24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2010 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Keşke!.. Eski kuvvet komutanlarının, 1. Ordu’nun eski kumandanlarının gözaltına alındıkları ve İstanbul’a sevk edildikleri 23 Şubat günü, keşke yargı bağımsızlığı üzerinde çok ciddi kaygıların belirdiği bir ortam içinde yaşıyor olmasaydı Türkiye... Keşke, Ergenekon’un uzantısı Balyoz harekâtı çerçevesinde bu insanların dosyalarını inceleyecek olan İstanbul’daki savcılığa İlhan Cihaner’in dosyası, Erzurum Savcısı Osman Şanal tarafından yetkisi kaldırıldıktan sonra apar topar yangından mal kaçırır gibi gönderilmiş olmasaydı da, insanların aklında, “Erzurum-İstanbul ekseninde garip bir işbirliği mi var acaba?” diye doğru olduğunu düşünmediğimiz kuşkular oluşmasaydı... Keşke, Türkiye’de rejimin üzerindeki askeri vesayeti kaldırmak amacıyla hareket ettiklerini ileri sürenler, aynı zamanda sivil vesayeti de kaldırmaya hazır olduklarını hareketleriyle kanıtlasalardı da toplum rahat bir nefes alabilseydi... Keşke, askerin kışlasından dışarı çıkmamasını savunanlar, rejimin siviller tarafından rayından çıkarılmasına da seyirci kalmasalardı da diktaya koşuşu demokrasiye yöneliş olarak yanlış algılamasalardı... Keşke, İspanya’dan beri emekli komutanların gözaltına alınmaları konusundaki soruları, yargıya intikal etmiş bir konuda fikir beyan etmesinin doğru olmadığını söyleyerek yanıtlayan Başbakan’ın Adalet Bakanı, HSYK’nin anayasal yetkilerini kullanması karşısında yargıya saldırarak, yürütmenin yargı üzerindeki vesayetini pekiştirme amacı peşinde olduğu izlenimini yaratmasıydı... Keşke, soruşturmanın yürütüldüğü Beşiktaş’taki eski Devlet Güvenlik Mahkemesi binası çevresinde arama yapan polis, operasyonu biraz daha belli etmeden yürütseydi de insanların zihninde, “Bir terör havası estiriliyor, devamlı suikast paranoyası topluma yerleştirilmek isteniyor” şüphesi uyandırılmasaydı. Keşke, Can Ataklı’nın deyimiyle, koskoca orduların teslim edildiği insanlar, kovuşturulurken, kendilerine adi yankesicilere uygulanan yöntemler uygulanmasaydı da insanlar “Bazıları intikam alıyorlar galiba” diye düşünmeselerdi... Keşke, “Al çocuktan haberi, duy çocuk zekâlıdan gerçeği” misalinde olduğu gibi, aklıevvellin biri çıkıp da “Geçmişte onlar bizi fişlemişlerdi, şimdi de biz onları fişliyoruz” diye konuşmasaydı, oyunu bu kadar açık edip, hâlâ demokrasiye gittiğimiz yolunda olduğumuza inanmakta direnen son safındurları da düş kırıklığına uğratmasaydı... Keşke ben de bu safındurların, kimi olaylara bakarak ayacaklarını sanacak kadar saf olmasaydım... Keşke Türkiye, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği bir ülke olsaydı da, geçmişin kimi kötü alışkanlıklarıyla mücadele edildiğini ileri sürenler inandırıcı olabilselerdi... Keşke, “keşke” pişmanlık ifade eden, telafisi mümkün olmayan bir durumu anlatan, dilimizin en üzücü sözcüklerinden biri olmasaydı... Keşke, “keşke”ler arttıkça, pişmanlıklar, üzüntüler, mutsuzluklar, acılar büyüyüp gitmeseydi... Keşke!.. asirmen@cumhuriyet.com.tr ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cemaat soruştur- masõnõ yürüten Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in ken- disini arayarak siyasi baskõ yaptõğõnõ savun- duğu Başbakan Yar- dõmcõsõ Cemil Çiçek, 2.5 ay sonra aramayõ doğrularken bazõ ger- çekleri ise çarpõttõ. “O tarihlerde se- çimler var. Olaylar hassas. Yani seçim at- mosferi” diyerek başsav- cõyõ doğrulayan Çiçek, göz- altõna alõnanlarõn sayõsõ 26 olmasõna karşõn bu sayõnõn 50-60 civarõnda olduğunu ve çocuk olduklarõnõ savundu. Oysa tutuklananlar arasõnda hiç çocuk bulunmuyordu. İsmailağa ve Fethullah Gü- len cemaatine yönelik soruş- turma başlatmasõnõn ardõndan hakkõnda 26 yõla kadar hapis is- temiyle dava açõlan ve Ergenekon üyesi olduğu gerekçesiyle tu- tuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in 2.5 ay önce gündeme getirdiği ce- maatler nedeniyle baskõ gördüğü iddiasõnõn doğru olduğu anlaşõl- dõ. Hakkõnda Adalet Bakanlõğõ ta- rafõndan soruşturma başlatõlma- sõ üzerine İlhan Cihaner, Hâ- kimler ve Savcõlar Yüksek Ku- rulu’na (HSYK) verdiği 14 Ara- lõk 2009 tarihli savunmasõnda, gördüğü baskõyõ şöyle anlattõ: “Şüpheliler gözaltında iken se- kreterim, Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in görüşmek istediğini söyleyerek telefonu bağladı. Cemil Çiçek özetle, ‘cezanõn alt ve üst sõnõrõnõ, cezaevlerinin doluluğunu ve genel seçimler öncesi kendilerini siyaseten çok zorda bõrakacağõnõ’ söyleyerek gözaltındaki şüphelileri salı- vermemi istedi. Ben yasal ge- reğini yapacağımı söyleyerek konuşmayı sonlandırdım ve sorguya sevk ettiğim 9 kişi tu- tuklandı. Sekreterime söz ko- nusu konuşmanın tarih ve saa- tini not alması talimatını verip bir tutanak tuttum.” Çiçek bu iddianõn üzerinden aylar geçmesine karşõn suskun kaldõ. Geçen hafta TBMM Ana- yasa Komisyonu’nda Türkiye İnsan Haklarõ Kurumu Kanun Tasarõsõ’nõn görüşmeleri sõra- sõnda sorular üzerine Çiçek, “Bir tek cümle dahi benim bu olayı (başsavcıyı aramayı) kabul et- tiğime dair hiçbir yerde görü- lemez” dedi. ‘Ne oluyor onu öğrenmek istedim’ Çiçek dün Hürriyet gazetesin- de yer alan açõklamasõnda ise Er- zincan Başsavcõsõ’nõ aradõğõnõ kabul ederken bunun gerekçesi- ni, “Şimdi bakın o tarihlerde seçimler var. Olaylar hassas. Yani seçim atmosferi... Şimdi küçücük bir yerde 50-60 çocuk gözaltına alınıyor. Bu durumu siz merak etmez misiniz. Yani gazeteci olarak merak etmez misiniz? Seçim atmosferinde ne oluyor diye bir bakmaz mısınız. Bir müdahale söz konusu değil. Ne oluyor onu öğrenmek iste- dim... Çünkü seçimler var” sözleriyle açõkladõ. Çiçek, 50-60 çocuğun gözaltõ- na alõndõğõnõ söylemesine karşõn, Erzincan’daki İsmaliağa cemaa- ti soruşturmasõnda toplam 26 ki- şi gözaltõna alõnmõş, bunlardan 9’u mahkeme tarafõndan tutuk- lanmõştõ. Çiçek’in sözünü ettiği gibi tutuklananlar arasõnda çocuk da bulunmuyordu. Çiçek’in bu iddiayõ gündeme getiren Cihaner’in tutuklanma- sõndan hemen sonra konuşmasõ da dikkat çekti. İstanbul Haber Servisi - Dev- let Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõ- sõ Bülent Arınç, “Yapılan bu göz- altıları ve arkasından gelecek olan hukuk sürecini Türkiye’nin iyi takip etmesi gerektiğini dü- şünüyorum” dedi. Arõnç, CNN Türk’teki “Tecrübe Konuşuyor” programõna katõlarak Cengiz Çandar ve Hasan Cemal’in sorularõnõ yanõtladõ. “Balyoz Planı” iddialarõna ilişkin soruşturma kapsa- mõnda yapõlan operasyonlarda eski komutanlarõn gözaltõna alõndõğõ anõm- satarak “Hukuk ve demokrasinin yerli yerine oturacağı ve kimsenin hukukun üstünde olamayacağı bir süreç mi açılıyor, bu anlamda nor- malleşiyor muyuz yoksa çok fazla bir altüst oluş sürecinin içine mi gi- riyoruz” diye sorulmasõ üzerine, Arõnç şunlarõ kaydetti: “İddia edilen konular yani ‘Balyoz’ deniliyor, bir başka deniliyor... Bildiğiniz gibi ge- çen aylarda gazetelerde tefrikalar halinde neredeyse yayımlandı. 5 bin sayfa tuttuğu ifade ediliyor... Ve bu- nu yayımlayan gazete de bir şekil- de elindeki tüm delilleri savcılara ulaştırdı. Bu belgeler, bilgiler in- celenecek, orada ismi geçenlerin ifadelerine müracaat edilecek, bel- ki konuyla bilgisi olduğu düşünü- len kişiler de sorgulanacak. So- nunda bu olayla ilgili olarak, spe- sifik olarak bir dava açılacak veya davasızlıkla bitecek” dedi. Arõnç, darbe iddialarõna verilen adlarõn hatõrlatõlmasõ üzerine de şöy- le konuştu: “İsimleri çok muhtelif. Bir tane olması halinde hemen söyleyebiliriz de ama birkaç tane buna benzer. Yani isterseniz ‘dar- be teşebbüsü’ diyelim, ister ‘cunta’ hevesliliği diyelim, isterseniz ‘sivil iktidarlara karşõ neler yapõlabileceği konusunda plan, proje, tatbikat’ di- yelim. Ne varsa... Yayımlanan ve üzerinde tartışılan konular bun- larla ilgili isimleri geçenler, hatta soruşturma sırasında işin içine da- hil olanlar savcı ve hâkimlerin ya- pacağı işlemlerle gün yüzüne çıkarılacak.” ‘Tuh hoş olmadı ama..’ Arõnç, önceki gün medyaya yönelik olarak kullandõğõ “Tuh si- ze” ifadelerine ilişkin olarak, “Tuh, yuh yerine bunların yanlışlığını söylemek de olabilirdi. Yuh si- ze veya tuh size neyse... Ama ba- şında diyorum ki, bir kanal sürekli basılmaktan bahsediyor. Basılmak tabiri hukukta ol- maz. Sizin kafanız hep basmaya alışmış diyorum. Bütün basını karşıma almadım ben. Niye bütün basını karşıma alayım?” diye ko- nuştu. “Tuh” ifadesinin tükürmek an- lamõna gelmesinin hatõrlatõlmasõ üze- rine Arõnç, şunlarõ kaydetti: “Hoş de- ğil şüphesiz ama onların yaptıkla- rı da hoş değil” karşõlõğõnõ verdi. YARGIDA DEĞİŞİKLİK PLANI AKP intikam paketini hazırlıyor AKP hukukçularõnõn hazõrladõğõ ve yüksek yargõda büyük değişikliklere yol açan anayasa paketine göre HSYK ve YAŞ kararlarõna yargõ denetimi açõlacak. HSYK’nin üye yapõsõ değiştirilerek TBMM başta olmak üzere 7 kuruma üye atama hakkõ verilecek. EMİNE KAPLAN ANKARA - Başba- kan Tayyip Erdoğan, “Anayasa değişikliği yapılacak. Muhalefetle uzlaşma olmazsa refe- randuma gidebiliriz” derken; AKP yönetimi yaklaşõk 10 maddelik bir anayasa paketi hazõrladõ. Pakete son biçimini ge- lecek hafta yapõlacak toplantõda Başbakan Er- doğan verecek. Pakette, Türkiye mil- letvekilliği, kamu denet- çiliği, kadõna pozitif ay- rõmcõlõk ile birlikte asõl olarak yargõ organlarõnõn yapõsõnõ değiştirmeye dö- nük düzenlemeler yer alõ- yor. Pakette yer almasõ beklenen düzenlemeler şöyle: HSYK’nin yapısı: HSYK’nin 7 olan üye sa- yõsõ 21’e çõkarõlacak. Üye- ler, Cumhurbaşkanõ, Ana- yasa Mahkemesi, Danõş- tay, Yargõtay, TBMM, bi- rinci sõnõfa ayrõlmõş hâkim ve savcõlar ile Barolar Bir- liği tarafõndan seçilecek. Hangi kurumun kaç üye seçeceğine ilişkin seçe- nekler üzerindeki değer- lendirmeler sürüyor. AKP, TBMM tarafõndan üye se- çilmesinin HSYK’yi si- yasallaştõracağõnõ dile ge- tiren muhalefet partilerini ikna edebilmek için TBMM’deki üye seçimi- nin nitelikli çoğunlukla yapõlmasõ formülünü ge- tirmeyi planlõyor. Nite- likli çoğunluk olarak 330 ya da 367 seçeneği üze- rinde duruluyor. Yargı denetimi: HSYK ve YAŞ kararlarõ yargõ denetimine açõla- cak. AKP yöneticileri, yar- gõ denetimine açõlmasõ du- rumunda geçmişte HSYK ve YAŞ kararlarõ sonucu meslekten atõlan kişilere de geri dönme hakkõ ve- rilmesinin tartõşõlacağõnõ belirttiler. Bu durumda Şemdinli davasõ nedeniy- le meslekten atõlan eski Van Savcõsõ Ferhat Sarı- kaya başta olmak üzere birçok kişiye geri dönme hakkõ verilmesi gündeme gelebilecek. Parti kapatma: Si- yasi partilerin kapatõlma- sõ zorlaştõrõlacak, Venedik kriterleri esas alõnacak. Yargõtay Cumhuriyet Baş- savcõsõ’nõn doğrudan ka- patma davasõ açmasõ yet- kisi kaldõrõlarak dava açõ- labilmesi için TBMM Ge- nel Kurulu’ndan izin alõn- masõ koşulu seçenekli dü- zenlemeler arasõnda bulu- nuyor. Anayasa Mahke- mesi’nin yapısı: Ana- yasa Mahkemesi’nin de üye sayõsõ arttõrõlarak üye- lerin bir bölümü TBMM tarafõndan seçilecek. AKP yöneticileri, seçenekli dü- zenlemeler arasõnda Ana- yasa Mahkemesi’nin ya- põsõna ilişkin maddenin de yer aldõğõnõ, ancak pa- kette yer almayabilecğini belirttiler. Askerlerin sivil mahkemelerde yar- gılanması: Anayasa- nõn 145. maddesinde de- ğişiklik yapõlarak asker- lerin sivil mahkemelerde yargõlanmasõ yolu açõla- cak. Anayasa Mahkemesi, Ceza Muhakemesi Yasa- sõ’nda askerlerin sivil mahkemelerde yargõlan- masõna ilişkin yasa deği- şikliğini iptal etmişti. AKP’nin, anayasa paketi- ne Anayasa Mahkemesi ve Yargõtay’õn yargõlaya- cağõ kişilerle ilgili olarak bir değişiklik maddesi de koyabileceğine dikkat çe- kiliyor. Referandum riski Başbakan Erdoğan, si- yasi partilerle uzlaşma sağlanamamasõ durumun- da referanduma gidilece- ğini açõklasa da AKP’nin tek başõna anayasa pake- tini referanduma götüre- cek çoğunluğa ulaşmasõ zor görünüyor. AKP için- de tartõşmalõ düzenleme- lerin yer alacağõ anayasa paketine oy vermeyecek ya da “ret” oyu verebile- cek milletvekilleri olduğu dile getiriliyor. AKP’nin referandum kozunu kul- lanarak yargõ organlarõna “gözdağı” vermeyi amaç- ladõğõ da dile getiriliyor. ‘Arõnç işini yapsõn’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - G- 9 Gazeteciler Platformu, Erzincan Cum- huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in ma- kam odasõnda yapõlan aramõnõn medyada “adliyeye baskın” şeklinde yer alma- sõna “Böyle baskın mı olur. Tuuu si- ze” sözleriyle değerlendiren Devlet Ba- kanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a tepki gösterdi. Türkiye Ga- zeteciler Cemiyeti ile Türkiye Gaze- teciler Federasyonu da ortak bir açõk- lamayla Arõnç’õ nezakete davet etti. G-9 Gazeteciler Platformu’ndan yapõlan açõklamada şöyle denildi: “Ne yazık ki, daha bir süre önce bir habere ‘Başsavcõya Abluka’ başlığı atan televizyoncu meslektaşımızın da işinden olduğuna tanık olduk. An- laşılan, iktidarın beğenmediği başlıkla- rı atmanın bedelinin işinden olmak ya da yüzüne ‘tuu’ denilmesi olan bir ülkede ya- şıyoruz. Kullanacağımız sözcüklerin ve ata- cağımız başlıkların iktidarın süzgecin- den geçeceği bir medya rejimini asla kabul etmeyeceğimizi belirtmek istiyoruz. Sayın Bülent Arınç’ı, medyayı ve gazetecileri eleştirmeye devam edecekse, dağarcığına küfür ve hakaret sözcükleri dışında da sözcükler katmaya çağırıyor ve bizler için sarf ettiği ifadeyle baş başa bırakıyoruz. Haberlere başlık atmak, uygun sözcükleri seçmek, başbakanların ya da yardımcıla- rının değil bizlerin görevidir. ‘Haberlerimizi de artõk Arõnç yazsõn’ demeyeceğiz. Biz işi- mizi yapmaya devam edeceğiz. Sayın Arınç da kendi işini yapmalıdır.” Platform katõ- lõmcõlarõndan Türkiye Foto Muhabirleri Der- neği (TFMD), metne katõlmadõğõnõ bildirdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nca yapõlan ortak açõklamada da şu ifadeler yer aldõ: “Medya dokunulmazlığı olan ve eleştirilemez ku- rumlar arasında değildir. Eleştirilerin ne- zaket çerçevesinde yapılması da herkes için zorunludur. Arınç’ı söylemiş olduğu söz- lerden dolayı nezakete çağırıyoruz.” Gazeteci örgütleri, ‘Tuuu size’ diyen Arõnç’õ nezakete davet ederek ‘Başlõk atmak sizin işiniz değil’ diye uyardõ BÜLENT ARINÇ: Başsavcõ İlhan Cihaner’i cemaat soruşturmasõ nedeniyle aradõğõnõ, ‘verdiği yanlõş bilgilerle’ doğruladõ Çiçek gerçeği gizledi Yargıda reform mesajı MADRİD (AA) - İspanya’nõn başkenti Madrid’deki ikinci hükümetler arasõ Türkiye-İspanya zirvesi çerçevesinde bir araya gelen Başbakan Tayyip Erdoğan ile İspanya Başbakanõ Jose Luis Rodriguez Zapatero ortak bir basõn toplantõsõ düzenledi. Gazetecilerin yargõ reformuna yönelik sorularõnõ yanõtlayan Er- doğan, şunlarõ söyledi: “Çalışmamızı sürdürüyoruz. Bu çalış- mamızı bir noktaya kavuşturduktan sonra tüm muhalefet partilerine de bu sürece katkılarının olup olmayacağını ken- dileriyle müzakere etmek suretiyle adımımızı atacağız. Kat- kı vermemeleri halinde de bizler parlamentoya bunu götür- menin şu anda gayreti içindeyiz. Parlamentoya götürdükten sonra da yeterli sayıyı almamız halinde halka götüreceğiz.” HİKMET SAMİ TÜRK’TEN YARGIYA MÜDAHALE ELEŞTİRİSİ ANKARA (ANKA) - Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Cemil Çiçek’in Adalet Bakanı olduğu dönemde, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile görüşmesini değerlendirdi. Türk, şunları söyledi: “Savcı ile görüşmesi anormal değil. Fakat burada isimler önemli. Ve görüşmenin içeriği. Bu görüşmeler, yargıya müdahale edecek şekilde olmamalıdır. Yargı bağımsızlığı hukuk devletinin temel direğidir. Bu kaybedilmemelidir. Eğer o sarsılırsa, resim toptan bozulur.” Erdoğan’a ayakkabõ Haber Merkezi - Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’a, İspanya ziyareti kapsamõn- da katõldõğõ ödül töreninde ayakkabõ fõrlatõl- dõ. Ayakkabõ, Başbakan Erdoğan’a isabet et- mezken protestocu yakalandõ. İspanya’nõn Sevilla kentinde düzenlenen törenle “Kültürlerarası Sevilla NODO Ödülü”nü alan Başbakan Erdoğan’a, tö- renin ardõndan eşi Emine Erdoğan ile bir- likte salondan ayrõlõrken ayakkabõ fõrlatõl- dõ. Korumalarõ aşan ve İspanyolca “Viva Kürdistan” (Yaşasõn Kürdistan) diye ba- ğõran bir kişi korumalar tarafõndan etkisiz hale getirildi. Ayakkabõ Başbakan Erdo- ğan’a isabet etmezken eylemi gerçekleşti- ren kişinin alkollü olduğu belirtildi. Ayakkabõ fõrlatma eylemlerinin ilk hedefi, eski ABD Başkanõ George W. Bush ol- muştu. Başkanlõk koltuğunu bõrakmadan ön- ce Bağdat’a ziyarette bulunan eski ABD Başkanõ Bush’a Iraklõ gazeteci Muntasar el Zeydi ayakkabõ fõrlatmõştõ. Bağdat’taki bu protesto daha sonra dünyanõn değişik noktalarõnda uygulandõ. Türkiye’de ise Birgün gazetesi editörü Selçuk Özbek, Bil- gi Üniversitesi’nde konferans veren IMF Başkanõ Dominique Strauss- Kahn’a ayakkabõ fõrlatmõştõ. Türkiye iyi takip etmeli Erdoğan’a ayakkabı fırlatan kişi İspanyol polisince gözaltına alındı. Fotoğraflar:AA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear