Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Aydın kıyıma uğrar.
Meslek hastalıklarının nedeni genellikle bellidir,
faili de... Aydınınki ise çoğunlukla belirsiz...
Kıyılan aydınlarımızın yakınları bir araya geldiler,
ortak bir platform oluşturdular...
Olumlu bir adım.
Tek tek sürdürülen çabalar cılız dereler gibi
günlük gelişmeler çölünde kuruyup gidiyordu.
Her şey bir yana seslerini birleştirmeleri ve tek
yürek olmaları önemli bir duruş.
Aileler Meclis’e de gittiler, gerekirse yeni bir
araştırma komisyonunun kurulmasını istediler.
Aklıma ister istemez önceki yıllarda kurulan
komisyonlar geldi. Büyük bir özveriyle ve iyi
niyetle çaba harcayan komisyon üyeleri...
Raporun yazımı sırasında öne çıkan görüş
ayrılıkları...
Bu alanda sürdürülecek tüm çabalara saygımız
var, sonuna kadar desteklemek görevimiz,
sorumluluğumuz. Ancak iyi niyetle başlatılan bu
girişimlerin, baştan belirlenmiş kimi kurguların
parçası olmasına da gönlümüz elvermiyor.
Peşrevi uzun tuttuk... Vurgulamak istediğimiz
şu:
Türkiye’nin yakın tarihinde meydana gelen tüm
olayları aynılaştırıp tanımsız bir “devlet yaptı”
etiketi yapıştırma girişimi var.
Genel bakış olarak, bir kıyım aydınlatılamamışsa
devlet sorumludur. Ancak “devlet sorumludur” ile
“devlet yaptı” aynı şey değil.
Sağduyulu tüm kesimlerin ortak özlemi,
geçmişteki tüm faili meçhullerin aydınlatılması ve
ülkemizde iç barışın bozulmamak üzere
sağlamlaştırılması.
Yanılmayı yürekten diliyorum ama iktidar
medyasının bu yöndeki gelişmeleri aktarış
biçiminden şunu seziyorum:
Her şey aydınlatılıyor havası içinde yeni
toplumsal çelişkiler, fay hatları yaratılıyor.
Adı öne çıkan aydın yakınlarının birçoğunu
tanıyorum. Tümünün iyi niyetinden zerre kadar
şüphem yok. Ancak onların bu çırpınışlarından
ortaya çıkan enerjinin yukarıda anlatmaya
çalıştığım bambaşka bekleyişleri beslediği dikkati
çekiyor.
Durumu biraz daha somutlaştırmak gerekirse...
Mustafa Balbay’ın kişi olarak içinde bulunduğu
durumu bir kenara koyuyorum; Ergenekon
iddianamesinde Cumhuriyet gazetesi için şu
söyleniyor:
Terör örgütünün gücü, üssü.
Yanlış okumadınız, yıllarca terör saldırılarına
hedef olan, pek çok yazarı hain saldırılarla
katledilmiş olan Cumhuriyet gazetesi
iddianamenin diliyle aktarmak gerekirse
“Ergenekon silahlı terör örgütünün” gücü olmakla
suçlanıyor.
Ergenekon davasının demokrasiyi
güçlendireceği, bunun asrın temizlik davası
olduğu görüşünü savunanlar yakın tarihi
kendilerince “temize çekip” tüm aydın kıyımlarını
da aynı adrese yolluyorlar.
Görünümün özeti bu...
Ergenekon soruşturması kapsamında silah ve
patlayıcı bulunması, bunlar bağlamında kimi “suç
unsuru” oluşturan dosyanın mahkemeye
taşınması şu soruyu öne çıkarıyor: Hiç mi bir şey
yok, baksanıza silahlar var?..
Anadolu’da orta büyüklükte bir kasabanın, orta
büyüklükte bir mahallesinin, orta büyüklükte bir
sokağını kuşatıp arama yapsanız onlarca silah,
geçmişte adam yaralamaktan vergi kaçırmaya
kadar pek çok suça bulaşmış kişi ele geçirirsiniz.
Bunların da tümünü birleştirirseniz, alın size
örgütlü suç!
Silivri’de tutuklu yargılananlardan biri de bir
emlakçı. Dükkânını kiraya vermiş, depo olarak
kullanılmış. Dükkânda silah ele geçirilmiş.
Avukatı bu davaya müvekkilinin nasıl dahil
edildiğini duruşmada anlattığı bir fıkra ile
açıklamaya çalıştı.
Büyük bir orman yangını güçlükle söndürülmüş,
sonrasında orman içinde hasar tespit çalışması
yapılırken bir dalgıç cesedi bulunmuş.
Ormanda dalgıç!
Meğer, yangına denizden su taşıyan
helikopterlerden biri suyla birlikte denizdeki
dalgıcı da alıp yangına atmış!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Emekli kuvvet komutanlarıyla subayların,
muvazzaf amiral ve subayların gözaltına alındığını,
sade vatandaşlar gibi TV’lerden öğrenmişlerdir.
Yargı bağımsızlığı ve devlet kurumlarının işleyişi
konularında kendine özgü duyarlı olan bir iktidarın;
elbette generallerin, amirallerin, emekli, muvazzaf
subayların gözaltına alınmasından daha önceden
haberi olur mu? Olmaz!
Olamaz: RTE Madrid’de işadamlarına
seslenirken önüne konulan bir nottan askerlerin
gözaltına alındığını öğrendi.
Hiç renk vermedi. Yüzünde, sesinde titreşim
izlenmedi. Geçmişteki olayların soruşturması da
olsa bir noktadan sonra asıl amacın TSK’yi hedef
aldığını içeren olayları görmezden gelerek son
olayları izlemekle yetinen medyamız, haberi,
“Başbakan da gözaltıları gerçekleştikten sonra
haber aldı” diye verdi.
RTE’nin ekranda verdiği görüntü, medyanın
RTE’nin gözaltı olaylarını daha sonra öğrendiğini
vurgulayan haberler ne ölçüde gerçeği yansıtıyor?
Günlerdir bu soruya yanıt aranmadı. Oysa...
Hükümet denetimindeki Anadolu Ajansı ile AKP
borazanı TRT; 22 Şubat sabahı erken saatlerde
örneğin eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral
Çetin Doğan’ın evinde arama yapıldığı haberini
yayımladılar.
SKY TV muhabirleri koştu gitti Doğan Paşa’nın
konutuna.
Emekli Orgeneral -Baykal’ın anlattığına göre
pijamaları üstünde, ayağında terlikler- belki
kahvaltıya hazırlanıyor, belki de gazete okuyordu.
Kapıya dayanan muhabir ile kameramandan
haberi işitince… evinde (hatta yazlığında) arama
yapılmadığını söyledi. Gerçek de -o saatte-
öyleydi.
Gerçek sabahın o saatinde öyleydi ama… iki
saat sonraydı. Polisler dayandı Çetin Doğan’ın
kapısına, evinde aramaya başladılar.
AA ile TRT arama tarama, gözaltına alınacağı
haberini nasıl oldu da olayın gerçekleşmesinden
saatler önce öğrendi?
SKY TV haberin kimden kaynaklanabileceğini
isim veya kurum vererek adlandırmadı ama…
olayın gelişmesini saat saat açıkladı. Haberin
iktidar yanlısı yayın organlarına yine iktidar
borazanlığı yapan kişi veya kurumun verilmiş
olabileceğini duyumsattı.
Fakattt SKY TV’nin yayınından sonra; TRT’den
gelen açıklama hayli ilginç: Mesleksel bir başarıydı
gözaltına alınma haberini saatler önce vermek!
Doğruydu. Ancak iktidar borazanı olanlar bir
olayı gerçekleşmeden önce öğrenmeyi başarabilir!
Olayı AKP Türkiye’sinde yaşanan güncel
olaylardan biri daha diye küçümseyerek omuz
silkip geçmeyelim.
Gözaltı olayları İstanbul, İzmir ve Ankara’da
gerçekleştirildi.
Savcılık adı geçenlerin evlerinde şu veya bu
gerekçeyle arama yapılmasını, daha sonra adı
geçenlerin toplanıp İstanbul’a getirilmesini kime
emretti?
Savcılık herhalde bu talimatı listede adı geçen
kişilerin oturduğu semtlerdeki karakollarla
vermedi.
Emniyet müdürlüklerine bildirdi. Oradan gereken
yerlere veya şubelere savcılık emri iletildi ve doğal
olarak Emniyet Genel Müdürlüğü bilgilendirildi.
Gözaltılar İçişleri Bakanı’na önceden
bildirilmemiş olabilir mi?
İçişleri Bakanı’nın gerçekleşecek gözaltı
operasyonlarının kimleri içerdiğini Başbakan’ına
iletmemiş olması olanaklı mı?
Madrid’de Başbakan’ın gözaltı haberini daha
önce bilmiyor gibi davranması -devletteki
hiyerarşik işleyişi bilen hemen herkesin kabul
edeceği gibi- görsel bir yakıştırmadır ve…
…gözaltıları daha önce haber alan Başbakan;
Madrid’de önüne gelen notta gözaltına alınanların
listesini dikkatle incelemiş olmalıdır.
Ülkede sinek uçsa daha önce haber alan AKP
iktidarı döneminde bu yargının aksi düşünülemez.
Ergenekon soruşturmasında sıra sıra dalgalar
daha gerçekleşmeden “Neler olacak daha neler”
diye duyuran... bu iktidar, hatta başbakan,
yardımcıları değil mi?
Yoksa, yoksa... yargı gibi AKP’lileştirilen
güvenlik güçleri de (polis de) bağımsız mı?
Güldürmeyin insanı! ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 26 ŞUBAT 2010 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Şubat
Oslo K -3
Helsinki K 1
Stockholm B 4
Londra Y 8
AmsterdamB 7
Brüksel Y 7
Paris Y 9
Bonn Y 10
Münih Y 11
Berlin Y 11
Budapeşte B 9
Madrid PB 15
Viyana Y 11
Belgrad Y 15
Sofya Y 12
Roma Y 17
Atina Y 17
Zürih B 12
Moskova K 2
Aşkabat Y 15
Taşkent B 18
Bakû PB 9
Bişkek Y 11
Tiflis Y 12
Kahire Y 18
Şam Y 16
İstanbul Y 12
Edirne B 13
Kocaeli Y 14
Çanakkale B 13
İzmir B 17
Manisa Y 18
Denizli Y 18
Zonguldak Y 12
Sinop Y 10
Samsun Y 12
Trabzon B 12
Giresun B 14
Ankara Y 13
Eskişehir Y 9
Konya Y 8
Sıvas Y 8
Antalya Y 17
Adana Y 15
Mersin Y 15
Diyarbakır B 13
Şanlıurfa B 15
Mardin B 10
Siirt B 13
Hakkâri B 6
Van B 7
Kars B 5
Ülkemiz gene-
li parçalı çok bu-
lutlu, Marma-
ra’nın doğusu, İç
Ege, Akdeniz, İç
Anadolu, Batı ve
Orta Karadeniz,
Doğu Anado-
lu’nun batısı ile
Gümüşhane,
Bayburt, Gazi-
antep, Kilis ve
Adıyaman çev-
releri yağışlı ge-
çecek.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP’nin, kapatõlan
DTP ile teröristler için Habur
pazarlõğõ yaptõğõ iddiasõyla İç-
işleri Bakanõ Beşir Atalay hak-
kõnda verdiği gensoru önerge-
si reddedildi. AKP’li Mehmet
Zekai Özcan’õn muhalefetle
birlikte kabul oyu kullanmasõ
dikkat çekti.
Görüşmeler sõrasõnda sõk sõk
muhalefet ve iktidar milletve-
killeri arasõnda tartõşma yaşadõ.
CHP’liler, AKP’nin “30 so-
ruda demokratik açılım” ki-
tapçõğõna karşõ hazõrlattõklarõ
“AKP’nin açılım fiyaskosu” ki-
tapçõğõnõ, yakõnlarõndaki MHP
ve AKP sõralarõna dağõttõ. Ancak
AKP grup yöneticilerinin iste-
ğiyle, CHP’nin kitapçõğõ toplatõldõ.
Görüşmelerde konuşan CHP’li
Hakkı Süha Okay, “Bir baş-
savcının 7 saat ifadesi alınıyor,
3 kuvvet komutanı 72 saat em-
niyette tutuluyor, ama terörist
4 saatte serbest bırakılıyor. Hu-
kuk ‘yalama’ olmuştur Türki-
ye’de. Sayın Bakan, belki bugün
gensorudan kurtulacak ama
ayarlama işlerinden dolayı Yü-
ce Divan’dan kurtulamayacak”
dedi. CHP İstanbul Milletvekili
Nur Serter de, kürsüden “4 sa-
atte bırakılacaklar” manşetinin
yer aldõğõ Taraf gazetesini göste-
rerek, “Habur’da Adalet Ba-
kanlığı Müsteşar Yardımcısı
ne aramaktadır? Bu ayarlama
işini gerçekleştirmek için mi
oraya gönderildi?” açõklamasõ-
nõ yaptõ. Serter, “Ergenekon da-
vasında bir komutan alınıyor 7-
8 saat sorgulanıyor. Sorgulan-
sın. Peki Habur’da 34 kişi 4 sa-
atte nasıl sorgulanır? Çünkü bi-
ri Silivri hukukudur, öbürü
Habur hukukudur. Bir de De-
niz Feneri hukuku var. İçişleri
Bakanı’nın hâkim ayarlaması
AKP’nin teamülüdür” dedi.
‘Bizimle mezara gider’
BDP’li Sırrı Sakık’õn ise Ah-
met Türk ile Atalay arasõndaki
görüşmede kendisinin de bulun-
duğunu, bir pazarlõk yapõlmadõğõnõ
söylerken, “Birçok kez görüş-
meler yaptık, ama öyle terbiye
aldık ki bu ülkenin barışı için
birçok şey bizimle mezara gi-
der” demesi dikkat çekti.
Habur’un “açılım”õn özünü
oluşturduğunu belirten MHP
Grup Başkanvekili Oktay Vu-
ral ise “Habur ABD Başka-
nı’nın TBMM’de yaptığı ko-
nuşma sonucunda dışarıdan
hazırlanan senaryoların uy-
gulama alanı olmuştur. Habur
tesadüfi değil, planlıdır, suç-
üstü hali vardır” diye konuştu.
‘Benim fikrim belli’
Gensoru önergesinin günde-
me alõnmasõ 146 kabul oyuna
karşõlõk 310 oyla reddedildi.
AKP Milletvekili Özcan, genso-
ru önergesinin gündeme alõnma-
sõ için muhalefetle birlikte kabul
oyu kullandõ. Özcan, “Benim bu
konudaki fikrim belliydi. Ha-
bur’da yapılanların doğru ol-
madığını, bunların araştırıl-
ması gerektiğini, kimler hata-
lıysa ortaya çıkarılması gerek-
tiğini söyledim. İsterdim ki,
AKP de buna katılsın. Bu yü-
kün ağırlığını kimse taşıya-
maz” dedi. AKP’den bazõ mil-
letvekillerinin de oylamaya ka-
tõlmamasõ dikkati çekti.
İstanbul Haber Servisi - Eski
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral
Yaşar Büyükanıt, Türkiye’nin sõ-
kõntõlõ bir dönemden geçtiğini ve şu
anda yargõnõn el attõğõ olaylar bu-
lunduğunu belirterek “Takdir
edersiniz ki yargı orada devam
ederken devam eden bir olay
hakkında benden bir yorum bek-
lemeniz doğru bir yaklaşım ol-
maz” dedi.
Beykent Üniversitesi Stratejik Araştõr-
malar Merkezi tarafõndan Taksim Yerleş-
kesi’nde düzenlenen “Terörle Mücadele-
nin Hukuki Yönleri” konulu panele katõ-
lan Büyükanõt gündemdeki olaylarla ilgili
yorum yapmaktan kaçõndõ. Konuşmasõnõn
ardõndan bir gazetecinin “Şu an birlikte
görev yaptığınız bazı askerler gözaltın-
da ya da tutuklandı. Bu olaylara nasıl
bakıyorsunuz?” sorusu üzerine
Büyükanõt, buraya önemsediği
bir konuda düşüncelerini paylaş-
mak için geldiğini söyledi. Büyü-
kanõt, “Askerin ne kadar hukuk
bilmesine ihtiyaç varsa, kanun-
ları yapan hukukçuların da te-
rörü ve terörle mücadeleyi bil-
mesi gerek. Türkiye, sıkıntılı
bir dönemden geçiyor... Türki-
ye istikrarlı bir ülke olmalı. Bu
tür sıkıntılardan kurtulmalı. Enerjisini
daha çok Türkiye’yi ileriye götürecek
sahalara yansıtmalı” diye konuştu. Bü-
yükanõt, gündeme ilişkin sorular üzerine
de, “Konuşacak bir şey yok” dedi. “Bir
şafak vakti polisler sizin kapınıza da
gelse ne yaparsınız?” sorusunu yönelten
gazeteciye Büyükanõt, “Sana gelseler sen
ne yaparsın?” diye yanõt verdi.
Şahin: Komutanlar için üzüldüm
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Başkanõ Mehmet Ali Şahin, emekli komutanlarõn
gözaltõna alõnmasõyla ilgili olarak yargõ sürecinin
sabõrla takip edilerek sonucunun beklenmesi ge-
rektiğini söyledi. TSK’de çok önemli görevlerde
bulunmuş komutanlarõn böyle bir iddiaya muha-
tap olmasõndan dolayõ üzüntü duyduğunu belirten
Şahin, “Ama inşallah sonuçta adalet yerini bulur
diye değerlendiriyorum” diye konuştu.
İzmir’de protesto mitingi
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir
Cumhuriyet İçin Güç Birliği Platformu, ordu ve
yargõya sahip çõkmak için yurttaşlarõ, yarõn saat
16.00’da Cumhuriyet Alanõ’nda buluşmaya çağõr-
dõ. Platformdan yapõlan açõklamada, Türk Silahlõ
Kuvvetleri’nin şerefli subaylarõnõn, tarikatlarõ so-
ruşturan cumhuriyet savcõlarõnõn hapse atõldõklarõ
vurgulanarak “Orduya, yargõya yapõlan saldõrõlarõ
protesto etmek için yurttaşlarõ 27 Şubat 2010 Cu-
martesi günü saat 16.00’da, bayraklarõyla birlikte
Cumhuriyet Meydanõ’na çağõrõyoruz” denildi.
‘Öcalan’ın avukatlarıyla
görüşmesi yasaklanabilir’
BURSA (Cumhuriyet) - Terör örgütü li-
deri Abdullah Öcalan’õ İmralõ’da sorgulayan ve
idam istemli dava açan eski DGM Savcõsõ Talat
Şalk, Öcalan’õn sürekli avukatlarõyla görüşmesi
ve dõşarõya bilgi göndermesini normal bulmadõ-
ğõnõ söyledi. Şalk, “Türkiye’nin bunu engelle-
mek için elinde bir koz var. ‘Benim İmralõ’mda
Öcalan, avukatlarõ aracõlõğõyla örgütünü yönete-
mez’ demeli. Türkiye bu görüşmeleri yasakla-
yabilir. Nedense bu yola gitmiyor” dedi.
Sadak’a 10 ay hapis
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Siirt’in
Eruh ilçesinde 15-16 Ağustos 2009 tarihinde dü-
zenlenen Çõrav Kültür ve Sanat Festivali’nde
yaptõğõ konuşma nedeniyle terör örgütü propa-
gandasõ yaptõğõ iddiasõyla hakkõnda dava açõlan
Siirt Belediye Başkanõ Selim Sadak hakkõnda
dün karar çõktõ. Terör örgütü propagandasõnõ
yapmaktan 1 yõl hapis cezasõ verilen Sadak, iyi
halden 10 ay hapis cezasõna çarptõrõldõ.
Atalay hakkõndaki gensoru reddedilirken AKP’li Özcan kabul oyu verdi
‘PAZARLIK YAPILMADI’ - İçişleri Bakanı Atalay, Habur’a gi-
rişler öncesinde bir partinin gösteri düzenleyeceği yönünde-
ki haberler gelmesi üzerine kapatılan DTP’nin Genel Başkanı
Ahmet Türk’le görüştüğünü bildirdi. Atalay, “Görüşme-
de gelişler sırasında herhangi bir yasadışı eyleme se-
bebiyet verilmemesi için herkesin sorumlu davran-
ması ve katkıda bulunması hususu ele alınmıştır”
dedi. Görüşmede pazarlık yapılmadığını ileri sü-
ren Atalay, “Tüm taraflar yalanlıyor, ama ne
anamuhalefet ne yavru muhalefet bunun hiç-
birine inanmıyor. Cezaevindeki birine ina-
nıyorlar” dedi.
Yüce Divan uyarõsõ
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay
Başkanı ile yaptığı üçlü zirvenin ardından geldiği Mec-
lis’te gensoru görüşmeleri sırasında Başbakan Yar-
dımcısı Arınç ile yan yana oturdu. Erdoğan, ağzını eliy-
le kapatarak Arınç’a uzandı ve bir şeyler söyledi. İkili-
nin arasına daha sonra Başbakan Yardımcısı Çiçek
oturdu. Erdoğan ve Arınç, bu kez de Çiçek’in arkasın-
dan birbirlerine uzanarak konuşmaya devam etti. Erdo-
ğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer
ile de yine ağzını eliyle kapatarak bir süre konuştu.
MECLİS’TE ‘FİSKOS’ TRAFİĞİ
SAKIK: CHP 1999’DA İTTİFAK YAPMAK İSTEDİ
20 militan iddiası
Meclis’i karıştırdı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM’deki gensoru
görüşmeleri sõrasõnda BDP’li
Sırrı Sakık’õn CHP lideri Deniz
Baykal’õn 1999 yõlõnda kendile-
rine elçi göndererek “bana 20 ta-
ne militan gönderin onları aday
edeyim” dediğini söylemesi tar-
tõşma yarattõ.
Görüşmelerde konuşan BDP’li
Sakõk, “1999 seçimlerine gi-
derken CHP lideri Baykal’ın
kendilerine elçi göndererek it-
tifak yapmak istediğini” söy-
ledi. CHP’liler tepki gösterir-
ken, Sakõk sözlerini şöyle sür-
dürdü: “Sayın genel başkanınız
bize elçi gönderdi. Ben, Sayın
Türk ve sizden bir heyet gel-
diler oturduk konuştuk. ‘Ben
sayõn Türk’ü, Sakõk’õ, Yurttaş’õ,
Bozlak’õ kaldõramam ama bana
20 tane militan gönderin onlarõ
aday edeyim’ dedi. O gün bi-
zimle ittifak kurmaya hazır
olanların, bugün bize tepeden
bakıp üzerimizden siyaset yap-
maya kalkışmasına müsaade
edemeyiz.” CHP’li Mustafa
Özyürek, sataşma gerekçesiyle
söz alõrken, “Baykal daha o za-
man HEP ile SHP’nin işbirli-
ğine de karşı çıkmıştır. 1999’da
böyle bir ittifaktan bahsedil-
mesi söz konusu değildir” de-
di. Yeniden söz alan Sakõk,
“1999’da Genel Başkan Yar-
dımcınız yanında bir heyetle
Willy Brand’a (Sokağın ismi)
1/1’e gelip oturdular. Beni da-
ha çok konuşturmayın, yine
1999’a giderim. Eşref Erdem’in
evinde... 1999’u da var, 1990’ı
da var. Kimin hangi terör ör-
gütüyle ilişkisi olduğu belli.
Sizin yeriniz neresi; Silivri,
Erzincan, Erzurum...” dedi.
Görüşmelerin ardõndan Sa-
kõk’õ yalanlayan Baykal ise “Si-
yasi yaşamım boyunca, ne ben,
ne benim yönetimimdeki CHP,
hiçbir şekilde terörle ilişkili,
hiçbir kişi ya da partiyle ilişki
kurmasını bırakın, projesini,
düşüncesini bile aklından ge-
çirmemiştir” dedi.
Erdoğan: Manidar
Başbakan Tayyip Erdoğan
ise görüşmelerden sonra, sorular
üzerine “İşin taraftarı değilim
ama, kendisinden olayları ya-
şayan birisi olarak dinlemiş
olduk. Tabii manidardır” dedi.
Büyükanıt: Sıkıntılı bir dönem
Eski Genelkurmay Başkanõ, hukukçularõn da terörü bilmesi gerektiğini söyledi
PANELDE PROTESTO - Büyükanıt’ın
panelde yaptığı konuşma sırasında bir öğrenci,
“Biraz da bu halkın çocukları olarak biz ko-
nuşmak istiyoruz” diye bağırdı. İki öğrenci
“Emperyalizme hayır” pankartı açıp “Ameri-
ka defol bu vatan bizim” sloganı attı. Büyüka-
nıt’ın korumaları ve üniversitenin güvenlik
güçleri tarafından salonundan çıkarıldı. (AA)