Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TÜREY KÖSE
ANKARA - CHP’nin ön-
ceki kurultayõnda genel baş-
kanlõk yarõşõna giren Umut
Oran, kurultay öncesinde “Bu
sürecin tek karar vericisi
Deniz Baykal olmalı. Ne ka-
rar verirse arkasındayım.
Dönse de, birini de işaret et-
se desteklerim” mesajõ verdi.
Umut Oran, geçtiğimiz CHP
kurultayõnda aday olmuş, an-
cak başarõlõ olamamõştõ. Oran,
son gelişmelerle ilgili olarak
da şu görüşleri dile getirdi:
“Deniz Bey’e yapılan ola-
yı haksızlık, pusu, komplo
olarak değerlendiriyorum.
İşin bir insani, bir de ku-
rumsal boyutu var. Bu olay
CHP’ye karşı yapılmıştır.
Örgütümüz Deniz Bey’in
arkasında. Onurlu, feda-
kârca bir tavır sergilendi.
Hepimizin adayı Baykal’dır.
Dönmek ya da dönmemek
kararının tek bileni ve karar
vericisi sayın Baykal ola-
cak. AKP’ye karşı son de-
rece başarılı bir iki yıl ge-
çirmiş ve tam iktidar alter-
natifi bir değişim progra-
mını devreye sokarken bir
tuzakla karşı karşıya kal-
mıştır. Şahsi fikrim, kendi-
sinin karşı karşıya bulun-
duğu -aynõ zamanda partimi-
ze yönelik- bu tehdidi yöne-
tebilecekse dönmesi gerek-
tiği yönündedir. Yargı sü-
recine bırakıp, belirsizlikle-
rin ortaya çıkmasını da bek-
leyebilir, o zaman da birisi-
ni işaret eder..”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun
aday olmasõ beklentisiyle ilgi-
li soruya Oran, “Değerli bir
arkadaşımızdır. Eğer genel
başkan kesinlikle dönmeye-
cekse, genel başkanın deste-
ği ve yol göstericiliğiyle, ör-
gütün desteğiyle başarılı ola-
bilir. Genel başkan kesinlikle
dönmeyecekse, onursal genel
başkan ilan edilmelidir” kar-
şõlõğõnõ verdi. Oran, “Siz tek-
rar aday olmayı düşünüyor
musunuz” sorusu üzerine de,
“Düşünmüyorum. Genel baş-
kanın vereceği kararın ar-
kasındayım, işaret edeceği
aday olursa da onun yanında
olacağım” dedi.
Oran, “değişim” beklenti-
siyle ilgili olarak da şu gö-
rüşleri dile getirdi:
“Ana muhalefette kala-
rak cumhuriyetin değerle-
rine sahip çıkamıyoruz. Ar-
tık iktidar alternatifi olma-
mız lazım. Yönetişim tarzı-
mızı değiştirmemiz lazım.
Değişim çok önemli bir söz-
cük. Bunun içini çok iyi dol-
durmamız lazım. Halk nasıl
bir değişim bekliyor? Ezber
bozmalı, sarsmalı, şaşırt-
malı, bir farkındalık yarat-
malı, yeni, yaratıcı olmalı.
Ben değişimden şunu anla-
mıyorum; eski gitsin, yeni
gelsin, yaşlılar gitsin gençler
gelsin, değil.”
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 2010 PAZARTESİ
4 HABERLER
2000’Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Liderlik...
Çok tartışılan bir
konudur “liderlik.”
Önderlik midir?
Sürü çobanlığı mıdır?
Yol açıcılık mıdır?
Ufuk gösterici midir?
Eli sopalı yürütücü
müdür?
Zalim buyrukçu mudur?
Karar vermeyi topluluğa
bırakan mıdır?
Her şeyi danışan mıdır?
Kimdir ‘lider? Ve ‘liderlik’
nasıl bir özelliktir?
Doğuştan gelen nitelikler
midir ya da sonradan
kazanılan özellikler mi?
Bu konu çok
tartışılmaktadır.
Kanımca,
deneyimlerimin
gösterdiğine göre; lideri
yaratan ortam
yönetilecek toplumun
niteliğidir.
Liderler toplumlarının
eseridir.
Lider de buna yanıt
verecek olan karakter ve
kişiliktir.
Tarihsel öğretiler de bu
yöndedir.
Atatürk, Kurtuluş
Savaşı’nı kazanmış
komutandır ve liderliğini
ölümüne kadar kabul
görerek sürdürmüştür.
Hiç unutmamak gerekir
ki, gerisinde
imparatorluğun tebaası ve
Tanrı’nın kulu kimliği olan
bireylerin oluşturduğu
otokratik kültürde Atatürk
bugünkü tanımıyla “Koçluk
Liderliği” dediğimiz “Eğitici
Önderlik” yapmıştır.
Günümüzün en iyi liderlik
tanımı da budur...
Günümüzde Türkiye’nin
yaşayan bütün siyasal
partileri “otokratik
liderlik”le yönetilmektedir.
Parti başkanları yetkisi
tartışılamayan otorite
simgeleridir.
Bu durumun tek istisnası
Erdal İnönü olmuştur. O
da görevini sürdürmeyerek
kendi isteğiyle çekilmiştir.
Türkiye’de en güvenilen
kurum “ordu” en
güvenilmeyen kurum
“parlamento ve basın”dır.
Oysa ordu, yapısı gereği
otoriteyi, Meclis ve basın
ise toplumun sesini temsil
eder.
Kendine güvenmeyen
toplumlar kendini temsil
edenlere de güvenmezler.
Bu nedenle de
Türkiye’de liderler
“otokratik” olanlardan
seçilir ya da “otokratik
olmak” zorunda kalırlar.
Bu özelliklerle de
Türkiye’de kendine özgü
bir “otoriter demokrasi’
gibi zıt kardeşler türünden
bir rejim icat olunmuştur.
Bu rejim Türkiye’ye özgü
de değil, az gelişmiş
ülkelerde görülen bir
karışımdır.
Şimdi bu koşullarda CHP
nasıl bir liderlik sınavı
verecektir?
Şimdiye kadar CHP’nin
başında Deniz Baykal
başkanlığını koruma
mücadelesini vermiş,
bunu da parti içi
mekanizmalarla
başarmıştır.
Deniz Baykal’ın uğradığı
haksız saldırı elbette
sadece kendisine ve
CHP’ye değil, ülkenin
demokratik gelişimine
yapılmış bir kasıtlı
harekettir.
Tabanın genel
başkanlarına sahip
çıkması da elbette doğru
bir destek hareketidir.
Ancak, Deniz Baykal
geri dönmez de bu krizi
bir yenilenme değişimine
çevirmeyi başarırsa
kendisi büyür, CHP
güçlenir, demokrasi de
kazanır.
Böyle olmadığı takdirde
bu kazanımlar kayba
dönüşecektir.
Yeni bir lider, yeni bir
hareket, yeni bir
güçlenme yaratabilir ki bu
da politik enerjinin
girişimini CHP’nin eline
alması demektir.
Herhangi bir değişimin
olmaması ise bütün
umutlarını AKP’nin
yanlışlarına bağlayan
muhalefet stratejisinin
sürmesi demek olur ki bu
noktada beklenecek bir
şey kalmaz.
Durum böyle görülebilir
mi?
Görülse bile bir
değişime cesaret edilebilir
mi?
Var olan parti yönetimi
bu değişimle kendi
geleceğinin güvencesinin
kalmayacağını hesap
ederek kendi durumlarını
başarılı bir geleceğe
tercih eder mi?
Bunlar önümüzdeki
günlerde belli olacaktır.
Ancak geçen her
belirsiz gün CHP’nin
geleceği açısından kayıp
zaman olacaktır.
AKP’nin bütün
umudunu belli bir zaman
aralığına bağladığını
unutmamak gerekir.
Bugünler ülkenin en
kritik günleridir.
Hızlı hareket etmek
gerekir.
Yüksek bir enerjiyle
hareket etmek gerekir.
Heyecanlı bir lider değil,
toplumu
heyecanlandıracak bir
liderin önderlik etmesi
gerekir.
Toplum yeni bir vizyon
bekliyor.
Toplum, durumu
değiştirecek güçlü bir
enerjinin hareketini
bekliyor.
Biz de toplumla birlikte
bekliyoruz.
Haydi! Durmayın!
Zaman kaybetmeyin!
Şimdi!..
erdalatak@gmail.com
CHP’nin bu hafta sonu yapõlmasõ planan kurultayõ için geriye sayõm başlarken parti örgütü de kaynõyor
‘Deniz Baykal dönmemeli’
Başbakan Erdoğan, muhalefet partilerinin anayasa değişikliği sürecindeki tutumunu eleştirdi
‘Biz çalışırken başkan yoktu’
TÜREY KÖSE
ANKARA - CHP İstanbul Mil-
letvekili Ali Topuz’un “Baykal,
Antalya’ya gitsin” çõkõşõnõn ar-
dõndan Ankara milletvekili Eşref
Erdem, “15 gün sonra dönerse
perişan oluruz. Deniz Bey’in ete-
ğine yapışanlar partiyi parçalatır.
Deniz Bey, Kemal Derviş gibi bi-
rini çağırabilir. Vatandaş ‘Ke-
mal Kõlõçdaroğlu’ diyorsa da o
olur” dedi. Gaziantep Milletveki-
li Yaşar Ağyüz de, “Genel Başkan
dönmemeli” görüşünü dile getirdi.
Gençlik kollarõnõn “geri dön”
eylemine katõlõmõn düşük olduğuna
dikkat çekilirken bugün bazõ mil-
letvekillerinin bir araya gelerek du-
rum değerlendirmesi yapacağõ öğ-
renildi. Baykal’õn dönmesinin doğ-
ru olmadõğõna inanan bazõ millet-
vekilleri, “Genel Başkan, duymak
istediklerini servis eden yakın
çevresine inanıyor. Bize konuşma
yasağı kondu” diye yakõndõ.
Partide yeni muhalif sesler de
yükselmeye başladõ. Erdem, “Ola-
yın insani yönü ayrı ama ben De-
niz Bey’i esirgemek istiyorum.
Deniz Bey’in eteğine yapışanlar
partiyi parçalatır. 15 gün sonra
dönmek olmaz, bizi perişan eder-
ler” dedi. Erdem şunlarõ söyledi:
“Bazı arkadaşlara da söyledim:
Yanlış yapıyorsunuz, genel baş-
kana iyilik yapıyorum sanıyor-
sunuz ama kötülük yapıyorsu-
nuz. Deniz Bey büyük bir proje-
ye imza koymalı. Kemal Derviş gi-
bi birini çağırıp ‘Yanõndayõm,
Türkiye’yi, partiyi düzlüğe çõkara-
lõm’ diyebilir. 6 ay sonra herkes
‘Helal olsun Deniz Bey’e’ der.
Sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi
olur, Deniz Bey belki en iddialı
isimlerden biri olur. Geri döner-
se başta kendisine haksızlık yap-
mış oluruz. Vatandaş ‘Kemal
Kõlõçdaroğlu’ diyorsa o olur. Deniz
Baykal ‘Ben yokum, ama falana
destek olurum’ demeli.”
Kõlõçdaroğlu’nun kesin bir tavõr
koymamasõnõ eleştiren Erdem,
“Aday olacak olan yürekli olma-
lı, ‘Adayõm, partiyi toparlarõm’ di-
yebilmeli. İlla Ahmet’le, Meh-
met’le anlaşmak zorunda değil-
sin” dedi. Yaşar Ağyüz de, “Bay-
kal’ın bu aşamada dönmesinin
doğru olmayacağını” ifade etti.
Ağyüz, şu görüşleri dile getirdi:
“Biz kurultayda yenileşme bekli-
yorduk. Elbette her örgüt lideri-
ne sahip çıkar. Ancak böyle dö-
nemlerde parti çıkarlarını önde
görmek lazım. Sayın Baykal’ın
onursal başkan olarak kalıp, bu
komplo olayları çözüldükten son-
ra yeniden gelmesinde yarar var.
Ortalık toz duman. Partisini ko-
ruyarak istifa eden bir genel baş-
kanın bunları en iyi şekilde de-
ğerlendireceğine inanıyorum.”
Genel merkezde yarõn yapõlacak
il başkanlarõ toplantõsõ öncesinde bu-
gün il başkanlarõnõn Baykal’õ ziya-
ret edebileceği kaydedildi. Bay-
kal’õn “dönme”sinden yana olanlar,
yarõnki toplantõda 81 il başkanõndan
“dönün” çağrõsõ çõkarmak için ça-
ba gösterirken, bazõlarõndan “aykırı
sesler” çõkabileceği kaydedildi.
Kılıçdaroğlu
PM’de çarşaf liste istiyor
Kulislerde Genel Sekreter Önder
Sav- Kõlõçdaroğlu yakõnlaşmasõna da
dikkat çekildi. Sav’dan destek alan
Kõlõçdaroğlu’nun 1-2 gün içinde
adaylõğõnõ açõklayabileceği öne sü-
rüldü. Kõlõçdaroğlu’nun, parti mec-
lisi listesinin çarşaf listeyle belir-
lenmesini istediği öğrenildi.
Ali Topuz’dan sonra, CHP milletvekilleri Eşref Erdem ve Yaşar Ağyüz de Deniz
Baykal için ‘dönmesin’ dedi. Eşref Erdem, “Baykal’õn eteğine yapõşanlar partiyi
parçalatõr, Kemal Derviş çağrõlabilir” derken Ağyüz de “Baykal dönecekse şimdi değil
komplo çözüldükten sonra dönmeli” ifadelerini kullandõ. Kulislerde Sav-Kõlõçdaroğlu
yakõnlaşmasõna dikkat çekilirken, Kõlõçdaroğlu’nun adaylõğõnõ açõklayacağõ öne sürülüyor.
ATEŞ’TEN ERDOĞAN’A TEPKİ
‘Evi olmadığını
nereden
biliyorsun?’
Ateş, Erdoğan’a “Eğer bu
komplonun içinde değilsen, o evin
Sayõn Baykal’õn evi olmadõğõnõ
nereden biliyorsun” diye sordu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş,
Deniz Baykal’a ait olduğu ileri sürülen ka-
set konusunda “Genel Başkan’ın kendi
yatak odası olsa ilk savaş açan ben olu-
rum. Ama ev kendi evi değil” diyen Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Eğer bu
komplonun içinde değilsen, o evin Sayın
Baykal’ın evi olmadığını nereden bili-
yorsun” diye sordu.
Ateş, parti genel merkezinde düzenlediği
basõn toplantõsõnda, Erdoğan’õ eleştirdi.
“Sayın Başbakan partimize karşı bir
tertibin, komplonun, bugünlerde di-
rekt sözcüsü konumuna geçmiştir” di-
yen Ateş, elindeki gazete kupürlerinden
ve metinlerden Başbakan Erdoğan’õn
yaptõğõ açõklamalarõ aktardõ. Başbakan
Erdoğan’õn Deniz Baykal’õ kastederek,
“İsmini anmak istemiyorum, o istifa
edene parti yöneti-
mi kadroları hâlâ
sahip çıkıyorsa be-
nim derdim onlar-
la” dediğini ileri sü-
ren Yõlmaz, “Derdi
bizimleymiş. Hay
hay Sayın Başba-
kan, başım gözüm
üstüne, başımız
gözümüz üstüne.
Siz eğer savaş ilan
ediyorsanız, CHP
sade üyesiyle, ilçe,
il yönetimleriyle, il
başkanlarıyla,
merkez yönetim
kuruluyla parlamento grubuyla bu
kavganızı kabul ediyoruz. Buyurun
elinizde ne varsa yapın. Zaten yapıyor-
sunuz” diye konuştu.
Ateş, Erdoğan’õn, “Bu, özel hayat değil.
Genel Başkan’ın kendi yatak odası ol-
sa ilk savaş açan ben olurum ama ev
kendi evi değil. Daha detaylara beni
sokmayın” yönünde açõklama yaptõğõnõ
belirterek “Sayın Erdoğan’ın hani ha-
beri yoktu. O evin Sayın Baykal’ın evi
olmadığını nereden biliyorsun, nasıl
tespit ettin? Eğer bu komplonun içinde
değilsen, eğer bu tezgâhın bir parçası
değilseniz, siz bu evin ne olduğunu ne-
reden biliyorsunuz. Hani sizde bilgi
yoktu, hani kimin yaptığını bilmiyor-
dunuz” diye sordu.
Yõlmaz Ateş, “Sayın Baykal acaba
yeniden siyasete geri döner mi, yeni-
den partisinin kırılmasına, dökülme-
sine, dağılmasına herhangi bir güç
zafiyetine kapılmasına meydan ver-
meden yeniden partisinin başına ge-
çer mi korkusu, Sayın Erdoğan’ı
sarsmıştır” dedi.
HAKAN DİRİK
İZMİR - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, 12 Ey-
lül’deki anayasa değişikliği
referandumuyla Türkiye’nin
12 Eylül darbesinin etkilerini
üzerinden atacağõnõ savuna-
rak “Anayasa değişikliği,
Türkiye’yi, üstünlerin hu-
kukundan kurtarıyor, hu-
kukun üstünlüğüne götürü-
yor” dedi.
Erdoğan, İzmir programõ
çerçevesinde Bayõndõr ve Me-
nemen’de çeşitli açõlõşlara ka-
tõldõ. Partisinin gençlik kolla-
rõnca düzenlenen ve Mazhar-
Fuat-Özkan, Mustafa Cece-
li ile Murat Göğebakan’õn
sahne aldõğõ gençlik şöleninde
konuştu. Anayasa değişikliği
referandumuna yönelik söz-
leriyle dikkat çeken Erdoğan,
propaganda çalõşmalarõnõ da
İzmir’den başlatmõş oldu.
“Bize yan gelip yatmak
yakışmaz” diyen Erdoğan,
büyük düşündüklerini savu-
narak “Bizim ne yapmak is-
tediğimizi hâlâ anlamayanlar
varsa Ankara’dan çıksınlar,
çıksınlar İstanbul’dan, şöyle
Anadolu’yu, Türkiye’yi bir
dolaşsınlar. Bizim niyetimi-
zinden hâlâ şüpheleri olan
varsa illerimizin, ilçelerimi-
zin, hatta köylerimizin nasıl
değiştiğini gitsinler yerlerin-
de görsünler” diye konuştu.
Anayasa değişikliği süre-
cinde Meclis’in “tarih yazdı-
ğını” dile getiren Erdoğan,
değişikliğin etkisini her alanda
olumlu yönde hissettireceğini
savundu. Değişikliğe ilişkin
referandumun yine 12 Ey-
lül’de yapõlacağõnõ anõmsatan
Erdoğan, şunlarõ söyledi:
“Bu anayasa değişikliği
Türkiye’yi, üstünlerin hu-
kukundan kurtarıyor, hu-
kukun üstünlüğüne götürü-
yor. 12 Eylül 1980 darbesinin
izlerini taşıyan bu anayasa,
yaptığımız değişiklikle Tür-
kiye’nin büyüklüğüne, viz-
yonuna, ufkuna, itibarına
yaraşan bir nitelik kazanıyor.
12 Eylül 2010’da 1980 dar-
besinin 30. yıldönümünde,
Türkiye 12 Eylül’ün izlerini
üzerinden atacak. Prangala-
rından, zincirlerinden, ayak
bağlarından kurtulacak. Biz
sizin seçtiğiniz vekiller olarak
üzerimize düşeni yaptık.
Şimdi söz sizde. Karar sizin.
Birileri Anayasa Mahkeme-
si’ne gidiyor. Varsınlar git-
sinler. Biz millete gidiyoruz,
farkımız bu.”
‘Ruh üçüzü’
Muhalefetin anayasa deği-
şikliği sürecindeki tutumunu
eleştiren Erdoğan, CHP, MHP
ve BDP’yi “ruh üçüzü” ol-
makla suçladõ. Milletvekilleri-
nin talimatla veya tehditle de-
ğişiklikte oy kabinlerine gire-
mediğini ileri süren Erdoğan,
şöyle konuştu:
“Bunları anlamak müm-
kün değil ve yanındaki mil-
letvekili arkadaşlarının ira-
desine güvenmiyor. Zaten
Sayın Genel Başkan’ın par-
lamentoya gelip gittiği yok.
Biz orada anayasayla uğra-
şırken, sayın başkan başka
yerlerdeydi. Talimatı aldık-
ları için de hiçbirisi oy kul-
lanma kabinine gelemiyor.
Aldıkları talimat, ‘Konuşun
ama kabine girmeyin’. Aynı
şekilde bakıyorsunuz BDP
konuşuyor ama o da oy ka-
binine girmiyor. Niye? Olur
ya bir yanlış yaparsınız. Za-
ten 20 kişisiniz. Bu kadar bir-
birinize güveniyorsanız, oy
kullansınlar. Olmaz. Çünkü
hepsi tehdit altında.”
İzmir’in 30 ilçesi arasõnda
AKP’nin kazandõğõ tek yerle-
şim olan Bayõndõr’daki ko-
nuşmasõnda yerel siyasete de
giren Erdoğan, İzmir’in su so-
rununu kendilerinin çözdüğü-
nü ileri sürdü. Erdoğan, “İz-
mir’in su meselesini de biz
çözüyoruz. İstanbul’un su
sorununu da CHP belediye-
sinden aldıktan sonra 180
kilometreden su getirerek
biz çözmüştük” dedi.
Başbakan Erdoğan,
referandumla
Türkiye’nin 12 Eylül
darbesinin etkilerini
üzerinden atacağõnõ
savundu.
Önceki kurultayda genel başkan adaylarõndan olan Oran, Baykal’a destek verdi
‘Birini işaret ederse yanõndayõm’
CHP’Lİ AYHAN’DAN KASET YORUMU
‘Ahlaksız siyasetin
son ürünü’
ALİ ÖZTÜRK
ANKARA - CHP İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan,
CHP Genel Başkanlõğõ’ndan
istifa eden Deniz Baykal’a ait
olduğu ileri sürülen kaset hak-
kõnda, “Kaset, belden aşağı
ahlaksız siyaset anlayışının
son ürünü oldu” dedi.
Ayhan, kasetin yayõmlan-
dõğõ günden beri gelişmeleri
gözlemlediğinde herkesin sõ-
nõfta kaldõğõnõ söyledi.
‘Sokak mafyası gibi’
Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn, tavrõnõ da eleştiren
Ayhan, “Bir başbakan gibi
değil, bir şantajdan rant el-
de etmeye çalışan bir sokak
mafyası gibi davranmayı
tercih etti” diye konuştu. Ba-
zõ gazeteci, yorumcu ve köşe
yazarlarõnõn tutumuna da de-
ğinen Ayhan, Siirt’teki küçük
kõzlara yönelik tecavüz olay-
larõnõ anõmsatarak şunlarõ söy-
ledi: “Bu kalemşörlere so-
ruyorum. Siirt’teki olayın
ardından sorumlular hak-
kında işlem yapmak du-
rurken ‘Üzerinden bir yõl
geçmiş’ diyerek basını suç-
layan, muhalefete yüklenen
başbakan için bir tane isti-
fa et, geriye de gelme diyen
oldu mu? Bir çocuğun ömür
boyu üzerinden atamaya-
cağı travmaya böyle yakla-
şan başbakanın ahlaklı mı,
ahlaksız mı olduğunu sor-
guladınız mı?”
CHP’li vekil Selçuk Ayhan,
hükümetin ahlak anlayõşõnõ da
şöyle anlattõ: “Kriz bizi teğet
geçti yalanını söylemek, ba-
kan çocuğunun mısır itha-
latı için KDV düşürüp, it-
halatın ardından yükselt-
mek, evladına alınan gemi
için ‘Ne olacak 3 trilyoncuk’
deyip, bir bakan damadına
350 milyarlık işi, 1 trilyon
800 milyara veren TOKİ’ye
göz yummak, Almanya’da
dindar yurttaşları dolandı-
ranları korumak.”
Erdoğan, İzmir programı çerçevesinde Bayındır ve Menemen’de çeşitli açılışlara katıldı. (AA)
Son gelişmeleri değerlendiren
Umut Oran, “Deniz Bey’e yapõlan
olayõ haksõzlõk, pusu, komplo
olarak değerlendiriyorum. İşin bir
insani, bir de kurumsal boyutu
var. Bu olay CHP’ye karşõ
yapõlmõştõr” dedi.
Yılmaz Ateş