22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ne kadar erken planlarsanız, emekliliğiniz o kadar keyifli oluyor...Türkiye'de Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), Syaşında. Birçok gelişmiş ülkeye göre çok geç başlayan bu özel emeklilik sistemi, bugünlerde yeni bir heyecan yaşıyor. Türkiye'nin genç emeklilik sistemi, ilk emeklilerini vermeye başladı. Emekli olmanın nasıl bir şey olduğunu, BES emeklilerinin neler hissettiğini anlamak üzere AvivaSA bireysel emeklilerinden Dr. Melih Bulut ile konuştuk. Melih Bey, 56 yaşında, çocuk cerrahisi uzmanı. Yıllarca çocuk cerrahisi alanında Istanbul'da mesleğini icra etmiş. Mesleğe başladığı ilk günlerde eşiyle birlikte gelecek kaygısı duymaya başlamışlar. Biz de o günlerden yola çkarak huzurlu bir emeklilik dönemi için neler yaptığını sizler için soralım istedik. A: Melih Bey, emeklilik planlarınızı ne zaman yapmaya başladınız? M.B.: Eşim de ben de doktoruz. Daha evliliğimizin ilk zamanlarında emeklilik için bir şeyler yapmamız gerektiğini fark ettik ve araştırmaya başladık. "Sadece hayal kurmayalım, 56 yaşına geldiğimizde gerçekten emekli olalım" dedik. Bugün huzurlu bir şekilde emekliliğimizin tadını çıkarıyorsak, bunu o günlerde harekete geçmemize borçluyuz. BES, hiçbiryatırım aracında olmayan avantajlara sahip. A: Peki, tam olarak ne yaptınız? M.B.: Emeklilik dönemimiz için gücümüzün yettiği kadar tasarruf yapabileceğimiz yöntemler araştırdık. 0 zamanlar bu imkânı birikimli hayat sigortaları sağlıyordu. Sonra "Bireysel Emeklilik Sistemi" kuruldu. Ardından, birikimli hayat sigortasında yaptığımız birikimleri emekliliğe aktarma imkânı sunulunca, biz de BES'İ araştırdık. Baktık ki BES, bütün beklentilerimizi karşılıyor... Karar verdik, birikimlerimizi BES'e aktardık. Ne kadar doğru bir karar aldığımızı bugün daha iyi anlıyorum. Bu sayede çocuklarıma ve hobilerime vakit ayırabiliyorum. Kısacası, kimseye yük olmadan, kendimi tatmin edecek düzeyde bir Emekli emeklilik maaşı almaktan çok mutluyum. f pctfdSl A: Başka tasarruf yöntemleri olamaz mıydı? çok Neden bireysel emekliliğin sizin için uygun bereketli. olduğunu düşündünüz? "*••' M.B.: Bir kere BES'in dizaynı çok iyi. Sistem şeffaf. Birikimlerinize kendiniz yön verebiliyorsunuz. BES, hiçbir yatırım aracında olmayan avantajlara sahip. En önemlisi, ödediğiniz katkı paylarını gelir vergisinden düşebiliyorsunuz. Böylece, daha paranızı yatırırken kazanmaya başlıyorsunuz. Sırf bu avantajı için bile BES'İ tavsiye ederim. Ayrıca ülke ekonomisine de faydanız dokunuyor. A: Peki, emekli olmanın olumsuz yönü var mıdır sizce? M.B.: Biliyorsunuz, emekli olunca geliri azaldığı için insanın ve ailesinin alışık olduğu yaşam standardı bir anda düşebiliyor. Çünkü sosyal güvenlik kurumlarının verdiği emeklilik maaşı, malum. O yüzden bu maaşa ek olarak sırtınızı dayayabileceğiniz, emeklilik hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz güçlü birikimlerinizin olması lazım. Işte BES burada devreye giriyor. AvivaSA, BES'i en iyi uygulayan şirketlerden. A: Sizin emeklilik hayaliniz neydi? Ulasabildiniz mi? M.B.: Biz eşimle Ege ve Akdeniz'de daha çok vakit geçirmek istiyorduk. BES'e geçmeye karar verdikten sonra karşımıza bu işi çok iyi yapan AvivaSA çıktı. Şimdi, yaptığımız birikimlerin keyfini bolca gezerek çıkarıyoruz. A: AvivaSA'nın ne gibi bir farkı vardı? Özellikle AvivaSA'yı tercih etmenizin sebebi neydi? M.B.: Bir kere AvivaSA, BES'i en iyi uygulayan şirketlerden. Ama en çok, bana özel hizmetlerinden memnun kaldım. Her soruma makul cevaplar aldım. Ne zaman arasam mutlaka geri dönüp beni bilgilendirdiler. Gerektiğinde yüz yüze de görüştüm; gördüm ki insana gerçekten değer veriyorlar. Bizim yaşımıza geldiğinizde bunlar daha da önemli oluyor. A: Yani, AvivaSA'yı herkese tavsiye eder misiniz? M.B.: Herkese, özellikle de gençlere. Bugünden başlayıp geleceklerini biriktirmelerini öneririm. Bireysel emeklilik gibi çok iyi düşünülmüş, çok iyi tasarlanmış bir sistem var. Bundan yararlanmak lazım. Hiç vakit kaybetmeden AvivaSA bireysel emeklilikle tanışsınlar; bizim gibi mutlu, huzurlu, güvenli bir emeklilik yaşasınlar. AZAR YAZILARI ADNAN BINYAZAR Kadının onur savaşırînı E lbet kötüsü, iyisi var; ama dizi filmler toptan silinip atılmamalıdır. Gösterim sanatlarını algılamada belli düzeydekiler için gereksiz görünen birçok olay, kitlesel aydınlanma yönünden niye yararlı sayılmasın! Orhan Kemal'in romanından uyarlanan "Hanımın Çiftliği"ne getirmek istiyorum sözü. Adana'nın en yoksul kesiminin yaşadığı kenar mahallede oturan romanın kadın kahramanı, yoksul ama o ölçüde onurlu ve dürüst olan Güllü, çalıştıgı fabrikanın sahibi, eşraftan Muzaffer Bey'in ilgisini çeker. Muzaffer Bey'le evlenerek çiftliğe yerleşir. Bey, bir süre sonra, Güllü'nün, aynı zamanda şoförü olan Kemal'le gençlik aşkını öğrenince onu dışlar. Hamile oldugu için çiftlikte kalmasına izin verilen Güllü, artık "hanım" değil, birsığıntıdır. Onuru zedelenen Güllü'nün önünde iki yol vardır: Ya köşkte sığıntı olmayı kabul edecek, ya da anasına ve kendisine sürekli şiddet uygulayan babasını da dışlayarak kendine yetmeyi seçecektir. Ani bir kararla çiftliği terk eder, eski arkadaşı Pakize'yle yasamaya başlar. Ona da yük olmaz, bir manavın yanında iş bulur. Kadın günlerlnde herkes onu yüceltici sözler etmek için sıraya giriyor. Oysa bu, sözle olmuyor, ona eylem bilinci kazanacak olanaklar sağlamak gerek; Güllü'nün yaptıgı gibi... Olayın nasıl gelişeceği şimdiden kestirilemez. Şapkadan kuş da çıkar, tavşan da... Güllü, emegine güvenerek çalışma yolunu seçiyor. Nice genç kız ise, şarkıcı ya da artist olma uğruna et pazarlayıcılarının eline düşüyor. Her yıl, evden kaçanların, çaresiz kalınca canına kıyanlann oranı gün jjgn yükseliyor. Yalnızca üstündeki giysiyle evden ayrılan, boşanmaları söz konu oldugunda kocasından nafaka bile istemeyen Güllü'nün onur savaşı onlara örnek olamaz mı?.. insanın her darlıktan kurtuluşu kendi elindedir. Yoksullukları geride bırakarak bir yerlere gelenlerin göz yaşartıcı serüvenleri filmlere, tiyatrolara konu olmuştur. Onurlu davrananlar kurtuluşa ermiş, onun bunun güdümüne girenler de kişilik çürümesine uğramıştır. Onur, insanın algılaması, duyumsaması, kendine yetme yeteneğiyle beliren özgüven duygudur. Sorun, bu duyguyu kişiligin bir parçası kılmakta. Aileyi geniş ölçüde ayakta tutan, kadının onurudur. Ne yazık ki, kadınlığın onuru hep görmezden gelinmiştir. Savaşta talan malı mı sayılmamış, esir pazarlarında satışa mı çıkanlmamış, odalara kapatıhp onlara mahpus hayatı mı yaşatılmamış, çarşaflanıp peçelenerek bir namus nesnesi haline mi getirilmemiş?.. Bilimle uğraşması şeytan işi sayılıp meydanlarda yakılan kim bilir kaç kadın var!.. Insanlık 21. yüzyılın ortalarına doğru yol alırken, babaların başkalarına sattıgı, ya da berdel denen töre geregi degiş tokuş yöntemiyle evlendirildiği, baba da içlerinde olmak üzere en yakınların cinsel tecavüzüne ugrayan kadının başına gelenler, şu günlerde bile gazetelerin baş konusu... Kadın özünde barındırdığı güçle varlığını kanıtlayacak güçtedir. Onu koca eline bakan bir köle durumundan kurtarıp bagımsızlıga erdiren de bu güç olacaktır. Çagımızın kadını düşüncesiyle, duygusuyla, yaratıcılıgıyla ailenin soylu bir ana kuşu olmadığı sürece, kendini şiddetten kurtaramayacaktır. • blnyazar@gmall.com MEKÂN Şehirde taze kahve var B ugünlerde yolunuz Galata'ya düşerse, meşhur Camekân Sokak'taki Cherrybean Coffes'a ugrayıp sımsıcak bir fincan kahve ile içinizi ısıtmadan dönmeyin. "Şehirde Taze Kahve Var" sloganıyla yola çıkan Cherrybean Coffees, dünyanın sayılı kahve üreticisi ülkelerinden kahve çekirdeklerini Türklerin damak tadına uygun olarak seçiyor ve harmanlıyor. Sonrasında ise kahvenin harmanına bağlı olarak günlük kavuruyor, özenle öğütüyor, içim veya satışa hazır hale getiriyor. Dilerseniz, eşsiz bir aromaya sahip kahvenizi paket yaptınp evinizde içerek atarsınız yorgunluğunuzu, dilerseniz Cherrybeen'in banndatarih kokan sokaga bakarak yudumlayabilirsiniz. Yüzyıllar öncesine ait bir yazıtta kahve için; "gece kadar koyu, şeytan kadar siyah, cehennem kadar sıcak" denmiştir, kimileri için hayat sıvısı olan bu içecege. "Kahve Yemen'den gelmiş" sonrasında uzunca bir süre, türkülere girmiş; atalarımız "kahveyi kaynatmışlar, fincana damlatmışlar"... Kimi zaman kırk yıllık hatır olmuş vefa gibi; acı da olsa, kimi zaman uzun sürecek bir gecenin iksiri ahşap masalarda... Yazrttakinin aksine cennetten çıkma sayılmış bazen kokusu, Araplann şarabı sayılmış, fazlasının sarhoş ettigi kulaktan kulaga yayılmış. Yeşil çekirdekten gelen kahvenin kavrulması, soğutulması, çekilmesi ve fincanın içindeki son halini alması, yaydığı o eşsiz kokuyla beraber, sayısız insanın yaşamında "acı" bir bağımlılık halini almış kısa sürede; dünyada petrolden sonra en çok ticareti yapılan sıvı haline gelmiş. işte bu eşsiz sıvıyı Cherrybean Coffes'ede yudumlarken hoparlörden yayılan müziğin tınısı da ısınmanıza eşlik ediyor kahvenizin dumanıyla birlikte. "Bu meret de tek başına içilmiyor ki" diyenlerdenseniz eger, Cherrybean Coffees için özel olarak üretilen çikolata, lokum, draje, badem şekeri, dilim jöle ve diger şekerlemelerin de tadına bakabilirsiniz. • Bereketzade Mah. Camekan Sk. No:10 Galata/ Istanbul Tel: 0212 252 80 83 Peki siz emekliliğiniz için biriktirmeye başladınız mı? Siz de geç kalmadan • AvivaSA'ya gelin, emekliliğinizi en doğru şekilde planlayalım. I Çünkü, güvenli ve huzurlu | S AAV1VA • • • •Emeklilik ve Hayat* • • • Geleceğini biriktirir 4441111 www.avivasa.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear