25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
G All BULUNMAZ "Sanatın en faydalı tarafı taydası/. olmasıdır (...) Içinde yaşadığımız hu tazlasıvla pragmatik dünyada işeya- ramayan, el/em olmayan şeylerin de hir yeri hem de gerçekten önemli hir yeri vardır ve sanat hu yeri her sey- den daha fiörkemli bir sekilde alı- yor." "Bilincin evrilmesi, o biiyük insan- lık maceramızın ta kendisidir. Bu dünyaya gelmemizin nedeni gönlü- nıüzü geliştirmek, ruhumuzu özgür- leştiımek ve beynimizi aydınlatmak- tır. Sizce kaç roman yazarı bu ilkeye bağlıdıri'" Tom Robbins I p • ^ om Robbins, Amerikan I edebiyatının en önemli I isimlcrinden biri. Evet, _dL. iddialı bir cümle bu, çün- kü Robbins'in ürettikleri ortada. Amerika'da, kendisi gibi bir iki ki- şiyle beraber, sivrilen bir yazar. Kara komediyi çoktan aşmış, kas- vetli betimlemelerin uzağına dü- şen ve modern dünyaya iyimser bir ba- kış atıp, anlatımını mizahla harmanla- yan bir yazar. Aynı zamanda uçarı bir kişilik de. 1954'te başladığı gazetecilik öğrenimini, disiplin sorunları yüzünden öğrenci bir- liğindeki görevinden alınması nedeniyle bırakması, uçarılıgının kanıtlarından bi- ri yalnızca. Okuyucuyla arasındaki mesafeyi ola- bildiğince kapalı tutmasımn yanında, kurduğu ilişkiyi ona doğrudan seslene- rek yansıtan Robbins'in bir diger önem li özellig'i, metafor ve anlatımlarını zen- ginleştiren kelime oyunlarının edepsizli ği. Hepsinin yanında, "her şeye rağmen mutluluk", onıın mottosıı. Okurlar Tom Robbins adını duyunca hemen Partümün Dansi isimli kitabını anımsıyor doğal olarak. Peki, başka ne- ler var listede: Dur Bir Mola Ver, Ağaç kakan, Siriııs 'tan (îelen Kurhağa, Sıcak Ülkelerden Dönen Sakatlar ve Villa Meçhul. Tüm bıınlardan sonra şimdi de ABD'de 2005'te yayınılanan ve Türkçe ye Aysun Babacan tarafından çevrilen (îeriye Uçan Yaban Ördekleri 'yle t)ku- rıın karşısına çıkıyor. ANLAMIN YÜREĞİNE YOLCULUK Kitabın kapağını aralayınca beş ana başlık göze çarpıyor: "Yolculuk Yazıla- n", "Ovgüler", "()yküler, !jiirler ve Şar- kı Sözleri", "Düşüncelcr ve Eleştiriler" ve "Yanıtlar." Robbins'in kitabının te- mel özelliği, kısa anlatımlarla okurun zihnine kılçık atması. Buna bir anlam yolculugu da denebilir. I femen başlar- daki şu ifade her şeyi berraklaştırıyor: "Anlamın yüreğine (ya da vajinasina) SAYFA 8 Tom Robbinsten Ceriye Uçan Yaban Ördekleri' Zihne kılçık atan yazılar Tom Robbins (Thomas Eugene Robbins), Gerlye Uçan Yaban ördekle- r/'yle dünyasının kapılarını açıyor. Yolculuklarla, öykülerle, şiir ve şar- kı sözlerinin yanı sıra, eleştiri, övgü ve kendisine sorulanlara verdiği yanıtlarla bezeli kitapta Robbins, bir anlamda otoportresini çiziyor. yaptıftımız yolculuk, herhangi bir açı- dan, alışveriş merkezine son giılişimizi anılırıyorsa, bir yerlerde yanlış yapıyo- rıız demektir." Ilk bölüm, Robbins'in yolculuk dene- yimlerine ayrılmış ve bunları okurken bir gczi belgeseli, safari anlatımı ya da seyyahları betimleyen bir televizyon programı seyrediyormuşçasına bir izle- nime kapılıyorsunuz. Robbins'in 1985'te kalemc aldıgı ve aynı yıl Hsquire'da yayımlanan yazısında bah- setti^i uyku hastalı£ına yol açan çeçe si- negi, metinleri okurken sizi sokmuyor. Hep canlı ve tetiktesiniz; ayıksınız anla- yacagınız. Robbins'in kitapta anlattıklarına; da- ha önceden kaleme aldığı yazılanndan oluşturulmuş seçkiye bakıldığında, ko- nu çeşitliliği de hemen kavranıyor. The Doors konserinden çıkınca, Robbins'in deyişiyle "tenin kurtuluşunu arzulayan Nietzsche'nin scsini" duyuşunuzun ar- dından, tekdüzeleştirilen beslenmenin öncüleri Mac ve IDick McDonald'la ve onların burgerlerinin hammaddesi inek- leri boğazlayan şirkctin başı Roy Kroc'la yüzleşiyorsunuz. Sonra yeniden müzik; bahsi geçen kişi ise Leonard ("ohen. Robbins, (lohen'i büyük bir söz ııstası diye nitelerken, geçmişe dönük belirlemeleri de kcndi biçemini yansıtıyor. Amerikalı kadın ve erkck açısıtulan ele aldığı geçmişe öz- lem hakkında şöyle diyor: "Kadınlarda geçmişsever sinek kâğı- dına takılanlar genellikle yaz kampları ya da lise yıllarıdır. Epey sayıda Ameri- kalı erkek için ise askerlik dönemidir; yani ailelerinden, karılarından, çocukla- Kltapta yer alan yazılar dikkatle okunduflunda Tom Rob- bins'in 1960'lann ikinci yansından 1990lann sonuna kadarkl döneml kendlne özgü bir sekllde yorumladıûı görüluyor rından, sıkıcı düzenlerinden ve sorum- luluklarından kurtulup lıer ihıiyaçlarını giderdikleri, dostlukların tadını çıkara- bildikleri, seyahat edip maccraJar yaşa- yabildikleri o e^siz donem. Bu yüzden olsa gerek Amerikan liılerlerinin coğu savaş kahramanlıklarını ısıttp ısıtıp önü- müze sürmekten bıkmaz (kımızı, beyaz, mavi öküz çomaklarınt sallayıp yıldız- larla sıislü bayrağın pes notalarıyla osu- rurlar) ve bu yaşlı vıdıvıdıcılar her eko- nomik uyuşmazlıkta, dünyanın ödeye- ceği çirkin bedeller pahasına, ısrarla as- keri cözümlere başvurulmasını ister ki bu da sıkışmış gelişmişlik durumunun bir tezahürüdür." EDEPSİZ OYUNCU Robbins'in kitapta belirginleşen eleş- tirilerinden biri de kasvetle ilgili. Robert Stone'un öyküsündeki karamsarlığı eleştirirken, öyküdeki var oluş sancısı- nın kendisini etkilediğini de bir kenara not düşer. Sonraki satırlarda eleştiri oklannı çı- kıntılık yapanları sıısturanlara savurur ve bu noktada, Robbins metaforları devreye girer: "Dogmanın dogmayı ye- diği bir dünyada ancak birkaç öğret- men, editör ve eleştirmen yıkıcı bir mi- yavlamayı veya aralarda gelen tuhaf mır- lamaları kaldıracak kadar $ık olabilir. Ama bunların hepsi tanıdık, bildik hav- lama ve hırlamaların icap ettiği bir or- tamda acayip, alengirli miyavlamalan çı karanların ya da tasvip edenlcrin başına ne geleceğini de gayet iyi bilir (...) 'Mi- yavlama' dcrken (...) söylemek istediğim şey, insanın zaman zaman hissettiği mu- ziplik dürtüsüdiir; bu dürtü, özellikle de alışılmadık bir tarzda vc uy- gunsuz bir bağiamda tezahür edecek olursa, yetişkinler tara- tmdan genellikle küçümsenip bastırılır." Robbins, eleijtirilerinin ardın- dan, neyin yanında olduğunıı da yapıştırır sayfaya: Oyun oyna- mayı; küstah, saldırgan ve edep- siz biçimde oyun oynamayı esin- lcyen tavır, onıın için vazgeçil- mezdir. Işte bu tavır, Robbins'e sanatı "amaçsız" diyc niteleme olanağı verir. ()na göre, prag- matik bir dünyada fayda amacı taşımayan fakat aynı zamanda estetik bir etkinliktir sanat: "Sa- nat, yeniden canlandırma değil; hayat veren bir şeydir, esinlen^ nıi^j faydasızlı^ın özgürleştircn sıeramasldır o." Robbins, sanat- la ili^kisini anlatırken, otuz yıl lık benlik arayışının burada kilit nokta oldugtınu belirtmeden edemez. Yani inıgelenı serüve- ni, onıın kendisini arayışı ya da kurma çabasından öte bir şey deftil. Kitabın en canlı bölümü "Ya- nıtlar" başlığını taşıyor. Robbins burada kendisine yöncltilmiş, sorııları çcvaplar- ken kişisel bilgiler de veriyor. ()zellikle yaptıgı bir Amerika tanımlaması var ki, değinnıeden geçmek olnıaz: "Amerika 270 nıilyonluk bir ülke: Bıı- nun 100 milyontı gangster, diger 100 milyonu üçkâğıtçı, 50 milyonu da kiilli- yen üşütüktür ve abartısız her birimiz, '. gizli gizli g(>steri dünyasına çalışırız. Böyle bir ülkede eglenemeyeceğinizi ' düşünebilir misiniz? Rahatça söyleyebi- lirim ki dünyanın neresinde olsa yaşa- rım ve yaptığım işi yaparım ama görül- i düğü gibi Amerika'da yaşamayı seçmiş | bulunuyorum. Bunun arkasındaki ne- I den, yurtseverlik ya da para değil. Asıl neden burada yaşanıın çok ilginç olma- sı. Amerika dünyada en az sıkılacağımz ülkedir herhalde; üstelik sağcı dindar mankafalarla solcu akademik mankala- ların ülkeye mecburi homojenlik ve ku- rumsal bayağılık getirmek adına birbir- leriyle yarışmalanna rağmen." ! Robbins'in muzip kişiliği ve mizahi yönü sorulara verdiği yanıtlarla daha da somutlaşıyor. Yaşadıgı yerde neden ya şadığı sorulduğunda, aynı muziplikle i cevabı yolluyor: "Buranın havasını sevi- yomm, nedenler arasında volkanlar, so- mon balığı ve her an bir volkanın patla- yıp somon balıklannı şöyle birazcık haş- laması gibi muhteşcm bir ihtimal de var." Bunlara ba$ka nedenler de ekler arkasından: Ormanlar, müzik, market- ler, kafeler, ortamdan duyduğu minör tınılar... Robbins, romanlarının siyasi boyutıı- na dönük soruya da ilginç bir yanıt ve- rir; kendisini "yaşama evet diyenler" içinde konumlanılırırken, temalarının genellikle bağımsızlaşmaya gclip clayan dığını belirtir. Bu yanıt, yazdıklanyla yaşamı arasında nasıl bir koşutluk oldu- ğunu da gösteriyor, aynı şu sözündeki gibi: "Amacımız, bilerek, isteyerek daha aklı başında, daha hür ve daha zeki var- lıklar olmaya evrilmek..." Kitapta ycr alan yazılar dikkatle okunduğunda Robbins'in 1960'ların ikinci yarısından 1990'ların sonuna ka- darki dönemi kendine özgü bir şekilde yorumladığı görülür. Bunu yaparken isimler, mekânlar, benzetmeler ve kimi zaman da geri dönüşlcrlc konular zen- ginlestirilir. Kabııl etmeliyiz ki bu kitap bir Parlii- mün Dansı veya Villa Mç%7ıı//degil. Ya- ni (ieriye Uçan Yaban Ördekleri, her- kese sözü geçen iki kitap kadar keyif ve- rir mi, tartışılır. Ama imza Tom Rob- bins olunca, sayralarda ge/inmek, hatta her an karşımıza Tom Robbinsçe bir şey çıkabileceğini dc göz önünde bıılun- durmak gerekiyor. • Geriye Uçan Yaban ördekleri/ Tom Robbins/ Çeviren: Aysun Babacan/ Ay- rtntı Yayınlan/ 266 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 4 6
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear