25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 30 MART 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Kıbrıs’taki Seçime Yabancı İlgisi KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş, cuma günü Türk ve yabancı gazetecilerden oluşan bir gazeteciler grubuna 18 Nisan’da yapılacak başkanlık seçimine, adadaki yabancı büyükelçilerin “sıcak ilgisi”ni anlatırken, Talat’ın kazanması için dağıtılan Avro ve dolarlardan söz ediyor. 56 yıllık dostumun tam yanında oturduğum halde, “Yanlış mı duydum” diye kendimi sorguluyorum.Öfkeli Denktaş, anavatan medyasının Kuzey Kıbrıs’ta olup bitenlere yönelik eski ilgisini azaltmış olmasından şikâyet ederken, “para desteği” ile söylediklerini sürdürüyor; “Adları sadece kâğıt üzerinde yazılı derneklerin hesabına yatırılan paraların arkasını araştıran yok” diyor. Bir gün sonra, adada yayımlanan Havadis gazetesinde, yirmi gün sonraki seçimin -şimdilik- en güçlü görünen adayı Derviş Eroğlu, “Talat’ın adaylık çalışmalarını desteklemeleri için seçmenlerine banka hesap numaralarını vermiş olmasındaki asıl amacın, AB’den gelecek finansal desteğin perdelenmesi olduğunu ileri süren” açıklamasını okuyanlar; Denktaş’ın suçlamalarda yalnız olmadığını görüyorlar. Bu tür söylentiler, Türkiye’de de halk tarafından seçilecek cumhurbaşkanlarının parasal kaynaklarının saydamlığı için nasıl güvence sağlanabileceği sorularını akıllara getiriyor. Doğal olarak da Talat’ın aynı saydamlık güvencesini kendi kamuoyuna vermesinin zorunluluğunu da. Bugün yarın beklediği açıklama Rauf Bey, Talat-Hristofyas arasındaki görüşmelerin, 18 Nisan seçimleri için, önümüzdeki günlerde yapay bir makyaj bildirisi ile Kıbrıs Türk seçmenlerine KKTC Başkanı’nın başarısı olarak sunulacağını düşünüyor. Bu düşüncesini de, ABD ve İngiltere’nin Talat’ı destek planına bağlıyor. Kuzey Kıbrıs’ta Annan Planı için yapılan referandum öncesindekini andıran bu yabancılar desteğinin yanı sıra, İngiltere’nin de adadaki üslerinde bulunan asker sayısını azaltma isteğinin salt ekonomik nedenlere dayandığını, ama öylelikle Türk Barış Kuvvetlerinin ayrılmasını isteyenlere yönelik bir mesaj oluşturulduğunu da savunuyor. Kıbrıs Türklerinin ulusal bağımsızlık mücadelesinin önderi olan Denktaş, adadaki Türk askerinin varlığının sürekli barışın en büyük güvencesi olduğunu hâlâ fark etmeyen bazı soydaşlarının bulunmasından şikâyet ediyor. Türk askerinin çekilmesi ve yerini NATO’nun asker güçlerinin almasının tehlikesini öne çıkartırken, sanırım Afganistan modelinin başarısızlığını düşünüyor.Ardından da, Talat’ın yakın zamana kadar ada için “Tek devlet, tek bayrak” politikası izlediğini anımsatarak, Derviş Eroğlu’nun bu politikaya karşı çıkmış olması nedeni ile kazanmasını istediğini de saklamıyor. İki turlu seçim Kuzey Kıbrıs’taki seçimler iki turlu. Birinci tur için 18 Nisan’da oy verilecek. Talat ta, Eroğlu da birinci tur için ipi göğüslemek amacıyla, her gün en az beş bölgede seçmenlerle toplantılar düzenliyorlar. Talat’ın afişlerinde de konuşmalarında da sürekli ve kalıcı barış temasıyla, dış dünyaya açılma sloganlarının ağırlığı var. Cumhurbaşkanlığının, Denktaş’ın başkan olduğu dönemde sekiz büyük dış görüşmesi olmasına karşın, Talat’ın 40 önemli dış görüşme gerçekleştirdiği yönündeki açıklaması da, bu amacı güçlendirmek için yapılmış. Ancak, o 40 görüşmeden hiçbirisi, Kuzey’e karşı Rumların isteği ile AB ülkelerinin ısrarla uygulamayı sürdürdüğü izolasyon politikasının kaldırılmasına yardımcı olamamış. Kâğıt üzerinde de olsa, o izolasyon sürüyor. Ne ki, Kuzey Kıbrıs’a benim gibi ara ara gelenler, yükselen yapılaşmaları, caddeleri dolduran son model binek otomobillerini, bizim büyük kentlerimizde boy gösteren mağaza vitrinlerini görerek, sürdürülen tecridin biraz da sözde kaldığını düşünüyorlar. Derviş Eroğlu, “Fark var, arkasında halk var” sloganına sıkı sıkıya sarılan bir tanıtma ile moral üstünlüğünü anlatmak istiyor. UBP’nin yanı sıra Serdar Denktaş’ın Demokrat Partisi de Eroğlu’nu destekliyor. Kim ne derse desin, Kuzey’de yaşayan 300 bin kişi, bağımsız bir devlet olmanın arzusu içinde KKTC’yi ilan etmiş olmanın meyvelerini almaya başlamış. O devletin, adadaki iki ayrı toplumu eşit haklar ile bir araya getirecek bir federasyon modeline dönüşmesine kimsenin itirazı olmamalı. Hele Avrupa ve ABD’ye bu doğrultuda hiç söz hakkı düşmemeli. Lefkoşa’daki çalışma ofisinde büyük boy bir Atatürk fotoğrafının yanı sıra, elinde güvercin tutan bir Ecevit portresi de asılı.Rauf Bey, 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’nın mimarına karşı vefa duygularını da, o fotoğrafla ölümsüzleştirmiş olmalı. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Almanya’da Türk okulu isteğine karşõ yumuşama sinyali veren Merkel, ‘Ama herkes Almanca öğrenmeli’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 4 yõl aradan sonra Türkiye’ye gelen Almanya Başbakanõ Angela Mer- kel, Almanya’da Türk lisesi açõlmasõ konusundaki sert tavrõnõ yumuşattõ. Merkel, okullarõn açõlabileceğini an- cak Almanya’da Almanca bilmeyen kimsenin kalmamasõ gerektiğini söy- ledi. Merkel, Türkiye’nin AB konu- sunda ileriye doğru bir adõm atabilmesi için de öncelikle Kõbrõs sorununun çö- zülmesi gerektiğini belirtti. Almanya Başbakanõ Merkel, resmi ziyaret için Ankara’ya geldi. Önce Anõtkabir’i ziyaret eden Merkel, Ata- türk’ün mozolesine çelenk bõrakarak, Anõtkabir Özel Defteri’ni imzaladõ. Daha sonra Başbakanlõk Merkez Bi- nasõ’na geçen Merkel, tören kõtasõnõ “merhaba asker” diyerek selamladõ. Erdoğan ve Merkel, basõn mensupla- rõna poz verdikten sonra baş başa ve heyetler arasõ görüşmelere geçti. Mer- kel, görüşmenin başõnda Lara isimli öğrencinin gönderdiği bir mesajla birlikte gönderdiği “beyaz barış gü- vercini”ni Erdoğan’a hediye etti. İki başbakan, görüşmelerin ardõndan or- tak basõn toplantõsõ düzenledi. ‘Bahane olmamalı’ Görüşmenin ardõndan açõklama ya- pan Erdoğan, Türkiye’nin Türk-Alman ilişkilerinin köklü tarihinden güç ala- rak eğitim alanõnda çalõşmalar yaptõ- ğõnõ, bu çerçevede Türk-Alman üni- versitesi kurulmasõna ilişkin yasanõn bugün TBMM’den geçeceğini ifade et- ti. Erdoğan, bunun yanõ sõra Türkiye’de Almanca eğitim veren ya da Alman- ca öğreten birçok okul bulunduğunu söyledi. Erdoğan, “Aynı statüde, benzer statüde adımların Alman- ya’da atılabileceği noktasında Bayan Merkel’den bunu duymak beni ay- rıca mutlu etti” dedi. Merkel ise, üni- versitenin açõlmasõndan mutluluk duy- duklarõnõ belirterek, kendilerinin üze- rinde durduklarõ asõl konunun Al- manya’da Almanca bilmeyen kişi kalmamasõ olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: “Bizim hedefimiz asimilasyon değil. Ama 3.,4. kuşak Alman- ya’da yaşayanların toplumsal ya- şama katılmasını istiyoruz. Gelecek kuşaklarda da insanların öğret- men, bilim adamı olarak çalışma- larını istiyoruz. Türkiye’nin yurt- dışında, Almanya’da okulları ola- bilir. Ama Almanya’da yaşayan Türkler için bu, Almanca öğren- memek için bir bahane olmamalı. Bu konuda ortak bir tutum üze- rinde anlaşmaya vardık.” Ankara Protokolü’ne vurgu Görüşmede AB katõlõm müzakere- leri konusunu da ele aldõklarõnõ ve “Ahde vefa ilkesini yeniden vurgu- ladıklarını” belirten Merkel, “Benim açımdan en önemli husus, Ankara Protokolü’nün uygulanması, çünkü burada Kıbrıs sorunu halledilmedi” dedi. Türkiye’ye karşõ õsrarla savun- duğu “AB’ye imtiyazlı ortaklık” so- rusu üzerine Merkel, “İmtiyazlı or- taklığı ifade ederken biz AB ile çok özel bir ilişki olarak algılamıştık. Bu- nun olumsuz algılandığını düşünü- yorum. Sonu açık bir süreç zaten sürüyor. Yani müzakereleri sür- dürüyoruz. Biz Türkiye’de birçok şeyin değiştiğini görüyoruz ve bunu memnuniyetle karşılıyoruz” dedi. İran konusunda anlaşmazlık Merkel, İran’a yaptõrõmlar konu- sundaki soru üzerine, “İran önü- müzdeki kısa dönemde belirgin adımlar atmazsa, yaptırım konu- sunda BM nezdinde karar verece- ğiz” diye konuştu. Erdoğan ise, Tür- kiye’nin bu konuda diğer ülkelerden farklõ konumuna dikkat çekerek, “İran bizim için önemli bir ortak. Zaten iki kez yaptırım uygulandı ama ka- rarı alan ülkelerin yaptırımı del- diklerini gördük ve bu yolun sağlıklı olmadığı inancındayız. Konu dip- lomasiyle çözülmeli” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, akşam verdiği yemekte Merkel’den Almanya ile Türkiye arasõndaki vizelerin kaldõrõl- masõnõ istedi. Merkel ise “Bu konu- yu birlikte çalışalım, birlikte yöntem geliştirelim” yanõtõnõ verdi. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn, Almanya’da Türk okullarõ kurulmasõ için yaptõğõ çağrõnõn arkasõnda “başka hesaplar yatabileceğine” dikkat çekildi. Er- doğan’õn son açõklamalarõna Alman siyaseti sert tepki gösterirken, ülke- de Türk okullarõ kurulmasõnõn sade- ce “paralel toplumlara” hizmet edeceği savunuldu. Türk toplumu temsilcilerinden Kenan Kolat da “Fethullah cemaatinin etkisinde kurulduğu bilinen” ve etkileri gi- derek artan bazõ Türk okullarõnõn en- dişelere neden olduğunu söyledi. Hükümetin Uyum Sorumlusu Ma- ria Böhmer, Almanya’da Türk li- seleri kurulmasõna yönelik hesapla- ra karşõ çõkan Başbakan Angela Merkel’e destek verdi. Böhmer, “Almanya’da kalıcı olanlar, başa- rı için mutlaka iyi Almanca öğ- renmelidir. Türkiye’deki Alman okulları Almanya’da Türk lisele- ri kurulmasının gerekçesi olamaz. Ayrıca, Almanya’da Türkçe ders verilen okullar zaten var” dedi. Bu arada Başbakan Erdoğan’õn Al- manya’da Türk liseleri kurulmasõna yönelik çağrõsõnõn arka planõnda Fethullah Gülen cemaatinin etki- siyle kurulan bazõlarõ lise düzeyin- deki yatõlõ okullarõn meşrulaştõrõl- masõnõn yattõğõna da dikkat çekildi. “Türk Calvinistlerin yükselişi” başlõğõ altõnda işlenen bu “eğitim atı- lımıyla” ilgili haberlere göre Al- manya’da yöneticileri “Fethullah- çı değiliz” diyen ama cemaatin de- netiminde olduğu “bilinen” bir dü- zineye yakõn okul bulunuyor. Türk İslamcõlarõn Almanya’daki et- kinlikleriyle ilgili kitap ve makale- leriyle dikkat çeken yazar ve çevir- men Ahmet Arpad, Erdoğan’õn baş- ka hesaplarõn içinde olduğuna dikkat çekti. Arpad, şöyle konuştu: “Başbakan Erdoğan ‘Alman- ya’da Türk okullarõ açõlsõn’ çıkışıy- la başarılı olamayacağını baştan bi- liyordu. Bu çıkışıyla niçin, 2010 yı- lına gelindiğinde sayıları 12’yi bu- lan ve Fethullah Gülen hareketine bağlı oldukları bilinen, çabalarını son bir yıl içinde sonsuz arttıran, genç Türk işadamlarının açtığı ve sadece Türk çocuklarının devam ettiği ortaokullarla liseleri Alman toplumunun ve politikacılarının artık kabul etmesi gerektiğini amaçlamış olmasın?” ‘Fethullahçı okullar’ Almanya Türk Toplumu Başkanõ Kenan Kolat da, Erdoğan’õn Al- manya’daki Türk okullarõ talebi ve buna verilen yanõtlarõn, “sevimsiz so- nuçlar doğurabileceğine” dikkat çekti. Kolat, Cumhuriyet’in “Al- manya’da Fethullah cemaatine yakın kesimlerce kurulan okul- lar” hakkõndaki sorularõnõ “Böyle id- dialar var ve böyle okullar olduğu da doğrudur. Ama, biliyoruz ki, bunlar Alman okul sisteminin için- de yer almaktadır” diye yanõtladõ. Erdoğan’õn Almanya’da Türk liseleri kurulmasõna yönelik çağrõsõnõn arka planõnda Fethullah Gülen cemaatinin etkisiyle kurulan yatõlõ okullarõn meşrulaştõrõlmasõnõn yattõğõna dikkat çekildi. Almanya’da Türk liseleri kurulmasõnõn Türk ve İslam karşõtlõğõnõn daha da kemikleşmesine yol açabileceği belirtildi. Almanya’nın istediği dosya tamamlandı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Almanya’daki Deniz Feneri e.V. soruşturmasõnõ yürüten Frank- furt Bölge Mahkemesi Savcõlõ- ğõ’nõn, Türkiye’den adli yardõmlaş- ma çerçevesindeki isteklerine iliş- kin çalõşmalar aylar sonra tamamla- nabildi. 6 klasör ve bir koliden olu- şan dosyanõn, başsavcõlõğõn onayõn- dan geçmesinin ardõndan, Adalet Bakanlõğõ kanalõ ile Alman makam- larõna gönderilmesi bekleniyor. Deniz Feneri sorusu ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Milletvekili Hüsnü Çöl- lü, Meclis Başkanlõğõ’na sunduğu soru önergesinde Deniz Feneri e.V. davasõ ile ilgili Alman yetkililerin, aralarõnda RTÜK üyesi Zahid Ak- man’õn da bulunduğu bazõ kişilerin bilgileri ve ifadelerinin Ocak 2009’da istendiğini hatõrlattõ. Çöllü, Adalet Bakanõ Sadullah Ergin’e “Adli yardõm kapsamõnda istenilen bilgilerin 1 yõldan fazla bir sürede ilgili Alman makamlarõna ulaştõrõl- masõnõ engelleyen süreçlerin ince- lenmesi ya da soruşturulmasõnõ sağ- layacak mõsõnõz?” sorusunu yöneltti. Zeugma’da dev yatırım GAZİANTEP (AA) - Gazian- tep’in Nizip ilçesinde bulunan, dün- yanõn en değerli mozaiklerinin çõka- rõldõğõ Zeugma antik kentinde, Bire- cik Baraj Gölü’nün kõyõsõnda Türki- ye’nin ilk ve ve Ortadoğu’nun en büyük Arkeolojik Eserler Restoras- yon Merkezi kuruluyor. Kültür ve Turizm Bakanlõğõ’nõn onay verdiği, 30 milyon liraya mal olmasõ bekle- nen merkez 10 ayda tamamlanacak. Emekli ‘sendika’ istiyor ANKARA (AA) - Türkiye Emek- liler Derneği (TÜED), Anayasa de- ğişiklik paketi çalõşmalarõnda dikka- te alõnmak üzere Başbakan Yardõm- cõsõ Cemil Çiçek ile Adalet Bakanõ Sadullah Ergin’e taleplerini içeren birer mektup gönderdi. Mektupta, “AB ülkelerinde örneklerine sõkça rastladõğõmõz şekliyle, ülkemizde de emeklilerimiz için sendika hakkõ ta- nõnmasõ öncelikli taleplerimiz ara- sõnda yer almaktadõr” denildi. Gül’den atama ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Yedek Üyeliği’ne Denizcilik Müsteşarlõğõ Müsteşar Yardõmcõsõ Dr. Alparslan Altan’õ seçti. Altan, Anayasa Mah- kemesi Başkanõ Haşim Kõlõç tarafõn- dan mahkeme heyetinin olağan mü- zakereleriyle ilgili basõnõ bilgilendir- mek üzere görevlendirilmişti. Ataevleri’nde kurs İstanbul Haber Servisi - Ata- şehir Belediyesi tarafõndan ilçede okuma yazma bilmeyen kadõnlara yönelik çalõşma başlatõldõ. Ataşehir Halk Eğitim Merkezi’nin katkõlarõy- la oluşturulan 15’er kişilik sõnõflarda okuma yazma eğitimine başlandõ. KAÇAK ERMENİLERLE İLGİLİ SÖZLERİ ‘Erdoğan pişman ama inada bindiriyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erdoğan’õn, BBC Türkçe’ye yaptõğõ açõklamada sarf ettiği “Kaçak Ermenileri sınır dışı ederiz” sözlerin- den pişmanlõk duyduğu ancak inadõ nedeniyle geri adõm atmadõğõ ileri sürüldü. NTV’de ya- yõmlanan Yazõ İşleri adlõ programda değerlen- dirmelerde bulunan gazeteci Ali Bayramoğlu, Erdoğan’õn açõklamalarõn ardõndan BBC Türk- çe’nin koridorlarõnda karşõlaştõğõ Dõşişleri Ba- kanõ Ahmet Davutoğlu’na “Ben bir şey yap- tım” dediğini aktardõ. Bayramoğlu, “‘Davutoğ- lu da ‘Bunu konuşmuştuk, inanmõyorum’ de- miş. Başbakan bunu yapabiliyor, bundan da rahatsız oluyor. Rahatsız olduğu şeye itiraz edildiğinde buna inatla devam da edebiliyor” dedi. Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcüsü Burak Özü- gergin ise Başbakan ile Dõşişleri Bakanõ arasõn- da geçtiği öne sürülen diyaloğu yalanladõ. ‘Cemaate meşruiyet çabası’ ‘Almanya’da Türk lisesi açõlsõn’ çağrõsõnõn altõnda başka hesaplar olabileceği belirtildi ‘Önce Kıbrıs çözülmeli’Resmi ziyaret için Ankara’ya gelen Almanya Başbakanõ Merkel, Türkiye’nin AB’ye katõlõm sürecine ilişkin “Benim açõmdan en önemli husus, Ankara Protokolü’nün uygulanmasõ, çünkü burada Kõbrõs sorunu halledilmedi” dedi. Merkel, õsrarla savunduğu imtiyazlõ ortaklõk önerisinin olumsuz algõlandõğõnõ ve sonu açõk bir sürecin zaten devam etmekte olduğunu söyledi. Karşõlõklõ sitemleşmeBAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, “imtiyazlı ortaklık” konusunda õsrarõnõ sürdüren Almanya Şansölyesi Angela Merkel’e mesaj vermek için Başmüzakereci Egemen Bağış’õ görevlendirdi. Bağõş, “AB müktesebatında imtiyazlı ortaklık yok. Biz bu kelimeyi hakaret olarak algılıyoruz” derken Merkel, “deme- cinin ağırlığının farklı yansıtıldığı” görüşünü dile getirmekle yetindi. Bağõş ile Merkel’in 20 dakikalõk gö- rüşmesine, karşõlõklõ sitemler ve tep- kiler damgasõnõ vurdu. Edinilen bilgilere göre gö- rüşme şöyle gerçekleşti: BAĞIŞ - Ziyaretiniz öncesinde verdiğiniz me- sajlarõ dikkatle okuduk. Ancak AB müktesebatõnda imtiyazlõ ortaklõk yok. Biz bu kelimeyi hakaret ola- rak algõlõyoruz. Sizin bunu kullanmamaya özen göstermenizi bekliyoruz. MERKEL - Demecimin ağõrlõğõ farklõ yansõtõldõ. BAĞIŞ - Türkiye’nin hedefi tam üyeliktir. Bu aşamadan sonra oyunun kurallarõnõn değiştiril- mesine karşõyõz. MERKEL - Başbakan Erdoğan’õn asimilas- yondan söz etmesine üzüldük. Bunu Almanya ola- rak aklõmõzdan bile geçirmeyiz. Herkesin kültürüne, kökenine, dinine saygõ gösteriyoruz. BAĞIŞ - Sizden o zaman Türk okulu için de adõm atmanõzõ bekliyoruz. Almanya’da artõk bir Türk okulu kurulmalõ. MERKEL - Türk okuluna karşõ değiliz. Bu okul iki dilde eğitim ve- rebilir. Ama dilin tamamen Türkçe ol- masõ entegrasyon için yararlõ olmaz. Almanya’dan kopuk bir okul enteg- rasyon sürecinde işimize yaramaz. Hükümetin anayasa paketi ile attõğõ adõmlarõ dikkatle izliyoruz. Bu çok ce- sur bir adõm. Türkiye’nin demokra- tikleşmesi ve sivilleşmesi için her- kesin desteklemesi gerekiyor. Ayrõ- ca işveren ve işçi arasõnda iyi diyalog kurulmasõ önemlidir. Toplusözleşme hakkõ da iyi oturtulmalõ. BAĞIŞ - Bunu inceliyoruz. İşçi ve işvereni bir araya getirdik. Ayrõca sosyal politika ve istihdam faslõnõ da açmak için çalõşõyoruz. Almanya gibi bu konuda yüksek standartlara ulaşmayõ hedefliyoruz. Partimiz, CDU’nun da üye olduğu Avrupa Halk Partisi’ne üye olmayõ hedefliyor. Şu an için göz- lemci statüsü var. Destek vermenizi bekliyoruz. MERKEL - Bu konuyu inceleyeceğim. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya Başbakanı Angela Merkel’in görüşme isteği, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ardından, MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından da reddedildi. Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz aracılığıyla Bahçeli’ye yapılan davet, Merkel’in Almanya’nın Ankara Bü- yükelçiliği’nde olacağı öğle yemeği sırasında “ayaküstü görüş- me” olarak MHP’ye iletildi. Ancak baş başa bir görüşme iste- yen MHP, görüşmenin “40-50 kişinin davetli olduğu bir etkin- likte, ayaküstü görüşme” niteliği taşıdığını öğrenince daveti reddetti. Bahçeli, büyükelçilikteki davete de gitmedi. MUHALEFET LİDERLERİNDEN MERKEL’E RET Ankara’daki temaslarına başlamadan önce Anıtkabir’i ziyaret eden Almanya Baş- bakanı Angela Merkel, daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü. Merkel, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından da kabul edildi. (Fotoğraf: AFP)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear