23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada cumhurbaşkanları arasında çekişmeye, hatta ciddi gerilimlere yol açtı. Bu anlamda yakın geçmişi özetleyelim: Evren’in Cumhurbaşkanı olmasından sonra yapılan Kasım 1983 seçimlerinden birinci çıkan Turgut Özal Başbakan oldu. Evren’le yaşanan yetki sorunları hükümete kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma olanağı verilmesiyle kısmen aşıldı. Özal, Evren’i “sizin görev sürenizi uzatabiliriz” havucuyla avucunda tutmaya çalıştı. Köşk’e Özal çıkınca ilk gerilim, kendisinin Başbakanlık koltuğuna oturttuğu Yıldırım Akbulut’la başladı. Mesut Yılmaz’la küslüğe varacak kadar devam etti. Oysa her ikisi de aynı partidendi. Demirel Cumhurbaşkanı olunca benzer gerilim, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’le yaşandı. Aynı partiden gelen Cumhurbaşkanı ve Başbakan konu “yetki” olunca deyim yerindeyse külahları değişebiliyordu. Sezer’in Cumhurbaşkanlığı’nda pek çok bakımdan “ilk”ler yaşandı. İlk kez siyaset ve asker kökenli olmayan, bir kişi Köşk’e çıkmıştı. Sezer her şeyin önüne “hukukun üstünlüğünü” koyunca, hukuk da siyasiler için “yabancı dil” statüsünde olunca anlaşmazlıklar çıktı. Özal-Yılmaz... Demirel-Çiller, Ecevit... Sezer-Ecevit, Gül, Erdoğan... Gül-Erdoğan... Bugün daha farklı bir denklemle karşı karşıyayız... Son denklemin öncekilerden farkı, Gül ve Erdoğan’ın kendilerine “yeni gelecek” hazırlama umutlarının devam etmesi... Bu “yeni gelecek” Gül ve Erdoğan’ın “görüş birliği” içinde oluşturabilecekleri bir ufuk mu? Elimizde elbette somut bir bilgi yok. Ama öyle görünmüyor. Her şey bir yana, AKP’den Gül’ün görev süresiyle ilgili ortak bir bakış çıkmıyor. 5 mi 7 mi? Gül bile bilmiyor! Erdoğan’ın çevresinden çıkan seslere bakılırsa 5. Görev süresi 2012’de dolacak. Erdoğan 2011’de “son kez” milletvekili olacak. 2012’de gel Köşk’üm gel! Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan kafasında bu hesapları yaparken Köşk’ün “yetki yapısını” da düşünüyor. Mevcut sistemin özünde “başbakanlık sistemi” olduğunu en iyi bilen kişilerden biri kendisi... Böyle giderse sistemin oynanmadık yerini bırakmayacaklar. Geçmişteki siyasi hastalıkların tümü AKP döneminde katlanarak devam etti. Sınav sisteminden sağlık sistemine kadar her alandaki çöküşün başlıca nedeni bu. Sıra en tepeye, devlet yapısına geldi... Düğüm 2011 seçimleri... Türkiye kendini yenileyemezse bu yapı tümüyle kendi sistemini kuracak; “dönerli” başbakanlık, “dönerli” cumhurbaşkanlığı oluşacak... Kendi aralarında belirleyecekleri sıraya göre... Bu durumda monarşinin yerine Türk tipi bir sistem oluşur: Dönerşi! Seçmen Ege ve Trakya’dan başlayıp “bu kadar da olmaz” dedi... Akdeniz de ona katıldı. Bakalım 2011’de arkası gelecek mi? GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada getiriyor. Örneğin birey mantığı; daha sorunun adında anlaşamayan iki parti, anayasa gibi yasaların belkemiği olan yasanın yenilenmesinde nasıl olacak da uzlaşacaklar ve ortaya herkesin mutabık kaldığı bir anayasa çıkaracaklar diye merak ediyor. Türban siyasal İslam yutturmacası. Kadınlarımızın, annelerimizin, ninelerimizin başörtüleriyle türban arasında hiçbir benzerlik yok. Yok ama gel de bu gerçeği RTE’ye anlat! Türbanı ulusal, geleneksel başörtüsüdür diye yutturmaya çalışıyor. Bir gün bir de bakarsınız türbanı, başörtüsünün modernize edilen son biçimi diye savunmaya girişir. Olmaz demeyin. Olur, bal gibi olur. Bu müthiş buluşundan dolayı modacılarımızdan, yalaka kadınlarımızdan, tabii yandaş yalakalardan RTE’ye bir alkış, bir alkış! Siyaset dehasını övdükleri RTE’yi Türkiye’nin Gucci’si veya Yves Saint Laurent’i ilan ediverirler. Olmaz demeyin bu da olur, bal gibi olur! Ana muhalefet dokuz ay sonraki genel seçim öncesi propaganda sürecinde RTE’nin yeni anayasayı ön plana çıkararak ülkenin çeşitli sıkıntılarının tartışılmasını önlemeye çalıştığının farkında. Bu nedenle yeni anayasanın 2011’e bırakılmasını önlemeye çalışıyor. Bir yandan seçim nedeniyle TBMM’nin tatile girmesi… diğer yandan partilerin propaganda çalışmaları… bu süreçte çeşitli olanaksızlıklar nedeniyle yeni bir anayasanın hazırlanarak yürürlüğe girmesi zor. Ama Kılıçdaroğlu’nun önerdiği gibi TBMM’de bu dönemde partilerin eşit sayıda üye vererek katılacağı bir komisyon kurulabilir. Bu komisyon en azından gelecek Meclis’e hazırlık olacak kimi yöntemleri, temel ilkeleri saptayabilir. Öncü çalışmalar yapabilir. Kılıçdaroğlu, örneğin yürürlükteki anayasanın değiştirilmesi istenilen bir iki maddesinin hemen ele alınıp üzerinde mutabakat sağlanarak düzenlenebileceğini ve hemen yürürlüğe konulabileceğini de öneriyor. Anayasayı bütünüyle ele almak yerine… bu, perakendeci bir yaklaşım olmaz mı? İstenilen bölük pörçük düzenlemeler mi yoksa A’dan Z’ye yeni bir anayasa mı? Bu önerilerden bir başka soru çıkıyor. Yeni anayasa 82 Anayasası’nın değiştirilmesi gereken maddeleri ele alarak mı gerçekleştirilecek… yoksa kurulacak ortak komisyon yeni anayasa mı hazırlayacak? Yeni anayasa hazırlığı gündeme gelince, partilerin kendi görüşlerini yansıtan birer anayasa taslağı hazırlamaları gündeme gelebilir. 2007 seçimlerinden sonra AKP; kimi hukukçulara bir anayasa taslağı hazırlatıp partilerin önüne koymuş, bu davranışı günlerce tartışılmıştı. AKP böyle bir hazırlığı yine yapabilir.. Daha özgürlükçü ve daha demokrat bir anayasa istediğini sürekli açıklayan CHP de bir anayasa taslağı hazırlığına ya başladı ya da hazırlanmaktadır diye düşünmek… ...ya da böylesi bir umut beslemek, temenni ederiz ki düşsel olmayan bir gerçektir! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 1 EK M 2010 CUMACUMHUR YET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Ekim Oslo PB 10 Helsinki PB 11 StockholmPB 10 Londra Y 14 AmsterdamY 14 Brüksel PB 15 Paris Y 16 Bonn Y 14 Münih Y 14 Berlin Y 11 BudapeştePB 15 Madrid B 22 Viyana PB 12 Belgrad PB 9 Sofya PB 14 Roma PB 21 Atina PB 21 Zürih Y 13 Moskova PB 9 Aşkabat B 27 Taşkent B 27 Bakû B 23 Bişkek B 20 Tiflis B 20 Kahire A 36 Şam A 34 İstanbul PB 23 Edirne PB 22 Kocaeli PB 23 Çanakkale PB 23 İzmir B 26 Manisa B 27 Denizli B 28 Zonguldak Y 20 Sinop Y 22 Samsun Y 22 Trabzon Y 22 Giresun Y 22 Ankara PB 25 Eskişehir PB 23 Konya PB 27 Sıvas B 24 Antalya PB 28 Adana Y 33 Mersin B 32 Diyarbakır Y 30 Şanlıurfa Y 30 Mardin Y 27 Siirt Y 30 Hakkâri Y 25 Van Y 21 Kars Y 20 Ülkenin doğusu parçalı bulutlu, Ba- tı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Kara- deniz, Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu ile Doğu Akdeniz’in doğusu sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, di- ğer yerler az bu- lutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı: Kuzey, iç ve doğu kesimlerde 4 ila 8 derece azalacak. CHP’de eski ve yeni genel başkanların önceki gün yaptığı görüşme parti içindeki saflaşmayı netleştirdi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, selefi Deniz Baykal ile kendisini genel başkanlığa taşıyan partinin güçlü ismi Genel Sekreter Önder Sav arasında sıkışmaya başladığı izlenimi giderek yaygınlaşıyor. Bu görüşmeden sızan bilgiler ışığında “CHP’de neler oluyor?” sorusuna tarafların bakışı şöyle: BAYKAL CEPHESİ: Baykal’ın hedefi, 2011’de yapılacak seçimlere Sav’ın etkili olacağı milletvekili listesiyle gidilmesini önlemek. Bu nedenle Sav’ı, güçlü genel sekreterlik görevinden, etkisinin azalacağı “15 genel başkan yardımcısından biri” olma noktasına çekecek tüzük değişikliklerinin uygulanmasında ısrarlı. Kurultay toplanarak ertelenen tüzük değişikliklerinin ivedilikle yürürlüğe konmasını bu nedenle istiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelen yazıyı koz olarak kullanıyor. Bu yazıdan Kılıçdaroğlu’nun haberdar olmayışı, Baykal’ın kurmaylarınca “Önder Sav liderinden saklıyor” şeklinde yorumlanıyor. Kılıçdaroğlu’nun türban, genel af ve yeni anayasa çıkışlarına da mesafeli yaklaşan Baykal, bu tür çıkışların partinin temel değerlerini zedeleyebileceği ve tabanı ürkütebileceğini vurguluyor. “CHP dönüştürülmek, AKP’lileştirilmek isteniyor” eleştirileri Baykal cephesinde sıklıkla dile getiriliyor. Ancak Baykal’ın tezlerini bizzat kendi uygulamaları zayıflatıyor. Geçmişte tüzük değişikliklerinin uygulanmasını seçimleri gerekçe göstererek erteleyen Baykal’ın ‘çarşaf açılımı’ da parti tabanında henüz unutulmuş değil. SAV CEPHESİ: Partide Önder Sav’a yakın isimler, Baykal’ın kurultay talepli çıkışlarını “Dar kadrosu için milletvekili adaylığı garantisi arayışı” olarak görüyor. Bu nedenle de Kılıçdaroğlu’nun, Baykal ile görüşmesinden rahatsızlıklarını gizlemiyorlar. Bu görüşme ‘yönetimde yeni çatlak’ senaryolarını da devreye sokmuş. Parti koridorlarında “Kılıçdaroğlu, Sav ile arasına mesafe mi koyuyor” sorusu yüksek sesle dile getirilmeye başlamış durumda. Kılıçdaroğlu’nun Baykal ile görüşmesinden sonra Sav’ı hemen arayarak bilgi vermemesi de bunun kanıtı olarak öne sürülüyor. Kılıçdaroğlu’nun türban, genel af gibi önemli konularda partiyi bağlayıcı görüşlerini MYK’de tartışmadan kamuoyu ile paylaşması da Sav cephesinde rahatsızlık yaratıyor. CHP liderinin olası karşı çıkışların önünü kesme amacıyla bu ‘emrivaki yöntemini’ tercih ettiği izlenimi yaygınlaşıyor. KILIÇDAROĞLU: CHP’nin parti içi sorunlarının kamuoyu önünde tartışılmasından son derece rahatsız olan Kılıçdaroğlu, Baykal’ın kurultay talebini seçim sonrasına öteleyerek önceliği seçim çalışmalarına vermek arzusunda. Baykal ile basın aracılığıyla tartışmaya kararlı. Kılıçdaroğlu’nun partiyi değiştirme yönündeki adımları CHP dışından önemli destek buluyor. Ancak bunların Sav’ın hâkim olduğu parti teşkilatı üzerindeki etkisi henüz tam bilinmiyor. Genel başkanlığa seçilmesinin hemen sonrasında referandum kampanyasına başlayan CHP lideri bugüne kadar tamamen Sav’a bıraktığı örgüt meseleleriyle gerçekten ilgilenmeye şimdi başlıyor. Bu da özellikle miletvekili adayı belirleme sürecinde Genel Sekreter Sav ile sık sık karşı karşıya gelmesini gerektirebilir. Kılıçdaroğlu’nun bu olasılığa karşılık, aday belirlemede geçmişte sadece çok sınırlı uygulanan “önseçim” yönteminin yaygın olarak kullanılması formülünü gündeme getirebileceği ileri sürülüyor. CHP lideri seçimlerde siyasi liderlik rüştünü ispat için de bir sınav verecek. Bu sınavdaki başarısını parti dışı rakipleriyle mücadelesinin yanı sıra, parti içindeki bu çekişmelerin üstesinden gelme yeteneği belirleyici olacak. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER CHP’de Neler Oluyor? utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr Kültür Servisi - Edebiyat, ifade özgürlüğü ve yazarlar arasõ iletişim için 1921’de kurulan Dün- ya Yazarlar Birliği PEN’in 76. Uluslararasõ Kongresi 27 - 30 Eylül günlerinde Tokyo’da 90 merkezin katõlõmõyla yapõldõ. Uluslararasõ Yöne- tim Kurulu’ndaki 4 yer için 13 aday vardõ. Tanõ- tõm ve konuşmalarõ izleyen oylama sonucunda Norveç’te sürgünde olan Philo Njeri İkonya (Kenya PEN), Haroon Siddiqui (Kanada PEN), Gil-won Lee (Kore PEN) ve Tarık Günersel (Türkiye PEN) seçildi. Böylece Günersel Ulus- lararasõ PEN Yönetim Kurulu’na Türkiye ile Yakõndoğu’dan seçilen ilk yazar oldu. Tarık Günersel, Türkiye ile Yakındoğu’dan seçilen ilk yazar ‘Sahte çürük’ davasında Çarmıklı iddiaları reddetti Sahte mimarlarõn ardõndan şimdi de sahte inşaat mühendisleri ortaya çõktõ 37 sahte inşaat mühendisi MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - Sahte diploma ve denklik belgeleri ile “mi- marlık” yapan 30 kişinin ortaya çõkarõlmasõnõn ardõndan, şimdi de 37 kişinin sahte belgelerle “in- şaat mühendisliği” yaptõğõ be- lirlendi. İnşaat Mühendisleri Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Serdar Harp, “sahte mühen- disler” hakkõnda cumhuriyet savcõlõğõna suç duyurusunda bu- lunduklarõnõ belirtirken, yaklaşõk 1300 kişinin denklik belgeleri ile ilgili incelemenin de YÖK’te devam ettiğini açõkladõ. Harp, ka- mu kurumlarõnda görev yapan “sahte inşaat mühendisleri” olabileceği konusunda da uyarõ- larda bulundu. “Sahte mimarların” ardõndan şimdi de “sahte inşaat mü- hendisleri” ortaya çõktõ. Konu hakkõnda bilgi veren Harp, son dönemde yurtdõşõndaki üniver- sitelerden aldõklarõ diploma ve YÖK’ten aldõklarõ denklik belgesi ile odaya kayõt yaptõran inşaat mü- hendislerinin sayõsõnda ciddi ar- tõşlar yaşandõğõnõ, bunun üzerine evraklarõndan şüphelendikleri ki- şiler hakkõnda araştõrma yaptõk- larõnõ söyledi. Harp, şüphelen- dikleri 32 kişinin denklik belge- lerinin gerçek olup olmadõğõ ko- nusunda YÖK’e başvuruda bu- lunduklarõnõ, incelemeler sonucu 29 kişinin belgelerinin sahte ol- duğunu belirlediklerini söyledi. 1300 kişi için inceleme Harp, daha önce de 8 kişinin sahte belgelerle inşaat mühen- disliği yaptõğõnõ ortaya çõkardõk- larõna işaret ederek toplamda 37 “sahte inşaat mühendisinin” tespit edildiğini bildirdi. Harp, bu gelişmelerin ardõndan yaklaşõk 1300 kişiyle ilgili olarak da YÖK’e başvuruda bulundukla- rõnõ, onlarõn belgeleri ile ilgili in- celemelerin sürdüğünü söyledi. Diplomalarõn ağõrlõklõ olarak KKTC’deki üniversitelerden alõndõğõna dikkat çeken Harp, 3 tanesinin ise Türki cumhuriyet- lerden elde edildiğini belirledik- lerini vurguladõ. YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Yekta Saraç, önümüzdeki gün- lerde TMMOB ile görüşecekle- rini ve kendilerinden, odaya ka- yõtlarda şüphelenilen durum ol- masõ halinde YÖK’ten bilgi al- malarõnõ isteyeceklerini kaydetti. 2010 yõlõnda 116 sahte denklik belgesi tespit ettiklerini açõklayan Saraç, konuya ilişkin durumun kurumlara da bildirildiğini anlattõ. Saraç, bu yõl içinde 25 de sahte diploma tespit ettiklerini belirtti. İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Roman yurttaşlarla Ab- di İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirdiği buluşmada “Parasız eğitim istiyoruz, alaca- ğız” yazõlõ pankart açtõğõ gerekçesiyle 15 yõla kadar hapis cezasõ istemiyle haklarõnda dava açõlan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer’in yargõlanmasõna başlandõ. Sanõklara destek ol- mak için adliye bahçesinde toplanan Gençlik Federasyonu üyelerine polis biber gazõ ve coplarla müdahale etti. İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya DHKP-C terör örgü- tü üyesi olduklarõ ileri sürülen tutuklu sanõk- lar katõldõ. Suçlamalarõ kabul etmeyen Berna Yõlmaz, Ankara Üniversitesi Antropoloji Bö- lümü 4’üncü sõnõf öğrencisi olduğunu belirte- rek, “Eğitimin paralı olması beni zorluyor. Babamın mali durumu iyi değil. En son Abdi İpekçi Spor Salonu’nda Başbakan’ın da bulunduğu yerde pankart açtım. Tale- bimi yerine getirdim. Gözaltına alındım. Yetkili konumdaki Başbakan’a kendi sesi- mi duyurmak istedim” dedi. Öğrenci oldu- ğunu belirten Ferhat Tüzer, hakkõndaki suç- lamalarõn, katõldõğõ demokratik eylemler ol- duğunu belirtti. Mahkeme tahliye talebini reddederek davayõ 14 Aralõk’a erteledi. Bakanlar Savarona yatı için buluşacak ANKARA - ANTALYA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu yüce önder Mustafa Kemal Atatürk’ün son günlerini geçirdiği Savarona yatõnõn müzeye dönüştürül- mesi için bugün Kültür ve Turizm Bakanõ Er- tuğrul Günay ile Maliye Bakanõ Mehmet Şim- şek bir araya gelecek. Günay, yatõn müzeye dön- üştürülmesi için Kültür ve Turizm Bakanlõğõ’na devredilmesi gerektiğini belirtmişti. Görüşmede, skandalõn ardõndan “Sözleşme şartlarına aykırı bir şekilde kullanıldığı için” sözleşmesi feshedilen yatõn Kültür ve Turizm Bakanlõğõ’na devrinin ayrõntõlarõ görüşülecek. Sadıkoğlu’ndan garip savunma Savarona yatõnõ 49 yõllõğõna kiralayan armatör Kahraman Sadõkoğlu ise İstanbul Atatürk Havali- manõ’nda yaptõğõ açõklamada, “Avukatım ile gö- rüşüp durumu inceleyeceğiz” diye konuştu. Ga- zetecilerin fuhuş konusundaki sorularõna tepki gösteren Sadõkoğlu, bir adamõn otelde oda tutmasõ durumunda, “Bu odada ne yapacaksın” diye so- rulmadõğõnõ, aynõ durumun Savarona için de ge- çerli olduğunu söyledi. Sadõkoğlu, “50 bin dolar getiren adamın ne yapacağını Savarona olunca mı sormak gerekiyor? Devlet arazisine yapılan otel de var” diye ekledi. Sadõkoğlu, bugün ko- nuyla ilgili bir basõn toplantõsõ yapacağõnõ söyledi. Savarona Yatõ’na düzenlenen fuhuş operasyo- nunda gözaltõna alõnan 10 kadõndan 9’u da dün adliyeye sevk edildi. 1 kadõn suçla ilgisi olmadõ- ğõ gerekçesiyle serbest bõrakõldõ. İstanbul Haber Servisi - Sahte çürük raporu ha- zõrladõklarõ ileri sürülen Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok’un da aralarõnda bulunduğu 17 sanõklõ dava- nõn ikinci oturumunda tutuksuz sanõklar savunma yaptõ. İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde gö- rülen davanõn ikinci oturumunda savunma yapan 29 Mart yerel seçimlerinde AKP’den Beşiktaş Be- lediye Başkan adayõ olan Sibel Çarmıklı “çıkar amaçlı suç örgütü üyesi” olduğu yönündeki id- dialarõ reddetti. Sanõk emekli astsubay Ömer Uçar da kimseye çürük raporu almadõklarõnõ söyleyerek “Biz yasal olmayan hiçbir şey yapmadık. 25 yıl şerefimizle yaşadık. Bundan sonra da şerefimiz ve onurumuzla yaşayacağız” dedi. Dava, Fener- bahçe Başkanõ Aziz Yıldırım, dizi oyuncusu Si- nan Çalışkanoğlu’nun aralarõnda bulunduğu 59 müştekinin dinlenmesi amacõyla bugüne ertelendi. 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer’e destek olmak için adliye bahçesinde toplanan Gençlik Federasyonu üyelerine polis biber gazı ve coplarla müdahale etti. Pankart davası başladı MÜZEYE DÖNÜŞTÜRME GİRİŞİMİ GÜNGÖREN Okulda ölümüne kavga İstanbul Haber Servisi - Güngören’de bir ilköğretim oku- lunun bahçesinde kavga eden 2 öğrenciden 1’i, başõnõ beton ze- mine çarparak öldü. 14 yaşõndaki M.K ile Ş.K adlõ öğrenciler ara- sõnda Güngören’deki Lütfi Kõr- dar İlköğretim Okulu’nun bah- çesinde kavga çõktõ. Tost sõ- rasnda meydana gelen kavgada başõnõ beton zemine çarptõğõ öğ- renilen M.K, hastaneye kaldõrõl- dõ. M.K, burada yapõlan tüm müdahalelere karşõn yaşamõnõ yitirdi. M.K’nin sõnõf arkadaşlarõ da kavganõn kantinde sõra kav- gasõndan çõktõğõ söylediler. Bilgisayar oyunu iddiası Yaşanan ölümün ardõndan ay- nõ okulda çocuğu okuyan bir veli, çocuklarõn son zamanlarda tutkulu bir şekilde ‘Smackdown’ adlõ bir oyunu oynadõklarõnõ söy- ledi. Televizyon ekranlarõnda gösterilen Amerikan güreşinin bilgisayar oyunu şekli olan ‘Smackdown’, rakibi bir hamle- de yere serme becerisi üzerine kurulu. Son dönemde oldukça popüler olan bu oyunun özellik- le ilköğretim öğrencileri arasõn- da yaygõn olduğu söyleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear