25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TÜREY KÖSE ANKARA - CHP’nin ön- ceki kurultayõnda genel baş- kanlõk yarõşõna giren Umut Oran, kurultay öncesinde “Bu sürecin tek karar vericisi Deniz Baykal olmalı. Ne ka- rar verirse arkasındayım. Dönse de, birini de işaret et- se desteklerim” mesajõ verdi. Umut Oran, geçtiğimiz CHP kurultayõnda aday olmuş, an- cak başarõlõ olamamõştõ. Oran, son gelişmelerle ilgili olarak da şu görüşleri dile getirdi: “Deniz Bey’e yapılan ola- yı haksızlık, pusu, komplo olarak değerlendiriyorum. İşin bir insani, bir de ku- rumsal boyutu var. Bu olay CHP’ye karşı yapılmıştır. Örgütümüz Deniz Bey’in arkasında. Onurlu, feda- kârca bir tavır sergilendi. Hepimizin adayı Baykal’dır. Dönmek ya da dönmemek kararının tek bileni ve karar vericisi sayın Baykal ola- cak. AKP’ye karşı son de- rece başarılı bir iki yıl ge- çirmiş ve tam iktidar alter- natifi bir değişim progra- mını devreye sokarken bir tuzakla karşı karşıya kal- mıştır. Şahsi fikrim, kendi- sinin karşı karşıya bulun- duğu -aynõ zamanda partimi- ze yönelik- bu tehdidi yöne- tebilecekse dönmesi gerek- tiği yönündedir. Yargı sü- recine bırakıp, belirsizlikle- rin ortaya çıkmasını da bek- leyebilir, o zaman da birisi- ni işaret eder..” Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasõ beklentisiyle ilgi- li soruya Oran, “Değerli bir arkadaşımızdır. Eğer genel başkan kesinlikle dönmeye- cekse, genel başkanın deste- ği ve yol göstericiliğiyle, ör- gütün desteğiyle başarılı ola- bilir. Genel başkan kesinlikle dönmeyecekse, onursal genel başkan ilan edilmelidir” kar- şõlõğõnõ verdi. Oran, “Siz tek- rar aday olmayı düşünüyor musunuz” sorusu üzerine de, “Düşünmüyorum. Genel baş- kanın vereceği kararın ar- kasındayım, işaret edeceği aday olursa da onun yanında olacağım” dedi. Oran, “değişim” beklenti- siyle ilgili olarak da şu gö- rüşleri dile getirdi: “Ana muhalefette kala- rak cumhuriyetin değerle- rine sahip çıkamıyoruz. Ar- tık iktidar alternatifi olma- mız lazım. Yönetişim tarzı- mızı değiştirmemiz lazım. Değişim çok önemli bir söz- cük. Bunun içini çok iyi dol- durmamız lazım. Halk nasıl bir değişim bekliyor? Ezber bozmalı, sarsmalı, şaşırt- malı, bir farkındalık yarat- malı, yeni, yaratıcı olmalı. Ben değişimden şunu anla- mıyorum; eski gitsin, yeni gelsin, yaşlılar gitsin gençler gelsin, değil.” CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 2010 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Liderlik... Çok tartışılan bir konudur “liderlik.” Önderlik midir? Sürü çobanlığı mıdır? Yol açıcılık mıdır? Ufuk gösterici midir? Eli sopalı yürütücü müdür? Zalim buyrukçu mudur? Karar vermeyi topluluğa bırakan mıdır? Her şeyi danışan mıdır? Kimdir ‘lider? Ve ‘liderlik’ nasıl bir özelliktir? Doğuştan gelen nitelikler midir ya da sonradan kazanılan özellikler mi? Bu konu çok tartışılmaktadır. Kanımca, deneyimlerimin gösterdiğine göre; lideri yaratan ortam yönetilecek toplumun niteliğidir. Liderler toplumlarının eseridir. Lider de buna yanıt verecek olan karakter ve kişiliktir. Tarihsel öğretiler de bu yöndedir. Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış komutandır ve liderliğini ölümüne kadar kabul görerek sürdürmüştür. Hiç unutmamak gerekir ki, gerisinde imparatorluğun tebaası ve Tanrı’nın kulu kimliği olan bireylerin oluşturduğu otokratik kültürde Atatürk bugünkü tanımıyla “Koçluk Liderliği” dediğimiz “Eğitici Önderlik” yapmıştır. Günümüzün en iyi liderlik tanımı da budur... Günümüzde Türkiye’nin yaşayan bütün siyasal partileri “otokratik liderlik”le yönetilmektedir. Parti başkanları yetkisi tartışılamayan otorite simgeleridir. Bu durumun tek istisnası Erdal İnönü olmuştur. O da görevini sürdürmeyerek kendi isteğiyle çekilmiştir. Türkiye’de en güvenilen kurum “ordu” en güvenilmeyen kurum “parlamento ve basın”dır. Oysa ordu, yapısı gereği otoriteyi, Meclis ve basın ise toplumun sesini temsil eder. Kendine güvenmeyen toplumlar kendini temsil edenlere de güvenmezler. Bu nedenle de Türkiye’de liderler “otokratik” olanlardan seçilir ya da “otokratik olmak” zorunda kalırlar. Bu özelliklerle de Türkiye’de kendine özgü bir “otoriter demokrasi’ gibi zıt kardeşler türünden bir rejim icat olunmuştur. Bu rejim Türkiye’ye özgü de değil, az gelişmiş ülkelerde görülen bir karışımdır. Şimdi bu koşullarda CHP nasıl bir liderlik sınavı verecektir? Şimdiye kadar CHP’nin başında Deniz Baykal başkanlığını koruma mücadelesini vermiş, bunu da parti içi mekanizmalarla başarmıştır. Deniz Baykal’ın uğradığı haksız saldırı elbette sadece kendisine ve CHP’ye değil, ülkenin demokratik gelişimine yapılmış bir kasıtlı harekettir. Tabanın genel başkanlarına sahip çıkması da elbette doğru bir destek hareketidir. Ancak, Deniz Baykal geri dönmez de bu krizi bir yenilenme değişimine çevirmeyi başarırsa kendisi büyür, CHP güçlenir, demokrasi de kazanır. Böyle olmadığı takdirde bu kazanımlar kayba dönüşecektir. Yeni bir lider, yeni bir hareket, yeni bir güçlenme yaratabilir ki bu da politik enerjinin girişimini CHP’nin eline alması demektir. Herhangi bir değişimin olmaması ise bütün umutlarını AKP’nin yanlışlarına bağlayan muhalefet stratejisinin sürmesi demek olur ki bu noktada beklenecek bir şey kalmaz. Durum böyle görülebilir mi? Görülse bile bir değişime cesaret edilebilir mi? Var olan parti yönetimi bu değişimle kendi geleceğinin güvencesinin kalmayacağını hesap ederek kendi durumlarını başarılı bir geleceğe tercih eder mi? Bunlar önümüzdeki günlerde belli olacaktır. Ancak geçen her belirsiz gün CHP’nin geleceği açısından kayıp zaman olacaktır. AKP’nin bütün umudunu belli bir zaman aralığına bağladığını unutmamak gerekir. Bugünler ülkenin en kritik günleridir. Hızlı hareket etmek gerekir. Yüksek bir enerjiyle hareket etmek gerekir. Heyecanlı bir lider değil, toplumu heyecanlandıracak bir liderin önderlik etmesi gerekir. Toplum yeni bir vizyon bekliyor. Toplum, durumu değiştirecek güçlü bir enerjinin hareketini bekliyor. Biz de toplumla birlikte bekliyoruz. Haydi! Durmayın! Zaman kaybetmeyin! Şimdi!.. erdalatak@gmail.com CHP’nin bu hafta sonu yapõlmasõ planan kurultayõ için geriye sayõm başlarken parti örgütü de kaynõyor ‘Deniz Baykal dönmemeli’ Başbakan Erdoğan, muhalefet partilerinin anayasa değişikliği sürecindeki tutumunu eleştirdi ‘Biz çalışırken başkan yoktu’ TÜREY KÖSE ANKARA - CHP İstanbul Mil- letvekili Ali Topuz’un “Baykal, Antalya’ya gitsin” çõkõşõnõn ar- dõndan Ankara milletvekili Eşref Erdem, “15 gün sonra dönerse perişan oluruz. Deniz Bey’in ete- ğine yapışanlar partiyi parçalatır. Deniz Bey, Kemal Derviş gibi bi- rini çağırabilir. Vatandaş ‘Ke- mal Kõlõçdaroğlu’ diyorsa da o olur” dedi. Gaziantep Milletveki- li Yaşar Ağyüz de, “Genel Başkan dönmemeli” görüşünü dile getirdi. Gençlik kollarõnõn “geri dön” eylemine katõlõmõn düşük olduğuna dikkat çekilirken bugün bazõ mil- letvekillerinin bir araya gelerek du- rum değerlendirmesi yapacağõ öğ- renildi. Baykal’õn dönmesinin doğ- ru olmadõğõna inanan bazõ millet- vekilleri, “Genel Başkan, duymak istediklerini servis eden yakın çevresine inanıyor. Bize konuşma yasağı kondu” diye yakõndõ. Partide yeni muhalif sesler de yükselmeye başladõ. Erdem, “Ola- yın insani yönü ayrı ama ben De- niz Bey’i esirgemek istiyorum. Deniz Bey’in eteğine yapışanlar partiyi parçalatır. 15 gün sonra dönmek olmaz, bizi perişan eder- ler” dedi. Erdem şunlarõ söyledi: “Bazı arkadaşlara da söyledim: Yanlış yapıyorsunuz, genel baş- kana iyilik yapıyorum sanıyor- sunuz ama kötülük yapıyorsu- nuz. Deniz Bey büyük bir proje- ye imza koymalı. Kemal Derviş gi- bi birini çağırıp ‘Yanõndayõm, Türkiye’yi, partiyi düzlüğe çõkara- lõm’ diyebilir. 6 ay sonra herkes ‘Helal olsun Deniz Bey’e’ der. Sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi olur, Deniz Bey belki en iddialı isimlerden biri olur. Geri döner- se başta kendisine haksızlık yap- mış oluruz. Vatandaş ‘Kemal Kõlõçdaroğlu’ diyorsa o olur. Deniz Baykal ‘Ben yokum, ama falana destek olurum’ demeli.” Kõlõçdaroğlu’nun kesin bir tavõr koymamasõnõ eleştiren Erdem, “Aday olacak olan yürekli olma- lı, ‘Adayõm, partiyi toparlarõm’ di- yebilmeli. İlla Ahmet’le, Meh- met’le anlaşmak zorunda değil- sin” dedi. Yaşar Ağyüz de, “Bay- kal’ın bu aşamada dönmesinin doğru olmayacağını” ifade etti. Ağyüz, şu görüşleri dile getirdi: “Biz kurultayda yenileşme bekli- yorduk. Elbette her örgüt lideri- ne sahip çıkar. Ancak böyle dö- nemlerde parti çıkarlarını önde görmek lazım. Sayın Baykal’ın onursal başkan olarak kalıp, bu komplo olayları çözüldükten son- ra yeniden gelmesinde yarar var. Ortalık toz duman. Partisini ko- ruyarak istifa eden bir genel baş- kanın bunları en iyi şekilde de- ğerlendireceğine inanıyorum.” Genel merkezde yarõn yapõlacak il başkanlarõ toplantõsõ öncesinde bu- gün il başkanlarõnõn Baykal’õ ziya- ret edebileceği kaydedildi. Bay- kal’õn “dönme”sinden yana olanlar, yarõnki toplantõda 81 il başkanõndan “dönün” çağrõsõ çõkarmak için ça- ba gösterirken, bazõlarõndan “aykırı sesler” çõkabileceği kaydedildi. Kılıçdaroğlu PM’de çarşaf liste istiyor Kulislerde Genel Sekreter Önder Sav- Kõlõçdaroğlu yakõnlaşmasõna da dikkat çekildi. Sav’dan destek alan Kõlõçdaroğlu’nun 1-2 gün içinde adaylõğõnõ açõklayabileceği öne sü- rüldü. Kõlõçdaroğlu’nun, parti mec- lisi listesinin çarşaf listeyle belir- lenmesini istediği öğrenildi. Ali Topuz’dan sonra, CHP milletvekilleri Eşref Erdem ve Yaşar Ağyüz de Deniz Baykal için ‘dönmesin’ dedi. Eşref Erdem, “Baykal’õn eteğine yapõşanlar partiyi parçalatõr, Kemal Derviş çağrõlabilir” derken Ağyüz de “Baykal dönecekse şimdi değil komplo çözüldükten sonra dönmeli” ifadelerini kullandõ. Kulislerde Sav-Kõlõçdaroğlu yakõnlaşmasõna dikkat çekilirken, Kõlõçdaroğlu’nun adaylõğõnõ açõklayacağõ öne sürülüyor. ATEŞ’TEN ERDOĞAN’A TEPKİ ‘Evi olmadığını nereden biliyorsun?’ Ateş, Erdoğan’a “Eğer bu komplonun içinde değilsen, o evin Sayõn Baykal’õn evi olmadõğõnõ nereden biliyorsun” diye sordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş, Deniz Baykal’a ait olduğu ileri sürülen ka- set konusunda “Genel Başkan’ın kendi yatak odası olsa ilk savaş açan ben olu- rum. Ama ev kendi evi değil” diyen Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Eğer bu komplonun içinde değilsen, o evin Sayın Baykal’ın evi olmadığını nereden bili- yorsun” diye sordu. Ateş, parti genel merkezinde düzenlediği basõn toplantõsõnda, Erdoğan’õ eleştirdi. “Sayın Başbakan partimize karşı bir tertibin, komplonun, bugünlerde di- rekt sözcüsü konumuna geçmiştir” di- yen Ateş, elindeki gazete kupürlerinden ve metinlerden Başbakan Erdoğan’õn yaptõğõ açõklamalarõ aktardõ. Başbakan Erdoğan’õn Deniz Baykal’õ kastederek, “İsmini anmak istemiyorum, o istifa edene parti yöneti- mi kadroları hâlâ sahip çıkıyorsa be- nim derdim onlar- la” dediğini ileri sü- ren Yõlmaz, “Derdi bizimleymiş. Hay hay Sayın Başba- kan, başım gözüm üstüne, başımız gözümüz üstüne. Siz eğer savaş ilan ediyorsanız, CHP sade üyesiyle, ilçe, il yönetimleriyle, il başkanlarıyla, merkez yönetim kuruluyla parlamento grubuyla bu kavganızı kabul ediyoruz. Buyurun elinizde ne varsa yapın. Zaten yapıyor- sunuz” diye konuştu. Ateş, Erdoğan’õn, “Bu, özel hayat değil. Genel Başkan’ın kendi yatak odası ol- sa ilk savaş açan ben olurum ama ev kendi evi değil. Daha detaylara beni sokmayın” yönünde açõklama yaptõğõnõ belirterek “Sayın Erdoğan’ın hani ha- beri yoktu. O evin Sayın Baykal’ın evi olmadığını nereden biliyorsun, nasıl tespit ettin? Eğer bu komplonun içinde değilsen, eğer bu tezgâhın bir parçası değilseniz, siz bu evin ne olduğunu ne- reden biliyorsunuz. Hani sizde bilgi yoktu, hani kimin yaptığını bilmiyor- dunuz” diye sordu. Yõlmaz Ateş, “Sayın Baykal acaba yeniden siyasete geri döner mi, yeni- den partisinin kırılmasına, dökülme- sine, dağılmasına herhangi bir güç zafiyetine kapılmasına meydan ver- meden yeniden partisinin başına ge- çer mi korkusu, Sayın Erdoğan’ı sarsmıştır” dedi. HAKAN DİRİK İZMİR - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Ey- lül’deki anayasa değişikliği referandumuyla Türkiye’nin 12 Eylül darbesinin etkilerini üzerinden atacağõnõ savuna- rak “Anayasa değişikliği, Türkiye’yi, üstünlerin hu- kukundan kurtarıyor, hu- kukun üstünlüğüne götürü- yor” dedi. Erdoğan, İzmir programõ çerçevesinde Bayõndõr ve Me- nemen’de çeşitli açõlõşlara ka- tõldõ. Partisinin gençlik kolla- rõnca düzenlenen ve Mazhar- Fuat-Özkan, Mustafa Cece- li ile Murat Göğebakan’õn sahne aldõğõ gençlik şöleninde konuştu. Anayasa değişikliği referandumuna yönelik söz- leriyle dikkat çeken Erdoğan, propaganda çalõşmalarõnõ da İzmir’den başlatmõş oldu. “Bize yan gelip yatmak yakışmaz” diyen Erdoğan, büyük düşündüklerini savu- narak “Bizim ne yapmak is- tediğimizi hâlâ anlamayanlar varsa Ankara’dan çıksınlar, çıksınlar İstanbul’dan, şöyle Anadolu’yu, Türkiye’yi bir dolaşsınlar. Bizim niyetimi- zinden hâlâ şüpheleri olan varsa illerimizin, ilçelerimi- zin, hatta köylerimizin nasıl değiştiğini gitsinler yerlerin- de görsünler” diye konuştu. Anayasa değişikliği süre- cinde Meclis’in “tarih yazdı- ğını” dile getiren Erdoğan, değişikliğin etkisini her alanda olumlu yönde hissettireceğini savundu. Değişikliğe ilişkin referandumun yine 12 Ey- lül’de yapõlacağõnõ anõmsatan Erdoğan, şunlarõ söyledi: “Bu anayasa değişikliği Türkiye’yi, üstünlerin hu- kukundan kurtarıyor, hu- kukun üstünlüğüne götürü- yor. 12 Eylül 1980 darbesinin izlerini taşıyan bu anayasa, yaptığımız değişiklikle Tür- kiye’nin büyüklüğüne, viz- yonuna, ufkuna, itibarına yaraşan bir nitelik kazanıyor. 12 Eylül 2010’da 1980 dar- besinin 30. yıldönümünde, Türkiye 12 Eylül’ün izlerini üzerinden atacak. Prangala- rından, zincirlerinden, ayak bağlarından kurtulacak. Biz sizin seçtiğiniz vekiller olarak üzerimize düşeni yaptık. Şimdi söz sizde. Karar sizin. Birileri Anayasa Mahkeme- si’ne gidiyor. Varsınlar git- sinler. Biz millete gidiyoruz, farkımız bu.” ‘Ruh üçüzü’ Muhalefetin anayasa deği- şikliği sürecindeki tutumunu eleştiren Erdoğan, CHP, MHP ve BDP’yi “ruh üçüzü” ol- makla suçladõ. Milletvekilleri- nin talimatla veya tehditle de- ğişiklikte oy kabinlerine gire- mediğini ileri süren Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunları anlamak müm- kün değil ve yanındaki mil- letvekili arkadaşlarının ira- desine güvenmiyor. Zaten Sayın Genel Başkan’ın par- lamentoya gelip gittiği yok. Biz orada anayasayla uğra- şırken, sayın başkan başka yerlerdeydi. Talimatı aldık- ları için de hiçbirisi oy kul- lanma kabinine gelemiyor. Aldıkları talimat, ‘Konuşun ama kabine girmeyin’. Aynı şekilde bakıyorsunuz BDP konuşuyor ama o da oy ka- binine girmiyor. Niye? Olur ya bir yanlış yaparsınız. Za- ten 20 kişisiniz. Bu kadar bir- birinize güveniyorsanız, oy kullansınlar. Olmaz. Çünkü hepsi tehdit altında.” İzmir’in 30 ilçesi arasõnda AKP’nin kazandõğõ tek yerle- şim olan Bayõndõr’daki ko- nuşmasõnda yerel siyasete de giren Erdoğan, İzmir’in su so- rununu kendilerinin çözdüğü- nü ileri sürdü. Erdoğan, “İz- mir’in su meselesini de biz çözüyoruz. İstanbul’un su sorununu da CHP belediye- sinden aldıktan sonra 180 kilometreden su getirerek biz çözmüştük” dedi. Başbakan Erdoğan, referandumla Türkiye’nin 12 Eylül darbesinin etkilerini üzerinden atacağõnõ savundu. Önceki kurultayda genel başkan adaylarõndan olan Oran, Baykal’a destek verdi ‘Birini işaret ederse yanõndayõm’ CHP’Lİ AYHAN’DAN KASET YORUMU ‘Ahlaksız siyasetin son ürünü’ ALİ ÖZTÜRK ANKARA - CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan, CHP Genel Başkanlõğõ’ndan istifa eden Deniz Baykal’a ait olduğu ileri sürülen kaset hak- kõnda, “Kaset, belden aşağı ahlaksız siyaset anlayışının son ürünü oldu” dedi. Ayhan, kasetin yayõmlan- dõğõ günden beri gelişmeleri gözlemlediğinde herkesin sõ- nõfta kaldõğõnõ söyledi. ‘Sokak mafyası gibi’ Başbakan Tayyip Erdo- ğan’õn, tavrõnõ da eleştiren Ayhan, “Bir başbakan gibi değil, bir şantajdan rant el- de etmeye çalışan bir sokak mafyası gibi davranmayı tercih etti” diye konuştu. Ba- zõ gazeteci, yorumcu ve köşe yazarlarõnõn tutumuna da de- ğinen Ayhan, Siirt’teki küçük kõzlara yönelik tecavüz olay- larõnõ anõmsatarak şunlarõ söy- ledi: “Bu kalemşörlere so- ruyorum. Siirt’teki olayın ardından sorumlular hak- kında işlem yapmak du- rurken ‘Üzerinden bir yõl geçmiş’ diyerek basını suç- layan, muhalefete yüklenen başbakan için bir tane isti- fa et, geriye de gelme diyen oldu mu? Bir çocuğun ömür boyu üzerinden atamaya- cağı travmaya böyle yakla- şan başbakanın ahlaklı mı, ahlaksız mı olduğunu sor- guladınız mı?” CHP’li vekil Selçuk Ayhan, hükümetin ahlak anlayõşõnõ da şöyle anlattõ: “Kriz bizi teğet geçti yalanını söylemek, ba- kan çocuğunun mısır itha- latı için KDV düşürüp, it- halatın ardından yükselt- mek, evladına alınan gemi için ‘Ne olacak 3 trilyoncuk’ deyip, bir bakan damadına 350 milyarlık işi, 1 trilyon 800 milyara veren TOKİ’ye göz yummak, Almanya’da dindar yurttaşları dolandı- ranları korumak.” Erdoğan, İzmir programı çerçevesinde Bayındır ve Menemen’de çeşitli açılışlara katıldı. (AA) Son gelişmeleri değerlendiren Umut Oran, “Deniz Bey’e yapõlan olayõ haksõzlõk, pusu, komplo olarak değerlendiriyorum. İşin bir insani, bir de kurumsal boyutu var. Bu olay CHP’ye karşõ yapõlmõştõr” dedi. Yılmaz Ateş
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear