22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 8 MART 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com ‘Demokrasi gücün paylaşımıdır’ Yurt Haberleri Servisi - Türkiye Partisi Genel Başkanõ Abdüllatif Şener, “Demokrasi, gücün bir elde toplanmasõ değil, gücün paylaşõmõ demektir” dedi. Parti çalõşmalarõ için Batman’da bulunan Şener, yaptõğõ basõn açõklamasõnda siyasetin görevinin ülkeye ve insana hizmet etmek olmasõ gerektiğini belirterek, “Ülkesine zarar veren bir siyaset sadece Türkiye’de var. Ancak çarklar yanlõş dönmeye başlarsa, yanlõş üslupla siyaset yapõlmaya devam edilirse zararlõ olur. Şu anda gördüğümüz manzara budur” diye konuştu. Kurtulmuş: Seçim sistemi değişmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Saadet Partisi Genel Başkanõ Numan Kurtulmuş, Türkiye’de Anayasa, Meclis İçtüzüğü, Siyasi Partiler Yasasõ ile seçim sisteminin değiştirilmesi gerektiğini bildirdi. Kurtulmuş, partisinin AFİTAB Kültür Merkezi’ndeki il başkanlarõ ve il müfettişleri toplantõsõna katõldõ. Kurtulmuş burada yaptõğõ konuşmada, “TBMM’nin en temel görevi, bu reformlarõ gerçekleştirecek adõmlarõ atmaktõr. Türkiye’deki siyasal sistem, her ne kadar adõ demokrasi de olsa, açõk bir bürokratik oligarşidir” dedi. ‘Büyükanıt hesap versin’ OSMANİYE (Cumhiriyet)- Partisinin il kongresine katõlmak için Osmaniye’ye gelen DSP Genel Başkanõ Masum Türker, gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Türker, esas darbenin DSP’ye karşõ yapõldõğõnõ belirterek, “Yaşar Büyükanõt, hesap versin. Neden Kemal Derviş’le birlikte İsmail Cem’i ikna edip DBP’den ayõrmak istemiştir” dedi. Türker, “Balyoz darbesinin 57. hükümete karşõ yapõldõğõnõ” belirterek, şunlarõ söyledi: “Çünkü o zamanki yaklaşõm Bülent Ecevit’siz, MHP’siz bir hükümet istedi.” Bir Direnişin Öyküsü... TEKEL işçileri Danıştay kararının ardından evlerine unutulmaz dostluklar, anılar ve en önemlisi “örgütlü mücadele ve direniş”in gücünü göstererek döndüler. İşçilerle etkin bir dayanışma sergileyen CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, 78 günlük direnişin en yakın tanıkları arasındaydı. Polisin sıktığı “biber gazı”nı işçilerle birlikte “soluyan” Soysal, Ankara’nın ayazlı gecelerinde de, 2010’un ilk dakikalarında da yine onların yanındaydı. Soysal, bu eylemi “Bir Direnişin Öyküsü” adı altında kitaplaştırmaya hazırlanıyor. Soysal, kitabı ile ilgili Meclis kulisinde bir grup gazeteciye bilgi verirken ilginç birkaç anektodu da paylaştı: “Oradaki işçiler, hemen her kesimden, farklı ideolojik görüşe sahip insanlardan olduğu için, bazı marşları bilmiyordu. Örneğin, daha çok sol kesimin tanıdık olduğu Avusturya İşçi Marşı’nı bilmiyordu. Katıldığımız gecelerde hem Avusturya İşçi Marşı’nı, hem de 1 Mayıs Marşı’nı öğrendiler. Başlangıçta, sesleri cılız çıkıyordu, eylemin ilerleyen günlerinde baktım ki hep bir ağızdan gür sesle marşı söylüyorlardı; çok güzel bir tabloydu...” Soysal, kendisini en etkileyen anlardan birinin, bir kadın eylemcinin kendisine teşekkür edişi olduğunu anlattı: “Kendisi başörtülü bir kadın. Geldi bana ‘Ben erkeklere elimi bile uzatmam, ama içimden sana sarılmak geliyor’ dedi. Bu müthiş bir şeydi, çok duygulandım.” Ankaralıların kucak açtığı TEKEL işçileri, kimi zaman “nahoş” olaylarla da karşılaşmış. Ankaralıların çorba, helva, peynir ekmek, pide, evlerinde yaptıkları pasta börekleri dağıttığı işçilerin yanına gelen birkaç genç, “Yardım dağıtacağız ama tabağımız yok” diyerek işçilerden “tabak parası” toplamış. Ama parayı alan gençler ortadan kaybolmuş, ne yardım, ne de tabaklar gelmiş... Soysal, kendisini şaşırtan ve çok güldüren bir olayı da şöyle anlatıyor: “Bir ara işçiler arasında tuvalet sorunu yaşandı, çünkü Türk-İş Genel Merkezi kapatmıştı. Ben de espri olsun diye, ‘Takmayın canım, gidin Türk-İş’i basın, ihtiyacınızı giderin’ dedim. Bir süre sonra da İstanbul’a gitmek için oradan ayrıldım. Havaalanına geldiğimde, cep telefonumda bir haber mesajı geldi, ‘İşçiler Türk-İş’i bastı’ diye...” Soysal’ın anıları bu kadarla bitmiyor, “devamı” için kitabı beklemek gerekiyor... AKP’nin kadına bakışı Bugün Dünya Kadınlar Günü... Siyasetçilerden kadın seçmene dönük mesajlar yağıyor... Türkiye’de kadınlar, 1934 yılında seçme ve seçilme hakkına kavuştu. Fransa’da 1944, İtalya’da 1946, Türkiye’nin 1926 yılında Medeni Yasası’nı aldığı İsviçre’de bile kadınlara ancak 1971 yılında bu hak tanınabildi. İran’da kadına seçme ve seçilme hakkı 1963, Libya’da 1964, Mısır’da 1956, Pakistan’da 1947, Tunus’ta 1959, Yemen’de 1967, Ürdün’de 1974 yılında verildi. Türkiye’de kadınlar seçme ve seçilme hakkına erken kavuştu ama parlamentoda kadın temsili son derece düşük, kadına hâlâ “vitrin süsü” olarak bakılıyor. CHP’nin üç yıldır kadın kolları başkanı bile yok. Güldal Okuducu’nun yönetime muhalif olması üzerine görevden alınmasından bu yana yerine atama yapılmadı... AKP’de etkin bir kadın kolları örgütlenmesi var, ama ya söylem, ya uygulamalar? Başbakan Tayyip Erdoğan, kadınları “en az üç çocuk doğurmaya” çağırıyor... Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “kadıncağız”, “yaratık” gibi cinsiyetçi bir dille kadınları aşağılıyor. Bakanlar, “Kriz dönemlerinde kadınlar iş aradığı için işsizlik artıyor” gibi teşhisler(!) yapabiliyor... 2004 yılında kadınlara pozitif ayrımcılığı reddeden AKP -6 yıl sonra- anayasa paketinin sosu olarak bu konuyu gündemine alıyor. AKP’nin kadını eve hapsetmeye dönük, muhafazakâr yaklaşımının her gün yeni bir örneğini görüyoruz. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, otobüslere asılan 8 Mart afişlerinde “Hayatımızın her döneminde bize destek olan kadınlarımız” vurgusuyla kadınlar gününü kutluyor. Kadına, erkeğe “destek” olmaktan başka bir rol uygun görülmüyor. “Kadınlarımız” diye üst perdeden, tepeden bakan, sahiplenen bir dille kadına yaklaşılıyor... Hasip Kaplan, Kemal Anadol’u ‘teslim etmiş’! TBMM’de AKP’nin anayasa değişikliği hazırlıkları tartışılırken, partiler bilinen pozisyonlarını ortaya koydu. BDP’li Hasip Kaplan, “Ya şu seçim barajını 3’e indirin... Ama yok, değiştirmeyiz. Niye? Ak Parti diyor ki: ‘Değiştirirsem Saadet Partisi gelir.’ CHP diyor ki: ‘Sarıgül’ün partisi geliyor, aman yüzde 10’da kalalım.’ MHP de diyor:‘Ya Büyük Birlik Partisi gelirse?’ Böyle bir seçim sisteminde uzlaşıyorsunuz” derken, özellikle CHP’ye yüklendi: “O Kenan Evren, o 12 Eylül, o hukuk sizleri kapatmadı mı? El insaf Sayın Anadol, ben bizzat avukatken sizi Başsavcı Süleyman Takkeci’ye İstanbul’da teslim etmedim mi? Teslim bile edemedik sizi, tam bir gün Süleyman Takkeci’nin kapısında durduk. (...) 12 Eylül askeri darbesini artık bu Meclis’te savunmak, siyasetin en büyük günahıdır. Yarın Münker de Nekir de bunun hesabını sizden sorar.” Kemal Anadol, hemen sataşma gerekçesiyle söz alarak yanıt verdi: “Barış Derneği yöneticileri olarak, gıyabi tutuklama kararı verildiğini öğrenince, Ankara’dan İstanbul’a gittim ve o arada vekâletimi hazırladım buradan. Avukatım, Sayın Halit Çelenk’ti ve Ahmet Güryüz Ketenci’ydi. Bu arada, Hasip Kaplan’a da teşekkür ederim, genç bir avukattı, stajı yeni bitmişti… ve ben basın mensuplarıyla beraber, Bozkurt Nuhoğlu, Ahmet Güryüz Ketenci, Hasip Kaplan da vardı, birlikte Sıkıyönetim Birinci Ordu Komutanlığı’na giderek teslim oldum ve Süleyman Takkeci orada bizi teslim alacak, fakat kendisi ortada yok, yardımcılarından birisiyle çıktım, ifade verdik... Mahkemenin karşısına Ankara’dan gelenlerle beraber çıktık, gıyabi tutukluluk vicahiye çevrildi ve altı ay sonra duruşmaya çıkabildik. Sonuna kadar da 12 Eylül yönetimiyle, zihniyetiyle duruşmada mücadele ettim, bir sene hapis yattım. Şimdi düşünüyorum da, o 12 Eylül’ün adaletsiz adaleti bile beni 6 ay sonra duruşmaya çıkarıyor ama iki senedir içeride yatan insanlar var, Hasip Kaplan da onları alkışlıyor...” Bu kez Kaplan sataşma gerekçesiyle söz aldı: “Ergenekon’da da, başka suçlarda da, adi suçlarda da varsa bir hukuksuzluk, olduğu zaman, bunun karşısında durmasını biliriz. Ama, insanları stadyumlara toparlayanların da yargılanması gerektiği hukukunu da herkes teslim edecek...” Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun! 2011 yõlõnda yapõlacak genel seçimler için çalõşmalara şimdiden başladõ AKP’den seçmeni ikna timiEMİNE KAPLAN ANKARA - Kamuoyu anketlerin- de oy oranõ 2007 seçimlerine göre dü- şen AKP, 2011 yõlõnda yapõlacak ge- nel seçim için hazõrlõklara başladõ. AKP yönetimi, bu seçimde ‘seçmene bire bir markaj’ politikasõ yürütecek. Bunun için yaklaşõk 177 bin sandõğõn her biri için gençlik ve kadõn kollarõ ile il ve ilçe örgütleri olmak üzere 9 ki- şiden oluşacak sandõk yönetim kurul- larõ kurulacak. Kurulda yer alan partililer, her san- dõkta oy kullanan yaklaşõk 300 seç- menle bire bir yüz yüze görüşerek AKP’ye oy vermeleri için yoğun bir propaganda yürütecek. AKP, 2011 yõlõnda yapõlacak genel seçim için eğitim çalõşmalarõna başladõ. 2007 seçimlerine göre kamuoyu an- ketlerinde oy oranõ düşen AKP, oy ora- nõnõ yükseltebilmek için bu seçimle- re farklõ bir seçim stratejisiyle gitme- yi planlõyor. Genel seçimlerde yakla- şõk 177 bin sandõk kuruluyor. Eğitim çalışmaları yapılacak AKP yönetimi, her sandõk için genç- lik ve kadõn kollarõ ile il ve ilçe ör- gütlerinden 9 kişinin yer alacağõ 177 bin dolayõnda sandõk yönetim kurulu oluşturacak. Her sandõkta yaklaşõk 300 seçmenin oy kullandõğõnõ dikka- te alan AKP yönetimi, 9 kişilik yöne- tim kuruluyla her sandõkta oy kulla- nacak yaklaşõk 300 seçmene bire bir ulaşmayõ hedefliyor. AKP yönetimi, bunun için eğitim ça- lõşmalarõnõ sürdürüyor. Bu çerçevede kadõn ve gençlik kollarõndan 2 bin 500 partiliye gerekli eğitimleri verirken eği- tim çalõşmalarõ süreceği belirtildi. Eğitimleri tamamlanan partililer, il ve ilçelerde sandõk yönetim kurulla- rõnda yer alacak partilileri yetiştirecek. AKP yönetimi, söz konusu modelde yaklaşõk 1 milyon partilinin görev yapmasõnõ hedefliyor. Kapı kapı dolaşacaklar Sandõk yönetim kurullarõnõn oluş- turulmasõnõn ardõndan kurulda yer alan partililer, sorumlu olduklarõ san- dõkta oy kullanacak seçmene bire bir ulaşabilmek için toplantõlar yapacak. Seçmenlere ulaşõlarak bu toplantõlara katõlmasõ sağlanacak, katõlmayan seç- menlere ise kapõ kapõ dolaşõlarak par- ti politikalarõ anlatõlarak partiye oy ver- meleri hedeflenecek. Genel seçimde ise sandõk yönetim kurullarõndan sandõk müşahitleri se- çilecek. Yaklaşõk 177 bin sandõğõn her biri için gençlik ve kadõn kollarõ ile il ve ilçe örgütleri olmak üzere 9 kişilik yönetim kurulu oluşturan AKP yönetimi, bir sandõkta oy kullanan yaklaşõk 300 kişiye bire bir propaganda uygulayacak. SON HAFTA Anayasa paketi hazır gibi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Anayasa paketinde hangi düzenle- melerin yer alacağõnõ bü- yük ölçüde belirleyen AKP yönetimi, düzenle- melerin ayrõntõlarõ üze- rinde çalõşõlõyor. AKP yönetimi, bu haf- ta tamamlayacaklarõ ana- yasa paketini Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’a sunacaklar. Yö- netim, Erdoğan’õn “olur” vermesi duru- munda paketi siyasi par- ti gruplarõna sunarak destek isteyecek. Muhalefet partilerine Adalet Bakanõ Sadullah Ergin, Başbakan Yar- dõmcõsõ Cemil Çiçek ile AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’õn gitmesi bekleniyor. Pakette, HSYK’nin ya- põsõnõn üye sayõsõnõn 21’e çõkarõlmasõ, üyelerin TBMM, Cumhurbaşkanõ, Yargõtay, Danõştay, hâ- kim ve savcõlar, Türkiye Barolar Birliği tarafõndan seçilmesi; askerlerin sivil mahkemelerde yargõlan- masõ, siyasi partilerin ka- patõlmasõnõn zorlaştõrõl- masõ, Yargõtay Cumhuri- yet Başsavcõsõ’nõn kapat- ma davasõ açabilmesi için TBMM Genel Kuru- lu’ndan izin almasõ, HSYK ve YAŞ kararlarõ- na yargõ yolunun açõlma- sõ gibi düzenlemelerin yer almasõ kesinleşti. Anayasa paketinin, 10- 12 maddeden oluşmasõ bekleniyor. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara Anakent Belediye Baş- kanõ Melih Gökçek, baş- kentte ulaşõm ücretlerinin düşürülmesi nedeniyle minibüs ve özel halk oto- büsü esnafõnõn uygula- yacaklarõ eylemin ilk gününde, EGO otobüs sefer- lerinin yolcularõn yoğun olmadõğõ, insanlarõn işe gi- dip gelmediği saatlerde azaltõlacağõnõ bildirdi. Gökçek, yaptõğõ açõklamada, Tüketici Dernekleri’nin açtõğõ dava sonucu mahkemenin Ankara’daki ulaşõm ücretlerini 2003 yõlõndaki fiyatlara çekme kararõ verdiğini, bunun sonucunda “yarın (bugün) özel halk otobüsleri ve minibüslerin yolcu taşımama eyle- mi yapacaklarını” anõmsattõ. Eylemin ilk günü olan bugün Anka- ralõlarõn sõkõntõ çekme- mesi için EGO otobüs- lerinin pik saatlerde da- ha önceden olduğu gibi normal seferlerini sür- düreceklerini belirten Gökçek, mahkeme kararõ so- nucunda belediyenin çok güç durumda kalacağõnõ, uğ- ranacak zararõn altõndan kalkõlamayacak hale gele- ceğini savundu. Gökçek, şunlarõ kaydetti: “Minibüs ve otobüsçülerin uygulayacakları eylemin ilk gününde, otobüs seferleri, yolcuların yoğun olmadığı, insanların işe gidip gelmediği sa- atlerde azaltılacak.” Ankara’daki ulaşım tartışması Gökçek, bugün otobüs seferlerini azaltıyor Çetin Soysal. Hasip Kaplan. Melih Gökçek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear