Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Demokrasimiz başka türden bir demokrasi,
Recep demokrasisi olduğu için üç devlet
görevlisinin bir araya gelmeleri ancak bizde “zirve”
diye tanımlanıyor.
Toplantıyı zorunlu kılan gerçek nedir? Acaba
AKP’li Köşk; askerlere yönelik soruşturmalardaki
gelişmeleri AKP iktidarı aleyhine kimi sonuçlar
vermesi olasılığını bertaraf etmek için mi üçlü
toplantıyı düzenledi?
Zira; “Çankaya’dakinin siyasi geçmişinde, böyle
bir krizi çözebileceğine işaret eden hiçbir örnek
yoktur. (Oktay Ekşi-26.2.2010)”
Bu nedenle Çankaya’da somut ne gibi sonuçlar
çıktığını kanıtlayacak uygulamaları görmeden
toplantıdan kimi güvenceler çıktı diye iyimserliğe
yelken açmanın anlamı yok!
Üstelik üçü bir araya gelince “hava yumuşamış”.
Kanıt mı?
Suratlar -örneğin İlker Paşa’nın- asık değil mi?
Asıktı başlarda, sonra gülümsedi. “Hah!” Tamam
işte, “yumuşadı”.
Üstelik medyamızda Çankaya’dan yapılan kısa
açıklama üzerine inşa edilen yorumlar krizi yatıştırıcı
hangi önlemler alındığını veya alınacağını içermediği
gibi güven verici bir toplantı yapıldığı izlenimi de
vermiyor.
Açıklamadaki öğeler eskimiş söylemler, artık
demokratik bir ülke olduğu iddia edilen Türkiye’de
söylenmemesi gereken bayat ifadeler.
Açıklamada “...gündemdeki meselelerin anayasal
düzen ve kanunlarımız çerçevesinde çözüme
kavuşturulacağından...” söz ediliyor.
Bir hukuk devletinde sorunların anayasal düzen ve
yasalar çerçevesinde çözümleneceğinden,
“...vatandaşlarımızın emin olmalarını...” isteyen bir
güvenceden söz edilebilir mi?
Bu satırları kimi TV’lerde kimi aklı evvel yazar veya
çizer nasıl yorumladı bilir misiniz: Demek ki (asker
güvence vermiş) darbe olmayacak!
Açıklamadaki incilerin bir diğerinde; “...bu süreçte
(asker-yargı ve hükümet arasındaki krizde)
kurumlarımızın yıpratılmaması için herkesin
sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiği...”
vurgulanıyor.
Fakat bu açıklama ile aylardır kurumlar arası
çatışmaları kışkırtanın hükümetin (RTE) eylemlerine,
söylemlerine asker de ortak ediliyor.
Açıklamanın inandırıcı olabilmesi için
“...Çankaya’dakinin eski partisiyle hukuk bağı
kalmaması... AKP’yi fiilen Çankaya’ya taşıyan bir kişi
olmadığını...” kanıtlaması gerekir.
Oysa “bu gerçeği (önceki gün olduğu gibi)
‘tarafsızlık gösterisi’ dışında kalan tüm olaylarda ve
tek başına yaptığı pek çok atamada görmek
mümkündür. (Oktay Ekşi-26.2.2010)
Çankaya’daki üçlü toplantıdan sonraki gelişmeler
toplantının gerçek yüzünü ve içeriğini ortaya
çıkaracak.
Şu anda ancak “tarafların” çantalarındaki bilgilerle
(belgelerle) haklılıklarını kanıtlamaya çalıştıkları...
kısacası eteklerindeki taşları masaya döktükleri
izlenimi alınıyor. Çankaya’daki de partisi AKP’nin
başbakanına önce böyle bir toplantı yapacağını
bildirmiş... ve tabii böyle bir toplantıda Genelkurmay
Başkanı’nın elinde var olduğunu söylediği “birçok
bilgi”yi bu yoldan Başbakan’ın öğrenmesini
sağlamış da olabilir.
Toplantı sona erdikten kısa süre sonra beş gündür
gecelerini Emniyet’te geçiren iki kuvvet komutanı üç
saatlik sorgulamadan sonra serbest bırakıldı.
İstanbul Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı; eski
Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ile eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı -ünlü güncel notların
yazarı- Özden Örnek’in salıverilmeleri gerekçesini
şöyle açıkladı:
“...Kaçma ve delil karartma şüphesi olmadığı
kanaatiyle bıraktık!”
Örneğin Fırtına Paşa’nın kaçmayacağının kanıtı
neymiş? Adres değiştirmemiş!..
Fırtına Paşa’nın (Örnek amiralin de) delilleri
karartabileceğine ilişkin kuşku yokmuş savcılıkta!
Varsa yeni deliller Hava veya Deniz
Kuvvetleri’nde; bir emekli orgeneralle bir emekli
amiral; eski görev yerleri Hava ve Deniz
Kuvvetleri’ndeki bu delilleri veya dosyalarda mevcut
olanları nasıl “karartabilirler”?
Silivri’deki tutuklulardan tahliye istemlerinde
bulunanlar bu durumdan sonuç çıkarabilir ve
mahkemeye verecekleri dilekçelerde; “...adresim,
aynı adres. Kaçma olasılığı yok. Evde de işyerimde
de ıslak mendil bile kalmadığına göre delil
karartmam da olanaksız... tahliyemi rica” yazabilirler.
Demokrasimizle birlikte yargılama sistemimizde
uygulamalarda böyyük gelişmeler izleniyor; iyi
gidiyor, iyi! Bakalım nereye?
SAYFA 27 ŞUBAT 2010 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Şubat
Oslo K -2
Helsinki K 2
Stockholm K 2
Londra Y 9
AmsterdamY 8
Brüksel Y 8
Paris Y 11
Bonn Y 7
Münih B 6
Berlin Y 9
Budapeşte Y 10
Madrid Y 21
Viyana B 10
Belgrad Y 8
Sofya Y 9
Roma B 15
Atina Y 19
Zürih B 13
Moskova B 0
Aşkabat Y 10
Taşkent B 15
Bakû B 7
Bişkek B 3
Tiflis B 11
Kahire B 22
Şam B 15
İstanbul B 13
Edirne B 10
Kocaeli B 15
Çanakkale Y 12
İzmir Y 15
Manisa Y 14
Denizli Y 16
Zonguldak Y 12
Sinop Y 12
Samsun Y 10
Trabzon B 12
Giresun B 16
Ankara Y 12
Eskişehir Y 11
Konya Y 11
Sıvas Y 10
Antalya Y 16
Adana Y 18
Mersin Y 18
Diyarbakır Y 13
Şanlıurfa B 16
Mardin Y 10
Siirt Y 12
Hakkâri B 7
Van Y 7
Kars B 4
Türkiye önümüzdeki
günleri de zaman za-
man güneşin olduğu,
zaman zaman da yağ-
murların yağdığı, sı-
caklığın ise gün gün
değişiklik gösterece-
ği bir havada geçire-
cek. İstanbul’da hafta
sonu daha soğuk ge-
çerken bu akşam yağ-
mur bekleniyor. İzmir
parçalı bulutlu, rüzgâr
zayıf ve pus bu kentte
de oluşabilir. İç Ana-
dolu günü bulutlu ve
hafif rüzgârın etkisinde
geçirecek.
SON birkaç hafta boyunca
toplum ve devlet olarak pek parlak
bir sınav vermediğimiz kesin. Çok
şükür, birbirimize düştüğümüz
böyle bir dönemin zayıflıklarından
yararlanmaya kalkışan birileri
çıkmadı dış dünyada.
Batımızdaki denizin öbür
yakasında yaşayan komşumuz
adalara ya da kıta sahanlığına
ilişkin bir sorun yaratabilirdi,
örneğin. Tam da Deniz
Kuvvetleri’nin başka bir konuyla
meşgul olduğu bir sırada. Öyle
anlaşılıyor ki, Balkan Harpleri
sırasında Osmanlı’nın uğradığı
bozgunlar ve özellikle Bahriye’nin
çektiği sıkıntılar yeterince ders
olmamış bizlere.
Kötü sınavda “ibka” ya da
“ikmal”e kalan kesimler
saymakla bitmez. Ama en başta
medya gelecektir. Gazeteleri ve
çeşitli televizyon kanallarıyla.
Kamera oyunlarıyla, çarpıtıp
yansıtma teknikleriyle ve titrek sesli
spikerlerle tarafları birbirine
düşürmek çok iyi becerildi de,
yarım yamalak eğitimli bir izleyici
kitlesine bazı kavramları doğru
dürüst anlatma işi hiç
başarılamadı. Örneğin, “harp
oyunu” kavramını ayrıntılarıyla ve
herkesin anlayacağı biçimde
anlatan bir programa ya da
programcıya hiç rastladınız mı siz?
Bereket, biraz geç de olsa
televizyon yayınlarından birinde
emekli Koramiral Atilla Kıyat tane
tane anlattı da herkes biraz öğrendi
inşallah. Yoksa milyonlarca
insanımız, kendi havacılarımızın
kendi camimizi bombalayacağına,
kendi denizcilerimizin kendi müze-
gemimizde, kendi çocuklarımızı,
kendi tahrip kalıplarımızla havaya
uçurmayı düşünebileceğine
inanmaya devam edecekti.
Bu açıdan bakınca, hiç kuşkusuz
kötü sınavın öğrettiği derslerden
biri, iletişim fakültelerinde birtakım
teknikleri öğretmenin yanında asıl
öğretilmesi gerekenin kavramları
öğrenmeyi ve öğretmeyi bilmek
dersidir, hiç kuşkusuz.
Böyle bir konudan başlayarak,
yükseköğretimin nicelik ve
nitelik sorunlarına geçebilirsiniz
kolaylıkla. Belli ki, o sorunları tam
çözmeden şu bilgi çağında sağlam
bir toplum yaratabilmek mümkün
olmayacak artık.
Galiba, on dokuzuncu yüzyıl
Osmanlısı’nda olduğu gibi, yirmi
birinci yüzyılın Cumhuriyeti’nde de
bu şaşmaz doğrunun bilincine en
köklü biçimde ilk varan kesim
Silahlı Kuvvetler oldu. Ne yazık ki
toplum, o kesimde bu açıdan
yapılanların ve yapılmakta olanların
çoğundan haberli değil. Oysa,
özellikle hep parasız ve eşitlikçi
rekabete dayalı nitelikli bir
yükseköğretim üzerine bir de ciddi
lisansüstü eğitim eklemeye çalışan
askerler çağa yakışır bir kuvvetler
bütünü yaratma peşindeler; ufuk
açan düşüncelere, hele en son
teknolojik becerilere sahip bireyler
yetiştirerek.
Aynı yaklaşımın yararlı olabilecek
yanlarını üniversitelere de taşıyıp
uyarlamak varken bazı açılardan iyi
örnek olabilecek bir kesimi bile
yıpratmaya kalkışmak kendi
halkına kötülük etmek değildir de
nedir? Yüzyıla yaklaşan bir çabanın
ardından böyle bir kısır döngüye
düşmek yakışıyor mu bize?
AÇI
MÜMTAZ SOYSAL
Kötü Sınav
mumtazsoysal@gmail.com
Gülen cemaatine yakõnlõğõyla bilinen Turkuaz Konseyi’nin toplantõsõna katõlan Fuller
hilafetin kaldõrõlmasõnõ Roma Katolik Kilisesi’nin ortadan kaldõrõlmasõna benzetti
Fuller’dan hilafet övgüsü
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON - Amerikan
Merkezi Haber Alma Teşkilatõ
CIA’nõn eski Ulusal İstihbarat Kon-
seyi Başkan Yardõmcõsõ Graham
Fuller, Mustafa Kemal Atatürk’ün
hilafeti kaldõrmõş olmasõnõn İslam
dünyasõna etkilerinin göz ardõ edil-
diğini öne sürerek bunu Roma Ka-
tolik Kilisesi’nin ortadan kaldõrõl-
masõna benzetti.
Fethullah Gülen cemaatine ya-
kõnlõğõyla bilinen Turquoise Council
(Turkuaz Konseyi) tarafõndan ABD
Kongresi’nde düzenlenen “Yeni
Türkiye: Bölge ve ABD için anla-
mı” başlõklõ toplantõyõ yöneten Ful-
ler, hilafetin kaldõrõlmasõ konusunda,
“İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi
yarın sabah Papalığı ortadan kal-
dırmaya karar verse tepkiler nasıl
olur” diye yorum yaptõ.
Gülen hareketiyle sõkõ ilişkileriy-
le tanõnan ve “ılımlı İslam” tezinin
savunucularõndan Fuller, Atatürk’ün
devrimleri döneminde etnik temelli
bir ülke olma hedefinin sonucu ola-
rak İslamõn ulusal kimliğin bir par-
çasõ olmasõna önem verilmediğini,
Müslüman kimliğinin bastõrõldõğõnõ ve
geçmişle bağlarõn koparõldõğõnõ ileri
sürdü. Batõ’da Mustafa Kemal Ata-
türk’ün getirdiği reformlarõ okuduk-
larõnõ söyleyen Fuller, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
“Hilafetin evrimine baktığımız-
da ise halifeliğin ortadan kaldırıl-
masının İslam dünyasına etkileri-
ni fark ettiğimizi sanmıyorum. Bu
Berlusconi’nin yarın sabah kalkıp
hiç kimseye danışmadan Papalığı
ortadan kaldırmaya karar ver-
mesi gibi bir şey. Açıkça buna
dünyadaki Hıristiyanların söyle-
yecek bir sözü olurdu.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuru-
luşundan bu yana dõş politika ko-
nusunda büyük bir değişim yaşan-
dõğõnõ ifade eden Fuller, Türki-
ye’nin başta “yapay bir biçimde”
yüzünü yalnõzca Batõ’ya çevirdiği-
ni ve Arap ülkeleriyle hiçbir bağ kur-
madõğõnõ iddia etti. Dõşişleri Baka-
nõ Ahmet Davutoğlu’nun, “kom-
şularla sıfır sorun politikasını” da
öven Fuller, Tükriye’nin eskiden dõş
politikada, “Washington’un sadık
bir dostu olarak çok az bağım-
sızlığı olduğunu” savunarak bunun
artõk değiştiğini ifade etti.
‘Lunapark treni’
benzetmesi
Türkiye’deki son gelişmelerle il-
gili de yorum yapan Fuller, ülkede
her 6 ayda bir ya da her yõl çok bü-
yük siyasi bir krizin çõktõğõna dikkat
çekti. “Türk politikasını izlemek lu-
napark trenine binmek gibi bir
şey” şeklinde konuşan Fuller, darbe
savlarõ konusunda ise eskiden “de-
rin devletin ne kadar derin oldu-
ğunu kimsenin bilmediğini” ifade
ederek “Derin devlet artık masada”
diye konuştu. Fuller, Türkiye’nin
bu büyük krizlerden daha güçlü or-
taya çõktõğõnõ da savundu.
Katılım çok düşüktü
Katõlõmõn çok düşük olduğu top-
lantõnõn konuşmacõlarõndan Sa-
bancõ Üniversitesi İstanbul Politi-
kalar Merkezi Danõşmanõ ve Av-
rupa Parlamentosu’nun eski üyesi
Joost Lagendijk, Türk hükümeti-
nin reform sürecindeki yavaşla-
maya dikkat çekerek, “Türk hü-
kümetinin ülkeyi tam olarak ne-
reye götürmek istediğini göster-
mesinin zamanı geldi” dedi.
FIRAT KOZOK
ANKARA - Bugüne kadar Di-
yanet’in iç yazõşmalarõyla kutla-
nan, AKP iktidarõyla birlikte “şo-
va dönüşen” Kutlu Doğum Haf-
tasõ, hazõrlanan yönetmelikle dev-
letin “resmi kutlama programı-
na” girdi. Yönetmelikle her yõl 14-
20 Nisan günleri arasõ, Hz. Pey-
gamber’in doğum haftasõ olarak
“resmen” kutlanacak.
Diyanet İşler Başkanlõğõ tara-
fõndan hazõrlanan ve Resmi Ga-
zete’de yayõmlanarak yürürlüğe gi-
ren “Kutlu Doğum Haftası ile
Camiler ve Din Görevlileri Haf-
tasını Kutlama Yönetmeliği” ile
Hz. Peygamberin Miladi takvi-
me göre 20 Nisan olan doğum gü-
nünün 1 hafta boyunca resmen kut-
lanmasõnõn önünü açtõ.
Yönetmelik uyarõnca, her yõl
14-20 Nisan tarihleri Kutlu Doğum
Haftasõ, 01-07 Ekim tarihleri ara-
sõ da Camiler ve Din Görevlileri
Haftasõ olarak kutlanacak. Yönet-
meliğe göre Diyanet İşleri Baş-
kanlõğõ tarafõndan oluşturulacak bir
komisyon kutlama programlarõnõ
belirleyecek. Bu çerçevede şu tür
etkinlikler yapõlacak:
İslam dininin itikat, ibadet ve
ahlak konularõnda toplumun tüm
kesimlerini aydõnlatõcõ faaliyetler
gerçekleştirmek.
Haftaya ilişkin sosyal ve kül-
türel faaliyetlerde bulunmak, sem-
pozyum konferans panel ve buna
benzer etkinlikler düzenlemek.
Kuran kurslarõ öğrencileri
ve din görevlileri arasõnda düzen-
lenecek yarõşmalarla ilgili usul ve
esaslarõ belirlemek.
Camiler ve Din Görevlileri
Haftasõ boyunca halkõn, mahalli
vakõf ve derneklerin de katkõsõyla
camilerin bakõm onarõm ve te-
mizliği için kampanyalar açmak ve
bu kuruluşlarõn hafta ile ilgili ça-
lõşmalara iştirakini sağlamak,
Din görevlilerinin kişisel ve
mesleki gelişimine yönelik faali-
yetlerde bulunmak, hat, tezhip,
ebru ve buna benzer sanat alanla-
rõnda becerisi olan görevlilerin
çalõşmalarõnõ değerlendirmek ama-
cõyla sergi açmak, ön plana çõkmõş
din görevlilerine teşekkür ve tak-
dir belgesi vermek.
Kuran kurslarõ öğrencileri ve
din görevlileri arasõnda mesleki ve
kültürel alanda çeşitli yarõşmalar
düzenlemek.
Yönetmeliğe göre Diyanet İşle-
ri Başkanlõğõ merkez, taşra ve
yurtdõşõ teşkilatõnda düzenlene-
cek etkinlikleri internet sitesinden
duyuracak. Başkanlõkça yurtiçin-
de düzenlenen etkinliklerden ma-
halli şartlara göre yapõlmasõ uygun
görülenler, yurtdõşõnda Din Hiz-
metleri Müşavirlik ve Ateşelikle-
ri’nce de yürütülecek.
AKP iktidarıyla
birlikte rekor kırmıştı
Kutlu Doğum Haftasõ etkinlik-
leri AKP iktidarõyla birlikte rekor
kõrmõştõ. Tüm il ve ilçelerde Kut-
lu Doğum Haftasõ nedeniyle 2004
yõlõnda 699, 2005 yõlõnda 996,
2006 yõlõnda da 1770 konferans
düzenlendi. Konferans sayõsõ
2008’de 1886’ya çõkmõştõ. Aynõ
yõl yurtiçi ve yurtdõşõnda 4 bin 643
hutbe, 46 bin 194 mevlit okun-
muş, 787 bin 122 dini kitap, 748
bin 122 gül dağõtõlmõştõ. Toplam
etkinlik sayõsõ ise 1 milyon 993
bin 329 olarak belirlenmişti.
Diyanet yetkilileri, bugüne ka-
dar başkanlõğõn genelgeleriyle
düzenlenen hafta için yönetmelik
çõkartõlmasõnõn olumlu bir adõm
olduğunu belirterek yapõlan dü-
zenlemenin amacõnõn kutlama
programlarõnda düzeni sağlamak
olduğunu ifade etti.
Pankreas kanseri nedeniyle tedavi gördüğü has-
tanede yaşamını yitiren gazeteci Ahmet Var-
dar’ın cenazesi, İstanbul’da toprağa verildi. Var-
dar için Fatih Camisi’nde düzenlenen törende,
eşi Ergül ve oğlu Bahadır Vardar, başsağlığı di-
leklerini kabul etti. Törene ailesinin yanı sıra
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, İs-
tanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Türki-
ye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç,
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, eski İs-
tanbul emniyet müdürlerinden Necdet Menzir,
Dinç Bilgin ve Aydın Ayaydın’ın da aralarında
bulunduğu meslektaşları katıldı. Vardar, öğleyin
kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı
Sakızağacı Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Ahmet Vardar uğurlandõ
Birinci Ergenekon davasõ sanõğõ Küçük, ‘kuvvetli suç şüphesi’nin açõklanmasõnõ istedi
HATİCE TUNCER
Birinci Ergenekon davasõnda yar-
gõlanan tutuklu sanõk emekli Tuğ-
general Veli Küçük, AKP Kahra-
manmaraş Milletvekili Avni Do-
ğan’õn “Biz de onları fişliyoruz”
şeklindeki açõklamalalarõna gön-
dermede bulunarak “Veli Küçük’ü
fişleyenler ortaya çıktı” dedi. Kü-
çük “O milletvekilinden beni niye
fişlediğinin sorulmasını istiyo-
rum” talebinde bulundu.
Dünkü duruşmasõnda tutuklulu-
ğunun “kuvvetli şuç şüphesiyle” de-
vam ettirildiğine dikkat çeken Kü-
çük, “Ben buraya kimsenin yu-
murtasını çalmak suçlamasıyla
gelmedim. Kuvvetli suç şüphesinin
ne olduğu söylensin. Benim önü-
me temcit pilavı gibi kuvvetli suç
şüphesi getirilmesin” dedi. Kü-
çük, “Beni fişleyenler ortaya çık-
tı: Avni Doğan. Adaletten Kaçan-
lar Partisi’nden sorulmasını isti-
yorum. Beni niye fişlediler? O
milletvekilinden sorulsun” dedi.
‘Alnını karışlarım’
Duruşmanõn talepler bölümünde
söz alan İşçi Partisi (İP) Genel Baş-
kanõ Doğu Perinçek, davaya bakan
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nin ve Beşiktaş Adliyesi’nin Türk
yargõsõndan koptuğunu iddia etti.
Perinçek’nin mahkeme heyetine
“Sizi ayarladıklarını söylüyorlar
ayarladılar mõ” sorusuna tepki gös-
teren Başkan Şengün “Bunların
hepsi yalan. Bu iddialarda bulu-
nanların alnını karışlarım” diye
konuştu. Perinçek şunlarõ söyledi:
“Genelkurmay Başkanı da
‘Türk ordusuna karşõ asimetrik psi-
kolojik savaş yürütülüyor’ diyor.
‘Ey şanlõ ordu’ diye söylüyoruz ya
şanlı ordu ‘Ey zanlõ ordu’ haline
getirilmiştir.”
“Çocuklarınıza övünerek söy-
leyeceğiniz bir şeyiniz yok” diyen
Perinçek’e Başkan Şengün “Size öy-
le geliyor” diye yanõt verdi.
Perinçek, AKP’nin hazõrladõğõ
“Soruları ve Cevaplarıyla Demo-
kratik Açılım Süreci” başlõklõ bro-
şürü elinde sallayarak mahkeme
heyetine şöyle seslendi: “Sizden
‘ayarlanmõşlar’ diye söz ediliyor.
Hâkimlere onur lazım değil mi?
Aynaya bakın Erdoğan’ı görün.”
Tahliyeye yine ret
Saat 21.30 sõralarõnda ara kararõ-
nõ açõklayan mahkeme, Danõştay’a
silahlõ baskõn ve Cumhuriyet’in
bombalanmasõ dosyasõnõn tutuksuz
sanõklarõ cemaat lideri olduğu ileri
sürülen Salih Kurter, Süleyman
Esen, Aykut Metin Şükre’nin bir
dahaki celsede bulunmasõ için yazõ
yazõlmasõna karar verdi. Şengün, ara-
larõnda İP’liler Nusret Senem ve
Hikmet Çiçek’in de bulunduğu 13
sanõğõn tahliyesi için oy kullanõrken
talep oyçokluğu ile reddedildi. Du-
ruşma 22 Mart saat 09.00’a ertelendi.
Kutlu
doğum
resmi oldu
YÖNETMELİK HAZIRLANDI
Ordu ve yargı için buluşacaklar
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İz-
mir’de yurttaşlar, Türk Silahlõ Kuvvetleri ve yar-
gõya sahip çõkmak amacõyla bugün Cumhuriyet
Alanõ’nda buluşacak. İzmir Cumhuriyet İçin
Güçbirliği Platformu tarafõndan düzenlenen ve
sadece Türk bayraklarõnõn taşõnmasõna izin veri-
lecek buluşma saat 16.00’da başlayacak.
‘Okullar geleceğimizdir’
İstanbul Haber Servisi - Eğitim-İş 1 No’lu
Şube üyeleri ve TGB’liler devlet okullarõnõn bu-
lunduğu arazilerin imara açõlarak satõlmasõna tep-
ki göstererek karardan vazgeçilmesini istediler.
Etiler Lisesi önünde açõklamayõ okuyan Eğitim-İş
1 No’lu Şube Başkanõ Erhan Aksoy, “Zenginleri-
ne yeni zenginler katmak isteniyor” dedi.
‘Beni fişleyen AKP’li Doğan’
Fotoğraf:SİBELKURTOĞLU