Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
cumhurbaşkanları arasında çekişmeye, hatta ciddi
gerilimlere yol açtı.
Bu anlamda yakın geçmişi özetleyelim:
Evren’in Cumhurbaşkanı olmasından sonra
yapılan Kasım 1983 seçimlerinden birinci çıkan
Turgut Özal Başbakan oldu. Evren’le yaşanan
yetki sorunları hükümete kanun hükmünde
kararname (KHK) çıkarma olanağı verilmesiyle
kısmen aşıldı. Özal, Evren’i “sizin görev sürenizi
uzatabiliriz” havucuyla avucunda tutmaya çalıştı.
Köşk’e Özal çıkınca ilk gerilim, kendisinin
Başbakanlık koltuğuna oturttuğu Yıldırım
Akbulut’la başladı. Mesut Yılmaz’la küslüğe
varacak kadar devam etti. Oysa her ikisi de aynı
partidendi.
Demirel Cumhurbaşkanı olunca benzer gerilim,
dönemin Başbakanı Tansu Çiller’le yaşandı. Aynı
partiden gelen Cumhurbaşkanı ve Başbakan konu
“yetki” olunca deyim yerindeyse külahları
değişebiliyordu.
Sezer’in Cumhurbaşkanlığı’nda pek çok
bakımdan “ilk”ler yaşandı. İlk kez siyaset ve asker
kökenli olmayan, bir kişi Köşk’e çıkmıştı.
Sezer her şeyin önüne “hukukun üstünlüğünü”
koyunca, hukuk da siyasiler için “yabancı dil”
statüsünde olunca anlaşmazlıklar çıktı.
Özal-Yılmaz...
Demirel-Çiller, Ecevit...
Sezer-Ecevit, Gül, Erdoğan...
Gül-Erdoğan...
Bugün daha farklı bir denklemle karşı
karşıyayız...
Son denklemin öncekilerden farkı, Gül ve
Erdoğan’ın kendilerine “yeni gelecek” hazırlama
umutlarının devam etmesi...
Bu “yeni gelecek” Gül ve Erdoğan’ın “görüş
birliği” içinde oluşturabilecekleri bir ufuk mu?
Elimizde elbette somut bir bilgi yok.
Ama öyle görünmüyor.
Her şey bir yana, AKP’den Gül’ün görev
süresiyle ilgili ortak bir bakış çıkmıyor.
5 mi 7 mi? Gül bile bilmiyor!
Erdoğan’ın çevresinden çıkan seslere bakılırsa 5.
Görev süresi 2012’de dolacak. Erdoğan 2011’de
“son kez” milletvekili olacak. 2012’de gel Köşk’üm
gel!
Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan kafasında bu
hesapları yaparken Köşk’ün “yetki yapısını” da
düşünüyor.
Mevcut sistemin özünde “başbakanlık sistemi”
olduğunu en iyi bilen kişilerden biri kendisi...
Böyle giderse sistemin oynanmadık yerini
bırakmayacaklar.
Geçmişteki siyasi hastalıkların tümü AKP
döneminde katlanarak devam etti. Sınav
sisteminden sağlık sistemine kadar her alandaki
çöküşün başlıca nedeni bu.
Sıra en tepeye, devlet yapısına geldi...
Düğüm 2011 seçimleri...
Türkiye kendini yenileyemezse bu yapı tümüyle
kendi sistemini kuracak; “dönerli” başbakanlık,
“dönerli” cumhurbaşkanlığı oluşacak... Kendi
aralarında belirleyecekleri sıraya göre...
Bu durumda monarşinin yerine Türk tipi bir
sistem oluşur:
Dönerşi!
Seçmen Ege ve Trakya’dan başlayıp “bu kadar
da olmaz” dedi... Akdeniz de ona katıldı.
Bakalım 2011’de arkası gelecek mi?
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
getiriyor.
Örneğin birey mantığı; daha sorunun adında
anlaşamayan iki parti, anayasa gibi
yasaların belkemiği olan yasanın
yenilenmesinde nasıl olacak da uzlaşacaklar ve
ortaya herkesin mutabık kaldığı bir anayasa
çıkaracaklar diye merak ediyor.
Türban siyasal İslam yutturmacası.
Kadınlarımızın, annelerimizin, ninelerimizin
başörtüleriyle türban arasında hiçbir benzerlik
yok.
Yok ama gel de bu gerçeği RTE’ye anlat!
Türbanı ulusal, geleneksel başörtüsüdür diye
yutturmaya çalışıyor.
Bir gün bir de bakarsınız türbanı,
başörtüsünün modernize edilen son biçimi diye
savunmaya girişir.
Olmaz demeyin. Olur, bal gibi olur.
Bu müthiş buluşundan dolayı
modacılarımızdan, yalaka kadınlarımızdan, tabii
yandaş yalakalardan RTE’ye bir alkış, bir alkış!
Siyaset dehasını övdükleri RTE’yi Türkiye’nin
Gucci’si veya Yves Saint Laurent’i ilan
ediverirler.
Olmaz demeyin bu da olur, bal gibi olur!
Ana muhalefet dokuz ay sonraki genel seçim
öncesi propaganda sürecinde RTE’nin yeni
anayasayı ön plana çıkararak ülkenin çeşitli
sıkıntılarının tartışılmasını önlemeye çalıştığının
farkında.
Bu nedenle yeni anayasanın 2011’e
bırakılmasını önlemeye çalışıyor.
Bir yandan seçim nedeniyle TBMM’nin tatile
girmesi… diğer yandan partilerin propaganda
çalışmaları… bu süreçte çeşitli olanaksızlıklar
nedeniyle yeni bir anayasanın hazırlanarak
yürürlüğe girmesi zor.
Ama Kılıçdaroğlu’nun önerdiği gibi TBMM’de
bu dönemde partilerin eşit sayıda üye vererek
katılacağı bir komisyon kurulabilir.
Bu komisyon en azından gelecek Meclis’e
hazırlık olacak kimi yöntemleri, temel ilkeleri
saptayabilir. Öncü çalışmalar yapabilir.
Kılıçdaroğlu, örneğin yürürlükteki anayasanın
değiştirilmesi istenilen bir iki maddesinin hemen
ele alınıp üzerinde mutabakat sağlanarak
düzenlenebileceğini ve hemen yürürlüğe
konulabileceğini de öneriyor.
Anayasayı bütünüyle ele almak yerine… bu,
perakendeci bir yaklaşım olmaz mı?
İstenilen bölük pörçük düzenlemeler mi yoksa
A’dan Z’ye yeni bir anayasa mı?
Bu önerilerden bir başka soru çıkıyor.
Yeni anayasa 82 Anayasası’nın değiştirilmesi
gereken maddeleri ele alarak mı
gerçekleştirilecek… yoksa kurulacak ortak
komisyon yeni anayasa mı hazırlayacak?
Yeni anayasa hazırlığı gündeme gelince,
partilerin kendi görüşlerini yansıtan birer
anayasa taslağı hazırlamaları gündeme gelebilir.
2007 seçimlerinden sonra AKP; kimi
hukukçulara bir anayasa taslağı hazırlatıp
partilerin önüne koymuş, bu davranışı günlerce
tartışılmıştı.
AKP böyle bir hazırlığı yine yapabilir..
Daha özgürlükçü ve daha demokrat bir
anayasa istediğini sürekli açıklayan CHP de bir
anayasa taslağı hazırlığına ya başladı ya da
hazırlanmaktadır diye düşünmek…
...ya da böylesi bir umut beslemek, temenni
ederiz ki düşsel olmayan bir gerçektir!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 1 EK M 2010 CUMACUMHUR YET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Ekim
Oslo PB 10
Helsinki PB 11
StockholmPB 10
Londra Y 14
AmsterdamY 14
Brüksel PB 15
Paris Y 16
Bonn Y 14
Münih Y 14
Berlin Y 11
BudapeştePB 15
Madrid B 22
Viyana PB 12
Belgrad PB 9
Sofya PB 14
Roma PB 21
Atina PB 21
Zürih Y 13
Moskova PB 9
Aşkabat B 27
Taşkent B 27
Bakû B 23
Bişkek B 20
Tiflis B 20
Kahire A 36
Şam A 34
İstanbul PB 23
Edirne PB 22
Kocaeli PB 23
Çanakkale PB 23
İzmir B 26
Manisa B 27
Denizli B 28
Zonguldak Y 20
Sinop Y 22
Samsun Y 22
Trabzon Y 22
Giresun Y 22
Ankara PB 25
Eskişehir PB 23
Konya PB 27
Sıvas B 24
Antalya PB 28
Adana Y 33
Mersin B 32
Diyarbakır Y 30
Şanlıurfa Y 30
Mardin Y 27
Siirt Y 30
Hakkâri Y 25
Van Y 21
Kars Y 20
Ülkenin doğusu
parçalı bulutlu, Ba-
tı ve Orta Karadeniz
kıyıları, Doğu Kara-
deniz, Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu
ile Doğu Akdeniz’in
doğusu sağanak
ve gök gürültülü
sağanak yağışlı, di-
ğer yerler az bu-
lutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı:
Kuzey, iç ve doğu
kesimlerde 4 ila 8
derece azalacak.
CHP’de eski ve yeni genel
başkanların önceki gün yaptığı
görüşme parti içindeki
saflaşmayı netleştirdi. Genel
Başkan Kemal
Kılıçdaroğlu’nun, selefi Deniz
Baykal ile kendisini genel
başkanlığa taşıyan partinin
güçlü ismi Genel Sekreter
Önder Sav arasında
sıkışmaya başladığı izlenimi
giderek yaygınlaşıyor. Bu
görüşmeden sızan bilgiler
ışığında “CHP’de neler
oluyor?” sorusuna tarafların
bakışı şöyle:
BAYKAL CEPHESİ:
Baykal’ın hedefi, 2011’de
yapılacak seçimlere Sav’ın
etkili olacağı milletvekili
listesiyle gidilmesini önlemek.
Bu nedenle Sav’ı, güçlü genel
sekreterlik görevinden,
etkisinin azalacağı “15 genel
başkan yardımcısından biri”
olma noktasına çekecek tüzük
değişikliklerinin
uygulanmasında ısrarlı.
Kurultay toplanarak ertelenen
tüzük değişikliklerinin ivedilikle
yürürlüğe konmasını bu
nedenle istiyor. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan
gelen yazıyı koz olarak
kullanıyor. Bu yazıdan
Kılıçdaroğlu’nun haberdar
olmayışı, Baykal’ın
kurmaylarınca “Önder Sav
liderinden saklıyor” şeklinde
yorumlanıyor. Kılıçdaroğlu’nun
türban, genel af ve yeni
anayasa çıkışlarına da
mesafeli yaklaşan Baykal, bu
tür çıkışların partinin temel
değerlerini zedeleyebileceği
ve tabanı ürkütebileceğini
vurguluyor. “CHP
dönüştürülmek,
AKP’lileştirilmek isteniyor”
eleştirileri Baykal cephesinde
sıklıkla dile getiriliyor. Ancak
Baykal’ın tezlerini bizzat kendi
uygulamaları zayıflatıyor.
Geçmişte tüzük
değişikliklerinin uygulanmasını
seçimleri gerekçe göstererek
erteleyen Baykal’ın ‘çarşaf
açılımı’ da parti tabanında
henüz unutulmuş değil.
SAV CEPHESİ: Partide
Önder Sav’a yakın isimler,
Baykal’ın kurultay talepli
çıkışlarını “Dar kadrosu için
milletvekili adaylığı garantisi
arayışı” olarak görüyor. Bu
nedenle de Kılıçdaroğlu’nun,
Baykal ile görüşmesinden
rahatsızlıklarını gizlemiyorlar.
Bu görüşme ‘yönetimde yeni
çatlak’ senaryolarını da
devreye sokmuş. Parti
koridorlarında “Kılıçdaroğlu,
Sav ile arasına mesafe mi
koyuyor” sorusu yüksek sesle
dile getirilmeye başlamış
durumda. Kılıçdaroğlu’nun
Baykal ile görüşmesinden
sonra Sav’ı hemen arayarak
bilgi vermemesi de bunun
kanıtı olarak öne sürülüyor.
Kılıçdaroğlu’nun türban, genel
af gibi önemli konularda
partiyi bağlayıcı görüşlerini
MYK’de tartışmadan
kamuoyu ile paylaşması da
Sav cephesinde rahatsızlık
yaratıyor. CHP liderinin olası
karşı çıkışların önünü kesme
amacıyla bu ‘emrivaki
yöntemini’ tercih ettiği izlenimi
yaygınlaşıyor.
KILIÇDAROĞLU: CHP’nin
parti içi sorunlarının kamuoyu
önünde tartışılmasından son
derece rahatsız olan
Kılıçdaroğlu, Baykal’ın
kurultay talebini seçim
sonrasına öteleyerek önceliği
seçim çalışmalarına vermek
arzusunda. Baykal ile basın
aracılığıyla tartışmaya kararlı.
Kılıçdaroğlu’nun partiyi
değiştirme yönündeki adımları
CHP dışından önemli destek
buluyor. Ancak bunların
Sav’ın hâkim olduğu parti
teşkilatı üzerindeki etkisi
henüz tam bilinmiyor. Genel
başkanlığa seçilmesinin
hemen sonrasında
referandum kampanyasına
başlayan CHP lideri bugüne
kadar tamamen Sav’a
bıraktığı örgüt meseleleriyle
gerçekten ilgilenmeye şimdi
başlıyor. Bu da özellikle
miletvekili adayı belirleme
sürecinde Genel Sekreter Sav
ile sık sık karşı karşıya
gelmesini gerektirebilir.
Kılıçdaroğlu’nun bu olasılığa
karşılık, aday belirlemede
geçmişte sadece çok sınırlı
uygulanan “önseçim”
yönteminin yaygın olarak
kullanılması formülünü
gündeme getirebileceği ileri
sürülüyor. CHP lideri
seçimlerde siyasi liderlik
rüştünü ispat için de bir sınav
verecek. Bu sınavdaki
başarısını parti dışı rakipleriyle
mücadelesinin yanı sıra, parti
içindeki bu çekişmelerin
üstesinden gelme yeteneği
belirleyici olacak.
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
CHP’de Neler Oluyor?
utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr
Kültür Servisi - Edebiyat, ifade özgürlüğü ve
yazarlar arasõ iletişim için 1921’de kurulan Dün-
ya Yazarlar Birliği PEN’in 76. Uluslararasõ
Kongresi 27 - 30 Eylül günlerinde Tokyo’da 90
merkezin katõlõmõyla yapõldõ. Uluslararasõ Yöne-
tim Kurulu’ndaki 4 yer için 13 aday vardõ. Tanõ-
tõm ve konuşmalarõ izleyen oylama sonucunda
Norveç’te sürgünde olan Philo Njeri İkonya
(Kenya PEN), Haroon Siddiqui (Kanada PEN),
Gil-won Lee (Kore PEN) ve Tarık Günersel
(Türkiye PEN) seçildi. Böylece Günersel Ulus-
lararasõ PEN Yönetim Kurulu’na Türkiye ile
Yakõndoğu’dan seçilen ilk yazar oldu.
Tarık Günersel, Türkiye ile
Yakındoğu’dan seçilen ilk yazar
‘Sahte çürük’ davasında
Çarmıklı iddiaları reddetti
Sahte mimarlarõn ardõndan şimdi de sahte inşaat mühendisleri ortaya çõktõ
37 sahte inşaat mühendisi
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Sahte diploma
ve denklik belgeleri ile “mi-
marlık” yapan 30 kişinin ortaya
çõkarõlmasõnõn ardõndan, şimdi de
37 kişinin sahte belgelerle “in-
şaat mühendisliği” yaptõğõ be-
lirlendi. İnşaat Mühendisleri
Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ
Serdar Harp, “sahte mühen-
disler” hakkõnda cumhuriyet
savcõlõğõna suç duyurusunda bu-
lunduklarõnõ belirtirken, yaklaşõk
1300 kişinin denklik belgeleri ile
ilgili incelemenin de YÖK’te
devam ettiğini açõkladõ. Harp, ka-
mu kurumlarõnda görev yapan
“sahte inşaat mühendisleri”
olabileceği konusunda da uyarõ-
larda bulundu.
“Sahte mimarların” ardõndan
şimdi de “sahte inşaat mü-
hendisleri” ortaya çõktõ. Konu
hakkõnda bilgi veren Harp, son
dönemde yurtdõşõndaki üniver-
sitelerden aldõklarõ diploma ve
YÖK’ten aldõklarõ denklik belgesi
ile odaya kayõt yaptõran inşaat mü-
hendislerinin sayõsõnda ciddi ar-
tõşlar yaşandõğõnõ, bunun üzerine
evraklarõndan şüphelendikleri ki-
şiler hakkõnda araştõrma yaptõk-
larõnõ söyledi. Harp, şüphelen-
dikleri 32 kişinin denklik belge-
lerinin gerçek olup olmadõğõ ko-
nusunda YÖK’e başvuruda bu-
lunduklarõnõ, incelemeler sonucu
29 kişinin belgelerinin sahte ol-
duğunu belirlediklerini söyledi.
1300 kişi için inceleme
Harp, daha önce de 8 kişinin
sahte belgelerle inşaat mühen-
disliği yaptõğõnõ ortaya çõkardõk-
larõna işaret ederek toplamda 37
“sahte inşaat mühendisinin”
tespit edildiğini bildirdi. Harp, bu
gelişmelerin ardõndan yaklaşõk
1300 kişiyle ilgili olarak da
YÖK’e başvuruda bulundukla-
rõnõ, onlarõn belgeleri ile ilgili in-
celemelerin sürdüğünü söyledi.
Diplomalarõn ağõrlõklõ olarak
KKTC’deki üniversitelerden
alõndõğõna dikkat çeken Harp, 3
tanesinin ise Türki cumhuriyet-
lerden elde edildiğini belirledik-
lerini vurguladõ.
YÖK Başkanvekili Prof. Dr.
Yekta Saraç, önümüzdeki gün-
lerde TMMOB ile görüşecekle-
rini ve kendilerinden, odaya ka-
yõtlarda şüphelenilen durum ol-
masõ halinde YÖK’ten bilgi al-
malarõnõ isteyeceklerini kaydetti.
2010 yõlõnda 116 sahte denklik
belgesi tespit ettiklerini açõklayan
Saraç, konuya ilişkin durumun
kurumlara da bildirildiğini anlattõ.
Saraç, bu yõl içinde 25 de sahte
diploma tespit ettiklerini belirtti.
İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn Roman yurttaşlarla Ab-
di İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirdiği
buluşmada “Parasız eğitim istiyoruz, alaca-
ğız” yazõlõ pankart açtõğõ gerekçesiyle 15 yõla
kadar hapis cezasõ istemiyle haklarõnda dava
açõlan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer’in
yargõlanmasõna başlandõ. Sanõklara destek ol-
mak için adliye bahçesinde toplanan Gençlik
Federasyonu üyelerine polis biber gazõ ve
coplarla müdahale etti.
İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde
dün görülen duruşmaya DHKP-C terör örgü-
tü üyesi olduklarõ ileri sürülen tutuklu sanõk-
lar katõldõ. Suçlamalarõ kabul etmeyen Berna
Yõlmaz, Ankara Üniversitesi Antropoloji Bö-
lümü 4’üncü sõnõf öğrencisi olduğunu belirte-
rek, “Eğitimin paralı olması beni zorluyor.
Babamın mali durumu iyi değil. En son
Abdi İpekçi Spor Salonu’nda Başbakan’ın
da bulunduğu yerde pankart açtım. Tale-
bimi yerine getirdim. Gözaltına alındım.
Yetkili konumdaki Başbakan’a kendi sesi-
mi duyurmak istedim” dedi. Öğrenci oldu-
ğunu belirten Ferhat Tüzer, hakkõndaki suç-
lamalarõn, katõldõğõ demokratik eylemler ol-
duğunu belirtti. Mahkeme tahliye talebini
reddederek davayõ 14 Aralõk’a erteledi.
Bakanlar Savarona
yatı için buluşacak
ANKARA - ANTALYA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu yüce
önder Mustafa Kemal Atatürk’ün son günlerini
geçirdiği Savarona yatõnõn müzeye dönüştürül-
mesi için bugün Kültür ve Turizm Bakanõ Er-
tuğrul Günay ile Maliye Bakanõ Mehmet Şim-
şek bir araya gelecek. Günay, yatõn müzeye dön-
üştürülmesi için Kültür ve Turizm Bakanlõğõ’na
devredilmesi gerektiğini belirtmişti.
Görüşmede, skandalõn ardõndan “Sözleşme
şartlarına aykırı bir şekilde kullanıldığı için”
sözleşmesi feshedilen yatõn Kültür ve Turizm
Bakanlõğõ’na devrinin ayrõntõlarõ görüşülecek.
Sadıkoğlu’ndan garip savunma
Savarona yatõnõ 49 yõllõğõna kiralayan armatör
Kahraman Sadõkoğlu ise İstanbul Atatürk Havali-
manõ’nda yaptõğõ açõklamada, “Avukatım ile gö-
rüşüp durumu inceleyeceğiz” diye konuştu. Ga-
zetecilerin fuhuş konusundaki sorularõna tepki
gösteren Sadõkoğlu, bir adamõn otelde oda tutmasõ
durumunda, “Bu odada ne yapacaksın” diye so-
rulmadõğõnõ, aynõ durumun Savarona için de ge-
çerli olduğunu söyledi. Sadõkoğlu, “50 bin dolar
getiren adamın ne yapacağını Savarona olunca
mı sormak gerekiyor? Devlet arazisine yapılan
otel de var” diye ekledi. Sadõkoğlu, bugün ko-
nuyla ilgili bir basõn toplantõsõ yapacağõnõ söyledi.
Savarona Yatõ’na düzenlenen fuhuş operasyo-
nunda gözaltõna alõnan 10 kadõndan 9’u da dün
adliyeye sevk edildi. 1 kadõn suçla ilgisi olmadõ-
ğõ gerekçesiyle serbest bõrakõldõ.
İstanbul Haber Servisi - Sahte çürük raporu ha-
zõrladõklarõ ileri sürülen Hâkim Albay Ahmet Zeki
Üçok’un da aralarõnda bulunduğu 17 sanõklõ dava-
nõn ikinci oturumunda tutuksuz sanõklar savunma
yaptõ. İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde gö-
rülen davanõn ikinci oturumunda savunma yapan
29 Mart yerel seçimlerinde AKP’den Beşiktaş Be-
lediye Başkan adayõ olan Sibel Çarmıklı “çıkar
amaçlı suç örgütü üyesi” olduğu yönündeki id-
dialarõ reddetti. Sanõk emekli astsubay Ömer Uçar
da kimseye çürük raporu almadõklarõnõ söyleyerek
“Biz yasal olmayan hiçbir şey yapmadık. 25 yıl
şerefimizle yaşadık. Bundan sonra da şerefimiz
ve onurumuzla yaşayacağız” dedi. Dava, Fener-
bahçe Başkanõ Aziz Yıldırım, dizi oyuncusu Si-
nan Çalışkanoğlu’nun aralarõnda bulunduğu 59
müştekinin dinlenmesi amacõyla bugüne ertelendi.
15 yıla kadar
hapis cezası
istemiyle
yargılanan
Berna Yılmaz ve
Ferhat Tüzer’e
destek olmak
için adliye
bahçesinde
toplanan
Gençlik
Federasyonu
üyelerine polis
biber gazı ve
coplarla
müdahale etti.
Pankart davası başladı
MÜZEYE DÖNÜŞTÜRME GİRİŞİMİ
GÜNGÖREN
Okulda
ölümüne
kavga
İstanbul Haber Servisi -
Güngören’de bir ilköğretim oku-
lunun bahçesinde kavga eden 2
öğrenciden 1’i, başõnõ beton ze-
mine çarparak öldü. 14 yaşõndaki
M.K ile Ş.K adlõ öğrenciler ara-
sõnda Güngören’deki Lütfi Kõr-
dar İlköğretim Okulu’nun bah-
çesinde kavga çõktõ. Tost sõ-
rasnda meydana gelen kavgada
başõnõ beton zemine çarptõğõ öğ-
renilen M.K, hastaneye kaldõrõl-
dõ. M.K, burada yapõlan tüm
müdahalelere karşõn yaşamõnõ
yitirdi. M.K’nin sõnõf arkadaşlarõ
da kavganõn kantinde sõra kav-
gasõndan çõktõğõ söylediler.
Bilgisayar oyunu iddiası
Yaşanan ölümün ardõndan ay-
nõ okulda çocuğu okuyan bir
veli, çocuklarõn son zamanlarda
tutkulu bir şekilde ‘Smackdown’
adlõ bir oyunu oynadõklarõnõ söy-
ledi. Televizyon ekranlarõnda
gösterilen Amerikan güreşinin
bilgisayar oyunu şekli olan
‘Smackdown’, rakibi bir hamle-
de yere serme becerisi üzerine
kurulu. Son dönemde oldukça
popüler olan bu oyunun özellik-
le ilköğretim öğrencileri arasõn-
da yaygõn olduğu söyleniyor.