23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B Son günlerde Türk Ceza Yasası’nın 301’inci maddesi gündemde... Eski yasadaki 159’uncu madde yenisinde 301 oldu... Orhan Pamuk şimdi bu maddeden yargılanıyor.. Çünkü ne demiş: “- Türkler 1 milyon Ermeni’yi, 30 bin Kürt’ü kestiler...” AB şimdi bununla uğraşıyor, bizimkiler ne yapacaklarını bilemiyorlar, koskoca Yargıtay da işin içine girince insan şaşıp kalıyor... Öyle anlaşılıyor ki Adalet Bakanı CÇ (Cemil Çiçek) son Yargıtay kararından sonra yetkisini kullanmaya cesaret edip Pamuk davasını kapatacak... Vaktiyle 159’uncu (yenisi 301) maddeden kaç kez sorgulandım, kaç kez yargılandım, bilemem; avukatım Gülçin Çaylıgil de bilemez... Yargılanma alanında bir rekora sahip olmakla övünebilirim... Nasıl?.. İlk basın davasına 1952’de girdim, son kez 1991’de yargılandım; mahkeme koridorlarını bir ömür boyu aşındırdım... Ama bir tek kez bile mahkûm olmadım... Tüm davalardan aklandım... Olur mu böyle şey?.. Olur!.. Ağır Ceza, basın, sıkıyönetim mahkemelerinde kırk yıl yargılanma sonucunda tek sabıkam yoktur. Son dava 1991’deydi.. 1991-2005.. Demek mahkemesiz 14 yıl geçirmişim... Peki, davalar neden kesildi?.. Çünkü 1991’de Sovyetler Birliği sizlere ömür.. Ondan önce devletimiz bendenizi sakıncalı buluyordu.. Komünistlikten iki kez yargılandım.. Sonuç: İkisinden de beraat!.. Çok partili rejim demokrasiye terfi etmek istiyorsa fikir suçunu elbette kaldırmalıdır; hakaret suçu ayrıdır, özel şikâyete bağlı olmalıdır... Şaka değil Türkiye büyük bir devrim yaşadı, bugünlere gelmesi kolay olmadı... Falih Rıfkı anlatır: Efendiden bir adamın evlere şenlik bir hanımı varmış... Adamın canına tak etmiş, Cumhuriyetin ilk döneminde bir gün: - Bre kadın, demiş, seni talak-ı selase ile boşuyorum!.. Kadın ellerini beline dayayıp ne desin beğenirsiniz: - Herif!.. Geçti o günler... Artık Medeni Kanun var, Gazi Paşa’nın kanunu var!.. Cumhuriyetimiz var, devletimiz var; sen beni talak-ı selaseyle boşayamazsın, haddine düşmemiş... Adam çileden çıkmış: - Hay senin o Gazi Paşa kanununa da, Cumhuriyetine de, devletine de... Kadın pencereyi açmış: - Huuu.. komşular!.. Bu adam Gazi Paşa kanunlarına, Cumhuriyete, devlete küfrediyor... Adamcağızı 159’dan alıp götürmüşler, içeri atmışlar; zavallı en sonunda Atatürk ’e mektup yazıp kurtulmuş... Koskoca bir tarih yaşandı ve yaşanıyor; devrim ve karşıdevrim gelgitlerinin ayırdına varabilemezsek sonumuz iyi olmaz. (30 Aralık 2005 tarihli yazısı) PENCERE 159 ya da 301 Üzerine... “Anadolu’da Kuvayı Milliye, umulmadık bir zamanda ortaya çıkan bir yaşam belirtisidir. Gerek zatı hümayunları, gerek yüce devletleri için, güvenilecek biricik güç bundan ibarettir. İşte buraya gelirken şu telgrafı aldım: Adana ili Hacin ilçesinden geliyor. Burada seksen Türk’ü kiliseye hapsetmişler, kimbilir ne türlü vahşetle öldürecekler. Mezbahaya getirilmiş koyun sürüsü gibi ölümlerini bekleyen bu seksen kişi, bizden yardım istiyorlar. Bunları kurtarmak için elimizde Kuvayı Milliye’den başka hiçbir güç yok. Kuvayı Milliye’ye başkaldırıcı diyerek cezalandırmaya kalkışacak olursak, ulusun bireylerini birbirlerine saldırtarak öldürtmenin bir padişah, bir halife için olanaksızlığı bilinir. Kuvayı Milliye’nin, başkaldırmış bir güç olduğunun duyurulmasını isteyenlere, ırz, namus ve canlarının korunması için silahlanan halka, başkaldırıcı diyenlere ‘elimizde başka güç yoktur’ yanıtını vermek, bu gücün korunmasını ve arttırılması için tarafı şahanelerinden bütün valilere ve Babıâli’ye gizli olarak buyruklar vermek uygun olur?” Bu sözleri Dolmabahçe Sarayı’nda Padişah Vahdettin’e söyleyen kişi kimdir? Damat Ferit Paşa hükümetince Divanı Harbe verilecek, idamı istenecek, son dakikada ölümden kurtulup Anadolu’ya, Mustafa Kemal’in yanına kaçıp Kurtuluş Savaşı’na katılacak kişi o günlerdeki Dahiliye Nazırı Ebubekir Hazım Bey’dir... Yıllarca valilik etmiş, mütareke yıllarının Ali Rıza Paşa ve Salih Paşa kabinelerinde Dahiliye Nazırı olarak görev yapmış, Bursa Valiliği günlerinde, sonra da Dahiliye Nazırı çalışmalarında, Anadolu’da başlayan bağımsızlık hareketini desteklemiş, bu yüzden de Nemrut Mustafa Paşa Harp Divanı’nda idama mahkûm olmuş bir kişi... Gürer Yayınları’nın ‘Belgelerle Kurtuluş Savaşı’ adlı kitabını bir kez daha okurken bu sözlerle karşılaştım. Mütarekenin en kara günlerinde Vahdettin’e bu sözleri söyleyerek uyarmaya çalışan Hazım Bey’in anıları hepimize bir ders gibi... Özellikle şu anda, Divanı Harb’e çok benzeyen Silivri Mahkemesi’ni de yaşadığımıza göre... Benzerlik kaçınılmaz! Ama ne yazık ki gerçekleri işbaşındaki kişilere, Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na söyleyecek bir ikinci Hazım Bey yok!.. Ebubekir Hazım Tepeyran’ı edebiyat tarihimizi yakından bilenler çok iyi tanır. Yalnız siyasal yaşamını değil, ‘Küçük Paşa’ adlı romanıyla Türk edebiyatında Anadolu köylerinin yoksul yaşamını ilk kez sergileyen bir romancı olduğunu da bilir. Gürer Yayınları’nda yayımlanan ‘Belgelerle Kurtuluş Savaşı’nda, Hazım Bey’in Divanı Harp önündeki savunması da geniş ölçüde yer almıştır. İlgiyle, ibretle, özellikle günümüzde yaşanan çok yanlış, çok çirkin olaylarla karşılaştırılabilecek gerçek bir roman... “1920 yılı Mayısı’nın dördüncü günü akşamı İstanbul’dan Erenköyü’ne gelip tren istasyonundan kimbilir neler düşünerek dalgın bir halde evime giderken, bahçenin duvarı hizasına gelince, gafil bir kuşa yaklaşan avcı kediler gibi, iki polis memurunun bana doğru gelmekte olduklarını gördüm. Bunlardan biri ‘Hazım Bey siz misiniz’ dedi.” Böyle başlar Hazım Bey’i idam sehpasının önüne kadar götürecek serüven!.. Hiç değilse o zaman, sabah karanlığında evleri basmak, insanları yataktan kaldırıp apar topar cezaevlerine sürüklemek yokmuş!.. Ebubekir Hazım Tepeyran’ın yeniden basılan bu anılarına önsözü ben yazdım. Ne de olsa annemin babası! “Belgelerle Kurtuluş Savaşı” bugünlerde yazılmış gibi benzersiz bir yaşamın öyküsü... EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Bir Kitap: ‘Belgelerle Kurtuluş Savaşı’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear