22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 21 MART 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DİZİ 11 SÜRECEK Yurttaşlık ücreti uygulansın ÖZLEM GÜVEMLİ Kamu Emekçileri Sendikalarõ Konfederasyonu (KESK) Başkanõ Sami Evren, OECD’nin verilerine göre Türkiye’nin 52 ülke arasõnda iş- sizliğin en yoğun yaşandõğõ 3. ülke olduğunu vurgulayarak “Bir yandan dünyanın 16. büyük ekonomisi olacaksınız, diğer yandan böylesi bir tablonun parçası olacaksınız. Öte yandan işsizliğin 30 yıldır uy- gulanan neo-liberal politikalar so- nucunda niteliksel bir değişim ge- çirdiğini de görmeliyiz” dedi. Kar- şõ karşõya olduğumuz işsizlik tablo- sunu “nöbetleşe istihdam” kavramõ ile açõklayan Evren, emekçi için işsizliğin neredeyse mutlaka ya- şanmasõ gereken bir de- neyim halini aldõğõna dikkat çekti. TÜİK’in “Hane Hal- kı İşgücü Araştırma- sı”nõn yöntemini eleşti- ren Evren “TÜİK sa- dece iş arayıp da bu- lamayanları işsiz ka- bul ediyor. Oysa bu ülkede iş aramaktan yorulmuş, umudunu kesmiş ve iş aramayı bırakmış insanlar var. Yine yöntemsel ola- rak literatürde gizli işsiz diyebileceğimiz nitelikteki yurttaşları da TÜİK işsiz kabul etmiyor” şeklinde konuştu. İşsizliğin kamu emekçilerini iki açõdan etkilediğini belirten Evren şunlarõ söyledi: “Birinci etkisi iş gü- vencesi olanlar açısından sürekli reel ücretlerin baskı altında tu- tulduğu ve ortalama yaşam mali- yetinin tahammül edilmez bir bi- çimde yükselmesi olarak görüldü. Kamu emekçileri bu süreçte sis- temli olarak yoksullaştırıldı. İkin- cisi ve bize göre daha da kritik bo- yutu kamuda güvencesiz istih- dam düzeninin hâkim kılınmaya çalışılması, yani sözleşmeli, 4/B’li, 4/C’li istihdamın yaygınlaşması oldu. Burada hem eşit işe eşit üc- ret ilkesi ayaklar altına alındı hem de devlet personel rejimi ile oynanarak tüm kamu emekçile- rinin güvencelerinin ellerinden alınması projesi yürütüldü.” Evren, işten çõkarmalarõn dõşõnda en büyük işsizlik kaynağõnõn özel- leştirmeler olduğuna dikkat çekerek TEKEL’deki durumu örnek göster- di. Evren, bunun dõşõnda en önemli işsizlik yaratan uygulamanõn da ta- şeronlaşma olduğunun altõnõ çizdi. Evren “İşsizlik fonundaki pa- rayla duble yol yaparak işsizlikle nasıl mücadele edi- lecektir?” diye sor- du. Öneriler Evren KESK’in iş- sizlikle ilgili çözüm önerilerini ise şöyle sõraladõ: “En acilen uygulanması gere- keni açlık sınırının altında bir geliri olan ya da hiçbir geliri olmayan hanelere yurttaşlık ücreti uy- gulamasının hemen hayata geçirilmesi- dir. Haftasonu tatili- nin mutlaka iki gün olarak uygulanma- sının sağlanması, çalışma haftası- nın 5 günle sınırlanması gereklidir. Çalışma günü kademeli olarak 6 saate çekilmelidir. Bu önlemler yüzde 30’luk bir istihdam artışı sağlayacaktır. Asgari ücret uy- gulaması emekçinin işverene ma- liyeti üzerinden değil toplumsal minumum diyeceğimiz emekçi- nin ortalama yaşam maliyetine göre belirlenmelidir. Bütçe kay- nakları gözden geçirilerek istih- dam arttırıcı projelere kaynak aktarılmalıdır. İşsizlikle mücade- le bu ülkenin önceliği olmalı, ka- mu yatırımları yapılmalıdır. ” KESK GENEL BAŞKANI SAMİ EVREN: İşsizliğin resmi sanayi bölgelerinde CİHAN ORUÇOĞLU DİSK’e bağlõ Tekstil-Sen Genel Başkanõ Rıdvan Budak, Türki- ye’nin 3 yõl öncesine göre üretim gü- cünün yüzde 40’õnõ azaldõğõnõ be- lirterek, “İktidar, üretim arttı di- yor. Üretim çalışan sanayi kuru- luşlarının kapasitelerine göre art- tı. Bu hiçbir şekilde işsizliğe çözüm olmuyor. İstihdama çözüm ol- mayan hiçbir üretim artışı ülke- nin sorunlarını çözmez. Türki- ye’nin çıplak resmi organize sa- nayi bölgeleri gezildi- ğinde ortaya çıkıyor” dedi. Türkiye’nin yõlda 700 ile 800 bin insanõna iş piyasalarõnda istihdam yaratmak zorunda ol- duğunu anlatan Budak, “TÜİK’in açıkladığı 3.5 milyon işsiz sayısı gerçeği yansıtmıyor. Gerçek işsiz sayısı 7 milyondur. Adil Gür’ün araştırma şir- keti tarafından yapı- lan araştırmada işsiz- lerin yüzde 9’u intihar etmeyi düşünüyor- muş. 5 milyon insanı baz alırsak bu 400 bin kişi eder. Bu da kor- kunç bir orandır” dedi. Siyasi tar- tõşmalarõn ve ekonomik krizin in- sanlarõ yatõrõm yapmaktan kaçõrdõ- ğõna dikkat çeken Budak, “Türki- ye her gün bir önceki gününü ara- yan bir konuma geldi. Açık gibi görünen işyerleri, fabrikalar ve sa- nayi kuruluşları resmi bildirim yapmamakla beraber yüzde 10’larda çalışıyor. Çünkü herkes sigortaya, vergi dairelerine, ban- kalara borçlu durumda” diye ko- nuştu. Budak, “Türkiye’de şu an- da iş kanunu geçerli değil. Belir- li şirketler dışında 8 saat çalışan insan yok. 12 saat esaslı çalışıyor. İşveren bu sayede yüzde 20 ora- nında tasarruf sağlıyor. Kayıt dı- şı ekonomiyi devlet denetlemi- yor. Bunun nedeni de iktidarın ka- yıt dışıyı önleyeceği anda işsizliğin daha da boyutlanıp, sandığa yan- sıyacağı korkusudur” ifadesini kullandõ. Türkiye’de 1 milyonun üzerinde kaçak işçi bulunduğunu an- latan Budak, Türkiye’nin işsizlik so- rununa çözüm için emek yoğun sektörleri tercih etmesi gerektiğinin altõnõ çizdi. Budak şöy- le devam etti: “Bunun başında tekstil sektörü geliyor. Tekstil gibi bir sektörün sürekli ola- rak teşvik edilmesi ge- rekiyor. Kapanan her fabrika hem devletin vergi ve prim kaybına hem de yüzbinlerce in- sanın işsiz kalmasına neden oluyor. Tekstil sektörü başta olmak üzere tarım ve hay- vancılık, turizm sek- törünün de ele alınıp teşvik edilmesi gere- kiyor. Devlet, Ar- Ge’ye yatırım yapma- lıdır. TUBİTAK’ı da- ha işlevsel hale getir- melidir. Kamuya adam alarak işsizlik çözülemez. Yapılacak iş özel sektörü kontrollü olarak teş- vik etmek, sektörleri iyi planla- mak, hatta kooparatifler aracılı- ğıyla Türkiye’yi Ankara’nın öte- sinde harekete geçirmektir.” Budak, “Bu kadar çoğunluğa sahip bir iktidar sorunları çöze- medi. Bu iktidar beceriksizdir. Bu iktidar kendi taraftarlarını zengin etmiştir. Siyasi hedefleri yüzünden sorunlara çare bulamamamıştır” şeklinde konuştu. TEKSTİL-SEN GENEL BAŞKANI RIDVAN BUDAK: HÜLYA KESKİN Türkiye’de ekonomik kriz çok sayõda kişinin işsiz kalmasõna neden olduğu gibi patronlarõn eli- ne “çalışanları en zor şartlarda, en düşük üc- rete çalıştırma kozunu” da veriyor. Yasalara ay- kõrõ olmasõna karşõn çok sayõda kişinin maaşõn- da indirim uygulanõyor, primler düşürülüyor, yol paralarõ dahi azaltõlabiliyor. Patronlarõn maaş ke- sintilerinde “krizi” bahane gösterirken çalõşan- lar da işsiz kalmamak için şartlarõ kabul ediyor. Şartlarõ kabul etmeyenler ise hiçbir yasal gerek- çe gösterilmeden işten çõkarõlõyor. İşverenin “ücret düşürme” gibi bir hakkõ olmamasõna kar- şõn söz konusu uygulama ekonomik kriz nedeniyle ülkenin her yanõnda yaşanõyor. Ücretin düşürül- mesi, zorunlu ücretsiz izin, çalõşma saatlerinin onay alõnmadan azaltõlarak maaşta azalmaya neden olunmasõ gibi şartlar aslõnda çalõşana “haklı fesih hakkını” sağlõyor. Bu durumlar kar- şõsõnda çalõşan sözleşmenizi sona erdirip kõdem tazminatõ talep edebiliyor, tazminatõn ödenmemesi durumunda ise iş mahkemesine dava açma hak- kõ kazanõyor. Yasalar çalõşandan yana olmasõna karşõn uygulamada bu türlü işlemiyor. Çalõşan iş- siz kalma korkusu nedeniyle ne patronlarõn tüm koşullarõnõ kabul ettiği için yasal haklarõnõ da kul- lanmõyor. “İşsizlik” şartõnõ da kullanan patron- lar çalõşanlara düşük ücretleri, yoğun mesaileri ve ağõr çalõşma koşullarõnõ dayatõyor. Özel bir şirkette çalõşan Ömer Yürüyen, kriz bahanesiyle haftalõk ücretli izinlerinin kaldõrõl- dõğõnõ belirterek “Bize, haftalık ücretsiz izni ka- bul ettiğimize dair kâğıt imzalatıldı. Şubat ve mart aylarında normalde 08.00-18.00 arası olan çalışma saatlerimizi 08.00-16.00’ya çekildi. Ve cuma gününü de ücretsiz izin yaparak haf- tada 3 gün maaş kesintisine gittiler. Daha son- ra ise çalışmalarda normal düzene geçildi. Ya- ni artık tam gün çalışıyoruz ancak maaşımı- zın yüzde 30’unu kesiyorlar. Sebebini ise ‘ekonomik kriz’ diye açıklıyorlar” dedi. 50 kişilik bir fabrikada çalõşan Kemal Özde- mir de fabrika sahibinin birkaç kişinin maaşõnõ keyfi olarak düşürdüğünü anlatarak “1100 TL maaş alan ustanın maaşı 850 TL’ye düşürül- dü. Patron ‘ya işten çõkarsõnõz ya bu paraya ça- lõşõrsõnõz’ diyor. Gerçekten ekonomik kriz iş- yerlerini mi etkiledi yoksa patronlar bu du- rumdan mı yararlanıyor, bunu anlamak hiç de zor değil. Maaş düşürülmesi yasal değil. Ama yasaları kimsenin umursadığı yok” dedi. İzinleri zorunlu olarak kaldırdık Ekonomik kriz neden olarak gösterilerek zin- cir olan lokantada çalõşan işçilerin de haftalõk izin- leri kaldõrõldõ. İşçiler yoğun çalõşma temposuy- la 15 günde bir gün izin kullanarak çalõşõyor. Ça- lõşanlar, “İş bulamayacağımız bilindiği için bi- ze bu çalışma anlayışı dayatılıyor. Böyle bir ça- lışma anlayışı var mı? Çalışma saatlerimiz çok uzun. Bu çalışma biçimini dayatanlar, ısrar edenler, yeri geldiğinde haktan hukuktan söz etmekten de geri kalmıyorlar” ifadelerini kul- lanõrken lokantanõn sahibi Muhittin Cesur ise ekonomik sõkõntõlar nedeniyle böyle bir uygula- maya gitmek zorunda kaldõklarõnõ ve yakõnda bu sorunu halledeceklerini söyledi. Bahçelievler’deki bir hastanede bilgi işlem bö- lümünde çalõşan Mualla Uzun’un ise Sağlõk Ba- kanlõğõ’nõn çõkardõğõ genelge ile maaşõ düşürül- dü. Taşeron işçilerin maaşlarõnda azalmaya ne- den olan genelge, yürürlükten kaldõrõldõğõ halde bazõ hastane yönetimleri genelgeyi uygulamak- ta diretiyor. Hastanede bir buçuk yõl önce çalõş- maya başladõğõnõ belirten Uzun, “Hastanede be- nimle birlikte maaşı düşürülen ve bu sorunu yaşayan 42 kişi bulunuyor. Yol paramızdan bi- le 12 TL kestiler. Bu uygulama toplam 2 yıl sü- recek. Bize ‘ya düşük maaşla çalõşõn ya da işten ayrõlõn’ dediler. ‘Evet’ demek zorunda kaldık. Ağustos ayı ve ocak ayı zammımızı da alma- dık. Hepimiz ev geçindiren insanlarız, bu maaşla nasıl yaşayabileceğimizi düşünürler?” ifadelerini kullandõ. Sözleşmeyi imzalamadı işten atıldı Dudullu Organize Sanayi Bölgesi yakõnõnda ku- rulu olan bir firmada çalõşan Birol Sarı da key- fi uygulamalara karşõ çõktõğõ için işten çõkarõldõ- ğõnõ anlattõ. Sarõ, şöyle devam etti: “Sözleşmede işe gelmeyen çalışanın ‘haber vermiş olsa dahi’ maaşından 2 günlük yevmi- yesi kesileceği gibi yasalara aykırı maddeler bulunuyor. Ben bu sözleşmeyi imzalamaya- cağımı söyledim. Bunun üzerine çalışma saa- ti sona erdiğinde muhasebeye çağrılarak hiç- bir haklı neden olmadan işten çıkardılar. Er- tesi gün haklarımı almaya gittiğimde bana ön- görülen haklarımın eksik olarak verilmek is- tendiğini gördüm. Haklarımı alana kadar di- reneceğim.” Ekonomik kriz patronlarõn kozu oldu Maaş kesintilerine bahane hazõr Esnaf dertli: Para kazanmak için AKP’li mi olmak gerek? ALİ AÇAR Eminönü’nde televizyon dizileri için 2. el elbise satõşõ yapan Pala Gi- yim’in sahibi Derya Tokay, eko- nomik krizin ardõndan kendisinde psikolojik birtakõm değişikliklerin meydana geldiğini söyledi. Kendi- sini iyi hissetmediğini ve giderleri- ni karşõlayamadõğõ için sõkõntõ ya- şadõğõnõ belirten Tokay, “Annemle yaşıyorum. Kira ödüyorum. Elek- trik, doğalgaz ve su faturam var. 2 aydır ev sahibimle sıkıştırma oyunu oynasak da birbirimizi an- lamaya çalışıyoruz. Gecikmeli ol- sa da kiramı ödemeye çalışıyorum. Ya ev sahibim anlayışsız birisi ol- saydı” diye konuştu. İsminin Ümit olduğunu söyle- yen ve söze giren bir başka esnaf ise, “İşlerin durgunluğu nedeniyle iş- çilerin sigortalarını 6 ay süre ile ödeyemedim. Bunun üstüne stres- ten felç geçirdim ve 1 ay sokağa çı- kamadım. İşe döndüğümde dev- letin kestiği ceza ile birlikte 40 bin TL borç ödedim. Fırsatını bulsam bu ülkeyi terk edip gideceğim. Para kazanmak için AKP’li mi ol- mak gerek. Artık sosyal yaşam fa- lan da düşünemiyoruz. Bu ülkede okuyan da, okumayan da, esnaf da işsiz” dedi. Krizin en çok etkilediği sektör- lerin başõnda gelen tekstil sektö- ründe çalõşan Mehmet Şen isimli yurttaş da, 15 gün çalõşõp 1 ay yat- tõklarõnõ söyledi. Konfeksiyonda çalõştõğõnõ ve makineci olduğunu be- lirten Şen, “Yarım yamalak ça- lıştığımız için paralarımızı da zamanında alamıyoruz. Aradaki boşlukta ise yiyeceğimizi, fatu- ralarımızı hep kredi kartından ödüyoruz. Bankaya 4 bin TL borçlandım” dedi. L ise mezunu ve yaklaşõk 2.5 senedir işsiz olduğunu belirten Murat Kara (33) isimli yurttaş, mazot ve vergilere gelen zamlar yüzünden işinden ayrõlmak zorunda kaldõğõnõ belirterek, “Kriz öncesinde tanõnmõş bir firmanõn ürünlerini pazarlõyordum. Satõş üzerinden kâr aldõğõmõz için mazot ve vergilere gelen zamlarla birlikte iş yapamaz hale gelmiştik. Gelir gideri karşõlamayõnca işten ayrõlmak zorunda kaldõm” dedi. Yüzde 50 özürlü raporu olduğunu ve özürlü grubundan iş aradõğõnõ anlatan Kara şöyle devam etti: “Özel kurum olsun, kamu kurumu olsun ‘İngilizcen var mõ? Bilgisayar programlarõ biliyor musun?’ gibi sorular yöneltiyorlar. Normal insanda aradõklarõ özellikleri bende arõyorlar. Bu tip sorularõ anlamakta güçlük çekiyorum. İşe almamak için böyle mazeretler üretiyorlar. Gerçi kamuda bile şu ana kadar 42 bin özürlü eksiği var iken özel sektör neden alsõn.” “Verdiğim onca mücadele, yaptõğõm iş görüşmelerinin ardõndan artõk 6 aydõr iş aramõyorum” diyen Murat Kara “Kahveye geliyorum insanlarõn mutsuz halini gördükçe daha çok karamsarlõğa kapõlõyorum. Artõk ailemden günde 5 ya da 10 TL almak istemiyorum. Bu parayõ almak 33 yaşõnda bir insan olarak benim zoruma gidiyor. Psikolojim bozuldu. Ailem bana bakamayacak noktaya geldiği zaman birisini vuracağõm ve cezaevine gireceğim. Mahkemede bana ‘neden bu kişiyi vurdun’ diye soru sorarlarsa iş bulamadõm, bunalõma girdiğim içinde çektim vurdum. Bundan sonra bana devlet baksõn diyeceğim” dedi. Ülkenin gündeminin darbe, operasyon gibi çeşitli konularla değiştirildiğini vurgulayan Murat Kara, “Ülkenin gündemi bunlar değil. Ülkenin gündemi işsizlik, açlõk. İnsanlar evine bir dilim ekmek götürmenin peşine düşmüş. Ben bekârõm 5-10 TL ile geçiniyorum. Evli olan insanlar ne yapsõn. Başbakan ‘ekonomi iyiye gidiyor’ diyor. Benim de Ülker’de, Atasay’da hissem olsa ekonomi iyi gider. Artõk insanlarõn sorunlarõna çare bulsunlar yeter küplerini doldurduklarõ” ifadelerini kullandõ. C İ N A Y E T İ Ş L E Y E C E K D U R U M D A Y I M İşsizlik Türkiye’nin gündeminde çõğ gibi büyürken iş bulmaktan umudunu kesen işsiz yõğõnlarõ cinayet işleme noktasõna geldiklerini belirtiyorlar. Esnaf ise sokaktaki işsiz ile esnafõn arasõnda hiçbir fark kalmadõğõnõ belirterek, devletten sõkõntõlarõ çözecek adõmlar bekliyor. Derya Tokay, “Psikolojim bozuldu” diyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear