25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ollanria'da yaşayan moda tasarımcısı Deniz Mercan'ın iç çamaşırına farklı bir bakış açısı var. Mercan, dünyadaki iç çamaşırı algısının çok farklı olduğunu, Türkiye'de de bu anlayışın yerleşmesi için çaliştığını söylüyor. Çünkü Mercan'ın anlattığına göre özellikle italya'da kadınlar için iç çamaşırı bir tutku. Hatta italya'da kadınlar her ay kendilerine yeni bir çamaşır satın alıyor. Bu onlar için kendi kendilerine verdikleri bir hediye gibi... Deniz Mercan'ın serüveni 1986'da italya'ya yerleşmesiyle başlıyor. MimarSinan'daki moda egitiminirı ardından italya'ya gidiyor, bir yıl sonra da ilk işini buluyor. Marvel&lcap adlı firmada çalışıyor, Valentino, Armani, Pink Beach gibi dünya markalarının iç çamaşırı ve mayo koleksiyonlarına imzasını atıyor. Daha sonra serbest çalışmaya başlıyor. Enrico Coveri, Corserteria Ira (Jennifer) ve Armonia ile iç çamaşırı, Cerruti, Luisa Spagnoli, Soprani ile de triko tasarımları yapıyor. "ilk işimi bulmak çok zordu. Çalışma izninizyok, kimseyi tanımıyorsunuz, birtakım bağlantılar bulmak zorundasınız. Bana o zaman Nurçin Sebük çok yardım etti. Emporio Armani'nin erkek iç çamaşırlarını yapmaya başladım. Sonra triko öğrendim. Cerruti'nin erkek bhboo vodk» trikolarını hazırladım. Böylece italya'daki kariyerim de başlamış oldu" diyerek özetleyiverdiği hikâyesi aslında tam 24 yıl ediyor. Türkiye'deki ilk defilesini geçen ağustos ayında yapmıştı Mercan. Sophia'nın Bebekleri adlı koleksiyonuyla ve sosyal sorumluluk projesiyle dikkatleri üzerine çekmişti. "Sophia benim kızım ve ismi Yunancada bilge anlamına geliyor. Defilemi hazırlarken kalktım, 24 Nisan sabahı internetten gazeteleri okuyorum. Eski püskü, sarı çizmeli bir kızın dansını gördüm bu beni çok etkiledi. Ben kızıma ithaf etmeyi düşünüyordum koleksiyonumu, çünkü kızım çok zor bir okul bitirmişti. Sonra, aslında benim kızımın çok şanslı olduğunu, ama onun gibi şanslı olmayan birsürü çocuk olduğunu düşündüm ve bütün çocuklara armağan ettim. Bir tişört yaptık anne kız. Şu anda bütün Altınyıldız mağazalarında satılıyor. Satıştan elde edilen geliri Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği'ne hediye edeceğiz ve 100 kız çocuğunu okutacağız. Çünkü ben inanıyorum ki benim ülkem kız çocuklaii ve kadınlar sayesinde bir yerlere gelecek." Deniz Mercan bu projesi için istanbul'dan sponsor bulamamış, sonunda Izmirli birfirma, Ran Tekstil sponsor olmuş. Sophia'nın Bebekleri adlı mayo koleksiyonunun fıkri, tasarımcının çocukken yaptığı karton bebeklerden çıkrnış. ilkokul beşinci sınıfa giderken kartondan bebekler ve onlara elbiseler yapıyormuş. Hatta ilk parasını böyle kazanmış, eve de ekmek, şeker ve tuz aldığını hatırlıyor. Bütün koleksiyonlarında bir ironiye yer verdiğini anlatıyor. Mankenlerin elindeki, kartondan patlamış mısıriar, cipsler, kolalar ve metre bunun bir yansıması. insanlar sağlıksız beslenip bir de üstüne zayıf olmak istemiyorlar mı?.. Deniz Mercan için bu bir sorun. Çünkü herkesin bu işleri bırakıp kendisini sevmesi ve sağlıklı bir yaşama adım atması gerek. Deniz Mercan'ın mayo tasarımlarında form, renk ve desenden daha önemli. Kadınların kapanması gereken yerlerini kapatıyor. Çıplaklık onun için birtabu değil. Aynı şey iç çamaşırı koleksiyonu için de geçerli. Son iç çamaşırı koleksiyonunun adını Ambiguity koymuş. Yani belirsizlik... Türkiye'de yalnızca giyinmek için iç çamaşırı satın alındığını-söylüyor. italya'da ise iç çamaşırı başlı başına bir olay. Bu yüzden fantezilere ve renklere çok daha önem veriliyor. iç çamaşırı gizlilik demek olmadığı için bazen dış giyim olarak da giyiliyormuş italya'da. "Üzerine bir triko giyersiniz, atlet giyersiniz, o aslında iç çamaşırı olarak satılır ama siz onu dış giyim olarak da taşıyabilirsiniz. Ben biraz o anlayışı oturtmaya çalışıyorum. Bu yüzden koleksiyonun adını 'belirsiz' koydum. iç çamaşırı çok feminen ve gizlenmemesi gereken bir şey. İnsanlar bu konuda çok kapalı düşünmemeli. Tabii Türkiye'de biraz tabu. Benim için iç çamaşırı ve mayo bu yüzden provokasyon içeriyor. Bence çıplaklık birtabu değil, asıl çıplaklık insanların kafasında." Deniz Mercan "Ambiguity" defilesinden sonra koleksiyonunu sergileyen mankenlerin vücutları yüzünden eleştirilmişti. Bu konunun ilk başta kendisini çok üzdüğünü, fakat sonra bunu hayatın gerçeği olarak kabul ettiğini söylüyor. Çünkü "Türkiye'deki mankenler mayo ve iç çamaşırı giymek istemiyor. Ben de yabancı mankenleri tercih etmek zorunda kaldım, onların da çok iyileri Türkiye'ye gelmiyor. Öyle olunca da selülitli mankenlerle iç çamaşırlarımı göstermek zorunda kaldım. Gerçek buysa ortaya çıksın dedim. Çünkü Türkiye'de çıplaklık tabu. İç çamaşırı defilesine çıkarlarsa koca bulamayabilirler ya da aileleri tepki gösterebilir." Deniz Mercan istanbul'da Altınyıldız firmasına danışmanlık yapıyor. Markanın erkek trikolarını, penye, iç çamaşırı ve mayolarını hazırlıyor. Ayın en az bir haftasını istanbul'da geçiriyor. Yurtdışından bakınca Türkiye'nin hâlâ fasoncu olarak görüldüğünü anlatıyor. Bunu kırmak için de yaratıcılığa önem verilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Her defilesinde bir sosyal sorumluluk projesine yer veriyor Deniz Mercan. Önümüzdeki defilesinde köylü kadınlarla birlikte çalışacağının sinyallerini veriyor. Modacının bir projesi de Amsterdam Kültür Sanat Festivali'nde mini bir defile sergilemek. Amsterdam'da yayımlanan Elle dergisinde bir röportajı çıktıktan sonra böyle birteklif almış. Mayıs başında istanbul'da bir show-room açmaya hazırlanan Deniz Mercan Türkiye için de üretim yapacak. • tokbayelif@gmail.com r
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear