemal öncelikle işçilerin elinden alınan
sosyal ve ekonomik hakları geri vermelidir. Ecevit’in
asıl yükseliş nedeni bu olmuştur, Türk halkı vefakâr-
dır, unutmaz!
Ancak ister yeşil ister ak olsun sermaye buna kar-
şı çıkacaktır, tıpkı Ecevit’e yaptıkları gibi, yüreğim ağ-
zımda ama bıçak da kemiğe dayandı. Sadece rant eko-
nomisi ve kara parayla işler nereye kadar sürdürüle-
bilir?
Ve bir rica, lütfen kadınlara yüzde 40 kontenjan ayı-
rın ve artık dokunulmazlara dokunabilen kadın mil-
letvekillerine ihtiyaç var. Şimdi paçalarını sıvayan ka-
dınlara ihtiyaç var. Çünkü kadınlar artık bir sosyal de-
mokrat partide vitrin süsü olmamalıdırlar, onlar pazarı,
yoksul evlerini ve bir kilo kıymayla dört kap yemek yap-
mayı bilirler. Hadi Gandi kadınlarla başla...
Türkiye’nin
Gandi’si geliyor
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
Eşber Abi de Geliyor
DÜNYA BASINI