Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2010 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
Rusya Büyükelçisi İvanovskiy, Gülen okullarõnõn eğitim programõnõn kendi ülkelerine uygun olmadõğõnõ söyledi
Renkli devrimler dönemi kapandõ
Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi
Vladimir İvanovskiy ile Başbakan Erdoğan’õn
son Moskova ziyareti üzerine ikili ilişkileri,
gelişen enerji projelerini konuşuyoruz.
İvanovskiy projeleri geliştirmekte zaman zaman
sõkõntõlar oluştuğunu ancak bunlarõn karşõlõklõ
güvenle aşõldõğõnõ anlatõyor. Türkiye’nin
dünyada çok önemli bir ülke olduğunu
vurgulayan İvanovskiy, özellikle nükleer enerji
alanõnda yeni işbirlikleri oluştuğunu anlatõyor.
Eski Sovyet cumhuriyetlerinde bir zamanlar
renkli devrimler yapanõn kim olduğunu çok iyi
bildiğini anlatan İvanovskiy, artõk o dönemin
kapandõğõnõn altõnõ kalõn hatlarla çiziyor.
Rusya’nõn Gülen Okullarõ’na neden sõcak
bakmadõğõ soruma da, “Çünkü bizim eğitim
sistemimizin dışına çıkıp kendi ders
programlarını uygulamak istiyorlar. Bir de
dini öğeleri var” yanõtõnõ veriyor.
- 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla
Rusya’nın gücünü kaybettiği varsayıldı. Ama
2000’li yılların başından itibaren Rusya
toparlandı. Bugün Rusya Avrasya Bloku’nun
lideri durumunda. Türkiye’nin son
zamanlarda ABD ekseninden Avrasya
eksenine kaymakta olduğu görüşlerine ne
diyorsunuz?
V.İ. - Modern Türkiye’nin bugünkü dünyada
stratejik, jeopolitik rolü çok büyük. Ben
Türkiye’nin hiç kimsenin ekseninde olduğunu
düşünmüyorum. Türkiye artõk obje (nesne)
değil dõş politikanõn süjesi (özne).
- Peki, Türkiye bu öneminin farkında mı
sizce?
- Bakõn, Türkiye süje değil obje dedim.
Özellikle de bu bölgede siz öncü rolü
oynuyorsunuz. En azõndan ben, hükümetim,
ülkem böyle düşünüyoruz.
Ortaklığımız üçüncü
ülkelere yönelik değil
- Türkiye’nin, Rusya’nın stratejik ortağı
olduğu görüşü var. Bu ne anlama geliyor?
- Biz güzel, iyi, güvenilir ortağõz. Pek çok
konuda ve yönde iki ülkenin çõkarlarõ örtüşüyor.
Bizim ilişkilerimiz bize aittir. Üçüncü bir tarafa
yönelik değildir. İleride ne olacağõnõ kimse
bilemez. İnşallah iyi olacak. Ama ben bu üç ana
hususu vurgulamak istiyorum. Hem ikili hem
uluslararasõ platformlardaki ilişkilerimizde biz
güzel, iyi, birbirimize güvenen ortaklarõz. Bizim
ortaklõğõmõz ve işbirliğimiz üçüncü bir tarafa
yönelik değildir. Öbür ortaklarõmõzõn da bunu
gördüklerini ve desteklediklerini düşünüyorum.
- Eski Sovyet cumhuriyetlerinin bir
bölümünde Amerikalı spekülatör Soros
destekli olduğu söylenen birtakım renkli
devrimler yapıldı. Ancak bu durum değişiyor
gibi görünüyor. Hatta son olarak Ukrayna
cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci
turunda sadece Yanukoviç ve Timoşenko
çekişince Batı basını “Seçimleri Putin
kazandı” yorumunu yaptı. Buna ne
diyorsunuz?
- Ukrayna seçimlerini şimdilik yorumlamak
istemiyorum. Hele bir ikinci tur seçimlerin
sonuçlarõnõ görelim. Ondan sonra bu konuda bir
şeyler söyleyebiliriz. İkinci husus renkli
devrimler ki bu söyledikleriniz doğru. Renkli
devrimlerin dönemini yaşadõk. Bu renkli
devrimleri Soros mu yoksa başka kaynaklar mõ,
kimler destekledi? Şimdilik bu konuyu fazla
karõştõrmayalõm. Çünkü bu konu çok karmaşõk.
Ama sizin de söylediğiniz gibi artõk o dönem,
yani renkli devrimler dönemi geçti. Olaylarõn
gelişimi bu renkli devrimlerin ömrünün pek de
olmadõğõnõ ispat etmiştir. Sonuçta halklar,
milletler her şeyi anlõyor ve son kararõ da onlar
verecektir. Biz benzer durumlarõ, zamanõnda
Balkanlar’da, Ukrayna’da gördük. Balkanlar’da
bunun gibi devrimlere bizzat şahit olduk.
Oralarda neler olduğunu çok iyi anlõyoruz.
Bu devrimlerin arkasõnda kimin olduğunu,
bunlarõ kimin yönettiğini biliyorum. Umarõm
bunun gibi projelerin dönemi bitmiştir. Biz artõk
21. yüzyõlda yaşõyoruz. Uluslararasõ politikada
bambaşka bir dönem başladõ. Türkiye’nin dõş
politikasõnõn artõk bu kadar aktif olmasõ da
sanõrõm benim söylediklerimin bir kanõtõdõr.
Dünyada Türkiye’nin dõş politikadaki rolünü
dikkatle izlemeyen bir ülke var mõ? Sanõrõm
yoktur. Başka şekilde düşünenler varsa zamanõ
gelince ne kadar hatalõ olduklarõnõ
göreceklerdir. Çünkü benim görüşüme göre
artõk dünya çok merkezli bir hale geldi. Sadece
politikada değil, ekonomide de durum böyle.
Birkaç yõl önce sekiz ülkeden söz ediyorduk.
Bugün artõk 20 ülke oldu. Süreçler o kadar hõzlõ
gelişiyor ki biz bile bunlarõ takip etmekte bazen
zorlanõyoruz. Ukrayna’ya geri dönersek...
Ukrayna’yla çok uzun bir sõnõrõmõz var.
Halklarõmõz birbirine çok yakõn. Bu durumda
birbirimizle kavga etmek bize göre son derece
akõlsõzca bir iştir.
- Renkli devrimleri yapanı ve yöneteni
biliyorum, dediniz. Kim yaptı bunları?
- Diplomaside ve politikada hiçbir şey öyle
parmakla gösterilmez. Onlar kim olduklarõnõ
çok iyi biliyorlar. Sonuçta iç ve dõş politikalarda
objektif gelişmelerin olduğunu düşünüyorum.
Bizim hem Sovyet hem Rusya döneminde
ABD’de 30 yõldan fazla görev yapan Dobrinin
isimli bir büyükelçimiz vardõ. Onun kitabõnõ
okuyorum. Dobrinin beş ABD başkanõyla
çalõştõ. Sovyet ve Rus diplomasisinin en büyük
şahsiyetlerinden birisidir. Kitabõ okurken şunu
anladõm: Dünyada tarih hep tekerrür ediyor.
Sadece bazõ ayrõntõ değişiklikleri var. Ortamlar
değişiyor ama sorunlar aynõ kalõyor.
- Türkiye-Rusya ilişkilerine gelirsek...
Başbakan Erdoğan’ın son Rusya ziyaretinde
önemli anlaşmalar imzalandı. Kâğıda
dökülmeyen ama sözlü olarak uzlaşmaya
varıldığı duyurulan karşılıklı vizenin
kaldırılması konusu var. Vize gerçekten
kalkacak mı?
- Taraflarõn bu konuyla ilgili isteği, iradesi
vardõr. Vizenin kaldõrõlmasõnõn üzerinde
çalõşacağõz. Bu konuda Başbakanõmõz Putin,
Dõşişleri Bakanlõğõmõzõ biraz eleştirdi.
“Bürokratlar yüzünden bu konu
çözülmüyor” dedi.
Vizeyi kaldırmak için çalışıyoruz
- Yani Putin iyi polisi oynarken Dışişleri
bürokratlarını kötü polis olarak mı gösterdi?
- Aynen öyle. Bu konuda pek çok husus var.
Bu hususlar sadece Dõşişleri Bakanlõğõ
tarafõndan değil, başka kurumlar tarafõndan da
halledilmelidir. Ama Cumhuriyet gazetesi için
sorun yok. (Bunu söylerken bir kahkaha atõyor.)
Vizenin kaldõrõlmasõ bir süreci gerektiriyor. Biz
bu konuyu geçen yõl da görüştük. Burada
Türkiye ve Rusya’nõn biraz farklõ yaklaşõmlarõ
var. Sadece Türkiye ve Rusya arasõnda değil,
vize konusunda üçüncü ülkelerle de sorunlar
var. Çünkü kimi ülkelerden Rusya üzerinden
Avrupa’ya kaçak göçmenler gidiyor. Ondan
sonra da Rusya’yla Avrupa ülkeleri arasõnda
sorunlar çõkõyor. Türkiye’den de gidenler var.
Sonra da Avrupa ülkelerinden bunlarõn geri
gönderilmesi (re-admission) sorunu çõkõyor. O
zaman Rusya’yla Türkiye arasõnda bu geri
göndermelerle ilgili de bir anlaşmanõn
imzalanmasõ gerekiyor. Ayrõca Orta Asya
ülkelerinden binlerce kişi Rusya’ya göç etmek
istiyor. Türkiye’den on binlerce işçi Rusya’da
çalõşõyor. Özetlemem gerekirse, bu konuda
başbakanlarõmõzõn talimatlarõnõ aldõk ve
çalõşmaya başladõk. Sanõrõm Devlet Başkanõmõz
Medvedev’in Türkiye ziyaretinden önce, yani
bu yõlõn ilkyarõsõnda vizenin kaldõrõlmasõyla
ilgili kapsamlõ istişareler yapõlacaktõr. En
önemli nokta da bu. Bu istişarelerin yapõcõ
geçeceğini biliyorum çünkü bu istişareler
uzmanlar arasõnda geçecek. En önemlisi de bu
işe başlamak. Başbakanõnõzõn Moskova
ziyaretinde ulaştõrma bakanlarõ da görüştüler.
Türk Havayollarõ ve Aeroflot’un Moskova, St.
Petersburg, Yekaterinburg, Kazan, Soçi Ufa,
Antalya ve İstanbul arasõnda günde altõ seferi
var. Bunlara charter seferlerini de ekleyin.Yeni
uçak seferleriyle daha çok insan birbirlerinin
ülkelerine gidiyor ve karşõlõklõ ilgi artõyor. Bana
göre bu, ilişkilerimizin iyiliğinin en somut
göstergesidir.
- Erdoğan’ın Moskova ziyaretinde enerji
anlaşmaları imzalandı. Basına yansıdığı
kadarıyla nükleer santral yapımı anlaşması
öne çıktı. Haberlere göre altı nükleer santralın
yapımı söz konusu.
- Enerji konusunda basõnda doğru olmayan
bilgiler yer aldõ. Moskova’da nükleer enerjiyle
ilgili ortak bildiri, Enerji Bakanõnõz Taner
Yıldız ve Başbakan Yardõmcõmõz İgor Seçin
tarafõndan imzalandõ. Ortak bildiride iki tarafõn
şöyle bir iradesi beyan edildi: Nükleer santral
inşaatõ için devletler arasõ anlaşmanõn
hazõrlanmasõ amacõyla ortak çalõşma gruplarõ
kurulacak, görüşmeler başlayacak.
Ortak bildiriye göre bu ayõn sonuna kadar
görüşmelerin başlamasõ gerekiyor.
Anlaşabilirsek ve böyle bir anlaşma hazõrlanõrsa
bu anlaşmanõn taslağõnõn iki ülke parlamentolarõ
tarafõndan onaylanmasõ gerekecektir. Anlaşma
onaylanõrsa santralõn temel atma törenine
birlikte katõlacağõz. Bu tabii ki zor ve çok
kapsamlõ bir proje. Ama iki taraf da prensipte
uzlaşmaya vardõ. İş artõk ayrõntõlara kaldõ. Ama
bu işin kolay olmadõğõnõ vurgulamak istiyorum.
Gelecek hafta Moskova’dan uzmanlardan
oluşan bir heyet bekliyoruz. Artõk laf bitti. İşe
başlamõş olduk.
Artõk piyasayõ öğrendik, akõl hocasõna ihtiyacõmõz yok
- Rusya’nın Türkiye’deki öteki
enerji işbirliği faaliyetlerini anlatır
mısınız?
- Aralõkta İskenderun’a gittim.
Orada Rus-Türk işbirliğiyle büyük
bir demir çelik fabrikasõ projesi
gerçekleştiriliyor. Özellikle o bölge
için iyi enerji kaynaklarõ
oluşturulmasõ gerektiğini
görüyorum. Bunu pek sorup yazan
yok ama aslõnda çok ciddi bir konu.
İskenderun’daki, dünyanõn en
çağdaş teknolojilerinin kullanõldõğõ
demir çelik fabrikalarõndan birisi
olacak. Maliyeti iki milyar
dolardan fazlaya çõkõyor. Bu
projeye İtalya da katõlõyor. Türkiye
üretilecek çeliği yurtdõşõna da ihraç
edecek. Bu, ekolojik dengeyi yüzde
yüz gözeten bir fabrika olacak.
Hiçbir şekilde çevre kirliliği
yaratmayacak. Elektrikle çalõşacak.
- Bu proje ağustosta İtalya
Başbakanı Berlusconi’nin de
katılımıyla Başbakanınız Putin’in
ziyareti sırasında mı imzalandı?
- O ziyarette Samsun-Ceyhan
boru hattõyla ilgili bir anlaşma
imzalandõ. Biz İtalyanlarla birlikte
bu projeyi gerçekleştireceğiz.
Samsun-Ceyhan’õn da ciddi
biçimde elektrik enerjisine ihtiyacõ
olacak. O kadar çok projemiz var
ki. Size anlattõğõm demir çelik
fabrikasõ 2010’un Aralõk ayõnda
faaliyete geçecek. Öte yandan
petrolü Samsun-Ceyhan’dan
vereceğiz. Bu bizim ortak projemiz
olacak. Biz petrolü vermezsek ne
siz ne de biz para kazanabileceğiz.
Öyle bir sürece girdik ki bütün
çõkarlarõmõz örtüşüyor.
Enerjiyi en çok şunun için
konuşuyoruz: Çok basit. Bizde
kaynaklar var. Türkiye de enerji
transit yollarõ üzerindeki ülke.
Burada karşõlõklõ bir güven ortamõ
da oluştu. Birileri bunu
uydurmuyor. Çünkü bu doğal bir
süreç.
Bütün projelerimizi
gerçekleştirirsek birbirimize o
kadar bağlõ hale geleceğiz ki
birbirimizden ayrõ çalõşmamõz
düşünülemeyecek. Bu da
ilişkilerimizin güvenilirliğinin en
iyi garantisidir.
Bazõlarõ, “Moskova’nın bazı
emelleri var. Birilerini by-pass
etmeye çalışıyor” diyorlar.
Sonuçta iş var, piyasa var. Bazõlarõ
bir zamanlar pazarõ bize
öğretiyorlardõ. Ama biz çok çabuk
öğreniyoruz.
- Rubleyle ticaret nasıl
gelişiyor?
- Reel olarak artõk dört Türk
bankasõ rubleyle çalõşõyor. Bu dört
bankada bir milyar ruble toplandõ.
Maliye Bakanlõğõ, Hazine gibi
kurumlar şimdilik buna karõşmõyor
ve bu sistem çalõşõyor. İnşallah da
çalõşmaya devam edecek. Bu süreç
bürokratik işlemlerden daha hõzlõ
gelişiyor.
Müzakerelersadecebir
nükleersantralõiçeriyor
- Yıllar önce bir Çernobil faciası yaşandı. Nükleer
santrallar ne kadar güvenli? Rusya’nın bu konuda
aldığı ne gibi önlemler var?
- Güvenlik konusunu konuşmaya başlarsak o
zaman sokağa çõkmaktan da çekinmemiz lazõm. Evet,
Çernobil gibi üzücü bir tecrübe yaşadõk. Ama bu gibi
acõ olaylar tekrarlanmasõn diye ciddi teknolojiler
geliştiriyoruz ve kullanõyoruz.
Bakõn, bugün Fransa’da enerjinin yüzde 70’i
nükleer santrallardan elde ediliyor. Rusya’da 20
nükleer reaktör inşaat halinde. Bunlarõn faaliyete
geçmesiyle Rusya’da elektriğin yaklaşõk yüzde 30’u
nükleer enerjiyle üretilecektir. Dünyada enerji
kaynaklarõ sõnõrlõ. O nedenle geleceğimizi düşünerek
ona göre önlem almak zorundayõz. Tabii ki nükleer
teknoloji Çernobil’den sonra çok gelişti. Rus Atom
Enerjisi Kurumu olan Rosatom, Alman Siemens
şirketiyle bir stratejik işbirliği anlaşmasõ imzaladõ.
Birlikte çağdaş ve son derece güvenli bir teknoloji
ürettiler. Rosatom ve Siemens şimdi ortaklaşa
Hindistan’da nükleer santral inşa edecekler. Öte
yandan Türkiye’de inşa edilecek nükleer santrallarõn
sayõsõyla ilgili karõşõk bir durum var. Bazen
haberlerde bunlarõn sayõsõnõn altõ olduğu yazõlõyor.
Türkiye’yle Rusya arasõndaki şu andaki görüşmeler
sadece bir santralla ilgili. İhale şartõna göre bu santral
4.8 megavat olacak ve dört bloktan oluşacak. Bundan
sonra ikinci nükleer santral Sinop’a inşa edilecek.
Ama bunu Rusya mõ yoksa başka bir ülke mi
yapacak? Türk tarafõ kimi bulacak? O belli değil.
- İhale şartı dediniz. Bizim basında çıkan kimi
haberlere göre iki santral ihalesiz yapılacakmış. Siz
bu konuda ne diyeceksiniz?
- Bunu Türk tarafõna sormak lazõm. Ama sonuçta
mahkemece ihale iptal edildi. Anlaşõldõğõ kadarõyla
ihale şartlarõ uygun değildi. Bize öyle dediler. Biz de
öyle kabul ettik. Sonuçta bu birkaç milyar dolarlõk
bir konu. Bu işbirliği hem Türkiye hem Rusya için
avantajlõ. Yeni teknolojiler üretilecek.
P
O
R
T
R
E
VLADİMİR İVANOVSKİY
1948 doğumlu. Yükseköğrenimini Moskova
Uluslararasõ İlişkiler Devlet Enstitüsü’nde yaptõ.
1977’de diplomasi kariyerine başladõ. Sovyetler
Birliği döneminde Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn çeşitli
kademelerinde çalõştõ. Daha sonra Sovyetler
Birliği dağõlõp Rusya Federasyonu kurulunca
1997-98 arasõ Rusya’nõn İstanbul Başkonsolosu
oldu. 2000-2002 arasõ Makedonya, 2002-2004
arasõ Yugoslavya büyükelçisi olarak görev yaptõ.
2004-2007 arasõ geniş yetkiyle donatõlmõş
büyükelçi olarak görevlendirildi. Mart 2007’de
Ankara’ya büyükelçi olarak atandõ.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Avrasya ülkelerinde çok yaygın
faaliyet gösteren Gülen okulları var.
Rusya’nın bu okullara pek sıcak
bakmadığı haberleri geliyor. Bu haberler
doğru mu? Doğruysa Rusya neden sıcak
bakmıyor?
- Her ülkede o ülkenin mevzuatõna uygun
bir eğitim sistemi vardõr. Türkiye için de
durum aynõ. Örneğin diplomasõ Türk
eğitimine uygun olmayan hiçbir yabancõ
öğretmen Türkiye’deki eğitim
kurumlarõnda çalõşamaz. Buna ek olarak
bütün öğretmenler o ülkenin eğitim
bakanlõğõnõn hazõrladõğõ eğitim sistemine
göre eğitim vermeli. O zaman onlar benim
ülkemde bana, “Kızlar erkeklerden ayrı
sınıflarda okuyacaklar” niye diyorlar?
Ayrõca bizim Eğitim Bakanlõğõmõzõn
onayladõğõ eğitim sisteminden başka birkaç
ders ya da farklõ bir sistem konulmak
isteniyor. Öğretmenler Rusya
Federasyonu’nda geçerli olmayan
diplomalarla öğretmenlik yapmaya
çalõşõyor. O okullarda eğitim programõ
bizim Rus okullarõnõn eğitim programõna
uygun değil. O okullarõn faaliyetlerinde
dini bir öğe de var. O okullarõn verdikleri
diplomalarõn bizim bakanlõğõmõz tarafõndan
onaylanmasõ gerekmektedir. Aksi takdirde
geçerli olmayacak.
Zaman zaman da eğitimle ilgili kendi
görüşlerini empoze etmeye çalõşõyorlar.
O zaman da biz bunu sakõncalõ görüyoruz.
Sayõn Erdoğan’õn iki tarafõn işbirliğiyle
üniversite düzeyinde bir devlet eğitim
kurumu kurulmasõ önerisi var.
Biz buna hazõrõz. Bu söylediğiniz
okullar şu anda Rusya’da faaliyette.
Ama onlardan sertlikle şunu talep ettik:
Siz eğitim sistemimize uyun.
Renkli devrimlerin arkasõnda kimin
olduğunu, bunlarõ kimin yönettiğini
biliyorum. Umarõm bunun gibi projelerin
dönemi kapanmõştõr.
Gülen okullarõnõn eğitim programõ,
Rus okullarõnõn eğitim programõna
uygun değil. O okullarõn faaliyetlerinde
dini bir öğe de var.
GÜLEN OKULLARI BİZE UYMAZ