Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA
16 KÜLTÜR
DEFNE GÖLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Derviş Çağında
Demokrat Olmak
Kendimi kimi zaman, Tahsin Yücel’in yeni romanı
Sonuncu’nun kahramanı Selami gibi, dünyamızdan
ayrılmış düşünürleri ve sanatçıları okurken buluyo-
rum.
Gerekçemiz de pek farklı değil: “Ne kadar çaba-
larsan çabala, ne kadar içine kapanırsan kapan, ya-
şadığın ülkenin ortamından kolay kolay koparamaz-
sın kendini. Kimler nelere hayran kalıyor, görmüyor
musun?”
Bilim adamları, günümüz insanının gençlik, dinç-
lik ve zindeliğinin ileri yaşlara dek sürdüğünü söy-
leseler de ben kendimi pek öyle duyumsamıyorum.
Günümüz değerleri bende yalnızca, Sartre’ın ünlü
yapıtının adı gibi, “Bulantı” oluşturuyor.
Bu eğilimde günümüzün değerler karmaşasının
içinden çıkılmaz bir bilinç bulanıklığına yol açması-
nın rolü var elbet. İnsan doğruluğuna, dürüstlüğüne
kesinkes güvendiği yazarlara dalıp biraz soluklanmak,
bilincini evrensel değerlerle tazelemek gereği duyuyor.
Sabahattin Eyuboğlu, kültür tarihimizin böylesi anıt
kişiliklerindendir.
Geçenlerde onun Yunus Emre kitabının girişine
yazdığı benzersiz yazısını yeniden okuyordum. Bir
yerde sözü Yunus Emre’nin derviş kişiliğine getiri-
yor.
Dervişliği, düşünce ve inanç sistemlerinin olabil-
diğince dışında, ana ilkesi kendini bilmek ve yenmek
diye özetlenebilecek bir ahlak okulu, insanlık disip-
lini olarak tanımlıyor.
Bu düşüncenin temel özelliği, gündelik hayatın her
alanına indirgenebilen bir felsefe olmasıdır. Kitaplarda
kalan, günün sorunlarıyla ilgilenmeyen kuru öğreti-
lere karşı bir tepki.
Bu nedenle Anadolu’da uydurulan nice masallar-
da dervişler, en gerçeküstü işleri gerçekleştiren, ol-
mazı olduran kişiler olarak tanımlanmışlar.
Her gerçek şey gibi dervişliğin de zamanla sah-
teleri türemiş. Dervişlik yerleşik kalıplara insani bir di-
reniş olmaktan uzaklaşıp dünyadan elini eteğini çek-
miş, kaderci insanların tanımına dönüşmüş.
Masallara yansıyan insanüstü gücü, derviş insan
aslında içindeki yaşam enerjisinde buluyor.
Eyuboğlu bir yerde, derviş olmanın çok zor bir iş
olduğunu, çağımızda gerçek demokrat olmak kadar
zor bir iş olduğunu söylüyor.
Nereden nereye?..
Yazısının sonlarında Yunus Emre’nin düşünce ve
şiiriyle Orhan Veli’ninki arasında koşutluklar kuru-
yor. Sanki çağın derviş sanatçı tavrını Orhan Veli’de
gördüğünü söylemek istiyor.
Günümüz toplumunda da sahte dervişlerden ge-
çilmiyor. Yunus Emre’nin, “Gerçek erin bu yolda /
Yokluktur sermayesi” demesine karşın günümüz derv-
işleri, Orhan Veli gibi her sabah gökyüzünü boya-
makla uğraşmıyor, para imparatorluklarını yöneti-
yorlar.
Ellerinde toplum bilincini bulandırma hüneriyle do-
nanmış yalan makineleriyle hepimizin evinde yirmi
dört saat bilinç yıkıyorlar.
Yakında Yeni Türkü topluluğu on yıl aradan
sonra yeni bir albüm yayımlayacak. Ben de şarkı-
lardan birine söz yazıyordum. Aşk ve ayrılık temalı
bir şarkı. Okuduklarımdan olsa gerek, şarkının bir ye-
rinde, hiç de yeri değilken, “Zor işmiş sevdadan da-
ha da zor / Derviş çağında demokrat olmak” deyi-
verdim.
Oldu mu, diyeceksiniz...
Şu halimize bir baksanıza! Her gün neler oluyor!
turgay@fisekci.com
kultur@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
İ
stanbul’daki bütün büyük orkestralarda
Bülent Evcil’in flütünü fark edersiniz.
Flütün sesi diğer çalgõlarõn arasõndan bir
zambak gibi süzülür: İDSO’da İDOB’da, Bİ-
FO’da. Dünya çapõnda bir solist, başarõlõ bir oda
müzikçisi ve iyi bir orkestracõ. Bu kez onu iki us-
ta müzisyenle birlikte Süreyya Operasõ’nõn sa-
lonunda dinledik.
Bu salonda yalnõz opera temsilleri değil, özel-
likle pazartesi geceleri oda müziği dinletileri de
yer alõyor. İtalyan flütçü Andrea Oliva ve her za-
man Bülent’le oda müziği yapan İsrailli piyanist
Lior Kretzer. Piyanistin bir orkestra şefi gibi on-
larõ kucaklamasõ, flütçülerin de birbirinden hünerli
yorumlarõyla zevkli bir oda müziği dinletisiydi.
Sõra dõşõ olduğu kadar uğraşõlõp düşünülmüş, flüt
edebiyatõnõn dõşõnda uyarlamalarla süslenmiş
bir programdõ.
Bülent, önce gizemli başladõ söze: Saygun’un
Yunus Emre’sindeki flüt solo ve Ekrem Zeki
Ün’ün “Yunus’un Mezarında” adlõ yapõtõnõ çal-
dõ. Andrea Oliva’nõn sõcacõk, etkileyici bir gür-
lükle çaldõğõ “Doppler’in
Fantazisi”yle daha õlõmlõ
bir ortam yaratõldõ. De-
bussy’nin iki flüt ve piyano
için küçük süiti ise üç yo-
rumcunun ince işlemeleriyle
tümleşti. Bu arada Evcil-
Kretzer düzenlemesi olan
Erkin-Köçekce’nin uyarla-
masõnõ çok başarõlõ buldum.
19. yüzyõl sonunda senfonik
yapõtlarõn küçük ortamlar için
yapõlan uyarlamalarõ gibi bir işlev
taşõyordu.
Böyle konserlerden çõkarken
hep aynõ soruyu soruyorum: Ne-
rede onlarca konservatuvar öğ-
rencisi? Kuşkum yok ki her kon-
ser salonu gibi Süreyya’nõn da
kapõlarõ onlar için sonuna kadar
açõktõr.
GENÇLER PIRIL PIRIL
Geçen haftaki İDSO konserinde bir başka he-
yecan yaşanõyordu: Sõnav kazanõp İDSO eşliğinde
sahneye çõkan gencecik solistlerin heyecanõ!
Kimi ilk kez frak giymiş, kimi ilk kez tuvalet. Ki-
mi başkemancõnõn elini sõkmayõ unutuyor, kimi
birkaç kez sõkõyor. Ve tümü de Türkiye’de yeti-
şip dünya sahnelerine sunuluyor. Öncelikle İD-
SO’yu bu organizasyondan ötürü kutlamak ge-
rek. Zira Naci Özgüç yönetimindeki topluluğun
15 soliste birden eşlik etmesi
hiç kolay değildi.
Solistler arasõnda en de-
neyimli olanõ İzmir doğumlu
kemancõ Özgecan Günöz
(1986) idi. Birçok yarõş-
mada derece almõş, yurtdõ-
şõnda ustalõk sõnõflarõna ka-
tõlmõş, konserler vermiş;
oda müziği ve orkestracõlõk
deneyimi var. Halen İÜ
Konservatuvarõ’nda V.
Warşavski ile yüksek li-
sansõnõ tamamlarken bir
yandan da CSO’nun ke-
man üyesi olarak görev
yapõyor. Özgecan, “Sibe-
lius Keman Konçerto-
su”nun ilk bölümünü du-
yarlõ ve ustalõklõ seslen-
dirdi, orkestrayla dene-
yimli bir şekilde bütün-
leşti. Adana doğumlu
Hande Küden (1992 Ocak) ise gecenin yõldõzõydõ.
Halen Mersin Konservatuvarõ’nda onu kema-
na başlatan ilk öğretmeni Dania Kainova’nõn öğ-
rencisi olarak lisans 2. sõnõfta. Çaykovski’nin ke-
man konçertosunun ilk bölümünü kemanõyla
tümleşerek adeta kemanõyla konuşarak çaldõ. Han-
de’nin bir an önce daha nitelikli bir kemana ka-
vuşmasõnõ dileriz. Konserin en genç solisti Eylül
1992 doğumlu kemancõ Alican Süner’di. Ra-
vel’in Çigan’õnõ sağlam bir teknikle ve rengârenk
buluşlarla seslendirdi. Alican da Mersin Kon-
servatuvarõ’nda Lili Tchumburidze ile eğitilmiş,
geçen yõl mezun olmuş ve halen Detmold
Hochschule für Musik’te ünlü keman virtüözü
Thomas Christian ile çalõşõyor.
Konser İÜ Konservatuvarõ’nõn lisans 4. sõnõf öğ-
rencisi fagotçu Aziz Baziki’nin sõcak bir ton ya-
kaladõğõ Weber’in ünlü Andante Rondo’suyla
başlamõştõ. Ardõndan dört tromboncuyu, üç klar-
netçiyi ve üç flütçüyü dinletik. Rodrigo’nun gi-
tar konçertosu gibi iddialõ bir yapõtla karşõmõza
çõkan Kazım Çokoğullu’yu da ayrõca kutlamak
gerek.
Seçilen gençler arasõnda hiç piyanist olmayõ-
şõ şaşõrtõcõydõ. Bir de program notlarõndaki öz-
geçmişlere hayretle baktõm: Daha okulu bile bi-
tirmemiş bu gençlerin ne uzun özgeçmişleri
var!
Neredeyse ilkokuldan bu yana kazandõklarõ
ödülleri sõralamõşlar. Herhalde David Ois-
trakh’õnki bunlardan çok daha kõsaydõ. Bence
konseri organize eden kurumlar bu konuya dik-
kat etmeli. Üniversitelere bağlanan konservatu-
varlarõmõzõn bir satõrõ aşan başlõklarõnõ metinde kõ-
sa yazarak dipnotla açõklayõp yerden tasarruf ede-
bilirler. Özgeçmişlerin bir kõstas içinde elenme-
si gerek.
Gençlere bundan sonra yollarõ açõk olsun, di-
yoruz.
evini@boun.edu.tr
İki flütlü oda müziği...
Flüt sanatçõsõ Bülent Evcil ile Andrea Oliva ve piyanist Lior Kretzer’in ‘İki Flüt ve
Piyano İçin Oda Müziği’ konseri Süreyya Operasõ’ndaydõ
MURAT BEŞER
R
üzgârõn saç aralarõna minik toz
bulutlarõ taşõdõğõ olağan bir pa-
zartesi akşamõnda; altõ müzis-
yenden oluşan projesi World Sinfonia ile
CRR’nin konuğu, İtalyan asõllõ Ameri-
kalõ gitar virtüözü Al Di Meola.
Önce tek tabanca çõkõyor Meola, sa-
lonu dolduran kalabalõğõn önüne; üç
Astor Piazzolla parçasõndan oluşan mi-
nik bir solo klasik gitar dinle-
tisi yapõyor. Yandan iti-
nayla ayrõlõp taranmõş
düz saçlarõ, kalõn
çerçeveli kemik
gözlükleri, kirli
sakallarõ, kollarõ
sõvanõp, düğme-
leri bağrõna dek
açõlmõş parlak
siyah gömleği,
klasik kesim kot
pantolonu, sivri bu-
runlu siyah ayakka-
bõlarõyla tam bir tarz in-
sanõ Al Di Meola.
Akdeniz müziği, İspanyol fla-
menkosu ve Arjantin tangosundan caz fu-
siona kadar uzanan, yüksek teknikle
donanmõş müziğinin köklerini temsil
eden insan karakterleriyle birebir örtü-
şüyor bu kõyafet. Aksi ve kibirli bir mi-
zacõ var Meola’nõn; bu da çalõş tarzõna
yansõyor. Ancak öncelikle tutkulu, kibar
ve romantik. Ardõndan topluluk üyele-
rini davet ederek tanõtõyor seyircisine.
Akordeoncu Fausto Beccalossi, parça-
larda sololarõ paylaşan önemli müzisyen.
İkinci gitardaki Peo Alfonsi, Kübalõ
basçõ Victor Miranda ve davulcu Peter
Kaszas ortanõn üzerinde vazife insanlarõ.
Vurmalõ çalgõlarõ üstlenen Gumbi Or-
tiz ise, ekibin en göz dolduran elemanõ.
Uzun zamandõr Meola’nõn yanõnda, us-
tanõn ekipte en fazla itibar ettiği müzis-
yen o; sevimli ve müzikal esprilerle do-
lu bir kişilik.
Topluluk bir arada çalarken bağlõ ol-
duğu pedallar nedeniyle elektrik gitar gi-
bi tõnlõyor Meola’nõn elindeki klasik
gitar. Seri vurmalõlar tarafõndan oluştu-
rulan kaygan zeminde dans ediyor, içleri
solo parçacõklarõ ile doldurulmuş melo-
dik cümleler. Hüzün ve eğlen-
ce bir arada; Akdeniz’den
Latin Amerika’ya uza-
nan okyanusta yüzü-
yor. Göz kamaştõrõ-
cõ tekniği, hõzlõ ar-
pejleri, vibratolar-
la genişletilmiş
melodileri ile hem
akustik hem de
elektrik gitarda
gerçek bir virtüöz
Meola. Onun dõşarõ-
daki rüzgâra fark atan
parmaklarõ, yeri geldiğin-
de ağõr çekim bir aşk sahnesi
kadar duygusal olabiliyor. İki setten
oluşan konserin belki de tek tatminkâr ol-
mayan tarafõ, Meola’nõn sadece üç par-
çada elektrik gitar çalmasõydõ. Bu du-
rumun salonu dolduran genç öğrencile-
rin heveslerini kursaklarõnda bõrakmõş ol-
ma ihtimali yüksek.
Bisteki “Mediterranean Sundan-
ce”õn ardõndan, dolu salonu koşar adõm-
larla ilk terk edenler, CD’sine imza al-
mak isteyenler oldu. Birileri çõkõşa he-
nüz yönelirken alt fuayede sonu görün-
meyen bir imza kuyruğu çoktan oluş-
muştu bile. Olağan bir akşamõ heyeca-
na bürümeyi yine başarmõştõ Al Di
Meola. (muratbeser@muratbeser.com)
Gitar virtüözü Al Di Meola önceki akşam ‘World
Sinfonia’ projesi ile CRR’nin konuğuydu
Gitarın olimpiyat
şampiyonu Kültür Servisi - Türki-
ye’nin ilk Müslüman Türk
kadõn tiyatro oyuncusu olan
Afife Jale’nin anõsõna veri-
len “Yapı Kredi Sigorta
Afife Tiyatro Ödülleri”nin
bu yõlki kazananlarõ açõk-
landõ. Bu yõl 14. kez verilen
ödüller, önceki gün Lütfi
Kõrdar Uluslararasõ Kon-
gre ve Sergi Sarayõ’nda dü-
zenlenen ödül töreninde sa-
hiplerine verildi.
Sunuculuğunu Korhan
Abay’õn üstlendiği gece-
ye, iş, sanat ve tiyatro dün-
yasõndan birçok ünlü isim
katõldõ. Ödül töreni Yapõ
Kredi Sigorta Sanat Danõş-
manõ Haldun Dormen’in
misafirlere hoş geldiniz hi-
tabõyla başladõ. Yapõ Kredi
Sigorta Afife Tiyatro Ödül-
leri Oylama Kurulu Başka-
nõ M. Salih Başağa’nõn açõlõş konuşmasõnõn ardõndan
törene geçildi. Gecede Zuhal Olcay da özel bir din-
leti sundu.
Ödül töreninde kazanan isimlerin yaptõğõ konuş-
malarda bir süredir kapalõ olan AKM ve Emek Sine-
masõ’nõn önümüzdeki yõl bu ödüller verilirken açõk ol-
masõ dileğinde bulunuldu. Öğrencileri bu yõl pek çok
ödül alan Müşfik ve Yıldız Kenter ise ayakta alkõş-
landõ.
Geceden ödülle dönen isimler ise şöyle:
ÖZEL ÖDÜLLER
Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü: Gencay Gürün
Nisa Serezli Aşkıner Özel Ödülü: Toron Karaca-
oğlu
Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü: Cüneyt Çalõş-
kur - Kredi Kartõ Vak’aaa (İstanbul DT)
Tiyatroda Yeni Kuşak Özel Ödülü: Tiyatroperest
- Hayvanat Bahçesi Masalõ Ekibi
Yapı Kredi Sigorta Özel Ödülü: T. Yõlmaz Öğüt
AFİFE TİYATRO ÖDÜLLERİ
Yılın En Başarılı Prodüksiyonu: Kafes - İBBŞT
Yılın En Başa-
rılı Yönetmeni:
Hakan Çimenser -
İmparatorluk Ku-
ranlar (İstanbul
DT)
Yılın En Başa-
rılı Erkek Oyun-
cusu: Bülent
Emin Yarar – Pro-
fesyonel (İstanbul
DT)
Yılın En Başa-
rılı Kadın Oyun-
cusu: Defne Hal-
man – Quintet -
Bir Dönüşün Beş-
lemesi (Tiyatro
Pera)
Yardımcı Rol-
de Yılın En Ba-
şarılı Erkek
Oyuncusu: Çağ-
lar Yiğitoğullarõ –
Mefisto (İBBŞT)
Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyun-
cusu: Senan Kara – Kafes (İBBŞT)
Yılın En Başarılı Müzikal Ya Da Komedi Erkek
Oyuncusu: Mert Turak – Kabare (İBBŞT)
Yılın En Başarılı Müzikal Ya Da Komedi Kadın
Oyuncusu: Zerrin Tekindor - Vahşet Tanrõsõ (İstan-
bul DT)
Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal Ya Da
Komedi Erkek Oyuncusu: Beyti Engin - Sokağa Çõk-
ma Yasağõ (Bakõrköy Belediye Tiyatrolarõ)
Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal Ya Da
Komedi Kadın Oyuncusu: Kadriye Kenter – Cimri
(Kenter Tiyatrosu)
Yılın En Başarılı Sahne Tasarımcısı: Işõn Mum-
cu - İmparatorluk Kuranlar (İstanbul DT)
Yılın En Başarılı Giysi Tasarımcısı: Şirin Dağte-
kin Yenen - Aşk Sözleri (Aysa Prodüksiyon) / Kuz-
guncuk Türküsü (İstanbul DT)
Yılın En Başarılı Sahne Müziği: Tolga Çebi- “7”
Şekspir Müzikali (Oyun Atölyesi)
Yılın En Başarılı Işık Tasarımcısı: Akõn Yõlmaz
– İmparatorluk Kuranlar (İstanbul DT)
‘14. Yapõ Kredi Sigorta Afife Tiyatro Ödülleri’ sahiplerini buldu
‘EnBaşarõlõProdüksiyon’ödülüKafes’e
Fotoğraf eşliğinde arkeoloji
Kültür Servisi - 2010 İstanbul Avrupa Kültür
Başkenti Projeleri kapsamõnda arkeolog Metin
Göçay’õn hazõrlayõp sunduğu “Fotoğraf
Eşliğinde Arkeoloji Söyleşileri”nin ikincisi,
bugün 18.30’da Akbank Sanat’ta
gerçekleştirilecek. “Vezneciler Kazõsõ” başlõklõ
etkinlikte; katõlõmcõlara Bizans ve Osmanlõ
dönemine ait yeni bulgularõn ortaya çõkarõldõğõ
Vezneciler kazõsõndaki mimari buluntularla
ilgili, fotoğraflar eşliğinde ayrõntõlõ bilgi
verilecek. (www.akbanksanat.com)
Beyazperdede opera ve bale sezonu
Kültür Servisi - Avrupa’nõn en prestijli opera
ve bale gösterileri Cinebonus perdelerine
geliyor. İstanbul, İzmir ve Ankara’da yer alan
toplam 7 dijital sinema salonunda canlõ
yayõmlanacak olan opera ve balenin tanõnmõş
yapõtlarõ, altyazõlõ olarak ekrana gösterime
girecek. Canlõ yayõnla sinemada opera ve bale
sezonu, yarõn saat 21.00’de, Placido
Domingo’nun başrolde olduğu “Simon
Boccanegra, Verdi” operasõ ile başlayacak.
(www.cinebonus.com.tr)
BülentEvcil
Silivri’de “Duruşmaları
İzleme Eylemi”
? Hukuk çiğnenerek
? Özgürlükleri ellerinden alõnan ve yargõlanan tüm
insanlarõmõzõn
? Silivri’deki duruşmalarõna TANIK olmamõzõ
isteyen
M. Balbay ve T.Özkan’õn
çağrõsõna uyalõm,
“Duruşmaları İzleme Eylemi”ni
sürdürelim.
• Resmi tatil günleri dõşõnda her Cuma günü olacaktõr.
• Saat: 08.15’de c’in bahçesinde olalõm.
• Başvuru : 0535.636 59 11-0506.787 40 67-0532.713 22 43
TEŞEKKÜR
Güçlü önsezileri ve hastayla kurduğu
başarılı ilişkileri sayesinde hayatımı kurtaran
Dr. Naser Can’a,
Bodrum Universal Hastanesi ekibine,
kendimi emanet etmekten onur duyduğum
sevgili dostum
Uzman Dr. Mefküre Platin’e,
maharetli elleriyle beni hayata döndüren
Prof. Dr. Belhan Akpınar ve ekibine,
Florence Nightingale Hastanesi’ne ve tüm
2B servisine
teşekkürlerimi sunarım.
Zeynep Avcı