23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, AKP hükümetinin hafta başõnda siyasi partilere sunmayõ planladõğõ anayasa değişikliği paketini “tertip” olarak ni- telendirerek “Tarafsız bir cumhur- başkanı, bir siyasi partinin tertibi- ne alet olmaz” dedi Baykal, il kongresine katõlmak üze- re Sinop’a hareketinden önce Esen- boğa Havalimanõ’nda gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. “Yargı ile siya- set arasındaki ilişkide hükümetin suçüstü yakalandığını” belirten Bay- kal, Ergenekon soruşturmasõ ile Habur örneklerinde hukukun çarpõtõldõğõnõ söyledi. Baykal, “Hukuk faciası böy- le giderken bunu daha da ileri gö- türme niyetinde oldukları anayasa paketiyle gözüküyor” dedi. Hükü- metin yargõdan elini çekmesini isteyen Baykal, “Hukuktaki uygulamalar te- sadüfen mi hukukun kendi dina- miğiyle mi oluyor? Bunun arka- sında bir siyasi kurgu yok mu, se- naryo yok mu? Yargının içinde o el bulunduğu sürece Türkiye’de hu- kuk garabetleri yaşanıyor, yaşa- nacak” görüşünü dile getirdi. 3. Or- du Komutanõ Orgeneral Saldıray Berk hakkõndaki iddianameye de de- ğinen Baykal, iddianamenin gizli ta- nõklar ve isimsiz ihbar mektuplarõyla hazõrlandõğõnõ söyledi. Baykal, hu- kuka en büyük saygõyõ duyan insanõn kendisi olduğunu ifade ederek, huku- ka en büyük “saygısızlığı” yapanlarõn “hukuka saygı gösterme çağrısı” yapmaya haklarõnõn olmadõğõnõ belirtti. Anayasa değişikliği paketinin bu uy- gulamalarõn ortaya koyduğu atmos- ferde değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Baykal, hukuk-siyaset- asker ilişkilerinde sorunlar yaşanõrken anayasa değişikliğinin gündeme gel- diğini belirtti. Baykal, “Söz konusu olan 72 milyonu ilgilendiren bir düzenleme. Sadece bugünkü in- sanların değil, doğmamış çocukla- rın, geleceğin Türkiyesi’nin anaya- sası. Bu kadar önemli bir çerçeve belgesini bir siyasi partinin kendi mutfağının iç işi gibi anlayarak, kendi başına bir düzenlemeyle de- ğiştirmeye teşebbüs etmesi en büyük yanlış olmuştur” dedi. Anayasanõn tüm kesimlerin bilgilendirilmesi ve mutabakatõyla değiştirilmesinin öne- mini vurgulayan Baykal, AKP’nin kendi gereksinimleri ve parlamento- daki çoğunluğuna göre değişiklik için yola çõkmanõn mümkün olamayacağõnõ kaydetti. AKP’nin “bazı ihtiyaçlarım var, anayasa buna engel oluyor” mantõğõyla değişiklik yapmak istedi- ğini söyleyen Baykal, buna göre yar- gõyõ siyasetin belirleyeceğini, mah- kemeyi siyasetin tanzim edeceğini anlattõ. Baykal, milletvekillerini ve hü- kümeti yargõlayacak hâkimlerin mil- letvekilleri tarafõndan seçilemeyece- ği tezinin toplumda da kabul gördü- ğünü ve baskõ oluştuğunu söyledi. ‘Sorumlu iktidardır’ Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn Türkiye’deki Ermenilerle ilgili olarak BBC’ye verdiği demeci de- ğerlendiren Baykal, “Başbakan’ın bu açıklaması, Türkiye’nin, çok haklı olduğu bir davada nasıl haksız bir görüntü içine sokulabileceğinin çok tipik bir örneği oldu” diye konuştu. Bu yanlõşõn ‘neden yapıldığını’ da so- ran Baykal, “Çünkü Türkiye, bu ik- tidarın işbaşında bulunduğu bir dönemde, devletin bilgisi altında, ya- salara aykırı bir biçimde, bu in- sanların gelip iş tutmalarına göz yummuştur. Bu durumun sorum- lusu iktidardır” yanõtõnõ verdi. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 MART 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Baharların En Güzeli Sevgili, Bu yıl baharla resmi tarihinden bir hafta önce, Hacıbektaş’ta karşılaştım.Geçen pazar, Nevşehir havalimanından Hacıbektaş’a kadar yol boyunca baharlar açmıştı. Daha İstanbul’a gelmemiş bahar Hacıbektaş’ta Turhan’ı uğurlamak için mi göstermişti kendini dersin? Bende sanki bir köşeyi döner dönmez hoş bir sürpriz ile burun buruna gelmişim izlenimi uyandı. Çilehane’de, Turhan’ın kabri başında durmuş, dalgın dalgın baharlara bakarak bunu düşünürken yanıma oralı biri yaklaştı. - Size de buradan bir yer ayıralım, dedi. Oranın, her isteyenin elini kolunu sallayarak girebileceği bir yer olmadığını, böyle bir onuru hak etmediğimi söylemekle yetindim. Sonra düşündüm, Turhan oraya gömülmekle o diyarı biraz daha bizim kılmıştı. Artık Hacıbektaş’ı daha da bizim hissedecektik. Sonra kendi kendime mırıldandım: - Bu yıl bahar ölümle kucak kucağa geldi. Doğaldı, bahar ölüm, ölüm de bahar kadar doğaldı ve belki de Yahya Kemal’in dediği gibi, “ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde.” Sonra iç diyaloğumu sürdürdüm: - Bu yıl da gördük baharı şükür! Gelecek yıla Allah kerim! Gelecek yılki bahar, kuşkusuz bu bahar olmayacak. Hiçbir bahar, bir başkasının aynı olmuyor. Çocukluğumda ve gençliğimde, yaşlılara şu soruyu sormayı akıl edemedim hiç: - Eski baharlarla yeni baharlar aynı mı, değilse farkları ne? Şimdi bu soruyu soracak bir ihtiyar bulmak için fazla uzağa gitmeye gerek yok. Kendi sorumun yanıtını da biliyorum artık: - Eski baharları içimden ve de içinden yaşardım kanım kaynardı. Şimdiki baharları ise seyrediyorum, ağaçla çiçekleri görüyor, ılıklığı hissediyor ama kıyısından yaşıyorum. Yine de eski baharlar değildir yeğlediğim. Onlar ne kadar güzel, ne kadar eşsiz, ne kadar lezzetli, ne kadar şehvetli olurlarsa olsunlar, yaşandılar ve geçip gittiler. Acaba şairin dediği gibi, baharların en güzeli şimdiye kadar yaşanmamış olanı mıdır? Öyleyse, bir gün onun gelmesini mi beklemeliyiz? Acaba şair gerçekten onu mu demek istiyordu? O dizeler umut muydu, yoksa teselli mi? Teselli sözcüğünün vasfında biraz da nafilelik mündemiç değil mi? Umutsa eğer, hep yaşanmamış olan, gelecek baharları mı bekleyeceğiz? Bu ikilem, şairlikle hiç ilgisi olmayan, matematikçi Pascal’ın bir gözlemini çağrıştırıyor. “Hiç, yaşadığımız anda durmayız, ya geçmişi düşünür ya geleceği kurarız” diyordu o. Pascal’ın bu eleştirel gözlemi, “Carpe Diem” “anı yaşa” düsturcularına gönderiyor bizi. Onlar, yaşamın sadece bu an olduğunu söylerken haksız değiller. Geçmiş, geçmiş, olmuş bitmiştir, ne yapsan yeniden yaşayamazsın, geleceğin ise geleceği belli değildir ve gelirse de zaten kısa bir süre sonra o da geçmiş olacaktır. Gelecek var olup olmayacağı ve nasıl olacağı belli olmayan bir şeydir, geçmiş ise artık yoktur. Tek var olan şu andır. O zaman eski baharların züğürt tesellisiyle avunmanın, geleceği kesin olmayan ve gelse de hemen geçmiş olacak olan gelecek baharları bekleyerek elindeki baharı kaçırmanın ne anlamı var? Yaşamakta olduğumuz baharın keyfini çıkaralım. Doğa öyle yapıyor zaten. Cuma günü kedim Haydut balkona vurmuş güneşin ortasında yayılmış yatıyordu, halinden belliydi ki, baharın keyfini çıkarıyordu. Geçmiş baharları anımsıyor muydu? Gelecek baharları düşünüyor muydu? Hiç sanmam. Aferin Haydut’a! İşin sırrına varmış, baharların en güzelinin o an yaşananı olduğunu anlamıştı, gereğini yapıyordu. Hâlâ Haydut’tan daha akıllı olduğumuzu söyleyebilir miyiz dersin? asirmen@cumhuriyet.com.tr CHP lideri Baykal AKP’nin hafta başõnda siyasi partilere sunacağõ anayasa değişikliği paketini eleştirdi ‘Anayasa paketi bir tertip’ Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir bölümünü Meclis’in seçmesini öngören düzenleme de pakete girdi ‘Hükümet gemileri yaktõ’ Anayasanõn öngördüğü cumhurbaşka- nõ anlayõşõnõn tarafsõz bir cumhurbaşkanõ anlayõşõ olduğunu belirten Baykal, şunlarõ söyledi: “Cumhurbaşkanı seçiminde bu konuda gereken dikkat, özen gös- terilmiştir diyemiyoruz. Orada bulu- nacak insanın siyasi partilerin uzantı- sı görüntüsü vermemesi lazım. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı’na HSYK’ye girecek üyeleri atama yetkisi veriliyor. Bu anayasa değişikliği içinde demok- rasinin, hukuk devletinin temel ilkele- rine ciddi zarar verecek düzenlemeler var ama toplumun anlayışla karşıla- yacağı düzenlemeler de var. Bunların hepsinin bir paket halinde ortaya ko- nulması,‘birini istiyorsan hepsini kabul et- mek zorundasõn’ dayatmasının seçmene yöneltilmesi çok yanlıştır, haksızlıktır. Tarafsız bir cumhurbaşkanı bir siyasi partinin tertibine alet olmaz. Hiç şüp- he yok ki paket anlayışı, tertibin ken- disidir. Bir siyasi partinin kendine öz- gü ihtiyaçlarından kaynaklanmıştır.” ‘Cumhurbaşkanı bir partinin uzantısı görüntüsü vermemeli’ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - AKP’nin, anayasa değişikliği paketi- ne Anayasa Mahkemesi ile ilgili değişiklikleri de ekle- diği belirtildi. Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nin üye sayõsõnõn arttõrõlmasõ ve üyelerinin bir bölümü- nün de TBMM tarafõndan seçilmesi öngörülüyor. Par- ti yönetiminin bugün son rötuşlarõ yaptõktan sonra paketi yarõn muhalefete ve bazõ sivil toplum örgütleri- ne sunmasõ bekleniyor. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, “Bu mesele AKP’nin bu refe- randumda artık gemileri yaktığını, sivil dikta an- layışını halka tastik et- tirmek isteyişini ve bir anlamda darbe anayasa- sı denilen 12 Eylül yerine AKP’nin hukuk darbesi anayasası sunduğunun açık ve net bir gösterge- sidir” dedi. Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’õn önceki gün muhalefete iletilece- ğini açõkladõğõ anayasa pa- keti son dakika değişik- likleri nedeniyle yarõna kaldõ. AKP yönetimi, bu- gün üzerinde son çalõşma- larõnõ yaptõktan sonra pa- keti yarõn muhalefete gö- türecek. Başbakan Yar- dõmcõsõ Cemil Çiçek, Adalet Bakanõ Sadullah Ergin ve Grup Başkanve- kili Bekir Bozdağ yarõn önce CHP’yi, ardõndan da MHP ve BDP’yi ziyaret edecek, paketi sunacak. Parti temsilcileri, DSP’nin yanõ sõra en az yüzde 1 oy alan Meclis dõşõndaki par- tilere de paketi götürecek. Paket, sendikalar başta ol- mak üzere sivil toplum örgütlerine de iletilecek. Bireysel başvuru Değişikliğe göre Anaya- sa Mahkemesi’nin üye sa- yõsõ 11’den 21’e çõkacak. Yüksek Mahkeme iki dai- reli olacak, Yüce Divan ile parti kapatma davalarõna ise iki dairenin oluşturaca- ğõ genel kurulda bakõlacak. 21 üyeyi ise Cumhurbaş- kanõ, Meclis ve Yüksek Yargõ seçecek. Bu deği- şiklikle Yüksek Mahke- me’ye AİHM’de olduğu gibi yurttaşlarõn bireysel başvuru hakkõ tanõnmasõ öngörülüyor. Paketle, Yük- sek Askeri Şûra’nõn ihraç kararlarõ ile HSYK karar- larõnõn yargõ denetimine açõlmasõ da öngörülüyor. CHP’li Okay, düzenle- menin AKP’nin hukuk dev- letini teslim alma amacõnõ bir kez daha ortaya koydu- ğunu söyledi. Okay, “Bu gelişme, hukuk devletine olan inançlarının kalktı- ğını ve hukuku teslim al- ma amaçlarını gösteren ikinci örnektir. Diğeri de HSYK’nin üye yapısı ile ilgili düzenlemeydi” dedi. AYŞE SAYIN ANKARA - AKP’nin “demokratik açılım” kapsamõnda, “insan haklarını korumak ve geliş- tirmek” amacõyla Meclis’e sevk ettiği “Türkiye İnsan Hakları Kurumu”na ilişkin yasa tasarõsõna insan haklarõ alanõnda faaliyet gösteren sivil top- lum örgütlerinden (STÖ) sert eleştiriler geldi. STÖ üyeleri Bakanlar Kurulu tarafõndan atanan bir ku- rumun “bağımsız” olarak insan haklarõ mücadele- si veremeyeceğini belirterek, bu durumun, “ulusal insan hakları kuruluşularının siyasal iktidar- dan bağımsız ve özerk yapılanmasını” öngören BM Paris ilkelerine aykõrõ olduğu görüşünü iletti. STÖ’ler tasarõnõn geri çekilmesini istedi. TBMM gündeminde bulunan tasarõ ile ilgili oluşturulan alt komisyon, insan haklarõ alanõnda mücadele veren STÖ’leri dinledi. Başbakanlõk İn- san Haklarõ Kurumu Başkanlõğõ, Helsinki Yurttaş- lar Derneği, Uluslararasõ Af Örgütü, İnsan Haklarõ Derneği, Türkiye İnsan Haklarõ Vakfõ, Türk Dün- yasõ İnsan Haklarõ Derneği temsilcileri, tasarõ ile ilgili görüşlerini ilettiler. İnsan Haklarõ Kurumu Başkanlõğõ, yeni yapõlanmada kurum personelinin “özlük hakları”nõn korunmasõnõ isterken, sivil toplum örgütleri tasarõnõn bu haliyle yasalaşmasõ durumunda yeni kurumun da “şu anda var olan sorunlu ve işlevsiz insan hakları kurul ve ku- rumlarından farklı olmayacağını” belirttiler. ‘Atanan üye tarafsõz olamaz’ İsveç’in ‘soykırım’ kararına tepki Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Bir- liği (USTKB) İsveç Parlemantosu’nun geçen hafta aldığı soykırım kararını İs- veç’in İstanbul Başkonsolosluğu önün- de protesto etti. Tünel’deki konsolosluk önünde dün öğle saatlerinde toplanan grup “Silah tüccarı barışçı ülke nasıl olunuyor?”, “Sattığın silahlarla kaç çocuk öldürdün?”, “Ermeni soykırımı emperyal bir yalandır” dövizleri taşı- yarak, “Soykırım yapmadık vatanı sa- vunduk”, sloganı attı. USTKB dönem sözcüsü İlhan Gülek yaptığı açıklamada “ABD Kongresi, Dış İlişkiler Komite- si’nden sonra İsveç’te de kabul edilen sözde ‘Ermeni Soykırım Yasa Tasarı- sı’ Türkiye’yi güçsüzleştirmeye, köşeye sıkıştırmaya, ABD ve AB’nin istedikleri doğrultusunda hareket ettirmeyi ve ni- hayet parçalamaya yönelik bir giri- şimdir” dedi. Öte yandan İsveç’in Gö- teborg kentinde yaşayan Türklerin bir bölümü, Ermeni soykırım iddialarını içeren tasarının parlamentoda kabul edilmesine büyük destek veren Sosyal Demokrat Parti’den istifa etti. (Fotoğraf: HAKAN KAYGUSUZ) DİNÇER’İN YÜKSEK MAHKEME ÜYE SEÇİMİ YORUMU ‘Meclis seçerse RTÜK olur’ ‘İNSAN HAKLARI’ ELEŞTİRİSİ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümetin, Anayasa Mahkemesi’nin 11 olan üye sa- yõsõnõn arttõrõlmasõ ve bu üyelerin Meclis’te seçilmesine yönelik hazõrlõğõ rahatsõzlõk yarattõ. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanve- kili Güven Dinçer, parlamento- nun hiçbir şekilde mahkemeye üye seçmemesi gerektiğine işaret ederek, “Meclis üye seçer hale gelirse mahkeme, Zahit Ak- man’lı RTÜK haline gelir” uya- rõsõnda bulundu. İktidarõn yüksek mahkemeyi ele geçirmeyi he- deflediğini kaydeden Dinçer, “Bu siyasi ve hukuki sigorta- ların kaldırılması, sistemin yı- kılma tehlikesiyle karşı karşı- ya kalmasıdır” dedi. Yarõn muhalefet partilerine su- nulacağõ belirtilen anayasa deği- şikliği paketinde Yüce Divan görevini de yürüten Anayasa Mahkemesi’nin üye sayõsõnõn ve yapõsõnõn değiştirilmesine iliş- kin düzenlemelere de yer verildiği belirtildi. Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nin 11 olan üye sa- yõsõ 21’e çõkarõlacak. İki daireli olarak yapõlandõrõlacak olan mah- kemeye TBMM de üye seçecek. Dinçer, “Cumhurbaşkanının seçeceği üyeler avukat ve yük- sek yöneticilerden olacak az sayıdaki üyelere münhasır kal- malı. Yoksa yargı organlarının seçimine cumhurbaşkanı ka- tılmamalı” diye konuştu. Parla- mentonun mahkemeye üye seç- mesinin çok ciddi sakõncalar ya- ratacağõna işaret eden Dinçer, şu değerlendirmeyi yaptõ: “He- deflenen açıktır; iktidar, Ana- yasa Mahkemesi’ni, HSYK’yi ele geçirmek istemektedir. AKP’nin Anayasa Mahkeme- si’ni ele geçirmesi demek, kuv- vetler ayrılığı sisteminin terk edilmesi demektir.” ÇELİK, YAZARLAR VE İNANÇ ÖNDERLERİYLE BULUŞTU ‘Alevilere yardım edilmeli’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Devlet Bakanõ Faruk Çelik, Erzincan iddianamesin- de sanõk olan 3. Ordu Komuta- nõ Orgeneral Saldıray Berk’in Alevi köylerine ziyaretiyle ilgi- li olarak, “Komutan, vali, tüm yetkililer bizim köylerimize, Alevi köyüne yardım etmişse ne mahzuru var? Mahzuru yok ama Alevi köyüne de yar- dım ediyor, etmeli, diğer köye de yardım etmeli” dedi. Bakan Çelik, Alevi çalõştayla- rõna katõlan sivil toplum örgütü temsilcileri, yazarlar ve inanç önderleri arasõndan 57 kişiyle Ri- xos Oteli’nde öğle yemeğinde bir araya geldi. Çelik, toplantõya gelişinde, Erzincan iddianame- sindeki 3. Ordu Komutanõ Or- general Saldõray Berk’in Alevi köylerini ziyaretiyle ilgili ifade- lerin anõmsatõlmasõ üzerine, bu konu kendisine sorulduğunda görüşünü net bir şekilde söyle- diğini anõmsattõ. Olayõn yargõya intikal eden boyutuyla ilgilen- mediğini ifade eden Çelik, şöy- le konuştu: “Olay yargıda. İd- dianamede ne var, ne yok o bo- yutunu da ele almış değilim ve bunu açık bir şekilde ifade et- tim. Fakat şu anda Alevi va- tandaşlarımızla bir araya gel- mek üzereyim. Bugüne kadar çok önemli çalıştay gündem maddelerimiz vardı. Bu yö- nüyle de ilgili olduğu için cevap vermek durumunda kaldım. Hiçbir kamu görevlisi ister ko- mutan ister vali ister başka bir kamu görevlisi olsun hiç kim- senin vatandaşlar arasında bir ayrım yapması, köyler kasa- balar arasında bir ayrım yap- ması söz konusu olamaz. Bunu kabullenmek mümkün değil.” Geçici 15. madde kaldırılsın İstanbul Haber Servisi- 78’liler Giri- şimi, İnsan Haklarõ Derneği İstanbul Şu- besi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Kü- reselBAK’õn da aralarõnda bulunduğu toplam 26 siyasi parti ve demokratik kitle örgütü, 12 Eylül darbecilerinin yargõlan- masõna engel olan anayasanõn geçici 15’inci maddesinin kaldõrõlmasõnõ istedi. Galatasaray Meydanõ’nda toplanan eylemciler, “Anayasanın Geçici 15’in- ci Maddesi Kaldırılsın - 12 Eylül Dar- becileri Yargılansın” yazõlõ pankart ile 12 Eylül darbesinin ardõndan yaşamõnõ yitiren kişilerin fotoğraflarõnõn bulundu- ğu dövizi taşõdõ. 78’liler Girişimi Söz- cüsü Yunus Bircan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal’a seslenerek “Sorun bir dönemle, bir zihniyetle hesaplaş- maktır. Tarihle hesaplaşmaktır. Böy- lesine önemli toplumsal siyasi bir me- seleyi particiliğin bilinen dar oyunla- rına alet etmeyin, yapın bunu” dedi. 78’LİLER GİRİŞİMİ:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear