25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 28 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Utanmazlığın Resmidir “Söz uçar, yazı kalır” deriz. Ama, yazıda anlatılanların da kanıtlarla yalanlanabildiğine de tanık oluruz. Oysa fotoğraf öyle midir? Dünkü Milliyet’te, başkentin en eski foto muhabirlerinden Mustafa İstemi’nin milletin meclisinde görüşülmekte olan anayasa teklifi için oylamalarında, gizlilik kurallarının nasıl çiğnendiğini belgeleyen fotoğrafı, parlamentomuz için ne yazık ki bir utanç belgesi olarak kalacaktır. Muhalefet milletvekilleri, anayasa için yapılacak oylamaların gizli olmasının yine bir anayasa kuralı olduğu belirtilmesine karşın; iktidar partisi yöneticilerinin bu kuralı çiğneyerek, kendi milletvekillerinin iradelerini sansürlediklerini ısrarla söylüyorlardı. Meğer boşuna çırpınmıyorlarmış! Maddeler için yapılan oylamalarda kabul edenlerin 335’in altına düşme tehlikesini önlemek için AKP’li 330 milletvekili, 19’arlı mangalara ayrılmış. Her manga, genel merkezin güvenlik testinden geçmiş bir parlamentere bağlanmış. O güvenilir kişi, acemi erleri kollayan çavuşlar gibi davranıyor; kendi mangasındaki arkadaşlarını sıraya dizip sandığa götürüyormuş. Kapalı hücrede, “özgür irade”leriyle zarfa yerleştirilen oyların, kürsüdeki sepete atılmadan önce, liderin en çok güvenine sahip olduğu anlaşılan mutemet bir lider vekili tarafından denetlendikleri, o fotoğrafla iç ve dış kamuoyuna ilan edilmiş oluyor. Böylece, tam bir gözetim altında, maddelere “evet” oylarını kullandıklarını ispat etmiş olmanın huzuru içinde, tıpış tıpış yerlerine dönenler, milli egemenliğin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bile, göz göre göre tek adamın kontrolü altına alınmış olduğunun yeni bir örneğini veriyorlar. Bu ahval ve şerait altında, AKP iktidarının anayasanın “Başlangıç” bölümünde yer alan “milletin iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu”nu belirten hükümlerini bile göstermelik olarak kabul etmiş olduğunu söyleyenlere ne yanıt verilir? Meclis içinde uygulanmaya başlanan bu alışkanlığı, böyle giderse iktidar genel ve yerel seçimlerde de uygulamak isteyecektir. Sandık başlarında görev yapacak AKP elemanları, TBMM’deki oyların denetlendikten sonra sandığa atılmasına izin veren Karabük Milletvekili Cumhur Ünal’ın seminerlerinden geçtikten sonra “evet” oyunu oy pusulasında hangi siyasi parti ya da bağımsız için kullanmış olduğumuzu öğrenmek için ellerinden geleni yapmak isteyeceklerdir. Bu işin kara mizah yanı. Ama gerçek “açılım”, “daha şeffaf ve daha çok demokrasi” gibi pembe sözcüklerin ardında iktidar partisinin hızla, tek adam sultasını daha da güçlendirme heveslerinin çoğalarak sürdüğünü gösteriyor. Görüşülmekte olan anayasa teklifine yerleştirilen bazı değişiklik isteklerini, kendi partisine mensup kimi milletvekillerinin de içlerine sindirmemesinin sonucu olarak bulunduğu anlaşılan bu gözetimin yanı sıra bağımsız üyelerden bazılarına da çengel atılmış olduğu anlaşılıyor. Milletvekilini ikna çabalarından, etik yöntemler içinde gerçekleştirilmiş olması durumunda, kimsenin söyleyecek sözü olmaz. Ya çizginin aşıldığı kuşkusu doğarsa? Fireyi kim tamamlıyormuş? Ankaralı bir okurum dünkü yazımdan söz ederek gönderdiği bir iletide, başkent kulislerinde yaygın olan bir söylentiden söz ederek benden yanıt istiyor. Söylenti, oylamada kendi sayısı olan 330’dan sürekli olarak üç fire veren iktidarın, sonucu tehlikeye düşürmemek amacı ile bazı bağımsızlarla teması sürdürdüğü ile ilgili. O isimlerden birisinin, merhum Ecevit’in koruma müdürlüğünü yapmış olan ve bugün İzmir Milletvekili kimliği ile parlamentoda yer alan Recai Birgün olduğunu söylemeliyim. 24 Nisan tarihli Vakit gazetesinde, kendisinden oylamalarda “onurlu duruş sergileyerek” olumlu oy kullandığı için övgü ile söz edildiğini ve o köşe yazısındaki iddianın yalanlanmadığını da okurum hatırlatıyor. Bülent Bey hayatta olsaydı, savunduğu temel ilkelere ters olan bu son değişikliğe nasıl karşı çıkardı? Erdoğan’ın Çankaya için yaptığı hazırlıkları herkesten önce görüp değerlendirdiğine en yakınındaki koruma görevlisi olarak Birgün, en az benim kadar tanıktır. O nedenle, adından söz ettiğiniz parlamenterin bu davranışı için ne söyleyebilirim Sevgili okurum? CHP-DSP güç birliği çatısı altında girilen son genel seçimlerde ayrılmış olan sınırlı sayıdaki aday gösterme kontenjanından ikisini Birgün ve Pehlivanlı için kullanmalarını sağlamak amacıyla Sayın Rahşan Ecevit’in ısrarlı girişimlerine, kendisine besledikleri sevgi nedeni ile boyun eğen dönemin DSP yöneticilerinin de söyleyebileceği söz var mıdır? Bilemem. Tabii, hanımefendinin de. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Hizmet satõn alma yöntemiyle kurulan görüntüleme merkezlerinde protokollere aykõrõ MR ve tomografi çekiliyor Gereksizradyasyonalõyoruz Erken yaşta ortaya çõkan kanser türlerinin belirtilerini net biçimde ortaya koyduğu ve bunun avantaj olduğu vurgulandõ Çocuklarda kanser alarm veriyor İstanbul Haber Servisi - Sağlõk Bakanlõğõ Kanserle Savaş Dairesi Başkanõ Prof. Dr. Murat Tuncer, çocukluk çağõ kanserlerinin erken teşhisi ile yüzde 90 oranõnda iyileştirilebildiğini belirterek, ailelerin çocuklarda kanser alarmõ veren bulgularõ çok iyi tanõmalarõ gerektiğini söyledi. Türkiye’de kanser farkõndalõğõnõn az olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tuncer, ailelerde bu konuda farkõndalõk yaratabilmek amacõyla APOCP (Asian Pacific Organization for Cancer Prevention - Asya Pasifik Kanser Önleme Organizasyonu) kapsamõnda 5 Nisan’õn “Çocukluk Çağı Kanserleri Farkındalık Günü” ilan edildiğini anõmsattõ. Doğru adõmlarõn atõlmasõ durumunda kanserin önlenebildiğine ve erken teşhisin iyileştirme gücüne işaret eden Tuncer, çocuklarda kanser oluşumunu gösterebilecek alarm bulgularõ şöyle sõraladõ. Alarm bulgular ? Neden yokken kansõzlõk, kanamalar olmasõ ? Diş etlerinin kabarmasõ ? Gözbebeklerinin birinin aniden beyaz olmaya başlamasõ ? Karõnda beliren kitle ? Başõn yana doğru eğik kasõlõ kalmasõ ? Nedensiz giderek artan kusmalar, baş ağrõlarõ ? Birdenbire oluşan göz kaymalarõ ? Yüz felçleri ? Boyunda, koltuk altõ ve kasõklarda ani ortaya çõkan ve iki santimi geçen kitleler ? Nedeni belli olmayan iki ayõ geçen ve giderek artan öksürük ? İdrarõn renginin değişmesi ? Nedeni belli olmayan gece ağrõlarõ, özellikle kemik ağrõlarõ ? Bir belirtinin 2 haftadan fazla sürmesi. ŞULE KÖKTÜRK Türk Radyoloji Derneği Başkanõ Prof. Dr. Okan Akhan, kamu hasta- nelerinin yaklaşõk yüzde 50’sinde, hiz- met satõn alma yöntemi ile hastane içinde, görüntüleme merkezi kurul- duğunu ve bu merkezlerde, daha faz- la para kazanmak için protokollere uy- gun olmayan MR ve tomografi çe- kimleri yapõldõğõnõ söyledi. Uygun olmayan protokollerle ya- põlan çekimin hastayõ gereksiz yere radyasyona maruz bõraktõğõnõ ifade eden Akhan, bunu “korkunç” bir durum olarak niteledi. Prof. Dr. Akhan, bazõ kamu hasta- neleri ve üniversite hastaneleri için- de hizmet satõn alõmõ yöntemi ile ku- rulan özel görüntüleme merkezleri ile ilgili şu bilgileri verdi: “Uluslarara- sı standartlara uygun tetkik için bir hastaya ayıracağımız zaman, MR’da 20 dakikadır. Bir cihazı 24 saat çalıştırsanız bile en fazla 60-70 arası uygun çekim yapabilirsiniz. Ancak bu hastanelerde, daha faz- la para kazanmak için, günde 130 tetkik yapılıyor. Hastane ile hizmet alımı yapan şirket anlaşıyor ve bu anlaşma çerçevesinde çok sayıda tetkik yapılıyor. SGK tetkik için or- talama 70 lira ödüyor, bu 70 lirayı ilgili hastane ile hizmeti veren şir- ket paylaşıyorlar. Yapılan tetki- kin kalitesi düşük olduğu için, has- tanın sorununu çözmüyor. Bunlar bana geldiğinde, yüzde 95’ini ken- di üniversitemde yeniden yapmak zorunda kalıyorum. Sağlık Bakan- lığı’nda sorumlu kişiler ise bir so- run varmış gibi davranmıyor. Has- talara gereksiz tetkik yapılmış olu- yor, ikinci kez radyasyon alınma- sına yol açıyor. İlk tetkik sırasında, eksik tetkik yapıldığı için tanı ge- cikebilir, tedavi gecikebilir. Tanı ve tedavi gecikmesine yol açtığı için başka sorunlar çıkabilir. Başka tet- kikler yapılmak zorunda kalıyor.” Türkiye teknoloji çöplüğüne dönüyor Türk Tabipleri Birliği Başkanõ Prof. Dr. Gençay Gürsoy da, Türkiye’nin teknoloji çöplüğüne dönme tehlikesi bulunduğunu söyledi. Yakõn zamana kadar Türkiye’de görüntüleme mer- kezi açmanõn “bakkal dükkânı aç- mak kadar kolay” olduğunu vurgu- layan Gürsoy, “Bugün de denetim- ler yeterli değil. İş ticarete dönüş- tüğü oranda ucuz alet getirme fur- yası içinde kullanılmış, süresi dol- muş, rektifiye edilmiş aletler de piyasaya sokulabiliyor” dedi. Prof. Dr. Gürsoy, yurttaşlarõn ge- reksiz tetkik istediğini hatta doktor tav- siyesi olmadan kendisi yaptõrdõğõnõ anõmsatan Gürsoy, hekimlerin de “olur olmaz vakalarda gereksiz tetkik taleplerinde bulunduğunu” vurguladõ. Gürsoy, “Hastalara uzun zaman ayıramıyorlar, ‘bir an önce incelemeyi yapayõm herhangi bir teş- his hatasõ olmasõn’ diye fazladan endikasyon koyabiliyorlar. Bu in- celemelerin sayısında tehlikeli dü- zeyde artmalara neden olabiliyor. Ancak sistem ticarileştiği ve daha çok ticarileşeceği için para getiren bu incelemeler daha çok yapılır hale geldi ve daha da artacak” di- ye konuştu. Prof. Dr. Gençay Gürsoy, geçmiş- te radyasyona maruz kalan meslek- lerde çalõşanlarõn haftalõk çalõşma saatinin 27 olduğunu ancak bunun 40 saate çõkarõldõğõnõ anõmsatarak, ince- lemeleri, bakõmlarõ tamamlanmõş, son teknoloji aletlerle çalõşanlar için 40 saatin normal olduğunu ancak Türkiye’de denetimlerin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafõndan yeterince yapõlmadõğõna işaret etti. İstanbul Haber Servisi - İstan- bul İl Özel İdaresi tarafõndan, kentin en modern hastanelerinden biri olarak tasarlanan, Pendik Eğitim ve Araştõrma Hastanesi inşaatõnõn, bitiş tarihi olarak plan- lanan 14 Temmuz’dan önce ta- mamlanacağõ bildirildi. 540 ya- taklõ hastanenin 116 milyon TL’ye mal olacağõ kaydedildi. Konuya ilişkin yapõlan yazõlõ açõklamaya göre, yapõmõna 2 Ni- san 2007 tarihinde başlanan has- tanenin fiziki olarak yüzde 95 oranõnda tamamlandõğõ ifade edil- di. Pendik Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde, 167 muayene, 237 hasta yatak, 7 tutuklu yatak, 20 ameliyathane, 33 doktor, 85 hem- şire, 8 başhekim ve 4 jandar- ma/polis odasõ bulunacak. Hasta- nede, 7’şer katlõ 4 poliklinik, 15’er katlõ yatakhane bloklarõ, 395 araç kapasiteli kapalõ ve 350 araçlõk açõk otopark alanõ, 9 bin 600 metrekarelik poliklinik otu- rum alanõ, 79 bin 846 metrekare- lik hasta yatak odasõ alanõ, 416 kişi kapasiteli konferans salonu ve 36 asansör olacak. Pendik’e 540 yataklõhastane Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Görüyor musunuz şu Eyyafyalla- yöküll volkanõnõn yaptõğõnõ. Onlarca ülkenin hava trafiğini altüst etmekle kalmadõ bir de ciddi sağlõk sorunlarõ yarattõ. Bu patlama ile havaya aerosol ailesinden bol miktarda silisyumdi- oksit, kükürtdioksit salõndõ. Su ile bir- leşen kükürtdioksit ileri derecede toksik sülfirikasite dönüşüyor ve teh- like yaratõyor. Şimdi yine bu bulutlarõn ulaştõğõ yerlerde çocuklar ve yaşlõlar sokağa çõkmasõn diyorlar. Sõcaklar bastõğõ zaman da bu uyarõlar yapõlõyor biliyorsunuz. Ben alõnõyorum bu uya- rõlardan ve “çıkmasın keratalar” deyip kendimi sokağa vuruyorum. Ba- kalõm ekonomik kriz gibi bu da ül- kemizi teğet geçecek mi? Yõllardõr sağlõkta reformdan söz ediliyor. Yapõlanlar gerçekten reform mu? Halk yararõna mõ? Bunun aksi- ne çok kanõt var. Aslõnda gidiş özel- leşme ve özelleştirmeye doğru. Sağ- lõk harcamalarõnõn yüzde 72’si ka- mudan, yüzde 28’i cepten ödeniyor. Katkõ paylarõ artõyor. Sağlõk harca- malarõmõz gereksiz çok sayõda ince- leme yüzünden iyice yüksektir. İs- tanbul’da Londra’dakinin 10 katõndan fazla MR laboratuvarõ var. Asgari üc- retle geçinenlerin sağlõk ücreti öde- meleri ne büyük bir haksõzlõk ve eşit- sizlik. Şimdi bir de Kamu Hastaneleri Birlikleri Yasasõ çõkõyor. Tabip oda- larõ haklõ olarak buna karşõ duruyor- lar. Sağlõğõn finansmanõ vergilerle olmalõ değil mi? Vergi sistemimiz ne kadar adaletsiz. Dolaylõ verginin yüz- de 70’lerde olmasõ ne büyük haksõz- lõktõr. Ama darbeden, türbandan yar- gõ reformundan, anayasa değişikli- ğinden halkõn yaşamsal sorunlarõna sõ- ra gelmiyor ki. Globalizm sosyal devlet aleyhine gelişiyor. Yakõnda, bir süre kalõp yurda döndüğüm Amerika’da çokca sağlõk reformu tartõşmasõ dinledim. Obama büyük ve uzun süren uğraş- larla meclisten böyle bir reformu ge- çirebildi. Demokrat Parti’den ret oyu verenler az olmadõ. Sigorta şirketle- ri kronik hastalõğõ olanlara sağlõk si- gortasõ yapmayõ reddediyordu. Bun- dan dolayõ sağlõk güvencesinden yok- sun 32 milyon Amerikalõ vardõ. Bu re- form ile bu kõsõtlama kaldõrõldõ. Büyük tepkiler oldu bu yeni yasa ve uygu- lamaya. Bunun için Obama’yõ Mark- sist, komünist diye suçlayanlar çõktõ ortaya. Sosyal devlet anlayõşõ yok ka- pitalizmin. Gücü gücüne yeten siste- mi geçerli olmalõ üst tabakalarda yer alanlar için. Yoksullar başlarõnõn ça- resine bakmalõ. Yurda dönünce toplumda inanç- lara bağlõlõğõmõzõn ve güvenimizin nasõl yükseldiğine tanõk oldum. İki profesör TRT ekranlarõnda Allah inancõ güçlü olanlarõn mutlaka şifaya kavuşacaklarõnõ anlatõyorlardõ. İki unvan sahibi kişi halka Kuran’da her şey var her türlü şifa reçetesi yazõ- lõ bize düşen onlarõn şifresini çöz- mektir diyorlardõ. Amerika’da Sağ- lõk Enstitüsü’nü gezip oradaki bilim insanlarõ ile karşõlaşõp çok gõpta etmiştim. Burada ekranlarda gör- düğüm profesörlerle, biz de ne bi- lim insanlarõ yetiştiriyoruz diye te- selli buldum. Epey zamandõr TV ekranlarõnda arzõ endam eden bazõ unvanlõ kişi- lerden doğa eczanesinin otlarõn seb- zelerin ve baharatõn nimetlerini şi- fa veren etkilerini dinliyoruz. Öyle umutlar veriyor ki bu konuşmacõlar her türlü hastalõk halinde adeta ilaç- larõ filan bõrakõp bunlarõ baş tacõ ede- ceğimiz geliyor. Bunlarõn arasõna bi- zim fakülteden ünlü onkolog çok medyatik Prof. Erkan Topuz’un da katõldõğõnõ gözledim. Üstelik yuka- rõda andõğõm profesörler gibi inanç- lõ insanlarõn tedavilerinin çok daha başarõlõ olduğunu ileri sürüyor ve coşku içinde anlatõyor bunlarõ. Bu konuya ileriki yazõlarõmda dönece- ğim. Son derece önemli. Çokca konuşulup tartõşõlõyor ve bunlara ne dersiniz diye sorular geliyor. İyice irdelemek lazõm maydanoz, ke- reviz yaprağõ, devedikeni, zencefil nasõl bir rol oynuyor sağlõğõmõz için iyice aydõnlanmalõ bu konu. Bir de kök hücre tedavileri konusu var. Birileri bunu uygulamak istiyor ve hastalarõ ve onlarõn duyarlõğõnõ kul- lanõyor. Sağlõk Bakanlõğõ buna ara- cõ oluyor. O hastalar da büyük düş kõrõklõğõna düşüp doğrularõ savunan bilim insanlarõnõ suçluyorlar. Bu- radaki yanõlgõlarõ ve aldatmacayõ da söz konusu edeceğim. coskunoz@superonline.com Sağlık ve Sosyal Devlet 5. AVRUPA AŞI HAFTASI Çocuklarõmõzõ aşõ ile koruyalõm İstanbul Haber Servisi - İl Sağlõk Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, kõ- zamõk ve poliomiyelit (çocuk felci) hastalõklarõnõn son yõllarda ülkemizden tamamen silindiğini söyledi. Dünya Sağlõk Örgütü Avrupa Bölge- si’nce düzenlenen “Beşinci Avrupa Aşı Haftası”, Bakõrköy Kadõn Doğum ve Çocuk Hastalõklarõ Eğitim Araştõrma Hastanesi’nde düzenlenen törenle baş- ladõ. Burada konuşma yapan Prof. Dr. Dokucu, Beşinci Avrupa Aşõ Haftasõ et- kinlikleri sayesinde toplumun aşõlama konusunda farkõndalõğõnõn ve duyarlõlõ- ğõnõn arttõrõlmasõ 0-5 yaş arasõ eksik aşõ- lõ ve aşõsõz çocuklarõn aşõlarõnõn ta- mamlanmasõnõn hedeflendiğini belirtti. Dokucu, “Son yıllarda aşılama sa- yesinde birçok virüs artık yok edilmiş durumda, artık ülkemizde kızamık ve poliomiyelit vakaları görülmemek- tedir” dedi. Marmara Üniversitesi (MÜ) Tõp Fa- kültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalõklarõ Bilim Dalõ Başkanõ Prof. Dr. Mustafa Bakır da her yõl 3 milyon kişinin aşõla- ma sayesinde ölümden kurtulduğunun altõnõ çizerek “Eğer aşılama azalırsa salgınlar geri gelir. İnsanları hasta- lanmadan hastalıklardan koruyabi- liyorsak çok önemli bir şeyi başarı- yoruz demektir” diye konuştu. Türkiye’dereçetesizilaçkullanımoranıyüzde48 Haber Merkezi - Türkiye’nin de içinde bulunduğu 16 ülkede 12.500 kişinin katõldõğõ “Reçete- siz ilaç kullanımı” ile ilgili bir araştõrma gerçekleştirildi. Synovate Araştõrma’nõn Avus- tralya, Belçika, Şili, Fransa, Hong Kong, Macaristan, Endonezya, Kore, Hollanda, Sõrbistan, İspan- ya, Tayvan, Birleşik Arap Emir- likleri, İngiltere ve Amerika’da yaptõğõ araştõrma, Türkiye’de İs- tanbul, Ankara ve İzmir illerinde 18-54 yaş arasõ kadõn ve erkek ol- mak üzere toplam 515 kişi ile ya- põldõ. Yapõlan araştõrmanõn sonuçlarõ- na göre son 6 ay içinde reçetesiz ilaç alanlarõn oranõ Türkiye’de yüzde 48, reçetesiz en fazla satõn alõnan ürün ise yüzde 35’le ağrõ kesiciler. “Öksürük ve soğuk al- gınlığı ilaçları” ve “Vitamin- mineral destek ürünleri” ağrõ kesicilerden sonra Türk halkõ ta- rafõndan en çok satõn alõnan reçe- tesiz ürünler. Ayrõca ağrõ kesici satõn aldõğõnõ söyleyenlerin yüzde 72’si ile ök- sürük-soğuk algõnlõğõ ilaçlarõ sa- tõn aldõğõnõ söyleyenlerin yüzde 79’u bu ürünleri sürekli kullanmõ- yor, sadece ihtiyaç duyduklarõnda satõn alõyor. “Vitamin-mineral destek ürünleri” satõn alan kişi- lerin yarõsõndan fazlasõ ise bu ürünleri günlük, dörtte biri ise bu ürünleri yine sadece ihtiyaç duy- duklarõnda kullanõyor. Seyahat için evden ayrõldõkla- rõnda ağrõ kesicileri yanlarõnda bulundurmanõn önemli olduğunu düşünenlerin oranõ da yüzde 62. Araştõrmada diğer ülkeler ara- sõnda en fazla ağrõ kesici satõn alan ülke yüzde 72 gibi çok yük- sek bir oranla Birleşik Arap Emirlikleri olurken, en az satõn alan ülke ise yüzde 10 ile Tayvan. Tayvan’õ yüzde 15 ile Hong Kong , yüzde 17 ile Şili takip edi- yor. Yabancõ ülkelerde ishal ve mide ilaçlarõ (yüzde 37) ağrõ kesi- cileri takip eden ilaçlar. Bu oran en yüksek Belçikalõlarda (yüzde 66) ve Korelilerde (yüzde 53). Horlamaya son İstanbul Haber Servisi - Horlama, yalnõzca kişiyi ve çevresindekileri etkileyen bir sağlõk sorunu olmayõp, aynõ zamanda özel hayatõ da olumsuz yönde etkiliyor. Damağõn yumuşak olmasõ, küçük dilin sarkmasõ, burun kemiğinde eğrilik olmasõ gibi sorunlarõn neden olduğu horlamalara karşõ geliştirilen Horkes cihazõnõn, kullanõlmaya yan etkisi olmadõğõ, kokusuz ve kişinin kolayca yanõnda taşõyabileceği bir ürün olduğu belirtilerek, “Horkes, nefes yolu sinirlerini etkili bir biçimde harekete geçiren ve nefes alma sõrasõndaki iletişim yolunu açan yüksek güce sahip CMOS çipi taşõyor. Bu çip sayesinde kullanõldõğõ andan itibaren fiziksel nedenlerden kaynaklanan horlamayõ hemen kesmeye yardõmcõ oluyor. Cihazõ düzenli olarak 30 gün, kilo problemi olanlarõn ise 90 gün kullanmalarõ gerekiyor” denildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear