25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Hani, Madenciler Nerede? Diyelim ki Başbakan ve bakanların oğulları, yasa gereği, askerlik yapar gibi 6 ay boyunca 500 metre yeraltında maden ocağında çalışacaklar. Maden ocağında ölme “yazgısını” adil paylaşmanın gereği olarak! Böyle bir durumda “maden ocaklarında kimse ölmeyecek, önlemleri buna göre alın!” kuralı yürürlüğe girer mi girmez mi? Ve, Zonguldaklının ve diğer insanların yüz yıllık kör talihi birden yazgı olmaktan çıkar ve yaşama dönüşür!.. Başbakanı dinlerken tüylerim diken diken oldu! Diyor ki: “Bu mesleğin kaderinde bu var. Bu bölgenin insanları bu tür olaylara alışık. Mesleğe girerken bu tür şeyler olacağını bilerek giriyorlar. Babası, amcası göçükte kalmış, bir bakıyorsunuz o da madenci olmuş... Tahriklere kapılmayın!” Sanki madencinin alnında, ölüm yazıyor! İktidarbaşı diyor ki: Ya bu işi yapma ya da kaderine (ölüme) razı ol! Türkiye’de milyonlarca insan işsiz, madene onlar girmese, girmeye hazır başka milyonlar var! Ama siyasetçinin, baş sorumluların bildiği en iyi iş, cenaze törenlerine gitmektir! Depremlerde çürük yapıların altında kalan insanlarımıza da Ankara’nın bu mübarek adamları gökyüzünü gösterirler hep: Tanrı böyle istedi! Yüzleri kızarıyor mu, söylediklerine inanıyorlar mı, Tanrı’yı kul işlerine alet etmekten vicdanları korkmaz mı; ya cehennemlik olmaktan?.. Maden ocaklarındaki, kitlesel ölümlerde ana sorumluluk, iktidar(lar)dadır! Hele hele bu iktidarın döneminde, maden ocaklarında ölümlerin artışı dikkat çekicidir. Maden İşçileri Sendikası’nın rakamları: 2002: 27 madenci; 2003: 22 madenci; 2004: 68 madenci; 2005: 121 madenci; 2006: 79 madenci; 2007: 76 madenci; 2008: 66 madenci; 2009: 92 madenci; 2010: 69 madenci. Maden ocaklarında ölüm sıralamasında Türkiye’nin Avrupa’da birinci ve dünyada üçüncü olmasının bir kader olmadığını bilmiyor mu madenci? İktidarın adamları, madenciyi aptal yerine koyma cesaretini nasıl buluyor? Tanrı, her yıl hangi ülkede kimlerin ölümlerde ilk sıraları alacağını mı kararlaştırıyor! Ve ilk sıraya hep (Müslüman) Türkleri mi koyuyor! Artık çalışanlara bu masalları yutturmanın zamanı çoktan geçti! Geçti mi sahi? Çin, en çok madenci ölümlerinin yaşandığı ülke. 2003 yılında 7.300 işçi ölmüşken geçen yıl 2.600 işçi yaşamını yitirdi. Ancak Çin’de geçen yıl çıkartılan kömür miktarı 2.5 milyar ton. Türkiye’de ise 1 milyon ton! Buna göre, Çin’de 1 milyon ton kömüre bir işçi, Türkiye’de 815 bin ton kömüre bir işçi kurban veriliyor! Çin kadar kömür çıkarsak, neredeyse Çin’deki kadar madenci ölecek! Avrupa ve Kanada gibi ileri ülkelerde maden ocaklarında ölüm oranlarına bakıyorsunuz, Türkiye’yi yakalayabilecek ülke yok! Türkiye’de maden ocaklarında güvenlik önlemleri bu kadar sıradan! Bir canı böylesine sudan ucuz yapanlar, maden ocaklarında en üst düzeyde önlemleri kural olarak koymayanlardır. Dahası, geçerli kurallarda saptanan eksiklikler bile “aman iş durmasın, maden sahibi ekonomik kayba uğramasın..” hoşgörüsüyle geçiştiriliyor... Ölümlerin ucu şüphesiz ki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’e ve iktidar başına uzanıyor. Merakım, bu kazalardan sonra madencilerin sendikaları öncülüğünde neden uzun süreli grevlere gitmedikleridir... İleri ülkelerde alınan güvenlik önlemlerini iktidara dayatmadıklarıdır... Hiç kuşkuları olmasın ki, tütün işçilerinde olduğu gibi, bütün halk madencilerin haklı isteklerinin yanında olacaktır. Biliyoruz, iktidar madenlerde 2004’ten bu yana taşeron sistemini başlattı! Böylece maden çıkarmayı ucuzlattı! Ayrıca araya aracı koyarak, kendi adamlarına kömürü ve madenci canını peşkeş çeken politikalara yöneldi! Olayın diğer yönü, iktidarın yüz binlerce ton kömürü seçimlerde oy kaygısı ile dağıtmasıdır. Acaba maden kazalarının artmasıyla, bu hızlı taşeron kömür çıkartmaları arasında bir bağ var mı, yok mu? Sanayileşmenin ilk aşamalarındaki azgın sömürüye dayanan ölümün adı, dün tersanelerdeydi, ama her zaman Türkiye maden ocaklarında kol geziyor... Buna kim dur diyecek? Madencilerin arkasından böylesine kitlesel gözyaşları dökmeye, ancak madencilerin kendileri son verebilir... Medyadaki gözyaşları, onlara zırnık teselli bile olamaz! ————————————————- Düzeltme: Perşembe günkü yazımda, “Baykal’a karşı çıkanları Yılmaz Ateş CIA ajanlığı ile suçladı..” şeklinde yazdım. Sayın Yılmaz Ateş’ten ve okurlardan çok özür dilerim. Basında çıkan haberlere göre CIA ajanlığı suçlamasını Savcı Sayan yaptı. obursali@cumhuriyet.com.tr Kalpazan Başbakan, naylon faturacõ bakan olmayacak Yüzde 10 barajı inecek Recep Bey çok sõk milli irade diyor. Son seçimlerde yüzde 47 aldõlar, par- lamentoda yüzde 60’õ temsil ediyorlar. Yüzde 13 irade gaspõ var. Söz veriyo- ruz, CHP iktidarõnda yüzde 10 barajõ- nõ aşağõ çekeceğiz. Kürt sorununa yatırımla çö- züm: Doğu-Güneydoğu’da işsizlik ne- deniyle adeta gençleri “teröre gidin” diye teşvik ettik. O bölgede özelleştir- me yapmayacağõz, işsizliği bitireceğiz, sõfõr faizli krediyi devlet verecek. O böl- gedeki insanõ, topraksõz köylü toprak sa- hibi olacak. Yurttaşlarõmõza şunu söy- lüyorum, temiz dini duygularõnõzõ sö- mürüp, sizi soymalarõna izin vermeyin. Adiloş Bebe...: Öğretmen emek- li işçi işsize söylüyorum. Bu düzen bi- zim işimize, aşõmõza, göz koyanlardõr. Ahmed Arif’in dediği gibi, “bunları tanı, tanı da büyü Adiloş Bebe”. De- niz Feneri örneği ortada, inançlarõ sö- mürüp, yoksullar yardõm topluyoruz deyip, milleti soydular. Yoksulluğu çözmenin yolu aile sigortasõdõr. CHP iktidarõnda her ailenin sigortasõ olacak. Fransız Anayasa Mahkeme- si’ne gitmedik: Diyor ki Recep Bey, “muhalefet Anayasa Mahke- mesine gidiyor”. Başbakan, hukuk da bilmiyor. Sevgili Recep Bey, biz Fransõz Anayasa Mahkemesi’ne mi başvurduk? Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Sen anayasanõn ilgili maddelerine aykõrõ düzenleme yaparsan, biz de baş- vurmazsak, yeminimize nasõl sadõk ka- lacağõz? Bizim namusumuz şerefimiz bu kadar ucuz mu? Biz halkõn çõkar- larõnõ savunuyoruz, Recep beyin çõ- karlarõnõ mõ savunacağõz? Değişiklik yandaş yargı için: Anayasa değişikliği yaptõlar, temel hedefi yargõyõ ele geçirmek. Millet san- masõn ki değişiklik çõktõ ki referan- dumda, işsizlik, yoksulluk sorunu çö- zülecek, özgürlükler güvence altõna alõ- nacak. Yok öyle bir şey. Yargõnõn so- runlarõ var, harçlar yüksek, davalar uzun sürüyor. Ama bunlar çözülme- yecek. Tam tersine, yandaş medyadan sonra yandaş yargõ oluşturmak için bu değişiklikler yapõldõ. Dokunulmazlık kalkacak: CHP iktidarõnda söz veriyoruz, ke- sinlikle ama kesinlikle çağdaş, batõ standartlarõna uygun, insanõmõzõn stan- dartlarõnõ özümseyen anayasa deği- şikliği yapacağõz. Recep bey “gidelim referanduma, bu dokunulmazlık- ları kaldıralım” diyor mu? Gide- mez, çünkü Recep beyin yargõ fobisi var. Dokunulmazlõklarõ mutlaka CHP iktidarõnda kaldõracağõz. Ya tarih ya da kusura bak- mayın: AB’yi bir çağdaşlaşma süreci olarak görüyoruz. Ancak bize uygu- lanan çifte standardõ kesinlikle kabul etmiyoruz. Ya adam gibi oturup mü- zakere yaparsõnõz tarih verirsiniz ya da kusura bakmayõn. AYŞE SAYIN ANKARA - CHP Genel Baş- kanlõğõ’na seçilen İstanbul Milletve- kili Kemal Kılıçdaroğlu, son seçim- lerde yüzde 47 oy almasõna karşõn AKP’nin Meclis’te yüzde 60’õ temsil ettiğini ve yüzde 13 “irade gaspı” yap- tõğõnõ belirterek, iktidara geldiklerinde yüzde 10’luk ülke barajõnõ “aşağı çe- keceklerini” söyledi. CHP iktida- rõnda yoksulluk ve yolsuzluklarla mücadele edeceklerini anlatan Kõ- lõçdaroğlu, “Naylon faturacıyı Maliye Bakanı, Ali Dibocuyu Adalet Bakanı, kalpazanı Baş- bakan yapmayacağız” diyerek iktidarõ hedef aldõ. Kürt soru- nunun çözümü olarak “devlet eliyle yatırım ve istihdam”õ ad- res gösteren Kõlõçdaroğlu, “Merdiven altında kayıtdışı çalışan başörtülü kızları sen- dikalı yapacaklarını” söyledi. Kõlõçdaroğlu, 1 saat 15 da- kika süren konuşmasõnda, “genel başkan adayı” değil, “başbakan adayı” gibi mesajlar verirken, konuş- masõnõn içeriği de “ikti- dar programı” niteli- ğinde oldu. Konuşma- sõnda “laiklik” konusu- na girmeyen Kõlõçda- roğlu, “hem ülke, hem de parti içi demokra- siyi getirme” sözü ver- di. Eski Genel Başkan Deniz Baykal’a yapõlan komplonun henüz ortaya çõkarõla- mamasõnõn içlerini burktuğunu vur- gulayan Kõlõçdaroğlu, “O failleri bulmak, boynumuzun borcudur. Bu komplonun bir parçası değilse hükümete düşen görev failleri çı- karmak zorundadır. Yoksa CHP ik- tidarında sonuna kadar gideceğiz ve bulacağız onları” diye konuştu. Kõ- lõçdaroğlu’nun mesajlarõ şöyle: Kader değil: Recep Bey diyor ki; ölüm bu mesleğin kaderinde var. Dün- yanõn her yerinde maden çõkarõlõr, bi- zim kadar yaşamõnõ yitiren emekçi var mõ? Nasõl oluyor da başka yerde kader olmayan olay, Türkiye’de, Zongul- dak’ta kader oluyor. CHP iktidarõnda ta- şeronluğu tamamen gömeceğiz. Ka- muda çalõşan hiçbir işçi yaşamõ boyunca asgari ücrete mahkûm olmayacak. Ör- gütlü toplum olacağõz biz. Kurultaydan sonra ilk ziyaretimizi “emeğin baş- kenti” Zonguldak’a yapacağõz. CHP devrimcidir-kuvvacıdır: Biz Türkiye’yi içinde bulunduğu çõk- mazdan çekip çõkarmaya mecburuz. Bu- nu ancak CHP yapabilir. Çünkü CHP, Kuvayõ Milliye, Müdafaa-i Hukuk de- mektir. Çünkü CHP Anafartalar’dõr, Conk Bayõrõ’dõr, İzmir’de Hasan Tah- sin, Lozan’da İnönü’dür. CHP deği- şimci ve devrimcidir. Dedikodu ve belaltı eleşti- risi: “Kasımpaşalı” lakaplõ Başbakan ülkeyi yönetmekte zorlanõyor ve CHP’nin içişlerine karõşõyor. Kasõm- paşalõ dedikodu yapmaz, iyi insanlar- dõr, belaltõ vurmazlar, tuttuklarõnõ ko- parõrlar. Kasõmpaşalõlõk unvanõnõ on- dan almak Kasõmpaşalõlarõn görevidir. Türkiye’yi biz halkla beraber yönete- ceğiz. Türkiye’yi yönetmek için taşe- ron iktidara ihtiyaç yok. Bunlar “olum- lu dış politika” dediler, Dubai’ye git- tiler, 1 milyar dolara Türkiye’nin onu- runu masaya yatõrdõlar. Malulen emekli edin: Türki- ye’de 9 milyon 200 bin emekli var. Emekliler ilk seçimlerde AKP’yi ma- lulen emekli etmek zorundalar. Emek- lileri bu ülkenin ikinci sõnõf vatandaşõ yaptõlar. Size söz, emekliler yeniden bu ülkenin birinci sõnõf yurttaşõ olacak. İn- tibak yasasõ söz veriyorum bizim dö- nemimizde çõkacak. Recep Bey sulanmasın: Emek- li çalõşan esnaflardan yüzde 10 destek primi kesiliyordu, onu ne yaptõlar yüz- de 40’a çõkardõlar. Gittik, Anayasa Mahkemesi iptal etti. Yani biz kötü mü yaptõk? Mayõnlõ arazileri Recep Bey 44 yõllõğõna birilerine tezgâhlayacaktõ, biz gittik iptal ettirdik yanlõş mõ yaptõk? Re- cep Bey sulanmasõn o işe. Biz o arazi- leri topraksõz köylüye vereceğiz. Recep Bey’in fobileri burdan kaynaklanõyor, yalan, talan düzenine karşõ mücadele et- tiğimiz için korkuyor. TARİHSEL BİR MANİFESTOYDU Gerçek ‘Demokratik Açılım’ OKTAY EKİNCİ CHP’nin yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 33. kurul- tay konuşmasõ, partide yõl- lardõr süregelen “kızgın, mu- halif ama açık olmayan” genel başkanlõk söylemine göre “cesur, mücadeleci ve anlaşılır” niteliğiyle elbette yeniydi. Ancak hepimizi o coşkulu “eski” yõllarõmõza da götüren bir “tarihsel anımsatma” gibiydi... Öncelikle son yõllarda unu- tulan “emek”ten ve “üre- tim”den söz eden; açõk ve net örneklerle “ulusal çıkar- lar”õ vurgulayan; “bağım- sız”lõğa karşõ günümüzdeki kimi “liberal” aşağõlamala- rõ açõkça sorgulayan ve AB karşõsõnda da en onurlu du- ruşu özetleyen yeni Genel Başkan, takvim olarak “eski” günlerdeki o umut ve coşku söylemlerini yeniden du- yumsatmõş olsa bile, tarihsel ve çağdaşlõk olarak olarak “en yeni” açõlõmõ yapmanõn örneğini sergiledi... Hele yeni anayasa düzen- lemesindeki “iktidara ba- ğımlı yargı” maddelerinin Anayasa Mahkemesi’ne gö- türülmesini eleştiren “yan- daş” kafalara karşõ “Başka ülkenin değil, kendi ülke- mizin mahkemesine baş- vurduk...” demesi kadar yurtsever ve cumhuriyetçi bir yanõt başka ne olabilirdi? Benzer şekilde aynõ yan- daşlara tam bir halk deyi- şiyle “besleme” demesi de son yõllarõn en gerçekçi göz- lemini özetlerken çõkar uğ- runa ya da siyasi beklentiler- le kalemini, beynini satanla- rõn en anlaşõlabilir tanõmla- masõnõ yapmõş oldu. Bütün bunlarla birlikte, CHP gibi cumhuriyeti kuran bir partinin kurultayõnda, “Kuvayi Milliye”nin, “Mü- dafaa-i Hukuk”un, “Conk- bayırı”nõn ve ulusal gurur ta- rihimizin tüm onurlu sayfa- larõnõn “içtenlikli bir bağlı- lık” ve “sahiplenme” içinde dile getirilmiş olmasõ da Kõ- lõçdaroğlu’nun ve onu yeni genel başkan yapan 33. ku- rultayõn ulusumuza kuşak- tan kuşağa unutulmayacak armağanõdõr. Özellikle ülke yönetiminde izlenen hemen tüm politika- lardaki “cumhuriyet karşı- tı” niyetleri, CHP’nin tarihi- ne ve varlõk nedenine en ya- kõşõr açõklõkta sergilemesi de Kõlõçdaroğlu’na gösterilen sevgi ve bağlõlõğõn temelinde, cumhuriyeti “ödünsüz” sa- vunmaya duyulan özlemin yattõğõnõ kanõtlõyordu. Ken- disine beslenen “umut”lar karşõlõğõnõ bulmuş; duyulan “güven”deki haklõlõk kanõt- lanmõştõ... Sözün kõsasõ, yeni Genel Başkan’õn kendisini “li- der”liğe taşõyan kurultay ko- nuşmasõ, ülkenin aydõnlõk ve onurlu geleceğine doğru “en demokratik açılım”õn adeta “manifestosu”ydu. Söyle- nenlere ve atõlan sloganlara sahip çõkmak da CHP için bu manifestonun tarihsel so- rumluluğu olacaktõr. SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2010 PAZAR 6 HABERLER ‘Recep Bey’ diye seslendiği Erdoğan’õ hedef alan Kõlõçdaroğlu çarpõcõ mesajlar verdi: ‘BU NASIL MAĞDURİYET’ ‘SADAKA DEVLETİ MANTIĞI’ Bir mağdur edebiyatõ tutturdular gidiyorlar. 7 yõldõzlõ otellerde tatil yaparsõn, 5 yõldõzlõ otellerde düğün yaparsõn, adamcağõz mağdur. Yanõnda he- likopter pisti, havuzlu villada oturursun adamca- ğõz mağdur. Çocuğunu Amerika’da okutursun masrafõnõ bir işverene ödetirsin ama Recep bey mağdur. Emekliler, işçiler, işsizler, sokakta kâğõt toplayanlar mağdur değil mi? Hele hele dershane parasõnõ ödemedi diye eşi hapse giren, çocuğu in- tihar eden aile mağdur değil mi? Siyasi Ahlak yasası: CHP iktidarõnda ilk ya- põlacak işlerden bir tanesi siyasi ahlak yasasõnõ çõ- karmaktõr. Parlamentoda yalancõnõn, kalpazanõn vurguncunun yeri yoktur. Bu yasayõ çakaracağõz ki artõk naylon faturacõdan maliye bakanõ, Ali Dibocu- dan adalet bakanõ, kalpazandan başbakan olmasõn. Recep bey bir mucize daha söyledi. Bakkallar birleşsin süpermarket kursun. Recep bey ekonomi bilmiyor dediğimde, siz inanmõyorsunuz. Kim bu aklõ fikri veriyor onu da anlamõyorum? Meraklan- masõn, CHP iktidarõnda ekonomi neymiş göstere- cek. Diyarbakõr Bağlar semtinde kadõnlara ekmek dağõtõyorlar, kadõnlar çamurda debeleniyor ya da yoksullarõ alõp kuyruğa diziyorsunuz, onlara kö- mür makarna vermek için. Bizim inançlarõmõza gö- re sağ elin verdiğini sol el görmeyecek değil mi? Bunlar yurttaşlõk mantõğõnõ kaldõrõp kul devleti, sosyal devleti kaldõrõp sadaka devleti yapõyorlar. AKP’yi sandığa gömün: Kõbrõs halkõ, AKP’nin getirdiği iktidarõ sandõğa gömdü. Şimdi bizim ülkemizde seçim var. Kõbrõs halkõnõn yaptõğõ gibi AKP’yi burda sandõğa gömeceğiz. Kılıçdaroğlu konuşmasını yapmak için kürsüye geldiği sırada kongre salonunda büyük coşku yaşandı. Konuşması sırasında ‘Halkçı Kemal’ sloganları atılırken Kılıçdaroğlu da “Evet halkın devrimcisi olacağım” karşılığını verdi. TAYYİP RADYO TELEVİZYONU Recep bey, elini kaldõrõyor, herkes övüyor, oturuyor övüyor, kalkõyor övüyor. Kimse korkudan eleştiremi- yor. İnşallah bu korku imparatorluğunu sonlandõrmak bize nasip olacak. AKP iktidarõndan önce yandaş med- ya diye bir kavram yoktu. Şimdi yeni kavram çõktõ, “yandaş medya”. CHP iktidarõnda medya, gerçek medya olacak, “besleme medya” dönemi bitecektir. Biliyorsunuz vergilerden TRT’ye pay kesilir. Çünkü TRT’nin yeni adõ Tayyip Radyo Televizyon Kurumu. ‘KESİN HESAP KOMİSYONU KURULACAK’ Parlamentodan bütçe geçer. Geçmiş bütçede öngörülen hedefler, harcanan paralar nerede kullanõldõ? Meclis’te Plan Bütçe Komisyonu var, biz bir de “Kesin hesap komisyonu” kura- cağõz. Başkanõ da ana muhalefet partisinden ola- cak. Bizi sorgulayacak, biz de hesap vereceğiz. ‘FAŞİZME GEÇİT YOK’ AKP ne diyorsa aksi oluyor; demokrasi, öz- gürlük diyorlar, bilin ki askõya alõnacak, rafa kaldõrõlacak. Şimdi de kendi korku imparator- luklarõnõn hukuksal temellerini hazõrlamaya ça- lõşõyorlar. Buna meydan vermeyeceğiz, hukuk- sal mücadelesini vereceğiz. Medya, işverenler, sivil toplum örgütleri, hepsi korkudan konuşa- mõyor, sokaktaki sade vatandaş dinleniyor diye telefonla konuşmaktan korkuyor. Bu demokrasi mi, faşist yönetim mi? Faşizme geçit vermeye- ceğiz, izin vermeyeceğiz. Temiz Türkiye yürüyüşü: Temiz Türki- ye yürüyüşü, halktan yana, kul hakkõ yemeyen bir iktidar yürüyüşü başlattõk. Buna inanan bü- tün yurttaşlarõmõ etnik kimliği, inancõ ne olursa olsun, artõk soyulmaktan bõktõysa, CHP çatõsõ al- tõna gelsin ona öncelikle yer vereceğiz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear